Bencil miyim yoksa haklı mıyım...Yorumlarınıza İhtiyacım Var...

Arkadaslar yapmayin boyle ya... niye konu sahibini gucsuz sansin sadece Feliss kendinden ornek vermis... erkeklerin genel odunsu kaba davranislarindan bahsetmis kendiside nisanlisindan ayrilmis ve bununla basedebilirim manasinda gucluyum demis...Bende ozguvenini tebrik ediyorum kendine guvenmek ne kadar guzel birsey herkes bu kadar guclu olamiyor. Lutfen baska yerlere cekmeyelim ben boyle anladim sahsen...konudan uzaklasiyoruz birbirimize cvp yazarken
 
Son düzenleme:

valla öyle ya...
hayır kendimi tuhaf hissetmemin sebebi, konuya ortadan dalan ve diğer üyeleri okumaya başlayan biri sanki bi aldatma bi dayak olayı varmış gibi hissedebilir, ben derinssin eşinin kabul edilmesi zor bi istekte bulunsada kibar, karısını kırmak istemeyen ve olgun bi eş olarak gördüm ama bazı üyeleri okuyunca, allah allah benim algımdamı bi problem var dedim. Yanlış anlaşılmasın derinss in değil diğer üyelerin yorumlarından bahsediyorum
sanırım yine kişisel farklılıklar
ama konuda gözlemlediğim şey uzun yıllar evli olanlar benim gibi düşünürken( mesela sen, ank..), bekar ve yeni evlililer tam tersi düşünüyor genel olarak bunu gözlemledim

neden bu kadar benzıyoruz bız yahu :1:

uzun yıllar evlı degılım ama sen gıbı düşündüm yıne ,genelın dısındayım :37:



derinss sorunun cozulmesıne cok sevındım cnım orta yolun bulunacagını bılıyordum..
senın de iş ıle gorusmelerın ıstedıgın gıbı gecer ınsallah..
gönlünden ne gecıyorsa o olsun..:16:
 
bekar olmak güçlü olmak değildir, eğer bakış açınızı değiştirirseniz tüm bu zorluklara katlanmaya çalışan kadında kendi içinde güçlüdür, o zorluklara karşı bir şekilde sabreder başeder, o da o zorluklara karşı güçlüdür ama dışarda tek başına belki yaşamaya güçlü değildir. bu dediğim konu sahibi için değil, Feliss kardeşe cevaben yazıyorum. genel konuşuyorum. senin ise gücün dışarda kendi başına yaşayabilmendedir belki, sende bir adamın zorluklarıyla başa çıkamıyorsan bu da senin bu konuda güçsüz olduğunu gösterir... yani bakış açılarımıza bağlı. üstelik kadın zayıf bir varlıktır. en ufacık şeyde hüngür hüngür ağlayan kim? fizikende zayıftır, duygusal olarak da... ama işte tam bu noktada ADALET devreye girmelidir. kadın ve erkek arasında tam bir adalet sağlanmalıdır ki iki tarafta madur olmasın. kadın ve erkek farklı yaratılmışlardır, mesela kadın bir masa hazırlayacak, örtüden çatala, porselenlerin desenine bardakalrın rengine kadar herşeye dikkat ederken erkekler için öenmli olan o yemeği yedinmi suyunu içtinmi? gerisi boş... kadını erkekleştirmenin gereği yoktur.. ve genel olarak söylemiştim, kadın yada erkek, özgürlüğüne düşkünse o kişini evliliği çok zor yürür, kocasına yada karısına hesap vermek istemeyen birinin evlenmesinin mantığı yoktur zaten... feliss kardeşim özgürlüğüne düşkün bir insan olarak zaten evlenseydi çok sorun yaşardı... ama belki en iyi şöyle 60 yaşına geldiğinde anlarsın, çevrende seni ziyaret edecek bir evlat, birlikte başını yastığa dayayacağın bir eş olmadığında kendini çok yalnız hissedersin, çünkü insan yaşlandıkça hayatın ondaki cazibesi gider, hastalıklar, türlü sıkıntılar baş gösterir, işte o zaman birine iyi bir eşe ihtiyaç duyulur... şahsi görüşüm tabiki, amacım kimseyi kınamak değil. fikirlere ve yaşantılara saygılıyım...
 
