Çocuk sahibi olmayı istememek

Bİ HAYVAN SEVER OLARAK TABİRİNİZİ ÇOK KABA BULDUM.
bu dünya özgür bir yer. isteyen köpeğinin havında anneliği bulur isteyen çocuk yapar. çok yazardım da sizin gibi kırıcı olmak istemiyorum

Bu konuda minicik bir şey söylemek istiyorum. Benim kedilerimle birlikte yaşayan, kedilerle ve insanlarla müthiş iyi anlaşan çok çok tatlı bir köpeğim var. 2 sene önce evlat edindik. 4 yaşında şu anda. ilk sahibi bakamamış bir petshop'a karnesiyle tasmasıyla atmış. zaten çok ezmişler köpeciği çok ürkek. petshop'un kafesinde tirtir titrerken aldım. dükkan sahibi bana bu hiç bi işime yaramıyor al bir çuval mama yanında bunuda vereyim dedi!!! hikaye böyle başladı. neyse artık çok mutlu bir köpek kendisi. Bir köpeğin hav hav deyişini çocuğun anne deyişle kıyaslanmasını kaldıramayanlar, hayatınızında hiç kimse ne anne ne baba ne çocuk ne torun ne eş ne sevgili hiç ama hiç kimse her gün 10 defa aynı kapıdan girsenizde 10 seferde sizi aynı çoşkuyla karşılamayacak asla! siz sadece eve geldiniz diye bu kadar çook sevinen bir varlık daha olamaz. koşulsuz ve katıksız sevgiyi sadece hayvanlarda görürsünüz. hani bir insanın köpeği olma deyimi vardır ya, asla hiç bir insan bir köpek kadar insanın köpeği olamaz. Ölene kadar sürecek hep aynı şiddette bir aşk varsa o da bir köpeğin sahibine duyduğu Aşk tir. duyurulur
 

sabah uyanınca hatta banyodan veya tuvaletten cıkınca dahi sanki yıllardır gormuyormus gibi davranan baska bir canlı yoktur heralde
 
Lilo cok güzel anlatmissin yine.
Simdi bana gelince bende ailenin son numarasiyim yani 7 kardesiz, 1 tane erkek ve 6 tane kiz.......Bilin bakalim niye bu kadar cok cocuguz?

Cünkü babam ve annem bir erkek cocuk azdir ikincide erkek olsun diye ugrasmislar ha bire ama sansa bak, gerisi hep kiz olmus. Bu tabi anne ve babamda cok büyük hayal kiriklari yaratti, bendede büyük trauma cünkü o gercek sevgiyi alamadim, istenmeyen cocukdum cünkü, ha erkek olsaydim isler degisecekti ama kiz olunca zaten 5 tane daha var, birde senmi eksiktin?
Oysaki tüm 6 kizlar biribirinden güzel ve süper caliskan ve hirsli ciktik ( kendimide övdüm bu arada ).
Abim ise ciliz miliz birsey, hayatinda hic bir sey basaramayan bir tip oldu,eeeeeee erkek cocugunu cok simartirsan oda gelir günün birinde senin agzina yapar. Yada en kisasi: yüce adalat diyelim buna, cünkü hepimize esit davranilmadi. Erkek diye pohpohlandi, kizlar zavallilar erken evlendiler vs..vs...

