Secereli ve aşılı satan bir yere nasıl ulaşabiliriz ki ? Çok kesin karar vermedim ama düşünüyorum zaman zaman...
Yahu benim aylemdemi normal degil arkadaslar?
Yeri gelir ablamlar iyiki senin cocugun yok derler, bazen annem birseye sinirlenir, iyiki sen dogurmadin der, arkadaslarim ne mutlu sana der. Vallahi kaderim kötüymüs ben ne yapayim.
Urfa`da Oxford vardida bizmi okumadik?
Benimkisi gercekten olmayacagi varmis, herkes, ben dahil cok mutluyuz böyle... Annem derki bir tek sende rahat ediyorum vs. vs....
Yahu Allahin bir kuluda bana üzülsün diyorum, yok herkes halinden memnun....esimde misafir gelip gittikden sonra, iyiki cocugumuz yok der..........HEEELLPPPPPP
Tamam anladikda bu kadarda gaddar olacakalrini bilmiyordum, bu nasil bir aile...
Bir tek kayinvalidem önceleri üzülmüstü, galiba......oda simdi alismis olmaliki oda halinden memnun gibi....
Acaba düsünüyorumda,degisik sartlar, degisik durumlar, ayni düsüncede olsam bile beni toplum baskisi kendi istegine göre yoguracakti. Bir hamura sekil verir gibi.
Ben simdi dogudugum yeri anlatiyorum, büyük sehirleri degil.
Herkes gibi bende köyümde cocuklarimi yapip, belkide erkek olmasini isteyecektim. Yine belki icimden anne olmamak gelecekti ama yasayabilmek icin o topluma uymak mecburiyetinde kalacaktim.
Erkek dogurdukca daha kendimi kocama sevdirecektim.....yazdikca annemin hayati gözümün önünden gecti.....
Ama hür bir ülkede büyüdüm, kadin erkek esit oldugu, hatta kadinin erkekden daha degerli oldugu bir toplumda büyüdüm.
Kendimi tanima ve bilincine varma, baskinin olmadigi, hayvanina, dogasina ve insanina cok deger verildigi bir toplumda büyüdüm, tabiki böyle bir ortamda mutlu olmamak mümkünmü?
Bir insanin en degerli duygularindan bir tanesi kendisini özgür hissetmek.
Kendi bedeni, kendi hayati hic kimseyi hatta hükümeti bile ilgilendirmez. Hic bir hükümet kadinlarina nasil yasayacagini söylemez.
Ya konu gercekten kimse cocuk yapmasin degil, tam aksine, herkes ama icinden gelen herkes anne olsun fakat layigi ile olsun.
Ben bu hayata cocuk getiriyorsam ve calismakda istiyorsam yuvaya vermeliyim, cünkü 2 yasindan sonra kendi yasitlariyla güle oynaya zamani gecer, kurallari ögrenir, kendi yasitlariyla paylasmayi ögrenir, beraber bir resim cizerler, beraber lego taslariyla ev yaparlar, beraber el tutusup sarki söyler, berbaer öglen uykusu yaparlar, ögleden sonrada veya aksam gider alirim mutlu cocugumu.
Ama ne yazikki Türkiye`de calisan anne tahminim cocugunu 80% kendi annesi bakar evde, ve 20 % kayinvalide.
Ve cocuk mutsuz etraf mutsuz anne mutsuz. Sonrada baslar anne kayinvalidem cocuga bakamiyor, vs. vs..... Düsünün yani, yaptigin iyilikde bir kayinvalide olarak makbule gecmiyor.
Öte yandan calismiyorsa evde bakiyorsa bu seferde anne psikolojik mutsuz, cocuguna baski yapmakta, cünkü kendi hayatindan birseyler kacirdigini hissettigi icin aynen senin yazdigin gibi Acapella, bu sefer bütün hincini cocukdan aliyor.
Ben sahsen her cocugun krese gitmesi tarafdariyim iki yasindan sonra.
Anneligi yasamak lazim ama iki yasindan sonrada herkes tekrar isine dönüp cocuguda krese verip, herkesin kendi ayaklari üzerinde durmasi lazim.
Hatta Almanya`da ilk sene anne evde kaliyor ve cocuguna bakiyor, ikinci sene baba cocuk bakam iznini aliyor bir senede o ilgileniyor.
Simdi bana kimse ama orasi Avrupa demesin.
Cünkü bizim ülke kürtaja karsi ve her dogana biz bakariz diyorsa, baksin iste, yillik izinler versin halkina, daha cok kresler yapilsin ama lütfen daha uygun fiyata.
Cocuklu aileler bunu ödeyebilecegi gibi.
Bakin görün bizimde mutlu annelerimiz ve mutlu cocuklarimiz olur o zaman bu ülkede.
