- 23 Ocak 2008
- 10.806
- 13.021
Evet Ak patiye kadar satılmayan işletmelerin devlete, halka faydası yoktu, bu işletmelerin özelleşmeden önce ihracat rakamıyla şimdi ki ihracat rakamına bakman gerek , özelleşmeden önce yıllık ihracatımız maksimum 36 milyar dolar falandı. şimdi 120 milyar dolaylarında, belediye çalışmıyorsa ne yapabiliriz ? şikayet ediyorduk baktık olmadı seçimde de oyumuzu değiştirdik. Turist olayını örnek verdim yoksa en büyük yararı yine halka oldu, şimdi herkes bir günlüğüne orduya gelip boztepede piknik yapıp geri gitme hayali kuruyor, yani şimdi hükümeti eleştireceğiz diye yaptıkları iyi şeyleri de kötülemeyelim, ak parti en çok ağacı diken doğaya en sahip çıkan hükümet, diğerleri ülkeye bir çivi bile çakmadığı için, hükümetin yaptığı yollar , köprüler batıyor haliyle.
Ya anlatmak istediğim insanlar neden trabzona inip 2 saat yok çekmek zorunda kalsın? otobüslerde sürünceksen zaten uçakla seyahat etmenin bir mantığı keyfide yok, bu havalimanı ordu ve giresunlu için çok iyi oldu bu bir gerçek. Bir eksiklikti ve giderildi uzatmanın anlamı yok.Artvinli de ordu havaalanini mi kullansin? Yahu sen Dogu Karadeniz sahil seridindeki sehirleri sirasiyla bildigine emin misin? Rizelinin ,Artvinlinin,Gorele,Tirebolu,hadi espiyeyi de al bu insanlarin Trabzon havaalani yerine 95-100 km uzaktaki Ordu havaalanini secmesinin ne mantigi var? Sol elinle sag kulagini tutmayi seviyorsun belli.
Hiç kimse derken ? İstanbul nüfus örneğinden bakarsak sivaslılardan sonra en fazla nüfus karadenizliler, ordulular, Giresunlular, , bir sürü memur, iş adamları var. Gelirler yani.Bu dediğin zaten hayal aylar öncesinden biletler bitiyor, bitmeyen de fahiş fiyat oluyor.. Hiç kimse piknik için günübirlik gitmez oraya...
Mesela Atatürk havalimanından 257 lira fiyat çıktı bize üstelik aktarmalı önce Ankara ya gideceğim sonra Ordu ya...
Almanya ağır ve pis işlerde çalıştıracak kadar nüfusu olmadığı için işçi aldı. bizde yeterince işsiz var.ironi yaptın herhalde.
Biz bayramın 2. günü Ordu ya gidiyoruz nasipse turist mi oluyoruz biz şimdi?
Yalnız Sabiha Gökçen den 107 liralık bilet Atatürk havalimanından 257 lira aradaki fahiş fark ne oluyor acaba...
insanların içindeki yaşama sevinci hiç ölmüyor negzel
Demir yolu yapımı tabiki de maliyetli , bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin göstergelerinden biri de demir yolu sayısına bakmak, o kadar maliyeti bulup yaparım diyen bir cengaver de yok anladığım kadarıyla , ha ben denize zarar vermem havalimanını havaya asılı yaparım , ya da demir yolu yaparım doğaya saygım sonsuz diyen biri varsa buyur gelsin sonuna kadar destekçisiyim. :)Denizi doldurarak , milyonlarca lira harcanarak , ilerleyen yıllarda zemin sağlığının nasıl korunacağı bilinmeyen yarım saat ötesinde başka bir havalimanı var iken yapılan havalimanı yerine neden demiryolu yapılmıyor ?
Aşağıdaki haberdeki maliyete bir göz atın. Tüm ülkemize demiryolu döşesek kaça mal olurdu ?
Bir altındaki yazıda önemli. Ne kadar doğa sever davranıyoruz bakalım , anlayalım.
Gelelim dolgu alanlarda bizi bekleyen tehlikeye. O da en son haberde.