6 kiz kardes kendi cabalariyla cok güzel yerlere geldik, bir gün bile ne annemden nede babamdan destek istedik veya bekledik, hepimiz cok güclü kadinlariz, herseyi bu hayatta kendi tirnaklarimizi kaziyarak geldik.......Ben buna bagliyorum isteksizligimi....
Zira cocuklari cok seven ve onlarla cok iyi anlasabilen birisiyim, nedense onlarda bana cok düskünler, mahallemizde bile hayranlikla bana bakarlar bazilari yanima gelir büyük adamlar gibi sohbet ederiz.
Konu o degil, yani cocuklara karsi bir sevgisizligim yok, ama hayatta hep güclü olmak, icimde programlanmisti ve dogurunca sanki birsey beni gücsüzlestirecek gibi bir hislere hep kapildim.
Birde hep anne ve babanin böyle olmamasi gerektigini hissettim, yani onlardan aldigim eksik sevgi ve onlardan gördügüm sevgisizlik, eger cocuk dogurursam bende veremeyecegimi hissettim.
Cok büyük sansim vardiki, beni cok seven bir esim var ve oda benim gibi cocuklarin mutluluk getireceginden emin degildi....zaten o bana hic kiyamaz, hatta ben dayanamzdim senin acilar icinde cocuk dogurmana dedi bir keresinde.
Allah Allah niye dedim, "cünkü seni cok seviyorum dedi baska sevgiye ihtiyacim yok"
Al sana.....
Onun icin hayatimi cocuksuz ve mutlu geciriyorum darisi tüm isteyenlere...
Bazen su sorular gelir eeee ama insanin cani SIKILMAZMI cocuksuz, vallahi o kadar cok calisiyor ve sosyal bir insanimki ( ema demis ya bana sende cok calistin diye, öpüyorum ema seni ) hic bir kere bile eksikligini duymadim esimde öyle...Cevremiz cok büyük her hafta sonu bir yerlerdeyiz, yada tatillerdeyiz yada ikimiz elele oturmus evde keyfini cikariyoruzdur.
Hayatimda herseyi yaptim ve basardim ama anne olmak bana hic cekici gelmedi. Anne olmak hic istemedim.

Ha birde sunuda yazayimda rahatliyayim, kücükken kizlar mahallemizde evcilik oynarken ben yavru kedilerle mesguldum veya baska seyla ama hic evcilik oynamadim ve hic bir zaman bebegim olmadi hep ayicik, hep ayicik, orda bile evcilik oynarken anne ve baba olunurdu ya, onlarin o yapmacik halleri bana cok korkunc gelirdi....

Benim mayam bastan beri bozukmus, sadece suna cok mutluyum, kafa dengi hayat arkadasim var ve bu yalan dünyada cok güzel zamanimizi gecirmeye bakiyoruz.
Annemde ve babamda göremedigim tüm sevgimi, sefkatimi esim bana dolu dolu veriyor...ailemi secemedim ama esimi dogru secmisim....ve hayatimida istedigim gibi yasiyorum...kimsede umrumda degil, hic bir zaman büyük bir kitleye benzemek istemedim, biraz ucuk olmak güzel birsey...Vallahi
 
zaten aklıma gelmişti çocuk istemeyenler kesinlikle çok çocuklu ailelerde büyümüşlerdir diye.gerçekten herşey çocuklukta yatıyor.benim de böyle kalabalık ailede büyüyen tanıdıklarım tek çocuktan fazla istemediler.ama bir arkadaşım var mesela bir kadına evlatlık verilmiş o büyütmüş onu sonra o kadın da ölünce yapayalnız kaldı.yalnızlıktan o kadar çok çekmiş ki.evlenir evlenmez iki tane sıraladı şimdi de 3 çocuk için kolları sıvadı.aslında çocukken neden için yanarsa bambaşka bir hayat kurmak istiyorsun kendine.
 
aslinda yazilanlara uzuldum, soyleki sirf ailelerin yanlis tutumu yuzunden belkide ilerde pisman olabilirsiniz. tabiiki bu bir ihtimal..benimde tanidigim bi kadin var ve 10-15 cocuklu bir aileden gelmis..evin en buyuk cocugu olarak cok fazla kardeslerine abkmis, mamalarini yedirmis altlarini degistirmis filan. kendisi hic cocuk istemiyormus tabii 30 yasina gelene kadar...sonrasinda istemedende olsa cocuk istemeye baslamis..ilerde pisman olmamak icin 1 tane olsun genede diye. suanda pisman degil..hayati dolu dolu yasamayi seven birisi...
 
