Bebek Kavgası

Çoook teşekkür ederim. Neye sinir oluyorum biliyor musunuz, insanlar bazen eleştiri yapma yorum yapmayla haddini aşmanın ayırdına varamıyorlar. Eleştirirsin, farklı düşünürsün, güzel bir dille yazarsın basım gözüm üstüne. Ama sabahtan beri "vaaaay sen portakal suyu mu içtiiin, yazık kocanaaa, ne demek bahçede kamp yapmaaak, çocuk musuuun, film gibi bu neee!" Ya sadece yaşadığım bir olumsuzluğu anlatıp rahatlamak, dertleşmek istemişim millet saçma sapan şeylere takılmış söyledikçe söylüyor.
Çok kişisel bir şey çocuk sahibi olmayı istemek veya istememek. Bu durumda eşiniz de siz de haklısınız. Sizin çocuk sahibi olmakla ilgili bir probleminiz yok; çocuk sahibi olmanın getirdiği sorumlulukla probleminiz var. Kimine göre çocuk sahibi olmak mükkemmel, kimine göre değil, kimine göre normal. Benim için hem neden çocuk yaptım ki ile iyi ki yaptım, arasında bir yerde veya her ikiside. Yoruluyorum, çocuksuz zamanları özlüyorum ve iki saniye geçmeden bam çocuklarımın olmadığı bir hayat düşünemiyorum. Birçok şey eskisi gibi olmuyor. Bazen fırsat buluyorsun, bazen bulamıyorsun. Bazı bebekler çok zor oluyor tuvalete gidecek vaktin olmuyor, uykunun ne olduğunu unutuyorsun, üzerin kusmuk kokuyor, saçların yağlanıyor, bakımsızlıktan ölüyorsun (büyük kızım), bazı bebeklerde çok kolay oluyor (küçük kızım). Piyango tamamen. Eksileri de var, artıları da... sinirden arka odaya gidip koltuk da tekmeleyebiliyorsun, çığlığını yastığa da basabiliyorsun ama sevgileri burnunu da sızlatabiliyor. Ya annelik nereden tutsan elinde kalıyor. Mükemmel anne diye bir şey yok. Kimisi çocuktan sonra kariyerine devam ediyor, kimisi asla vazgeçmem dediği kariyerinden vazgeçiyor. Çünkü çok kişisel bir mesele çocuk. Hazır hissetsen de, hissetmesen de zorluğundan kaçamıyorsun. Saç baş yolmak isterken sana bir bakışı tüm yorgunluğunu alabiliyor. Seviyorsun işte. Başka hiçbir şeyi öyle sevmiyorsun. Sevebileni azdır.
 
Merhaba herkese. Eşimle bebek sahibi olmakla ilgili kavga ettik. 4 yıldır evliyiz, ilk kez böyle kavga ettik. Bugüne kadar ne birbirimize bağırdık ne de yatağa küs girdik. Bu sefer kötü...
Ben 29 yaşındayım, doktora yapıyorum, az kaldı bitmesine. Sahne sanatları alanında öğretim görevlisiyim. Tiyatrocuyum yani :) İşimi seviyorum. Eşim doktorayı bitirdi, yaylı çalgılar anasanat dalında öğretim görevlisi. O 32 yaşında. Bunları yazıyorum çünkü bir süre "aaa ama daha kariyerimizin çok başındayız biraz ilerletmemiz lazım dedim.
Evliliğimizin 2.yılından beri bebek sahibi olmak istiyor. Ben istemiyorum, daha doğrusu kararsızım. Bazen çok duygusal ya da çok bunalmış, yalnız hissettiğim zamanlarda deli gibi istiyorum. Ama o an geçince eski halime dönüyorum. Bebek istemememin belli başlı nedenleri var. Aslında istiyorum, bebek görünce içim gidiyor, fakat ileride anneme dönüşmekten ve yetersiz olmaktan korktuğum için çocuk sahibi olmaktan kaçınıyorum.Burada da yazılıyor, çok sorunlu çocukluk geçirmiş olanlar var çok sıkıntılı anne babalarla. Benimki öyle değil, görece rahat bir çocukluk da sayılabilir. Ama ruhum doymadı işte. Anne babam çok tahammülsüz insanlardı. Beni pek dinlemezlerdi. Başarılı olduğumda takdir edilmez sürekli başkalarıyla karşılaştırılırdım. Annem sık sık bana küserdi, evdeki bazı yiyecekleri benden saklardı. Üzgün olduğumda teselli edilmezdim, falan. Anne babama hiç yakınlık hissedemedim, hâlâ da öyle.
Sonra eşimle tanıştım, aşık olduk, ilk kez çok sevildiğimi hissettim.
Ama her şeyden sonra artık anne olmak bana tahammülsüz, mutsuz olmak gibi gelmeye başladı. Hani sürekli bana muhtaç olan bir canlı var ve ben onun hem bedensel hem de zihinsel ve ruhsal gelişimini desteklemek zorundayım. Hayatım eskisi gibi olmayacak, mutsuz olacağım, annem gibi olacağım. Eşimle birbirimize ayırdığımız vakit ve ilgi çok azalacak. Şimdi mesela her yaz başka bir ülke görüyoruz, yazın evimizin bahçesine çadır kurup kamp yapıyoruz. Film maratonu yapıyoruz, beraber yemek yapıyoruz. Bebek olunca hiçbiri olmayacak. Ben de annem olacağım. Mutsuz olacağız.
Dün tekrar eşimle bunun için tartıştık. "Seni sevdiğimin farkında değil misin? Neden bebekle seni aynı anda sevemeyeyim?" Sonra ben sorunun bu olmadığını söyledim. Tartıştık. Sesler yükselmeye başladı. Baba olmaya hakkı olduğunu söyledi. "Kurtul artık şu saçma düşünceden sen annen değilsin ben baban değilim. Kariyeri bahane etme doktoran bitti bitecek!" dedi. Bencillik ettiğimi bile söyledi. "Demek sen bana değil sana bebek verme ihtimalime aşıksın!" dedim. Bir anda yüzü düştü. Özür dilerim, deyip gitti. Onu ilk kez böyle gördüm. Tanıdığım naif adam bu değildi. Sonra gece boyu salonda karanlıkta oturdu. Ben de bahçede oturdum.
Kendimi çok kötü hissediyorum. Gerçekten bencil biri miyim ben diye düşünmekten bunaldım. Şimdi bir de bebek konusunu milyonuncu kez yeniden düşüneceğim. Canım sıkkın yani. Sizce gerçekten bencil biri miyim?
Bakıcısı olur evde... ünlüler de yapmasın o zaman çocuk kimse yapmasın herkesin çocukluk korkuları vardır kimin anne babası mükemmel tavır sergiliyor ki?
 