Türkiye’nin ikinci denize dolgu havalimanı Rize’de inşa edilecek
Ordu-Giresun Havalimanı’ndan sonra Türkiye’de denize dolguyla inşa edilecek ikinci havaalanı Rize- Artvin Havalimanı olacak
Ana Sayfa» Güncel
09.02.2015 03:39
MELTEM GÜNDÜZ
Ordu-Giresun Havalimanı’ndan sonra Türkiye’de denize dolguyla inşa edilecek ikinci havaalanı Rize- Artvin Havalimanı olacak. Hükümetin 2015 yatırım programına alınan havalimanı için proje çalışmaları başlatıldı. 520 milyon dolara mal olması beklenen havalimanı için 766 hektar alandan oluşacak proje sahasında yaklaşık 266 hektarlık alanda deniz dolgusu yapılacak.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Rize-Artvin Havalimanı’nı öncelikli yatırım programına aldı. Martta açılması planlanan Ordu-Giresun Havalimanı’ndan sonra Türkiye’de denize dolguyla inşa edilecek ikinci havaalanı Rize-Artvin’in yapımına yılın ikinci çeyreğinde başlanacak. Proje çalışmaları başlatılan havalimanının tamamlanmasıyla, yıllık ortalama 850-900 bin yolcu ve günde ortalama 15-20 uçuş kapasitesi oluşacak. Havaş’ın Rize’ye günde 17 otobüs seferi düzenlediği ve özel araçları ile birlikte Trabzon Havalimanı’nı kullanan günlük yolcu sayısının ortalama 2 bin 500 olduğu göz önüne alınarak, Rize- Artvin Havalimanı’nın inşası kararlaştırıldı.
520 milyon dolarlık proje
Rize’nin Pazar ilçesi ile Yeşilköy yerleşim yerleri arasında yapılması planlanan proje, 766 hektar alandan oluşacak. Proje sahasında yaklaşık 266 hektarlık alanda deniz dolgusu yapılacak. Rize-Artvin Havalimanı’nın, 2014 yılı birim fiyatlarıyla altyapı için 400 milyon lira, üstyapı için ise 120 milyon lira olmak üzere 520 milyon liraya mal olması bekleniyor. Havalimanının inşaatı aşamasında 300, işletme aşamasında ise 1000 personelin çalışması planlanıyor. Havalimanı Rize şehir merkezine 34, Artvin’e ise 123 kilometre uzaklıkta olacak.
2017’de hizmete açılacak
Proje kapsamında saatte 36 uçağın iniş kalkış yapabileceği 45 metre eninde ve 3 bin metre uzunluğunda pist, 240x120 metre boyutlarında 1 adet apron inşa edilecek. Genel olarak yolcu ve kargo uçaklarına hizmet verecek Rize Havalimanı’nın ayrıca kompozisyon sınıfı D, türbülans sınıfı ağır, kalkış ağırlığı 150 bin kilogramdan fazla uçaklara hizmet vermesi bekleniyor. 2017’de işletmeye açılması planlanan havalimanının öngörülen ekonomik ömrünün 25 yıl olduğu belirtildi.
http://www.dunya.com/guncel/turkiye...u-havalimani-rizede-insa-edilecek-252519h.htm
RİZE’DE BİR DOĞA OLAYININ AFETE DÖNÜŞMESİNE NEDEN OLANLAR VE BUNU İTİRAF EDENLER HESAP VERMELİDİR!
Yayına Giriş Tarihi: 27.09.2011 Güncellenme Zamanı: 27.09.2011 11:07:37 Yayınlayan Birim: GENEL MERKEZ
Rize il merkezinde 25 Eylülde meydana gelen sel yine can aldı, yüzelerce ev ve iş yeri sular altında kaldı, insanlar yine ciddi ekonomik zararla yüz yüze geldi.
Bölgenin jeolojik ve meteorolojik özelliklerini dikkate almadan bilinçsizce doğaya müdahale edilmesi, verilen yanlış kentleşmeye dair yer seçimi ve yapılaşma kararları sonucu yine bir doğa olayı insan eliyle afete dönüştürüldü.
Tüm uyarılarımıza rağmen, jeolojik risk ve tehlikelere karşı jeoloji bilim ve uygulamalarını dikkate almadan;
-Derelerin denize ulaşmasını engelleyen, doğayı tahrip eden Karadeniz sahil yolunu yapan,
-Denizi doldurarak yapılaşmaya açan,
-Dere yataklarında yanlış ıslah ve dere kapama uygulamaları yapan,
-Eski dere yataklarında yapılaşmaya izin veren,
-Heyelan riski bulunan alanlarda kontrolsüz yol yapım çalışmaları ve tarım alanı açarak doğanın dengesinin bozan ve üstelik bu alanlarda yapılaşmaya göz yuman,
anlayışlar bir kez daha yağışların sele ve yıkıma yol açmasına neden olmuştur.
Bu ülkenin mühendislerinin şehir plancılarının tüm uyarılarına kulaklarını tıkayanlar, bütün bu olumsuzluklardan sorumlu olanlar, şimdi yıllardır soruna dikkat çeken bizleri haklı çıkarararak tespitlerimizi afetin nedeni olarak dile getirmek zorunda kalıyorlar; yaşananların kendi eserleri olduğunu görmezden gelenler şimdi, "Karadeniz Sahil Yolu‘nun şehir merkezinden 70 santimetre daha yüksek yapılması ve ıslahı yapılan derelerin üzerinin kapatılmasının afete yol açtığını" söyleyebiliyorlar.
