Erken Yaşta Uzun İlişki Sorunu

haklısınız. vallahi dogru söylediniz.
ama şey evlenmeden önce sorun yasamayan da var mıdır ki

bana da cok uzun geliyor işte zaman ..
Canım aldatmak bir kişilik bozukluğudur. Bir sorun değildir. Bir kere yapan garantili tekrar yapar.
Hayatının baharındasın neden mecbur gibi davranıyorsun. Kendi yolunu çiz. Biraz kendini tanı.
 
Evlenince kesin aldatacak eğer böyle bir hataya düşüp evlenirsen tabi ki. Bunu da yazıyorum buraya. O zaman ayrılmadığına çoook pişman olacaksın işte. Hiç birşey ona özgü değil. Seni yine mutlu edecek, heyecanlandıracak insanlar olacak. Deneyerek bulman gerek...
 
bana yazdıklarından birisi bu sadece
"duygularımı yoğun yaşadığım bi dönemden geçiyorum. belki de belli etmiyorum ama aslında bu zamanlar sana en çok ihtiyaç duyduğum zamanlar. ihtiyaçtan kastım, yanında olabilmek. konuşabilmek. anlatabilmek. dilim döndüğünce, kelime haznem yettiğince konuşmak seninle. bilirsin hep ailemle bir tuttuğumu söylerim sana. evet belki sevgi, verilen değer olarak öyle. ama inan ki paylaştığım şeylerin sayısı, değeri bambaşka. en yakınlarımdan bahsediyorum ya. ötesi var mı? onlar benim annem, babam. doğduğum andan bugüne kadar benimleydiler. yanımdaydılar. doğumumu gördüler. yaşadılar. sonra yürüdüğümü gördüler, konuştuğumu gördüler. onlarla büyüdüm. onlar büyüttü beni. özellikle babam. bunların hepsinde bu kadar yanımdayken nasıl bu kadar uzak kalabildi bana acaba? ya da bende miydi hata? ben mi ittim onu acaba. sıradan, resmi bi baba-oğul ilişkisi yaşamaya. silik silik birkaç anı işte. biliyosun. çok konuştuk seninle bunu. çevremdeki o baba-oğul/kız ilişkilerini gördükçe bazı şeylere üzülmemek elde değil. neyse buraya babamla olan ilişkim, ona karşı duruşum, onunla yaşadıklarımı anlatmaya gelmedim. evet bu konuda da içimi boşaltmaya ihtiyacım var. bunu yaparız geldiğimde. kavuştuğumuzda. her zaman yaptığımız gibi. bu duygu yoğunluğunun nereden geldiğini anlatayım. neden ilk günümden bugünüme kadar yanımda olmasına rağmen uzak kaldığımı buraya yazdığımı anlatayım. çok vardır benim gibi. benden kötü olanı da. çok daha iyi olanı da. ama benim bu duygu yoğunluğunu yaşamamın, sürekli kafa patlamamın çok iyi bi sonucu var aslında. bu düşüncelere kendimi daha çok verdikçe anlıyorum ki her şeyimi açmışım sana. İNAN HER ŞEY ya. bi insanı tanıman için gerekecek her şey. istediği şeyler. sevdiği şeyler. yaşayışı. konuşması. mimikleri. hareketleri. Kelimesi kelimesine “HER ŞEYY”‘i. işte bu yüzden bende çok farklı bi yerin var sevgilim. yazının başında da söylediğim gibi. verilen değer, sevgi konusunda seni ailemle bir tutsam da seninle o kadar büyüdüm, seninle o kadar çok paylaştım kendimi sana o kadar çok verdim ki gerçek anlamda hayatta sahip olduğum en büyük şey haline geldin. bi sevgiliden, bi arkadaştan, bunların hepsinin toplamından fazlası oldun benim için. sana günlerce konuşsam, günlerce yazsam hislerimin en dibindeki çukuru da kazsam anlatamam sana karşı olan bağlılığımı, sevgimi, inancımı, güvenimi. inan anlatamam. çok büyüdün bende. inanılmaz büyüdün. büyümeye de devam ediyosun. her konuda. her alanda. sana dokunmak, öpmek, sarılmak, seninle konuşabilmek, sana her şeyimi açmak o kadar güzel ki. hayatta her şeyimi verebildiğim tek insan oldun benim için. ve bu noktaya geldiğimizde artık o kadar emin söyleyebilirim ki bundan sonra da o “hayatta her şeyimi verebildiğim tek insan” olmaya devam etceksin. anlatamıyorum. yazıyorum, söylüyorum ama anlatamıyorum. kelimelerim gerçekten kifayetsiz. GERÇEKTEN. farklıyız be biz aşkım, sevdiğim, CAN'ım. bu hayatta gururla söyleyebileceğim yegâne “iyi ki"msin. iyi ki varsın güzel sevgilim. her şeyini seviyorum. çok seviyorum. çok seviyorum be. çok seviyorum lan. ağzın, burnun, GÖZLERİN, vücudun, düşüncelerin, hislerin, beni nasıl sevdiğin, bunların hepsini gerçekten çok ama çok seviyorum. yine uzun bi süre geçmedi ama çoktan özledim seni. konuşmayı, dokunmayı, öpmeyi. seninle yaptığımız, yapabildiğimiz her şeyi çok özledim. bi an önce gelip kafamı göğsüne gömmek istiyorum. bizi hep sev olur mu? bize sahip çık, benim hep çıkıcağım gibi. ben bize sahip çıkcam. inan bana. SÖZ. sen de yap bunu. çok güzel günler yaşadık. çok daha güzelleri yakında. merak etme. ÇOK ÇOK daha güzelleri yakında. bütün hayallerimizi gerçekleştirceğimiz o günler. güzel uyu minik bebeğim. öptüm güzel gözlerinden, en sevdiğim yerinden binlerce kez öptüm."
ve sürekli böyle
kesin karar veremememin bir sebebi de onun bu duyguları işte ya nasıl kıyacagım diyorum o böyle konustukça
 
