- 18 Ekim 2018
- 7.890
- 32.656
-
- Konu Sahibi En buyuk kk
- #41
Yararı olabilecek tek şey olaylarla yüzleşebilmek. Siz yapmışsınız zaten bunu geri dönüp kurcalamanın manası yok.Hic yarari yok aslinda di mi? bu konuyu acarken sanki sorunu tespit edersem cozumu de bulurum gibi dusundum ama su an Fark ettim ki acilarin kadini Bergen gibi yazmisim. Cozume yonelik pek bisey yok yazdigim seyde.
hepsini okudum..
narsist de olabilir tabii, ama aşağılık kompleksli pisliğin teki olduğu kesin..
sizin de geçmişten gelen hala açık yaralarınız var...
onları da sömürmüş, belki bilerek belki bilmeyerek...
kendinizi çok ezdirmiş ve ona bağımlı hale getirmişsiniz, bana kalırsa bunun en büyük nedeni de sevgi açlığınızı onunla doldurduğunuz anılara vefa....
anlamadığım nokta şifreleri vermiyorsa, niye şifreyi update etmediniz, değiştirseydiniz şifreleri..
bence bu adam şu anda da hiç bir şekilde görüşülmeyi haketmiyor..
yaşandı bitti, tamamen iletişimi kesmelisiniz... ve önünüze bakmalısınız.
siz sahip olduklarınızla çok değerlisiniz, kimsenin sevgi kırıntılarına ihtiyacınız yok..
zamanı geldiğinde sizi aşağı çekmeyip, birlikte yükselebileceğiniz ruh eşinizle karşılaşacağınıza yürekten inanıyorum ve dua ediyorum...
sevgiler..
Ah çok iyi bilirim hissiyatı. Ama sonuçta hepimiz hayatımızı yaşarken bir yerlerde hep tökezliyoruz, bize acı veren şeyleri deneyimliyoruz. Bazen hiç hatırlamak istemediğimiz tecrübeler edinebiliyoruz ama önemli olan bunlardan çıkardığımız dersler. Bunu kendiniz için bir ders olarak görüp hayatınıza geri kaldığınız yerden devam edin. Bazısı kolay atlatıp yoluna devam eder bazıları için bu süreç daha sancılı olur. Kendiniz işin içinden çıkamıyorsanız psikolojik destek almaya devam edip size iyi gelecek hobilere yönelebilirsiniz. Hep aynı şeyi söylüyorsun diyebilirsiniz :) ama inanın zaman tek ilacınız.Ben de adami yeterince sevmiyorum diye kendimi asiri suclu hissederdim. Oysaki sevmiyorsan sevmiyorsun birak ve yoluna Bak. Bu artik mottom oldu benim de. Hoslanmadigim kimseye sans vermiyorum artik.
Cocukluktaki yasadiklarimiz bilinc altimiza kazinir ve kaderimiz olurmus. Anneni yeterince gormemen sevgi acligiyla buyumen tum iliskilerini etkilrmis. Bu adaa ilgili yorum tapmaya gerek tok bitmis gitmis zaten. Narsist mi degil mi bunun teshisini kolaymak o kadar kolay degil. Narsiat ya da degil, artik o hayatinda olmadigi icin onun da konusmanin bir anlami yok. Senin su kader motifini degistirmen gerekiyor. Sevgi acligi konusunu. Kendini sevmeyi ogrenmelisin. Ha su adamla da bence artik gorusme.
O uzun yazilari okumayi sevenlerden biri de benim. Asıl cücük gibi,eveliyatini anlatmadan 5 cumleyle yorum yapmamizi bekleyenlerin yazılarını okumayi sevmiyorum ben:)
Senin adam bana narsist gibi gelmedi. Sadece sevmeyi bilmeyen,cok tipik bir türk erkeği.
Bu tipler kadini elde etmek icin kapidan kovsan bacadan girerler,sag yanagina vursan sol yanagini cevirler, cok sevdiğine ikna etmek icin yapamayacaklari yoktur,yoluna guller sererler (bana sinir anında "köpeğin miyim senin her dedigini yapayim" diyen eski sevgilim onu affetmem icin "evet kopeginim aslinda"deyip cantamdaki sokak kopekleri için duran mamadan yemisti katur kutur)
Yani oyle seyler yaparlar ki kadin suna inanir "evet bu adam beni seviyor"
Sonrasi ver elini manipülasyon. Kadin kendine aşık olduktan sonra (ya da onca ilgiye sevgiye ac oldugunu farkedip ona iyice yapistiktan sonra) ozlerine dönerler . Genelde özleri magara adami olur.
