Anne Olduğuma Çok Pişmanım

Lohusa depresyonu. 6 ay 1 sene içinde geçer.
Ben anne olmayı çok seviyorum, yavrumu da Allahın bir hediyesi olarak görüyorum. Bütün bunlara rağmen eski hayatımı özlüyorum, yoruluyorum, şikayetleniyorum, söyleniyorum. Sanki anne olunca yorulup şikayet etmeye, eski bağımsız günlerimizi özlemeye hakkımız yokmuş gibi bir algı var. Asıl yanlış bu. Bir bebekle, sana bağımlı bir canlıyla ilgilenmek zor ve yorucu, en azından bunu dile getirmek kimseyi kötü anne yapmaz. Bence siz kendinizi fazlaca suçluyorsunuz. Suçlanacak bir şey yok. Hepimiz yorgunuz, bitkiniz, arada "ulan şu çocuğu 2 saat stand by a alabilsek keşke" diyoruz. Doğumdan önce gül bahcesi bekliyordunuz sanırım ama o bahce dikenli de bir bahçe. Kendinizi suçlamayın. Annelikle birlikte gelen bu olumsuz duyguları da kabul ederseniz süreci daha rahat atlatırsınız.
Imza: Çocuğunu KİMSESİZ gibi tek başına büyüten bir anne
 
Öncelikle anne değilim fakat birkaç şey söylemek istedim belki yardımı dokunur.

Hayatınızdaki bir dönüm noktası bu, anne olmuşsunuz, sorumluluğunuz altında bir insan var. Zorlanmanız normal, öfkenizi de içsel hesaplaşmanıza yani bebeğinize karşı hissettiğiniz duygulara ve buna karşılık kendinize kızmanıza bağlıyorum. Değişiklikler her zaman korkutur, özellikle böyle bir değişiklik yıpratabilir bile ancak bunu kabullenmek ve yaşam stilinizi ona göre değiştirmek en iyisi olacaktır kanımca. Psikolojik destek almaya bu düşünceleriniz değişene kadar devam etmelisiniz, 'bir faydası olmadı' diyerek kısa sürede sonuç alamayınca bırakmamanız lazım çünkü psikolojik desteklerde temelden sorun çözülmeye çalışılır ve bu zaman alabilir.

Kendinize her daim bunun geçici ve normal bir süreç olduğunu, zamanla geçeceğini hatırlatmaya çalışın elinizden geldiğince. Bu durumunuzu sakin bir şekilde bu süreçte size destek olabilecek, süreci daha kolay atlatmanıza yardım edecek ve sizi anlayan birileriyle paylaşmanız da iyi gelebilir. Yaşadıklarınız normal, hayatınız değişti, siz değiştiniz ve eski yaşam stiliniz olmayacak. Bunlar kötü şeyler değil, hayatta her daim değişiyoruz. Bu değişimler evlat sahibi olmak gibi köklü ve büyük de oluyor, küçük de oluyor ama hiç kimse değişim yaşamadan hayatını sürdürmüyor. Değişim hayatın bir parçası ve hayatta olduğumuzun bir kanıtı. Tek yapmanız gereken değişimi iyi ve kötü yanlarıyla kabul etmek. Bu sürecin geçici olduğunu ve özellikle yalnız olmadığınızı bilmeniz çok önemli.

Zaman buldukça kendinize zaman ayırın, bir bölüm dizi izlemek olur, kahvenizi alıp kitap okumak olur artık hangisi size iyi geliyorsa. Kafanızı bu düşüncelerle doldurdukça öfkeniz ve bıkkınlığınız çoğalabilir. Psikolojik destek almaya devam edin, kendinizi dinleyin, analiz edin. Bebeğinize bakmak yorucu, bıktırıcı olsa da kendinizi daha olumlu yanlardan bakmaya zorlayın ama negatif duygularınızı da hapsetmeyin tamamen, ileride daha kötü patlamaması için.

