- 29 Mayıs 2016
- 4.622
- 5.328
- 88
Canım aldatmak bir kişilik bozukluğudur. Bir sorun değildir. Bir kere yapan garantili tekrar yapar.haklısınız. vallahi dogru söylediniz.
ama şey evlenmeden önce sorun yasamayan da var mıdır ki
bana da cok uzun geliyor işte zaman ..
bana yazdıklarından birisi bu sadece
"duygularımı yoğun yaşadığım bi dönemden geçiyorum. belki de belli etmiyorum ama aslında bu zamanlar sana en çok ihtiyaç duyduğum zamanlar. ihtiyaçtan kastım, yanında olabilmek. konuşabilmek. anlatabilmek. dilim döndüğünce, kelime haznem yettiğince konuşmak seninle. bilirsin hep ailemle bir tuttuğumu söylerim sana. evet belki sevgi, verilen değer olarak öyle. ama inan ki paylaştığım şeylerin sayısı, değeri bambaşka. en yakınlarımdan bahsediyorum ya. ötesi var mı? onlar benim annem, babam. doğduğum andan bugüne kadar benimleydiler. yanımdaydılar. doğumumu gördüler. yaşadılar. sonra yürüdüğümü gördüler, konuştuğumu gördüler. onlarla büyüdüm. onlar büyüttü beni. özellikle babam. bunların hepsinde bu kadar yanımdayken nasıl bu kadar uzak kalabildi bana acaba? ya da bende miydi hata? ben mi ittim onu acaba. sıradan, resmi bi baba-oğul ilişkisi yaşamaya. silik silik birkaç anı işte. biliyosun. çok konuştuk seninle bunu. çevremdeki o baba-oğul/kız ilişkilerini gördükçe bazı şeylere üzülmemek elde değil. neyse buraya babamla olan ilişkim, ona karşı duruşum, onunla yaşadıklarımı anlatmaya gelmedim. evet bu konuda da içimi boşaltmaya ihtiyacım var. bunu yaparız geldiğimde. kavuştuğumuzda. her zaman yaptığımız gibi. bu duygu yoğunluğunun nereden geldiğini anlatayım. neden ilk günümden bugünüme kadar yanımda olmasına rağmen uzak kaldığımı buraya yazdığımı anlatayım. çok vardır benim gibi. benden kötü olanı da. çok daha iyi olanı da. ama benim bu duygu yoğunluğunu yaşamamın, sürekli kafa patlamamın çok iyi bi sonucu var aslında. bu düşüncelere kendimi daha çok verdikçe anlıyorum ki her şeyimi açmışım sana. İNAN HER ŞEY ya. bi insanı tanıman için gerekecek her şey. istediği şeyler. sevdiği şeyler. yaşayışı. konuşması. mimikleri. hareketleri. Kelimesi kelimesine “HER ŞEYY”‘i. işte bu yüzden bende çok farklı bi yerin var sevgilim. yazının başında da söylediğim gibi. verilen değer, sevgi konusunda seni ailemle bir tutsam da seninle o kadar büyüdüm, seninle o kadar çok paylaştım kendimi sana o kadar çok verdim ki gerçek anlamda hayatta sahip olduğum en büyük şey haline geldin. bi sevgiliden, bi arkadaştan, bunların hepsinin toplamından fazlası oldun benim için. sana günlerce konuşsam, günlerce yazsam hislerimin en dibindeki çukuru da kazsam anlatamam sana karşı olan bağlılığımı, sevgimi, inancımı, güvenimi. inan anlatamam. çok büyüdün bende. inanılmaz büyüdün. büyümeye de devam ediyosun. her konuda. her alanda. sana dokunmak, öpmek, sarılmak, seninle konuşabilmek, sana her şeyimi açmak o kadar güzel ki. hayatta her şeyimi verebildiğim tek insan oldun benim için. ve bu noktaya geldiğimizde artık o kadar emin söyleyebilirim ki bundan sonra da o “hayatta her şeyimi verebildiğim tek insan” olmaya devam etceksin. anlatamıyorum. yazıyorum, söylüyorum ama anlatamıyorum. kelimelerim gerçekten kifayetsiz. GERÇEKTEN. farklıyız be biz aşkım, sevdiğim, CAN'ım. bu hayatta gururla söyleyebileceğim yegâne “iyi ki"msin. iyi ki varsın güzel sevgilim. her şeyini seviyorum. çok seviyorum. çok seviyorum be. çok seviyorum lan. ağzın, burnun, GÖZLERİN, vücudun, düşüncelerin, hislerin, beni nasıl sevdiğin, bunların hepsini gerçekten çok ama çok seviyorum. yine uzun bi süre geçmedi ama çoktan özledim seni. konuşmayı, dokunmayı, öpmeyi. seninle yaptığımız, yapabildiğimiz her şeyi çok özledim. bi an önce gelip kafamı göğsüne gömmek istiyorum. bizi hep sev olur mu? bize sahip çık, benim hep çıkıcağım gibi. ben bize sahip çıkcam. inan bana. SÖZ. sen de yap bunu. çok güzel günler yaşadık. çok daha güzelleri yakında. merak etme. ÇOK ÇOK daha güzelleri yakında. bütün hayallerimizi gerçekleştirceğimiz o günler. güzel uyu minik bebeğim. öptüm güzel gözlerinden, en sevdiğim yerinden binlerce kez öptüm."
