masallah baya spor yapmissin canim ozellikle jilliani baya uzun yapmissin etkileri nasil oldu
Oldukça faydalı bir paylaşım olmuş. Şu andan itibaren bu taktikleri hayatıma yerleştiriyorum. Bir de spor için aynı gazı hissetsem harika olacakZayıflama Taktikleri
Aşağıdaki taktiklere 1 hafta boyunca sadık kalırsanız, 1 haftada 5 kilo garantisi veriyorum.
1- Daima her yemek öncesi 1 bardak su. Bahane yok.
2- Hatta daha iyisi, telefonunuza saat başı alarm kurun. Her çaldığında 1 bardak su için.
3- Sıvı kalori yasak. Yediğiniz yemeğin yanına içtiğiniz içeceğe dikkat edin.
Soğuk bir şeyler içmek istediğinizde kola, gazoz yerine ayran, soda seçmeye çalışın.
Sıcak içeceklerde ise şekeri kesin, yeşil çay ve şekersiz kahve tüketin.
4- Her öğününüzde protein olup olmadığını yoklayın. Sabah yumurta, öğlen ızgara et, akşam yoğurt gibi...
5- Unlu mamüller, tahıllar yok. Beyaz ekmek yok. Karbonhidratı bol lifli kompleks karbonhidratlardan almaya çalışın. Lifli yiyecekler daha uzun sürede yakılır, daha uzun süre tok hissedersiniz.
6- Her gün elma yiyin. Her. Gün.
7- Aldığınız gıdaların içeriğini daima okuyun. Ne yediğinizi bilin.
İçerikteki maddeler arasında, ne anlama geldiğini bilemediğiniz kimyasal isimler varsa, almayın. (E 330 gibi)
8- Tatlandırıcı kullanmayın; gerçeğini (sofra şekeri) de, kimyasal olanı da.
9- "Az yemeliyim" kaygısını bırakın, rahat yiyin ama midenizin büyük kısmını az kalorili yiyeceklerle doldurun. Mesela akşam yemeğinde ekmeksiz doyamayacağınızı hissettiyseniz kaşık kaşık yoğurt, kaşık kaşık salata yiyebilirsiniz.
10- Patatessiz, pilavsız ve makarnasız hayat daha güzel.
11- Haftanın 1 gününü et yemeden geçirin. 1 gününde ise mutlaka ızgara balık tüketin.
12- Sebzelerinizi daima yiyin. Daima sebze yiyin. Hatta ikindi vakti için 1 bardak sebze suyu içmenin vücudunuzu arındırdığını da ekleyelim.
13- Yemeklerde zeytinyağı kullanın. Daima az yağ ile yemek pişirmeye çalışın. Ayçiçek yağını çöpe dökün.
"Yağ olmayınca tatsız tuzsuz oluyor" diye düşünüyorsanız şunu dinleyin,
damağınızda 5 saniye sürecek lezzet mi önemli,
yoksa yağlanmayan bir vücut, sağlıklı fit bir hayat mı?
14- Kahvaltınız geç olsun ama düzgün olsun.
15- Fast food diye bir şey yok. O satılanlar bol yağlı zehirler. Asla vücudunuza girmesine izin vermeyin.
16- Kızartma yerine ızgaranın lezzetini keşfedin. Kızartmayı hayatınızdan çıkarın.
17- Dışarıdan yemek yemeyin, kendi yemeğinizi yanınızda taşıyın.
Saklama kaplarında temizlenmiş havuçlar, dilimli elmalar, kıtır fındıklar, tatlı domatesler harika atıştırmalık oluyorlar.
18- Yatağa daima aç girin. Daima.
Alışık olmasanız bile bunu deneyin. Karnınızın kazınmasına inat deneyin.
2-3 gün sonra vücudunuz bu yeni alışkanlığı kabul edecek, karnınızın kazınması bitecek.
19- Mutlaka uykunuzu alın. Sakin, sessiz, düzenli uyku kas yapılanmasında en önemli ihtiyaçlar arasında.
20- Kahvaltı öncesi 1 bardak limonlu su.
Aç karnına.
Karın yağlarını daha etkili çözen bir içecek yok.
21- Meyveleri daima öğleden önce tüketin. İçeriğindeki şeker gün boyunca harcanacaktır.
