Popüler Konu Düşünce Gücü/Pozitif Düşünce/Olumlamalar

Merhaba, güzel, farkındalıklı paylaşımlar olmuş fakat bazıları çok uzundu kesitler okudum.
Son iki yıldır hayatımda olanların aslında benim kurgum olduğunu düşünmeye başladım. Hatta başıma gelen kötü olayları bile farkında olmadan bir şekilde ben hayatıma çektiğimi düşünüyorum. Yaşadıklarım kendimde farketmem gereken şeyleri dönüştürmem için başıma geliyor sanırım. Bu farkındalıklı süreçte giderek yalnızlaştığımı da farkettim. Bugünlerde de şunu düşünüyorum. Yalnız yaşıyorum, evimde 4 kedim var, bahçemde kediler besliyorum,evimin çatı arasında kediler doğum yapıyor. Yani kedileri seviyorum ama son zamanlarda onlara bakmakta zorlanıyorum (çalışmıyorum) ve etrafımı kediler sarmış durumda ve insanlar yok. Son senelerde çatıda kediler doğum yaptığı için zorluklar yaşadım, çatı arasında yavru kedi aradım telefonun ışığıyla falan. Şimdi yine bir kedi doğurdu. Diğer taraftan şikayet etmek istemiyorum ama seyahat etme özgürlüğümde kısıtlanmış durumda. Bu kedilerin hayatımda bu kadar çok var olmalarının sebebi ne olabilir. Mutlaka benim kendimle ilgili farketmem gereken bir şeyler olmalı ama ne. Evet arkadaşlar sizce ne olabilir 🤔
Kedilerden önce hayatınız nasıldı? O boşlukta neler vardı, kimler vardı? Hayvanları sevmeniz ve ilgilenmeniz harika bir şey, peki onların bu kadar çok olmasının nedeni ne? Hayatınızdaki hangi boşluğu dolduruyor ya da duyguyu bastırıyor olabilir? Bu kadar fazla kedi olmasaydı hayatınızda kim, neler olsun isterdiniz?

Sevgiler😊😊😊🎀🎀🎀
 
" Gölgelerimiz benliklerimizin yetersizlik hissine, istenmediğimiz fikrine ve bir hayal kırıklığı olduğumuz ve hiç bir zaman mutlu olamayacağımıza dair karamsarlığa kapılmamızı sağlayan taraflarıdır; tasarım ise bu arzu edilir olmayan özellikleri diğerlerine yansıttığımız mekanizmadır. Bireylerin gölgeleri vardır ama grupların da gölgeleri olabilir. Bir kişinin olumsuz gölgesini yansıtmasına örnek olarak eşcinselliğini gizleyen bir politikacının eşcinsellerin haklarının kısıtlanmasını savunması alınabilir. Kendi içinde taşıdığı şeyi iyileştirmedikçe içindeki nefreti diğerlerine yansıtacaktır.
Ne yazık ki, psikoloji ile gölgemize sahip çıktıkça karanlığı büyütürüz; çünkü yeni bir senaryo yazmayı öğrenmekten ziyade daha öncekini yeniden yazarız. Bunun yerine tasarımlarınızı sahiplenmeyi öğrenin, çünkü böylelikle gölge küçüldükçe küçülür. "Eşim beni mutsuz ediyor, "diyen hikayeyi, "Ben kendimi mutsuz ediyorum, " olarak değiştirebilirsiniz. Eşiniz sadece yaptığını yapıyordur ama sizi mutsuz etmiyordur -bunu sadece siz yapabilirsiniz. Tasarımınızı sahiplendiğinizde kurbanı oynamayı bırakırsınız. Bu, elbette kabul edilmez gördüğünüz davranışları sevmek zorunda olduğunuz anlamına gelmiyor. Eşinizin iletişim kabiliyeti üzerinde çalışması gerekiyor olabilir ama artık sizin mutsuzluğunuz onun bunu yapıp yapmamasına bağlı olmaz.
Fakat, sadece tasarımlarınıza sahip çıkmak da yeterli değildir. Eğer dünyayı daha farklı düşleyeceksek tasarımınızı bir güç ve zarafet hikayesine dönüştürmek zorundasınız -ki buna yolculuk beyanatı deriz. Örneğin, "Kendimi mutlu ettikçe etrafımdaki herkes bunu bana geri yansıtıyor, " diyebiliriz. Böylelikle kendi mutluluğunuz üzerindeki iktidarınızı belirtmiş olursunuz ve bunu yapmak için de içinizdeki kaynaklara yönelirsiniz. Bu, her zaman uyumlu olan evrenin size destek vermesi için bir çağrı da olacaktır. " (Dört Bilgelik)
 
