Derdim kendimle: Keyfime, rahatıma çok düşkünüm.

Rica ederim.
Bunu taviz gibi düşünme.
Şöyle düşün, belki bazen de senin herhangi bir davranışından rahatsız olan birileri de
sana hiç duyurmadan kendilerinden taviz veriyordur.
Hiç kimseyi rahatsız edecek bir davranışım yoktur deme. :)
Öyle çeşit takıntılar mevcut ki aklından geçirmediğin pek çok şey başkası için rahatsız edici olabilir.

Hayat böyle daha kolay.
Bu tavizi kendi mutluluğun için veriyorsun öyle düşün.:KK66:
Muhakkak rahatsızlık veren şeylerim vardır benim de. Hiçbir zaman öyle düşünmedim, çok şükür karşıma geçip "ben mükemmelim, benim hiçbir hatam yok, benden rahatsız olamazsın" diyecek kadar ilginç insanlarla aynı odada kalıyorum ve asla onlar gibi bencilce davranmadım. Hayatımda vermediğim kadar çok tavizi bu yıl verdim, sanırım artık verecek taviz kalmadı. Çok bunalmış da olabilirim zira eskiden böyle değildim.
 
Sorma...Belirli takıntılarım vardır onları aşamıyorum. Misal kimsenin su bardağından, şişesinden içmem, çatalıyla yemem. Annem çok kızardı benden de mi tiksiniyorsun diye ama öyle değil işte huy bu. Ben çekirdek yemiyorsam kimse yemesin arkadaş ne o öyle çıt çıt çıt. Seslerden ayrı rahatsızım, kokulardan ayrı, tavırlardan ayrı. Zannedersin ben mükemmelim:KK53:
Birisi bir şeyimi ödünç almak istesin aklım çıkar, hele kitap ve kıyafet hiç veremem, hayır da diyemem. Yani hayır dememin bir sebebi de yok sadece vermek istemiyorum:) Malımın kıymetli olduğundan değil, takıntı işte. Yanılıp şaşıp verirsem de artık benimsemem o eşyayı, sanki benim değilmiş gibi atarım köşeye.
Bence kimsenin şişesinden su içmemek, çatalıyla yememek kötü birşey değil. O bende de var, neyse ki ailem sorun etmez. :) Benim ailem de öyle zaten, herkesin kahve kupası ayrıdır en basit örnek. Halbuki hepsi yıkanıyor onların makinede, hepsi aynı makinede yıkanıyor.

Hayır diyememeniz kötü olmuş, ben onu diyebiliyorum mesela. Yurtta kızlar birbirlerine her eşyalarını verirler falan, onlar da hayır diyemezler, yakınırlar falan; benden kimse bişey istemez. Verdin mi zaten gerisi de geliyor. Eşyam çok kıymetlidir çünkü benim olduğu için kıymetlidir, başına bişey getirenin başını yerim artık. :) Yurttaki arkadaşımın öyle kaybolan, zarar gören çok eşyası oldu. Onu yumuşak yüzlü buldukları için istiyorlar sanırım, bana gelmediklerine göre. "Senin bazı insanlara karşı olan soğuk ve mesafeli tavrını seviyorum, keşke ben de öyle olabilsem" der, gülüşürüz.
 
Muhakkak rahatsızlık veren şeylerim vardır benim de. Hiçbir zaman öyle düşünmedim, çok şükür karşıma geçip "ben mükemmelim, benim hiçbir hatam yok, benden rahatsız olamazsın" diyecek kadar ilginç insanlarla aynı odada kalıyorum ve asla onlar gibi bencilce davranmadım. Hayatımda vermediğim kadar çok tavizi bu yıl verdim, sanırım artık verecek taviz kalmadı. Çok bunalmış da olabilirim zira eskiden böyle değildim.

Yurtta türlü türlü insanlarla yaşamak eminim zordur.
Ama şanslısın oda arkadaşlarımla uyuşuyoruz diyorsun.
İnan eve çıkıp da ev arkadaşıyla bir sürü sorun yaşayanlar var.