ve sürekli böyle
kesin karar veremememin bir sebebi de onun bu duyguları işte ya nasıl kıyacagım diyorum o böyle konustukça
İlkin olabilir ama sonun olmasın, olmamalı.
Geçmişimde ben de böyle bir ilişki yaşadım. Yani benzer noktalar var diyeyim.
Affediyorsun ama hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Bana kalırsa,düşündüğüm şey, giden ve biten bir şeye geri dönüş yapmamalı. Hiçbir şey eskisi gibi olmaz çünkü.
Bu ilişki şu an bitmiyor belki ama emin ol bir gün bitecek. Sana geliyordur ki, başkası olmayacak, başkasını sevemem falan. Yok! Seveceksin, hem de daha çok seveceksin seni gerçekten seven birini..
Kendin söylüyorsun, tahammülüm kalmadı en ufak şeye diyorsun. İleride ne olacak düşündün mü?
Tercih senin elbet.
bana yazdıklarından birisi bu sadece
"duygularımı yoğun yaşadığım bi dönemden geçiyorum. belki de belli etmiyorum ama aslında bu zamanlar sana en çok ihtiyaç duyduğum zamanlar. ihtiyaçtan kastım, yanında olabilmek. konuşabilmek. anlatabilmek. dilim döndüğünce, kelime haznem yettiğince konuşmak seninle. bilirsin hep ailemle bir tuttuğumu söylerim sana. evet belki sevgi, verilen değer olarak öyle. ama inan ki paylaştığım şeylerin sayısı, değeri bambaşka. en yakınlarımdan bahsediyorum ya. ötesi var mı? onlar benim annem, babam. doğduğum andan bugüne kadar benimleydiler. yanımdaydılar. doğumumu gördüler. yaşadılar. sonra yürüdüğümü gördüler, konuştuğumu gördüler. onlarla büyüdüm. onlar büyüttü beni. özellikle babam. bunların hepsinde bu kadar yanımdayken nasıl bu kadar uzak kalabildi bana acaba? ya da bende miydi hata? ben mi ittim onu acaba. sıradan, resmi bi baba-oğul ilişkisi yaşamaya. silik silik birkaç anı işte. biliyosun. çok konuştuk seninle bunu. çevremdeki o baba-oğul/kız ilişkilerini gördükçe bazı şeylere üzülmemek elde değil. neyse buraya babamla olan ilişkim, ona karşı duruşum, onunla yaşadıklarımı anlatmaya gelmedim. evet bu konuda da içimi boşaltmaya ihtiyacım var. bunu yaparız geldiğimde. kavuştuğumuzda. her zaman yaptığımız gibi. bu duygu yoğunluğunun nereden geldiğini anlatayım. neden ilk günümden bugünüme kadar yanımda olmasına rağmen uzak kaldığımı buraya yazdığımı anlatayım. çok vardır benim gibi. benden kötü olanı da. çok daha iyi olanı da. ama benim bu duygu yoğunluğunu yaşamamın, sürekli kafa patlamamın çok iyi bi sonucu var aslında. bu düşüncelere kendimi daha çok verdikçe anlıyorum ki her şeyimi açmışım sana. İNAN HER ŞEY ya. bi insanı tanıman için gerekecek her şey. istediği şeyler. sevdiği şeyler. yaşayışı. konuşması. mimikleri. hareketleri. Kelimesi kelimesine “HER ŞEYY”‘i. işte bu yüzden bende çok farklı bi yerin var sevgilim. yazının başında da söylediğim gibi. verilen değer, sevgi konusunda seni ailemle bir tutsam da seninle o kadar büyüdüm, seninle o kadar çok paylaştım kendimi sana o kadar çok verdim ki gerçek anlamda hayatta sahip olduğum en büyük şey haline geldin. bi sevgiliden, bi arkadaştan, bunların hepsinin toplamından fazlası oldun benim için. sana günlerce