Son düzenleme:
İnsan dahil tüm dişi yaratıklar, türünün devam etmesi için üremeye kodlanmıştır. tüm dişi yaratıklar biyolojileri müsaitse anne olabilir. hayvanlar zevk için çiftleşmez, tek gayeleri vardır; yavrulamak. ama insanlar sadece iç güdüleriyle hareket etmez. insan bir hayvanın aksine hür iradeye sahiptir. bir dişi kedi yılda en az 2 kere kızgınlığa girer. bu onun elinde olan birşey değildir. bu uğurda yaşadığı ev varsa evden bile kaçar, sokaktaki en güçlü erkek kedilerle çiftleşir ta ki en sağlıklı yavruları elde ettiğini anlayana dek. ve bir kedi yaklaşık 72 gün sonra anne olur. pür şefkat ve bağlılıkla yavrularına bakar. bulduğu yemeği yemez ağzında yuvasına taşır. bebekleri büyütürken çiftleştiği erkek kedilere gidip, " bu senin yavrun mecbursun doyuracaksın karnını" demez. kendi kendine doğurur, emzirir, büyütür, sokakta nasıl hayatta kalabileceğini öğretir ve yaklaşık 3-4 aylıkken yavrulardan ayrılır.

şimdi bunları niye yazdım, bizler kedi değiliz. öyle olması gerektiği için çoğalmak zorunda değiliz. türümüzün geleceği tehlikede değil. hatta doğal kaynaklar tüm insanları yaşatmak için yeterli değil. önümüzdeki 50 sene içinde büyük su sıkıntısı bekleniyor. keza tarım alanları hızla daraldığı için gıda sıkıntısı da baş gösterecek. bizlerin sosyal zekası ve seçim hakları var. ve biz bazı kadınlar ve erkekler napıyoruz, seçim hakkımızı kullanıyoruz ve dünyaya bir insan yavrusu daha getirmiyoruz. ama aynı türden olan diğerlerimiz onların seçimlerine saygı duymayı bilmedikleri için sürekli müdahele etme gereği duyarlar. adeta bir görevmiş gibi hayatlarına burunlarını sokarlar. Bu ürememeyi seçmiş (onlara göre "yoldan sapmış yola dönmeleri için ikna edilmesi gereken insanlar") da diğerleri sadece çocuk doğurmak istemiyorum lafını anlamakta zorluk çektikleri için onlara türlü türlü nedenler ileri sürerler. gelecek kaygısı, sosyal fobiler vs gibi. üremek her dişi canlıya verilmiş bir özelliktir. kimse doğum yaptığı için özel değildir. insan olmanız sizi diğer dişilerden üstün yapmaz. doğa öyle ayarlamıştır. doğum yaptığınızda çektiğiniz acıları hatırlamamanız için vücudunuz hemen hormon salgılamaya başlar. yeni doğmuş insan yavrusu, sizi etkilemek için güzel bir kokuyla dünyaya gelir. en ilgiye muhtaç zamanlarında öyle güzel kokar ki hiç bir şey zor gelmez, kokusu herşeyi unutturur. bunların hepsi böyle kodlanmıştır. yani olması gereken budur.

Anlayan anladı beni, anlamayanlar anlayanlara sorsun
 
Son düzenleme:

yok kesinlikle demeyelim, belki çoğudur bilemem ama biz 2 kardeştik ve sevgi ayrımı yoktu. hayat çok detay barındırıyor ve insanların kadın-erkek çok farklı nedenleri olabiliyor çocuk dünyaya getirmemek için. benim çok nedenimden biri de annem gibi bir anne olamayacağımı bildiğimden. onun gibi fedakar olamam, çocuk sahibi olmayı onun gibi istemiyorum ve yapılarımız çok farklı. tek bu neden değil tabii bu topicte defalarca paylaştığım bir çok nedenle. esas önemli olan olivia ve diğer bazı arkadaşlar gibi benim de aynı düşüncede hayat arkadaşımı bulmuş olmam. gerisi önemli değil zaten...
 