Herkes evlenmek zorunda degil zaten, kimsede bir erkegin guclukleriyle basa cikmak zorunda da degil. Bana gucluk cikarani hayatimi alt ust edeni veya zora sokani bende birakir giderim acikcasi. Kimse kimseyi cekmek zorunda degilki artik 25 yasindan sonrada bende acikcasi kimseye katlanamam esimde cok ugrastirirsa yol veririm gider.Herseyin bir siniri var bence kimse zorluk cikarmasin bizde elalemin adamlarini adam edicez yok sorunlarini duzelticez diye ugrasmiyalim.

Ayrica bekar olarak ayakta kalmakta cok takdir edilesi birsey ve bu devirde cogu bayanin cesaret edemedigi bir durum. Herkesin bakis acisina gore degisir tabi ama evlenmek daha kolayken bekar olupta yanliz basina bir bayan olarak ayakta durmak gercekten daha zor. Eminim cogu bayan evlenmeyi ve bir adamin kahrini cekmeyi yanliz basina bayat kurmaya tercih edemez cunku risk alamaz. Evlenince yaninizda en azindan bir erkek oluyor ama bekarken o hayattan siz sorumlusunuz ve yardimsiz kurulmus bir hayat. Bunu goze alan bayanlari ben cok takdir ediyorum. Ayrica o kadar vahimde degil herkes evlenmek zorunda degil insanlarin gene akrabasi, arkadas cevresi vs olur kimse yanliz kalmaz. Artik devir cok degisti nerde oyle eski zamanlardaki gibi aile iliskileri kendinize baktirmak icin cocuk yapiyorsaniz hic yapmayin zaten. Kimse evladindan birseyde umit etmesin cunku etraf hayirsiz evlaTlarla dolu. Bir o kadar hayirsiz ailede var tabi onlarida unutmamak lazim. Insan once ne cocuk ne es olmadan ayakta kalabilmeyi ogrenmeli kimseye guvenmemek lazim .Ilerde o cocugun size bakacagi veya ziyaret edecegi garantisi yok.bIR suru cocugu olan ama yanlizliga terk edilmis yasli cift taniyorum. Onlardan biri olmak isten bile degil.
 
Herkes evlenmek zorunda degil zaten, kimsede bir erkegin guclukleriyle basa cikmak zorunda da degil. Bana gucluk cikarani hayatimi alt ust edeni veya zora sokani bende birakir giderim acikcasi. Kimse kimseyi cekmek zorunda degilki artik 25 yasindan sonrada bende acikcasi kimseye katlanamam esimde cok ugrastirirsa yol veririm gider.Herseyin bir siniri var bence kimse zorluk cikarmasin bizde elalemin adamlarini adam edicez yok sorunlarini duzelticez diye ugrasmiyalim.

Ayrica bekar olarak ayakta kalmakta cok takdir edilesi birsey ve bu devirde cogu bayanin cesaret edemedigi bir durum. Herkesin bakis acisina gore degisir tabi ama evlenmek daha kolayken bekar olupta yanliz basina bir bayan olarak ayakta durmak gercekten daha zor. Eminim cogu bayan evlenmeyi ve bir adamin kahrini cekmeyi yanliz basina bayat kurmaya tercih edemez cunku risk alamaz. Evlenince yaninizda en azindan bir erkek oluyor ama bekarken o hayattan siz sorumlusunuz ve yardimsiz kurulmus bir hayat. Bunu goze alan bayanlari ben cok takdir ediyorum. Ayrica o kadar vahimde degil herkes evlenmek zorunda degil insanlarin gene akrabasi, arkadas cevresi vs olur kimse yanliz kalmaz. Artik devir cok degisti nerde oyle eski zamanlardaki gibi aile iliskileri kendinize baktirmak icin cocuk yapiyorsaniz hic yapmayin zaten. Kimse evladindan birseyde umit etmesin cunku etraf hayirsiz evlaTlarla dolu. Bir o kadar hayirsiz ailede var tabi onlarida unutmamak lazim. Insan once ne cocuk ne es olmadan ayakta kalabilmeyi ogrenmeli kimseye guvenmemek lazim .Ilerde o cocugun size bakacagi veya ziyaret edecegi garantisi yok.bIR suru cocugu olan ama yanlizliga terk edilmis yasli cift taniyorum. Onlardan biri olmak isten bile degil.

evet kimse evlenmek zorunda olmadığı gibi, evlenenlerde koca yarı kadın zulumü çekmek zorunda değil... herkes için hayır farklıdır... zaten herkes evlenmelidir diye irşey söylemedim... ama bekar kalmak o kadar da abartılacak kadar güzel birşey değil...
 
