Elinde değilmiş, Âşık olmuş...

Allah yardımcınız olsun; bundan sonrası için, oğlunuzun güzel günleriyle mutluluk versin.
 
Size büyük Sabırlar diliyorum, Allah sizi ve bebeginizi korusun.. Eşiniz olacak o adam ve onun gibileri de Allah bildiği gibi yapsın bu kadar ucuz, haysiyetsiz olunmaz. Bu nasıl bir ego nasıl bir kendini biricik gormedir ki hamile eşinin duyacağı uzuntuyu, sarsıntıyı göze alıp piskince aşık oldum diyebiliyor. Askiniz batsin. Geberip gideceksiniz bir gün hiç mi iyi bir insan olma çabası gutmuyorsunuz? Dünyaya hayvansı zevkleriniz için mi geldiniz? Diyelim ki gerçekten elinde değil doğumu da mi bekleyemedin?? Bu nasıl bir vicdan anlayamadım:KK43: Allah yardimciniz olsun, belli ki güçlü bir kadinsiniz. Bebeginizi sağlıkla ve hakettiginiz mutlulukla büyütün inşallah..
 
Nasıl ya da nerden başlayacağımı bilmiyorum aslında. Neden buraya yazdığımı da bilmiyorum. Bugüne kadar burada çok paylaşım okudum. Ne kadar farklı hayatların olduğunu düşünüp dururdum her seferinde. Ama kınamazdım. Çünkü kendimde dahil hiç kimse için ASLA YAPMAZ, ASLA OLMAZ diyemeyeceğimi bilirdim. Çiğ süt içmişti ya hani insan, bir anlık nefsine kapılıp gidebilirdi ya hani. “neden” diye de sormuyorum aslında şimdi hayatta olup biten onca şeyi gördükten sonra…

İçim paramparça, içim yanıyor, yüreğim kanıyor, ne yapsam ne etsem bir çare yok. Her ne kadar 5 gün önceki hayatımı geri istesem de gelmeyeceğini bilmek o kadar acı veriyor ki anlatamam.

5 gün önce, her günkü gibi işten çıkmış eve geliyordum. Normalde her gün kullandığım bir yol vardı. O gün nedense oradan değil de diğer taraftan gitmek istedim. Sanki bir şey beni o tarafa itiyormuş gibiydi ki eğer o yoldan gelmeseydim zaten şu an hiçbir şeyi bilmeden hayatıma devam ediyor olacaktım belki de kim bilir. Yolda giderken bir an gözüme bir şey takıldı. Bir plaka ve saniyeler sonra o plakanın eşimin arabasının plakası olduğunu anımsadım. İçimde tuhaf bir şeyler oldu ve durdum. Çok uzaklaşmamıştım zaten. Hem korkuyor hem de merak ediyordum ne olduğunu. Çünkü daha çok geçmemişti ki eşimle telefonda konuşurken işte olduğunu ve çok yoğun çalıştığını bugün biraz geç çıkabileceğini söylemişti. Bacaklarım titriyordu yürürken, arabanın bulunduğu yere kadar gittim. 5 dakika yürümedim zaten. Arabanın hemen çaprazında cafe tarzı bir yer vardı. Şimdi yazarken aynı anı tekrar tekrar yaşıyorum. Onları gördüm. Elim ayağım buz kesti. Eşim arkasını dönüktü, fark etmedi. Orada öylece dona kaldım. Zaman sanki durdu, hiçbir şey düşünemiyordum. Ne yapacağımı bilmeden öylece belki de 5-10 dakika bekledim ama ne kadar zaman olduğunu da bilmiyorum aslında. Şimdi diyeceksiniz ki ne var iş içindir vs. Ama eşimin işi öyle bir iş değil.

Dışarıda hiçbir iş ilişkisi bulunmayan, 3 yıldır ev iş, iş ev arasında mekik dokuyan, bu yüzden arabası bile doğru düzgün kilometre yapmamış olan, işten çıkarken arayıp geliyorum diye haber veren ve ne kadar zamanda evde olduğu belli olan, karşı cinsle iletişimi mesafeli, telefon rehberinde gereksiz hiç kimsenin telefon numarası olmayan hatta aile dışında hiçbir bayanın telefon numarası olmayan, whatsapp tan tutun da hiçbir sosyal medya aracı kullanmayan, her daim evde yanımda olan ve interneti bile yanımda kullanan, bulunduğumuz şehirde arkadaşı çok fazla olmadığı için haftasonunu bile her daim eşiyle birlikte geçiren, en son kafeye gidip oturduğumuz zamanın üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen ısrarla kafede oturmak istemeyen, dışarıda yemek yemeyi sevmeyip eve söyleyen, haftaiçi işte yorulduğu için haftasonunu çoğunlukla evde geçirmek isteyen biriydi. Evet artık ”di” diyorum. Çünkü bundan sonrası yok. Bizim geleceğimiz yok, bitti, tükendi. Artık doğrusu “biz” diye bir şey yok! “Yok”muşuz.