Cevabım pek begenilmemis bunu bekliyordum

Ben de diyorum ki kariyer di şuydu buydu bunlar bencillik değil mi emekli olunca çocuk sahibi olamayacaginiza göre kariyeri bir tarafa çocuğu bir tarafa koymak zorundasınız kimse hayal dünyasında yaşamasın mesajımı beğenmeyen çok olmuş usluptan dolayı olduğunu düşünüyorum şahsen , ama burası Türkiye kimse kendini benim mesajimin altina beğenmedim tıklayarak kandırmasın çocuk nedenli kariyerimi ilerletemeyen biri olarak gerçekleri söylüyorum bu benim beceriksizligimden değil insan yetiştirmek bir şekilde doğurup bir şekilde buyutmekle olmuyor maalesef hem çalışıp hem kariyer yapanlar var yapabilirsin diyen de çıkar ama altı boş hiçbir şey tam olmaz ben bunu söylemeye çalışıyorum hayatınızda netlik istiyorsanız bı tercih yapmak zorunda kalıyorsunuz eşiniz çocuk istiyorsa siz istemiyorsanız o zaman çocuk yapılmamalı ama çocuk isteyip kariyer uğruna bundan cayiyorsaniz bu bencilliktir daha ne kadar açık nekadar gerçekçi ve ne kadar kibar olunur ben bilmiyorum.
Ben böyle düşünmüyorum. Herkes aynı şekilde çocuk sahibi olmayı çok istemeyebilir. Yokluğu senin için büyük boşluklar yaratmayacaktır, kariyerine odaklanırsın. Ve ben çocuk olunca kariyeri bir kenara koymak gerektiğine de inanmıyorum. Aynı Türkiye'de çocuk sahibi olmasına rağmen kariyerini gayet güzel ilerletmiş öyle başarılı kadınlar var ki.
 
bu adamı üzme konu sahibi. ondan iyi baba olur. şu lafa özür dileyecek incelikte adam ben tanımadım, burda da hiç okumadım.

annelikten korkma konusunda seni çok iyi anlıyorum. bunları kocanla çok rahat aşabilirsin. virüs zamanı önyargılarını tetikleyen şeylerden kurtulmak adına mümkünse psikolojik tedavi görmeni, mümkün değilse kitap okumanı tavsiye ederim. bunları aşabilirsin, mümkün. kitap tavsiyesi için özelden ulaşabilirim.
Tamam, üzmem bir daha 🙈
Hâli hazırda psikolojik tedavi görüyorum. Tavsiyeleriniz beni çok mutlu eder, teşekkür ederim, sevgiler
 
Çok kişisel bir şey çocuk sahibi olmayı istemek veya istememek. Bu durumda eşiniz de siz de haklısınız. Sizin çocuk sahibi olmakla ilgili bir probleminiz yok; çocuk sahibi olmanın getirdiği sorumlulukla probleminiz var. Kimine göre çocuk sahibi olmak mükkemmel, kimine göre değil, kimine göre normal. Benim için hem neden çocuk yaptım ki ile iyi ki yaptım, arasında bir yerde veya her ikiside. Yoruluyorum, çocuksuz zamanları özlüyorum ve iki saniye geçmeden bam çocuklarımın olmadığı bir hayat düşünemiyorum. Birçok şey eskisi gibi olmuyor. Bazen fırsat buluyorsun, bazen bulamıyorsun. Bazı bebekler çok zor oluyor tuvalete gidecek vaktin olmuyor, uykunun ne olduğunu unutuyorsun, üzerin kusmuk kokuyor, saçların yağlanıyor, bakımsızlıktan ölüyorsun (büyük kızım), bazı bebeklerde çok kolay oluyor (küçük kızım). Piyango tamamen. Eksileri de var, artıları da... sinirden arka odaya gidip koltuk da tekmeleyebiliyorsun, çığlığını yastığa da basabiliyorsun ama sevgileri burnunu da sızlatabiliyor. Ya annelik nereden tutsan elinde kalıyor. Mükemmel anne diye bir şey yok. Kimisi çocuktan sonra kariyerine devam ediyor, kimisi asla vazgeçmem dediği kariyerinden vazgeçiyor. Çünkü çok kişisel bir mesele çocuk. Hazır hissetsen de, hissetmesen de zorluğundan kaçamıyorsun. Saç baş yolmak isterken sana bir bakışı tüm yorgunluğunu alabiliyor. Seviyorsun işte. Başka hiçbir şeyi öyle sevmiyorsun. Sevebileni azdır.
Ne kadar doğal ve güzel anlatmışsınız🍃
 
