Spor ve Sağlık İçin Motivasyon Taktikleri

Günün Motivasyonu: Günü Kurtar!

Vazgeçmenin neye benzediğini biliyorum,
Bu kez pes etmeyince olacakları görmek istiyorum!
2jDbyA.jpg

Herkese merhaba,

Genelde bu konuyu takip edenlerde aynı sızlanma olabiliyor,
"Bu kez olmadı, yine ipin ucunu kaçırdım
ama söz veriyorum, pazartesiden itibaren çok katı bir şekilde uyacağım diyetime."
ZY80WG.jpg

Bugün ise bu pişmanlık dolu kelimeleri geride bırakacağız.

Yeniden başlamak yok!

Daha önce de yazdığım bir benzetme vardı,
"Ne de olsa diyeti bozdum, artık istediğimi yiyebilirim" demekle,
"Telefonum yere düştü, ne de olsa kırıldı artık" diyerek telefonun üzerinde tepinmek aynı şey.
B8qkEp.gif

Zararın neresinden dönerseniz, kâr.

Bugün bozdunuz mu? Olsun.
İnsanız, hata yapabiliriz.
Günün kalanını kurtarın.
jB9oLm.jpg

Salı günü kaçamak mı yaptınız? Olsun.
Çarşamba günü geri dönün programınıza.
Tüm haftayı zararla kapatmak yerine, hasarı en aza indirin.
E3XZbZ.jpg

Kaldığınız yerden devam edin.
1 haftadır spor yapmıyor musunuz,
Araya bir şeyler girdi de program bozuldu mu,
Belki de uzun zamandır spor yapmıyorsunuz.
mEQnd0.jpg

Olsun.
"Bugün kendim için ne yaptım" sorusunu yanıtlayın, yeterli.
Takip etmeniz gereken spor programının 1. gününü kaçırdınız diye tüm haftayı silip atmayın.
2. günden devam edin.
D3QaEv.jpg

Yalan yok, bu iş uzun sürecek.
Ama size "İstediğiniz kiloya varmak 1 yıl alacak" deseydim,
1 sene çok uzun deyip pes etmeyi mi seçerdiniz?
Ve 1 sene sonra da aynı şekilde görünmeyi?
88VJk7.jpg

Yoksa "Bu kez vazgeçmek yok" diyecek misiniz?
1 sene sonra "İyi ki pes etmedim" diyebilecek misiniz?

Seçenek belli.
Vazgeç ve olduğun yerde say.
Ya da inatla devam et, kendine kendini kanıtla!
Y4YAMZ.jpg

Hayat, "rahat olmaktan" vazgeçtiğiniz anda başlıyor.



aXV6jQ.gif
 
Leithia merhaba,

Protein tozu, l cartine , amino asit gibi spor yapanların dışardan takviye aldıkları ürünleri piyasada sıkça reklamlarını görüyorum.

Ben 4 - 5 yıl önce 1 kutu (tüplerde satılan,yanlış hatırlamıyorsam içinde 20 ya da 30 tane vardı,) likit l cartine kullanmıştım. 1 saatlik tempolu yürüyüşten 1 saat önce alıyordum ama öyle çokta ele gelir bir fark görememiştim. Belki de daha uzun kullanmalıydım ya da yanlış ve bilgisizce kullandım bilemiyorum.

Başlıkları takip ettiğim kadarıyla, forumu takip edenlerin çoğu benim gibi sporunu evde yapıyor.
Jillian, p90, callanetics, pilates ya da diğer programları takip edenlere herhangi bir takviye önerir misin? Bizim gibi özellikle vücudundaki yağları eritip, kasa dönüştürmek için çabalayan bayanlara bunları kullanmak önemli bir fark yaratır mı, yoksa dışardan böyle yardımcılar almamak daha mı iyidir?

Protein tozu ile ilgili çok az bilgim var biraz araştırdım ama açıkçası kafam karıştı. Özellikle vücut geliştirmede kullanılanlar hakkında karmaşık bilgiler veren bir sürü site ve yazı var.

Yine kadınlar kulubunun başka bir başlığında, birinin bunları kullanmadan o resimlerini gördüğümüz vücutlara, sıkılığa kavuşmanın imkansız olduğunu yazdığını hatırlıyorum. Sonuçta yediğimizden içtiğimizden fedakarlık yapıyoruz, yarım saatte olsa sporumuzu yapıyoruz, iyi kötü hepimizin kendimize göre planımız var ama ne yaparsak yapalım, yaptığımızdan maksimum verim alabilmek için dışardan alınan bu takviyelere gerçekten ihtiyacımız var mı?

