Türkiye yoksullukta en kötü üçüncü ülke!

Gül gibi gecinip gidiyoruz.
900 tl asgari ücret her seyimize yetiyor.

Mesela diyanetin hesaplarina gore 4 kisilik bir ailenin aylik sadece yemek parasi 1200 civarinda olmasina rağmen asgari ucretliler cok mutlu ve mesutlar.

Bence fakir degiliz kandiriyorlar bizi.
Fakir olsak o sarayi nasil yapacaktik ayol bütün Türkiye'nin orada emegi var sonuçta.
Bence bizi kucumsemisler cok kırıldım
 
Erdoğan’ın çay-simit-asgari ücret hesabı: Bu zalimler, halka çay ve simiti bile layık görmüyor


MUHSİN PİLGİR -ZAMAN.COM.TR
10 Mart 2015, Salı
AKP hükümeti, 13 yıldır iktidarda ve ülkede çalışanların çoğu hâlâ asgari ücretle evini geçindiriyor. Asgari ücretin alım gücünde bir değişim yaşanmazken, Erdoğan’ın 1993 yılında yaptığı asgari geçim hesabı sosyal medyada gündem olmuş durumda.

Çay-simit ile geçinmeyi bile layık görmediğini.” vurgulamıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1993 yılında Bursa’da yaptığı bir konuşma şimdilerde sosyal medyada paylaşım rekorları kırıyor. Konuşmasında çay-simit-asgari ücret hesabı yapan ve zamanın hükümetini sert ifadelerle eleştiren Erdoğan, kendisini dinleyen kalabalığa şöyle sesleniyor: “Değerli kardeşlerim bakın, Çay: 1.000 +Simit: 1.500 eşittir, toplam 2 bin 500 TL. 5 kişilik bir aile günde 3 öğün çay-simit yerse: 2.500x5 = 12.500 TL. Onu da 3 öğünle ile çarpın etti mi 37.500 TL. Bir ayda ne eder, 1.125.000 TL. Asgari ücret ne kadar 910 bin lira. Bu zalim yönetim, bu aziz millete bir bardak çayla bir simidi bile layık görmüyor. Bunların peşinden nasıl gideceksiniz?”

YIL 2015 DEĞİŞEN NE?

Peki, 13 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarında bu hesap değişti mi? İşte TÜİK’in resmi rakamlarına göre o hesap…

Çay: 1 TL + Simit: 1.5 TL= 2.5 TL

5 kişilik bir aile günde 3 öğün çay-simit yerse: 2.5x5=12,5 TL 3 öğünde 37.5 TL… Bir ayda çay-simit için ailenin harcadığı para 1.125 TL. 2015 Türkiyesi’nde asgari ücret net olarak kadar; 949,07 TL.

YOKSUL DAHA DA FAKİRLEŞTİ

Şimdilerde Erdoğan'ın bu konuşmaları paylaşım rekoru kırarken, resmi rakamlar, son 13 yılda yeni yönetimin kendi zenginlerini oluşturduğunu ancak, yoksulun daha da yoksullaştığını ortaya koyuyor. Türkiye’de açlık sınırı 1.308, yoksulluk sınırı 4.259 TL. Asgari ücret ise net olarak 949,07 TL üzerine çıkamadı.
 
yahu maaşı 1000tl'ye yükseldi diye sevinen insanlar var,
fazladan 200 lira yola gitmesin, cocukların ihtiyacını karsılayabileyim diye her sabah fazladan 1,5saat yürüyüp, tüm gün çalışıp aksam da o yorgunlukla tekrar 1,5saat yüreyerek eve temel besin maddelerinin girmesi icin ugrasan insanlar.
başka semtte ev tutsalar kirayı hic ödeyemeyecekler zaten.
bu sadece ufacık bir örnek.

bir turlu anlamıyorum, iscilerin ne yasadıgından bu kadar habersiz nasıl yorum yapabiliyorsunuz.

zaten insanlar keyfinden(!) et yemiyor, dogru düzgün meyve almıyor, hayatları o bitmeyen "idare etmek" ile geciyor degil mi? birileri deri koltuklarında daha rahat oturabilsinler diye...
 
yorumları gördükce gözlerim yuvalarından cıkacak gibi oluyor artık.
suriyeli kac aileyi ziyaret ettiniz de bir de doyurmaktan bahsediyorsunuz?
o sokakta kalanları, saglıksız kosullarda ev diye sıgındıkları barakalarda olanlara aşinayız da... benim gördügüm "iyi durumdayız" diye sevineni ülkesinde beyaz yakalı dedigimiz bir mühendis iken türkiyede kışın ortasında buz gibi evde ısınmadan, boy boy cocuklar icin agır sanayi işçisi olarak calısarak hem sigortasız hem de diger iscilerin yarı ucretini alabilse de kazandıgıyla kafasını sokabilecekleri bir ev tutabildiler diye şükrediyordu.
buradaki emlakçıların, ev sahiplerinin çıkardıgı sorunlar, kazıklama girisimleri de cabası.