Merhaba herkese. Eşimle bebek sahibi olmakla ilgili kavga ettik. 4 yıldır evliyiz, ilk kez böyle kavga ettik. Bugüne kadar ne birbirimize bağırdık ne de yatağa küs girdik. Bu sefer kötü...
Ben 29 yaşındayım, doktora yapıyorum, az kaldı bitmesine. Sahne sanatları alanında öğretim görevlisiyim. Tiyatrocuyum yani :) İşimi seviyorum. Eşim doktorayı bitirdi, yaylı çalgılar anasanat dalında öğretim görevlisi. O 32 yaşında. Bunları yazıyorum çünkü bir süre "aaa ama daha kariyerimizin çok başındayız biraz ilerletmemiz lazım dedim.
Evliliğimizin 2.yılından beri bebek sahibi olmak istiyor. Ben istemiyorum, daha doğrusu kararsızım. Bazen çok duygusal ya da çok bunalmış, yalnız hissettiğim zamanlarda deli gibi istiyorum. Ama o an geçince eski halime dönüyorum. Bebek istemememin belli başlı nedenleri var. Aslında istiyorum, bebek görünce içim gidiyor, fakat ileride anneme dönüşmekten ve yetersiz olmaktan korktuğum için çocuk sahibi olmaktan kaçınıyorum.Burada da yazılıyor, çok sorunlu çocukluk geçirmiş olanlar var çok sıkıntılı anne babalarla. Benimki öyle değil, görece rahat bir çocukluk da sayılabilir. Ama ruhum doymadı işte. Anne babam çok tahammülsüz insanlardı. Beni pek dinlemezlerdi. Başarılı olduğumda takdir edilmez sürekli başkalarıyla karşılaştırılırdım. Annem sık sık bana küserdi, evdeki bazı yiyecekleri benden saklardı. Üzgün olduğumda teselli edilmezdim, falan. Anne babama hiç yakınlık hissedemedim, hâlâ da öyle.
Sonra eşimle tanıştım, aşık olduk, ilk kez çok sevildiğimi hissettim.
Ama her şeyden sonra artık anne olmak bana tahammülsüz, mutsuz olmak gibi gelmeye başladı. Hani sürekli bana muhtaç olan bir canlı var ve ben onun hem bedensel hem de zihinsel ve ruhsal gelişimini desteklemek zorundayım. Hayatım eskisi gibi olmayacak, mutsuz olacağım, annem gibi olacağım. Eşimle birbirimize ayırdığımız vakit ve ilgi çok azalacak. Şimdi mesela her yaz başka bir ülke görüyoruz, yazın evimizin bahçesine çadır kurup kamp yapıyoruz. Film maratonu yapıyoruz, beraber yemek yapıyoruz. Bebek olunca hiçbiri olmayacak. Ben de annem olacağım. Mutsuz olacağız.
Dün tekrar eşimle bunun için tartıştık. "Seni sevdiğimin farkında değil misin? Neden bebekle seni aynı anda sevemeyeyim?" Sonra ben sorunun bu olmadığını söyledim. Tartıştık. Sesler yükselmeye başladı. Baba olmaya hakkı olduğunu söyledi. "Kurtul artık şu saçma düşünceden sen annen değilsin ben baban değilim. Kariyeri bahane etme doktoran bitti bitecek!" dedi. Bencillik ettiğimi bile söyledi. "Demek sen bana değil sana bebek verme ihtimalime aşıksın!" dedim. Bir anda yüzü düştü. Özür dilerim, deyip gitti. Onu ilk kez böyle gördüm. Tanıdığım naif adam bu değildi. Sonra gece boyu salonda karanlıkta oturdu. Ben de bahçede oturdum.
Kendimi çok kötü hissediyorum. Gerçekten bencil biri miyim ben diye düşünmekten bunaldım. Şimdi bir de bebek konusunu milyonuncu kez yeniden düşüneceğim. Canım sıkkın yani. Sizce gerçekten bencil biri miyim?