Son düzenleme:
"Eğer huzur ve neşeden mahrum bir manzara düşlediğinizi kabullenirseniz kendi mutluluk durumunuzun belirme şansına sahip olursunuz. Bu tasarımın gerçek olduğu inancına sıkıştığınızda kendinizi istediklerinizi elde edememenizin sebebinin koşullar olduğuna inandırırsınız."(Dört Bilgelik)😊😊😊🎊🎊🎊🎊🎊🎇🎇🎇
 
Egzersiz: Kendi Tasarımlarmıza Sahip Olmak

Kendinize yoğunlaşan basit ifadeler kullanarak şu anda sizi rahatsız etmekte olan üç sorunu sıralayın. Sadece durumun adını koyun; yani hikayenin tümünü anlatmaktan kaçının. Mesela şunlar örnek olarak gösterilebilir:
1 . "Dünyada bu kadar adaletsizlik ve mutsuzluk varken ben mutlu olamam. "
2 . "Eski sevgilim bana çok kötü davranıyor. "
3. "Her şey o kadar korkunç ki-tevekkeli değil kendimi yeni bir güne bin bir zorlukla taşıyabiliyorum.

Şimdi tasarımı sahiplenin ve seçtiğiniz düşüncelerin, inançların ve eylemlerin sonuçlarını keşfedin. Sorununuzu şu şekilde yeniden tanımlayın: "Şunu şunu yaptığım zaman ortaya çıkan sonuç bu oluyor. " Lütfen bu egzersizin amacının suçlu bulmak ya da kendimizi kötü hissetmeye çalışmak olmadığını unutmayın-amacımız kendi gerçekliğimizi yarattığımızı ve başka bir gerçeklik seçebileceğimizi kabul edebilmek. Her ne kadar açıklamalar net olsa da anlamakta güçlük çekebilirsiniz; çünkü egonuz bu egzersizi uygulamakta çok istekli olmayacaktır. Tasarımlarınıza sahip çıkmanın örnekleri şunlar olabilir:
1 . " Hayatımda sadece mutsuzluk ve adaletsizlik gördüğümde kendimi mutsuz ederim."
2. "Kendime kötü davrandığımda kendimi ve eski sevgilimi incitirim. "
3. "Günü korku ile karşıladığımda her şey kötü gider. "
Kendi tasarımlarınıza sahip çıktığınızda onları ne düşüneceğinize, neye inanacağınıza ve ne yapacağınıza dair örtük olmayan seçimlerinizi yansıtacak yolculuk beyanatlarına çevirin. Varmak istediğiniz sonuçları belirtin. "Şunu ve şunu yaparsam bu olumlu sonuç ortaya çıkar, " gibi.
1 . "Etrafımda neşe ve adalet gördükçe kendime ve diğerlerine mutluluk getiririm. "
2. "Huzur içinde yaşar ve bunu uygularsam huzurumu eski sevgilimle ve diğerleriyle paylaşabilirim. "
3 . "Her yeni güne zevk ve hevesle uyanırsam hayat beni çağırır ve her şey yolunda gider. "