O gün biraz daha bekledikten sonra kendime geldim ve yapabileceğim çok da bir şey yoktu aslında. Aralarındaki samimiyet her şeyi açıklıyordu, en ufak bir yanlış anlama ihtimalim olup olmadığımı sorsam da kendime boş bir uğraş olduğunu adım gibi biliyordum. İçeri girdim ve masaya doğru gittim. Eşim beni fark edince o da dondu kaldı. Kireç gibi oldu bir anda yüzü. Gözlerime bakamadı ve başını öne doğru eğdi sadece. Hiç konuşmadı, o dakikadan sonra bir şey söylemesini beklemiyordum zaten. Aslında hayatım boyunca hiç böyle bir şey yaşamayacakmışım gibi diğer yandan sanki bir gün böyle bir şey zaten yaşayacakmışım gibi karmakarışık duygular içindeydim. Yüzüğümü çıkarttım, masanın üzerine bıraktım ve sadece “Yolun açık olsun.” diyebildim. Orada cıngar çıkartıp rezil etmek de vardı belki ama o an hiçbir şeye gücüm yoktu, dokunsalar yere yığılacak gibiydim. Arabaya bindim ve eve geldim. Ama nasıl geldim ben bile bilmiyorum. Arabayı nasıl kullandım bilmiyorum.

Onunla paylaştığımız ne varsa kırıp dökmek istedim. Ne yazık ki hiçbirini yapacak takatim yoktu. Akşam olmuştu artık. Işığı açmadım. Sabaha kadar karanlıkta oturdum ve saatlerce ağladım. Hiçbir şey yiyemedim. O gece ev gelmedi, nerde kaldı ne yaptı bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Ve asıl vurucu darbe o sabah geldi. Telefonumda bir mesaj “ELİMDE DEĞİLDİ, AŞIK OLDUM, BENİ AFFET BİLE DİYEMEM, SENİN DE YOLUN AÇIK OLSUN…”

En çok canımı yakan da, tüm bunları 7 aylık hamileyken yaşıyor olmak. Ve böyle bir mesajdan sonra ne denir ki artık. Giden çoktan gitmiş… Hayat ne kadar da tarifsiz acılar yaşatabiliyormuş insana. Ne hissettiğimi anlatmak istiyorum, anlatıp bir nebze rahatlamak istiyorum ama kelimeler kifayetsiz, sanki hafızamdan silinmiş gibiler. Bu yazıyı bile o kadar uzun zamanda yazdım ki iki lafı bir araya getirmek için o kadar uğraşıyorum ki…

Ve şu an bu yaşadıklarımı hiç kimse bilmiyor. Ne benim ailem ne onun ailesi. Nasıl anlatılır onu da bilmiyorum. Yapayalnızım günlerdir evde. Ölü gibiyim. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ağlayıp ağlayıp susuyorum. Ağlamaktan gözlerim acıyor. Ağlarken boğulacak gibi oluyorum, nefes alamıyorum zaman zaman… Bu kadar bilinmezliğin ardından bildiğim tek şey var. İstediğim tek şey daha doğrusu: Çocuğunu tanımasına izin vermemek. Belki çok acımasızca ama öyle. Canımı bu kadar yakan, dünyamı ansızın her şey güzel giderken bebeğimiz için gün sayarken böylesine acımasızca yıkan bir insana bunu layık görüyorum.

Çok uzun oldu farkındayım ama böyle işte, hakkınızı helal edin…
Ve hemen cevap yazamazsam affola...
Canim benim sirf sana yazmak icib üye oldum bu siteyi uzun zamandir takip ediyorum.
Suan ne haldesin dusunemiyorum bile ama geçecek. Suan esinle nasil evlendigini gecirdigin guzel gunleri ve en onemlisi bebeginizi düşünüp uzuluyosundur. Her sey biz insanlar icin unutma o adi esin icin hic üzülme eden bulur. Sen sevdinki evlendin ve sevdinki onun bebegini tasiyosun ama gercek sevgi (dogunca anlayacaksin )bebegin olacak...onun sana bi kere gülümsemesi her seyi unutturacak sana inşallah. ... duamdasin kardesim... sen sabret şükret seyret...
 