“O çok bencil biri! Ben hiç öyle değilim!” der, sinir olur, değiştirmeye çalışır, isyan eder dururuz. Bunların meşguliyetinden kendimize yatırım yapmayı unuturuz. Belki de, birinin bir özelliği bize “batıyor” tetikliyorsa bunun bir anlamı vardır. Belki de “beni fark et” diyordur bizim de bencil olan tarafımız. “Beni fark et! Bazen senin de bencil olmaya ihtiyacın var!” Bencil insan ne yapar? Kendini düşünür. Başkalarından önceye koyar kendini. Kendine, ihtiyaçlarına kulak verir.
Bunun her koşulda yapılmadığı müddetçe nesi “kötüdür” Allah aşkına?
Bazen etiketlerin arkasında ki işleve bakılmalı. Öyle karar vermeli kötü mü? Yararlı mı?
Belki de o bencil. Bunu düşünmekte bencillik değil. Bende senin hissettiklerini hissediyorum. Hazır değilsen başlama.
 
“O çok bencil biri! Ben hiç öyle değilim!” der, sinir olur, değiştirmeye çalışır, isyan eder dururuz. Bunların meşguliyetinden kendimize yatırım yapmayı unuturuz. Belki de, birinin bir özelliği bize “batıyor” tetikliyorsa bunun bir anlamı vardır. Belki de “beni fark et” diyordur bizim de bencil olan tarafımız. “Beni fark et! Bazen senin de bencil olmaya ihtiyacın var!” Bencil insan ne yapar? Kendini düşünür. Başkalarından önceye koyar kendini. Kendine, ihtiyaçlarına kulak verir.
Bunun her koşulda yapılmadığı müddetçe nesi “kötüdür” Allah aşkına?
Bazen etiketlerin arkasında ki işleve bakılmalı. Öyle karar vermeli kötü mü? Yararlı mı?
Belki de o bencil. Bunu düşünmekte bencillik değil. Bende senin hissettiklerini hissediyorum. Hazır değilsen başlama.
Öyle güzel anlatmışsınız ki. Kendime şefkat duydum yazıyı okuyunca. Sevgiyle kalın
 
Ne kadar doğal ve güzel anlatmışsınız🍃
Umarım sizin için en iyisi olur. Yargılayanlara bakmayın. O yüzden uzun uzun yazdım. Evet içimden taşıyor sevgileri ama her zaman sevgi pıtırcığı gibi dolaşıp, yanında getirdiği zorlukları göz ardı edemiyorum.
 
Ben böyle düşünmüyorum. Herkes aynı şekilde çocuk sahibi olmayı çok istemeyebilir. Yokluğu senin için büyük boşluklar yaratmayacaktır, kariyerine odaklanırsın. Ve ben çocuk olunca kariyeri bir kenara koymak gerektiğine de inanmıyorum. Aynı Türkiye'de çocuk sahibi olmasına rağmen kariyerini gayet güzel ilerletmiş öyle başarılı kadınlar var ki.
"Başarılı kadınlar var " ya çocuklar ? Neden hep kendi pencerenizden bakıyorsunuz ? Ben bu kısma takildigim için bencillik ettiğinizi düşünüyorum ve bu bencilligin çocuk üzerinde de etkileri de olacaktır ve kendi cocuklugunuzu çocuğunuza bu şekilde yaşatmış olacaksıniz belkide.
 
Cocuk asla istemiyor olsaniz farkli bir yorum yapardim ama sizin durum tamamen cocuk istememek değil, yetememe endişeleriniz ve kendi ailenizle geçmiş sıkıntılarınız var onun disinda cocuk istiyormussunuz zaten. Bu durumda bu hisler kendi kendine geçsin diye devamli cocuk fikrini ötelemek mantiksiz bir hareket olur, eşiniz de hakli.
Aşamiyorsaniz terapi filan alirsiniz en azindan.

Zaten sorunu çözmüşsünüz, bir kavgaya bakiyormuş. 😁Hayirli olsun.
 
"Başarılı kadınlar var " ya çocuklar ? Neden hep kendi pencerenizden bakıyorsunuz ? Ben bu kısma takildigim için bencillik ettiğinizi düşünüyorum ve bu bencilligin çocuk üzerinde de etkileri de olacaktır ve kendi cocuklugunuzu çocuğunuza bu şekilde yaşatmış olacaksıniz belkide.
Yahu neden çalışan ve iyi bir kariyeri olan bir kadın aynı zamanda iyi anne olamasın? Çocukla 24 saat değil 5 saat geçirirsin dolu dolu geçirirsin. İkiniz de mutlu olursunuz. Ayrıca çocuğunuzun gururla göstereceği başarılı bir annesi olur. (Kesinlikle çalışmayan annelerle çocuklar gururlanamaz manasında değil). Hiç mi yok çevrenizde kariyerini sürdüren iyi anneler, mutlu çocuklar?
 
Cocuk asla istemiyor olsaniz farkli bir yorum yapardim ama sizin durum tamamen cocuk istememek değil, yetememe endişeleriniz ve kendi ailenizle geçmiş sıkıntılarınız var onun disinda cocuk istiyormussunuz zaten. Bu durumda bu hisler kendi kendine geçsin diye devamli cocuk fikrini ötelemek mantiksiz bir hareket olur, eşiniz de hakli.
Aşamiyorsaniz terapi filan alirsiniz en azindan.