Aradaki yorumları okumadan yazacağım görüşümü.
Bu arada 6 senelik evliyim.
Yüksek lisans tamam, ona sözüm olmaz. Benim eşimi de şirket bazen haftasonu kursa, seminere yolluyor, gıkım çıkmıyor. Hatta üzülüyorum onun adına, dinlenemedi diye.

Ama yelken kulübü başka bişey.. İtiraz etme şansı olan bişey, tamamen zevk işi, tamamen hobi.
Sizin de katılma şansınız var mı bilemiyorum. Şirket organizasyonu olduğu için belki de yoktur.
Bir de bazen büyük şirketlerde bu tür faaliyetlere iştirak etmek, terfi etme açısından bir zorunluluk oluyor. Katılmazsan göze batıyorsun, katılırsan "sosyal insan" oluyorsun. Bu açıdan eşin mecbur kalmış olabilir katılmaya. Bunu da değerlendir.

Eşim şu ana dek hiç böyle bensiz yapacağı bir hobi isteğiyle çıkmadı karşıma. Biz flört ederken eşim balık tutmaya meraklıydı mesela, birlikte gittik birkaç defa nişanlıyken, evliyken. Ben sevmedim balık tutmayı, beklemeyi. Ama engel olmadım ona, sen arada git gene dedim. Ama gitmedi. Zaten bir pazarımız var bizimde. Giderse bozulur muydum, evet sanırım bozulurdum. Mecbur olmadığı bir aktivite ve onun yerini benimle yapacağı etkinliklerle gayet güzel doldurabilir.

Dediğim gibi, eşinizin yelken faaliyetinde şirket parmağı olduğu için kesin yorum yapamıyorum, fakat katılmama şansı varsa eğer, ben bu hakkını kullanmasını ve benimle olamsını umardım açıkçası.

Ve tabi "akşamları görüşmüyor muyuz sanki" lafı çok incitici olmuş, haklısınız. Eminim o da sonradan pişman olmuştur, bazen erkekler aklından geçeni pat diye dışa vuruyor, nazik bir forma sokmadan. Çok da takılmayın söylediğine bence.
 
Herkes evlenmek zorunda degil zaten, kimsede bir erkegin guclukleriyle basa cikmak zorunda da degil. Bana gucluk cikarani hayatimi alt ust edeni veya zora sokani bende birakir giderim acikcasi. Kimse kimseyi cekmek zorunda degilki artik 25 yasindan sonrada bende acikcasi kimseye katlanamam esimde cok ugrastirirsa yol veririm gider.Herseyin bir siniri var bence kimse zorluk cikarmasin bizde elalemin adamlarini adam edicez yok sorunlarini duzelticez diye ugrasmiyalim.

Ayrica bekar olarak ayakta kalmakta cok takdir edilesi birsey ve bu devirde cogu bayanin cesaret edemedigi bir durum. Herkesin bakis acisina gore degisir tabi ama evlenmek daha kolayken bekar olupta yanliz basina bir bayan olarak ayakta durmak gercekten daha zor. Eminim cogu bayan evlenmeyi ve bir adamin kahrini cekmeyi yanliz basina bayat kurmaya tercih edemez cunku risk alamaz. Evlenince yaninizda en azindan bir erkek oluyor ama bekarken o hayattan siz sorumlusunuz ve yardimsiz kurulmus bir hayat. Bunu goze alan bayanlari ben cok takdir ediyorum. Ayrica o kadar vahimde degil herkes evlenmek zorunda degil insanlarin gene akrabasi, arkadas cevresi vs olur kimse yanliz kalmaz. Artik devir cok degisti nerde oyle eski zamanlardaki gibi aile iliskileri kendinize baktirmak icin cocuk yapiyorsaniz hic yapmayin zaten. Kimse evladindan birseyde umit etmesin cunku etraf hayirsiz evlaTlarla dolu. Bir o kadar hayirsiz ailede var tabi onlarida unutmamak lazim. Insan once ne cocuk ne es olmadan ayakta kalabilmeyi ogrenmeli kimseye guvenmemek lazim .Ilerde o cocugun size bakacagi veya ziyaret edecegi garantisi yok.bIR suru cocugu olan ama yanlizliga terk edilmis yasli cift taniyorum. Onlardan biri olmak isten bile degil.

