2011 Temmuz Anneleri Paylaşım Alanı




ben de normal dogum konusunda hemfıkırım,rabbim kolay dogumlar nasıp etsin inşş.
 
kızlar ben de naçizane fikrimi söylemek istiyorum.
şimdiii..öncelikle belirteyim bizimki tüp bebek hem zorlu süreçler geçirdik hem de normal yolla olması tıbben çoook zor,bu yüzden özellikle kayınvalidem sezeryan olmamı istiyor bebeğe bişey olur diye,annem de bana bişey olur diye ve nasıl anlıyorsa senin çatın dar diyor :)) sezeryan yap.
fakat ben normal doğum yapmayı okadar çok istiyorum ki doktor ya sezeryan derse ne yaparım diye düşünüyorum,çünkü o anı doyasıya yaşamak istiyorum epidural bile istemiyorum,yok acı çekmekten zevk almıyorum ama bu acıyı bile bidaha yaşayamayabilirim diyorum,benim de bir doğum hikayem olsun,bebeğimin sesiyle ağrıları unutma hissi denileni ben de yaşıyım,onu ilk önce ben göriyim.bunlar duygusal yönleri,birde bu işin bence mantıklı olan yönleri var;sezeryan bir ameliyat,herşey normalken ameliyat olunur mu derim,bebeğin zamanında kendisinin gelmesi varken doktorun onu ordan çıkarması da bence yanlıştır yani anne ve bebek için normal yöntem en sağlıklısıdır kanati acizanemce..
 
Son düzenleme:




çok güzel yazmışsın cnm tşkrlerr


biraz düşünmeye ihtiyacım var sanırımm


:44:





doğru ama insan kararsız kalıyor işte
 

Tebriklerrrr
Doğum hikayeni sabırsızlzıkla bekliyorum canım. Çok sevindim
 
Merhaba güzel anneler hep böyle göreyim sizi, maaşallah sayfaları doldurmuşsunuz oku oku bitiremedim.10 dk kestireyim diye uzanmıştım 2 saat uyumuşum.

doğursam da saçımı boyatsam artıkk

34. hafta kontrolümde beni fena halde beyazlamış halde gören doktorum ben daha hiç sormadan -ne kadar kötü görünüyorsa artık-saçlarını boyatabilirsin dedi.Daha önce de söylemişti aslında 5. aydan sonra boyatabilirsin diye ama ben yine de korkmuştum.organik boyalarla olursa daha iyi olur diye de ekledi.Kuaförüm de bu konuda titiz çıktı bana netten filan gösterdi bitkisel boya olduğunu.Tierra diye bir marka kullandı.Ne kadar doğru bilemiyorum tabi bazıları da bitkisel boyalar da kimyasal madde içeriyor diyor günahları boynuna.Ama ben sonuç olarak saçımın siyah halini baya özlemişim.
 
son haftalar yaklaşmaya başladıkça herkesi bi telaş almış kızlar..
benimde ilk hamileliği ve 39.haftamdayım.. şimdilik herşey normal ve doktoroumun dediğine görede normal doğum olacak..
zaten bende sezeryan taraftarı değilim. çok zorunlu bir durum olmaz ise eğer..
ben ilk günden beri nenelerimiz tarla bağ bahçede nasıl doğurmuş kalkmış bide işine devam etmiş dedim kendi kendime ve
halende öyle demekteyim..
sezeryan denilen olay inanın keyfi istenecek bişi değil..
kuzenim oldu bebeğini doğurduğunu anlamadı 1,5 saat sonra görebildi.. emziremedi. ağrısı sızısı hep birilerinin yardımıyla bebeği ile ilgilenmek durumunda kaldı.
rabbim hepimize hayırlı doğumlar nasip etsin.. adı üstünde normal doğum.. anormal olan sezeryan..
size rabbimden hayırlısını isteyin kızlar..
ve birbirimiz için dua edelim bolbol..
iyi akşamlar...
 
aminn canımm inşallahh bekliyoruz canım normal mi sezeryan mı olmuştu tekrar hayrlı olsun

canım benim çok teşekkürler benim bebeğim ters durduğu için mecburen sezeryan olmak zorunda kalmıştım aslında normal istiyordum ama spinal sezeryan oldum.