Zaten sorunu çözmüşsünüz, bir kavgaya bakiyormuş. 😁Hayirli olsun.
Teşekkür ederim, sahiden bir kavgaya bakıyormuş 🙈 sevgiyle kalın
 
Anne olmak=vicdan azabı bence. Özellikle ilk aylarda yetemiyorum hissini dibine kadar yaşıyor insan. Kilo almadı uyumadı emmedi bunlar geçince e çalışıyorum bakıcı bakıcak ben nasıl anneyim diye hep kendini sorguluyorsun. Bunaldığın hatta belki pişman olduğun zamanlar olacak. Pişman olup yine vicdan yapacaksın. Bunları yaşadım ama asla kötü anne olduğumu düşünmedim. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım ve yaşadıklarım için oğlumu asla suçlamadım. Zaten onları suçladığımız an kötü anne baba oluruz diye düşünüyorum. Yani yetemiyorum yetemeyeceğim düşüncesi kötü değil her zaman en iyisini yapmaya teşvik ediyor insanı. Geçmişte yaşadıklarınız için terapi almanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Bir de zaten şu günlerde bebek konusu ertelenmeli çok riskli bir dönem.
 
Merhaba herkese. Eşimle bebek sahibi olmakla ilgili kavga ettik. 4 yıldır evliyiz, ilk kez böyle kavga ettik. Bugüne kadar ne birbirimize bağırdık ne de yatağa küs girdik. Bu sefer kötü...
Ben 29 yaşındayım, doktora yapıyorum, az kaldı bitmesine. Sahne sanatları alanında öğretim görevlisiyim. Tiyatrocuyum yani :) İşimi seviyorum. Eşim doktorayı bitirdi, yaylı çalgılar anasanat dalında öğretim görevlisi. O 32 yaşında. Bunları yazıyorum çünkü bir süre "aaa ama daha kariyerimizin çok başındayız biraz ilerletmemiz lazım dedim.
Evliliğimizin 2.yılından beri bebek sahibi olmak istiyor. Ben istemiyorum, daha doğrusu kararsızım. Bazen çok duygusal ya da çok bunalmış, yalnız hissettiğim zamanlarda deli gibi istiyorum. Ama o an geçince eski halime dönüyorum. Bebek istemememin belli başlı nedenleri var. Aslında istiyorum, bebek görünce içim gidiyor, fakat ileride anneme dönüşmekten ve yetersiz olmaktan korktuğum için çocuk sahibi olmaktan kaçınıyorum.Burada da yazılıyor, çok sorunlu çocukluk geçirmiş olanlar var çok sıkıntılı anne babalarla. Benimki öyle değil, görece rahat bir çocukluk da sayılabilir. Ama ruhum doymadı işte. Anne babam çok tahammülsüz insanlardı. Beni pek dinlemezlerdi. Başarılı olduğumda takdir edilmez sürekli başkalarıyla karşılaştırılırdım. Annem sık sık bana küserdi, evdeki bazı yiyecekleri benden saklardı. Üzgün olduğumda teselli edilmezdim, falan. Anne babama hiç yakınlık hissedemedim, hâlâ da öyle.
Sonra eşimle tanıştım, aşık olduk, ilk kez çok sevildiğimi hissettim.
Ama her şeyden sonra artık anne olmak bana tahammülsüz, mutsuz olmak gibi gelmeye başladı. Hani sürekli bana muhtaç olan bir canlı var ve ben onun hem bedensel hem de zihinsel ve ruhsal gelişimini desteklemek zorundayım. Hayatım eskisi gibi olmayacak, mutsuz olacağım, annem gibi olacağım. Eşimle birbirimize ayırdığımız vakit ve ilgi çok azalacak. Şimdi mesela her yaz başka bir ülke görüyoruz, yazın evimizin bahçesine çadır kurup kamp yapıyoruz. Film maratonu yapıyoruz, beraber yemek yapıyoruz. Bebek olunca hiçbiri olmayacak. Ben de annem olacağım. Mutsuz olacağız.
Dün tekrar eşimle bunun için tartıştık. "Seni sevdiğimin farkında değil misin? Neden bebekle seni aynı anda sevemeyeyim?" Sonra ben sorunun bu olmadığını söyledim. Tartıştık. Sesler yükselmeye başladı. Baba olmaya hakkı olduğunu söyledi. "Kurtul artık şu saçma düşünceden sen annen değilsin ben baban değilim. Kariyeri bahane etme doktoran bitti bitecek!" dedi. Bencillik ettiğimi bile söyledi. "Demek sen bana değil sana bebek verme ihtimalime aşıksın!" dedim. Bir anda yüzü düştü. Özür dilerim, deyip gitti. Onu ilk kez böyle gördüm. Tanıdığım naif adam bu değildi. Sonra gece boyu salonda karanlıkta oturdu. Ben de bahçede oturdum.
Kendimi çok kötü hissediyorum. Gerçekten bencil biri miyim ben diye düşünmekten bunaldım. Şimdi bir de bebek konusunu milyonuncu kez yeniden düşüneceğim. Canım sıkkın yani. Sizce gerçekten bencil biri miyim?
Bencil değilsiniz sadece geçmişte yaşadığınız problemleri aşmanızı sağlayacak adımlar atmanız lazım.Bundan sonra isteyip istemediğinizi sorgularsınız.Ve bir anne olarak şunu söyleyebilirim bebek bakımı evet zor ama aşılmayacak şeyler değil sabır gerektiriyor diğer yandan varlığı o kadar kıymetli ki onsuz mümkün değil uzaklarda yapamazdım iyi ki var yol arkadaşım.Gezmek ve eğlenmek bebekle de mümkün aslında.Geçen yaz kızım bir yaşındayken 15 günlük tatil yaptık.Heryeri gezdik ve çok keyif aldı.Seneye de Abant’ta kamp yapmayı düşünüyoruz bakalım.
 