Unutmayın ki her şey gibi bu da geçici. Bu dönüm noktaları, değişimler korkutur, insanız sonuçta ama yaşadığınız deneyim yani annelik olumsuz yanları da olmakla beraber güzel bir duygu. Eminim değişime alıştığınızda ve kabullendiğinizde siz de daha berrak bir bakış açısıyla bakıp hem olumlu hem olumsuz yanları kabul ederek anneliğin tadını çıkarmaya başlayacaksınız.

En kısa sürede daha iyi hissetmenizi umuyorum, bebeğinize ve size güzel, sağlıklı bir ömür diliyorum.
 
Allahın size verdiği bir cana bir mucizeye böyle hissetmeniz normal değil yardım alın bak ben çocuk istiyorum olmadı henüz çok istiyorum Allah sana nasip etmiş ne güzel böyle düşünmen beni çok üzdü gerçekten keşke diyorum bazen olsa gözünün içine bakarım tabiki allahım en güzel nasip eylesin
Sınanmadığımız şeyler için konuşmasak keşke...
 
Sınanmadığımız şeyler için konuşmasak keşke...
Ay valla tuafsınız hepiniz ya siz görmüyorsunuz tvdeki olayları bazı anneler o stres bunalımda neler yapıyor böyle tedavi alması lazım demek köy değil hakkımı helal etmiyorum ben kötü bi yorumda yapmadım tedavi ol dedim sanki ben kadına dedim sen nasıl annesin vs dedim yeter ya ramazan ramazan cevap vermeyin lütfen benim yazdığım ortada ne yazmışım oraya tedavi olun Kocaman tedavi olmasa psikolojisi daha çok ilerlese ne olur bakın bi haberlere siz
 
Lohusa depresyonu mu başka bisey mi bilemem.Başkası için yapılmış çocuk sonradan da sevilmez,bir kaç ay sonra bu olumsuzluklar geçer bebek büyüdükçe daha kolay oluyor ama sizdeki durum değişmeyecek ne acı.O çocuk sizi koşulsuz sevecek.Bu düşüncelerinizin olumsuz yansıması olsa da suçu kendisinde arayacak,kendini sevmeyecek ama annem diye yine size sarılacak kendisini sevdirmeye çalışacak.Haksızlık bence.Bazen diyorum anne baba olmayı hak etmeyenler sırf çevre faktörleri veya başka şeyler yüzünden o çocukları kendileri ile yaşamaya mecbur görecek.Sevgi de şefkat sabır da gösterebilecek bir çok aile varken yazık.
Valla etimle kemiğimle çok doğru diyorsunuz insanlar beğenmedim diye iadede bırakıyor hep diyorum istemeyen yapmasın sevgisiz çocuk büyümez önce bunlar aşılmalı yada velhasıl düşünemedik başımıza geldi ozaman işte gerçekten o çocuğu isteyip istemediğimizi sorgulamak lazım yemin ederim çok doğru yazmışşınız bende bundan bahsettim mucize ya o ona verilmiş armağan ve kendisi istemiş
 