Devlet 3 cocuk yapin diyor, kürtaja karsi cikiyor ama genc ailelere hic bir konuda yardimci olmuyor.
Kres paralari cok düsük olmali, her aile cocugunu krese gönderebilmeli.
Devlet 3 cocuk yapin diyor, kürtaja karsi cikiyor ama genc ailelere hic bir konuda yardimci olmuyor.
Kres paralari cok düsük olmali, her aile cocugunu krese gönderebilmeli.
Arkadaşlar kreş olayını geçtim, devlet önce sokaktaki tinerci çocuklarına, işsiz, sapsız gençlerine sahip çıksın, ondan sonra 3 çocuk istesin....
Dün trt de "Süper Dadı" proğramına denk geldim.Denk gelirseniz bi izleyin...Enteresan bir program olmuş:)
uzun süredir kimse uğramamış hepiniz tatile mi kaçtınız bayanlar
bende buradayım eylülde çıkacağız. hapiste gün sayar gibi gün sayıyorum valla çok sıkıldıııııııııııııııımBen buradayım çıkamadım tatile. Çalış babam çalış
hoş geldin aramıza . ah ah çocuk falan bende hiç düşünemiyorum. bazen olsa mı diye bir şeytan giriyor içime sonra yok yok benden anne falan olmaz diyorumBir 10 sayfa kadar geriye giderek okudum yazılanları... kk'yı arada açar okurum ama hiç yazmadım. Ta ki bu başlığı görene kadar :)
32 yaşındayım, 5 yıllık evliyim, evimizde hem köpeğimiz hem de 1 den fazla kedimiz var. çocukluğumdan beri hayvanseverim. keçi, inek, eşek, kedi, fare, kurbağa farketmez hepsini severim. Aynı zamanda vejetaryenim. İnsan ve hayvan haklarının bu denli ihlal edildiği, sosyal devletin olmadığı, eğitim ve sağlık sisteminin çook kötü olduğu bu ülkede hiçbir zaman çocuk sahibi olmak istemedim. Üstelik kim ne derse desin; sevgisiz, bencil ve büyük çoğunluğun cahil olduğu bir toplumuz. Cahillik derken okul okumamışlığı kastetmiyorum. Bu şartları gözönüne alınca neden bir insanı böyle bir cehennemin içine atayım ki diyorum. Sırf doğurganım diye, anneliği tadayım diye ya da ilerde bana bakar umuduyla çocuk sahibi olmak istemiyorum.
Eşimle 2004 yılından beri birlikteyiz. ikimizinde aileleri birbirinden tamamen zıt. Biz kıyı egeliyiz onlar iç anadolulu, benim babam zamanında iyi içerdi rakıcıydı, eşimin ki kendini dine adamış biri. benim annem rahat neşeli bir kadındır, bize çok iyi annelik yaptı. benim gözümde en ideal insandır. kayınvalidemde iyi kadındır, kendini ailesine adamış, hiç kendini düşünmemiş genç yaşında yıpranmış. bizimkilere göre muhafazakar ve gelenekçi bir aile. Eşim ise onların arasından sıyrılabilmiş, kendini yetiştirmiş biri, genelde hemen her konuda anlaşırız. çocuk konusuna soğuk baktığımı hiç bir zaman gizlemedim, eşim bunu bilerek evlendi. iyi kötü 8 senedir beraberiz. tabi ki onun ailesi bir çocuğumuz olmasını çok istiyor. her fırsatta dile getiriyorlar. çünkü onların yaşam amacı çocuk büyütmek. çocuk istemiyor olmamı anlayamıyorlar. eşimde ara sıra onlardan etkileniyor ama o da öyle çocuk düşkünü bir insan değil. çok yoğun ve stresli bir işi var. eşimin küçük erkek kardeşi evlendi ve eşi hemen hamile kaldı. zaten ev kadınıydı istiyordu. bu durum beni değil ama eşimi etkiledi biraz sanırım ama aslında dış etkenlerden soyutlanınca o da çocuk fikrine sıcak bakmıyor. ben ise her geçen gün çocuk mevzusudan uzaklaşıyorum.
benden yaşça oldukça büyük iki ablam var. lise çağımda okumam için ablamın yanına büyükşehire yollandım. ablamın iki kızı var onları ben büyüttüm, çocuk büyütmek nasıl birşey çok iyi biliyorum. ablamın büyük kızı doğduğu günden beri çok sorunlu, ablama kan kusturdu hala da kusturmakta. zaten ablamın evliliği de büyük kızı yüzünden bozuldu, ikinci bebeği 1 yaşındayken eşinden ayrıldı. bu durum benim baya gözümü korkuttu.