İşte bunu duyduğuma çok sevindim 😍

Bugün bebek uyurken kahvaltimizi da yaptik kahve keyfimizi de. Muzigimizi acip dinledikte. Bebegi arabasina koyup balkonda keyif yaptik. Uyandi 3 muz oynadik. Sonra islerim vardi eşim bakti cocuga. Isim bitince tekrar uyudu birde film keyfi yaptik. Tabii her bebek bir degil ama illaki boş saatleriniz olacak... onemli olan 3 ayi atlatabilmek cunku gercekten o 3 ay zor geciyor. Bazilarinda bu surec cok dha kisa. 40 dan sonra rahatlayan da var.
Birde onemli olan ilgili bir baba... esim bana ben bakarim sen cay ic demese belki cok daha cekilmez olabilirdi.
Bunlari da eklemek istedim...
Eger mutlu ve sorunsuz bir ciftseniz cocuk mutluluk , eger sorunlu bir evliliginiz varsa cocuk mutsuzluk getiriyor genelde. Cunku cocuk olunca kavga daha da cogaliyor. Biz oyleydik ilk 2 ayda ç ok kavga ettik 😂

Mesela surat asamiyorsun 😂 hep gulumsemek zorundasin sen gulumsemesen bile karsinda gülen kahkaha atan ayni tepkiyi senden bekleyen bir bebek var. Dogal olarak onun guluşune icin isıniyor ve sende gulmeye daha cok guldurmeye basliyorsun o mutlu oldukca sende oluyorsun 😂 sizin mutlulugunuzu goren esiniz olaya dahil oluyor o da mutlu oluyor 😂 ve ben asla sıkiya gelemeyen bir insanim aman rahatim bozulmasin diyen ve cocugun bir evliliigi bitirecegine inanan ama aksine cocugun bir evlilige daha cok gulucuk heyecan ve mutluluk kattigini deneyimleyen bir insanim artik ❤😂
 
Merhaba herkese. Eşimle bebek sahibi olmakla ilgili kavga ettik. 4 yıldır evliyiz, ilk kez böyle kavga ettik. Bugüne kadar ne birbirimize bağırdık ne de yatağa küs girdik. Bu sefer kötü...
Ben 29 yaşındayım, doktora yapıyorum, az kaldı bitmesine. Sahne sanatları alanında öğretim görevlisiyim. Tiyatrocuyum yani :) İşimi seviyorum. Eşim doktorayı bitirdi, yaylı çalgılar anasanat dalında öğretim görevlisi. O 32 yaşında. Bunları yazıyorum çünkü bir süre "aaa ama daha kariyerimizin çok başındayız biraz ilerletmemiz lazım dedim.
Evliliğimizin 2.yılından beri bebek sahibi olmak istiyor. Ben istemiyorum, daha doğrusu kararsızım. Bazen çok duygusal ya da çok bunalmış, yalnız hissettiğim zamanlarda deli gibi istiyorum. Ama o an geçince eski halime dönüyorum. Bebek istemememin belli başlı nedenleri var. Aslında istiyorum, bebek görünce içim gidiyor, fakat ileride anneme dönüşmekten ve yetersiz olmaktan korktuğum için çocuk sahibi olmaktan kaçınıyorum.Burada da yazılıyor, çok sorunlu çocukluk geçirmiş olanlar var çok sıkıntılı anne babalarla. Benimki öyle değil, görece rahat bir çocukluk da sayılabilir. Ama ruhum doymadı işte. Anne babam çok tahammülsüz insanlardı. Beni pek dinlemezlerdi. Başarılı olduğumda takdir edilmez sürekli başkalarıyla karşılaştırılırdım. Annem sık sık bana küserdi, evdeki bazı yiyecekleri benden saklardı. Üzgün olduğumda teselli edilmezdim, falan. Anne babama hiç yakınlık hissedemedim, hâlâ da öyle.
Sonra eşimle tanıştım, aşık olduk, ilk kez çok sevildiğimi hissettim.
Ama her şeyden sonra artık anne olmak bana tahammülsüz, mutsuz olmak gibi gelmeye başladı. Hani sürekli bana muhtaç olan bir canlı var ve ben onun hem bedensel hem de zihinsel ve ruhsal gelişimini desteklemek zorundayım. Hayatım eskisi gibi olmayacak, mutsuz olacağım, annem gibi olacağım. Eşimle birbirimize ayırdığımız vakit ve ilgi çok azalacak. Şimdi mesela her yaz başka bir ülke görüyoruz, yazın evimizin bahçesine çadır kurup kamp yapıyoruz. Film maratonu yapıyoruz, beraber yemek yapıyoruz. Bebek olunca hiçbiri olmayacak. Ben de annem olacağım. Mutsuz olacağız.
Dün tekrar eşimle bunun için tartıştık. "Seni sevdiğimin farkında değil misin? Neden bebekle seni aynı anda sevemeyeyim?" Sonra ben sorunun bu olmadığını söyledim. Tartıştık. Sesler yükselmeye başladı. Baba olmaya hakkı olduğunu söyledi. "Kurtul artık şu saçma düşünceden sen annen değilsin ben baban değilim. Kariyeri bahane etme doktoran bitti bitecek!" dedi. Bencillik ettiğimi bile söyledi. "Demek sen bana değil sana bebek verme ihtimalime aşıksın!" dedim. Bir anda yüzü düştü. Özür dilerim, deyip gitti. Onu ilk kez böyle gördüm. Tanıdığım naif adam bu değildi. Sonra gece boyu salonda karanlıkta oturdu. Ben de bahçede oturdum.
Kendimi çok kötü hissediyorum. Gerçekten bencil biri miyim ben diye düşünmekten bunaldım. Şimdi bir de bebek konusunu milyonuncu kez yeniden düşüneceğim. Canım sıkkın yani. Sizce gerçekten bencil biri miyim?
Canım inan bende kocamla çok kavga ediyorduk ve bugün hamile olduğumu öğrendim inan çok güzel bir duygu herşeyi boşver inan
 