Bir kez kendi tasarımlarınıza sahip çıktığınızda bir zamanlar değişmesi gerektiğini düşündüğünüz koşulları değiştirmiş olsanız bile bu yöntemle tatmine ulaşamayacak olacağınızı anlarsınız. Tam anlamıyla hiçbir zaman istediğinizi alamazsınız çünkü içteki boşluğu dışarıdaki hiçbir şey dolduramaz. Evinizi ya da sevgilinizi değiştirmek, terfi etmek ya da zengin bir eş bulmak; bunların hiçbiri sizi kısa bir süreden fazla mutlu ve hoşnut edemez. Maalesef birçoğumuz neden istediğimizi elde edemediğimize dair hikayeler üretmeyi tercih ederiz. Tasarımlarımızı sahiplenmek istemeyiz -örneğin, romantik bir eş bulamadığımızda kendimizi dışarıda bize uygun birinin olmadığını söyleyerek kandırırız. Yaralı olduğumuz ya da sıra dışı şanssızlığımızın kurbanı olduğumuz için bir aşk bulamadığımızı anlattığımız bir hikaye yazarız. Eğer bir ilişkimiz olursa mutluluğu gerçekten yakalayacağımıza; ya da asil kurtarıcı rolüne sarılarak nesiller boyu insanlara veba gibi musallat olmuş olan bir toplumsal sorunu çözmeden huzur bulamayacağımıza inanmak daha kolay olabilir. Fakat tasarımlarımıza sahip çıkmadıkça sorunu kökünden halletmemize yardımcı olacak enerji, yaratıcılık ve heyecanın huzurunu, keyfini ve bolluğunu kaçırırız. Tasarımlarınıza sahip çıkıp onları yolculuk beyanatlarına dönüştürdüğünüzde tümüyle dünyayı düşleyerek var ettiğinizi kavrar ve kolektif kabustan uyanıp kutsal düşe adım atabilirsiniz. (Dört Bilgelik)​
 
Son düzenleme:
Kedilerden önce hayatınız nasıldı? O boşlukta neler vardı, kimler vardı? Hayvanları sevmeniz ve ilgilenmeniz harika bir şey, peki onların bu kadar çok olmasının nedeni ne? Hayatınızdaki hangi boşluğu dolduruyor ya da duyguyu bastırıyor olabilir? Bu kadar fazla kedi olmasaydı hayatınızda kim, neler olsun isterdiniz?

Sevgiler😊😊😊🎀🎀🎀
🤗 Cevabınız için teşekkür ederim 😊. Hiç böyle düşünmemiştim. Bazen birisi sorar cevabı bilirsin ama kendin için aklına gelmez.
Acaba yalnız yaşıyorum bununla ilgili olabilir mi? Fakat yalnız yaşamıyorken başlamıştım beslemeye, yalnız kalmamında ilahi bir şekilde olduğunu düşünüyorum. Önce babam vefat etti, bir süre sonra erkek kız kardeşim başka şehire taşındı, daha sonra da erkek kardeşim ayrı eve çıktı. İlk başlarda kendimi terk edilmiş sevilmeyen biri gibi hissettim fakat zamanla yalnız olmanın kötü bir şey olmadığını, hatta iyi yanlarını keşfettim, şuanda bu durumdan şikayetim yok
 
Kedilerden önce hayatınız nasıldı? O boşlukta neler vardı, kimler vardı? Hayvanları sevmeniz ve ilgilenmeniz harika bir şey, peki onların bu kadar çok olmasının nedeni ne? Hayatınızdaki hangi boşluğu dolduruyor ya da duyguyu bastırıyor olabilir? Bu kadar fazla kedi olmasaydı hayatınızda kim, neler olsun isterdiniz?

Sevgiler😊😊😊🎀🎀🎀
Hayatımda eşim olsun isterdim ama kedilerde olmaya devam etsin istiyorum. Kedilerin yerine ne olabilirki. Bunu düşüneceğim
 
"Siz huzuru hâlâ arıyor ve bu arayış halinden kurtulamıyorsunuz. Belki bir sonraki seminer, belki şu yeni yöntem işe yarayacaktır diye düşünüyorsunuz. Size şunu söyleyebilirim: Huzuru aramayın. Şu anda içinde bulunduğunuzdan başka bir hal aramayın; aksi takdirde, içsel çatışma ve bilinçsiz direnç yaratırsınız. Kendinizi huzur içinde olmadığınız için bağışlayın. Siz huzursuzluğunuzu tamamen kabullendiğiniz anda, huzursuzluğunuz huzura dönüşür. Tamamen kabul ettiğiniz herhangi bir şey sizi ona, huzura kavuşturacaktır. Bu teslimiyet mucizesidir. " (Şimdinin Gücü)
😊😊😊😊
 
