Son zamanlarda forumdaki bir derdim var kısmına takıldım. eşinden şiddet gören, aşağılanan, aldatılan kadınları okudukça çok üzülüyorum. benim babamda alkolikti ve başta anneme olmak üzere hepimize şiddet uyguladı. çocukluğumdan beri hayallerim; kimsesiz yardıma muhtaç hayvanlara (kedi köpek değil hepsine) bir barınak yapmak ve eşinden ailesinden şiddet gören kadınların yeniden hayata döndürülebileceği sığınma evi ötesinde onlar için bir yaşam merkezi açmaktı. umarım birgün imkanlarım el verir de her ikisini birden hayata geçiririm.
şimdi konumuzla ilgili bölüme gelirsek. forumda bize eşleriyle dertlerini açan kadınların %99'u ya hamile ya da max 2-3 yaşlarında küçük çocukları var. bakıyorsun evliliği zaten baştan arızalı başlamış. bu kadar derdin ortasında bir de seni döven, sahip çıkmayan adamdan çocuk yapmışlar. neden neden? diye sorup duruyorum. hadi sen bir yanlış yaptın, bilmeden belki çok severek bir adamla evlendin. ama kocan olacak adam kişiliksiz çıktı. e peki niye bir de hiç günahı olmayan bir insanı daha bu işe bulaştırıyorsun? sonra boşanmak istediğinde "yavrum babasız kalacak" diye vazgeçiyorsun. al sana dünyada cehennem hayatı! bizim toplumun bu kadar geri kalmasının nedeni düşünmeden hayata getirilen, geleceğin ruh sağlığı bozuk, mutsuz insanları sanırım. zaten ölü doğmuş bir evliliği kurtarmak için sonucunu düşünmeden bir çocuk dünyaya getirmek ne kadar akıllıca?
Türk kadınlarının biraz olsun bencil olmalarını isterdim. önce kendi eğitimine önem vermelerini, evlenmeden önce meslek sahibi olmalarını ve çocuk sahibi olduktan sonra işi bırakmamalarını...erkekler zaten başka bir kadın tarafından pohpohlayarak büyütülmüş, kendini dev aynasında görüyor. kadın evlenince kendini ikinci plana atıyor. kariyerini, gelişimini boşveriyor, eşine destek oluyor, onun çocuğunu doğurup kendini ona adıyor. Hizmetçi gibi çalışıp emeğinin karşılığını alamıyor. eşi de bir süre sonra evde kendini temizliğe, yemeğe, çocuğa adayan kadını beğenmemeye başlıyor. dışardaki bakımlı çalışan kadınlara meyletmeye başlıyor. herşey için karısını suçluyor. oysa karısının o hale gelmesinden büyük ölçüde o sorumlu. insanlar aşık oldukları insanların kişiliklerini değiştirip sonra sen neden böyle oldun diye karşısındakini suçluyor.
aile yapımız hastalıklı derecede bozuk. kadınlar gelinlerini, kayınvalidelerini, görümcelerini, eltilerini sevmiyor. aslında kadınlar birbirini sevmiyor. en yakın arkadaşını kocamı ayartırsa paranoyasıyla terk edebiliyor. ya da çocuğu olmayan kadınları nazar değdirir saçmalığı ile dışlıyor. mesai arkadaşının hatalarını bulmak için uğraşıyor vs. kadınların birbirine destek olması gerekirken birbirinin kuyusunu kazmasını aklım almıyor. okumuşu cahili hepimiz bir noktadan sonra eleştirdiğimiz kim varsa aynı onun gibi oluyoruz. 32 yaşına geldim hala bunları anlamakta zorluk çekiyorum. neyi paylaşamıyoruz?
iyi ki biyolojik saatim bozuk