Valla etimle kemiğimle çok doğru diyorsunuz insanlar beğenmedim diye iadede bırakıyor hep diyorum istemeyen yapmasın sevgisiz çocuk büyümez önce bunlar aşılmalı yada velhasıl düşünemedik başımıza geldi ozaman işte gerçekten o çocuğu isteyip istemediğimizi sorgulamak lazım yemin ederim çok doğru yazmışşınız bende bundan bahsettim mucize ya o ona verilmiş armağan ve kendisi istemiş
Hanımefendi bu bir süreç. Herkes mucize diye o an sevgi kelebeği olamaz. O la maz! Hemen mucize diye sevemez neden algılayamıyorsunuz bunu!!
Sonradan seven bağ kuran insanlar da var. Bu kadın da bir sene sonra çok sevip çok ilgili bir anne olacak muhtemelen.
Hormonal dalgalanmalar, uykusuzluk yorgunluk, meme yaraları, meme ağrıları eşliğinde insan böyle hissedebiliyor.
Sonrasında her şey düzeliyor anne de anne olduğunu anlayıp sevmeye başlıyor.
Bir süreç bu. Herkes aynı yaşamıyor.
Daha 2-3 aylık bir anneye hemen “kötü anne istemeyen yapmasın” yargısına varamazsınız.
Bir süre sonra bu kadın da sevecek iyi bit anne olacak. Bazen de bir süre sonra böyle oluyor ve bu da normal
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Lohusa depresyonuna girip çıkamamışsınız. Her annenin hayatı değişiyor. Önceden sıradan gelen şeyler anne olduktan sonra lüks haline geliyor. Tuvalete gitmek, yemek yemek, uyumak… bunlar çok büyük lüks. Çocuk sahibi olmayı eşiniz için istemeniz bence sorunun temeli. Siz zaten çocuk istememişsiniz bu bilinçle veya bilinçsizlikle geçen hamilelik süreci anne karnında bebeği olumsuz etkilemiştir. Her anne zaman zaman kendine ait bir saat ister, anne olmak eski kişiliğinizi mezara koymak, kahveyi soğuk, sodayı sıcak içmek, tek elle her şeyi yapacak kadar gergin bir şey. Depresyonunuzu umarım yenebilirsiniz. Ama bebeğiniz doğmayı seçmedi siz onu doğurmayı seçtiniz en azından musibet olarak görmemeye çalışırsanız biraz sevebilirsiniz.
 
Valla etimle kemiğimle çok doğru diyorsunuz insanlar beğenmedim diye iadede bırakıyor hep diyorum istemeyen yapmasın sevgisiz çocuk büyümez önce bunlar aşılmalı yada velhasıl düşünemedik başımıza geldi ozaman işte gerçekten o çocuğu isteyip istemediğimizi sorgulamak lazım yemin ederim çok doğru yazmışşınız bende bundan bahsettim mucize ya o ona verilmiş armağan ve kendisi istemiş
çok isteyerek çocuk sahibi oldum. esimde varikosel, bence pcos vardır. bir yıl boyunca uğraştık. sürekli hastanelere gittik, ilaçlar kullandık vs. hatta son zamanlarda artık o kadar stres oluşturdu ki bu durum evliliğimi bile etkilemeye başladı. tüm evliliğim çocuk üzerine kurulmuş gibi hissettirdim esime. vs vs bi dünya sey yasandı. bu sitedeki çoğu arkadas da o zamanlarımı bilir. her belirtide acaba mı? diye heyecanlandık burda birlikte. ilk gebelik haberimi bile esimden sonra burda paylaştım. gebeliğim boyunca sürekli bebeğime şarkılar söyledim sevdim. geleceği gün için heyecanlandığıö kadar hiçbir sey için heyecanlanmamışımdır.

ama bebeğim doğdu, ebe kucağıma vermek istedi ben istemedim. ebe yine de verdi. esimi gördüğüm ilk an “al şunu, ağrım var” dedim. cocugu benimseyemedim. ilk gece emzirmek dısında elimi bile sürmedim bebeğe. ikinci günden itibaren bebeğimin cok siddetli gaz sancıları başladı. zaten sarılığı da vardı. defalarca “keşke bebeğim olmasaydı da biraz uyuyabilseydim” diye ağladım. cevre stresi, kücück bir canın tüm her seyiyle size bağımlı olması, yetememe korkusu, kendi yasadığınız fiziksel değişim bunlar az buz şeyler değil. doğurmadan önce ben de böyle hissedeceğimi asla düsünmezdim ama oldu.. o yüzden bilmediğiniz, tecrübe etmediğiniz konu hakkında böyle kırıcı yorumlar yapmayın bence. Allah’ım kimseye yasatmasın dilerim ama yasayanları da biraz anlamaya calisin
 