Daha geçen yıl, Rize‘nin Gündoğdu Beldesinde meydana gelen ve 14 yurttaşımızın hayatını kaybettiği sel felaktinden sonra TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak doğa olayının afete dönüşmesiyle ilgili olarak tüm uyarılarımızı yaptık, jeolojik tehlikelere dikkat çektik, önlem ve önerilerimizi kamuoyuyla, yerel ve merkezi idareyle paylaştık. Ayrıca, konuyla ilgili meslek disiplinlerinden oluşan TMMOB‘nin teknik heyetinin bölgede yapmış olduğu incelemeden sonra hazırladığı ayrıntılı rapor ile tespitler ve yapılması gerekenler bir kez daha ortaya konuldu, sonuç karar vericelere aktarıldı.
Bu raporda;
"-Selin etkin olduğu yerleşim alanlarında yer alan yapıların genellikle vadi kenarlarında yer alan küçük alüviyal düzlüklere kurulduğu, bazı kuru dere yataklarının da yapılaşma amacıyla kullanıldığı,
-Eski kıyı çizgisinde yer alan yapılar ile denizin doldurulması sonucu oluşan alanların yerleşime açılması ve bu yerleşim alanları ile deniz arasına yapılan Karadeniz Otoyolunda yüzeysel drenaja yeteri kadar imkan tanıyan sanat yapılarının (köprü, menfez, açık drenaj kanal ve barbakanların) yapılmamasından dolayı karayolunun; deniz ile yol gerisinde yer alan yapılar arasında sedde görevi görmesine neden olduğu, bu durumun sel sularının denize uşamayarak yükselmesine neden olduğu," tespitleri yapıldı.
Yine "Rize kent merkezinde birçok dere yatağının kapatılarak yüksek yoğunluklu yapı alanları olarak kullanılmaya başlandığı, Karadeniz bölgesi yağış alışkanlıklarının bilinmesine rağmen yapılan ve yapılmakta olan bu uygulamaların gelecekte, nüfusun çok daha yoğun olduğu bölgelerde de yaşanması olası çok daha büyük can ve mal kayıplarına da yol açacağı" vurgulanarak önerilerimiz şöyle ifade edilmişti:
"- Bölgede özellikle kent içinde yer alan altyapı ve Karadeniz Otoyolu gibi üst yapı tesislerinin afete neden olmasının önüne geçmek amacıyla; açık dere ve çay yatakları kapatılmamalı, taşkın tekerrürleri gözetilerek mevcut haliyle kapatılmış derelerin doğal drenaja imkân verecek şekilde yeniden gözden geçirilerek, gerekli olanlar yeniden inşa edilmeli ve Karadeniz Otoyolunun doğal drenaja engel olan bölümlerinde menfez, köprü gibi alt yapılarla yolun sedde görevi görmesi engellenmelidir.
- Ormanlar, doğal drenaj alanları, dere ve çay yatakları kesinlikle yerleşime kapatılmalıdır.
- Karadeniz Bölgesi gibi; heyelan, akma, kaya düşmesi, devrilme gibi jeolojik tehlikeve riskler ile çığ, sel baskını gibi meteorolojik olayların neden olduğu alanlar ile yüksek eğimli alanlar yapılaşmaya kapatılmalıdır.
- Bölgesel bitki dokusunu bozan ve tahrip eden uygulamalardan, orman açmalarından kaçınılmalı ve kentsel yerleşim alanları içinde çay ekim alanları sınırlandırılmalıdır."
Ancak, görülüyor ki değişen bir şey yok, malesef akla, bilim ve mühendisliğe değer vermeyen anlayışlar ve politikalar yine doğa olaylarını afete dönüştürmeye devam ediyor. Yine insanlarımız zarar görüyor, yine ekonomik kayıplar yaşatılıyor.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak tekrar ifade ediyoruz ki; meteorolojik bir olayın afete dönüşmemesi için;
· Yerleşim alanlarının seçimi ve yapılaşmada rant ve günü kurtarma anlayışı değil; akıl, bilim ve planlama anlayışı temel alınmalıdır.
· Yerleşim yerleri, yol güzergah seçimleri ve arazi kullanım planlamasında; yapılan jeolojik bilimsel çalışmalar göz önüne alınmalıdır.
· Yağışlı dönemlerde yüzey sularının drenajını sağlayan kuru dere yatakları başta olmak üzere, tüm dere yatakların sel taşkın seviyeleri belirlenerek bu alanlar mutlaka yapılaşmaya kapatılmalı ve yerleşim yeri içinde bulunan ve üstü kapatılan dereler de dahil olmak üzere, yerleşim yerleri içinde kalan tüm dereler doğal drenaja izin verecek şekilde üstü açılmalı ve şehrin peyzajına uygun olarak altyapısı ve üst yapısı( menfez, köprü gibi) yeniden gözden geçirilerek inşa edilmelidir.