Kendi başına bir hayat kurmak ve ayakta kalmak çok zor gelmiyor bana.
Ben bunu ilk defa 20 yaşımda, üniversiteden ilk mezun olduğumda yaptım. 4 sene de yalnız yaşadım. Şu anki eşimle sevgiliydik ve çok mutluyduk. Ama gerçekten çok mutluyduk. Hafta sonları gelirdi, özlemle beklerdim. Evdeki herhangi bir tamirat vs gibi konularda ondan beklentim yoktu, herşeyin ustası var, bir telefona bakıyor. Yeterki maddi sıkıntın, tasan olmasın.
Evlendik, aileler devreye girdi ve ben gerçekten idare etmekte ilk etapta zorlandım.
Sonra tabi eş olunca kapris daha farklı oluyor, kaybetme korkusu kesinlikle ve kesinlikle azalıyor.
Sevgiliyken olmayan tartışmalar hatta kavgalar yaşanıyor evlilikte, çünkü her saniye dipdibesin, biraz kırılsan yalnız kalma şansın yok, illa ki gene aynı eve geliyorsun, sinirlerin yatışmadığı için yeniden tartışabiliyorsun.
Ha yok mu evliliğin güzel yanları, evet "aile olmak" güzel tabi. Onun dışında açıkçası sevgili olmak mı evlilik mi dense, biz sevgiliyken daha mutluyduk, o kesin.
Ama evlenmeden çocuk yapacak cesaretim var mı, hayır yok.
Ha ama bir sorun yaşarsam evliliğimde ayrılıp, çocuğuma tek başıma bakmaya cesaretim var mı, ooo sonuna kadar..
 
Son düzenleme:
Aradaki yorumları okumadan yazacağım görüşümü.
Bu arada 6 senelik evliyim.
Yüksek lisans tamam, ona sözüm olmaz. Benim eşimi de şirket bazen haftasonu kursa, seminere yolluyor, gıkım çıkmıyor. Hatta üzülüyorum onun adına, dinlenemedi diye.

Ama yelken kulübü başka bişey.. İtiraz etme şansı olan bişey, tamamen zevk işi, tamamen hobi.
Sizin de katılma şansınız var mı bilemiyorum. Şirket organizasyonu olduğu için belki de yoktur.
Bir de bazen büyük şirketlerde bu tür faaliyetlere iştirak etmek, terfi etme açısından bir zorunluluk oluyor. Katılmazsan göze batıyorsun, katılırsan "sosyal insan" oluyorsun. Bu açıdan eşin mecbur kalmış olabilir katılmaya. Bunu da değerlendir.

Eşim şu ana dek hiç böyle bensiz yapacağı bir hobi isteğiyle çıkmadı karşıma. Biz flört ederken eşim balık tutmaya meraklıydı mesela, birlikte gittik birkaç defa nişanlıyken, evliyken. Ben sevmedim balık tutmayı, beklemeyi. Ama engel olmadım ona, sen arada git gene dedim. Ama gitmedi. Zaten bir pazarımız var bizimde. Giderse bozulur muydum, evet sanırım bozulurdum. Mecbur olmadığı bir aktivite ve onun yerini benimle yapacağı etkinliklerle gayet güzel doldurabilir.

Dediğim gibi, eşinizin yelken faaliyetinde şirket parmağı olduğu için kesin yorum yapamıyorum, fakat katılmama şansı varsa eğer, ben bu hakkını kullanmasını ve benimle olamsını umardım açıkçası.

Ve tabi "akşamları görüşmüyor muyuz sanki" lafı çok incitici olmuş, haklısınız. Eminim o da sonradan pişman olmuştur, bazen erkekler aklından geçeni pat diye dışa vuruyor, nazik bir forma sokmadan. Çok da takılmayın söylediğine bence.

benim eşim şirket faaliyetlerine katılmaz, hayır böyle bir zorunluluk yok. işte insanlar bazen gerçekten aman el bişey demesin falan alınmasın diye çok eşyi yaparşar yada yapmazlar, ama konu kendi ailelerine gelince, o kişinin sevgisini sabrını suistimar edip onları düşünmezler.. o beni seviyor, o nasıl olsa benim yanımda, o beni bilir, ama falanca beni bilmez yanlış anlar... bu gerçekten çok zararlı bir düşünce...
 
benim eşim şirket faaliyetlerine katılmaz, hayır böyle bir zorunluluk yok. işte insanlar bazen gerçekten aman el bişey demesin falan alınmasın diye çok eşyi yaparşar yada yapmazlar, ama konu kendi ailelerine gelince, o kişinin sevgisini sabrını suistimar edip onları düşünmezler.. o beni seviyor, o nasıl olsa benim yanımda, o beni bilir, ama falanca beni bilmez yanlış anlar... bu gerçekten çok zararlı bir düşünce...

