Konu sahibine benim söylemek istediğim birkaç şey var ki benzer bir olayın diğer tarafında olan kişi olarak konuşuyorum. ben de eşimle 34 yaşımda tanıştım, hiç evlenmemiş bir kadındım eşime kadar. Eşim bizim tanışmamızdan 1 yıl önce anlaşmalı olarak eski eşinden ayrılmış ve 7 yaşında bir çocuğu olan bir adamdı. Bizim ilişkimiz 8. ayından sonra söz, nişan evlilik ile ilgili olarak bir yola girince, eski eşinin tıpkı senin yaptığın gibi şirazesi kaydı. Bu şekilde tanımlıyorum çünkü eşimin tüm saygısına ve beni güzelce tanıtmasına karşın, "o bilmem ne ile çocuğumu tanıştırırsan çocuğu göstermem, çocuğu sana düşman ederim" gibi tehditlleri, üzerine eşimin hiç dinlememesi, kadının küfür hakaret, tehdit, olay dozunu arttırması, eşimin çocuğu normal zamanlarda görebilmesine rağmen eşim hayatında sırf biri var diye çocuğunu sadece mahkeme günlerinde görmeye başladı. Bu süreçte eski eş tanıdığımız herkes üzerinden sanki evliliği bizim yüzümüzden bitmişçesine küfürlerine, çocuğu düşman edeceğim tehditlerine devam etti ki; buna en son eşimin ailesinden de birilerini bulaştırdı. Onlara eski eşimle barışmak istediğini, resmi bitmiş bu evliliğin "benim" yüzünden yeniden başlayamadığını, çocuğun bu yüzden çok kötü olduğunu -hep çocuğun psikolojisini öne sürerek- söyleyerek, herkesi aracı koyarak (bunları yaptığında evlilik teklifi yapılmış, ailelere söylenmiş, ev tutulmuş, nikah tarihi alınmış, nişana 1 ay vardı. Nişan ile nikahımız arasını 4 ay belirlemiştik. Eşimin aile üyelerinden biri ile arası tamamen koptu bu süreçte, çünkü karşımızdaki insan herkesi manipüle edebileceğini düşünüyordu çocuk üzerinden, ve burası çok önemli onlar resmi olarak boşandıklarında ve akabindeki 1 yılda ben eşimin dünyada insan olarak bile varlığından haberdar değildim. Eşimin mal paylaşımı anlaşmalı protokolde belirlenmişti, fakat karşı taraf evleneceğimizi ve zarar veremediğini görünce boşanma protokolündeki mal paylaşımındaki satış ile ilgili son kozunu kullandı. Çok ayrıntılı olduğundan şu an girmeyeceğim fakat eşimin kendisinin ona sadece geçici kullanım izni verdiği kendi mülküyle ilgili sorun çıkararak, protokole uymayarak, eşimin haklarını gasp ederek; eşimden haraç istedi. Kendisinin hırsı nedeniyle nikahımıza/düğünümüze 1 ay kala bir sürü dava açtık, (hala devam eden bazıları var); avukat harç vs masraflarını saymıyorum bile. Fakat sonunda eşim çok kısa sürede hukuki yollarla, kendi malını geri aldı; biz evlendik, kendisi kullanım haklarını da kaybetti ve henüz ne zaman karara çıkacağı belli olmayan bir davayı bekleyecek ki kendi hakkını alabilsin.Her yönden bitik durumda. Biz ise düzenimizi kurduk; o zorlukları beraber aştık bu da bizi çok güçlendirdi. Eşim eski eşinin tüm bu yaptıkları nedeniyle ve çocuğa verdiği zarar nedeniyle artık öfke bile duymuyor, yapabileceğim bir şey yok diyor. ben sana bir anne olduğunu göz önüne alarak söylüyorum, çocuğunu kısa vadede belki bir araç olarak kullanırsın fakat, babaların belki ayrılığın ardından yaşadığı ilk 1 2 yıldaki çocuğa hissettiği suçluluk hissi geçince elinde bir koz kalmaz. Benim eşim eski eşini çok uyarmıştı, çocuğa yansıtma, sen anneliğini yap babalığımı bana bırak, benim hayatıma karışma, saygı