Bir başka sorumda biliyorum bununla ilgili kadınlar kulubunde bir sürü başlık var ama, çatlak selülit vs için senin kullandığın özel bir karışım ya da krem var mı?
Benim de uzun yıllar kilo alıp vermeden kaynaklı özellikle basenlerimde çok sayıda çatlak var. Eczanelerde satılan Ürederm i birkaç yıldır kullanıyorum. Bu ilacı daha önce alerjim de cilt kaşıntısı için doktor yazmıştı. Fakat o kadar güzel nemlendiriyor ki tüm vücuduma kullanmaya başlamıştım. Sonrasında farkettim ki bu krem çatlakları yok etmiyor ama gerçekten görüntüsünde gözle görülür biçimde düzeltme yapıyor. Sanki çatlakların o derin görüntüsünü gözle görülür biçimde yumuşatıyor. Bence önemli olan o bölgeyi kuru tutmamak elden geldiğince nemlendirmek. Ben 2 3 yıldır düzenli olarak her banyo sonrası yaz kış demeden kullanıyorum ama sende de işe yarayan bir krem vs varsa ayrıca denemek isterim.
 
Leithia merhaba,

Protein tozu, l cartine , amino asit gibi spor yapanların dışardan takviye aldıkları ürünleri piyasada sıkça reklamlarını görüyorum.

Ben 4 - 5 yıl önce 1 kutu (tüplerde satılan,yanlış hatırlamıyorsam içinde 20 ya da 30 tane vardı,) likit l cartine kullanmıştım. 1 saatlik tempolu yürüyüşten 1 saat önce alıyordum ama öyle çokta ele gelir bir fark görememiştim. Belki de daha uzun kullanmalıydım ya da yanlış ve bilgisizce kullandım bilemiyorum.

Başlıkları takip ettiğim kadarıyla, forumu takip edenlerin çoğu benim gibi sporunu evde yapıyor.
Jillian, p90, callanetics, pilates ya da diğer programları takip edenlere herhangi bir takviye önerir misin? Bizim gibi özellikle vücudundaki yağları eritip, kasa dönüştürmek için çabalayan bayanlara bunları kullanmak önemli bir fark yaratır mı, yoksa dışardan böyle yardımcılar almamak daha mı iyidir?

Protein tozu ile ilgili çok az bilgim var biraz araştırdım ama açıkçası kafam karıştı. Özellikle vücut geliştirmede kullanılanlar hakkında karmaşık bilgiler veren bir sürü site ve yazı var.

Yine kadınlar kulubunun başka bir başlığında, birinin bunları kullanmadan o resimlerini gördüğümüz vücutlara, sıkılığa kavuşmanın imkansız olduğunu yazdığını hatırlıyorum. Sonuçta yediğimizden içtiğimizden fedakarlık yapıyoruz, yarım saatte olsa sporumuzu yapıyoruz, iyi kötü hepimizin kendimize göre planımız var ama ne yaparsak yapalım, yaptığımızdan maksimum verim alabilmek için dışardan alınan bu takviyelere gerçekten ihtiyacımız var mı?

Bir başka sorumda biliyorum bununla ilgili kadınlar kulubunde bir sürü başlık var ama, çatlak selülit vs için senin kullandığın özel bir karışım ya da krem var mı?
Benim de uzun yıllar kilo alıp vermeden kaynaklı özellikle basenlerimde çok sayıda çatlak var. Eczanelerde satılan Ürederm i birkaç yıldır kullanıyorum. Bu ilacı daha önce alerjim de cilt kaşıntısı için doktor yazmıştı. Fakat o kadar güzel nemlendiriyor ki tüm vücuduma kullanmaya başlamıştım. Sonrasında farkettim ki bu krem çatlakları yok etmiyor ama gerçekten görüntüsünde gözle görülür biçimde düzeltme yapıyor. Sanki çatlakların o derin görüntüsünü gözle görülür biçimde yumuşatıyor. Bence önemli olan o bölgeyi kuru tutmamak elden geldiğince nemlendirmek. Ben 2 3 yıldır düzenli olarak her banyo sonrası yaz kış demeden kullanıyorum ama sende de işe yarayan bir krem vs varsa ayrıca denemek isterim.
Kısaca yanıt yazmam gerekirse;
1- Bu tür katkı maddelerinin zararı yok, doğru oranda ve doğru ürünler kullanıldığında kas gelişimine de katkısı var;
2- Ancak her şeyin doğalı iyidir.