-Karadeniz otoyolunun doğal drenaja engel olan ve yağışlı mevsimlerde sedde görevi gören bölümleri gözden geçirilerek, dere sularının denize ulaşımı sağlanmalıdır. Bunun için Karadeniz Otoyolunun dere sularının denize ulaşımı engelleyen bölümleri köprü, menfez vb. gibi alt yapılar ile beslenerek desteklenmesi gereklidir.
· Doğu Karadeniz bölgesine özgü dağınık yerleşim düzeninden vazgeçilerek, bilimsel çalışmaların ışığı altında belirlenecek yerlerde toplu yerleşime geçilmelidir.
· İmar, Kıyı Koruma Yasası vb. yasaların bilimsel gerçeklere göre yeniden düzenlenmelidir.
· Kent merkezlerinde ve dışındaki belde ve köylerde, dere yatakları ve kırsallarda inşa edilecek, tüm yapılaşmalar içinde yer seçimi esnasında mutlaka jeolojik etütler yaptırılmalıdır.
· Erozyon nedeni ile dereler kum, çakıl ve kayalarla dolduğundan dere yataklarındaki suyun normal akışının sağlanması için sık sık ilgili kurumlarca temizlenmelidir.
· Doğu Karadeniz bölgesinin tamamının sel ve heyelanlar açısından bir master plan çerçevesinde incelenmesi, heyelan ve taşkınları engellemek için bölgeye ait heyelan ve taşkın haritası hazırlamalıdır.
Sonuç olarak, yaşanan bu son olay ile; ülkemizde aklı, bilimi ve insanı merkezine almayarak uygulanan sosyo ekonomik politikaların iflası bir kez daha acı bir şekilde ortaya çıkmıştır. Günü kurtaran, kaderci ve ranta dayalı plansız çarpık kentleşme politikalarını esas alan siyasi iktidar halkı doğa olayları karşısında yapayalnız bırakmış, kaderine terk etmiştir.
Dün bizlerin söylediklerini kabul etmeyerek göz ardı eden, ancak bu gün geldiğimiz noktada selin nedenlerini itiraf ederek bunu kabul etmek zorunda kalanlar doğa olayının afete dönüşmesinin sorumlularıdır ve hesap vermelidirler.
26 Eylül 2011
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
http://www.jmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=4977
Rize'yi bekleyen büyük tehlike
GÖKTÜRK FIRAT - RİZE (İHA)
20 Kasım 2013
Rize İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Murat Yazıcı, Rize’de dolgu alanı üzerinde kurulan binaların yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirtti.
Rize’de 1960’lı yıllardan bu yana deniz doldurularak elde edilen arazilerin imara açılması günümüzde ciddi tehlikeleri beraberinde getirdi. Mevcut kanunlar dolgu alanları üzerinde yapılaşmaya izin vermezken Rize’de 1970’li yıllarda imara açılan dolgu alanı üzerinde 13 katı bulan binalar yer alıyor. Şehir nüfusunun yüzde 70’lik bölümü dolgu alanı üzerinde inşa edilen binalarda yaşarken, binaların zeminden çektiği asitli sular taşıyıcı kolanların içerindeki demirlerin erimesi ile faciaya davetiye hazırlıyor.
Rize İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Murat Yazıcı, yaptığı açıklamada Rize’nin karşı karşıya olduğu büyük tehlikeye dikkat çekti. Yazıcı, dolgu alanı üzerinde inşa edilen binaların son derece sağlıksız olduğunu belirterek, “Rize’de şehir merkezinin yarısından fazlası dolgu alanı üzerinde kurulu. Yaşam ve ticaretin büyük bölümü dolgu alanı üzerinde inşa edilmiş binalarda sürdürülüyor. Karadeniz Sahil Yolu’da dolgu alanı üzerinde. Dolgu alanının üzerindeki yapılanmanın büyük bölümü 70 yıllarda yapılan binalar oluşturuyor. Rize’de deniz suyunun, tuzlu yani asitik suyun fazla olduğu ortamlarda binaların temellerini oluşturduk. Ne beton sağlıklı döküldü, ne hafriyat derinliği uygundu, ne de yapılar yapı tekniklerine uygun inşa edildi. O dönemlerde binaları üç kata kadar yaptık. İnşa teknikleri kullanmadık. Kalitesiz beton kullandık. Asitik ortamda binaların temellerini oluşturduk. Zaman ilerledikçe bu binalara fazla katlar verilmeye başlanıldı. Risk artarak devam etti” dedi.