Tebriklerrrr
Doğum hikayeni sabırsızlzıkla bekliyorum canım. Çok sevindim

inşallah en kısa zamanda yazıcam tatlım şu giden gelen olayı bitsin de:))))))
 
Kızlar doktora gittim moralim bayağı düzeldi bebeğim çok güzel poz verdi yüzünü gördüm sounda
tombik yanaklı köfte dudaklı çok tatı gordum zaten ben başladım ağlamaya çok mutlu oldum...Ben 2 kilo vermişim ama bebeğim almış 3600gr boyu da 50cm kzımın 5 TEMMUZ ÖĞLEN 1 DE hAStanede olacağım doğum yapacağım çok heyecanlı ve mutluyum...........
 

Maaşallah bebeğine tombiş tombiş ele gelir hemen ..Bak Allah bir yerden üzüyor bir yerden sevindiriyor senin adına çok sevindim...İnşallah bebişinle çok günler seni bekliyor..çok az kalmış kavuşmana.hangi hastanede doğum yapacaksın bi de normal mi olacaksın sezeryan mı?Kusura bakma ama merak ettim canım sezeryan olursan yanında duracak biri var mı?
 
Gözdecim kusura bakma cevabını bekleyemiyorum arkadaşlar gelmiş çıkmam lazım gelince bakarım mesajına sen yaz....
 

Evet ultrasonda b kadar mutlu olduysam kucağımda herşeyi unuturum heralde...Telefonumu kapadım kafam rahat...Türkiye hastanesinde doğum yapacağım ona da haber vermeyeceğim....
 

bende senin gibi düşünüyorum cnm aslında normal dogumun bebege yasama katkısı daha cok hem daha dirayetli oluyorlar hemde mücadeleci oluyorlar anne ile bagını bebek normal dogumda daha cok benimsiyor hayata karsıda ... bende 5 gün sancının sonunda kızımı dogurdum ve ikinciyide gene aksilik olmaıdıg sürece normal istiyorum... sadece normal doguma kendinizi adapte edin ben sancıyı cekemem beni sezeryana alın demeyin en rahat dogum şekli... normal olann tabi herkesin gene kendi düşüncesi.....
 
HAziran annelerinden biri paylaşmış ezberlemek lazım...
Emziren anneelere :)

Anne sütü - kalitesi ve miktarı

Doktorlar ilk 6 ay bebeği sadece anne sütüyle beslemeyi öneriyorlar. Ama her anne bebeğim yeteri kadar süt emiyor mu? Karnı doyuyor mu? Yeteri kadar kilo alıyor mu? Hangi sıklıkla bebeği emzirmeliyim? Diye düşünmeden edemiyor.


Aslında bütün bu soruların cevapları çok basit.

Bizim bazı öneriler

Bebeğin yeteri kadar süt içip içmediğinin kontrolü

Eğer bebeğin içtiği süt miktarının yeterli olup olmadığına dair bir şüpheniz varsa hemen bu testi yapabilirsiniz. Normal emen bebekler günde yaklaşık 10-24 kez altlarını ıslatırlar. Eğer sizin bebeğiniz bu sıklıkta altını ıslatıyorsa normal miktarda süt emiyor demektir. Eğer bebeğiniz günde ortalama 10 kez den daha az miktarda altını ıslatıyorsa yeteri kadar süt emmiyor demektir.

Bebeğin altını kaç kez ıslattığını doğru tespit edebilmek için bebeğin bezi sürekli olarak kontrol edilmelidir, hatta en iyisi bebeğin altı 1 gün açık tutulup bir hasta bezine yatırılmalı ve altını kaç defa ıslattığı doğru olarak tespit edilmelidir.

Bu test 1 haftadan büyük bebeklere uygulanabilir, daha yeni doğan bir haftadan küçük bebeklerin böbrekleri tam gelişmemiş olduğundan en çok 10 kez altını ıslatırlar.