Asla asla asla akşam yemeği sonrası tv karşısında meyve soyup yemeyin.
22- Akşam 6'dan sonra bir şey yemeyin, akşam 10-11 gibi yatın.
Aradaki 4 saati nasıl aç geçireceğim diye düşünüyorsanız, endişelenmeyin.
Aç değilsiniz, sadece eski alışkanlıkları özlüyorsunuz.
Oruç tutuyor gibi düşünün.
Yardıma ihtiyacınız varsa, şekersiz kahve tok tutmakta çok başarılı.
Ayrıca akşam yemeğinde protein ve kompleks karbonhidratlar aldıysanız, tokluğunuz 4-5 saatten fazla sürecek.
Can sıkıntısı yüzünden buzdolabına gitmeyi bırakın, kendinizi başka şeylerle oyalayın.
Açlık hissederseniz bol su için.
23- Sabah erken kalkın, pencereyi açın. Gün içerisinde mutlaka temiz hava alın. Doğru nefes almak kan dolaşımını hızlandırır ve yağ yakımına çok etkilidir. Mümkünse mutlaka gün içerisinde yarım saat bile olsa güneş görmeye çalışın, dışarıda yürüyün.
24- Tarçın tok tutuyor.
25- Her aş erdiğinizde, canınız her kaçamak istediğinde içinizden 10'a dek sayın, 1 bardak su için ve kendinize şunu sorun:
Gerçekten aç mıyım yoksa canım mı sıkılıyor?
O abur cuburu yedikten sonra mutlu mu olacağım, pişman mı?
"Yine başaramadım" diye mi düşünmek istiyorum, yoksa "Bu kez zayıflayabildim!" diye mi?
Zayıflama Taktikleri
Aşağıdaki taktiklere 1 hafta boyunca sadık kalırsanız, 1 haftada 5 kilo garantisi veriyorum.
1- Daima her yemek öncesi 1 bardak su. Bahane yok.
2- Hatta daha iyisi, telefonunuza saat başı alarm kurun. Her çaldığında 1 bardak su için.
3- Sıvı kalori yasak. Yediğiniz yemeğin yanına içtiğiniz içeceğe dikkat edin.
Soğuk bir şeyler içmek istediğinizde kola, gazoz yerine ayran, soda seçmeye çalışın.
Sıcak içeceklerde ise şekeri kesin, yeşil çay ve şekersiz kahve tüketin.
4- Her öğününüzde protein olup olmadığını yoklayın. Sabah yumurta, öğlen ızgara et, akşam yoğurt gibi...
5- Unlu mamüller, tahıllar yok. Beyaz ekmek yok. Karbonhidratı bol lifli kompleks karbonhidratlardan almaya çalışın. Lifli yiyecekler daha uzun sürede yakılır, daha uzun süre tok hissedersiniz.
6- Her gün elma yiyin. Her. Gün.
7- Aldığınız gıdaların içeriğini daima okuyun. Ne yediğinizi bilin.
İçerikteki maddeler arasında, ne anlama geldiğini bilemediğiniz kimyasal isimler varsa, almayın. (E 330 gibi)
8- Tatlandırıcı kullanmayın; gerçeğini (sofra şekeri) de, kimyasal olanı da.
9- "Az yemeliyim" kaygısını bırakın, rahat yiyin ama midenizin büyük kısmını az kalorili yiyeceklerle doldurun. Mesela akşam yemeğinde ekmeksiz doyamayacağınızı hissettiyseniz kaşık kaşık yoğurt, kaşık kaşık salata yiyebilirsiniz.
10- Patatessiz, pilavsız ve makarnasız hayat daha güzel.
11- Haftanın 1 gününü et yemeden geçirin. 1 gününde ise mutlaka ızgara balık tüketin.
12- Sebzelerinizi daima yiyin. Daima sebze yiyin. Hatta ikindi vakti için 1 bardak sebze suyu içmenin vücudunuzu arındırdığını da ekleyelim.
13- Yemeklerde zeytinyağı kullanın. Daima az yağ ile yemek pişirmeye çalışın. Ayçiçek yağını çöpe dökün.