Kayıp etti onurunu şerefini evladını ve sizi ...
Üzülmesi gereken kişi o , aşık olduğunu zannetti farkında değilki 200 gr.iyi geldi ona , melekler kadar temiz masum eşinin yerini tutmaz tutmayacak...
Anlayacak...ama bilmiyor ki çark dönecek ve beterini görecek...
Kuzum acınacak halde olan o sen dimdik onurlu ve şerefli bebeğin ile bir ömür geçireceksinnn...
Hiç üzülme balım hiç...Yaşattıklarının bin beterini Allah ım ona yaşatacak...
 
Demek bu kadar kolay hemen aşık olup bi anda tüm düzen değiştirilebiliyor, ve normal bişey gibi seninde yolun açık olsun diyebiliyor bu kadar kolay öylemi bilemiyorum benim başıma da gelebilir, bunun bi garantisi yok, ama üzüldüm yinede ne diyebilirim ki, zor bir durum Rabbim güç kuvvet versin size
 
Birde söylemeden edemeyeceğim.cok acı cekiyorsunuz biliyorum ancak o adamin sizi düşünme ihtimali olduğu kadar şuan keyif içinde olma ihtimali de var. Lütfen bian önce ailesini durumdan haberdar edin onu arayip rahatini bozsunlar. siz bunca sıkıntıyı tek başınıza çekerken o rahat etmemeli.
 
Bu hayatta asla dememek gerektiğinin yeni bir öğreniğisiniz benim için.. Çok hemde çok üzüldüm, hamile olduğunuzu söylediğiniz yerde koptu film bende.Allah iyi insanlarla karşılaştırsın bizleri ve sizi gelecek yaşantınızda.Lütfen profesyonel bir destek alın, şuan bunu kaldırabilecek güce sahip değilsiniz bana göre, bebek hayli zorlanacaktır..Allah yardımcınız olsun..
 
Cok üzüldüm sizin adınıza ama bebeği babasına göstermemeyi acınıza öfkenize veriyorum.eşinizle aranızda ne geçerse geçsin çocugunuzla babası arasındaki ilişkiyi etkilememeli.ben babamı 6 yaşında kaybettim maalesf öldü ve ben okula gidip gelirken okulun karşısında ahşap iki katlı bir ev vardı ve ben okula her giriş ve çıkışımda keşke babam yaşasaydida bizi terketmiş çocukları olmuş ve ben ordan her geçişimde babamı görseydim diye hayal kurardım.5 yıl her gűn hayalini kurdum bunun.sonra kabullendim evet gelemeyecekti göremeyecektim.çocuğunuzun böyle bir şansı var öfkenize yenilip çocuğunuzun ic dünyasini karartmayin lütfen bırakin dünyanin en iyi geçinen baba ve cocugu olsun bırakın çocugunuz mutlu olsun...
 
Peki ondan öncesinde anlamadın mı hiç?İşten eve evden işe diyorsun.Ne ara sevgili yapmış?Şok edici bir durum.

Ay maalesef ki seni çok iyi anlıyorum ya!Ben de böyle olmuştum.Hiç beklemezdim.Küstükten bir buçuk ay sonra' nişanlandım,' deyince beynimden vurulmuşa dönmüştüm.
 
Ay kabul etmiş bir de sakin sakin .Mesj göndermiş Yolun açık olsun diye.Pislik ya o hamile kadının vebalini ikisi nasıl ödeyecek bakalım..
 
Nasıl ya da nerden başlayacağımı bilmiyorum aslında. Neden buraya yazdığımı da bilmiyorum. Bugüne kadar burada çok paylaşım okudum. Ne kadar farklı hayatların olduğunu düşünüp dururdum her seferinde. Ama kınamazdım. Çünkü kendimde dahil hiç kimse için ASLA YAPMAZ, ASLA OLMAZ diyemeyeceğimi bilirdim. Çiğ süt içmişti ya hani insan, bir anlık nefsine kapılıp gidebilirdi ya hani. “neden” diye de sormuyorum aslında şimdi hayatta olup biten onca şeyi gördükten sonra…

İçim paramparça, içim yanıyor, yüreğim kanıyor, ne yapsam ne etsem bir çare yok. Her ne kadar 5 gün önceki hayatımı geri istesem de gelmeyeceğini bilmek o kadar acı veriyor ki anlatamam.

