Arsız, meraklı, müdahaleci kv

Tepkini demek ki gülerek değil ciddi bir şekilde aracısız vermen gerekiyor ,( x teyze lütfen yapma-soyleme hoşuma gitmiyor gibi) konuyu okuduktan sonra son aramalara baktım kv ile en son 16 Aralık'ta konusmusuz. Oğluyla her gün konuşuyor selamını söylüyor kapatıyor yeter.
 
bilemedim bana fazla pasif geldi. hele ki sen derdini, korkularini anlatmis aglamissin.
adam da seninle beraber aglamis
bu mu yani çözüm?
tamam annesi sorunlu da bu cocuk annesine gayet net sekilde "anne iyi niyetinden şüphem yok ama bak yengelerimi bunalttin abilerim bayramda seyranda bile gelmez oldu. böyle olsun istemiyorum. kiz henüz bir sey demedi sana olan saygısından ama aşiri tavirlarindan rahatsiz oluyor. gözünü seveyim israrci olma, kendi bildigini diretme. bir tanecik gelinin var seni hala sayan - onu da böyle devam edersen kaybedeceksin ben de abilerim gibi olacağım sonra. uc düşün bir konuş" falan dese alttan alta tehditle annesini uyarsa sanmiyorum annesinin bu arsızlığa bu hizda devam edecegini.
 
Ben de önceden arıyordum da aramıyorum artık. Onun da lafı edildi ben ailemi bile çok sık aramıyorum zaten geliyorum görüşüyoruz sizle dedim.

Ayy geçen halı baktık beğendiğim bir halıya dedi ki ben bunu beğenmedim bence bu olmasın
 
Ben açıkçası konuşma içeriğini bilmiyorum. O ağlama mevzusundan sonra bir tartışma yaşandı bu mevzuya ilgili aralarında. Daha önce de karışmamaları için uyarmıştı ama kv çok başına buyruk. Nişanda halamlarda kaldı tüm odalara tek tek girip incelemiş. Yani çok garip biri.
 
Niye sizinle geliyor ?
 
al kir :) daha da almaz heralde. demek ki guzel sozden anlamiyor
Nişanlıma o çay tabakları eve gelirse çöpe atarım dedim. O da annesinden
bana gelecek çeyizlik eşyalar arasından çay tabaklarını çıkarmış. Bugün yine lafı oldu, ktrmtm'e çay tabağı aldım istemedi dedi. Biz o tabaklarla içmek istiyoruz dedi. Dedim tamam kendi evinizde için o zaman
 
75. MUTLAK VE MUALLAK KADER

“Hz. Peygamber, kendisini (Ümmü Habibe’yi) şöyle dua ederken işitmiş: “Rabbım, beni eşim Hz. Peygamber ile kardeşim Muaviye ile babam Ebu Sufyan ile nimetlendir”


Bunun üzerine Hz. Peygamber ona şöyle der:

“Allah’ın taksim ettiği rızıklardan, asla geciktirilmeyecek veya öne alınmayacak şekilde belirlenmiş şeyleri istedin. Keşke Allah’tan seni kabir ve cehennem azabından kurtarmasını isteseydin. Allah başarıya erdirendir”

Bu hadis kaza ve kader ile ilişkilidir. Hz. Peygamber’in şöyle söylediği bilinmektdir: “Herşey, hatta acizlik ve zeka dahi kaza ve kadere bağlıdır”. İslam alimlerinden hiç kimse kaza ve kaderin var olan her şeyi ve onların fiilleri, özellikleri ve halleri gibi her türlü durumlarını kuşattığında ve her şeye sirayet ettiğinde görüş ayrılığına düşmemiştir. Zira ayetlerde “Allah her şeyi ilmiyle kuşatmıştır”. Kaza ve kaderde, Allah’ın ilmini zaman ve mekana göre açmasıdır.

Mukadderat iki çeşittir: 1) Mutlak kader, 2) Muallak kader.

Mutlak kader Allah’ın ilminde kesin olan ve şartlara bağlamadığı kaderdir. Mutlak surette zuhura çıkar ve sonuçları gözlenir. Bunlar külli şeylere aittir.

Muallak kader tafsili-cüzi şeyler ile ilgilidir. Tafsili-cüzi şeyler sınırlı olmadıkları için tam olarak zikredilmemişlerdir. Ayrıca bunların bir kısmının insan için ortaya çıkması (tekazür etmesi) bazı şart ve sebeplere bağlı olabilir. Başka bir ifadeyle muallak kader söz konusu şartlara bağlı olabilir. Ortaya çıkması şartlar yerine geldiğinde olur. Mutlak kader ise şartlara bağlı değildir. Allah’ın hükmü sabit ezeli ve ebedi ilmine bağlı olan kaza ve kaderin bir neticesidir.