benim bir başka korkumda çocuğumun başına kötü birşey gelmesi. önce bir trafik kazasında çocukluk arkadaşımı, sonra çok sevdiğim liseden beri birlikte olduğum erkek arkadaşımı 22 yaşında ölümcül bir hastalıktan kaybettim. bu iki ölüm beni çok sarstı. her ikisininde annelerinin yaşadığı o tarif edilemez acı içime işledi benim. dünyada yaşanabilecek en korkunç acı bence evladını kaybetmek. sırf bu acıyı yaşama ihtimali bile beni anne olmaktan uzaklaştırıyor. geçen yine çocuk mevzusu açıldı, eşime sırf senin için dünyaya bir çocuk getirirsem ve ona birşey olursa seni asla affetmem dedim. arada bir düşünüyorum, yukarda onu dünyaya getirmemi bekleyen bir ruh var mı diyorum? acaba sokaktaki kimsesiz hayvanlara, yardıma muhtaç insanlara el uzatması için dünyaya bir çocuk getirmeli miyim diye, ama sonuçta o bunları yapmak istemeyebilir, benim arzu ettiğimin tam tersi bir insan olabilir... çok derin karışık mevzular :/
birkaç ay önce bir kaç günlüğüne hamile kalma korkusu yaşadım, reglim bir hafta gecikmişti ve regl olduğum gün inanılmaz mutlu oldum :) neredeyse zil takıp oynayacaktım. birkaçı hariç bütün yakın arkadaşlarım çocuk sahibi. fakat bir gün bile onlara özenmedim. sanırım gerçekten benim içimde yok. şu an halimden memnunum. bir ayağım hep kapı dışında olsun istiyorum, kısıtlanma korkusu var bende. bir gün çocuk yüzünden eve kapanmak, yaşadığım hayat yüzünden çocuğu suçlamak, asla "keşke seni hiç doğurmasaydım" demek istemiyorum. etrafımda çocuklu ve mutlu olan tek bir çift bile yok. itiraf etmeselerde bir çoğu yaşadığı hayattan ölesiye mutsuz. işte bütün bu mutsuz insanlar topluluğu beni anne olma fikrinden uzaklaştırdı. ben dünyayı dolaşmak, yepyeni yerler keşfetmek, farklı insanlar tanımak, yardıma muhtaç hayvanlara yardım etmek istiyorum. belki bunların hiçbirini çocuksuzken de yapamayacağım ama bunun için günahsız, kendi iradesi dışında dünyaya getirdiğim birini suçlamayacağım.
oof amma uzun yazmışım, okuyan olursa kusura bakmasın, bu gece böyle yazasım geldi işte
bende buradayım eylülde çıkacağız. hapiste gün sayar gibi gün sayıyorum valla çok sıkıldıııııııııııııııım
hoş geldin aramıza . ah ah çocuk falan bende hiç düşünemiyorum. bazen olsa mı diye bir şeytan giriyor içime sonra yok yok benden anne falan olmaz diyorum
bende sıkı bir hayvan severim. vejetaryan olmanı da çok takdir ettim. keşke bende yapabilseydim
benimde bir kedim var 4 yıldır bizimle hanfendiondan önce de kuşuydu hamsterıydı herşey besledim . ama artık evdeki kraliçemiz yüzünden başka hayvan alamıyorum.pek bir geçimsizde hanfendi
uzun süredir kimse uğramamış hepiniz tatile mi kaçtınız bayanlar
Bir 10 sayfa kadar geriye giderek okudum yazılanları... kk'yı arada açar okurum ama hiç yazmadım. Ta ki bu başlığı görene kadar :)
32 yaşındayım, 5 yıllık evliyim, evimizde hem köpeğimiz hem de 1 den fazla kedimiz var. çocukluğumdan beri hayvanseverim. keçi, inek, eşek, kedi, fare, kurbağa farketmez hepsini severim. Aynı zamanda vejetaryenim. İnsan ve hayvan haklarının bu denli ihlal edildiği, sosyal devletin olmadığı, eğitim ve sağlık sisteminin çook kötü olduğu bu ülkede hiçbir zaman çocuk sahibi olmak istemedim. Üstelik kim ne derse desin; sevgisiz, bencil ve büyük çoğunluğun cahil olduğu bir toplumuz. Cahillik derken okul okumamışlığı kastetmiyorum. Bu şartları gözönüne alınca neden bir insanı böyle bir cehennemin içine atayım ki diyorum. Sırf doğurganım diye, anneliği tadayım diye ya da ilerde bana bakar umuduyla çocuk sahibi olmak istemiyorum.