"Siz huzuru hâlâ arıyor ve bu arayış halinden kurtulamıyorsunuz. Belki bir sonraki seminer, belki şu yeni yöntem işe yarayacaktır diye düşünüyorsunuz. Size şunu söyleyebilirim: Huzuru aramayın. Şu anda içinde bulunduğunuzdan başka bir hal aramayın; aksi takdirde, içsel çatışma ve bilinçsiz direnç yaratırsınız. Kendinizi huzur içinde olmadığınız için bağışlayın. Siz huzursuzluğunuzu tamamen kabullendiğiniz anda, huzursuzluğunuz huzura dönüşür. Tamamen kabul ettiğiniz herhangi bir şey sizi ona, huzura kavuşturacaktır. Bu teslimiyet mucizesidir. " (Şimdinin Gücü)
😊😊😊😊
🤗 Ya sizinle paylaşımda bulunmayı çok sevdim. Ben bir süredir kendimle ilgili çalışıyorum. Sizinde bu konularda bana yardımcı olacağınızı düşünüyorum. Bunun için teşekkür ederim 🌺
Ben bir süredir çalışmıyorum. İç sesim bana diyorki hiç iş aramasam bile bir şekilde ben hazır olduğumda işi bulacağım/karşıma çıkacak. Müzik dinlemeyi çok severim ve bazı müzikleri dinlediğim zaman ruhumda farklı duygular uyanıyor, sanki transa geçmiş gibi, mutlu huzurlu, veya gelecekle ilgili bir şeyler hissediyorum. Bunu bazen meditasyon yaparkende hissediyorum veya bir film şeridi gibi görüyorum. Son zamanlarda "the theorist - lovely" parçasını dinlerken kendimi dans ederken sahnede görüyorum. Profesyonel bir dansçıyım ve bunu kalbimde o anı yaşıyor gibi hissediyorum.kendimi dans ederken gördüğümde ruhumun aradığı şeyin bu olduğunu kalbimde hissettim. O kadar gerçekki bunun olacağına eminim. Bu arada düğünlerde bile kalkıp dans eden biri değilim, buna karşı bir yeteneğim olup olmadığını da bilmiyorum.
 
🤗 Ya sizinle paylaşımda bulunmayı çok sevdim. Ben bir süredir kendimle ilgili çalışıyorum. Sizinde bu konularda bana yardımcı olacağınızı düşünüyorum. Bunun için teşekkür ederim 🌺
Ben bir süredir çalışmıyorum. İç sesim bana diyorki hiç iş aramasam bile bir şekilde ben hazır olduğumda işi bulacağım/karşıma çıkacak. Müzik dinlemeyi çok severim ve bazı müzikleri dinlediğim zaman ruhumda farklı duygular uyanıyor, sanki transa geçmiş gibi, mutlu huzurlu, veya gelecekle ilgili bir şeyler hissediyorum. Bunu bazen meditasyon yaparkende hissediyorum veya bir film şeridi gibi görüyorum. Son zamanlarda "the theorist - lovely" parçasını dinlerken kendimi dans ederken sahnede görüyorum. Profesyonel bir dansçıyım ve bunu kalbimde o anı yaşıyor gibi hissediyorum.kendimi dans ederken gördüğümde ruhumun aradığı şeyin bu olduğunu kalbimde hissettim. O kadar gerçekki bunun olacağına eminim. Bu arada düğünlerde bile kalkıp dans eden biri değilim, buna karşı bir yeteneğim olup olmadığını da bilmiyorum.
Tanrılar Okulu kitabına başladım. Eskiden okumuş ama hiçbir şey anlamamıştım. Şimdi ise sanki bambaşka ve anlaşılır bir kitap okuyor gibiyim. Tavsiye ederim😊
 
"Bedenimiz en derinlerde sağlıklı yaşamak ve tüm fonksiyonlarını en verimli şekilde yerine getirme potansiyeline sahiptir. Fırsat verildiğinde orijinal sağlıklı, mükemmel haline geri dönüş yapar. Şifa moduna girer. Bir yaranın kendini tamir etmesi gibi.

Beden ve zihin bizim onun yapmasını istediğimizi sandığı şeyleri de yapar. Yani bedeni ve zihni biz yönetiriz. Eğer bedeninizi düşmanınız, eksiğiniz, kusurunuz, öfkenizin hedefi olarak görmeye alıştıysanız, beden de bunu harfiyen yerine getirecektir.

