Devam lütfen :)Bu kitaptan alıntı yapmayı bırakmamı ister misiniz?
Konunun yönünü başka bir tarafa eviriyor muyum acaba diye tereddütte kaldım dadevam et canım, neden bırakasın ki? okuyorum ben, eminim buraya gelen herkes de okuyordur
Bu bir kitaptan alıntı sanırım ve Ben bu yazıdan maalesef hiç bir şey anlayamadım. Benim algım zayıftır belki bilmiyorum ama ne yapmamız gerektiğini hiç anlayamadım. Bunu daha anlaşılır bir dille açıklayabilir misiniz ?Bugün çok etkilendiğim bölümler olduğu için çok uzun ve fazla paylaştım beni affedinbugünlük son sevgilerimle
" Bilinçli Düşlemenin Rolü
Titreşim ve ışığın alanı ile bilinçli düşleme yoluyla etkileşim kurabiliriz. Sinekkuşunda, belki de biz gözlerimizin önüne bolluğu getirdikçe istediğimiz işin bizi bulduğunu görerek kelimelerle dua ederiz. Fakat, kartal düzeyine adım attığımızda bizim tarafımızdan yaratılan refahın kendini nasıl ifade edeceğini belirlemek ve kontrol edebilmek için kendimizi bir kase pirinç ya da yazlık bir ev gibi şeyleri hayal etmekle sınırlamayız-bunun yerine, ayrıntılarla evrenin ilgilenmesine izin veririz.
Belki yalvarırcasına dua edebiliriz; Tanrıdan bir arkadaşımızın AIDS hastalığını iyileştirmesi ya da bize en kısa zamanda bir iş bulması için yardım etmesini dileyebiliriz fakat bilinçli düşleme bu şekilde uygulanmaz. Kartal düzeyinden düşlediğimizde Ruh ve bizden daha büyük evrensel bir akım ile bir olduğumuzu görürüz; ama bu , istediklerimizi gerçekleştirebilmek için bizim içine girebileceğimiz, yönlendirebileceğimiz ve yönetebileceğimiz bir şeydir. Bu titreşim ve ışık nehri ile birleşiriz, onun akıntılarından biri oluruz ve henüz doğmamış güneşler olan turuncu ve sarı patlamalar içimizde nabız gibi atmaya başlar. Kendi irademiz ve Ruhun iradesi bir ve tek olduğunda, "ve arzuladıklarımız gerçekleşsin" talebi yeni bir önem kazanmış olur. Enerjik titreşimimizi değiştirir ve onu kendimize ve benzer bir şekilde kutsal titreşime sahip diğerlerine yakınlaştırırız. Bir Yeryüzü Bekçisi düşlemeyi zihnini sessizleştirerek uygular. Zihin tıpkı tamamıyla kıpırtısız bir gölün yüzeyi gibi her şeyi mükemmel bir şekilde yansıtır.· Fakat en ufak bir esinti oluştuğunda gölün yüzeyi dalgalanmaya başlar ve zihnin sadece kendini yansıtmasına neden olur. Bir Laika zihninin sularını sakinleştirmeyi ve kıpırtısızlaştırmayı başarabilir-böylelikle sonsuz olanakları mükemmel bir şekilde yansıtabilir. Bunun ardından Laika, kendisinin yok olduğu ve sadece Ruhun kaldığı yaratılış dizeyine girebilir. Bizler de gönenci(bolluğu/refahı) cisimleştirebilir ve doğuşunu düşleyebiliriz. Huzur, sükunet ve bolluk olduğumuzda, bunların hepsi hayatımızda yer alacaktır. " (Dört Bilgelik)
Hangi sözümüze sadık olmamız gerekiyormuş ? Burdaki sözden kastı nedir ? Bunu da anlayamadımBu kısım bana çok çarpıcı geldi
"Sözünüze sadık olmak, daha iyi bir dünyanın doğmakta olduğunu düşlemek için hayati önemi olan ruhani bir güç oluşturur. Bu güç olmadan düşleriniz asla biçim kazanmaz ve tam da meyve vermeye başlayacakken her zaman darmadağın olur. Hiç her şey iyi gidiyor gibi görünürken son anda tökezleyen birini tanımadınız mı? Evlenmek üzereyken ilişkisi bozulur, bağladığı büyük iş anlaşması son anda suya düşer, ya da tam çalıştırdığı takım için kusursuz bir antrenman sahası bulduğunu düşünüp işe koyulacakken arsa sahibinin fikrini değiştirdiğini ve arsayı ona kiralamayacağını öğrenir. Böylesi kişiler inanmadıklarından ve sözlerinin çok da güçlü olmadığını düşündüklerinden planları kaçınılmaz olarak suya düşer.