BİNALAR İÇİN OTURULAMAZ RAPORU
Yazıcı, vatandaşlardan gelen talepler üzerine dolgu alanı üzerinde inceleme yaptıklarını ve binalar için oturulamaz raporu verdiklerini söyledi. Yazıcı, “Oda olarak sahildeki bir kaç binada inceleme yaptık ve bu binalarda oturulamayacağını tespit ettik. Bu bilgilere bir takım teknik testleri yaparak ulaştık. Bu binaların bir çoğu betonu tutan, tırnaklı demir dediğimiz demir ile inşa edilmemiş. Tuzlu suda, asitik ortamda kaldıkları için demir özelliğini kaybetmiş, çürümüş hatta bir çok demir parmakla kırılabilecek hale gelmiş. Bu binalar tamamen risk teşkil etmektedir. Bu binaların bu saatten sonra bir bölümünün güçlendirilmesi mümkündür. Fakat uzmanlar olarak bir çoğunun yıkılarak yeniden yapılmasını tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
10-15 YIL İÇİNDE BİNALAR KENDİLİĞİNDEN YIKILACAK
Yazıcı, dolgu alanı üzerindeki bazı binaların 10-15 yıl içerisinde kendiliğinden yıkılmaya başlayacağına vurgu yaparak, “Şehir nüfusu yaklaşık 103 bin kişi. Bu nüfusun ortalama yüzde 70’i bu risk teşkil eden bölgede oturuyor. Bina ömürlerini azaltan etkenler devam ettiği sürece bu binalar 10-15 yıl içerisinde kendiliğinden yıkılacak hale gelecekler. 10-15 yıl içerisinde kendiliğinden çöken binalar görmeye başlayacağız. Deprem olasılığı bu yıkımlar için tetikleyici olur. Depreme en yakın bölgemiz; Gürcistan, Erzurum ve Erzincan. Fakat Karadeniz de göçük depremleri oluşup da yeni faylar meydana getirirse o zaman Rize’yi büyük bir tehlike ve facia bekliyor demektir. Bu faciayı yaşamamak için tedbir almanın zamanı geldi ve geçiyor bile” şeklinde konuştu.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25161953.asp
Hiç kimse derken ? İstanbul nüfus örneğinden bakarsak sivaslılardan sonra en fazla nüfus karadenizliler, ordulular, Giresunlular, , bir sürü memur, iş adamları var. Gelirler yani.
Demir yolu yapımı tabiki de maliyetli , bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin göstergelerinden biri de demir yolu sayısına bakmak, o kadar maliyeti bulup yaparım diyen bir cengaver de yok anladığım kadarıyla , ha ben denize zarar vermem havalimanını havaya asılı yaparım , ya da demir yolu yaparım doğaya saygım sonsuz diyen biri varsa buyur gelsin sonuna kadar destekçisiyim. :)
Sana en azindan Tekelin satis macerasini okumani tavsiye ederim. Halka faydasi olmayan Tekelin yabancilara peskes cekilmesinin hikayesini oku, AKPnin uc paraya sattigi kurumdan yabancilarin yedigi kaymagin byuyuklugunu gor, kendi hukumetimizin Turk halkina attigi kazigi gor diye.. Sonra karar veririsin satilan isletme karli miymis, balli mi, kime yaradi diye..Evet Ak patiye kadar satılmayan işletmelerin devlete, halka faydası yoktu, bu işletmelerin özelleşmeden önce ihracat rakamıyla şimdi ki ihracat rakamına bakman gerek , özelleşmeden önce yıllık ihracatımız maksimum 36 milyar dolar falandı. şimdi 120 milyar dolaylarında, belediye çalışmıyorsa ne yapabiliriz ? şikayet ediyorduk baktık olmadı seçimde de oyumuzu değiştirdik. Turist olayını örnek verdim yoksa en büyük yararı yine halka oldu, şimdi herkes bir günlüğüne orduya gelip boztepede piknik yapıp geri gitme hayali kuruyor, yani şimdi hükümeti eleştireceğiz diye yaptıkları iyi şeyleri de kötülemeyelim, ak parti en çok ağacı diken doğaya en sahip çıkan hükümet, diğerleri ülkeye bir çivi bile çakmadığı için, hükümetin yaptığı yollar , köprüler batıyor haliyle.
Cok sey istedin ama sen. Burasi Türkiye unuttun mu?Bakın haberdeki tek bir dolgu havalimanının maliyeti. Şu an açılan havalimanı , daha önce karaya yapılmış ancak bölgenin eğimi , dağların konumu nedeniyle atıl kalmış havalimanlarına harcanan paralar , Ankara ' ya neden dikildiği belirsiz dinozor heykellerine harcanan kaynaklar , Bakanımızın milli gelir içinde çerez parası dediği makam araçlarına harcanan paralar , ideolojik nedenlerle Atatürk Orman Çiftliğine dikilen yapı ve giderlerini üst üste koyunca tüm ülkemizi saracak demiryolu hattının yapılabilir olduğu görülecektir.
