Selamlar Kizlar,
"Ay ne sIkIci bir gün böyle"diyecegim, cok klasik olacak. Ama öyle iste...Doruk, öglen uykusunu cok sevgili babasinin, üsümesin diye sarip sarmalamasindan dolayi, asiri terledigi icin, neredeyse uyuyamadan kalktigindan, epeydir uyuyor. Gece mahfedecek beni eminim ama olsun. Yarin kardesim geliyor ve takmiyorum.
Epeyce iyilesti benim kücük sincabim. Bugün, 2 kase balik corbasi bile icti. Hic beklemiyordum oysa, nazlanacak saniyordum. Neyse, dilimi isirayimda, insallah böyle gider...
Dünde, disardaydik, eve epeyce gec geldik. Biz alis-verise diye, cok sevdigim bir sehir var bize yakin, oraya gittik. Orada da, ortacag panayiri gibi birsey kurmuslar, o zamanlarin yasantisina, kiyafetlerine, yemeklerine, oyuncaklarina öykünmüsler ve güzel birsey cikmis ortaya. Doruk, tüylü, yünlü hayvanlara bile bindi. Ama gelgelelim, fotograf cekemedim, Memet, aküsünü sarj etmis ve pilini takmayi unutmus makinenin. Onlar, orada baba ogul eglenirlerken, bende keyfimce alis-veris yaptim. Sonra gerisin geri eve.
Sabahta Doruga kahvalti yaptirirken, israrla telefon caldi. Neyse geldim, sanirim bizi merak etmislerdir dün arayip ulasamamislarsa diye. Baktim ki, esimin ailesi. Geri aradim, karsima görümcem cikti. Sabah sabah tüm keyfim kacti. Önce sesimi duyunca birkac sn konusmadi, sonra da, "Annem, merak etmis, dün ulasamamis" diye konuya girdi. Bende, "Iyiyiz, disardaydik" dedim. Ve "iyi öyleyse", diye küt diye daha lafim agzimdayken, telefonu kapadi. Sonra, Memet'e söyledim, "ne kadar kaba, az gelismis bir ablan var dedim sinirle". Olayi anlattim, "Hemen ara sicagi sicagina sorgula, tartisman gerekiyorsa tartis, sana böyle davranmaya hakki yok" dedi. Neyse birkac kere aradim, evde yoklardi. Zeytin toplamaya gidiyorlarmis. Aksam'da aramadim bir daha, babasi falan da evde olur, keyiflerini kacirmayayim diye. Ama esime söyledim, "Ablan, kesinlikle bu eve gelmeyecek, o gelirse ben Avusturya'ya giderim Doruk'la" diye. Evraklarini yollamayi düsünmüyor simdilik.
Bunun disinda, yillardir görüsmedigim bir arkadasimla sohbet ettik telefonda. Anladim ki, yillar ne cok seyi götürüyor insanda. Bir zamanlar, yedigimiz ictigimiz ayri gitmezdi, simdi belli bir mesafe girmis aramiza. Konusmanin ileri boyutlarinda bunu biraz astik ama insan anliyor ki, artik hic bir zaman eski ben olamayacagim...Ne cok benlikle yasiyoruz aslinda biz...Ne cok sey sigiyor bünyemize...Ve her gecen gün ne kadar cok eksiliyoruz yasamdan...
Ve kizlar...
Dün gece öykü yazim calismalarina basladim. Gece 02:00'ye kadar sürdü ama inanilmaz bir haz alarak yazdim. Kendime parmaklari acikta birakan mor bir eldiven aldim dün. Ilham versin diye. Mor rengini ben cok seviyorum ve birgün kendi evimiz olursa, mos mor olacak her yani sanirim...Eski öykülerimdende begendiklerim var. Onlarinda üzerinden birkac kere gecer, imla hatalarimi düzeltirim. Sonra da eleme yapar, yollarim. Ama öncelikle kendime bir yazici almam gerekiyor, evdeki bozulmus...