Örneğin, zihninizde sabitlemiş olduğunuz bir kilo sınırı vardır, bedeniniz tekrar tekrar buna geri dönmeye çalışacaktır. Hissetmeye alıştığınız belli hislerin ürettiği bir kimyasal kompozisyon bulunur, yine beden tekrar tekrar o bileşime dönmeye çalışacaktır bunun için zihnin aynı şeyleri düşünmesi yeterlidir. Ve emin olun düşünecektir. Bunların hepsi bir yerde bir şekilde sizin vermiş olduğunuz komutlarla başlamıştır. "(alıntı)

Bedeninize verdiğiniz komutlarınızı sevgiyle dönüştürün... 😊😊😊
 
Muhteşem bir farkındalık 😍😍😍 Direndiğimiz şeyi maddeleştiriyoruz. Hayatımızdaki varlığını uzatıyoruz, var ediyoruz. O halde ne yapıyoruz, bırakıyoruz akıp gitmesine, içimizde bastırmadan ama o soruna tutunmadan da... Sevgiyle 😍

"SORUNUNA DİRENME! Yan komşunuz kızıyla kavga ediyor, yakınlardaki bir bina yıkılıyor ya da üst katınızda neredeyse kafanıza kafanıza vuran bir sesle tadilat yapıyorlar diyelim. Yan masanızdaki çiftin kadın olanı sizi oturduğu andan beri süzüyor ya da yanınızdan geçen birinin enerjisi sizin auranızı rahatsız ediyor. Echart Tolle'ün "Şimdinin Gücü" kitabında bahsettiği "geçirgenlik" kavramını anlatır bütün bunlar. Gürültünün ya da rahatsız eden durumun sizin alanınızdan geçip gitmesine izin vermek, dikkati gürültüye ya da rahatsız edici olaya vermekten kaçınmak, tam tersi alanda bulunan herhangi bir şey gibi akıp gitmesine izin vermek geçirgenlikle ilgilidir.

"Peki neden izin vereyim? Beni rahatsız etmeye hakları yok!" diyebilirsiniz. Bu durumda gürültünün ya da bir çeşit sıkıntının varlığını "stabil" kılmayı seçtiğiniz bir noktayı yaratacağınızı düşünebiliriz. Yani sorunu olduğu yere sabitlemektesiniz. Soruna direnç gösterdiğiniz için, sorun olduğundan daha uzun süre alanda kalacaktır. İhtiyacınızı ya da sorunu herhangi bir manipülasyon ya da negatif zincir başlatmadan ifade etmekte hiçbir sorun yok. "Ses, ders çalışmama engel oluyor. Yapabilecek bir şey var mı? Sesin nedeni nedir?" gibi...

Gösterebileceğiniz direncin de seviyeleri vardır. Sadece beyninizde o sesle kavga etmekle yetinebilirsiniz. Bu bir dirençtir.

Camı açıp inşaata doğru bağırabilirsiniz, bu daha üst seviye bir dirençtir. Dikkatinizi neye verirseniz büyüyeceği için, burada sorunu çözmeyecek, sorunu büyüteceksiniz. Bu durumun sizin tekamülünüzle ilgili kısmında siz, "kazanamadığınız" bir şeyi belirliyorsunuz, o ise sizi törpüleyecektir.

Direnç uygulamayı bıraktığınızda, dikkatinizi soruna vermediğinizde ve sizin üzerinizden durumun akmasına, sıradanlaşmasına izin verdiğinizde sorunun bir biçimde çözülmesi söz konusu olacaktır. Burada eğer varsa daha önceden gösterilen direncin bir etki süresi mevcuttur.

Sevdiğiniz bir kimsenin alandaki varlığına izin vermeniz gibi, sevmediğiniz o şeyin de alanda akıp gidişine izin vermeniz ve onu "unutmanız", geçirgenliktir.

Geçirgenliği gündelik hayattaki her şeye uygulayabilirsiniz. Sizin hakkınızda söylenen bir şeye, bir başkasının eylemine. Her şey size değmeden geçip gidebilir, eğer izin verirseniz.

Geçirgenliğin, kendi bedenimize, nefesimize ve alanımıza dikkatimizi vermekle ilgili de bir yanı vardır. Dikkat ne kadar nefesimizdeyse, o kadar sakiniz. Nefesinizi hiçbir akışa zorlamadan, sadece nefes alış verişinizi izlemeyi denemenizi öneririz. Bu sizi kendi ritminize merkezler ve başkalarının akışından koparır. Nefesi izlemekle ilgili meditasyonlar daha kolay yapılır." (alıntı-kuantummanyetizma - instagram)
 