bana yazdıklarından birisi bu sadece
"duygularımı yoğun yaşadığım bi dönemden geçiyorum. belki de belli etmiyorum ama aslında bu zamanlar sana en çok ihtiyaç duyduğum zamanlar. ihtiyaçtan kastım, yanında olabilmek. konuşabilmek. anlatabilmek. dilim döndüğünce, kelime haznem yettiğince konuşmak seninle. bilirsin hep ailemle bir tuttuğumu söylerim sana. evet belki sevgi, verilen değer olarak öyle. ama inan ki paylaştığım şeylerin sayısı, değeri bambaşka. en yakınlarımdan bahsediyorum ya. ötesi var mı? onlar benim annem, babam. doğduğum andan bugüne kadar benimleydiler. yanımdaydılar. doğumumu gördüler. yaşadılar. sonra yürüdüğümü gördüler, konuştuğumu gördüler. onlarla büyüdüm. onlar büyüttü beni. özellikle babam. bunların hepsinde bu kadar yanımdayken nasıl bu kadar uzak kalabildi bana acaba? ya da bende miydi hata? ben mi ittim onu acaba. sıradan, resmi bi baba-oğul ilişkisi yaşamaya. silik silik birkaç anı işte. biliyosun. çok konuştuk seninle bunu. çevremdeki o baba-oğul/kız ilişkilerini gördükçe bazı şeylere üzülmemek elde değil. neyse buraya babamla olan ilişkim, ona karşı duruşum, onunla yaşadıklarımı anlatmaya gelmedim. evet bu konuda da içimi boşaltmaya ihtiyacım var. bunu yaparız geldiğimde. kavuştuğumuzda. her zaman yaptığımız gibi. bu duygu yoğunluğunun nereden geldiğini anlatayım. neden ilk günümden bugünüme kadar yanımda olmasına rağmen uzak kaldığımı buraya yazdığımı anlatayım. çok vardır benim gibi. benden kötü olanı da. çok daha iyi olanı da. ama benim bu duygu yoğunluğunu yaşamamın, sürekli kafa patlamamın çok iyi bi sonucu var aslında. bu düşüncelere kendimi daha çok verdikçe anlıyorum ki her şeyimi açmışım sana. İNAN HER ŞEY ya. bi insanı tanıman için gerekecek her şey. istediği şeyler. sevdiği şeyler. yaşayışı. konuşması. mimikleri. hareketleri. Kelimesi kelimesine “HER ŞEYY”‘i. işte bu yüzden bende çok farklı bi yerin var sevgilim. yazının başında da söylediğim gibi. verilen değer, sevgi konusunda seni ailemle bir tutsam da seninle o kadar büyüdüm, seninle o kadar çok paylaştım kendimi sana o kadar çok verdim ki gerçek anlamda hayatta sahip olduğum en büyük şey haline geldin. bi sevgiliden, bi arkadaştan, bunların hepsinin toplamından fazlası oldun benim için. sana günlerce konuşsam, günlerce yazsam hislerimin en dibindeki çukuru da kazsam anlatamam sana karşı olan bağlılığımı, sevgimi, inancımı, güvenimi. inan anlatamam. çok büyüdün bende. inanılmaz büyüdün. büyümeye de devam ediyosun. her konuda. her alanda. sana dokunmak, öpmek, sarılmak, seninle konuşabilmek, sana her şeyimi açmak o kadar güzel ki. hayatta her şeyimi verebildiğim tek insan oldun benim için. ve bu noktaya geldiğimizde artık o kadar emin söyleyebilirim ki bundan sonra da o “hayatta her şeyimi verebildiğim tek insan” olmaya devam etceksin. anlatamıyorum. yazıyorum, söylüyorum ama anlatamıyorum. kelimelerim gerçekten kifayetsiz. GERÇEKTEN. farklıyız be biz aşkım, sevdiğim, CAN'ım. bu hayatta gururla söyleyebileceğim yegâne “iyi ki"msin. iyi ki varsın güzel sevgilim. her şeyini seviyorum. çok seviyorum. çok seviyorum be. çok seviyorum lan. ağzın, burnun, GÖZLERİN, vücudun, düşüncelerin, hislerin, beni nasıl sevdiğin, bunların hepsini gerçekten çok ama çok seviyorum. yine uzun bi süre geçmedi ama çoktan özledim seni. konuşmayı, dokunmayı, öpmeyi. seninle yaptığımız, yapabildiğimiz her şeyi çok özledim. bi an önce gelip kafamı göğsüne gömmek istiyorum. bizi hep sev olur mu? bize sahip çık, benim hep çıkıcağım gibi. ben bize sahip çıkcam. inan bana. SÖZ. sen de yap bunu. çok güzel günler yaşadık. çok daha güzelleri yakında. merak etme. ÇOK ÇOK daha güzelleri yakında. bütün hayallerimizi gerçekleştirceğimiz o günler. güzel uyu minik bebeğim. öptüm güzel gözlerinden, en sevdiğim yerinden binlerce kez öptüm."
ve sürekli böyle
kesin karar veremememin bir sebebi de onun bu duyguları işte ya nasıl kıyacagım diyorum o böyle konustukça