Evreni dileklerinize uyum sağlamaya zorlamak yerine sözünüze sadık olun ve kişisel güç potansiyelinizi inşa edin. Bu sayede, düşleriniz sizin talimatlarınız doğrultusunda dünyayı değiştirecek durdurulamaz bir güç olacak. Sözüne sadık olma çalışmasını uyguladığınızda kendinize bahaneler uydurmaktan vazgeçersiniz ve evren, sözüne güvenilir biri olduğunuzu fark eder." (Dört Bilgelik)
Sevgiyle...
Bölümleri tekrar tekrar okuyup, dikkatimi dağıtmadan öyle kavrıyorum ben de elbette algınız güçlü. Kitabı parça parça paylaştığım için net olmaması da gayet normalBu bir kitaptan alıntı sanırım ve Ben bu yazıdan maalesef hiç bir şey anlayamadım. Benim algım zayıftır belki bilmiyorum ama ne yapmamız gerektiğini hiç anlayamadım. Bunu daha anlaşılır bir dille açıklayabilir misiniz ?
Burada genel söz vermek ve tutmaktan bahsediyor. İslamiyet'te de ahde vefa çok önemlidir ya hani.Hangi sözümüze sadık olmamız gerekiyormuş ? Burdaki sözden kastı nedir ? Bunu da anlayamadım
MuhteşemBardağın Dolu Tarafı
Bu deyişin anlamı boşu yok saymak değil, görmezden gelmek değil, ondan kaçmak değil; bunun anlamı "odak noktası"nı değiştirmek demek. Suya odaklanmak, suyu görmek, suyu çekmek, su olmak.
Hayatımızda hangi düşünceye odaklanırsak o maddeleşir ve büyür. Örneğin hamilesiniz dışarı çıktığınızda hep hamile kadınları görürsünüz sanki herkes aynı zamanda hamile kalmış gibi, ya da bebeğiniz var hep çocuklarla ilgili şeyler görürsünüz, odağınızda olduğu için.
Hayat bir illüzyon, bizim tarafımızdan yaratılan. O zaman odaklarımızı neyi görmekten hoşlanıyorsak ona çevirelim. Eşimizin iyi yönlerine, evimizin iyi yönlerine, kendimizin iyi yönlerine. Bunlar zamanla büyüyecek ve çoğalarak bize geri dönecek.
Negatif hissettiren olaylar durumlar kişiler olabilir başlangıçta, neden biliyor musunuz çünkü zihniniz sizi dürtüyor; değişme güvenli alanda dur demek için, o yeni düşünce yapın doğru değil bak olumsuzlar var demek için. Buna tepki olarak olmuyor işte demek yerine, onlara(düşüncelere) her şey yolunda bana yaptığınız bu rehberlik için teşekkür ederim deyip sevgiyle gülümseyerek uğurlamak, misafir gibi, içeri davet etmeden, kapıdan vedalaşarak.
Sevgilerimle.
Kedileri seviyorsunuz işte ne güzel onlara yardım etmeyi seçiyorsunuz ve belki onlara yardım edip edemeyeceğiniz bir sınavdır ve sonunda başarılı olursanız ödüllendirilirsiniz. İnstagramda çok fazla hayvanlara yönelik sayfalar oluuor mama yardımı falan alıyorlar öyle bir sayfa açmayı deneyin derim .Merhaba, güzel, farkındalıklı paylaşımlar olmuş fakat bazıları çok uzundu kesitler okudum.
Son iki yıldır hayatımda olanların aslında benim kurgum olduğunu düşünmeye başladım. Hatta başıma gelen kötü olayları bile farkında olmadan bir şekilde ben hayatıma çektiğimi düşünüyorum. Yaşadıklarım kendimde farketmem gereken şeyleri dönüştürmem için başıma geliyor sanırım. Bu farkındalıklı süreçte giderek yalnızlaştığımı da farkettim. Bugünlerde de şunu düşünüyorum. Yalnız yaşıyorum, evimde 4 kedim var, bahçemde kediler besliyorum,evimin çatı arasında kediler doğum yapıyor. Yani kedileri seviyorum ama son zamanlarda onlara bakmakta zorlanıyorum (çalışmıyorum) ve etrafımı kediler sarmış durumda ve insanlar yok. Son senelerde çatıda kediler doğum yaptığı için zorluklar yaşadım, çatı arasında yavru kedi aradım telefonun ışığıyla falan. Şimdi yine bir kedi doğurdu. Diğer taraftan şikayet etmek istemiyorum ama seyahat etme özgürlüğümde kısıtlanmış durumda. Bu kedilerin hayatımda bu kadar çok var olmalarının sebebi ne olabilir. Mutlaka benim kendimle ilgili farketmem gereken bir şeyler olmalı ama ne. Evet arkadaşlar sizce ne olabilir