Whey içerikli protein tozları, içine bcaa katılmış ürünler ve benzer vücut geliştirme gıdaları genelde sporcular ve vücut geliştirme yapan kişiler tarafından kullanılıyor. İçerikleri "doğru markalarda" zararsız. Zira bu ürünlerin içeriğinde "peynir altı suyu tozu" var, bu içeriği tuzlu bisküvilerin ve cheetos gibi bazı cipslerin içindekiler kısmında da okuyabilirsiniz. Uygun fiyata protein desteği sağlıyorlar, ana öğün olarak değil ancak destek ürün olarak kullanılıyor. Kaliteli markalar ile olumlu yönde değişim sağlayabilirken, yanlış markalar vücuda zarar verebilir. İyi piyasa araştırması şart.

Şunu da belirtmem gerek; vücut geliştirme işini profesyonel yapan, maddi durumu yerinde kişiler (aktörler, sporcular, bu alanda tanınmış kişiler vs) bu ürünleri kullanmak yerine; proteini doğal yollardan alıyorlar. Günde 4000 kaloriden fazlasını tüketmesi gereken devler için bu epey masraflı bir durum olmasına rağmen, protein tozu desteine ihtiyaç duymayacak diyetler yapmaktalar. Kilo kilo et tüketiyorlar ve bu da o tozların yerine fazlasıyla geçiyor. Örneğin Hafþór Björnsson, Game of Thrones dizisinin Mountain karakteri, günde 12000 kalorilik diyet yapmakta.

Peki, biz kadınların bu tozlara ihtiyacı var mı? Yanıtım: belki. Nasıl görünmek istediğinize göre değişiyor bu sorunun yanıtı. Eğer biraz kaslı bir görüntü peşindeyseniz, birazcık daha şişmiş ve belirmiş kaslar görmek istiyorsanız günlük protein alımınızı ve kalori miktarınızı arttırmanız gerekir. Bunu da az kalorili bol proteinli protein tozları ile sağlayabilirsiniz. Maddi durumunuz doğal yollardan çok et tüketmeye uygun değilse, protein tozları iyi bir destek olacaktır. (Kullanırken vücut geliştirenlerin kullandığı miktarda porsiyon tüketmeyeceğinizi varsayıyorum, yoksa epey şişmiş kaslara sebep olabilir) Ancak biz kadınların hafif belirginleşmiş kaslar ve daha ince görünmesi için gün içerisinde tükettiğimiz 1 öğün et, 1 tabak yoğurt, 2 yumurta gayet yeterli protein ihtiyacımız için.

L-Carnitine ise ağırlık çalıştığınız bir spor programıyla kullanıldığında yağ yakımını hızlandıran bir ürün olduğu söyleniyor ama kullananlar ikiye bölünmüş durumda. İşe yaradığını iddia eden de var, bir işe yaramadığını söyleyen de. Şahsen bu konudaki fikrim, kimyasal kullanmadan, olabildiğince doğal yollarla sonucu hedeflemek... Protein tozu konusunda bu tür olumsuz bir düşüncem yok, çünkü o da işlenmiş protein diye geçiyor ve pek çok tüketim maddesinde kullanılıyor. İşlenmiş ürünlere karşıyım ama günlük protein ihtiyacını giderme konusunda destek olarak kullanılmasına olumsuz bakmıyorum. Ancak L-Cartinine farklı bir kimyasal ve tam anlamıyla zararsız olduğunu araştırıp öğrenmeden kimseye öneremem.

Son bir fikir istiyorsanız, protein tozu ve l-carnitine'i kısa süreli kullanmanızı önerebilirim. Bu tür takviyelerin en önemli katkısı, insana motivasyon kaynağı olmaları. Sırf ürünlerin yaratacağı sonuçları görebilmek için daha hırslı spor yapabilir, beslenmenize daha dikkat edebilirsiniz. Bu da daha etkili sonuç almanıza yardımcı olur. Eğer bu kısa sürede takviyeleri düzenli kullanmadığınızı ya da onların etkili olmadıklarını fark ederseniz, ürünleri kullanmayı bırakabilir ve eski düzeninize geri dönebilirsiniz.

Son sorunuza gelince, o konuda pek bir fikrim yok. Selülit derdim sıkıntı yaratacak boyutta olmadığından, sporla azaltmayı seçenlerdenim. Ama araştırayım, eğer işe yaradığını okuduğum bir krem ile karşılaşırsam mutlaka paylaşırım burada.