Sizin eşinizin çalıştığı şirketi bilemem, ama örneğin benim çalıştığım şirkette yazılı olmayan fakat herkesin bildiği kurallar çerçevesinde, şirket faaliyetlerine katılmak bir zorunluluktur.
Eğer katılmazsan, "havada bulut terfiyi unut" kısaca..
 

8 aydır evliyim 4 yıldırda birlikteyiz eşimle..
Az çok biliyorsun zaten ama söyliyim yinede..
Okuduğum kadarıyla ikinizinde biraz ılımlı olmasıyla ortak yol bulunmuş gibi..
İlk adımı eşin atmış ama sende olayı uzatmayarak ılımlı olmuşsun sonuçta.. (bence) :9:
Tepkin bence abartılıda değildi saçmada değildi..
Bende olsam aynı tepkileri verirdim..
Yorumlarını okurken çoğu yerde aynı şeyleri hissettiğimizi farkettim..
Biz sözlüykende tek başıma veya onsuz bişey yaptığımda keyif almazdım..
Herşekilde onunla keyif alıyorum. Mutlu olduğumda da yanımda olsun oda gülsün oda bu anı yaşasın istiyorum..
Aynen senin gibi düşünüyorum farklı hayatlar yaşıycaksak farklı şeylere gülüp ağlıycaksak neden evlendik..
Analarımızın babalarımızın evinde de bunu yaşayabilrdik..
Bizi kovan yoktu yani :1:
Ben bunu eşlerimizi hayatlarımızın merkezine koymuşuz olarak görmüyorum..
Bu içten gelen bişey bide herkeze göre değişiyo tabikide.. Herkez benim düşündüğüm gibi düşünmek zorunda değil.. Herkez herşeyi eşiyle yaşamak istemeyebilir..
Ortada iki farklı görüş ve iki farklı istek varsa bir tarafın fedakarlık yapması gerekiyo..
Bu her zaman kadınlar olucak anlamına gelmiyo tabikide fakat evlilik bu özveri istiyo.
Allah başka dert keder vermesin inşallah..
 
Sizin eşinizin çalıştığı şirketi bilemem, ama örneğin benim çalıştığım şirkette yazılı olmayan fakat herkesin bildiği kurallar çerçevesinde, şirket faaliyetlerine katılmak bir zorunluluktur.
Eğer katılmazsan, "havada bulut terfiyi unut" kısaca..

ben terfiyi önemsemiyorum, önemli olan benim mutluluğum... tabi herkesin yaşam tarzı farklıdr...
 
ben terfiyi önemsemiyorum, önemli olan benim mutluluğum... tabi herkesin yaşam tarzı farklıdr...

Şu yazdığım 2 cümleden benim yaşam tarzımı anladıysanız size bravo..:65:
Ben büyük şirketlerdeki durumu, kaideyi yazıyorum. Öeri getirmiyorum veya kendi hayatımı anlatmıyorum.
Somut bir gerçeği yazıyorum.
 
Şu yazdığım 2 cümleden benim yaşam tarzımı anladıysanız size bravo..:65:
Ben büyük şirketlerdeki durumu, kaideyi yazıyorum. Öeri getirmiyorum veya kendi hayatımı anlatmıyorum.
Somut bir gerçeği yazıyorum.

ben sizin için demedim kardeşim, genel dedim, siz de dediniz şirket etkinliğine gidiliyor diye bende o gidenler için dedim :74: panik yok herşey kontrolüm altında :64:
 
gördüğün sıkıntısı olan kadını güçsüz sandın da dandik bi yüzük atma olayı seni güçlü mü kıldı hayatım :37:

missplayful arkadaşım sağolsun benden önce tam da benim vereceğim cevabı sana vermiş. onu okuyabilirsin, başka diyecek bir şeyim yok çekilebilirsin arkadaşım :51:

Arkadaslar yapmayin boyle ya... niye konu sahibini gucsuz sansin sadece Feliss kendinden ornek vermis... erkeklerin genel odunsu kaba davranislarindan bahsetmis kendiside nisanlisindan ayrilmis ve bununla basedebilirim manasinda gucluyum demis...Bende ozguvenini tebrik ediyorum kendine guvenmek ne kadar guzel birsey herkes bu kadar guclu olamiyor. Lutfen baska yerlere cekmeyelim ben boyle anladim sahsen...konudan uzaklasiyoruz birbirimize cvp yazarken
doğru anlamışsın sevgili missplayful. teşekkür ederim cevabın için.