Eğer bebeğiniz az sayıda altını ıslatıyorsa emzirme sırasında problem var. Aslında annelerin sütünün az olması çok ender rastlanan bir durumdur. Bebeğin az süt emmesi sütün az olmasından değil doğru emme tekniğiyle emzirilemediğinden kaynaklanır. Bebek yanlış bir şekilde emzirildiğinden yeteri kadar süt içemez, halsiz düşer ve emmeye devam etmek için enerjisi kalmaz ve uyur.





Kakanın kalitesi ve miktarı.Sadece anne sütü içen bebeklerin değişik renk, miktar ve sürede kaka yapması normal karşılanmalıdır. Bunun sebebi anne sütünün içinde sindirim için gerekli bütün enzimlerin bulunmasıdır. Bebek bu sebepten dolayı içtiği sütün bir kısmını ve hatta tümünü bile sindirebilir. Dolayısıyla bebeklerin günde birkaç seferden tutunda haftada bir sefere kadar kaka yapmasını - bebeğin kendisi rahatsız olmuyorsa - normal karşılamak gerekir. Sindirmedeki farklılıklardan dolayı genelde kaka miktarı ile bebeğin içtiği anne sütü miktarı arasında bir ilişki yoktur.



anne sütünün kalitesi
anne sütü her zaman aynı kimyasal özelliklere sahip değildir, bebeğin yaşına ve ihtiyacına göre anne sütü de değişim gösterir.



Sarı Süt (İlk süt)
Doğumdan sonraki ilk 3-5 gün annelerin göğsünden aslında normal süt değil Sarı Süt gelir. Çünkü bebeğin mide ve böbrekleri daha gelişmemiştir ve bu organlara aşırı yüklenmemesi için bebek sadece Sarı Süt içmelidir.

Sarı sütün içinde hastalıklara karşı koruyan antijenler de bulunur. Bu ilk 3-5 gün süt az geliyor diye bebeğe mama veya su vermek vücudun henüz gelişmemiş organlarına aşırı yükleme yapacağından çok zararlıdır.

Ayrıca anne sütü bebeğin vücudunun hem fiziksel gelişimini sağlar hem de beyin gelişimini sağlar. Buna karşılık mama bebeklerde vücudun fiziksel gelişimi sağladığı halde beyin gelişiminde anne sütü kadar faydalı olmaz.



Olgun Süt (Normal anne sütü)
Bebek doğduktan 5 gün sonra annelerin göğsünden artık normal anne sütü gelir ve bebeğin organları da yeteri kadar gelişmiş ve bu sütü sindirmeye hazırdır.

Ama anne sütü her zaman aynı değildir, süt bebek ilk emdiğinde daha sıvıdır, su gibidir yani daha çok laktoz (süt şekeri) içerir. Daha sonra ise daha yoğun bir hal alır yani az laktoz içerir.

Onun için bebeği emzirdiğimiz göğüsleri belli bir ritimle değiştirmek çok önemlidir. Yeni doğan bebekler için bu ritim yaklaşık 2 saat de bir, 2-3 aydan sonra ise 3 saat de bir göğüs değiştirilmelidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus bebeğin her 2 saat de bir kere emzirilmesi değildir. Bebek 2 saatlik sure içinde 3-4 sefer emebilir ama önemli olan bu 2 saatlik süre içinde hep aynı göğüsten emzirilmelidir. Her 2 saat de bir göğüs değiştirilmelidir.

Aksi halde eğer göğüs çok sık değiştirilirse bebek devamlı daha şekerli ve az yağlı olan ilk sütü içer, bu sütle tam olarak doymaz ve laktoz fazla olduğundan hem gaz yapıp bebeği rahatsız eder hem de kakanın daha ekşi olmasına sebep olduğundan popoda pişik yapar.

Bu yüzden göğüsleri bu ritimle değiştirip bebeği doğru bir şekilde doyurmak gerekir.



İlk 6 aydan sonra anne sütünün özellikleri değişir, bebeğin karnını doyurduğu gibi yediği diğer besinleri de sindirmeye yarayan enzimlerde içermeye başlar. Bu yüzden bebeği ilk 6 aya kadar sadece anne sütüyle emzirmek gerekir. İlk 6 aydan sonra diğer besinlerde yavaş yavaş bebeğe verilmeye başlanır. Ama bebeğin yediği bu besinler kesinlikle anne sütünün yerini tutmaz sadece vücudu başka besinleri sindirmeye alıştırmak içindir. Dolayısıyla bu süre içinde bebeği aynı sıklıkla emzirmeye devam etmek gerekir.

