Bugün tüm gün kendimi işime verdim... Deli gibi çalıştım. Daha sonra da kafamı dağıtmak için arkadaşlarımla yemeğe gittim. Eve yeni geldiğim için paylaşımlarınızı yeni okuyabildim.
Ailem kesinlikle tutucu bir aile diil. Annem de babam da üniversite mezunu, büyükşehirde büyümüş, ilerigörüşlü insanlar.Ve hala birlikteler. Babam annemi aldattı mı aldatmadı mı bunu bilemem. Ama annemin hiç bi zaman böyle bir kuşkusu olmamıştır.
Kardeşim ve ben de Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden mezunuz. Kardeşim yüksek lisansını bitirdi, ben hem çalışıp hem de ikinci üniversiteyi okuyorum.
Evet mühendisim ama işim pek bayanların tercih ettiği ve edildiği bir meslek diil. Şimdi işimden ayrılsam bu krizde yeni bir iş bulmam çok zor. Kriz olmasa bile, Türkiyede bayan olduğum için kendi mesleğimi yapmam çok ama çok zor. Bölümden arkadaşlarım hala işsiz gezerlerken,ben şu anki işyerimde çalıştığım ve kendi mesleğimi yapabildiğim için gerçekten çok ama çok şanslıyım.
Ailem benimle aynı şehirde yaşamıyor. Oturduğum evi bana ailem aldı. Bakımlı site içinde güzel bir ev. Bu evden çıkıp kiraya geçmeyi aileme açıklamam çok zor olur. Evi satın, başka yerden alın dememse onlara çok saçma,mantıksız gelir.
Telefon değiştirmeye gelince...Onu yapabilirim. Ama işte tek başına tel. değiştirmem pek yararlı olmaz.
İşi gücü yok mu, nasıl sürekli kapına geliyor demişsinz. O iyi bir yerde yönetici pozisyonunda çalışıyor ve karışanı yok. Hemen hemen her şehirde işleri var. Ama o benim bulunduğum şehir ve yakın çevresiyle ilgileniyor. Sabah geliyor, öğlen işlerini hallediyor -giderek veya telefonla bilgi alarak- akşam benim iş çıkışıma mutlaka geliyor.
Ben olmasaydım? diye çok sordum. Benden önce de, eşi "değiştim artık" dedikten sonra, paylaşımları azaldığında, işlerine vermiş kendini. Eşinin oturduğu şehire işleri bahane edip pek gitmiyormuş.
Telefonda konuştuğu kişinin eşi olduğuna eminim. Hadi kadının birini ayarladı konuşuyor, ona baba diyebilecek bir bebek de mi ayarladı?
Tüm haftasonu cuma akşamından pazartesi sabahına kadar 7-24 beraber olduğumuz zamanlar oldu. Tuvalete giderken bile: telini bana bırak da git! dedim. Acaba tuvalette mi konuşuyorlar diye.
Aradığı zamnlarda "Nasılsın? Çocuğumla konuşmak istiyorum" diyor. Kadın çocuğa teli veriyor. Konuşmaları bundan ibaret oluyor.Kadın asla: Neden soğuk konuştun? Noldu sana?Aşkım canım cicim demiyor. Onun soğuk konuşmasına bir tepki vermiyor. Ben de tepki vermemesinden her zaman böyle konuştuklarını anlıyorum.
Sadece ben ara hadi ispatla beraber olmadığınızı, onunla yatmadığınızı, boşanmak istediğini dediğim zamanlarda arıyor. Tartışıyorlar. Kadın "dul olmak" istemediğini, babasız çocuk büytmek istemediğini söylüyor. O: "Babası var onun, babasız büyümeyecek" diyor. Kadın tehdit ediyor. Kavga ediyorlar..Boşanmamı sen de istiyor musun? Diyor... EVET diyemiyorum...
Benimle birlikte olmuyor demedim. Tekrar tekrar söylüyorum. Sevişiyoruz...Muhteşem de ten uyumumuz var... Ama bakireyim. Ben günah olduğu için diil, aile baskısı için diil; ama ileriki aşamayı ilk kez kocamla yaşamak istediğim için bakireyim. Kocam o olur veya olmaz..
Bugün aradı sürekli aradı. Hiç pes etmedi. Mesajlar attı...İş yerimin telefonunun fişini çektm ama belli bir saate kadar telefonlar hiç çalmayınca ve millet patronu cepten arayıp ya sizin şirkete ulaşılamıyo diyince. Fiş farkedildi ve yeniden takıldı tabii. İş yerimi aradı. Yok dedirttirdim. Türlü türlü isimlerle, en samimi arkadaşlarımın isimleriyle aradı. Sekreter bana bağlar bağlamaz açıp hemen geri kapattm, tekrar aradı. Arama lütfen dedim. "Tamam, iyisin diil mi? Sana bişiy oldu sandım" dedi. İyiyim arama bi daha dedim. Konuşalım, yapma böyle nolur. Şimdi konuşamıyorsan akşam arıyayım seni, iş çıkışında? dedi. Tamam dedim, kestirip atmak için.
Şimdi tüm tellerim kapalı, ev telimin fişi çekik...