5 gün önce, her günkü gibi işten çıkmış eve geliyordum. Normalde her gün kullandığım bir yol vardı. O gün nedense oradan değil de diğer taraftan gitmek istedim. Sanki bir şey beni o tarafa itiyormuş gibiydi ki eğer o yoldan gelmeseydim zaten şu an hiçbir şeyi bilmeden hayatıma devam ediyor olacaktım belki de kim bilir. Yolda giderken bir an gözüme bir şey takıldı. Bir plaka ve saniyeler sonra o plakanın eşimin arabasının plakası olduğunu anımsadım. İçimde tuhaf bir şeyler oldu ve durdum. Çok uzaklaşmamıştım zaten. Hem korkuyor hem de merak ediyordum ne olduğunu. Çünkü daha çok geçmemişti ki eşimle telefonda konuşurken işte olduğunu ve çok yoğun çalıştığını bugün biraz geç çıkabileceğini söylemişti. Bacaklarım titriyordu yürürken, arabanın bulunduğu yere kadar gittim. 5 dakika yürümedim zaten. Arabanın hemen çaprazında cafe tarzı bir yer vardı. Şimdi yazarken aynı anı tekrar tekrar yaşıyorum. Onları gördüm. Elim ayağım buz kesti. Eşim arkasını dönüktü, fark etmedi. Orada öylece dona kaldım. Zaman sanki durdu, hiçbir şey düşünemiyordum. Ne yapacağımı bilmeden öylece belki de 5-10 dakika bekledim ama ne kadar zaman olduğunu da bilmiyorum aslında. Şimdi diyeceksiniz ki ne var iş içindir vs. Ama eşimin işi öyle bir iş değil.

Dışarıda hiçbir iş ilişkisi bulunmayan, 3 yıldır ev iş, iş ev arasında mekik dokuyan, bu yüzden arabası bile doğru düzgün kilometre yapmamış olan, işten çıkarken arayıp geliyorum diye haber veren ve ne kadar zamanda evde olduğu belli olan, karşı cinsle iletişimi mesafeli, telefon rehberinde gereksiz hiç kimsenin telefon numarası olmayan hatta aile dışında hiçbir bayanın telefon numarası olmayan, whatsapp tan tutun da hiçbir sosyal medya aracı kullanmayan, her daim evde yanımda olan ve interneti bile yanımda kullanan, bulunduğumuz şehirde arkadaşı çok fazla olmadığı için haftasonunu bile her daim eşiyle birlikte geçiren, en son kafeye gidip oturduğumuz zamanın üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen ısrarla kafede oturmak istemeyen, dışarıda yemek yemeyi sevmeyip eve söyleyen, haftaiçi işte yorulduğu için haftasonunu çoğunlukla evde geçirmek isteyen biriydi. Evet artık ”di” diyorum. Çünkü bundan sonrası yok. Bizim geleceğimiz yok, bitti, tükendi. Artık doğrusu “biz” diye bir şey yok! “Yok”muşuz.

O gün biraz daha bekledikten sonra kendime geldim ve yapabileceğim çok da bir şey yoktu aslında. Aralarındaki samimiyet her şeyi açıklıyordu, en ufak bir yanlış anlama ihtimalim olup olmadığımı sorsam da kendime boş bir uğraş olduğunu adım gibi biliyordum. İçeri girdim ve masaya doğru gittim. Eşim beni fark edince o da dondu kaldı. Kireç gibi oldu bir anda yüzü. Gözlerime bakamadı ve başını öne doğru eğdi sadece. Hiç konuşmadı, o dakikadan sonra bir şey söylemesini beklemiyordum zaten. Aslında hayatım boyunca hiç böyle bir şey yaşamayacakmışım gibi diğer yandan sanki bir gün böyle bir şey zaten yaşayacakmışım gibi karmakarışık duygular içindeydim. Yüzüğümü çıkarttım, masanın üzerine bıraktım ve sadece “Yolun açık olsun.” diyebildim. Orada cıngar çıkartıp rezil etmek de vardı belki ama o an hiçbir şeye gücüm yoktu, dokunsalar yere yığılacak gibiydim. Arabaya bindim ve eve geldim. Ama nasıl geldim ben bile bilmiyorum. Arabayı nasıl kullandım bilmiyorum.