Hatta bu dönemde bebeğin dişleri çıkmaya başladığından bebek daha çok emmek isteyebilir, çünkü bebek emerken diş ağrısından daha az rahatsız olur.

İlk 6 aydan sonra bebeğe diğer besinler ve yemekler verilirken annenin de aynı besinlerden ve yemeklerden yemesi gerekir. Çünkü annenin vücudu bu yemekleri sindirmek için gerekli enzimleri oluşturur. Bu enzimler anne sütüyle beraber bebeğe geçer. Bebek bu besinlere daha kolay alışır ve besinlere gösterebileceği alerji riski azalır.



Emzirmenin Doğal Bitiş Süreci
Bebek 2-2.5 yaşına geldikten sonra anne sütü gene değişikliğe uğrar ve yaklaşık olarak doğumdan hemen sonraki haline (Sarı Süt) döner. Bebek daha az emer ama bu süt bebeğin hem bağışıklık sisteminin gelişimi için çok gerekli hem de vücudun diğer sistemleri içinde çok faydalıdır. Ayrıca annenin göğsünde de değişiklikler olmaya başlar ve göğüs neredeyse doğumdan önceki haline döner, bütün bu süreç sonunda göğüs kanseri riski %30 azalır.



Çocuk 3 yaşına geldiğinde emme refleksi azalır ve çocuk yavaş yavaş emmeyi bırakır. Bu durumdan anne fiziksel olarak hiç bir rahatsızlık duymaz, göğüsler şişmez, süt kesilsin diye ilaç içmesi gerekmez ve annenin hormonlarında bir dengesizlik oluşmaz.

Bebek 3-4 yaşındayken doğal emzirme dönemi biter ve hem anne hem çocuk bundan bir rahatsızlık hissetmezler.



Sütün Miktarı
Doğumdan 3-5 gün sonra süt gelmeye başlar ve bu zamanda göğüsler şişebilir. Ama bu göğüslerin her zaman şişeceği anlamına gelmez. Çünkü vücut süt miktarını her zaman bebeğin ihtiyacına göre düzenler.

İlk 1 ay içinde vücut bu düzenlemeyi yapmaya çalıştığından göğüsler şişebilir ama en çok 3 ay sonra bu düzenleme tamamlanır ve daha fazla şişme olmaz.

Bu süreç sırasında karşılaşılan başlıca problemler şunlardır:

Anneler göğüs şişmeyince göğüste süt olmadığını düşünüp göğüs şişene kadar bekler ve ondan sonra bebeği emzirirler. Bu durumda vücut fazla süt yaptığı için göğüs şiştiğini ve aslında daha az süt yapması gerektiğini düşünüp, kendini buna göre organize eder ve aslında yanlış bir sinyal alır. Bu durumda yapılması gereken göğüsün şişip şişmediğine bakmazsızın bebek her istediğinde onu emzirmektir. Bu şekilde vücut normal ritmine daha hızlı kavuşur.

Bebeğin emme ritmi onun uyku ritmiyle doğrudan alakalıdır. Bebekler her zaman uyumadan önce emerler (emerken genelde uyumaya başlarlar), uyandıktan hemen sonra ve uyandıktan sonraki 1 saat içinde 2-3 kez bile emdikleri olabilir. Sabahları bebekler daha sık ve daha çok uyurlar, akşamları ise daha uzun bir sure uyanık kalabilirler (6 aya kadar en çok 2 saat) ve bu arada daha çok emerler. Bu arada göğüslerinizi daha boş hissedebilirsiniz ama bu göğüslerinizde süt olmadığı anlamına gelmez.

Yeteri kadar süt olup olmadığını göğüslerinizin şiş olup olmaması göstermez, bebeğin 1 gün içinde kaç defa altını ıslattığı gösterir.