söylediklerin çok güzel canım. ya bu kırmızı ile çizdiğimyer beni çok güldürdü. çünkü aynı şeyi bende duyuyorum çocuk olurken yapılırmış yaşım geçince istesemde olmazmış bir tane yapcakmışım sonra istemiyorsam yapmazmışım sanki siparişle oluyor bu işler yada olmak zorunda
hayvan beslemeyen bir insan kesinlikle hayvan sevgisinden anlamıyor. ben her türlü hayvanı delice severim.hatta evdeki sineği böceği bile öldürmeden yakalayıp salarım. eşim sivrisinekleri hiç sevmez hali ile. bende gülüyorum ne yapsınlar onlarda karınlarını doyuracak rahat bırak hayvanları diye. inanır mısınız sivrileri bile mecbur kalmadıkça öldürmem
ailede çok çocuk olması yada sevgi eksiği falan değil sorun. ailelerin yanlış tutumuda değil. herkesin hikayesi farklıdır. birde şu var bu topikte yanlış olan brşey yok neden her gelen eleştirip bizde bir sorun varmış gibi olayı ele alıyor anlamıyorum. birinin beyaz dediğine biz siyah diyoruz altı üstü...
 
Aynen dedikleriniz gibi bencede, yani aciklamasi yok. Söyle veya böyle nedenlerle istememisiz.
Ama sununla cok gurur duyuyorum hayatimizda ne istedigimizi bilerek yasamaya calisiyoruz, toplumun direttigi bir dünyada degil.
 
Aynen dedikleriniz gibi bencede, yani aciklamasi yok. Söyle veya böyle nedenlerle istememisiz.
Ama sununla cok gurur duyuyorum hayatimizda ne istedigimizi bilerek yasamaya calisiyoruz, toplumun direttigi bir dünyada degil.

bazen kendimi çok baskı alltında hissediyorum. sanki çevremdeki herşey bana baskı yapıyor. anne babam, kaynana kayınpeder, akrabalar, hatta komşu tanıdık kim varsa. çevre baskısı ay yazarken bunalım oldum. neden herkes benimle uğraşıyoooooooooooor
özgür olmak istiyorum ya
 
Yanlis bildigin yolda herkesle yürüyecegine, dogru bildigin yolda tek basina yürü......

Cok begendim bu sözü, sizlerle paylasayim dedim.
 
Son zamanlarda forumdaki bir derdim var kısmına takıldım. eşinden şiddet gören, aşağılanan, aldatılan kadınları okudukça çok üzülüyorum. benim babamda alkolikti ve başta anneme olmak üzere hepimize şiddet uyguladı. çocukluğumdan beri hayallerim; kimsesiz yardıma muhtaç hayvanlara (kedi köpek değil hepsine) bir barınak yapmak ve eşinden ailesinden şiddet gören kadınların yeniden hayata döndürülebileceği sığınma evi ötesinde onlar için bir yaşam merkezi açmaktı. umarım birgün imkanlarım el verir de her ikisini birden hayata geçiririm.

şimdi konumuzla ilgili bölüme gelirsek. forumda bize eşleriyle dertlerini açan kadınların %99'u ya hamile ya da max 2-3 yaşlarında küçük çocukları var. bakıyorsun evliliği zaten baştan arızalı başlamış. bu kadar derdin ortasında bir de seni döven, sahip çıkmayan adamdan çocuk yapmışlar. neden neden? diye sorup duruyorum. hadi sen bir yanlış yaptın, bilmeden belki çok severek bir adamla evlendin. ama kocan olacak adam kişiliksiz çıktı. e peki niye bir de hiç günahı olmayan bir insanı daha bu işe bulaştırıyorsun? sonra boşanmak istediğinde "yavrum babasız kalacak" diye vazgeçiyorsun. al sana dünyada cehennem hayatı! bizim toplumun bu kadar geri kalmasının nedeni düşünmeden hayata getirilen, geleceğin ruh sağlığı bozuk, mutsuz insanları sanırım. zaten ölü doğmuş bir evliliği kurtarmak için sonucunu düşünmeden bir çocuk dünyaya getirmek ne kadar akıllıca?