Misal bu sene tatilde biriyle tanistim. Sokakta gitar çalan, tatli birisi. Bana da nasil iltifatlar "sen herkesten farklisin,tanidigim kizlar tuvalete bile tek gidemez,sen cadirinla gelmişsin" falan,gitarla tarkandan sen başkasin calmalar falan...ayni adam ben sehrime geri donecekken insanlarin arabalarini paylastigi ekonomik bir uygulamayla gidecekken "yok benim icim rahat etmez. Yok bu arabanin soforu peze...enke benziyor -yok bu araba bilmemne ilçesinden kalkiyor. Oradan adam cikmaz kesin sana asılir" falan filan beni zorla otobüse bindirmisti.
Hani herkesten farkliydim-özgürdüm-bu yüzden hoslanmistin daha kac gun once???
Sizinki de oyle olmus. Narsist falan degil,klasik turk erkegi. Once "senin fikirlerin harika-senin hayatina bayiliyorum-tabii ki sana eslik ederim" demis,sonra "senin fikrin yanlis- istediğin şey saçma- buyuk hayallerini birak gel cücük kadar dünyamda mutlu mesut yasayalim"
Ben adamın narsist oldugunu düşünmediğim gibi seni sevmedigini de dusunmedim. Sadece klasik - mal bir adam.
Yasadigin kısımdan pişmanlik duyma çünkü o günkü kendin icin dogru olani yaptigini zannettigin -sevdigini-sevildigini düşündüğün bir iliski icindeymissin. Birlikte kötü gunleriniz gectigi gibi iyi gunleriniz de gecmis. Onun sana yasattigi bunca kotu seyin yaninda belki de seni sen yapan bazi guzel seylerin de sorumlusudur.
Ben biten iliskilere boyle bakmayi tercih ediyorum.
Kotu taraflarini anmaktansa iyi taraflarini hatirlamakta fayda var. Kimi insana aci verir belki boylesi ama benim icin bosa yasanmis zamanlar daha cok aci verici. Yaptigim yanlışsa bile son anina kadar kendi isteyerek yaptigim bir yanlis. Bu bakis acisiyla bakiyorum ve biten seylerden pişmanlık duymuyorum.
Sana da tavsiye ederim. Gecmisteki gunlerle,onunla barismayi dene (zihinsel olarak)
Zor birsey biliyorum. Ben de yillardir annemle bir barisma mucadelesindeyim. Zihnimde onu affetmeye calisiyorum-ki oyle büyük bir yanlisi da olmamistir. Iyi taraflarina odaklaniyorum... ama bir yerde eskiye oranla daha iyi oldugumuzu farkettim mesela :)
Disaridan gorunen hayatin oldukca guzel. Hayal ettigin meslektesin, gitmek icin emek verdigin ulkedesin (isle ilgili seylerin istediğin gibi gitmediğini biliyorum) . Ben mesela ne hayalimdeki isi yapiyorum ne de su an olmak istediğim yerdeyim
Yasamindaki olumsuzluklara odaklanmaktansa olumlu taraflarina odaklan. Eminim ki oldukca fazladir olumlu seylerin sayısı.
Bir sevilme ihtiyacın var - konudan anladigim. Ama kendini sevmeye baslarsan bu ihtiyacınin buyuk oranda kapanacagina inaniyorum. Bence sevilesi bir insansin. Kendini daha cok sevmelisin.
Ben bazen asansor aynasinda yanagimdan makas aliyorum "uyyyy şirin şirin" diye :))) sana da tavsiye ederim . Su koca kara kıtada kendinden baska kimin var? Onu da çok sev bence
Bu narsistlerden geliyor başımıza ne geliyorsa. Yazdiklarini okudukça, hani yolda yürürsün ya bir çift geçer sen de içinden " aa çocuğa bak kızın yanına hiç yakışmamış." Dersin. Aynen öyle der gibiydim. Geçmiş olsun, böyleleri uzak olsun sana bundan sonra inşallah.
