• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Anne Olduğuma Çok Pişmanım

Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Yani şu yazılanlar normal düşünce yapısıyla yazılmamış. Acilen tedavi olun. Ve anneninizden de ayrılmayın. Mümkünse bebekle başbaşa kalmayın. Başka tavsiye veremeyeceğim.
 
Canım benim seni anlıyorum yalnız değilsin demeye geldim .

“Musibet “kelimesine takılanlar olmuş ama sen açıklamadan bile ne demek istediğini gayet anladım .Bazı şeyler gerçekten insanın sınavıdır ki bence bunun ne olduğunun önemi yok böyle bir durumda

Ben de kolik bir bebek büyüttüm o kadar zor o kadar zor ki ancak yaşayan bilir .Zaten yeni anne olmuş duruma adapte olmaya çalışan bir zihin ve beden varken kucağına hiç susmadan ağlayan bir bebek konuyor .Aman Allah’ım o süreçte insan gerçekten yaşama tutunmaya çalışıyor sadece .Ben demiştim sanırım sonsuza kadar ağlayacak bir bebeğim var ,nasıl yani evet bebek bakmanın çok zor olduğunu biliyordum ama bunu asla beklemiyordum.Yaşadıgım duygunun tarifi bile yok .İnsan bir rüya olsun da uyanayım eski hayatıma döneyim istiyor .Ben o dönemde hiç mutlu olduğumu hatırlamıyorum bile .Yıllar geçse de anlatırken hala gözlerim dolar öyle bir çaresizlik öyle bir yalnızlık yaşadım ki o süreçte insan ölmeyi bile dileyebiliyor .

Güzel haber, geçiyor vallahi geçiyor .Zor evet çok çok zor ama hiç bitmeyecek gibi gelen o saatler ,aylar geçiyor .Paylasımlar artıyor ,bu minik insan hayatımıza alışıyor biz de ona alışıyoruz sonrası çok güzel inan ki .

Bu arada bunları bu kadar cesurca dile getirdiğin için de ayrıca tebrik ediyorum seni .Çünkü bu duyguları birçok kadın zaten yaşıyor ama çeşitli sebeplerden dile getiremiyor .Ne yani yok mu sayalım hissettiklerimizi .Onlar var ve çok da gerçek. .
 
Şurda sanirim, dogum basliklarindan da beni taniyan uyeler anneligi ne kadar cok sevdigimi farketmistir, elimden geldigince bilincli ve olumlu bir anne olmaya çabalıyorum. Iki bebegimide esimle ortak karar alip yaptik, ancak ikinci bebegin dogumuna 2-3 hafta kala esim tarafindan sirtimdan bicaklandim (mecazen)

Bu sebeple ikinci bebegim dogduktan sonra (ilki henuz 23 aylikti, planli olarak yaslari yakin) ilk bebegime ve kendime ihanet ettigimi dusundum uzunca bir sure, sanki hep ilk bebeğimin bebekliginden calmis, ikinciyi hic haketmeyen kotu bir anne, kotu bir kadin gibi hissettim aylarca ve bu duygumun gercekliginin birgun esime haykirarak anlatana dek farkinda degildim, birsey beni kemiriyordu ancak tanimlayamiyordum. O gun esimi terkettim.

Bu duygularimin kaynaginin aptalca asiri guven besledigim esim oldugunu farkettim ve duygumun korermesi icin ondan vazgeçmem gerektigini yoksa iyi bir anne olmaktan cok uzak olacagimi anladim.


Sonra uzun sure hersey cok guzeldi, iki kizimda birer prenses, koydugum yerde uyuyan, istedigimi yiyen, istedigimde oynamak isteyen durgun cocuklardi ta ki kizim 3 yasina merhaba diyene dek... 6 aydir buyuk kizim adeta baska bir cocuga dönüştu, 2 yas krizini cok ciddi yasadigimizi düşünüyordum, 3 yasinla tanisana dek.

Simdi giydirecegim ic camasirdan coraba, tshirtten monta kadar hersey icin tartisan, bagiran, kizan bir cocugum var, evet bunlar yasi geregi normal ama evde surekli ortaligi birbirine katan birinin varligi fazlasiyla zorlayici, biz bir suredir anne kiz olarak destek aliyoruz, terapi bana iyi gelmeye basladi, kizim yeni yeni etkilerini goruyor ama terapiye gidene dek, ben berbat biri ve berbat bir anneyim fikrinden cikamamistim, bir ara ben yapamayacağım pes ediyorum evresine gectigimde destege ihtiyacim oldugunu idrak ettim.

Herseyin normal oldugunu bilerek, o normal seyle bas edememek insani kalben yaraliyor. Tum suçlu esinizken 3.5 yasindaki kızınız tarafindan herseyin gunah kecisi olarak gorulup, surekli inatlasilan, kavga edilen kisi olmak insani ruhen öldürüyor. Ama böyle degilmis, doktorumuzun (hem kizimin hem benim) soyledigi;

"Cocuklar 3.5 yasinda intikam almazlar, sadece ayni evde mutlu, guvende ve stabil yasamak isterler, sizi zorlamalarinin sebebi sadece hicbir seyi bilememeleri, cozum yolunun ne oldugunu bilememeleri ve bu yuzden oldukca uzulmeleri, esinizle ayri olmasaydiniz da kiziniz 3 yasini boyle hircin geçirebilirdi, o zaman esiniz yaninizda oldugu icin bu kaosu bolusur daha az hissederdiniz ama siz tek basiniza ustlendiginiz icin bu yuk agir geliyor, her ikinizinde (anne ve cocuk) duygulari normal"

Ben bunlari duydugumdan beridir, cok rahatladim, cunku annelere sık araliklarla "iyi bir anne" olduklari hatirlatilmali.

Ve insan bu sozu en cok esinden duymali, mukemmel annelik edasıyla dolasan instamomlardan degil...

Hepimizin evinde yemegi, temizligi yapan, cocukla ilgilenip anneye 5 dk olsun kendi free time'ini veren yardimcilarimiz yok, sıkışıp bogulmus gibi hissetmemiz fazlasiyla normal ama dayanamadigimiz ya da kaldiramayacagimizi bildigimiz noktada profesyonel destek almaktan cekinmememiz gerekiyor.

Ne diyorlar, mutlu anne mutlu bebek. Sizin yasadiginiz, anlattiklarinizdan anladigim kadariyla lohusa depresyonu, hem ozgur hayatinizin yasini tutuyor hem yeni hayatınızın stresini yasiyorsunuz.

Sizi asla yargilamiyorum, buradaki bazi arkadaşlar bazi kelimelerinize takilmislar ama herkesin lugatinda her kelimenin karsiligi bir olmayabilir.

Size sarılıyor ve acikca soyluyorum, o minik parmaklari koklayın, arasina pamukcuk dolmus dolma ayaklari koklayin, ensesinden koklayın ve mutlaka lohusa depresyonu konusunda uzmanlasmis birinden destek alin

Gececek, siz iyi bir annesiniz.
 
Son düzenleme:
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Daha iyi bir uzmandan daha iyi bir destek alın.
Lohusalık zorlu geçer, yeni hayata alışmak zorludur ama bu kadar değil.
Destek alın, acil destek alın.
 
Back