- 22 Ağustos 2008
- 4.118
- 2.653
-
- Konu Sahibi Morsumbul92
- #161
Yengeç burcu eşim. Haklısın aileden isteyemem ama böyle de yaşanmıyor tadım tuzum kalmadı.Eşiniz oğlak burcu mu?
Babama benzettim eşinizin karakterini. Babam da çok tutumludur. Tek başına çalışıp, kaç çocuk okutup, ev alıp satıp başka ev almıştır mesela. Yaptığı iş de ağır iş bu arada. Öyle masabaşı falan değil.
Çok sever çalışmayı. Dünyevi hiç bir zevki yoktur. Heves etmez. Dünyaya çalışmaya gelmiş insanlardan.
Annem ev hanımı. Babamın tutumlu olması o kadar çocukla boğuşurken kendi kendine çare üretmesine sebep oldu. Babama 3'e aldığı bir şeyi 5'e aldım diyerek kenara para koyardı.
Çünkü diğer türlü bizimle ilgili acil bir şey lazım olsa, evine özendiği bir şey almak istese alamazdı.
Ben evlenip çocuk olunca da işi bırakmadım. O yüzden eşten sürekli para almak nasıldır bilemem. Ama eminim çok sinir bozucu olurdu.
Yalnız ailenizden istemeniz onu çok üzer. Hem ailenizde de kötü bir intiba bırakır. Bence onunla açık açık konuşun ama bunu yapmayın..
İyice gözlemle eğer sen çalışıyorsan fazla sıkıntı olmaz ama cimri insanla yaşamak gerçekten çok zor. Ben nişanlılık aşamasında hiç farkına bile varmadım. Çünkü para gönderirdi. İstediğim birşey varsa alırdı. Evlendikten sonra ne oldu anlayamıyorum.Ya benim erkek arkadaşım da oğlak burcu ev falan almış dayamış döşemiş borcu da yok. Dışarı çıkıyor yiyip içiyor ama sınırlı gibi ve hesabı öderken içi gidiyor sanki :) Hiç de sevmem cimri erkek. Hatta bir keresinde ben ısmarlamıştım :) Eskiden hep çapkın adamlara denk gelirdim son senelerde cimri adamlara denk gelmeye başladım. Mesela Balık burcu cimri olmaz mesela ama tanıdım yine cimri birini öyle ve o kadar zengin olduğu halde. Bazen diyorum acaba hayat şartları mı böyle yapıyor adamları ama bahsettiğim adamların hepsi üst düzeyde geliri olan kişiler. Ve sevgilim ile evlilik beni ciddi ciddi düşündürmeye başladı
Bende biliyorum para kazanmanın zorluğunu bazen bende çocukluk yaptığımı düşünüyorum eşime hak verdiğim konular oluyor. Ama biz sadece çalışmak için gelmedik bu hayata. Eğlenmek gezmek tozmak bunları isteyemez miyim? Bu isteklerim çok mu lüks? Bunları haketmiyor muyum sizce?Bence sen rahata fazla alışmışsın, hiç ekonomik zorluk çekmemişsin, o ise herşeyi tırnağıyla kazıyarak yapmış, para ne kadar zor kazanılıyor biliyor. Bana konu biraz çocukça geldi. Olgunlaşıp hayatı öğrendikçe anlarsın eşini
Ben cimri olduğunu düşünmüyorum.
Konu sahibi.. her şeyi kocam yaptı, kocam aldı, borcsuz harcsız genç yaşta ev bark sahibiyiz diyorsun. Ne güzel
Birde siz çalışında adamın yükü hafiflesin. O da yazık bir nefes alsın.
Sizin çalıştığınız kazançı yer içer , gezer tozarsınız. Onunkiyle de geçinirsiniz.
Zaman evde oturup kocanın kazandığı parayı bekleme zamanı değil.
Çalışın kazanın. krizi bahane etmeyin, zira kriz hiç bitmeyecek memlekette
( bu arada oğlakları beğenmeyenler kurban olun siz oğlaklara
Çok güzel ifade etmişsiniz, sizin gibi düşünmeyip yargıladım hep. Söylediklerinizi düşüncem. Teşekkür ederim.Bu saydığınız şeylere bakınca evet bize göre cimri diyebiliriz ama eşinizin 28 yaşında olduğunu, bu yaşta borçsuz ev aldığını ve düğün yaptığını düşünürsek(eşyaların çoğunu da o almış üstelik), şimdiye kadar hayatında kendine keyfi olarak para ayırmamış olduğunu da çıkarımlayabiliriz. Bu nedenle eğlenmeyi ve gezmeyi hep ötelemiş sanırım ve doğal olarak bunları hiç öğrenememiş. İnsanlar, deneyimlemedikleri şeylerin bilinmezliğinin yarattığı güvensizliğin verdiği bir iç güdüyle daha önce deneyimlediği ve sonucunu bildiği şeyleri yapma eğilimine yönelir genellikle. Ek gıdaya geçen bir bebeği düşünün. Her şey azar azar tattırılır. İlk tadımlarını kolay kolay beğenmezler, sevdikleri ve bildikleri tek şey anne sütüdür çünkü. Bir kaç kez aynı şeyi tatmadan sevmezler ama sevince de hayatları boyunca sevmeye devam ederler. Eşiniz kendi dünyasında çok mutlu şu an(başka bir dünyayı deneyimlememiş çünkü).