madem magdur edebiyatını seviyorsunuz, magdurları dogru tanımlayın,
açlık sınırı altında yasayan insanları görmezden gelip ekonomiden bahsetmek ne kadar kolay.
hayat keşke sizlerin yazdıgı gibi tozpembe olsa...


dogru bulmadıgım düşüncelere sahip olsalar da ideolojik olarak bir kesimi savunmayı anlarım, yapılan şeylerin yanlış oldugunu düşünsem de size sorunlu gelmemesini ve begendiginiz noktaları da.
fakat nasıl işin aslını bildigi halde sırf savunmak ve partizanlık adına bir insan yalan söyler bunu anlamıyorum,
bir de dönüp dolasıp dini ogretilerden bahsediliyor... yeryüzünde hicbir dinin yalanı, haramı övdügünü duymadım. bu nasıl bir celiskidir aklım hic almıyor.
ben sorumlu olmadıgım seyleri her gördügümde düşünmekten öfkeden uyuyamıyorum, millet hararetle savunuyor... vay arkadaş.
 
Son düzenleme:

Tarım bitmiş hayvancılık bitmiş adam ne iş yapsın bunca yıl sonra fabrikalarda işe mi girsin. Şehre geliyo aynen o niyetlerle yok eli boş kalıyo. Hangi paşalıktan bahsettiğini gerçekten anlamıyorum. Tarımı hayvncılığı canlandırıp insanları anadoluya tersine göç yaptırmak lazım. Ayrıca anadoluya gerçekten yerli üretim devlet destekli fabrikalar kurulmalı. Taşeron işçi çalıştıran, işten çıkarılması patronun iki dudağına bakan, maaş sgk ödenmeyen orta ölçekli kendini zor geçindiriren fabrikalarla bu deve güdülmüyor. Fabrikanda işçiye karı koca iş vericen sigorta ödicen işten sebepsiz çıkaramican. Kreş lojman sağlican. Öbür türlü bu insanların yaşadıkları hayat mı? Mühendisim kendimden iğreniyorum. Sabah 5te kalkıyorum akşam 8de evde oluyorum direk yatıyorum. Haftasonu kafam kalkmıyo. Düz işçi olsam çalışmazdım kariyer kaygım olmazdı eeee yemişim işini der otururdum. O yüzden çalışmayanlara hak veriyorum. Aldığın parayı çalışırken zaten harcıyosun. Evde otursam masrafım olmazdı.
 

İşveren yalan söylüyor. İnternetteki iş ilanları için baktığımız sitelerin çoğunda şirketler aylık veya yıllık üyelik sistemiyle ilan veriyorlar. İlanlarını vermelerinin de bir bedeli var. Aylık verdikleri ilan sayısı abonelik ücretlerini etkiliyor. Ki düşününce işyeri zaten o siteye para ödüyor. İlanı 12 ay aktif kalsa da normal. İlerleyen zamanlarda oluşabilecek çalışan ihtiyaçları için özgeçmiş biriktiriyorlar.

Gelelim mağaza veya dükkan kapılarında gördüğümüz ilanlara. Genelde öğrencilerin yarı zamanlı , tatil dönemi iş baktığı dönemlerde her kapıda eleman aranıyor ilanı görürsünüz. Girip başvurmak isteyince yeni eleman almış olurlar. Amacı : iş yerinde çalışan ancak şartlara direnen , bir haksızlık var ise sesini çıkaran çalışana göz dağı vermektir. Öyle ya : bak kapıdan kaç kişi girdi bugün iş ilanı için ? çalışmazsan işte kapı işte sapı , bana çalışan çok demenin diğer yoludur.

İşsizlik maaşı çalışmayanın alabildiği bir maaş türü değil. Buyrun şartları :

İşsizlik Maaşı Almak İçin;
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu'na göre;

  • İşsizlik sigortası kapsamında bir işyerinde çalışırken çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, kendi istek ve kusuru dışında işini kaybedenler,
  • Hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmak kaydıyla son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmalıdır,
  • Hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde başvuruda bulunulmalıdır. Başvuruda gecikilmesi halinde geçen her gün için işsizlik ödeneğinden faydalanılamayacaktır.
Bu şartların sağlanması halinde işsizlik maaşından yararlanılmaktadır.

Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olanlardan, son üç yıl içinde;

  1. 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün,
  2. 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün,
  3. 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün,süre ile işsizlik ödeneğine hak kazanmaktadırlar.

http://iskanunu.com/sizin-sorduklariniz/1290-issizlik-maasi-sartlari
 
2 dil bilen master'lı bir arkadaşım iş arıyordu.. Çocuğa 1500 lira maaş vermeyi teklif ettiler.. çocuk itiraz edince "ben 3 dil bilen adamı bu ücrete çalıştırıyorum" dedi iş yeri sahibi.. kusura bakmayın ama okuduğu onca yılın masrafını bile çıkaramayacaksa bir insan neden okuyor o zaman? sizin "iş var" diye gördükleriniz iş ilanı değil, kölelik ilanı..
 
Gelip Fatih'te yasamayi denesene. Her seyden once salgin hastaliklar getirdiler. Biz hala cocuk felci asisi vurduruyoruz cocuklara mesela. Menenjit salgini duydun mu? Peki artan hirsizliklari?

