O zaman benzer bir hikayenin farklı şekilde nasıl geliştiğini anlatayım size. Biz evlenmeden 1 ay önce bir talihsizlik yaşadık ve yurtdışına taşınma planımız iptal oldu. Eşim orada çalışacaktı ama olmadı ve burada işsiz kaldığı bir dönem oldu. Eğitimi iyi olduğu için bu pozisyon için fazla kalifiyesin denilerek reddedildiği de çok oldu. Bu işsiz olduğu süreçte asıl iş başvurularını yaparken
her gün ama her gün günlük, haftalık, saatlik işler aradı, bulduğu ve yaptığı da çok oldu, bir hafta tek kuruş kazanmadığı da oldu. Çevirmenlik, hostluk, online işler ne bulursa koşturdu. Benim işim çok yorucu bir işti, eve geldiğimde hep ev pırıl pırıl ve ye ek hazır olurdu. Eşim de evliliğimize karşı sorumluluklarını yerine getirmenin rahatlığıyla bilgisayar oyununu da oynardı, filmini, dizisini de izlerdi. Eve sadece ekmek ve makarna alarak dönebildiğim kadar parasız günlerimiz de sık sık oldu, kahvaltısız işe gittiğim de oldu ama bana hiç dokunmadı çünkü karşımdakinin çabasını görüyordum. Şimdi hanımefendinin anlattığı durumda sürekli işten çıkan ve çabalamayan bir profil görüyoruz. Bir de üstüne anasının babasının minik prensi bu zat. Kadın rahatsızlığında endişelerinde haklı, bir de bu endişeleri yüzünden kayın aileden laf işitiyor, ne münasebet! Zaten evliliği için çabalayan insan eşine laf edilmesine müsaade etmez. Neyse çok uzattım, belli ki hanımefendi bir çaba ve bir ışık görmüyor ve bu çok büyük bir sorun, umarım kısa zamanda aklı başına gelir adamın.