En mükemmel annelere bir de çocuğu olmayanlar eklenmiş. Onlar da taşlamaya koşmuşlar. Kaç yorumunda zaten tedavi görüyorum, psikolojik yardım alıyorum yazıyor, okumuyor musunuz? Gebeliğe çocuğa bebeğe niye mucize deniyor anlamıyorum. Erkek ve dişi korunmasız çiftleşince gebelik oluyor, yani dağları yerinden oynatmıyorsun. Hiç doğurmamış ama doğuranı eleştiren kadınlara göğüs ağrısı göğüs yarası nasıl anlatılır acaba. Bebek öyle kuvvetli çekiyor ki ağlıyorsun acıdan ama her seferende de emziriyorsun. Uyku arası derinlerden bir ses ağlama geliyor, benimki değildir ben daha şimdi emzirdim diyorsun, zaman kavramını yitiriyorsun. Beynin kalk diyor ama vücudun kıpırdayamıyor yerinden, gözünü açamıyorsun. Aldığın cici bici kıyafetler, patikler elbiseler gözüne hiç güzel görünmüyor hatta yeter ki uyusun diye kusmuklu giysiyi bile değiştirmiyorsun.

Tüm bunlara rağmen ikinci çocuğu da yapıyorsun niye? çünkü geçiyor. Çünkü bebek büyüyor ele avuca geliyor, uyku beslenme saatleri belli bir ritme giriyor. En azından önceden kestirebiliyorsun. Alışıyorsun bebekle yaşamaya. Kreşe veya oyun grubuna gidiyor, anne dışında bir sisteme dahil oluyor.

Daha kırkı çıkmamış kadına saldırmayı bırakın artık. Bugün haberlerde gördüm. Kadın 1 hafta önce doğum yapmış ama araba kullanırken bariyerlere çarpmış. Yanında kocası arkada bebeği. Karı koca ölmüşler 1 haftalık bebek tedavi görüyor. Evet niye arabayı eşi değil o kullanmış, niye lohusayken uzun yola gitmişler, niye bariyerlere yaklaşırken yavaşlamamış tam tersi son sürat dalmış. Ya uykusuzdu perişandı, kocasının ehliyeti yoktu, ya da kadın bilerek yaptı, sen araba sürme dediler dinlemedi... Lohusa sendromu çıksa altından hiç şaşırmam.
 
Benim kızımda kolikti ve evet hiç susmaz uyumazdi,bende çareyi önce yardımcı bularak çözdüm sonrasında annemin yanına gittim.Hatta eşim yurtdisindaydi buyuzden ekstra zorlandım ama geçiyor gazı,ağlamaları.Lohusa depresyonu denen bir gerçek var evet zamanla kendine geliyor insan fakat bebeğine duyduğun sevgi ile sabırla geçiyor çünkü büyüdükçe de başka şeyler çıkıyor sorun bebeğin büyürken sizinde ona sabırla sevgiyle yaklasabilmeniz.Bencede yardım almalısınız ve unutmamalısınız eski hayatınızı hep hatırlayacaksınız ve bebeğiniz ile geçirdiğiniz zamanlar hepsini geride bıraktıracak.
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Söylediğiniz pek çok şeyi kalpten anladım. Ben de bugün 1 buçuk yıl sonra dışarıda tek başıma bu kadar uzun vakit geçirdim ve eve geldiğimde yüzüm gözüm ışıl ışıldı. Desteksiz büyütüyorum ama şimdiki aklım olsa hiç kendimi bu kadar yıpratmazdım, o yüzden annenizde mutlu iseniz orada kalın. Büyüyünce elbette endişeler geçmiyor, sorumluluklar kat kat artıyor ama çocuğunuz sizinle iletişime geçtiği andan sonra ilişkiniz değişiyor, daha eğlenceli, daha keyifli oluyor. Tabiri caizse o zaman tanışıyorsunuz bebeğinizle. Şu anda sadece emzir uyut temizle gaz çıkar, emzir uyut temizle gaz çıkar çok yorucu ve yıpratıcı. Sizinle bunlar dışında hiç bir bağı yok, çok sıkıcı. Ne zaman ki sizi görmeye, sizinle iletişin kurmaya başlıyor, o zaman işler tatlı hale geliyor. Ben de eski hayatımı çok özlemiştim ama bebek biraz ele gelecek kıvama geldikten sonra, mesela 5. Ay sonrası, zaman su gibi akıp geçiyor. Hatta bebekliğini özler oluyorsunuz.