Guzel yazmis yalan yok.
Amma velakin o sana nasil kiydi defalarca bunu dusun, he dersenki her sey mazide kaldi ben sindirdim olanlari icimde. Aman ne ala.
Ama sen hem alistim seviyorum diyip hem de olmuyor yapamiyorum bu sekilde duygularini bana acinca dersen
Bende bu ne tezatlik derim.

Iyi dusun. Al bir kalem kagit eline. Yaz bir koseye artilari . Bir koseyede eksilerini ve tart iyice .madem karasiz ve caresizsin. Hangisi agir basiyorsa oyle devam et. Fakat gozlerini ac su dunyaya .

Ondan otesi yok dersen.. Zaten nasip olmaz sana
 
17 yaşında çıkmaya başladığım beyefendi 20 yaşımda evlenme teklif etti. O yaz nişan benim okul bitince evlilikti planı. Ayrıldım. Evlenmek kim ben kim dedim 20 yaşında.

27 yaşında iken eşimle tanıştım bir sene sonra evlendim. İyi ki de ilk erkek arkadaşımla evlenmeliyim diye saçma sapan bir hareket yapmamışım. Hayır çocuk kötü falan değildi ama hayat onla geçmez dedim.

Bir de onda yaşadığım hisleri başkasında yaşamam diyorsun ya... ooooo neler hissedersin kendin bile inanmazsın...
 