Merhaba herkese. Eşimle bebek sahibi olmakla ilgili kavga ettik. 4 yıldır evliyiz, ilk kez böyle kavga ettik. Bugüne kadar ne birbirimize bağırdık ne de yatağa küs girdik. Bu sefer kötü...
Ben 29 yaşındayım, doktora yapıyorum, az kaldı bitmesine. Sahne sanatları alanında öğretim görevlisiyim. Tiyatrocuyum yani :) İşimi seviyorum. Eşim doktorayı bitirdi, yaylı çalgılar anasanat dalında öğretim görevlisi. O 32 yaşında. Bunları yazıyorum çünkü bir süre "aaa ama daha kariyerimizin çok başındayız biraz ilerletmemiz lazım dedim.
Evliliğimizin 2.yılından beri bebek sahibi olmak istiyor. Ben istemiyorum, daha doğrusu kararsızım. Bazen çok duygusal ya da çok bunalmış, yalnız hissettiğim zamanlarda deli gibi istiyorum. Ama o an geçince eski halime dönüyorum. Bebek istemememin belli başlı nedenleri var. Aslında istiyorum, bebek görünce içim gidiyor, fakat ileride anneme dönüşmekten ve yetersiz olmaktan korktuğum için çocuk sahibi olmaktan kaçınıyorum.Burada da yazılıyor, çok sorunlu çocukluk geçirmiş olanlar var çok sıkıntılı anne babalarla. Benimki öyle değil, görece rahat bir çocukluk da sayılabilir. Ama ruhum doymadı işte. Anne babam çok tahammülsüz insanlardı. Beni pek dinlemezlerdi. Başarılı olduğumda takdir edilmez sürekli başkalarıyla karşılaştırılırdım. Annem sık sık bana küserdi, evdeki bazı yiyecekleri benden saklardı. Üzgün olduğumda teselli edilmezdim, falan. Anne babama hiç yakınlık hissedemedim, hâlâ da öyle.
Sonra eşimle tanıştım, aşık olduk, ilk kez çok sevildiğimi hissettim.
Ama her şeyden sonra artık anne olmak bana tahammülsüz, mutsuz olmak gibi gelmeye başladı. Hani sürekli bana muhtaç olan bir canlı var ve ben onun hem bedensel hem de zihinsel ve ruhsal gelişimini desteklemek zorundayım. Hayatım eskisi gibi olmayacak, mutsuz olacağım, annem gibi olacağım. Eşimle birbirimize ayırdığımız vakit ve ilgi çok azalacak. Şimdi mesela her yaz başka bir ülke görüyoruz, yazın evimizin bahçesine çadır kurup kamp yapıyoruz. Film maratonu yapıyoruz, beraber yemek yapıyoruz. Bebek olunca hiçbiri olmayacak. Ben de annem olacağım. Mutsuz olacağız.
Dün tekrar eşimle bunun için tartıştık. "Seni sevdiğimin farkında değil misin? Neden bebekle seni aynı anda sevemeyeyim?" Sonra ben sorunun bu olmadığını söyledim. Tartıştık. Sesler yükselmeye başladı. Baba olmaya hakkı olduğunu söyledi. "Kurtul artık şu saçma düşünceden sen annen değilsin ben baban değilim. Kariyeri bahane etme doktoran bitti bitecek!" dedi. Bencillik ettiğimi bile söyledi. "Demek sen bana değil sana bebek verme ihtimalime aşıksın!" dedim. Bir anda yüzü düştü. Özür dilerim, deyip gitti. Onu ilk kez böyle gördüm. Tanıdığım naif adam bu değildi. Sonra gece boyu salonda karanlıkta oturdu. Ben de bahçede oturdum.
Kendimi çok kötü hissediyorum. Gerçekten bencil biri miyim ben diye düşünmekten bunaldım. Şimdi bir de bebek konusunu milyonuncu kez yeniden düşüneceğim. Canım sıkkın yani. Sizce gerçekten bencil biri miyim?
Kusura bakmayın ama evet.madem öyle evlenmeden önce eşinize ben çocuk istemiyorum deseydiniz.adamda bunu ya kabullenir ya da kabullenmezdi.eger eşim bana böyle bir şey yapsaydı çocuk istediğim için onu boşardım.
 