Hasta da değilsiniz, kötü anne de değilsiniz, anne olan yeni size alışmaya çalışıyorsunuz, eski sizin yasını tutuyorsunuz, bunlar çok ağır şeyler. Annelik de çok zor, sonsuz bir kalp ağrısı hali. Siz alabildiğiniz kadar destek almaya devan edin, kendinize zaman verin ve yüklenmeyin.
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Lohusalık sendromu canım :( inançlıysan eğer namaz kıl kuran dinle bak nasıl iyi olucaksın sana bu kötü düşünceleri fısıldayan şeytan seninle oynuyor onu duymamak için kuran dinle sürekli besmele çek bak nasıl mutlu olucaksın ♥️
 
Valla etimle kemiğimle çok doğru diyorsunuz insanlar beğenmedim diye iadede bırakıyor hep diyorum istemeyen yapmasın sevgisiz çocuk büyümez önce bunlar aşılmalı yada velhasıl düşünemedik başımıza geldi ozaman işte gerçekten o çocuğu isteyip istemediğimizi sorgulamak lazım yemin ederim çok doğru yazmışşınız bende bundan bahsettim mucize ya o ona verilmiş armağan ve kendisi istemiş
Çok yönlü etkileri var bu durumun çocuklar üzerinde.Beğenmeyen katılmayan arkadaşlar var ama başıma geldi,hissediyorum biliyorum.Önce annesi tarafından terk edilmiş,babası ve diğer aile bireyleri tarafından sahiplenmemiş 5 çocuktan birine koruyucu aile olmak istemiştim.5 yaşında kız çocuğu.Asla sevildiğini istendiğini hissedemedi adapte olamadı.Bir annenin boşluğu tüm hayatına mal oldu.Konu sahibi iyi durumda olmayabilir,sağlıklı düşünemeyebilir ama kelimelere dökülmemeli ya.Geçici bir süreç belki.Bunda çocuğun ne günahı var.Bile isteye mı ağlıyor,anneye sıkıntı vermek için kasıtlı mı yapıyor hayır.
 
Çok yönlü etkileri var bu durumun çocuklar üzerinde.Beğenmeyen katılmayan arkadaşlar var ama başıma geldi,hissediyorum biliyorum.Önce annesi tarafından terk edilmiş,babası ve diğer aile bireyleri tarafından sahiplenmemiş 5 çocuktan birine koruyucu aile olmak istemiştim.5 yaşında kız çocuğu.Asla sevildiğini istendiğini hissedemedi adapte olamadı.Bir annenin boşluğu tüm hayatına mal oldu.Konu sahibi iyi durumda olmayabilir,sağlıklı düşünemeyebilir ama kelimelere dökülmemeli ya.Geçici bir süreç belki.Bunda çocuğun ne günahı var.Bile isteye mı ağlıyor,anneye sıkıntı vermek için kasıtlı mı yapıyor hayır.
Siz iyi misiniz ya? Verdiğiniz örneğin bu konu sahibiyle ne ilgisi var acaba? Kadın lohusa depresyonuna girmiş, her şeyin farkında, çözüm odaklı, yardım istiyor. Bebeğini sevmiyor, istemiyor, kötü davranıyor, terketmiş falan değil yani.
 
Çok yönlü etkileri var bu durumun çocuklar üzerinde.Beğenmeyen katılmayan arkadaşlar var ama başıma geldi,hissediyorum biliyorum.Önce annesi tarafından terk edilmiş,babası ve diğer aile bireyleri tarafından sahiplenmemiş 5 çocuktan birine koruyucu aile olmak istemiştim.5 yaşında kız çocuğu.Asla sevildiğini istendiğini hissedemedi adapte olamadı.Bir annenin boşluğu tüm hayatına mal oldu.Konu sahibi iyi durumda olmayabilir,sağlıklı düşünemeyebilir ama kelimelere dökülmemeli ya.Geçici bir süreç belki.Bunda çocuğun ne günahı var.Bile isteye mı ağlıyor,anneye sıkıntı vermek için kasıtlı mı yapıyor hayır.
Bakın hemen sizede çakışmışlar boşverinnn anlamazlar
 