" demir yolu yaparım doğaya saygım sonsuz diyen biri varsa buyur gelsin sonuna kadar destekçisiyim. :) " ziyade , bunların yapılmasını isteyen, talep eden , soran ve sorgulayan vatandaşlarımızın artması dileklerimle.
tekel kar getimeyen bir işletmeymi demekki satılmışOkuyacağınız liste, 12 yıllık iktidarı döneminde AKP Hükümetinin satıp savurduğu cumhuriyetin birikimleridir.
12 yıllık ihanetin listesidir bu.
Sözü bırakıp, satılanları aklınıza ve vicdanınıza sunuyorum.
Cam ve çimento sanayi
Ünye Çimento A.Ş.
Paşabahçe Cam Sanayi ve Ticaret A.Ş
Trakya Cam
Anadolu Cam
Soda Sanayi
Metal Sanayi
ERDEMİR
İSDEMİR
ÇELBOR
TAKSAN
Oymapınar Barajı
Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş
ETİ Alüminyum AŞ’ye ait Antalya Limanı
Eti Alüminyum’a ait 4 Taşınmaz
GERKONSAN (Gerede Çelik Konstrüksiyon Ve Teçhizat Fabrikaları San. Ve Tic. A.Ş.)
DİTAŞ (Doğan Yedek Parça İmalat ve Teknik A.Ş.)
TÜMOSAN
ORTADOĞU TEKNOPARK A.Ş.
Tarımsal Sanayi
T.Z.D A.Ş. Sakarya Traktör İşletmesi
SÜTAŞ Malatya İşletmesi,
HEKTAŞ A.Ş. (Veteriner İlaçları ve Halk Sağlığı İlaçları)
Türkiye Gübre Sanayi AŞ (TÜGSAŞ)
TÜGSAŞ A.Ş.
Gemlik Gübre Sanayi A.Ş.
Samsun Gübre San. A.Ş.
İstanbul Gübre Sanayi A.Ş.
Kütahya Gübre A.Ş.
İstanbul Satın Alma Müdürlüğü Binası
Şanlıurfa depoları arazisi
Tekirdağ Depoları
Fatsa Depoları
TEKEL
Alkollü İçkiler Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Adana Sigara Fabrikası
Tokat Sigara Fabrikası
Bitlis Sigara Fabrikası
İstanbul Sigara Fabrikası
Malatya Sigara Fabrikası
Samsun-Ballıca Sigara Fabrikası
Ambalaj Fabrikası Müdürlüğü
Ankara Başmüdürlük Binası (İkiz Kuleler)
Bodrum Tesisleri ve Taşınmazları
Gemlik Suni İplik Müessesesi Taşınmazları
İnegöl Kibrit Fabrikası Taşınmazları
İstanbul Tütün Mamulleri San. ve Tic. A.Ş,
Kastamonu Jüt İpliği Fabrikası Makine ve Teçhizatı
Kıbrıs Türk Tütün Endüstrisi Ltd. Şti.
TEKA ile Sigara San. İşletmesi A.Ş.'ye ait puro marka ve varlıklar
İzmir Yaprak Tütün İşletmesi Makine-Teçhizatı
Çamaltı Tuz İşletmesi Müdürlüğü
Ayvalık Tuz İşletmesi Müdürlüğü
Çankırı Kaya Tuzlası
Tuzluca Tuzlası
Yavşan Tuzlası
Kağızman Tuzlası
Kaldırım Tuzlası
Kayacık Tuzlası
Kristal Tuz Rafine
Sekili Tuzlası
SÜMER HOLDİNG
Adıyaman İşletmesi
Bakırköy İşletmesi
Diyarbakır İşletmesi
Malatya İşletmesi
Sarıkamış İşletmesi
TÜMOSAN İşletmesi
Sarıkamış Ayakkabı İşletmesi,
Manisa Pamuklu Mensucat A.Ş.
Beykoz Deri ve Kundura İşletmesi
Çanakkale Sentetik Deri İşletmesi
Yeşilova Halı Yün İplik ve Battaniye Fabrikası T. A.Ş.
Akdeniz İşletmesinin Makine ve teçhizatları,
ASELSAN Hisseleri
BUMAS
ERYAĞ
İstanbul İmar Ltd. Şti.