"Yağ olmayınca tatsız tuzsuz oluyor" diye düşünüyorsanız şunu dinleyin,
damağınızda 5 saniye sürecek lezzet mi önemli,
yoksa yağlanmayan bir vücut, sağlıklı fit bir hayat mı?
14- Kahvaltınız geç olsun ama düzgün olsun.
15- Fast food diye bir şey yok. O satılanlar bol yağlı zehirler. Asla vücudunuza girmesine izin vermeyin.
16- Kızartma yerine ızgaranın lezzetini keşfedin. Kızartmayı hayatınızdan çıkarın.
17- Dışarıdan yemek yemeyin, kendi yemeğinizi yanınızda taşıyın.
Saklama kaplarında temizlenmiş havuçlar, dilimli elmalar, kıtır fındıklar, tatlı domatesler harika atıştırmalık oluyorlar.
18- Yatağa daima aç girin. Daima.
Alışık olmasanız bile bunu deneyin. Karnınızın kazınmasına inat deneyin.
2-3 gün sonra vücudunuz bu yeni alışkanlığı kabul edecek, karnınızın kazınması bitecek.
19- Mutlaka uykunuzu alın. Sakin, sessiz, düzenli uyku kas yapılanmasında en önemli ihtiyaçlar arasında.
20- Kahvaltı öncesi 1 bardak limonlu su.
Aç karnına.
Karın yağlarını daha etkili çözen bir içecek yok.
21- Meyveleri daima öğleden önce tüketin. İçeriğindeki şeker gün boyunca harcanacaktır.
Asla asla asla akşam yemeği sonrası tv karşısında meyve soyup yemeyin.
22- Akşam 6'dan sonra bir şey yemeyin, akşam 10-11 gibi yatın.
Aradaki 4 saati nasıl aç geçireceğim diye düşünüyorsanız, endişelenmeyin.
Aç değilsiniz, sadece eski alışkanlıkları özlüyorsunuz.
Oruç tutuyor gibi düşünün.
Yardıma ihtiyacınız varsa, şekersiz kahve tok tutmakta çok başarılı.
Ayrıca akşam yemeğinde protein ve kompleks karbonhidratlar aldıysanız, tokluğunuz 4-5 saatten fazla sürecek.
Can sıkıntısı yüzünden buzdolabına gitmeyi bırakın, kendinizi başka şeylerle oyalayın.
Açlık hissederseniz bol su için.
23- Sabah erken kalkın, pencereyi açın. Gün içerisinde mutlaka temiz hava alın. Doğru nefes almak kan dolaşımını hızlandırır ve yağ yakımına çok etkilidir. Mümkünse mutlaka gün içerisinde yarım saat bile olsa güneş görmeye çalışın, dışarıda yürüyün.
24- Tarçın tok tutuyor.
25- Her aş erdiğinizde, canınız her kaçamak istediğinde içinizden 10'a dek sayın, 1 bardak su için ve kendinize şunu sorun:
Gerçekten aç mıyım yoksa canım mı sıkılıyor?
O abur cuburu yedikten sonra mutlu mu olacağım, pişman mı?
"Yine başaramadım" diye mi düşünmek istiyorum, yoksa "Bu kez zayıflayabildim!" diye mi?
cok geçmiş olsun yeni motivasyonu heyecanla bekliyoruz :)2 haftadır haber veremediğim için çok üzgünüm, bir yakınımızın sağlık sorunu sebebiyle iki haftadır bilgisayardan uzaktım ama sorunlar düzeldiğine göre yine motivasyonlarıma dönebilirim. Bugün yetişir mi bilmiyorum ancak yarına bir motivasyon yazmaya çalışacağım, sabrınız ve hoşgörünüz için teşekkürler.
Merhaba, kendime dair kısa bir bilgi vermeye geldim.
Motivasyon yazmak için önce kendimde motivasyon bulmam gerekiyor.
Ancak birkaç haftadır canım sıkkın.
Daha önce bir yakınımın sağlık sorunu gibi bir şeyden bahsetmiştim.
Aslında çok sevdiğim bir arkadaşım -yakın zamanda yaşadığı kötü olayların da etkisiyle- intihara kalkıştı.
Kendisi farklı bir şehirde, o yüzden apar topar onun yanına gittim.
Beni telefonla arar, iyi olduğunu söylerdi ve ben de canı sıkıldığında ona telefonda da terapi yapar, motivasyon verirdim.