Türk kadınlarının biraz olsun bencil olmalarını isterdim. önce kendi eğitimine önem vermelerini, evlenmeden önce meslek sahibi olmalarını ve çocuk sahibi olduktan sonra işi bırakmamalarını...erkekler zaten başka bir kadın tarafından pohpohlayarak büyütülmüş, kendini dev aynasında görüyor. kadın evlenince kendini ikinci plana atıyor. kariyerini, gelişimini boşveriyor, eşine destek oluyor, onun çocuğunu doğurup kendini ona adıyor. Hizmetçi gibi çalışıp emeğinin karşılığını alamıyor. eşi de bir süre sonra evde kendini temizliğe, yemeğe, çocuğa adayan kadını beğenmemeye başlıyor. dışardaki bakımlı çalışan kadınlara meyletmeye başlıyor. herşey için karısını suçluyor. oysa karısının o hale gelmesinden büyük ölçüde o sorumlu. insanlar aşık oldukları insanların kişiliklerini değiştirip sonra sen neden böyle oldun diye karşısındakini suçluyor.

aile yapımız hastalıklı derecede bozuk. kadınlar gelinlerini, kayınvalidelerini, görümcelerini, eltilerini sevmiyor. aslında kadınlar birbirini sevmiyor. en yakın arkadaşını kocamı ayartırsa paranoyasıyla terk edebiliyor. ya da çocuğu olmayan kadınları nazar değdirir saçmalığı ile dışlıyor. mesai arkadaşının hatalarını bulmak için uğraşıyor vs. kadınların birbirine destek olması gerekirken birbirinin kuyusunu kazmasını aklım almıyor. okumuşu cahili hepimiz bir noktadan sonra eleştirdiğimiz kim varsa aynı onun gibi oluyoruz. 32 yaşına geldim hala bunları anlamakta zorluk çekiyorum. neyi paylaşamıyoruz?

iyi ki biyolojik saatim bozuk
 
çok güzel anlatmışsın
 
Ben hamile kaldığımı öğrendiğim an çok ağladım,istemiyordum çünkü.Hatta eşime hep şunu derdim çocuk şart mı bu dünya da,demirel,ecevit,inönü çiftlerini örnek verirdim bak ne güzel çocuksuzlar bişey kaybetmiyorlar diye..
eşimin yoğun baskıları sonucu 3 yıldan sonra korunmayı bıraktım.

bırakır bırakmaz da istemediğim halde hamile kaldım.etrafımda benim adıma sevinen insanları gördükçe deli oluyordum,istemiyordum çünkü çok güzel bi işe girecektim.o çift çizgiyi gördüğüm an beynimden vurulmuşa döndüm 7-8 haftalık olana kadar alışamadım bu çocuk fikrine...

Taa ki kalp atışlarını duyup,yaptırdığım test sonuçlarının temiz çıktığını duyana kadar.Sonra içten içe annelik içgüdüsü yerleşmeye başladı içime cinsiyeti falan da belli oldu 13.haftadaydım.Ağlaya ağlaya özürler diledim bebeğimden..

Sonra hep şükrettim ben nasıl böyle davrandım insanlar o kadar tedavilerle uğraşıyor ben çat diye kaldım ama sevinemedim diye..

şu an 7,5 aylık hamileyim Allah izin verirse 1,5-2 ay sonra bebeğim dünyaya gelecek,eşyalarını aldık,kıyafetlerini düzdük hem de büyük bir sevinçle.
sürekli oğlumla konuşuyorum,onu sevdiğimi belli ediyorum,ona şarkılar dinletiyorum,iyi beslemeye çalışıyorum vs.

annelik iç güdüsü gerçekten çok farklı bişeymiş..
asla istemiyorum diye birşey yokmuş buna inandırdı beni oğlum..