Ben korkularını anlıyorum hem de taa içimde. Annem olma ihtimalimden değil ama benim korkularım, Hayatım boyunca atamayacağın bir sorumluluk altına girme korkusu benimkisi de. İşini beğenmezsin değiştirirsin, yeri gelir ülke değiştirirsin, kardeşinle küser yıllarca konuşmazsın, anne babana bile tavır yapar yeri gelir ilişkiyi kesersin, ama çocuğuna bunu yapamazsın. Sıkıldım gidiyorum deme şansın yok, ömür boyu altına imza attığın ve feshetme şansının olmadığı bir kontrat bu. Ve bütün sorumluluk sende. Ben hayatım boyunca ve sen de ve diğerleri de belki bu kadar büyük bir sorumluluk altına girmedi, düşünmeden atılacak adım değil kesinlikle özellikle kadın için.

Sana ek olarak ben ailemin en küçük üyesiyim, ne kadar büyüsem de hep onların küçükleri olarak kaldım, öyle sevdiler öyle davrandılar, çocuk sahibi olmak birden büyümek ve kısmen yaşlanmak demek benim için. Oysa kendime biçtiğim imaj içinde anne olmak hiç olmadı, sırtımda çanta dünyayı gezeyim, kitaplar okuyayım yeni insanlarla tanışayım vs . O tablonun içinde yanımda bir çocuk yok mesela. Benim de eşim senin eşin gibi baba olmak istiyor. Ben hazır değilim dedikçe, ve evliliğimiz otursun dedikçe, kaç yıldır beraberiz tanıyoruz birbirimizi diyip daha da çok istiyor. Üstelik ben eşinizden iki yaş, eşim ise üç yaş daha büyük. Kariyeri tamam onun için tek eksik baba olmak. Git diyorum ayrılalım gitmiyor da:)( evlenmeden önce baskı kuracağını söylemedi ve ben geç yaşta anne olmak ıstedıgımı belirttim)

Size önerim bu konuy iyice düşünün ve kendinize bir zaman dilimi verin, o şekilde karar verin. Başta doktorayı bitirmeden asla çocuk yapmayın, bitsin sonra düşünün. Yaşınız daha genç bir iki ya da üç sene daha bekleyebilirsiniz. Anneniz olacağınızı düşünmüyorum, çünkü gözlemlemişsiniz ve aynı hataları yapmanız zor. Sizce onların ebeveynlikleri eksikmiş ve bunun sizde yarattığı travmayı biliyorsunuz, ne yapmanız gerektiğini az çok farkediyorsunuzdur. Ama ben sizin yerinizde olsam yine de bir terapiye giderdim.
 
Yahu neden çalışan ve iyi bir kariyeri olan bir kadın aynı zamanda iyi anne olamasın? Çocukla 24 saat değil 5 saat geçirirsin dolu dolu geçirirsin. İkiniz de mutlu olursunuz. Ayrıca çocuğunuzun gururla göstereceği başarılı bir annesi olur. (Kesinlikle çalışmayan annelerle çocuklar gururlanamaz manasında değil). Hiç mi yok çevrenizde kariyerini sürdüren iyi anneler, mutlu çocuklar?
İyi anne kötü anne diye ayirmiyorum bakın ben anlatamıyorum ya da aynı görüşte olmadığımız için anlamamakda direniyorsunuz sizçocuğunuzla 5 saat oynayınca o bı kenarda siz bı kenarda oturacaksiniz saniyosunuz sanırım bakıcıya teslim edeceksiniz bilemem tabi o zaman kariyer olur ama çocuğa siz bakmış olmuyorsunuz bakıcı karşıtı değilim çocuğun annesi ile olması taraftarıyım ve emin olun kariyeriniz çocuğunuz için önemli değil yine bencillik kokusu aldım ... hayır yok bir tane bile çocuk telefon bağımlısı olmasın hepsi bı kenarda telefona gömülüyor , üç yıl cocgunuza bakarsınız sonra kreşe verirsiniz kariyerinize kaldığınız yerden devam edersiniz ama tek başınıza hem çocuk hem kariyerde ilerleme falan mümkün değil eşinize güvenmeyin erkekler çocuk mocuk bakmaz. Benim söyleyeceklerim bu kadar ama şunu söylemek isterim kimse acı konuşmaz ama çocuk bakmak büyütmek çok zor iştir doğurup atma meyilli zihniyetler ile soyum kurumasın diye doğurma zihniyetlerine karşıyım çikislarimin nedeni bu çünkü çocuklara cidden artık aciyorum. Dogmasinlar istiyorum iyi günler hayırlı evlatlar hayırlı evlilikler herkese.
 
X