Büyük umutlarla evlendim ama sanırım pişmanım…

-ophelia

minion
Kayıtlı Üye
26 Ocak 2015
101
184
103
Herkese yorumları için çok teşekkür ederim 15. sayfada bazı konulara cevaplar verdim kızlarım



İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı çok sağolun…
 
Son düzenleme:
Eee davul bile dengi dengine herkes zorluk çekerek büyümek zorunda değil bende kızıma hep bunu diyorum her açıdan denk olmak gerek siz birazda rahat görüşemiyoruz diyerek evlenmissiniz bu hatalı bir başlangıç belki daha çok zaman tanisaniz evlenmezdiniz.Yani uyumlu gelmediniz bana çocuk da yoksa ben zorlamaktan yana değilim kafalar uymayinca hayat tarzı cuk oturmayinca olağan şeyler olmuş işte.Bilmiyorum ödün vermek gereklimi niye hep siz ödün vereceksiniz bu mutlu edermi sanmıyorum
 
yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi?
Farklı kültürlerin insanlarısınız. Eşiniz anlamamış ki evlenmiş,keşke siz anlasaydınız önceden de evlenmeseydiniz demekten başka çare yok. Sevgililikle evlilik çok farklı şeyler. O zaman gözünüze batmayan her şey şimdi batar. Ve değişmez hep böyle gider
 
Davul bile dengi dengine deniyor.
Eşiniz henüz aile kavramını oturtamamış, ev arkadaşı gibi davranıyor.
Aile danışmanlığı almayı deneseniz uygun olur bence.
 
Adam sizi güzel kandırmış,önce lüks yerlere götürüp gözünüzü boyamış şimdi esnaf lokantası bile sizin için lüks.Bosanirmisiniz bilmem ama çocuk yapmayı erteleyin.Adam sizin etinizden sutunuzden faydalanmak bir de anasına hizmet etmenizi istiyor.Evlenince boyaları dökülmüş aslına dönmüş cimri, anacı , bencil.Sevgiliyken ara ara göstermiştir bu yüzünü ama siz görmek istememişsiniz....
 
Benim eski eş gibi sizi malesef banka olarak görüyor yani ev arkadaşı olarak görüyor. Olaya o biraz maddi bakmış bence benim eski eşim d e 1 yıllık evlilğimizde hiç bir şey almayıp bana aldırdığı çoktu. Hep borcu vardı öyle derdi. Ayrılırken de x ın 1 lira katkısı olmadı bana demiş. Malesef benzer hikayeler ben sizin kadar zengin değilim ama çalışıyorum. Ama malesef benzer şeyler diye düşünüyorum
 
Denginle evlenmemissin. Maddi olarak harcamaya alismissin onun bı evi bile yokmuş belki birikim yapmak istiyor. Maddi olarak da eşinle yarisiyorsun.Ben bunu yaptım sen de bunu yap gibi. Çünkü eşin kirayı da ben ödüyorum demis.Artik inada bindirmissiniz.Bence de markette bir şeyleri bırakmak hos degil ama kim ister ki böyle olsun. Demek oluyor ki durumu yok. Olay tamamen kocanın maddi durumunu küçük gormenle alakalı bence. Nerdeyse her paragraf para üstüne kurulu sorunlarla ilgili.
 
Bence boşanmalısın.
 
İnceldigi yerden kopar kafana asla takma yaşadığın her sıkıntıyı ailene bildirmeni tavsiye ederim seni asla tek başına birşey sanmasın arkanda ailen ve desteğin olduğunu bilsin ve bende 6 aylık evliyim eşimin maddi durumu çok da iyi değil bilerek evlendim ama çok şükür bize yetiyor ve ayağımızı paramiza göre hareket ettiriyoruz ama aile den birşey sakın saklama ve bilsinler gizliden gizliye gerekirse annen bilsin sana yoldaş olacaktır kimse evladını acı çeksin diye evlenmesine müsade etmez yaşın da çok genç herşey unutulur ve yeniden yeni insanlar hayatına gelir kimseyi kafaya takip kendini hasta etme.
 
Sizi kimsenin yanlis anlayacagini düşünmüyorum. Yazdiklarinizda cok haklisiniz. Dediginiz gibi sanki tavlamak icin yapmis gibi bazi seyleri. Siz ailenizde maddi ferah icinde buyumemis olsaydinizda anlattiginiz seyler rahatsiz edici olurdu sizin icin. Ama suan dahada zorlanmaniz cok dogal ustelikte sanki bunu bile isteye yapiyor gibi esiniz. Gunahini almak istemem ama sanki işine geliyor maddi acidan sizin ailenizin güçlü olmasida. Isten cikmasi bunu dusundurdu bana. Ne kadar mobbinge ugradi bilemem ama sanirim cok mecburdu istifa etmese kafayi yiyecekti ve bu yüzden de mahcup gibi bi durumda yok.
Belkide muhafazakar aileler kizlari bosansin istemez diye dusundugu icin size karsi maddi ve manevi ozverili degil.
Ailesi ile gunde bu kadar iletisimde olmasida hic normal degil. Bide siz yorgunken ev müsait degilken cagirip sizi suclayip manipule etmeside ayri bi hainlik. Mont davasindada üste cikmasi ayni durum. Sizi etkilemek istemem ama gerçekten artik insan burada okuya okuya daha bi tahammülsuzlesiyor es ve es ailesine karsi.
Hic bir sey dunyanin sonu değil. Alin karsiniza konusun. Sonrasi degisirse ne ala degismezse duruma gore hareket edersiniz. Hakkinizda hayirlisi olsun.
 
Adam kapağı atmış kendine baktırıyo resmen. Sizi değiştirebileceğini düşünmüş evlendikten sonra. Açık açık konuşun. Çocukta yokken çok uzatmayın bence.
 
Hadi sen anlamadın da eşin de mi anlamadı. Ben bu kızı nasıl geçindireceğim, şimdi çok harcayabiliyorum ama evlenince ev geçindireceğim diye insan bir düşünür… senin dış görünüşüne kanmış belli ki. Erkeklerin işlerin önünü sonunu düşünmediği yaygın durumlardan biri sizinki.
 
Aranızda hem kültür farkı hem de yetişme farkı var gibi görünüyor. Siz standartları daha yüksek, birçok şeyi elde etmiş birisiniz ama eşiniz çok daha aileci ve hesap kitapçı biri.
31 yaşındaki adamın zırt pırt çocuk gibi anam gelsin babam gelsin, anama gidelim demesi çok itici. Sürekli eve davet etmek, sürekli onlara gitmek br noktadan sonra sorun, her şey dozunda güzel.
Ben sizi haklı buluyorum, sizin standartlarınızın ve kim olduğunuzun da farkındaymış, kendisini finanse edin diye evlenmiş gibi davranıyor.
Sahip olduğu borçları evlenene kadar söylemeyip size ödetmeye çalışıyor, kredi ve altınları aldığı halde hala borç borç demeye devam edip bir mont için bile ben niye alıyorum diyor, çok itici. Kullanılıyorsunuz bence.
Ne borcuymuş bu böyle ada mı almış bitmiyor bir türlü?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…