- 29 Nisan 2015
- 26.564
- 91.289
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
haklısınız... ne bileyim evlilikte ev islerine yardim ederim yemek yapmazsan ya da sevmedigim bi sey pisirdiysen disaridan soylerim diyen adam. dengesiz mi davraniyo yoksa ben mi anlamiyorum bilemedim. 4 sene daha cocuk gelisim okuyacagim 2. uni olarak. bunu okuyup okumayacagima annem bile karisamaz, adam okumama karismamasiyla ovunuyo. ne yaptim okuma mi dedim diyor... hangi sektorde calisacagina mi karistim diyor. aldigim maastan kendi birikimimi yapamazmisim cunku ev alacakmis. bugun calissam 2000 lira ya alirim ya alamam 2-3 yil boyunca. adam neredeyse 3 katim maas aliyor. kendi luksune harcar bana laf eder.
mesela ben kendi maasimla kendime yeni telefon alacagima o kendine yeni telefon alirmis ben onun eskisini kullanirmisim benim maasim da birikime gidermis! milletin esi, kendi telefonundan esine de alir hediye eder. ben hediye etsin de demiyorum kendim alirim diyorum.. ona bile karsi.
Hayır koc burcu.. ben de akrebim. :/
Ben burada okurken sinir oluyorum. Sana "yazma" deme hakkım olmadığı için konundan tamamen ayrılıyorum. Böyle iğrenç karakterli birini hangi kalple sevebildin? Bunun aşk ile ne alakası var? Sen bu adamı nasıl çektin bunca zaman? Senin kendine merhametin yok mu? Neden elin adamlarını böyle göklere çıkarıyorsunuz ki ben anlamıyorum. Gerçekten ben okumaya bile tahammül edemiyorum ve kusura bakmazsan bu konudan tamamen gidiyorum çünkü benim ağrıma gidiyor kadınlarımızın kendini bu kadar EZDİRMESİ, anlatabildim mi? Senin ağrına gitmese bile benim gidiyor.Merhaba,
Tek tek cevap vermek isterdim ama hepinizin görüşü aynı doğrultuda zaten.. Bugün bana yazmış devam edelim vs. diye... Düzeltmesi gereken şeyleri yazdım. Vazgeçti. İstemedi. Sadece bir daha ayrılıktan bahsetmemeyi kabul ederim, kendini düzeltmesi gereken sensin dedi. Dolayısıyla bitirdim.
Canım yanıyor. Giderken benim senin üzerinde emeğim çok hakkımı helal etmiyorum dedi. Oysa benim hakkım da helaldi... Bu kadar sevebilmiş. Zaten benle tartıştığında bana "sen hastasın" demesinden belliydi sevgisi de ben görmek istememişim.
Hepinize teşekkürler.
Edit: Söz yapacaktık bu yaza... Söz kıyafetlerim bile hazırdı. Tuzladaki eve taşınırken yatak odasından avizelere beraber seçmiştik. Beğendiğim yüzüğü pahalı, almayalım dediği halde almıştı. Bir zamanlar çok daha farklı bir insandı.. Demek ki sevgisi bitti. İçim çok yanıyor.
Hepsini okumaya uğraştım ama okuyamadım.. Bence bu ilişkiyi götürmeye çalışan sensin onda zaten bitmiş(İstediğin gibi birini bul, onları yapacak birini bul diyebiliyosa). Böyle insancıkları da çekme gibi bir çaban olmasın.. Sal ipini gitsinÖncelikle söyleyeyim erkek arkadaşım 28 yaşında ben 21 yaşındayım. Erkek arkadaşım eften püften çıkan tartışmaları büyütüp sonra da lafı ayrılmaya getiren bir insan. Aynı zamanda hastalık hastası ve çok titiz. Üç gün önce ben kamp yapmayı sevdiğim için gelecekte kamp yaparız dedim o da benim sağlık sorunlarımı tetikler vs dedi. Dediğim tek şey şu "Çadırın evle arasında pek fark yok, yerde yatmıyorsun şişme yatak sonuçta seninle ileride yıldızların altında iki gün uyumuşuz bu sağlığını etkilemez bence." Tek dediğim buydu. Fakat normal olan bu cümle ona küfür! gibi gelmiş. Başladı işte senin benim sağlığıma saygın yok, hastalığıma saygın yok.
Anlatmaya çalıştım "Demek istediğim o değildi, benim de bir çok sağlık sorunum var ama ben insanlar bir şeye heves ettiği zaman canım yana yana eşya da taşırım, kumsalda da sabahlarım. Lys'de bile burnu kanamış insanım. Sağlık sorunların var diye hayatı bir fanus içinde yaşamana gerek yok ki?" minvalinde bir şeyler yazdım. Ama anlamadı... Ve tartışma en sonunda yine "Senle çadırda kalacak birini bul o zaman"a döndü.