Sesinin kötü olduğunu hissedebiliyordum ve en azından spor yapması, dışarıya çıkması, nefes alması için onu zorluyordum. Çünkü spor yaptığınızda vücut mutluluk salgılıyor.
Ama sanırım ona ulaşamıyormuşum, haberini alınca gerçekten çok korktum.
Kendisi şu an iyi ama ben onu hastanede görünce çok üzüldüm.
Kendi şehrime geri döndüm ama bu birkaç günlük koşturmaca beni de çok yıprattı diyebilirim.
Takip edenler beni az çok biliyorsunuz, olayların iyi tarafını görmeye çalışır ve bundan motivasyon çıkarırım.
Bunda da benzer bir yol çizeceğim.
Umutsuzluğa kapılabiliriz, hayatın kötü yanları üst üste gelebilir.
"Ne gerek var zayıflamaya" diye düşünebiliriz, amacımızı kaybedebiliriz, kaybolmuş hissedebiliriz.
Süslenmek, makyaj yapmak, güzel giyinmek, kendine bakmak bir yana;
Bazen yüzümüzü yıkayamayacak kadar depresif,
Aynaya bakıp kendimize gülümseyemeyecek kadar mutsuz ve umutsuz hissedebiliriz.
Evet, kötü günler yaşanıyor.
Onlar olmasa iyi günlerin kıymetini bilemezdik.
Kötü günler herkesin başına geliyor.
Ama hayat %10 başınıza gelenlerden ibaretse,
Kalan %90, o başınıza gelen olaylara nasıl tepki verdiğinizle oluşuyor.
Ne yazık ki televizyonda sürekli ince bedenler, zengin hayatlar gösteriliyor,
Sürekli ulaşamayacağımız hayatlara özendiriliyoruz.
Ve elimizdekilerin kıymetini fark edemiyoruz.
Başka hayatları kıskandıkça mutsuz oluyor,
Tek ömrümüzü de bu tür bize hiçbir şey getirmeyecek mutsuzlukla harcıyoruz.
Hayat size limon vermiş diye başkasının elindeki elmaya bakıp şikayet ederek ömrünüzü yitirmeyin.
O limondan güzel bir şeyler çıkartabilirsiniz.
Gülümseyerek, azıcık su ve şeker katarak, lezzetli bir limonata yapabilirsiniz kendinize.
Size verilenlere şükredin ve elinizdekileri iyileştirmek için mücadele edin.
Fiziğinizi beğenmiyor olabilirsiniz, öyleyse onu iyileştirmek elinizde.
Evliliğinizi beğenmiyor olabilirsiniz, öyleyse onu iyileştirmek elinizde.
Hatta hayatınızı değiştirmek elinizde.
Şikayeti bırakıp "Nasıl güzelleştirebilirim hayatımı" diye düşünmek yeterli.
"Yaşlandık artık, bizden geçti" diye düşünmek yerine bir kursa yazılmak, ilerlemek, yeni bir kitap okumak, belki daha önce hiç şans vermediğiniz bir restoranda yemek yemek, tarzınıza uymayan bir dizi izlemek, hatta dil öğrenmek, yeni insanlarla kaynaşmak hayata bakış açınızı değiştirecektir.
Ve sizi mutsuz eden her şeyi geride bırakın.
Bu evliliğiniz de olabilir, sizi mutsuz eden bir insan da olabilir, bir çevre ya da iş de olabilir.
Ve eğer her şeye rağmen iyi hissedemiyorsanız,
YARDIM ALIN.
Dostlarınızdan, ailenizden, ya da bir doktordan.
Kötü beslenmek aynı zamanda depresyona yol açıyor.
Beslenme düzeninizi değiştirmek, içeriğinde potasyum magnezyum gibi mineraller olan mutluluk veren yiyeceklere yönelmek kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
Ve bir çukura düştüğünüzü düşünüyorsanız, kendinizi zorlayın ve dışarı çıkıp koşun.
Dışarı çıkamıyorsanız, olduğunuz yerde sizi terletecek miktarda spor yapın.
Terlemek, kalbin hızlanması, yorulmak inanın sizi iyi hissettirecek.