Eşimle 2004 yılından beri birlikteyiz. ikimizinde aileleri birbirinden tamamen zıt. Biz kıyı egeliyiz onlar iç anadolulu, benim babam zamanında iyi içerdi rakıcıydı, eşimin ki kendini dine adamış biri. benim annem rahat neşeli bir kadındır, bize çok iyi annelik yaptı. benim gözümde en ideal insandır. kayınvalidemde iyi kadındır, kendini ailesine adamış, hiç kendini düşünmemiş genç yaşında yıpranmış. bizimkilere göre muhafazakar ve gelenekçi bir aile. Eşim ise onların arasından sıyrılabilmiş, kendini yetiştirmiş biri, genelde hemen her konuda anlaşırız. çocuk konusuna soğuk baktığımı hiç bir zaman gizlemedim, eşim bunu bilerek evlendi. iyi kötü 8 senedir beraberiz. tabi ki onun ailesi bir çocuğumuz olmasını çok istiyor. her fırsatta dile getiriyorlar. çünkü onların yaşam amacı çocuk büyütmek. çocuk istemiyor olmamı anlayamıyorlar. eşimde ara sıra onlardan etkileniyor ama o da öyle çocuk düşkünü bir insan değil. çok yoğun ve stresli bir işi var. eşimin küçük erkek kardeşi evlendi ve eşi hemen hamile kaldı. zaten ev kadınıydı istiyordu. bu durum beni değil ama eşimi etkiledi biraz sanırım ama aslında dış etkenlerden soyutlanınca o da çocuk fikrine sıcak bakmıyor. ben ise her geçen gün çocuk mevzusudan uzaklaşıyorum.
benden yaşça oldukça büyük iki ablam var. lise çağımda okumam için ablamın yanına büyükşehire yollandım. ablamın iki kızı var onları ben büyüttüm, çocuk büyütmek nasıl birşey çok iyi biliyorum. ablamın büyük kızı doğduğu günden beri çok sorunlu, ablama kan kusturdu hala da kusturmakta. zaten ablamın evliliği de büyük kızı yüzünden bozuldu, ikinci bebeği 1 yaşındayken eşinden ayrıldı. bu durum benim baya gözümü korkuttu.
benim bir başka korkumda çocuğumun başına kötü birşey gelmesi. önce bir trafik kazasında çocukluk arkadaşımı, sonra çok sevdiğim liseden beri birlikte olduğum erkek arkadaşımı 22 yaşında ölümcül bir hastalıktan kaybettim. bu iki ölüm beni çok sarstı. her ikisininde annelerinin yaşadığı o tarif edilemez acı içime işledi benim. dünyada yaşanabilecek en korkunç acı bence evladını kaybetmek. sırf bu acıyı yaşama ihtimali bile beni anne olmaktan uzaklaştırıyor. geçen yine çocuk mevzusu açıldı, eşime sırf senin için dünyaya bir çocuk getirirsem ve ona birşey olursa seni asla affetmem dedim. arada bir düşünüyorum, yukarda onu dünyaya getirmemi bekleyen bir ruh var mı diyorum? acaba sokaktaki kimsesiz hayvanlara, yardıma muhtaç insanlara el uzatması için dünyaya bir çocuk getirmeli miyim diye, ama sonuçta o bunları yapmak istemeyebilir, benim arzu ettiğimin tam tersi bir insan olabilir... çok derin karışık mevzular :/
birkaç ay önce bir kaç günlüğüne hamile kalma korkusu yaşadım, reglim bir hafta gecikmişti ve regl olduğum gün inanılmaz mutlu oldum :) neredeyse zil takıp oynayacaktım. birkaçı hariç bütün yakın arkadaşlarım çocuk sahibi. fakat bir gün bile onlara özenmedim. sanırım gerçekten benim içimde yok. şu an halimden memnunum. bir ayağım hep kapı dışında olsun istiyorum, kısıtlanma korkusu var bende. bir gün çocuk yüzünden eve kapanmak, yaşadığım hayat yüzünden çocuğu suçlamak, asla "keşke seni hiç doğurmasaydım" demek istemiyorum. etrafımda çocuklu ve mutlu olan tek bir çift bile yok. itiraf etmeselerde bir çoğu yaşadığı hayattan ölesiye mutsuz. işte bütün bu mutsuz insanlar topluluğu beni anne olma fikrinden uzaklaştırdı. ben dünyayı dolaşmak, yepyeni yerler keşfetmek, farklı insanlar tanımak, yardıma muhtaç hayvanlara yardım etmek istiyorum. belki bunların hiçbirini çocuksuzken de yapamayacağım ama bunun için günahsız, kendi iradesi dışında dünyaya getirdiğim birini suçlamayacağım.
oof amma uzun yazmışım, okuyan olursa kusura bakmasın, bu gece böyle yazasım geldi işte
iç sesimi okur gibi oldum. aramıza hoş geldin! çocuk yüzünden devamlı depresyonda benim de çocuklu arkadaşlarımın neredeyse hepsi, ya da eşleriyle tartışma içindeler.