Postunda hemen gelebilecek olumsuz elestirilere karsi gardini almayi bilen biri depresyon sebepli musibet rahatima duskunum tarzi ifsdeler kullaniyor degisik. Samimiyetsiz rahata alismis birinin serzenisleri bunlar. Insallah bebegin kaderi bahti guzel olur da senden etkilenmeden hayirli bir sekilde buyur
 
Bakın hemen sizede çakışmışlar boşverinnn anlamazlar
Bu kadar çocuk sahibi olmuş üyenin bildikleri var değil mi? Tecrübeleri, yaşadıkları yaşayamadıkları, hemen hemen herkes aynı şeyi anlatmış. Asıl siz anlamazsınız çünkü deneyiminiz tecrübeniz yok. Ben çocuk doğurmadım, bilmediğim yaşamadığım bir şey üzerinden kimseye ahkam kesmeyeyim deyip kenara çekilmeyin, polemiğe tribe devam edin. Annesi tarafından terk edilen çocukla, doğum nedeniyle hayatı %100 değişen lohusanın yaşadıklarını bir tutuyorsunuz. İkisinin de ne olduğunu bilmiyorsunuz, fikriniz bile yok. Daha kırkı çıkmamış gözü yeni açılmış ama net göremeyen, annesini kokusundan tanıyan bir bebek var burada. Kadın terk edeyim, sosyal hizmetlere vereyim, atayım annemin başına diyor sanki.

Anlarız, hem de çok iyi anlarız. Kanlı canlı, elimizde kucağımızda tuttuğumuzun bir parçamız olduğunun farkındayız. Yine o parçamızın hayatımıza girmesiyle her şeyimizin değiştiğinin de farkındayız. Hatta duş alırken tuvalete giderken bile kısıtlandık, saatli vakitli uyuyup uyanamadığımız için sinir sistemimiz çöktü. Ben de bu anlarda kızıma neler söyledim, yalvardım bile sussun diye, susmayınca ben de ağladım. Bu beni kötü anne yapmadı, attığım her adımı gittiğim her yolu çocuğumu düşünerek yürüdüm. Dünyayı yakarım çocuğum için şimdi. Ha bu durum yıllarca yaşanıyor sanmayın. Kızım 25 aylıkken diğeri doğdu. Demek ki alışıyoruz katlanabiliyoruz dayanabiliyoruz. Daha tecrübeli olduğumuz için ikinci çocukla daha rahat başa çıkabiliyoruz.

İnşallah siz de en kısa zamanda anne olup çocuğunuzu kucağınıza alın ama ondan önce empati ve merhamet duyguları yükleyin kendinize.
 
Ben zaten evlat sınanıyorum Allah sizleri sınamasın evlatlarınızla
İnşallah bebeğinize kavuşursunuz ama burdaki durumun farklı olduğunu neden anlamıyorsunuz?

O hormonlar, uykusuzluk, hiç durmayan ağlama, yanında olmayan eş neler yapar adama bilmiyorsunuz. Neden bilmediğiniz bir durum hakkında büyük büyük konuşuyorsunuz? Aşkla geldi bana. Gördüm ama gelmeyeni. Okuyun, izleyin, öğrenin ya. Kadın ne kadar zor durumda kimbilir ki burda yazıyor bunları. Siz de neyle sınanacağınızı bilmiyorsunuz henüz.

Burda bir konu vardı, tüp bebekle uzun süre uğraşıp çok isteyerek bebek sahibi olan birinin. Yorumunu hatırlıyorum gerekirse rahmimi aldırırım, bir daha asla demişti. Kimdi hatırlamıyorum ama bundan iyi örnek yok bence size. Bilemezsiniz ne olacağını. Büyük büyük konuşmayın.
 
Back
X