Geceleyin bebeğin emmesi çok önemlidir çünkü vücudumuz bu emme miktarına bağlı olarak gündüz üretilecek süt miktarını belirleyen hormonu üretir. Geceleri bebek az süt emerse zaman içinde gündüz üretilen süt miktarı da azalır.

Bu yüzden süt miktarının belirlendiği zaman aralığı sabah 5 ile 8 arasıdır. Bu saat de bebek ne kadar çok emerse gündüz o kadar çok süt olur.



Gece emzirme ritmi:
Bütün bebekler hemen-hemen aynı ritimde geceleri emerler. Bizde aşağıda özetlediğimiz bu ritimde bebeğinizi emzirmenizi öneriyoruz.

Genelde bebek saat 21.00 de yatar, yatmadan önce emer.

Sonra 40 dk-1,5 saat sonra uyanır, emer ve geri uyur.

Sonra 23.00-24.00 arasında bir daha emer.

Sonra gecenin en uzun uykusunu uyur (6-9 aya kadar) ve saat 3-4 arası uyanır, emer ve geri uyur. Hatta bebeğiniz uyusa bile onu hafifçe uyandırıp emzirirseniz süt miktarında hiç bir zaman problem yaşamazsınız

Sonra genelde saat 5 de tekrar emer ve ondan sonra sabaha kadar her saat başı emer

Genelde saat 8 de kalkar.

Aslında mama yiyen bebekler bile bu saat de genetik olarak uyanır ve emmek isterler.



Bebeğinizi rahat emzirmek için onun yatağını (3 kenarı kapalı ve 1 kenarı açık olup sizin yatağınıza yapışık) kendi yatağınızın yanına koyabilir veya bebeği kendi yatağınızda yatırabilirsiniz.

Bebeğinizi geceleyin yatay pozisyonda emzirmeye alışırsanız 1-2 ay sonra o kadar rahat uyumaya başlayacaksınız ki onun geceleyin kaç defa uyandığını bile fark etmeyeceksiniz.



Gündüzleri bebeğiniz her istediği ve ağzını açtığı zaman bebeğinizi emzirmenizi öneriyoruz.

maalesef bu konularda tek bir doğru yok!! bakın başka bir doktor da ne diyor?

Süt için huzur, uyku ve su

Yanlış inanışlar hayatımızın her döneminde olduğu gibi annelikte de yaygın. Birçok anne, sütü artsın diye gereksiz yere tatlı ve komposto yiyerek kilo alıyor. Emzirme, anne sütü ve bebek bakımı konusunda sorularımızı yanıtlayan Dr. Kadir Tuğcu ise "Annenin sütü su içerek, uyuyarak ve yüksek moralle artıyor" diyor.

Annenin sütü olması için ne yapması gerekir?

ınsan memesi inek memesi yapısında değildir, bu nedenle uzun süreli süt biriktirmez. Çocuk emmeye başladığı anda süt yapılır. Nasıl gözyaşı ağladığımız zaman akıyorsa, yani bir yerde toplanmıyorsa süt de böyledir. Süt hücrelerinden anında süt yapılır ve bebek emdikçe de gelir. Süt olayı tamamen psikolojiktir.

kadının yerli yersiz üzüntülerle dolmamış olması gerekir. Niyet de önemli. Annenin bebeğini emzirmek istemesi önem taşır.

Birçok anne lohusalık döneminde komposto, bol şekerli meyve suları içerek veya tatlıyla süt miktarını artırmaya çalışıyor. Bu mümkün mü? Süt yapan yiyecek var mı?

Süt yapıcı gıda diye bir şey olmaz. Süt yapıcı diye annelere zorla içirdikleri veya yedirdikleri şeylere dikkat ederseniz, hepsi susama isteği uyandıran maddelerdir. anne bunları yiyince bol bol su içme arzusu hisseder. Bol bol su içince de süt miktarı artar.

Yani keramet helva, tatlı, soğan, pekmez veya kompostoda değil bunları yedikten sonra hararetten dolayı içtiği sudadır.


Küçük göğüs ve süt
'Küçük göğüslü kadının sütü olmaz' deniyor, doğru mu?