Canınız sıkkınsa Tabata - 4 dakikalık bir video yeterli.
Karar verme mekanizmanızın iyileştiğini, olaylara daha pozitif baktığınızı, bir anda pompalanan mutluluk hormonuyla iyi hissettiğinizi göreceksiniz.
Kötü olaylar daima olacak.
Bir ömür onlara üzülerek geçirmektense,
Onları kabul edip hayata devam etmeyi seçin.
Hayat bir sinema filmi gibi.
Sıkılıp yarısında çıkmayın.
Belki de müthiş bir son sizi bekliyor.
Belki de filmin hikayesi aniden değişecek.
Hayatınıza şans verin.
Kendinizi sevin.
Mutluluğu da, mutsuzluğu da doya doya yaşayın.
Sıkıntılarınızı bastırmayın.
Dua edin.
Konuşun.
Azıcık da bencil olun. :)
Biraz kendinizi düşünün.
Kendiniz için iyi olanı yapın.
Eğer iyi hissetmek için kilo vermeniz gerekiyorsa, bunun için mücadele edin.
Eğer iyi hissetmek için işinizden ayrılmanız gerekiyorsa, ayrılın.
Allah bir kapıyı kaparsa diğerini açar.
Yaşadığınız tüm deneyimler için,
İyi deneyimler için,
Ve size ders veren kötü deneyimler için,
Teşekkür edin.
Şükredin.
Umarım yardımcı olabilmişimdir.
Bazen arkadaşlarımıza yardım edemiyoruz ama belki bu satırları okuyan birine yardım ulaşabilmişimdir.
Ben de eski düzenime geri döndüm sayılır.
Buraya yazı eklemeye devam edeceğim, düzensiz olabilir ama olsun.
Okuduğunuz için teşekkürler,
İyi ki varsınız.
Yine harika bir yazı ve güzel bir konuyu değinmişsiniz teşekkür ederimMerhaba, kendime dair kısa bir bilgi vermeye geldim.
Motivasyon yazmak için önce kendimde motivasyon bulmam gerekiyor.
Ancak birkaç haftadır canım sıkkın.
Daha önce bir yakınımın sağlık sorunu gibi bir şeyden bahsetmiştim.
Aslında çok sevdiğim bir arkadaşım -yakın zamanda yaşadığı kötü olayların da etkisiyle- intihara kalkıştı.
Kendisi farklı bir şehirde, o yüzden apar topar onun yanına gittim.
Beni telefonla arar, iyi olduğunu söylerdi ve ben de canı sıkıldığında ona telefonda da terapi yapar, motivasyon verirdim.
Sesinin kötü olduğunu hissedebiliyordum ve en azından spor yapması, dışarıya çıkması, nefes alması için onu zorluyordum. Çünkü spor yaptığınızda vücut mutluluk salgılıyor.
Ama sanırım ona ulaşamıyormuşum, haberini alınca gerçekten çok korktum.
Kendisi şu an iyi ama ben onu hastanede görünce çok üzüldüm.
Kendi şehrime geri döndüm ama bu birkaç günlük koşturmaca beni de çok yıprattı diyebilirim.
Takip edenler beni az çok biliyorsunuz, olayların iyi tarafını görmeye çalışır ve bundan motivasyon çıkarırım.
Bunda da benzer bir yol çizeceğim.
Umutsuzluğa kapılabiliriz, hayatın kötü yanları üst üste gelebilir.
"Ne gerek var zayıflamaya" diye düşünebiliriz, amacımızı kaybedebiliriz, kaybolmuş hissedebiliriz.
Süslenmek, makyaj yapmak, güzel giyinmek, kendine bakmak bir yana;
Bazen yüzümüzü yıkayamayacak kadar depresif,
Aynaya bakıp kendimize gülümseyemeyecek kadar mutsuz ve umutsuz hissedebiliriz.
Evet, kötü günler yaşanıyor.
Onlar olmasa iyi günlerin kıymetini bilemezdik.
Kötü günler herkesin başına geliyor.
Ama hayat %10 başınıza gelenlerden ibaretse,
Kalan %90, o başınıza gelen olaylara nasıl tepki verdiğinizle oluşuyor.
Ne yazık ki televizyonda sürekli ince bedenler, zengin hayatlar gösteriliyor,
Sürekli ulaşamayacağımız hayatlara özendiriliyoruz.