Mazıdağı Fosfat Tesisleri
Merinos İşletmesinin Makine ve teçhizatları,
Merinos Halı Markası
Ortadoğu Tekonpark A.Ş. (%15.00 hisse)
SÜTAŞ hissesi
Tercan İşletmesi Makine ve Teçhizatları
Şeker Fabrikaları
Adapazarı Şeker Fabrikası
Amasya Şeker Fabrikası
Kütahya Şeker Fabrikası
Et ve Balık Üretim AŞ (EBÜAŞ)
Manisa Et Ve Tavuk Kombinası
Samsun Soğuk Hava Deposu
Mersin Soğuk Hava Depoları
Çeşitli illerde 11 Mağaza, 23 büro
Enerji Sektörü
PETKİM
TÜPRAŞ
BURSAGAZ
ESGAZ
Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş.
Elektrik Üretim AŞ(EÜAŞ)
Akarsu Santralleri
Ahlat Akarsu Santrali
Akyazı Akarsu Santrali
Anamur Akarsu Santrali
Bayburt Akarsu Santrali
Berdan Akarsu Santrali
Besni Akarsu Santrali
Bozkır Akarsu Santrali
Bozüyük Akarsu Santrali
Bozyazı Akarsu Santrali
Bünyan Akarsu Santrali
Büyükkızoğlu Akarsu Santrali
Cerrah Akarsu Santrali
Çağ Akarsu Santrali
Çamardı Akarsu Santrali
Çemişgezek Akarsu Santrali
Değirmendere Akarsu Santrali
Dere Akarsu Santrali
Dereköy Akarsu Santral
Derinçay Akarsu Santrali
Derme Akarsu Santrali
Durucasu Akarsu Santrali
Engil Akarsu Santrali
Erciş Akarsu Santrali
Erkenek Akarsu Santrali
Ermenek Akarsu Santrali
Esendal Akarsu Santrali
Finike Akarsu Santrali
Girlevik Akarsu Santralleri
Göksu Akarsu Santrali
Hamitabat Elektrik Üretim Ve Tic. A.Ş.
Hendek Akarsu Santrali
Hoşap Akarsu Santralleri
İvriz Akarsu Santralleri
Karaçay Akarsu Santrali
Karaköy Akarsu Santrali
Kayadibi Akarsu Santrali
Kayaköy Akarsu Santrali
Kernek Akarsu Santrali
Kısık Akarsu Santrali
Kiti Akarsu Santrali
Koçköprü Hidroelektrik Santrali
Kovada I Akarsu Santrali
Kovada II Akarsu Santrali
Koyulhisar Akarsu Santrali
Kuzuculu Akarsu Santrali
Malazgirt Akarsu Santrali
Otluca Akarsu Santrali
Pınarbaşı Akarsu Santrali
Sızır Akarsu Santrali
Silifke Akarsu Santrali
Sönmez Akarsu Santrali
Suuçtu Akarsu Santrali
Telek Akarsu Santrali
Uludere Akarsu Santrali
Visera (Işıklar) Akarsu Santrali
Zeyne Akarsu Santrali
Termik Santraller
Çatalağzı Termik Santrali
Kangal Termik Santrali
Kemerköy Termik Santrali
Kemerköy Liman Sahası
Orhaneli Termik Santrali
Seyitömer Termik Santrali
Soma Termik Santrali
Tunçbilek Termik Santrali
Yatağan Termik Santrali
Yeniköy Termik Santrali
Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ)
Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş.
ARAS Elektrik Dağıtım A.Ş.
Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş.
Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş.
Çamlıbel Elektrik Dağıtım A.Ş.
Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş.
Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.
Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş.
Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş.
İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş.
Meram Elektrik Dağıtım A.Ş
Osmangazi Elektrik Dağıtım A.Ş.
Sakarya Elektrik Dağıtım A.Ş
Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.
Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş.
Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş.
Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş.
Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş.
Bankacılık
OYAKBANK
T. Sınai Kalkınma Bankası
Yapı Ve Kredi Bankası A.Ş.
İş Bankası Hisseleri
T. Halk Bankası Hisseleri
Madencilik
Mazıdağ Fosfat Tesisleri
Divriği Demir Madeni
Hekimhan Demir Madeni
Alümina Madeni
Güney Ege Linyitleri İşletmesi
Bursa Linyitleri İşletmesi
TKİ’ye ait 79528 ve 73021 no.lu maden ruhsatları
ETİ Holding
ETİ Bakır AŞ
ETİ ELEKTROMETALURJİ A.Ş.
ETİ Gümüş A.Ş.
ETİ Krom A.Ş.
Çayeli Bakır İşletmeleri A.Ş.
Karadeniz Bakır İşletmesi (KBİ)
Samsun İşletmesi
Murgul İşletmesi
Giresun'da 2 Maden ruhsatı işletme Hakkı Devir
Murgul İşletmesi Hidroelektrik Santrali Samsun'da varlıklar
Sinop'da 1 Maden ruhsatı işletme Hakkı Devir
Sigorta Sektörü
Ray Sigorta A.Ş.