Allah herkesin gönlüne göre versin...
 


harika haber! çok sevindim sizin adınıza. sağlıklı bir hamilelik ve bebek diliyorum size :) bebekleri severim, kim sevmez ki zaten
 
Son düzenleme:
harika haber! çok sevindim sizin adınıza. sağlıklı bir hamilelik ve bebek diliyorum size :) bebekleri severim :kim sevmez ki zaten 16:

Teşekkür ederim!!!

Ama pek bi dalga geçer gibi buldum yorumunuzu,ben sadece yaşadıklarımı yazdım...İsteyen doğurur isteyen doğurmaz herkes kendisi bilir.
İstemediğim andaki duygularımla şu andaki duygularım arasındaki fark beni şaşırttı sadece paylaşmak istediğim buydu..O kadar!!
 
ben artık bebek fikrinden iyice soğumuş durumdayım.evliliğim ilk yıllarında hevesli değildim o sebep şu sebep 5 yıl kadar bir süre korundum.en önemli sebep aslında istemeyişimdi.aslında bebekleri oldum olası sevmişimdir ve anlaşırımda ama annelik sanki bana uyun değildi.sonrasında tamam dedim olsun artık bakalım.ve ilk bebeğimi kaybettim bir yıl sonra bir başka deneme onuda kaybettim.1,5 yıl sonra başka deneme ve oda benimle kalmadı derken 4 yılda 4 bebek kaybettim.inanılmaz üzüntüler yaşadım.her hamileliğimde ALLAH'a dua ettim hayırlısı ise nasip et diye.hayırlıdan kastım hayırlı evlat değil.her şey için hayırlısı.her kaybımdan sonra ALLAH'ın bir sebeple nasip etmediğini düşündüm ve kendimi teskin ettim.en son kaybımdan sonra tekrar denemeye cesaretim ve isteğim kalmadı.olmaması dünyanın sonu değil ki.evet olsa çok sevinirim elbette çünkü hamilelik hormonları ile insan bambaşka bir ruh haline giriyor.
ama ben kendimi hazır hissetmiyorum.hiç hevesim kalmadı.hevesimin bu denli kaybolmasında tabiki başka özel sebeplerimde var.
buna benzer bir konu açıp hislerimi paylaşmıştım daha önce.yaşadıklarımdan öğrendiğim en önemli şey hiç bir şeyin dünyanın sonu olmadığıdır.
çocuk sahibi olmamanın zorluklarını yaşıyorum.ama bence çocuk sahibi olmamanın bir çok kolaylığıda var.bardağa nasıl baktığınız önemli.
 


tamamen yanlış anlamışsınız. bu durumu yazma dilinin, konuşma dilinde olduğu gibi ses tonu ve mimiklerle desteklenememesine bağlıyorum. hamile olmanın verdiği duygusallıkta vardır, yanlış anlaşıldıysam özür dilerim :26:

hamilelik, çocuk istemek yanlış bir şey değil hem niye dalga geçeyim? ben çocukları severim. yeğenlerim benim elimde büyüdüler. eminim kendi çocuğum olsa onu da çok severim. zaten çocuklar sevilmeliler. o yüzden doğuruyoruz büyütüyoruz öyle değil mi :) çocuk sahibi olmak istememin nedeni onları sevmediğim değildir. cidden kim bir bebeği sevmez ki? ancak hasta ruhlu biri...
 

geçmiş olsun, gerçeten üzüldüm yaşadıklarınıza... bazen olmayınca olmuyor, zorlamamak lazım. hayatta başka bir sürü güzel şey var. yeni hobi edinmek, seyahate çıkmak, aklınıza estiği gibi yaşamak vs hayat yaşamaya değer.
 
Ayyyyyy lilo Allah iyiligini versin emi, cok güldüm.

Bu arada hamile olan arkadasim, cok sevindim adina, inan bana senin ne demek istedigini cok iyi biliyor ve anliyoruz, belki bizler hamilelik yasamiyoruz veya yasamak istemiyoruz ama o kadar bizimde kalbimizin attigi ve öyle mutlu oldugumuz anlar oluyorki inanilmaz, resmen yasanilir canim resmen yasanilir.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…