Ve elimizdekilerin kıymetini fark edemiyoruz.
Başka hayatları kıskandıkça mutsuz oluyor,
Tek ömrümüzü de bu tür bize hiçbir şey getirmeyecek mutsuzlukla harcıyoruz.
Hayat size limon vermiş diye başkasının elindeki elmaya bakıp şikayet ederek ömrünüzü yitirmeyin.
O limondan güzel bir şeyler çıkartabilirsiniz.
Gülümseyerek, azıcık su ve şeker katarak, lezzetli bir limonata yapabilirsiniz kendinize.
Size verilenlere şükredin ve elinizdekileri iyileştirmek için mücadele edin.
Fiziğinizi beğenmiyor olabilirsiniz, öyleyse onu iyileştirmek elinizde.
Evliliğinizi beğenmiyor olabilirsiniz, öyleyse onu iyileştirmek elinizde.
Hatta hayatınızı değiştirmek elinizde.
Şikayeti bırakıp "Nasıl güzelleştirebilirim hayatımı" diye düşünmek yeterli.
"Yaşlandık artık, bizden geçti" diye düşünmek yerine bir kursa yazılmak, ilerlemek, yeni bir kitap okumak, belki daha önce hiç şans vermediğiniz bir restoranda yemek yemek, tarzınıza uymayan bir dizi izlemek, hatta dil öğrenmek, yeni insanlarla kaynaşmak hayata bakış açınızı değiştirecektir.
Ve sizi mutsuz eden her şeyi geride bırakın.
Bu evliliğiniz de olabilir, sizi mutsuz eden bir insan da olabilir, bir çevre ya da iş de olabilir.
Ve eğer her şeye rağmen iyi hissedemiyorsanız,
YARDIM ALIN.
Dostlarınızdan, ailenizden, ya da bir doktordan.
Kötü beslenmek aynı zamanda depresyona yol açıyor.
Beslenme düzeninizi değiştirmek, içeriğinde potasyum magnezyum gibi mineraller olan mutluluk veren yiyeceklere yönelmek kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
Ve bir çukura düştüğünüzü düşünüyorsanız, kendinizi zorlayın ve dışarı çıkıp koşun.
Dışarı çıkamıyorsanız, olduğunuz yerde sizi terletecek miktarda spor yapın.
Terlemek, kalbin hızlanması, yorulmak inanın sizi iyi hissettirecek.
Canınız sıkkınsa Tabata - 4 dakikalık bir video yeterli.
Karar verme mekanizmanızın iyileştiğini, olaylara daha pozitif baktığınızı, bir anda pompalanan mutluluk hormonuyla iyi hissettiğinizi göreceksiniz.
Kötü olaylar daima olacak.
Bir ömür onlara üzülerek geçirmektense,
Onları kabul edip hayata devam etmeyi seçin.
Hayat bir sinema filmi gibi.
Sıkılıp yarısında çıkmayın.
Belki de müthiş bir son sizi bekliyor.
Belki de filmin hikayesi aniden değişecek.
Hayatınıza şans verin.
Kendinizi sevin.
Mutluluğu da, mutsuzluğu da doya doya yaşayın.
Sıkıntılarınızı bastırmayın.
Dua edin.
Konuşun.
Azıcık da bencil olun. :)
Biraz kendinizi düşünün.
Kendiniz için iyi olanı yapın.
Eğer iyi hissetmek için kilo vermeniz gerekiyorsa, bunun için mücadele edin.
Eğer iyi hissetmek için işinizden ayrılmanız gerekiyorsa, ayrılın.
Allah bir kapıyı kaparsa diğerini açar.
Yaşadığınız tüm deneyimler için,
İyi deneyimler için,
Ve size ders veren kötü deneyimler için,
Teşekkür edin.
Şükredin.
Umarım yardımcı olabilmişimdir.
Bazen arkadaşlarımıza yardım edemiyoruz ama belki bu satırları okuyan birine yardım ulaşabilmişimdir.
Ben de eski düzenime geri döndüm sayılır.
Buraya yazı eklemeye devam edeceğim, düzensiz olabilir ama olsun.
Okuduğunuz için teşekkürler,
İyi ki varsınız.