Bu da yalandır. Göğüsün büyüklüğü, memenin ucu veya şekliyle sütün akışı ve gelişi değişmez. Memesi küçük kadından gürül gürül süt gelebilir.

Sütün kalitesi yemeğe göre değişir mi? Et, karides, meyve, sebze yiyenle ekmek ve çorbayla beslenen anne arasında süt farkı olur mu?

Sütün kalitesi hiçbir zaman değişmez. ıyi beslenen anne ile kötü beslenen anne arasında süt kalitesi açısından fark olmaz. Ancak iyi beslenen anne kendisine fayda sağlar, kötü beslenen annenin zararı kendisinedir. Çünkü süt yapmak için belli miktarda mineral vücuttan alınır. Bu minarellerin vücutta az ya da çok olması, kalan miktarın anneye yetip yetmediği meselesine bakılmadan vücut aynı miktar minerali anneden süt için

alır. Yani zarar anneye olur.

Ancak sütün kalitesi aylara göre değişir. ılk aylarda gelen süt farklıdır, bir ay sonra, iki ay sonra, altı ay sonra gelen süt farklıdır. ışte bu nedenle mamaların da bir ay, iki ay, üç ay ve sonrası için farklı tipleri yapılmıştır.

Mesela prematüre doğum yapmış bir kadının sütü ancak prematüre bebeğe iyi gelir. Onların sütü normal doğum yapmış bir annenin sütünden çok farklıdır. Yoksa annenin yediği içtiği ile hiçbir ilgisi yoktur. Fakir kadının da zengin kadının da sütü aynıdır.

Gazın ilacı hareketAnnelerin diğer bir korkulu rüyası da gaz yapıcı gıdalar. Annenin yediği şeylerden gaz bebeğe geçer mi?

Gaz yapıcı gıdalar annenin bağırsağında gaz yapar. Hiçbir zaman annenin bağırsağında oluşan gaz, kana karışıp, kanla memeye gidip, memeden de çocuğa geçmez. Bu tamamıyla bir uydurmadır ve hurafedir.

Peki gaz neden olur?
Gaz, çocuğun sütü emerken yuttuğu havadır. Gazın az olması için memenin siyah kısmının olduğu gibi bebeğin ağzına girmesi gerekir. Biz yetişkinler de yemek yerken hava yutarız, ama biz hareket ettiğimiz için gazımızı rahat çıkarırız. Bebekler gazlarını hareket edemedikleri için çıkaramazlar.

Gaz çocuğun doğduğu gün değil, yaklaşık 20'inci günde başlar ve dördüncü, beşinci ayına kadar yani dönme hareketleri başladığı zaman da biter.

Eğer çocuğu çok kucağa alırsanız, hareket ettirirseniz çocukta gaz olmayacaktır. Ameliyat sonrası hastayı yataktan kaldırıp yürütmelerinin nedeni de işte budur. Hasta vücut hareket kazanınca gazı çıkar. Çünkü kişi kalıp gibi yatarsa gaz olacaktır.

Aynı şey çocukta da yaşanır. Gaz hadisesi kalıp gibi yatmaktan oluşur. Eski insanlar bunu salıncak ve beşikle çözümlemişler. Yani çocuğa hereket kazandırmışlar. Çocuğu kucağa alacaksınız, yürüyeceksiniz veya masaj yapacaksınız ki gazı çıksın.

Bir de halk arasında sıkça söylenen; 'Emziren kadın ayağını üşütürse sütü de üşür, gaz olur' sözü vardır...

Böyle bir şey yoktur. Bunlar tamamen hurafedir.

Peki gazı iyi çıkmayan çocuk ne yapar?

Gazı çıkmayan çocuk annesine üç tane haberci gönderir. Çok hıçkırık tutar, emerken karnından gurul gurul sesler gelir ve aşağıdan çok gaz çıkarır. Rahatsız olan bebek, ağlayarak annesinden intikamını alır.