Başak Sigorta A.Ş. Ve Başak Emeklilik A.Ş.
SEKA
Taşucu Tersane Alanı
Afyon İşletmesi
Aksu İşletmesi
Balıkesir İşletmesi
Kastamonu İşletmesi
Akkuş İşletmesi
Çaycuma İşletmesi
Karacasu İşletmesi
Ank. Alım Satım Müdürlüğü Binası
Ardanuç İşletmesi Varlıkları
YİBİTAŞ KRAFT Torba İşletmesi,
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD)
İskenderun Limanı
Derince Limanı
Mersin Limanı
Taşucu Limanı Tersane Alanı,
İskenderun İSDEMİR Limanı
Ereğli ERDEMİR Limanı
Türkiye Denizcilik İşletmesi (TDİ)
Çanakkale’ye ait 9 Gemi,
Çeşme Limanı
Deniz Nakliyatı T.A.Ş. 3 Tanker
Dikili Limanı
Fenerbahçe-Kalamış Yat Limanı
Kuşadası Limanı
M/F Ankara Feribotu
M/F Samsun Feribotu
M/S Karadeniz Gemisi
Nakliyat İnşaat Turizm İhracat Pazarlama A.Ş.
Salıpazarı Liman Sahası (GALATAPORT)
Şehir Hatları Çanakkale Hizmetleri ve 9 Gemi
Trabzon Limanı
Turan Emeksiz Yolcu Gemisi
Yakıt II Gemisi
Türk Hava Yolları (THY)
Sabiha Gökçen Havaalanı
THY – USAŞ Hisseleri
THY- Lojman
TÜPRAŞ USAŞ Hissesi
Turizm ve dinlenme tesisleri
Erciyes Sosyal Tesisi (Bayındırlık ve İskan Bakanlığı)
Erciyes Sosyal Tesisi (DSİ)
Erciyes Sosyal Tesisi (Karayolları Genel Müdürlüğü)
Ataköy Otelcilik A.Ş.
Ataköy Marina Ve Yat İşletmesi A.Ş
Kuşadası Tatil Köyü
Yeditepe Beynelmilel Otelcilik Turizm Ve Tic. A.Ş. (% 26 hisse)
Emekli Sandığı
Büyük Ankara Oteli
Büyük Efes Oteli
Büyük Tarabya Oteli
Kızılay Emek İşhanı
Kuşadası Tatil Köyü
İstanbul Hilton Oteli
Çelik Palas Oteli
İletişim
T.TELEKOM
AyCell
Çeşitli kurumlar
OYAK İNŞAAT A.Ş. (%25 Hisse)
Araç Muayene İstasyonu I. Bölge
Araç Muayene İstasyonu II. Bölge
MEYBUZ A.Ş.
ARÇELİK Hisseleri
ASELSAN Elektrik San. ve Tic. A.Ş. Hisseleri
ASPİLSAN Askeri Pil San. ve Tic. A.Ş. Hisseleri
HAVELSAN A.Ş. Hisseleri
İstanbul İmar Ltd. Şti,
KOÇ HOLDİNG A.Ş. Hisseleri
KTHY Kıbrıs Türk Hava Yolları Ltd. Şti Hisseleri
TOFAŞ Hisseleri
AKP döneminde kapatılan kurum ve işletmeler
SSK Eczaneleri (Tasfiye Edildi)
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (Tasfiye Edilerek İl Özel İdarelerine Devredildi)
REYTEK
Adana, Adıyaman, Besni, Kahta, Malatya, Akçaabat, Akhisar, Aydın, Muğla, Milas, Bafra, Batman, Bekirhan, Beşiri, Kozluk, Kurtalan, Sason, Bitlis, Bursa, İnegöl, Hamdibey, Denizli, Acıpayam, Güney, Tavas, Buldan, Kale, Diyarbakır, Silvan, Bismil, Hatay, İskenderun, Yayladağ, Altınözü, İstanbul, İzmir, Cumaovası, Kemalpaşa, Tuzla, Yazıbaşı, Manisa, Kula, Salihli, Sarıgöl, Selendi, Osmancalı, Saruhanlı, Muş, Samsun, Tokat, Erbaa, Gümüşhacıköy, Taşova Yaprak Tütün İşletme Müdürlükleri ve Diyarbakır Yaprak Tütün İşletme Fabrikası Müdürlüğü
Adana, Afyon, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Malatya, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Sivas, Tokat, Trabzon, Van ve Zonguldak Pazarlama ve Dağıtım Başmüdürlükleri
Not: AKP döneminde satılan binlerce taşınmaz ayrıca ele alınacaktır.
ulusalkanal.com.tr