duy diye. ama eski eşi her aradığında (çocuğu bahane edip) küfürler hakaretler durmuyordu. eşim tam 1 yıl idare etti fakat bu sürede karşı taraf çocuğu babasından da nefret ettirdi. çocuk sürekli annesinden duyduğu cümlelerle babasından nefret etmeye başladı, hesap sormaya başladı. Ki eşim çok uyarmıştı, bu bir erkek çocuğu baba figürünü yok etme diye, yarın diğer gün sen de yetersiz kalırsın diye dinlemedi. Şu an artık gelinen noktada eşim istersek araya yüz insan girelim, ve ben ikna etmeye çalışayım bu konuda sabit düşünüyor. eski eş baba oğul ilişkisine, kendisine maddi-manevi, ve bizim evlilik süreçlerimize çok zarar verdiğinden kendisi her şeye bir sınır koyuyor. çocuğu kullanarak benim hayatıma sızacaksa ( eski eşi biz almaya gittiğimizde polislik olaylar,sinir krizleri geçiriyor çocuğun önünde) ben de çocuğumu kendisi gidip gelene dek ve büyüyüp benimle annesinin dolduruşları olmadan konuşabilene dek sınırlı görürüm diyor. Benim yapabileceğim nafakasını ödemek, mal paylaşımı sonrası annesine adil olanı da verdim diyor. Şu şartlarda artık bir tık fazlası olmaz diyor. Yani sana söyleceğim işin özeti şu ki; baba seninle bir uğraşır iki uğraşır çocuğu adına sabreder, ama bir süre sonra umudunu kaybederse, çocuğun için de geri dönüşü olmaz. Benim eşimin bana dediği şu sen hayatımda ol ya da olma, bekar olayım, babalık benim hakkım ve ben onun anneliğine karışmıyorsam o da benim babalığıma karışarak benim hayatımda tahakküm kuramaz. Bunun bedelini gerekirse çocuk da öder. Bu nedenle ben sana şartlarını fazla zorlamamanı, karşı tarafa saygı göstermeni, ne de olsa çocuk var kopamaz mantığıyla eski eşini denememeni öneririm. Karşı taraftan biri olarak söylüyorum, zararlı çıkan sen olursun. eski eşi kendi hırslarıyla davranmasaydı, bugün o çocuğun bu evlilikte de bir yeri ve bir güven hissi olacaktı, biz bunun için çok çabaladık, pedagoglara gittik, her şeyi yaptık ama anne desteği olmadan ve üzerine bir de anne tarafından pompalanan nefretle çözümsüz kaldı, baba çocuk ilişkisi (kendimi saymıyorum bile) yıprandı. Bu nedenle bence eski eşinle ilgili umudunu kafanda bitir, hırsınla davranırsan evet zarar verirsin, huzursuzluk yaratırsın, ama eşin şu anki sevgilisi ya da başkası evlenirse, gerçekten seviyorsa, aşıksa zaten bir etkin olmaz, aksine daha da nefret yaratırsın ve çocuğuna da yansır bu gerilimler. Ben eşimin eski eşine artık sadece acıyorum, nişanlı bir adamı nişanlısından ayrılıp çocuk için yeniden barışmaya ikna etmek için araya akraba sokacak kadar düştü, bir kişi bile artık saygı duymuyor bizim çevremizden kendisine. insanların kendisinden nasıl "gurursuz" diye bahsettiğini duysa eminim belki biraz düşünürdü. bence sen de aynı yoldan gitme, çocuğunun babasına ve onun hayatına saygı duy. Biz eşimle hayatımızı kurduk, çok mutluyuz, hukuki meselelerle avukatlarımız ilgileniyor, ayda 1 kez çocuğu görüyoruz, geri kalan zamanda bu konular bizim evimizde yok bile. yani diyeceğim şu ki; olan sana olur, evet mutsuzluk verip yıpratırsın fakat o da geçici bir süreliğine. uzun vadede kaybeden sen ve en önemlisi çocuğun olur. düşünmeni öneririm, bir anne olarak mantığınla hareket etmen uzun vadede çocuğun için en iyisi.