Kesinlikle ayrılllll . Ada'm birüsür şey yaptı zaten tamam hatasız kul yok ama bence ayrıl olmaz bu iş mutsuz olabılrısın vede cok gencsın gez eğlen ya
 
İlkin olabilir ama sonun olmasın, olmamalı.
Geçmişimde ben de böyle bir ilişki yaşadım. Yani benzer noktalar var diyeyim.
Affediyorsun ama hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Bana kalırsa,düşündüğüm şey, giden ve biten bir şeye geri dönüş yapmamalı. Hiçbir şey eskisi gibi olmaz çünkü.
Bu ilişki şu an bitmiyor belki ama emin ol bir gün bitecek. Sana geliyordur ki, başkası olmayacak, başkasını sevemem falan. Yok! Seveceksin, hem de daha çok seveceksin seni gerçekten seven birini..
Kendin söylüyorsun, tahammülüm kalmadı en ufak şeye diyorsun. İleride ne olacak düşündün mü?
Tercih senin elbet.

+1
 
bana yazdıklarından birisi bu sadece
"duygularımı yoğun yaşadığım bi dönemden geçiyorum. belki de belli etmiyorum ama aslında bu zamanlar sana en çok ihtiyaç duyduğum zamanlar. ihtiyaçtan kastım, yanında olabilmek. konuşabilmek. anlatabilmek. dilim döndüğünce, kelime haznem yettiğince konuşmak seninle. bilirsin hep ailemle bir tuttuğumu söylerim sana. evet belki sevgi, verilen değer olarak öyle. ama inan ki paylaştığım şeylerin sayısı, değeri bambaşka. en yakınlarımdan bahsediyorum ya. ötesi var mı? onlar benim annem, babam. doğduğum andan bugüne kadar benimleydiler. yanımdaydılar. doğumumu gördüler. yaşadılar. sonra yürüdüğümü gördüler, konuştuğumu gördüler. onlarla büyüdüm. onlar büyüttü beni. özellikle babam. bunların hepsinde bu kadar yanımdayken nasıl bu kadar uzak kalabildi bana acaba? ya da bende miydi hata? ben mi ittim onu acaba. sıradan, resmi bi baba-oğul ilişkisi yaşamaya. silik silik birkaç anı işte. biliyosun. çok konuştuk seninle bunu. çevremdeki o baba-oğul/kız ilişkilerini gördükçe bazı şeylere üzülmemek elde değil. neyse buraya babamla olan ilişkim, ona karşı duruşum, onunla yaşadıklarımı anlatmaya gelmedim. evet bu konuda da içimi boşaltmaya ihtiyacım var. bunu yaparız geldiğimde. kavuştuğumuzda. her zaman yaptığımız gibi. bu duygu yoğunluğunun nereden geldiğini anlatayım. neden ilk günümden bugünüme kadar yanımda olmasına rağmen uzak kaldığımı buraya yazdığımı anlatayım. çok vardır benim gibi. benden kötü olanı da. çok daha iyi olanı da. ama benim bu duygu yoğunluğunu yaşamamın, sürekli kafa patlamamın çok iyi bi sonucu var aslında. bu düşüncelere kendimi daha çok verdikçe anlıyorum ki her şeyimi açmışım sana. İNAN HER ŞEY ya. bi insanı tanıman için gerekecek her şey. istediği şeyler. sevdiği şeyler. yaşayışı. konuşması. mimikleri. hareketleri. Kelimesi kelimesine “HER ŞEYY”‘i. işte bu yüzden bende çok farklı bi yerin var sevgilim. yazının başında da söylediğim gibi. verilen değer, sevgi konusunda seni ailemle bir tutsam da seninle o kadar büyüdüm, seninle o kadar çok paylaştım kendimi sana o kadar çok verdim ki gerçek anlamda hayatta sahip olduğum en büyük şey haline geldin. bi sevgiliden, bi arkadaştan, bunların hepsinin toplamından fazlası oldun benim için. sana günlerce konuşsam, günlerce yazsam hislerimin en dibindeki çukuru da kazsam anlatamam sana karşı olan bağlılığımı, sevgimi, inancımı, güvenimi. inan anlatamam. çok büyüdün bende. inanılmaz büyüdün. büyümeye de devam ediyosun. her konuda. her alanda. sana dokunmak, öpmek, sarılmak, seninle konuşabilmek, sana her şeyimi açmak o kadar güzel ki. hayatta her şeyimi verebildiğim tek insan oldun benim için. ve bu noktaya geldiğimizde artık o kadar emin söyleyebilirim ki bundan sonra da o “hayatta her şeyimi verebildiğim tek insan” olmaya devam etceksin. anlatamıyorum. yazıyorum, söylüyorum ama anlatamıyorum. kelimelerim gerçekten kifayetsiz. GERÇEKTEN. farklıyız be biz aşkım, sevdiğim, CAN'ım. bu hayatta gururla söyleyebileceğim yegâne “iyi ki"msin. iyi ki varsın güzel sevgilim. her şeyini seviyorum. çok seviyorum. çok seviyorum be. çok seviyorum lan. ağzın, burnun, GÖZLERİN, vücudun, düşüncelerin, hislerin, beni nasıl sevdiğin, bunların hepsini gerçekten çok ama çok seviyorum. yine uzun bi süre geçmedi ama çoktan özledim seni. konuşmayı, dokunmayı, öpmeyi. seninle yaptığımız, yapabildiğimiz her şeyi çok özledim. bi an önce gelip kafamı göğsüne gömmek istiyorum. bizi hep sev olur mu? bize sahip çık, benim hep çıkıcağım gibi. ben bize sahip çıkcam. inan bana. SÖZ. sen de yap bunu. çok güzel günler yaşadık. çok daha güzelleri yakında. merak etme. ÇOK ÇOK daha güzelleri yakında. bütün hayallerimizi gerçekleştirceğimiz o günler. güzel uyu minik bebeğim. öptüm güzel gözlerinden, en sevdiğim yerinden binlerce kez öptüm."
ve sürekli böyle
kesin karar veremememin bir sebebi de onun bu duyguları işte ya nasıl kıyacagım diyorum o böyle konustukça