Ben de yoruldum artık, bir fikir veririm. Eğer onun hoşuna gitmiyorsa anında der "öyle birini bul o zaman." Ha o bir fikir verir ise benim hoşuma gitmek zorundadır. Benim hoşuma gitmiyorsa yine "öyle birini bul o zaman." der.
Neyse, 2 haftadır hastalıktan resmen geberiyorum. Sadece okula gidip belgeleri hallettim. Ağır grip geçiriyorum ve sevgilim de hasta. Bu haftasonu sırf onu hasta etmemek için 2-3 hafta yatak döşek yatmasın diye buluşmayalım dedim. Buna bile kulp buldu.
Sosyoloji okuyorum, kendisi Bilgisayar Mühendisi. Bize okulda tüm istatistikleri gösterirler, Türkiye genelinde aile dağılımı, boşanma oranları hatta aldatma istatistikleri. Bu durup dururken Türk kadınının erkekten daha çok aldattığını söyledi. Bilgin yanlış dedim, düzelttim. Sonra beni dalgaya almaya başladı, neymiş onun çevresinde öyleymiş de falan da filan da... Bildiğiniz mesleğimi dalgaya alıyor. Onun bilmediği bir şey biliyorum diye beni bu şekilde ezmeye mi çalışıyor yoksa ben mi yanlış düşünüyorum anlamadım. Araştırsa kendi de görecek zaten aldatan erkek oranı 2 katı daha fazla kadınlardan. Bir de garip imalı konuşmalar... Dalgaya alma ben o işe emek veriyorum Türkiye'de herkes sosyolog olmaya çalışmasa senin gibi dedim en sonunda. Bu sefer de yaptığını reddetti.
Konu bir yerden sen benim sağlığıma hakaret ettin kendini affettirmelisin'e geldi. Kendimi evinin önüne gidip ziline basarak affettirebilirmişim! Kendimi affettirmek istesem her şartta gelirmişim. Ben ONA GİTMELİYMİŞİM. Çünkü o ayrılalım diyerek beni kırmadı zaten... Bugün yine "sen beni çok kırıyorsun kıracağın başka birini bul bence" yazdı.
Bende şalterler attı tabii! Ben de bunu zırt pırt demesinin beni yıprattığını söyledim. (zaten evlilik konusu geçtiğinde de ben ileride bu ayrılık tehditlerinin boşanma tehditlerine dönmesinden korkuyorum demiştim.) Sonra bir de bana yıktı! Ben gitmek istiyormuşum zaten. Eğer kalmak istesem kalırmışım.
Beni anca evinin önüne kadar gelip ziline basarsam affedermiş. Size soruyorum ne yaptım ki bu kadar? Ayaklarına mı kapanacağım? Şu zamana kadar ne peşimden koşturdum ne peşinden koştum. Ben Bahçelievler'de oturuyorum o ise Tuzla'da 80 km ediyor bu kafadan. Ekstra, hastayım ayakta zor duruyorum. Öksürük nöbetleri geliyor.
"Benden bunu mu istiyorsun ciddi ciddi?" yazdım.
"Ben senin için geliyorum ya." yazdı.
Buluşmalar için Bahçelievler'e gelmesini istememin sebebi de toplu taşımaya binmekten korkmam ve kişisel aracımın olmaması. Buna da anlayış göstermemişti zamanında, beyefendiye zor geliyor çünkü nedense doktor randevusu olunca koşarak gidiyor cildiyeciye (o da Bahçelievler'de) iş naranta'ya gelince yokuşa sür...
"Bu halde nasıl gelmemi beklersin?" yazdım.
"Kendini affettirebilmen için bu kafa yapının değişmesi gerek." yazdı.
Kendisi için hayallerimin yarısını feda etmişimdir, kafa yapımı fazlaca değiştirmişimdir. Bunu aynen söyledim. Neymiş?? demesiyle saymaya başladım. Sonra dönüp bana ne dese beğenirsiniz "ben tartışmalarda tepki olarak ayrılalım diyorum sen ise yaptığın fedakarlıkları gözüme sokarak"
Size soruyorum ikisi de aynı mı? O ayrılalım demeden ben bir kere bunları saymamışımdır. "Ben bu ilişki için hayallerimden vazgeçtim sen gelmiş ayrılalım mı diyorsun bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?" diyerek yazmaya başlıyorum.