Yani ailenden uzakta okumanın zorluğunu herkes çekiyor çeşitli yerlerden.
Az kalmış, kendini rahatlatmaya çalış.
Durumundaki artılara odaklan derim.
 
Yurtta türlü türlü insanlarla yaşamak eminim zordur.
Ama şanslısın oda arkadaşlarımla uyuşuyoruz diyorsun.
İnan eve çıkıp da ev arkadaşıyla bir sürü sorun yaşayanlar var.

Yani ailenden uzakta okumanın zorluğunu herkes çekiyor çeşitli yerlerden.
Az kalmış, kendini rahatlatmaya çalış.
Durumundaki artılara odaklan derim.
Oda arkadaşlarımın biriyle çok iyiyiz, diğer ikisiyle çok sorun yaşadık, halen yaşıyoruz. Dişimizi sıkıyoruz artık, şurada ne kaldı.
Zaten öyle yapmaya çalışıyorum, arkadaşımla birbirimizi az telkin etmedik, havalar düzelince akşamları yürüyüşe çıkarız, öyle öyle geçer zaman falan diye ama şansımıza, havalar da düzelmedi. Gelemedi şu bahar. :)
 
Oda arkadaşlarımın biriyle çok iyiyiz, diğer ikisiyle çok sorun yaşadık, halen yaşıyoruz. Dişimizi sıkıyoruz artık, şurada ne kaldı.
Zaten öyle yapmaya çalışıyorum, arkadaşımla birbirimizi az telkin etmedik, havalar düzelince akşamları yürüyüşe çıkarız, öyle öyle geçer zaman falan diye ama şansımıza, havalar da düzelmedi. Gelemedi şu bahar. :)

Gelir gelir..:)
Bugünleri de ararsın.
Öğrenciliğin, üniversite arkadaşlıklarının tadı başka.
Gezmesi daha tatlı.
Ben çok özlüyorum.
Bu arada ailemden ayrı okumadım ben hep uzakta okuyanlara özenmişimdir :KK70:
 
Bence kimsenin şişesinden su içmemek, çatalıyla yememek kötü birşey değil. O bende de var, neyse ki ailem sorun etmez. :) Benim ailem de öyle zaten, herkesin kahve kupası ayrıdır en basit örnek. Halbuki hepsi yıkanıyor onların makinede, hepsi aynı makinede yıkanıyor.

Hayır diyememeniz kötü olmuş, ben onu diyebiliyorum mesela. Yurtta kızlar birbirlerine her eşyalarını verirler falan, onlar da hayır diyemezler, yakınırlar falan; benden kimse bişey istemez. Verdin mi zaten gerisi de geliyor. Eşyam çok kıymetlidir çünkü benim olduğu için kıymetlidir, başına bişey getirenin başını yerim artık. :) Yurttaki arkadaşımın öyle kaybolan, zarar gören çok eşyası oldu. Onu yumuşak yüzlü buldukları için istiyorlar sanırım, bana gelmediklerine göre. "Senin bazı insanlara karşı olan soğuk ve mesafeli tavrını seviyorum, keşke ben de öyle olabilsem" der, gülüşürüz.
Sizin yurt ortamında hayır demeniz normal ancak ben hep ailemle kaldım. Kuzenim geliyor kırk yılın başı kitap istiyor mesela, veremem nasıl denir ki:) Mecbur veriyorum ama yenisini alıyorum.
Telefonları ben genelde açmıyorum. Hele ev telefonu sürekli çalar bir kere açtığımı bilmem:)
Bekarken anneme-babama maaşımın hesabını vermezdim, çok gererdi bana nereye harcadın ne yapacaksın diye sormaları; evlendim şimdi faturalar harici eşime vermiyorum hesap.
Herhangi biri kaça aldın, nereden aldın, başka ne renkleri vardı gibi sorular sormasın diye aldığım yeni şeyleri "yok ya önceden almıştım yeni kullanıyorum" derdim hep:)
Genel olarak insanlar bana bire şey sormasın, benimle konuşmasın ve beni aramasın istiyorum ama yeri geliyor sosyalleşmek istiyorum. Yaşlanıyorum galiba...
 