Onunla paylaştığımız ne varsa kırıp dökmek istedim. Ne yazık ki hiçbirini yapacak takatim yoktu. Akşam olmuştu artık. Işığı açmadım. Sabaha kadar karanlıkta oturdum ve saatlerce ağladım. Hiçbir şey yiyemedim. O gece ev gelmedi, nerde kaldı ne yaptı bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Ve asıl vurucu darbe o sabah geldi. Telefonumda bir mesaj “ELİMDE DEĞİLDİ, AŞIK OLDUM, BENİ AFFET BİLE DİYEMEM, SENİN DE YOLUN AÇIK OLSUN…”

En çok canımı yakan da, tüm bunları 7 aylık hamileyken yaşıyor olmak. Ve böyle bir mesajdan sonra ne denir ki artık. Giden çoktan gitmiş… Hayat ne kadar da tarifsiz acılar yaşatabiliyormuş insana. Ne hissettiğimi anlatmak istiyorum, anlatıp bir nebze rahatlamak istiyorum ama kelimeler kifayetsiz, sanki hafızamdan silinmiş gibiler. Bu yazıyı bile o kadar uzun zamanda yazdım ki iki lafı bir araya getirmek için o kadar uğraşıyorum ki…

Ve şu an bu yaşadıklarımı hiç kimse bilmiyor. Ne benim ailem ne onun ailesi. Nasıl anlatılır onu da bilmiyorum. Yapayalnızım günlerdir evde. Ölü gibiyim. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ağlayıp ağlayıp susuyorum. Ağlamaktan gözlerim acıyor. Ağlarken boğulacak gibi oluyorum, nefes alamıyorum zaman zaman… Bu kadar bilinmezliğin ardından bildiğim tek şey var. İstediğim tek şey daha doğrusu: Çocuğunu tanımasına izin vermemek. Belki çok acımasızca ama öyle. Canımı bu kadar yakan, dünyamı ansızın her şey güzel giderken bebeğimiz için gün sayarken böylesine acımasızca yıkan bir insana bunu layık görüyorum.

Çok uzun oldu farkındayım ama böyle işte, hakkınızı helal edin…
Ve hemen cevap yazamazsam affola...

Canim benim çok zor heleki şu an şu durumunda insanin en hassas en çok eşine ihtiyacı olduğu anda ama senin dimdik ayakta durman lazım bebeğini düşün bence çok zor inan satırları okurken başıma gelse napardim diyosun ama koca bir soru işareti dirayetli olmaya çalış ins2 çabuk atlatırsın ama herşeye ragmen artik bir annesin bence onu düşünmen lazim o yüzden kendine iyi bakman lazim ve en kisa zamanda ailelerinize haber verki sana destek olsunlar bence:KK43::KK43::KK43:
 
Ay kabul etmiş bir de sakin sakin .Mesj göndermiş Yolun açık olsun diye.Pislik ya o hamile kadının vebalini ikisi nasıl ödeyecek bakalım..

Aynen insanlar bebek sahibi oluo güzel yuva kurmaya çalışırken pisliğin yaptığına bak Rabbim sana güzel bi yuva ve evlat vermiş daha ne istiyosun:KK62::KK20::KK62:
 
Allahim bu nasil birsey. Okurken tuylerim diken diken oldj. Ilk defa bir konuya aglamak istedim. Sevgi, emek, , ömür nasil nasill hic mi degeri yok. Allahim sen boyle erkeklero islahhh et Yarabbim paranoyak olmamak elde değil. Sen bebegin icin dik dur kardesim. Allahin sevgili kuluymussun ki tertemiz bebegin o adamla buyumicek. Elbet pisman olacakk emin oll. Hangisi mutlu oldu yuva yikanin . Buda senin imtihanin belki bacim Allaha dua et huzur ancak ondadir. Rabbim yardimcin olsun insallah
 
Allah yardimcin olsun canim nekadar zor bir durum.. O kisi ne seni ne oglunu hak ediyor. Biran once ailelere haber ver, hem ailen yaninda olur. Onun aileside eminim ona rahat vermeyecektir.
 
ben dik duruşunuza hayran kaldım..
kendi içinizde acıyı anlayabilmek mümkün değil, ama ona bişey dememeniz neden diye bile sormamanız en büyük ceza bence..
bebeğinizi inşallah sağlıkla kucağınıza alırsınız..
her karanlığın mutlaka bir aydınlığı vardır..
birazcık sabır ve dua... Allah yardımcınız olsun güç versin...
 
Çocugun konusunda iyi düşün belki o adam bunu haketmıyor ama her çocuk baba sevgisini tatmayı hak ediyor,sakın bu hatayı yapma sen kendi yavrunu cezalandırma ...
 
durusunuzdan dolayı sızı tebrık ederım cok akıllı duzgun bı hanımsın bellı
allah o adamı bıldıgı gıbı yapsın bıgun pısman olcak ama ıs ısten gecmıs olcak
aılenı ve aılesını cagırıp olanı aynen anlat bence
ınsallah cok cok cok mutlu olursun ınsallah bu ıgrenc olay sonucunda sızı cok mutlu eden oyle bırsey yasarsınız kı bu acıyı unutturur
 
X