Sevgi, sevdiğini en korktuğu şey olan "terk edilme" ile en ufak tartışmada bile tehdit etmek midir? Beni o kadar çok kırdı ki en sonunda "Bitsin böyle yapacaksan, seni çok uyardım değiştireceğim dedin 6-7 ay önce.. Bak değişen bir şey yok." dedim. Sonra klasik senin sevgin bu kadar mı, bunu istiyorsan sen bilirsin vs.
En son;
"Ben seni kalbimde de severim madden bulunmana gerek yok. Seni seviyorum ama bazen istemediğimiz şeyleri yapmak mecburiyetinde kalırız. Bu yüzden "Ayrılmak istiyor musun" soruna cevabım hayır istemiyorum seni seviyorum çünkü "Ayrılıyor musun sadece evet ya da hayır yaz" soruna cevabım ise evet. İyi geceler dilerim."
Yazdım ve gittim.
Ses kaydı atmış "Sen bu ilişki için ne yaptın ki zaten?" temalı. Adam beni sürekli kırıyor.
İçimden bir ses birkaç gün bırak kendi gelsin gelmezse de kendi bilir diyor, kalbimse yaz yaz yaz diyor. Ne yapmalıyım?
Uzun oldu, kbakmayın...
engelle neyı beklıyorsunAdam hala yazıyor diyor ki sen kedi istedin diye benim sana güvenim kalmadı o yüzden sürekli bu korkuyla ayrılalım dedim..
Delireceğim. Güvenmeyen insan ne kadar sevebilir ki?!
Bitirdim, hala yazıyor. Engelletecek kendini zorla.
bence bu kadar kırıcı olunan, sürekli ayrılmak istenen bir ilişkide hayır gelmez. evlenseniz de hemen boşanılır. ilişkiler insanı mutlu etmeli, sürekli stres, kavga ve mutsuzluk olanlarından hayır gelmezÖncelikle söyleyeyim erkek arkadaşım 28 yaşında ben 21 yaşındayım. Erkek arkadaşım eften püften çıkan tartışmaları büyütüp sonra da lafı ayrılmaya getiren bir insan. Aynı zamanda hastalık hastası ve çok titiz. Üç gün önce ben kamp yapmayı sevdiğim için gelecekte kamp yaparız dedim o da benim sağlık sorunlarımı tetikler vs dedi. Dediğim tek şey şu "Çadırın evle arasında pek fark yok, yerde yatmıyorsun şişme yatak sonuçta seninle ileride yıldızların altında iki gün uyumuşuz bu sağlığını etkilemez bence." Tek dediğim buydu. Fakat normal olan bu cümle ona küfür! gibi gelmiş. Başladı işte senin benim sağlığıma saygın yok, hastalığıma saygın yok.
Anlatmaya çalıştım "Demek istediğim o değildi, benim de bir çok sağlık sorunum var ama ben insanlar bir şeye heves ettiği zaman canım yana yana eşya da taşırım, kumsalda da sabahlarım. Lys'de bile burnu kanamış insanım. Sağlık sorunların var diye hayatı bir fanus içinde yaşamana gerek yok ki?" minvalinde bir şeyler yazdım. Ama anlamadı... Ve tartışma en sonunda yine "Senle çadırda kalacak birini bul o zaman"a döndü.
Ben de yoruldum artık, bir fikir veririm. Eğer onun hoşuna gitmiyorsa anında der "öyle birini bul o zaman." Ha o bir fikir verir ise benim hoşuma gitmek zorundadır. Benim hoşuma gitmiyorsa yine "öyle birini bul o zaman." der.
Neyse, 2 haftadır hastalıktan resmen geberiyorum. Sadece okula gidip belgeleri hallettim. Ağır grip geçiriyorum ve sevgilim de hasta. Bu haftasonu sırf onu hasta etmemek için 2-3 hafta yatak döşek yatmasın diye buluşmayalım dedim. Buna bile kulp buldu.
Sosyoloji okuyorum, kendisi Bilgisayar Mühendisi. Bize okulda tüm istatistikleri gösterirler, Türkiye genelinde aile dağılımı, boşanma oranları hatta aldatma istatistikleri. Bu durup dururken Türk kadınının erkekten daha çok aldattığını söyledi. Bilgin yanlış dedim, düzelttim. Sonra beni dalgaya almaya başladı, neymiş onun çevresinde öyleymiş de falan da filan da... Bildiğiniz mesleğimi dalgaya alıyor. Onun bilmediği bir şey biliyorum diye beni bu şekilde ezmeye mi çalışıyor yoksa ben mi yanlış düşünüyorum anlamadım. Araştırsa kendi de görecek zaten aldatan erkek oranı 2 katı daha fazla kadınlardan. Bir de garip imalı konuşmalar... Dalgaya alma ben o işe emek veriyorum Türkiye'de herkes sosyolog olmaya çalışmasa senin gibi dedim en sonunda. Bu sefer de yaptığını reddetti.