Ben sucu onlara bulmuyorum. Geliyor ac sefil bir sefaletten alinmis baska bir sefalete atilmis. Bu konu da tek suclu onlari alip kamplarda insanca yasatmak yerine; " Bizim halkimiz insaflidir bunlara bakar" diyerek ulkenin dort bir yanina yayilmalarina müsaade eden onlari halkin insafina birakan hukumettir.
 
Bu hafta paz Ar da
Domates 1tl
Salatalık 75krs
Marul 1
Yarun kilo limon 2 tl
5kg patates 5 lira

El surulmuyor mu su anda bunlara ? aklimda kalanlar bunlar.
Ben sana Istanbul Fatih'te carsamba pazarindaki fiyatlari soyleyeyim bi de boyle düşün

Domates 4 lira 3 liraya da var ama yuzune bakilmaz.

Salatalik 2.5 3 degisiyor.

Marul 2 lira

4 tane limon 2 lira

Taze patates haslamalik 3 kizartmalik 5 lira kilosu hee oyle 5 kilosu değil.

Ek olarak muz 6 erik 7 lira cilek 5 lira nektari ve yeni dunya gordum bakmakla yetindim kilolari 6 liraydi. Bu mevsimde hangi meyveyi alalim da cocuklar yesin?

Ya bi de insanlara yalanci salak muamelesi yapmayin. Ayiptir!
 
Gül gibi gecinip gidiyoruz.


Bence fakir degiliz kandiriyorlar bizi.
Olan hep bu değilmiydi zaten.Geçmişden günümüze.Yahu dans ediyor millet geçinmek için.1000 lira alan biri 1500 lira alsam kooperatife girerim diyor birde.Yaptığı hesapda 250 lira kira,350 faturalar,400 lira kalıyor markete.
 
Her sey bir yana da orn. Araba almak ivin kredi cekiyorsun renault bi araba alcaksin. Ortalam bir araba. Banka turk degil, araba turk mali degil. Aslinda sen elin gevuruna(!) iki kere araba parasi oduyorsun bir araba alcam diye. Hem kredi taksidin hem araba tutarin. :)
 
O zaten ayrı bir ağlanacak mı diyeyim, ağlanacak halimize Gülme durumu mu diyeyim, yerli diye birşey yok ki
Amerika, Avrupa şöyle batsın, biz onların esiri değiliz, aman efendim ne kadar güzel kafa tuttuk vb söylemler oluyor da herşeyimiz Avrupa'lı olunca bir komik oluyoruz yahu
Amerika'ya kafa tutuyoruz sözüm ona, kafa tutarken ellerde ıphone
Araba ABD'de zırhlanmış
 
canım şu drumda mecbur göç var kimse yerini yurdunu bırakmak istemez büyük şehre gidip millet şehirlimi oluyor sanıyorsun..rahmetli annemlerin memleketinin 100 de 90 ı göç etmiş..çifçilik desteklenmiyorki..çifçiden 50 kuruştan alıyorlar büyük şehre gelene dek 5 lira oluyor ürünün fiyatı..50 kuruşa kilsu açlıktan ölmeyecek kadar kazanıyorlar..
 
Elektrik bu yil kombil oldugu ici 80 90 civari falan geldi bu ay 47 gelmis . Ucuz yani konya kalabalık olmadgi için.
cimcimim cidden şu an enflasyon 100 de otuz ama insanların dar gelirlinin kazancı bu seviyede artmadı..100 de 3 arttı ..100 de 3 artınca herşeye 100 de 30 zam geldiği için geride kalıyor standart dışında..ben şu an büyük şehirde yaşayamam kazancımla standartımı bundan aşağı çekmemk istemem..mecbur kalan gidiyor ama şehir içinde dolaşmıyorlar bunu çok iyi biliyorum..çünki herşey pahalı,ev iş ,pazar öyle bir hayat sürüyorlar..
 
munecim çin malından kurtulmamızın imkanı yokmu,herçey çinden geliyor halbuki tekstilde Türkiye iyi aslında değilmi
 
Almanya ağır ve pis işlerde çalıştıracak kadar nüfusu olmadığı için işçi aldı. bizde yeterince işsiz var. ironi yaptın herhalde.
 
munecim çin malından kurtulmamızın imkanı yokmu,herçey çinden geliyor halbuki tekstilde Türkiye iyi aslında değilmi
Mümkünatı yok, Çin 1990'lı Yılların sonuna doğru yoğun olarak girdi bizim pazara, elektronik eşyaları çoğunluktaydı o dönem, ucuz işçilik, kıytırık malzemelerle ucuz mal, baştan cazip gelip ilgi artınca, ayakkabıdan, giyime herşeyleri yayıldı ülkeye.
Çin sarımsağı var Akıllara zarar, bizlerde de kabahat var, herşey 1 milyon çılgınlığına, bütçemize uygun diye ucuz mal alma peşine gittik, yanlış politikalar sebebiyle yerli malları üretenlere rekabet şansı da tanınmayınca Çin ülkeyi sardı.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…