Ben seni cok sevdim, yani anlattiklarini gözümde canlandirdigim zaman cok sempatik geldin bana.
Bende yurtta kaldigimda, özellikle temizlik konusunda problem cikarirdim... annem cok titiz bir kadindi bende aslinda evin en pasaklisiydim güya, öyle derlerdi ablalarim. Yurtta ama en temizi ben ciktim, bu nasil oldu anlamadim. Banyoda kil gördügümde veya dismacunu izi görmem yeterliydi, cadalozlar gibi kavga cikarmaya.
Gercekten igreniyordum.
Ve zamanla pasaklilar gitti, titizlerle arkadas olduk ve paylastik odamizi vs. derken cözümlendi biraz olay ama Yurt hayati hicde kolay degil ama hic inanmazdimki, bir zaman sonra o günlerimi özleyecegimi....
Ama insani bayagi bir olgunlasitiriyor yurt hayati...
Ama sen normalsin, hersey okay, kendini önemsemende hosuma gitti ayriyetten...:KK36:
 
Motor gelişimi tamamlanmamış insanlar geziyor aramızda, bunlar dışardan o kadar normal görünüyor ki... Halbuki bir insan o saatte ses çıkarılmayacağını, sesli sesli telefonda konuşulmayacağını bilir. Tamam aileden ayrılındı, oo özgürlük vs de, köyden indim şehre misali davranmanın alemi nedir? Herkes özünde yalnızdır aslında. O yüzden ben önce kendiyle mutlu olamayanın başkalarıyla da mutlu olacağını sanmıyorum.
 
Biran düşündüm ben mi konu açtım diye o kadar yani ama yazdıklarınızdan fazlası var eksiği yok bende de :) özelliklede çay ile ilgili kısma çok güldüm benden birtane daha varmış ya :) Bu arada ben boğa burcuyum :)
 
Ben bunun rahatına düşkün olmakla alakalı olduğunu sanmıyorum. Gece ses yapandan rahatsız olmak başka bir şey , yediğin içtiğinin ayrı gitmediği insanı bile özlememek sırf çay için konuşmamak başka bir şey.. Kötü olarak demiyorum yanlış anlmayın ama bence psikoloğa anlatmalısınız bu durumu yoksa ileride daha çok sorun yaşayabilirsiniz.
 
Ben seni cok sevdim, yani anlattiklarini gözümde canlandirdigim zaman cok sempatik geldin bana.
Bende yurtta kaldigimda, özellikle temizlik konusunda problem cikarirdim... annem cok titiz bir kadindi bende aslinda evin en pasaklisiydim güya, öyle derlerdi ablalarim. Yurtta ama en temizi ben ciktim, bu nasil oldu anlamadim. Banyoda kil gördügümde veya dismacunu izi görmem yeterliydi, cadalozlar gibi kavga cikarmaya.
Gercekten igreniyordum.
Ve zamanla pasaklilar gitti, titizlerle arkadas olduk ve paylastik odamizi vs. derken cözümlendi biraz olay ama Yurt hayati hicde kolay degil ama hic inanmazdimki, bir zaman sonra o günlerimi özleyecegimi....
Ama insani bayagi bir olgunlasitiriyor yurt hayati...
Ama sen normalsin, hersey okay, kendini önemsemende hosuma gitti ayriyetten...:KK36:
Teşekkür ederim güzel yorumunuz için. :)