bekar olmak güçlü olmak değildir, eğer bakış açınızı değiştirirseniz tüm bu zorluklara katlanmaya çalışan kadında kendi içinde güçlüdür, o zorluklara karşı bir şekilde sabreder başeder, o da o zorluklara karşı güçlüdür ama dışarda tek başına belki yaşamaya güçlü değildir. bu dediğim konu sahibi için değil, Feliss kardeşe cevaben yazıyorum. genel konuşuyorum. senin ise gücün dışarda kendi başına yaşayabilmendedir belki, sende bir adamın zorluklarıyla başa çıkamıyorsan bu da senin bu konuda güçsüz olduğunu gösterir... yani bakış açılarımıza bağlı. üstelik kadın zayıf bir varlıktır. en ufacık şeyde hüngür hüngür ağlayan kim? fizikende zayıftır, duygusal olarak da... ama işte tam bu noktada ADALET devreye girmelidir. kadın ve erkek arasında tam bir adalet sağlanmalıdır ki iki tarafta madur olmasın. kadın ve erkek farklı yaratılmışlardır, mesela kadın bir masa hazırlayacak, örtüden çatala, porselenlerin desenine bardakalrın rengine kadar herşeye dikkat ederken erkekler için öenmli olan o yemeği yedinmi suyunu içtinmi? gerisi boş... kadını erkekleştirmenin gereği yoktur.. ve genel olarak söylemiştim, kadın yada erkek, özgürlüğüne düşkünse o kişini evliliği çok zor yürür, kocasına yada karısına hesap vermek istemeyen birinin evlenmesinin mantığı yoktur zaten... feliss kardeşim özgürlüğüne düşkün bir insan olarak zaten evlenseydi çok sorun yaşardı... ama belki en iyi şöyle 60 yaşına geldiğinde anlarsın, çevrende seni ziyaret edecek bir evlat, birlikte başını yastığa dayayacağın bir eş olmadığında kendini çok yalnız hissedersin, çünkü insan yaşlandıkça hayatın ondaki cazibesi gider, hastalıklar, türlü sıkıntılar baş gösterir, işte o zaman birine iyi bir eşe ihtiyaç duyulur... şahsi görüşüm tabiki, amacım kimseyi kınamak değil. fikirlere ve yaşantılara saygılıyım...

sevgili moonquin arkadaşım, bu da değişik bir bakış açısı esasen. Ama mesele, bir adamın zorluklarıyla başa çıkamamak değil biliyor musun? Çünkü etrafımda kadar çok kadın var ki sevgilisinin, nişanlısının, eşinin her dediğini boyun büküp kabul eden, bütün kaprislerini gık çıkarmadan yerine getiren. Sevgilisi evlenmekten vazgeçmesin diye istediği her şeyi yapan, askılı giymeyen, oje sürmeyen, bütün arkadaşlarıyla görüşmeyi, dışarı çıkmayı kesen vs. Şimdi bu, bir adamın zorluklarıyla başa çıkmak mıdır sence? Yoksa kendi kişiliğini tamamen hiçe sayıp bir kula kul olmak mıdır? Konu sahibi arkadaşımıza dönersek, kendine ait bir hayatı yok. İşi yok, vakit geçireceği bir hobisi bir ilgi alanı yok. Tek beklediği şey h.sonu gelsin kocamla gezeyim vakit geçireyim. E durum böyle olunca da "artık beni sevmiyor" paranoyası başlıyor.
Evliliğin özgürlük kısıtlanması kabulünü birlikte getirdiği düşüncesine de kesinlikle katılmıyorum. Özgürlükten anladığınız kimseye açıklama yapmadan canının istediği gibi her yere gitmek, yani hayatını tek kişiymiş gibi yaşamak mıdır? Yoksa karşındaki insanın da bir birey olduğunu unutmadan ayrı kişiliklerle ayrı ömürleri tek bir yaşamda birleştirmek midir?

Ayrıca asla evlenmeyi düşünmediğimi nerden çıkardın da "60 yaşına gelip de yalnız kalırsın" mealli akıl vermelere kalktın? Beni olduğum şekilde kabul edip değiştirmeye çalışmayacak, kendine güvenen, eşinin zekasına ve sağduyusuna güvenen, vicdan sahibi bir erkekle karşılaşırsam tabii ki evlenirim. Ömrümü yalnız başıma geçirmek gibi bir planım yok. Kalabalık aileleri severim :)
 
canım bence gayet normal bir tepki vermişsin ben olsam bende öle yapardım sonuçta günlerce eşimsiz tek basıma oturucam olucak şey mi üstüne bide evliyiz neyse sakın üzülme eşin seni çok seviyo sevmese kapını açmaya çalışmaz:69:
 