Hz. Peygamber’e Mutlak kader kısmındakiler gösterildiğinden, hadiste olacakları zikretmenin yerine muallak kader kısmına, şart-gayret-çaba vs gerektiren kısımlar için dua edilmesini istemiştir.

İnce nokta ise her insan, bu iki kaderin hangi bölümüne ait olduğunu bilemez. Olay cereyan etmeden o fiilin mutlak mı, muallak mı olduğunu önceden bilemez. İnsana düşen görev her olayın muallak olabileceğini düşünerek, ortamın gerektirdiği şartları, gayreti, çabayı vs. her şeyi yaptıktan sonra Allah’a sığınmasıdır. Bu nedenle hadis “Allah başarıya erdirendir” cümlesiyle biter. Zira Allah ezeli ve ebedi ilmindekini bilen ve kulun içinde bulunduğu halide bilendir. Kul şeriatın emrettiklerini yerine getirdikten sonra Allah’a tevekkül eder. Sonuçta oluşan kaderede razı olur. Sen kaderını değiştirecek aşamadasın suan da . Nişanlın köprüyü geceyım aşamasında anasına dayılanıyor 3 gun sonra anam da anam olur sonra Senın anan ağlar gerisi yalan ağlar
 
hala neden hali bakmaya onu da cagiriyorsunuz? siz de bir acayipsiniz.
ev tutulmuş zaten, is cikisi bulusun alin gecin
Halıcı tanıdıktı, abisinin tanıdığı. Abisi gelecekti bir tek bildiğim buydu. Kapıdan içeri girdik içeride oturmuş bizi bekliyor. Önce kvyi hastaneye götürmüş abi, sonra ordan alıp kendisiyle Halıcıya getirmiş.
 
Halıcıya gittiğimizde oradaydı desem
Senin nişanlın biraz gevşek agizli olabilir mi ? Abimler bütün mobilyayı halıyı perdeyi secmis odemesini yapmıştı bizim ruhumuz duymadı , niye haberdar olalım ki ? Aralarında konusup gün saat belirleyip gezmiş karar vermiş almışlar
 

 
Bence tartışmadı bile
tekrar ediyorum, sözlere değil davranışlara inan
 
Kadın cidden laftan anlayan biri değil ama. Yani inatla reddediyorum istemiyorum eski eşyaları diyorum inatla tekrar tekrar söylüyor. Nasıl baş edilir inanın ben de çözemedim.
5dk lik mesafeye yatili gelen kv Tayin isteyip gittiğiniz şehirde aylarca sizle kalır haberin olsun..nişanlın annesini babasını silemeyecegine göre ömür boyu görüşeceksiniz ve sürekli huzursuzluk olacak yuvanizda o yüzden ayrılın derim..
 
Senin evinde kvnin ne işi var ben orada takıldım kaldım. Mesafeyi koyamamışsın, bu gidişle çok sert koymak zorunda kalacaksın. Ve bu durumda nişanlının da yanında çok sağlam durması gerekecek. Bunu yapan erkek çok fazla yok malesef.

Nişanı at diyemem, ben kv ile telefonda hiç görüşmem yılda 1 kere bayramda 2 geceliğine giderim belki, o da benim evime 2 kere geldi bir iki gece kaldı gitti. Çağırmam, geldiklerinde iyi davranırım. Ben nişanlılıkta yaşadığım şeylerden eşime tepkimi çok sert koydum o da annesini tanıyor sonuçta kadına taviz verse biz kesin ayrılırdık. Eşim de ikimizin arasında duvar gibi durdu, bir iki kv bana karşı doldurmaya çalıştı, baktı faydası yok peşimi bıraktı. Eşim böyle olmasaydı işim çok zordu.
 
eski mesajlarınizda avukat olduğunuz yazıyor ama daha kendi sınırlarınızı korumak için hakkinizi savunamiyorsunuz. cok acayip .
ben sizi de suclu buldum. madem kadina gicik oluyorsunuz niye de israrlari yüzünden uc gunde bir gidip duruyorsunuz. neden eski haliyi vs istemediginiz halde ısrarla getirince "teşekkürler anne, ihtiyacı olan birine versin diye bunu belediyeye bagislayacagim" demiyorsun? ya da "istedigini getirmekte özgürsün ama kendim seçmedigim hicbir seyi evimde tutmayacagimi bil" de, geldigini gulumseyerek kabul et. sonraki gelişinde goremesin. laf ederse söylemiştim dersin.
bunca zaman iki avukat bir sınırı cizememissiniz aile büyüğüne. ilginc geliyor bana. siz böyle davranirsaniz kadin da azitir tabii ki. kim azitmaz ki?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…