konuşsam, günlerce yazsam hislerimin en dibindeki çukuru da kazsam anlatamam sana karşı olan bağlılığımı, sevgimi, inancımı, güvenimi. inan anlatamam. çok büyüdün bende. inanılmaz büyüdün. büyümeye de devam ediyosun. her konuda. her alanda. sana dokunmak, öpmek, sarılmak, seninle konuşabilmek, sana her şeyimi açmak o kadar güzel ki. hayatta her şeyimi verebildiğim tek insan oldun benim için. ve bu noktaya geldiğimizde artık o kadar emin söyleyebilirim ki bundan sonra da o “hayatta her şeyimi verebildiğim tek insan” olmaya devam etceksin. anlatamıyorum. yazıyorum, söylüyorum ama anlatamıyorum. kelimelerim gerçekten kifayetsiz. GERÇEKTEN. farklıyız be biz aşkım, sevdiğim, CAN'ım. bu hayatta gururla söyleyebileceğim yegâne “iyi ki"msin. iyi ki varsın güzel sevgilim. her şeyini seviyorum. çok seviyorum. çok seviyorum be. çok seviyorum lan. ağzın, burnun, GÖZLERİN, vücudun, düşüncelerin, hislerin, beni nasıl sevdiğin, bunların hepsini gerçekten çok ama çok seviyorum. yine uzun bi süre geçmedi ama çoktan özledim seni. konuşmayı, dokunmayı, öpmeyi. seninle yaptığımız, yapabildiğimiz her şeyi çok özledim. bi an önce gelip kafamı göğsüne gömmek istiyorum. bizi hep sev olur mu? bize sahip çık, benim hep çıkıcağım gibi. ben bize sahip çıkcam. inan bana. SÖZ. sen de yap bunu. çok güzel günler yaşadık. çok daha güzelleri yakında. merak etme. ÇOK ÇOK daha güzelleri yakında. bütün hayallerimizi gerçekleştirceğimiz o günler. güzel uyu minik bebeğim. öptüm güzel gözlerinden, en sevdiğim yerinden binlerce kez öptüm."
ve sürekli böyle
kesin karar veremememin bir sebebi de onun bu duyguları işte ya nasıl kıyacagım diyorum o böyle konustukça
evet. kendisi bunu cocukken yaptığını ve değiştiğini söylüyo. 2 senedir de herhangi bi yanlışı yok iştepeki sonuçta aldattı mi
evet
lafa değil icraate bakilmali
bilmiyorum. alışkanlığa dönüşmüş olabileceğini düşünüyorum. buna da tam karar veremiyorum.Artık ona aşık değilsin sanırım
Aşık olsaydın sorgulamazdın zatenbilmiyorum. alışkanlığa dönüşmüş olabileceğini düşünüyorum. buna da tam karar veremiyorum.
duygularımdan emin olabilsem keşke
Biz de çocuk olduk, eşimi tanıdığımda 14 yaşındaydım o da 16 yaşındaydı. Yaptığı hatalar için "çocuktum" lafının ardına sığınmasın,onun kişiliği bu.evet. kendisi bunu cocukken yaptığını ve değiştiğini söylüyo. 2 senedir de herhangi bi yanlışı yok işte
ilişkinizin sonucu nasıl oldu acaba merak ettimO kadar aynı şeyler olaylar yaşamışız ki bi an erkek arkadaşınızın ismi Emre mi diye sorasim geldi. Bir kere aldatan bir kez daha aldatır. Her şeyin bir ilki vardır ve bu ilklerin hicbiri son olmak zorunda değil. Kendinizi en iyi siz tanırsınız düşünüp mutlu musunuz değil misiniz düşünmeniz gerek diye düşünüyorum
çünkü o günlerden sonra melek gibi davranıyor bu konularda dediğim gibi hayatından benden baska kız yok. sınıf arkadaslar vs dahilAldatılmanın yaşandığı bir ilişki nasıl uzun soluklu olabilir, aklım almıyor...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?