Merhaba,
Kadınlar Kulübüne yaklaşık 3,5 yıldır üyeyim kimilerine içten kimilerine itici gelen nice yorumlarım oldu.
Bugüne kadar bu derece canımı sıkan bir konuyla karşılaşmadığım için konu açma gereği duymadım.
Sizden isteğim kendinizi benim yerime koyup düşüncelerinizi paylaşmanız ama belirtirken evli,bekar veya kaç yıllık evli olduğunuzu da eklerseniz çok sevinirim. Düşüncelerinizi yaşanmışlıklarınızla birlikte değerlendirmek istiyorum.Sakın bir ayrıma gideceğimi sanmayın sadece düşüncelerinizi bana daha faydalı olması için bu bana gerekli.

Yaklaşık bir yıllık evliyim,3 yıllık bir flört döneminden sonra gayet coşkulu mutlu bir şekilde evlendim.Ve evliliğimde genel olarak ilk yıllar çıktığı iddia edilen kişilik çatışmalarını yaşamadım.Eşim eğitimli,nazik,düşünceli sevgisini bazen bir demet çiçekle bazen çok sevdiğim çikolatayla bazen güzel bir seyahatle gösteren biri.Gezmeme,para harcamama,sosyal ilişkilerime karışmaz.Kötü söz,şiddet,ihanet bunlar ilişkimizin yakınında bile geçmemiştir Allah herkesin evinden ırak etsin.Çevre tarafından şanslı sayılırım zira ben ona nazaran biraz da dominant ve sert micazdayım.

Bunlara karşılık eşim inattır. Birşeyi yapmak istemiyorsa boğazını kesseniz yapmaz ve sizin o çırpınışlarınızı dikkate almaz. İlk zamanlar bu yönüne çok takılsam da ki bu üç yıllık flörtte bu kadar etkin değildi şimdilerde pek önemsemiyorum. Eşim haftanın 5 günü çalışır ve iki gün tatili vardır. Kasımdan beri cumartesi günleri yüksek lisans için okula gidiyor. Bir tek pazar günümüz var. Telaşla özlemle o günün tadını çıkartmaya çalışıyoruz. İşin özü onu çok özlüyorum ve o gün de olmasa boğulurdum sanıyorum.Fakat bugün bana yepyeni bir haber ile geldi. Yelken klübü kurdular şirket olarak ve pazar günleri onun eğitimleri başlıyormuş.Haberi duyduğum anda çöktüm,istemsiz bir şekilde ağlamaya başladım. Sonra duruldum eşim bu arada çok kızdı.Konuyu büyüttüğümü söyledi.Y.Lisans ın temmuzda biteceğini fedakarlık yapmam gerektiğini ve bencil olduğumu iddia etti. Bu arada sofraya oturduk.Ben ağlamıyor yemeğimi yiyordum o konuyu tekrar açtı herkes katılıyor onlar evli değil mi ben neden gitmeyeyim ne kadar anlayışsızsın vs dedi.Patlamamak için kendimi tutuyordum. En sonunda çocuk gibi davranıyorsun ,zaten her akşam görüşmüyor muyuz dedi..? Yıkıldım insan karısına bunu nasıl söylerdi.Ağzımda yemek inanın delirdim gözüm döndü,sofrayı sanırım dağıttım o esnada,tabaklar,bardak sürahi herşey kontrolsüz bir şekilde ağlamaya başladım.Kendimi yatak odasına kitledim ve yaklaşık 1 saat ağladım akabinde dua ettim ki beni başka birşey sakinleştiremez. O bu sırada dondu kaldı,evliliğimizde ilk kez böyle bir durum yaşıyoruz. Odaya girmek istedi,giremeyince gitti.

Kendime geldiğimde mutfağı topladım,yemek yedim.Pc'yi aldım ve tekrar yatak odasına geldim kapıyı da kitledim.Yüzünü o sofraki saniyeden sonra görmedim.görmek dahi istemiyorum.Odaya gelmeye çalıştı,öyle ki kapının kilidini bile sökmeye çalıştı ama başaramadı.Ne yapacağımı bilmiyorum ben evliliğin gerçek yüzüyle şimdi mi karşılaştım? Yapayalnız ne yapacağım haftalar boyu,bencil biri miyim? Yoksa haklı mıyım? Kendimi böyle terkedildim bir köpek yavrusu gibi hissediyorum.Kaldı ki evde köpeğiniz sizi bekliyorsa ona bile koşa koşa gidersiniz. Sanırım eşim beni artık yeterince sevmiyor.Dipteyim ve ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilmiyorum..