Konu bir yerden sen benim sağlığıma hakaret ettin kendini affettirmelisin'e geldi. Kendimi evinin önüne gidip ziline basarak affettirebilirmişim! Kendimi affettirmek istesem her şartta gelirmişim. Ben ONA GİTMELİYMİŞİM. Çünkü o ayrılalım diyerek beni kırmadı zaten... Bugün yine "sen beni çok kırıyorsun kıracağın başka birini bul bence" yazdı.
Bende şalterler attı tabii! Ben de bunu zırt pırt demesinin beni yıprattığını söyledim. (zaten evlilik konusu geçtiğinde de ben ileride bu ayrılık tehditlerinin boşanma tehditlerine dönmesinden korkuyorum demiştim.) Sonra bir de bana yıktı! Ben gitmek istiyormuşum zaten. Eğer kalmak istesem kalırmışım.
Beni anca evinin önüne kadar gelip ziline basarsam affedermiş. Size soruyorum ne yaptım ki bu kadar? Ayaklarına mı kapanacağım? Şu zamana kadar ne peşimden koşturdum ne peşinden koştum. Ben Bahçelievler'de oturuyorum o ise Tuzla'da 80 km ediyor bu kafadan. Ekstra, hastayım ayakta zor duruyorum. Öksürük nöbetleri geliyor.
"Benden bunu mu istiyorsun ciddi ciddi?" yazdım.
"Ben senin için geliyorum ya." yazdı.
Buluşmalar için Bahçelievler'e gelmesini istememin sebebi de toplu taşımaya binmekten korkmam ve kişisel aracımın olmaması. Buna da anlayış göstermemişti zamanında, beyefendiye zor geliyor çünkü nedense doktor randevusu olunca koşarak gidiyor cildiyeciye (o da Bahçelievler'de) iş naranta'ya gelince yokuşa sür...
"Bu halde nasıl gelmemi beklersin?" yazdım.
"Kendini affettirebilmen için bu kafa yapının değişmesi gerek." yazdı.
Kendisi için hayallerimin yarısını feda etmişimdir, kafa yapımı fazlaca değiştirmişimdir. Bunu aynen söyledim. Neymiş?? demesiyle saymaya başladım. Sonra dönüp bana ne dese beğenirsiniz "ben tartışmalarda tepki olarak ayrılalım diyorum sen ise yaptığın fedakarlıkları gözüme sokarak"
Size soruyorum ikisi de aynı mı? O ayrılalım demeden ben bir kere bunları saymamışımdır. "Ben bu ilişki için hayallerimden vazgeçtim sen gelmiş ayrılalım mı diyorsun bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?" diyerek yazmaya başlıyorum.
Sevgi, sevdiğini en korktuğu şey olan "terk edilme" ile en ufak tartışmada bile tehdit etmek midir? Beni o kadar çok kırdı ki en sonunda "Bitsin böyle yapacaksan, seni çok uyardım değiştireceğim dedin 6-7 ay önce.. Bak değişen bir şey yok." dedim. Sonra klasik senin sevgin bu kadar mı, bunu istiyorsan sen bilirsin vs.
En son;
"Ben seni kalbimde de severim madden bulunmana gerek yok. Seni seviyorum ama bazen istemediğimiz şeyleri yapmak mecburiyetinde kalırız. Bu yüzden "Ayrılmak istiyor musun" soruna cevabım hayır istemiyorum seni seviyorum çünkü "Ayrılıyor musun sadece evet ya da hayır yaz" soruna cevabım ise evet. İyi geceler dilerim."
Yazdım ve gittim.
Ses kaydı atmış "Sen bu ilişki için ne yaptın ki zaten?" temalı. Adam beni sürekli kırıyor.
İçimden bir ses birkaç gün bırak kendi gelsin gelmezse de kendi bilir diyor, kalbimse yaz yaz yaz diyor. Ne yapmalıyım?
Uzun oldu, kbakmayın...
Halkınızda hayırlısı olsun umarım mutlu olursunuz :)Merhaba, dediğim gibi bu ilişki çoktan bitti. Bana ayrılma sebebi olarak kilo almamı falan bahane etmesi bardağı taşıran son damlaydı. Sevgiler..
Ayrıca bir süre erkek yüzü tribi falan görmek istemiyorum desem yeridir. Hepsi aynıymış gibi geliyor. Gereksiz.
Halkım yok, ben de isterdim prenses falan olmak. Ama bir dal hakkımda hayırlısını alırım teşekkürler, mutluluk hepimize nasip olur inşallah. :)Halkınızda hayırlısı olsun umarım mutlu olursunuz :)