'Truman Show' filmini bilir misiniz? Truman bebeklikten itibaren kendisi için yaratılmış bir stüdyoda, stüdyonun dışındaki dünyadan habersiz bir şekilde, insanların çoğunun hayallerini süsleyen bir hayat yaşıyor. Dünyanın büyüklüğünü bilmediği sürece o stüdyoda mutlu da oluyor. Ama gerçekleri kavramaya başladığında her şey değişiyor. 'Ne alakası var?' diyebilirsiniz. Konuyu eşinize uyarlayalım. Eşiniz kendi stüdyosunda mutlu. Siz o stüdyonun dışına çıkmak istiyorsunuz. Eşiniz kendi stüdyosunun dışındaki şeylere şu an yabancı ve ilk etapta bunları reddedebilir. Stüdyonun dışındaki dünyayı ona siz gösterin öncelikle.
Yeni evlisiniz. Şu an bir uyum yakalama sürecindesiniz. Anladığım kadarıyla, almaya gittiğiniz şey çokta elzem bir ihtiyaç değildi ve bir anda o kadar para vermek eşinize o an mantıksız gelmiş olabilir veya o eşyanın o paraya değmeyeceğini düşündüğü için diğer alternatifleri de düşünmek istemiş olabilir. Keşke tavır yapmak yerine neden şu an alamadığınızı açık bir şekilde sorsaydınız. Hayatta yaşadığı zorluklar nedeniyle eşinizin parayı harcama öncelikleri sizin önceliklerinize göre farklı olabilir. İki kişi için büyük paket zeytin almak yerine küçüğünü almanın daha mantıklı olacağını düşünüyor olabilir, paketteki zeytini mi şarküteridekini mi alsak diye aklından geçirmiş olabilir. Sizin para harcamayı sevdiğiniz şeylerle onun para harcamayı sevdiği şeyler farklı olabilir. Bu tamamen hayatımızdaki önceliklerle ilgilidir. Cimriliğine karar vermek için biraz daha zaman tanıyın eşinize. Şimdilik evde yapamayacağınız aktiviteleri planlayın(tiyatro, konser,.. gibi) ve eşinize planlarınızı net bir şekilde söyleyin. Tabi bu aktiviteleri önceden araştırarak söyleyin(tiyatroya gidelim mi diye değil, direk hangi tiyatroya gitmek istediğinizi ve zamanını, mekanını söyleyin). Onlara olan tepkisini ölçün. Siz de bir işe başlayın, böylelikle sosyal aktiviteleri kendi paranızla daha rahat yapabilirsiniz. Karşılıklı anlayışla orta yolu bulabilirsiniz.
Cimriligin en önemli göstergesi aslında evim olsun ev alayım. Kaliteli olsun eşya bir daha almayayım vs vs.. cimriligin en uc noktası buNe olduğunu açıkçası ben de anlayamadım
Yani cimri olsa bu her şeye yansırdı diye düşünüyorum
Ev falan almış bunlar güzel şeyler ama hiç yemeğe cikmamanız da cimri diye düşündürüyor.
Tutumlu olmak güzel ama kefeninde cebi yok nihayetinde
Harcamayacaksa biriktirmesin boşuna.
Acaba farklı bir planı falan mı var ya da başka bir ihtiyaç. Belki o yüzden ertemistir.
Bende savurgan değilim ama sürekli para hesabı yapılması benim de canımı sıkıyor. Sorumluluk sahibi olması benim de hoşuma gidiyor. Zor şartlar da çalışıp kazanılıyor para, ama bazen öyle bir an geliyor ki bu para benden daha kıymetli diye düşünüyorum. Ben erkek olucam param olacak ve eşimin canı birşey isteyecek ben onu almıycam. Böyle şeyler olunca canım sıkılıyor benimde.Bizim evde savuran eşim, tutumlu olan benim. Eşim birikim nedir bilmez, koca adam oldu bir birikimi yok. Bin TL versen iki günde harcar. Daha yüksek meblağ versen onu da iki günde harcar. Bu durum da beni geriyor mesela.
Ancak ben tutumlu olduğum halde dışarıda yemek yemeyelim evde yiyelim demem. Yediğimin içtiğimin hesabını yapmam. Zira bu, durumun varsa tutumlu değil cimri olduğunu gösterir. Ara sıra dışarıda yemek yenebilir.
Masa konusuna gelince. Geçen yıl benim telefonum kırıldı ve telefon almaya gittik eşimle. O gördüğü ilk telefona fiyatını, ödeme imkanını düşünmeden sarıldı. Ben ise "biraz düşünelim sonra karar verelim" dedim. Çünkü sonradan zorlanacağıma en başta düşünmeyi tercih ediyorum. Ben eşime engel olmasam şu an borç batağındaydık muhtemelen. O kadar ayarsızdır.
Eşiniz cimrilik eşiğinde. Dışarıda yemek yemenin bütçeyi çok sarsacağını düşünmüyorum. Sürekli evde olmak istemesi can sıkıcı. Masa için düşünüp öyle karar vermek istemesinde bir tuhaflık yok.
Eşyaları ömür boyu kullandırtacak bana diyorsunuz yaniCimriligin en önemli göstergesi aslında evim olsun ev alayım. Kaliteli olsun eşya bir daha almayayım vs vs.. cimriligin en uc noktası bu
Cimriligin en önemli göstergesi aslında evim olsun ev alayım. Kaliteli olsun eşya bir daha almayayım vs vs.. cimriligin en uc noktası bu