Gazı önleyen ilaçlar var mı?
Midede bağırsakta oluşmuş havayı yok edecek bir ilaç yeryüzünde henüz bulunmamıştır. Bu iş için rezene ve benzeri pek çok otlar kullanılır. Bunların en büyük özelliği potasyum elementinden zengin olmalarıdır. Potasyum da bağırsak hareketlerini artırır. Bağırsak hareketleri artınca da çocuğun gazını alttan çıkarması kolay olur. Ama oraya gelene kadar gaz yine ağrısını ve sancısını çocuğa yapmış olur.

Nasıl gaz çıkarılır?
Çocuğun gazını çıkarmak için poposunun hemen üzerine belinin altına elle masaj yapmak ve rutin hareketlerle vurmak gerekir. Çocuğun canının acımaması için elin iç kısmının kullanılmaması, ele yay şekli verilerek içeride hava biriktirip yastık görevi yapılması önemlidir.

Bebek doydu mu?
Doyduğunu nasıl anlarsınız, ağlama açlık işareti mi?

Doyan çocuk, su içmesini sevmez, su verdiğiniz zaman iğrenir gibi yapacaktır ve içmeyecektir.

ıkincisi idrar sayısı günde dörtten fazla olacaktır. Üçüncüsü ise kakasının sarı hardal rengi ve cıvık olmasıdır. Bunlar varsa çocuk iyi besleniyor demektir.

Az yiyen çocuk kestane kestane, top top sert kakalar yapacaktır. Lüzumundan fazla yedirilirse de yeşil renkte kaka yapacaktır. Eskilerin dediği gibi yeşil kaka yapan çocuk, ayaklarını üşütmüş anlamına gelmez.

ıshal harici yeşil kaka yapan çocuk 'çok yemek yiyor' anlamına gelir. Bu durumda ishal sancısı gibi bir hazımsızlık sancısı oluşacak ve bebek ağlayacaktır. Bu durumu çözmek çok daha zordur. Çünkü gaz çıkarmak iyi gelmeyecektir

Emzirmenin süresi var mı?
Yeni doğan bir bebek genellikle bir memedeki sütün yarısını üç dakikada, diğer yarısını da yorulduğu için beş dakikada içer. Yani sekiz dakikada bir memedeki sütü bitirir. Diğer yarısına da 10 dakika dersek arada bir gaz çıkardıktan sonra ikinci memeye geçersek bu çocuk için yeterli.

Fakat zamanla anneler bir öğün bir göğüsten diğer öğün diğer göğüsten meme verebilir.

Ama bu herkes için geçerli değildir. anne ile bebeği arasında farklı zamanlamalar oluşabilir.

Kucağa alınan çocuk hep kucak ister mi?

Bu da eskilerden gelen bir hurafedir. Bebek kucağa tabii ki alınacaktır. Özellikle de ilk aylarda hem gaz sorunu hem bebeğin duygusal gelişimi açısından bebeğin buna ihtiyacı vardır.

Kucağa almanın alışkanlık yaratıcı hikâyesinin kökeni Osmanlılara kadar uzanır. Gelinle kaynana o dönemlerde aynı evi paylaşırdı. Gelin sürekli çocuğu kucağına alıp dolaşınca da işler kaynanaya kalırdı. ışte bu nedenle de, gelin çocuğu kucağına alıp işleri aksatmasın işler de kaynanaya kalmasın diye kaynanalar bu yalanı uydurdu! Bir de 'Çocuk sonra kucağa alışır' sözü eklenip olay süslenince bu yanlış kanı yıllar boyunca sürüp gitti.
 

haklısın canımda son kontrolde boyle giderse rahmi bile yırtar diyip korkuttu doktor beni
dediğin gibi olursa korkmak gereksiz....
bakalım yarınki doktor ne diyecek :44:


maşallah canım kızına , sağlıkla gelsin inşallah
 
Evet ultrasonda b kadar mutlu olduysam kucağımda herşeyi unuturum heralde...Telefonumu kapadım kafam rahat...Türkiye hastanesinde doğum yapacağım ona da haber vermeyeceğim....

En iyisini yapmışsın telefonunu kapatmakla bari şu durumda üzmesin seni faydası yok madem...Arkadaşların da varmış yanında olacak her şey yolunda gözüküyor o zaman bi bebişimiz kaldı desene..Sağlıkla gelsin inşallah annesine umut olsun..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…