Muhteşem değil de nee 😍😍 Güzelliği onayla, huzuru onayla, mutluluğu onayla, sevgiyi, bolluğu bereketi onayla🤸‍♀️🤸‍♀️🤸‍♀️

"Senin dışında gerçekleşen her şey, açığa çıkabilmek için senin içsel onayını almak zorundadır. Bu, hayatında meydana gelen herhangi bir şeyin, senin niyetinin sadık bir yansıması olduğu anlamına gelir." (Tanrılar Okulu)
 
"Hoş olmayan durumların veya felaketlerin ağırlığı altında iki büklüm olmak ve olan biteni son derece ciddiye almak, dünyanın hüzünlü betimlenmesini güçlendirerek bu sıkıcı olaylara süreklilik katmaktır" (Tanrılar Okulu)
 
Bunun daha önce video halini paylaşmıştım. Bugün metin kısmını yazmak istiyorum. Çok değerli çünkü. Pozitif düşünceyle göz numarasını sıfırlayan bir ilham kaynağı :) Bunu her isteğimizde kullanabiliriz :KK66:

"Yaptığım tek şey şuydu, gözlerimin varlığına şükretmek. Gördüğüm için şükretmek. Öncesinde gözümle ilişkim hep görmüyorum, bulanık görüyorum, göremiyorum şeklindeydi. Yaptığım şey odağım negatifteyken gözümle olan ilişkimde odağımı pozitife çevirmekti. Bir şeye, isteğe sahip olmamızın en birinci koşulu istediğimiz şey hayatımıza gelmeden sanki gerçekleşmişçesine o duyguya girmemiz gerekiyor. Benim yaptığım tek egzersiz buydu. Olmuş gibi sevinmek, gözlerimin varlığına sevinmek, varlığı için şükranda olmak. Yaptığım en birinci şeyim gözlerimin varlığı için teşekkür etmekti. Şükretmek ve neyi nasıl görmediğimden ziyade odağımı neleri gördüğüme değiştirmekti. Bunu yaptıktan sonra 3 ay sürmedi düzelmesi. Her gün yapıyordum dakika tutmuyordum. Bir dakika bile sürse o duygunun içine girmeye özen gösteriyordum. Süre önemli değil önemli olan o duyguya gözleriniz daha iyileşmeden aktive edebilmek. Bu egzersizin en önemli koşulu duyguya girip o hissi gerçekten hissedebilmeniz tıpkı gerçekmişçesine"(Alıntı/Arşel)

Sevgiler 😍
 
Bunun daha önce video halini paylaşmıştım. Bugün metin kısmını yazmak istiyorum. Çok değerli çünkü. Pozitif düşünceyle göz numarasını sıfırlayan bir ilham kaynağı :) Bunu her isteğimizde kullanabiliriz :KK66:

"Yaptığım tek şey şuydu, gözlerimin varlığına şükretmek. Gördüğüm için şükretmek. Öncesinde gözümle ilişkim hep görmüyorum, bulanık görüyorum, göremiyorum şeklindeydi. Yaptığım şey odağım negatifteyken gözümle olan ilişkimde odağımı pozitife çevirmekti. Bir şeye, isteğe sahip olmamızın en birinci koşulu istediğimiz şey hayatımıza gelmeden sanki gerçekleşmişçesine o duyguya girmemiz gerekiyor. Benim yaptığım tek egzersiz buydu. Olmuş gibi sevinmek, gözlerimin varlığına sevinmek, varlığı için şükranda olmak. Yaptığım en birinci şeyim gözlerimin varlığı için teşekkür etmekti. Şükretmek ve neyi nasıl görmediğimden ziyade odağımı neleri gördüğüme değiştirmekti. Bunu yaptıktan sonra 3 ay sürmedi düzelmesi. Her gün yapıyordum dakika tutmuyordum. Bir dakika bile sürse o duygunun içine girmeye özen gösteriyordum. Süre önemli değil önemli olan o duyguya gözleriniz daha iyileşmeden aktive edebilmek. Bu egzersizin en önemli koşulu duyguya girip o hissi gerçekten hissedebilmeniz tıpkı gerçekmişçesine"(Alıntı/Arşel)

Sevgiler 😍
Bu muazzam bişey💜
 
Merhaba arkadaşlar yaptığımız yapmadığımız seyleri vs sürekli açıklama ihtiyaci hissetmek sizce neden kaynakli ve nasil çözebiliriz?
 
X