Olumlu olumsuz özgürce yorum yapın.Bu konunun açılış amacı asla pohpohlanma arzusu değildir.Destekleriniz elbette çok kıymetli ama haksızsam sonuna kadar eleştirin..

Uzun oldu dilerim benim hatrıma okursunuz ..Şimdiden teşekkür ederim :71:

bende 1.5 yıllık evliyim benim de eşimle zaman zaman bu tarz problemlerim oldu
karşı atağa geçtim
sen onu yapyorsan ben de bunu yapıyorum ozaman
atıyorum o yelken kulüğbüne gidecekmiş ya
sen de dans kursualmak istediğini söle
erkekler buna ifrit oluyo nedense:66::66:
bi dene olumlu bakar sa da sen de dan sdersi almış olursun
yani o yokken onu evde bekleyeceğine ssen de kendin için bir şeyler yapabilirisn
böylelikle sıkılmazsaın canım
 
Ayrıca asla evlenmeyi düşünmediğimi nerden çıkardın da "60 yaşına gelip de yalnız kalırsın" mealli akıl vermelere kalktın? Beni olduğum şekilde kabul edip değiştirmeye çalışmayacak, kendine güvenen, eşinin zekasına ve sağduyusuna güvenen, vicdan sahibi bir erkekle karşılaşırsam tabii ki evlenirim. Ömrümü yalnız başıma geçirmek gibi bir planım yok. Kalabalık aileleri severim :)

verecek cevabım yok, hala beni yanlış anlamakta ve her söylediğimi şahsınıza söylemişim gibi kabul etmekte ısrarcısınız... ne özgürlük konusunda ne de başka konuda beni anlamamışsınız... mühim de değil zaten beni anlamanız... anlayan anlamıştır..
 
ayrıca konuyu açan kardeşin hiçbir hobisinin olmadığını nasıl söyleyebiliyorsun? onunda mutlaka kendince vakit geçirdiği şeyler vardır... onun boş veya dolu bir insan olması eşiyle vakit geçirmek istemesini etkiler mi? gerçekten hayret ediyorum size, her neyse, dediğim gibi hiçbir konuda beni doğru anlamadığınız kesin, açıklamak içinde çaba sarfetmeye lüzum görmüyorum, dilediğiniz gibi kabul edebilirsiniz...
 
Okuduğum kadarıyla kursa filan gitmiyor, çalışmıyor da.
Eşi "sen de kursa git" dediğinde şiddetle karşı çıkıp "ben seninle kursa gitmek için evlenmedim" demiş.
Bu kısmı çok anlayamadım gerçi. Kursa gitmek için evlenmek?
Yani evlilik hayatımızın olağan akışı içinde gerçekleşen bir medeni durum değişikliği ve hayat birleşmesi değil de varoluş amacımız, yaşam hedeflerimizin toptan değişmesi gibi bişey mi ki?
Evlenince artık hayatın geri kalanını o kişiyle yapışık ikiz olarak sürdürme zorunluluğu mu var?
insan elbette ki eşiyle birlikte vakit geçirmek ister, geçirmelidir de.
Yazdıklarımdan "evlilikte herkes kendi hayatını yaşasın kimse kimseye karışmasın" gibi bir anlam çıkardığınızı sanıyorum. Sanırım bu yüzden sizi anlamadığımı iddia ettiniz. İnsanın boş veya dolu olması eşiyle vakit geçirmesini istemesini etkilemez, ama eşinin kendisinden ayrı geçirdiği saatlere vereceği tepkileri etkiler. Hepimiz biliyoruz ki eşi yelken kulübüne gidecek diye masayı dağıtıp tabak çanağı kırmak çok abartılı ve hepten yalnız kalma korkusuyla verilmiş bir tepki. Eğer uğraşacak bir ilgi alanı ya da bir işi olsaydı belki bu kadar büyük bir tepki verip "beni sevmiyor, artık istemiyor, ben yalnız kaldım, öldüm, bittim" duygusuna girmezdi.

Her neyse, okuduklarımı gayet iyi anladım ve bana hitaben yazdığınız şeylere de cevap verdim.
Cevap verildiği için de "Hiçbir dediğimi anlamamışsınız, neyse anlayan anladı" diyerek karşındakini anlayışsızlıkla suçlamak sanırım bir savuşturma yöntemi :51:
 
Back
X