peki sonuçta aldattı mi
evet
lafa değil icraate bakilmali
 
Eskiden değil de neden şuan kafana takıyorsun biliyor musun,çünkü yaş ilerledikçe bir şeyler yeni yeni dank ediyor ve aklın başına gelmeye başlıyor. Umarım doğru yolu bulursun,zira sendeki boynuzlar taa buradan bile görünüyor ve son olacağını sanmam. Olur da evlenirsen (aldatıldığına tanık olmasan bile) sende bıraktığı güvensizlik, hayatını mutsuz etmeye yeter de artar bile.
 
evet. kendisi bunu cocukken yaptığını ve değiştiğini söylüyo. 2 senedir de herhangi bi yanlışı yok işte
Biz de çocuk olduk, eşimi tanıdığımda 14 yaşındaydım o da 16 yaşındaydı. Yaptığı hatalar için "çocuktum" lafının ardına sığınmasın,onun kişiliği bu.
 
arkadaşlar bu konuda yazdıklarınızdan beri düşünüyorum sürekli ve ciddi anlamda daha da soğudum şu an ilişkimden. yaşımın daha küçük olmasından dolayı bir kişi için kendimi sürekli sürekli mutsuz etmem gereksiz geldi bana da.
biraz daha düşüneceğim bu konu hakkında ve sanırım yakın zamanda ayrılacağım.
yaptığınız yorumlar dışardan birilerinin yaptığı yorumlar yani, görmemi sağladı belki de. teşekkür ederim ^^
 
O kadar aynı şeyler olaylar yaşamışız ki bi an erkek arkadaşınızın ismi Emre mi diye sorasim geldi. Bir kere aldatan bir kez daha aldatır. Her şeyin bir ilki vardır ve bu ilklerin hicbiri son olmak zorunda değil. Kendinizi en iyi siz tanırsınız düşünüp mutlu musunuz değil misiniz düşünmeniz gerek diye düşünüyorum
 
Aldatılmanın yaşandığı bir ilişki nasıl uzun soluklu olabilir, aklım almıyor...
 
O kadar aynı şeyler olaylar yaşamışız ki bi an erkek arkadaşınızın ismi Emre mi diye sorasim geldi. Bir kere aldatan bir kez daha aldatır. Her şeyin bir ilki vardır ve bu ilklerin hicbiri son olmak zorunda değil. Kendinizi en iyi siz tanırsınız düşünüp mutlu musunuz değil misiniz düşünmeniz gerek diye düşünüyorum
ilişkinizin sonucu nasıl oldu acaba merak ettim
Aldatılmanın yaşandığı bir ilişki nasıl uzun soluklu olabilir, aklım almıyor...
çünkü o günlerden sonra melek gibi davranıyor bu konularda dediğim gibi hayatından benden baska kız yok. sınıf arkadaslar vs dahil
 
Back
X