Biz iki yıl dörtlü olarak takıldık, herkes gayet temizdi. Yer, içer ardından beraber yıkardık tabakları falan. Bu seneki kızlarla aramızda "biz" olma durumu olmadığı için odada ikili gruplaşma var mesela, inanılmaz pisler. Bulaşıklarını odanın bir köşesinde biriktirip haftalarca yıkamazlar. Ben laf edecek oldum da arkadaşım durdurdu, muhatap olmaya değmez falan diye. Gerçi bende de artık onlara laf anlatacak hal de kalmadı, tahammül de. Zaten konuşulmuyor insan gibi, patlamaya hazır bomba gibiler ve hemen ortamı gerip tartışmaya kalkıyorlar. Benim de onlarla tartışacak vaktim yok açıkçası. Önümüzdeki yıl için bir arkadaş ayarladık bakalım, bi aksilik olmazsa ben, arkadaşım ve yeni arkadaşımız seneye aynı odada olacağız. Bir kişi eksik işte, onu da buluruz belki. Oturur konuşuruz nasıl bir düzen kuracağımızı.

Bence herkes kendini önemsemeli, üzülüp hasta mı olalım? Vakit değerlidir, zaten gereği olduğu sürece ben zamanımı da ayırırım, tavizimi de veriririm ama haksızlığa pek gelemiyorum işte...
 
Motor gelişimi tamamlanmamış insanlar geziyor aramızda, bunlar dışardan o kadar normal görünüyor ki... Halbuki bir insan o saatte ses çıkarılmayacağını, sesli sesli telefonda konuşulmayacağını bilir. Tamam aileden ayrılındı, oo özgürlük vs de, köyden indim şehre misali davranmanın alemi nedir? Herkes özünde yalnızdır aslında. O yüzden ben önce kendiyle mutlu olamayanın başkalarıyla da mutlu olacağını sanmıyorum.
Bence kimse kimseyi uyarmadığı için, insanlar tavrını koymadığı için ses yapmaması gereken insanlar ses yapıyor. Ben bunların sebebinin disiplinsizlikten olduğunu düşünüyorum. Çözüm de bulmaya çalışıyorum, insanları rahatsız etmeyecekleri yerlere yönlendiriyorum. Yazık günah, bir katta 18 oda var, 18x4= 72 tane insanı rahatsız etmeye ne hakkı var birinin o saatte? Canı koridorda konuşmak istediği için koridorda konuşuyor. Bunun nesi normal? İnsan bazen nasıl davranacağını da şaşırıyor. Bu tarz insanlar her yerde var ama yurt sonuçta geceyi falan da geçirdiğim bir yer olunca mecbur uyarıyorum, ne yapayım...
 
Biran düşündüm ben mi konu açtım diye o kadar yani ama yazdıklarınızdan fazlası var eksiği yok bende de :) özelliklede çay ile ilgili kısma çok güldüm benden birtane daha varmış ya :) Bu arada ben boğa burcuyum :)
Ben kovayım, özgürlüğüne düşkün olmaktan mı geliyor acaba bunlar hep? Bilemiyorum. :) Çay önemli ya, soğumasın. :)
 
Ben bunun rahatına düşkün olmakla alakalı olduğunu sanmıyorum. Gece ses yapandan rahatsız olmak başka bir şey , yediğin içtiğinin ayrı gitmediği insanı bile özlememek sırf çay için konuşmamak başka bir şey.. Kötü olarak demiyorum yanlış anlmayın ama bence psikoloğa anlatmalısınız bu durumu yoksa ileride daha çok sorun yaşayabilirsiniz.
Özlememenin olumsuz bişey olduğunu düşünmüyorum açıkçası, zaten tatillerimiz çok uzun olmuyor, birlikte geçirilen zaman çok fazla yani özlemeye fırsat kalmadan zaten tekrar bir araya gelmiş bulunuyoruz. Aksine, 5 günlük tatilde özlemek bana garip geliyor. Tabi arkadaşıma değer veriyorum ama değer vermek öyle telefonda konuşmakla, özlemekle falan ölçülmez bana göre. Çay olayına gelince; telefonda konuşacak önemli birşeyimiz olsaydı zaten çayım soğuyor diye düşünüp konuşmayı noktalamazdım, konuşurdum. Ama 10 dk konuşmuşuz zaten, havadan sudan geyik yapmaya dönmüştü, sadece gülüşüyorduk. İnsanın vakti değerli.