Eski konularınızdan hatırlıyorum sizi. Bence narsist diyemeyiz karşı tarafa. Anladığım kadarıyla başlarda size kötü hissederecek şekilde davranmıyormuş. Zaman içinde kendi yaşadığı olumsuzlukların da etkisiyle, sizin de yurt dışı olayınız olunca dur gitme diye yalvarmayı göze alamayıp böyle bir yol seçmiş bence. Yani sizi nasıl kendine mecbur hissettireceğini iyi biliyormuş diyebiliriz.
Naçizane fikrim( psikolog değil, öğretmenim) sizin meseleniz özellikle (anlattığınız kadarıyla) çocukluktaki “anne” ile ilgili meseleniz. Annem hep kızardı diyorsunuz ya, karşınızdaki insandan onay bekleme ve istediğini yapma onu memnun etme zorunluluğuna dönmüş bu duygunuz. Celladınıza aşık olmuşsunuz yani. Zarardan döndüğünüze sevindim, bundan sonrası için bol şans, arkaya bakmadan devam...
Bence siz bir kitap yazmalısınız anlatımınız mükemmel yaşadım okuduklarımı o kadar güzel aktarmışsınız
ama karşı taraf narsist malesef
Hayat bütün güzellikleriyle bundan sonrası için sizinle olsun
Kendini sevmek demek kendine deger vermek. Baskasi beni sevsin diye kendini ezdirmemek. Gerektiginde hoop dur bakalim diyebilmek. Tek tarafli fedakarlik yapildiginda neden hep bem deyip gerektiginde arkani donup gidebilmek... cunku karsindaki degerliyse sen de degerlisin atkadas. Kimsenin seni ezmesine izin verme. Iki kurusluk sevgi kirintisiyla yetinmek icin kendini altin tepside sunma. Kendini sevmek bu demek.Evet teshis koymak aslinda imkansiz ve anlamsiz.
Butun sorun kendini sevmemek. Nasil sevilir onu da bilmiyorum ki. Spor yapiyorum diyet yapiyorum yuzuyorum muzige sevdigim seylere yoneldim. Kendimi sevmek konusunda dusunuyorum. Terapiye online de olsa yeniden basladim. Bu sene mesela azicik cakal oldugunu anladigim bir erkegi iliskinin basinda biraktim. Simdi deYokuspokus in tavsiye ettigi travma ile ilgili kitabi aldim :) bir sekilde insan gelisiyor degisiyor.
Tam bir salak olarak peynir konusuna yazmak isterken buraya yazmisim, konuyu hortlatmışım.Allah'ım yaaaa, bu tam da yengeç burcu salakligi.
Nerede görsem tanirim.
Gereksiz incelik, gereksiz fedakarlık, gereksiz mutlu etme çabası...
Ben de benim hiyara 23 Kasım akşamı çiçek almıştım, yarın iş çıkışı oyalanmayayim- öğretmenler gününde veririm diye. Sonra tek cicek olmasın dedim, kıyamadım çiçek sepetinden hediye de aldım,şirin bir notla.
Allah Allah, bütün gün ne günaydın mesaji ne bir şey. Ben mesaj attım,görüldü bile olmadı.
Nasıl sinir oldum. Sonra çiçek sepeti aradı , 'arabamız kaza yapti,bugün gidemeyecez' diye. Ben de bunu ilahi işaret kabul edip ücret iadesi istedim. Yine de elimdeki çiçeğin hatrina aradım , 'yorgunum , bugün gorusmeyelim' dedi (ki dışarıda da bulusmayacaktik evine gidip tavuk suyuna çorba yapacaktım kırgınlığı olduğu için). Ona rağmen görüşmek istemedi!!
Ben de çiçeği kendi masama koydum, çiçek sepetinden gelen parayla kendime salak bir hediye aldım. Bari kendimi mutlu edeyim diye.
Çocuğa da ters ters mesaj attım, o gün bu gündür konuşmuyoruz
Boşver bence, peynir dolabında dursun. Yarın bir gün muhabbetiniz ilerlerse götürürsün. Ya da onu çağırmaya bir bahanen olur, peyniri de alırsın -hatta türk kahvaltısi yaparız falan diye.
Kokacak hali yok ya dolapta,az beklesin bence