İnsanlara bağlanmak, olumsuz durumlar yaşandığında acı çekmeyi de beraberinde getirir. Ailen dışında "bağlanma" olayını çok doğru bulmuyorum.
 
Off aynı beni anlatmışsınız ben üniversitedeyken hiç yurtta kalmadım ama son bikaç yıldır feci ses takıntım var.mahvoldum çok yıprandım artık..komşunun sesinden çok rahatsız oluyorum.en ufacık tukırtıya kafayı takıyorum..işyerinde arkadaşın klavyeye vurmasından rahatsızım.bu yüzden sürekli gerginim mutsuzuö yok mu bunun bir çözümü..mesela daha önce rahatsız olmadığım bir sese eğer kafayı takarsam o bana hayatı zindan ediyor
 
valla canım bu yazdıklarının hiçbiri bana çok abes gelmedi.
gecenin 5 inde gürültü yapana ben de kızarım.
otobüste orasını burasını değdirerek rahatça oturan insanlara bende kızarım
telefonda gereksiz uzun uzun konuşanlara ben de kızarım
sıcacık keyif çayı koymuşsam kendime bende o an çalan tlf u ya açmam ya da kısadan kapatma yolunu ararım.
sonuç itibariyle gayet normalsin, sıkıntı yok bence :KK66:
 
Off aynı beni anlatmışsınız ben üniversitedeyken hiç yurtta kalmadım ama son bikaç yıldır feci ses takıntım var.mahvoldum çok yıprandım artık..komşunun sesinden çok rahatsız oluyorum.en ufacık tukırtıya kafayı takıyorum..işyerinde arkadaşın klavyeye vurmasından rahatsızım.bu yüzden sürekli gerginim mutsuzuö yok mu bunun bir çözümü..mesela daha önce rahatsız olmadığım bir sese eğer kafayı takarsam o bana hayatı zindan ediyor
Ben ufak tefek şeylere takıldığım zaman kendi kafamda bunun daha da büyüyeceğini bildiğim için düşüncelerimi başka bir şeye yönlendirmeye çalışıyorum. Bunlar beni ciddi ciddi mutsuz edecek boyuta ulaşmadı henüz, en azından gün içinde ama ben de bazen ileriki boyutlarını düşününce rahatsız oluyorum, ya daha da artarsa diye...
 
valla canım bu yazdıklarının hiçbiri bana çok abes gelmedi.
gecenin 5 inde gürültü yapana ben de kızarım.
otobüste orasını burasını değdirerek rahatça oturan insanlara bende kızarım
telefonda gereksiz uzun uzun konuşanlara ben de kızarım
sıcacık keyif çayı koymuşsam kendime bende o an çalan tlf u ya açmam ya da kısadan kapatma yolunu ararım.
sonuç itibariyle gayet normalsin, sıkıntı yok bence :KK66:
Güzel yorumunuz için teşekkür ediyorum. :)
Milletimizdeki otobüs rahatlığı nerden geliyor anlamış değilim. Pazar günü yolculuk edeceğim mesela, biletimi falan almıştım zaten. Yandaki koltukla arama bilgisayar çantamı mı koysam ne yapsam? Gerçekten rahatsız oluyorum tanımadığım insanlarla fiziksel temas kurmaktan. Bu, yanlışlıkla kolu değdiği için mahçup olup özür dileyen biri için değil, kendi rahatlığı için beni sıkıştırmaya çalışanlara yönelik bir rahatsızlık.
 
Kendime benzettim ama senin bir artın varmış, insanları kırmıyormuşsun. Ben onu da yapıyordum :) benimki kadar olmasa da biraz zor bir hayatın olacağa benziyor bu durumda. Eğitimini her şeyin üzerinde tutmalısın. İleride iş yaşamında her türlü huyuna rağmen işini kusursuz yapman sayesinde çok rahat edebilirsin :)
 
X