Umarım yardımcı olabilmişimdir.
 
GÜNÜN MOTİVASYONU

"Daha yaza çok var" dememelisin.
En iyi yaz bedenleri, kışın inşa edilir.

Ancak hedefimiz artık yaz bedeni değil,

bir ömür sağlıklı fit beden.
Sağlıklı zihin, sağlıklı vücut, sağlıklı hayat peşindeyiz.

4 basit kural var:
1- Asla pazartesiyi atlama.
2- Asla 3 gün sporsuz kalma.
3- Haftanın en az 3 günü spor yap.
4- Asla vazgeçme.


Kendime not: Bunu kendim için yapmalıyım.
Bu, benim için.
Başka kimse için değil.
Kendim için yaşıyorum, kendim için uğraşıyorum.
Spor yaptıkça kendimi gururlandırıyorum.


Benim vücudum, benim projemdir.
Ve ben hayatımın mimarıyım.
İnşa ettiğim hayat, kendi hayatım.
Kendime sağlıklı, enerjik, pozitif, canlı ve güçlü bir hayat seçiyorum.

RQaW7R.jpg

Artık 1 ay içinde ne kadar değiştiğim umrumda değil,
1 yıl içinde ne olacak umursamıyorum.

Önümdeki 24 saatten sorumluyum.
Dün yaptığım hataları sildim, geçen haftaki tembelliğimi unuttum.
Bugünü mükemmel kılarsam, bu ayı mükemmelleştiririm;
Bu ayı mükemmel kılarsam da bu yıl mükemmele ulaşırım.
Varmak istediğim hedefe, bu 24 saat içinde yapacaklarımla yakınlaşacağım.


Gün bugündür,

Bugün bahanelerimi görmezden geldiğim gün olacak.
Bugün hedefime odaklanacağım ve istediklerimi elde etmeye bir adım daha yaklaşacağım gün olacak.
Spor yaptıkça, ter atıyorum.
Terlerle birlikte dertlerim, stresim, eriyen yağlarım sırtımdan süzülüyor.


Daha iyi yedikçe, daha iyi görünüyorum.
Daha iyi göründükçe daha iyi hissediyorum.
Daha iyi hissettikçe daha temiz besleniyorum.
Bu kısır döngü beni gün geçtikçe daha da iyileştiriyor.

6m4oAv.jpg

Hayat 100 metre koşusu değil, marathondur.
Hızlı çıkış yapamamış olabilirim,
Yolda sık sık dinlenmiş, vazgeçmeyi düşünmüş olabilirim;
Ancak yavaş da olsa emin adımlarla devam etmem yeterli yoluma,
Asla vazgeçmeyeceğim.
Marathonu sadece durmadan devam edenler bitirebilir.


Dün yanlış beslendiysem ya da spor yapmadıysam ne olmuş?
Yola geri dönmeli, bugün telafi etmeliyim.
Hiçbir şeyi mahvetmedim.
Bir lastiği patladı diye arabamın diğer tekerleklerini patlatacak değilim.


Hızlı başlayıp bir anda hızlı kilo verenler, kilolarını geri alacak.
Oysa düzen, kararlılık, sabır ve irade ile devam edenler, hedefine ulaşacak.
Disiplin, anahtar kelimemiz.


Mükemmel olmadı diye pes etme,
mükemmelliği değil devamlılığı seçiyoruz.
Sürekliliği hedefliyoruz.


Bundan 30 gün sonra
Ya ne kadar değişip geliştiğimi, ilerlediğimi göreceğim,
Görünüşümü ve ne kadar pozitif hissettiğimi görüp mutlu olacağım,

Ya da elimden gelenin en iyisini yapmadığım için pişman olacağım.
Seçim bana ait.
3AXmbM.jpg

Sonuçları hemen göremesem de,
Her ufak çaba beni içten dışa, damla damla, adım adım, tane tane değiştiriyor.

Zamanla içimdeki değişim dışıma da yansıyacak
ve emeğimin sonuçlarını görebileceğim.
Sabretmeliyim.
Değişimi engellememeliyim.
Asla cesaretimin kırılmasına izin vermemeliyim.
Devam etmeliyim.


İlk başta amaç iyi görünmekti.
Spor yaptıkça, bunda fazlasını istediğimi fark ettim.


Dayanıklı bir kalp,
Fit beden,
Işıldayan bir ten,
Belirmiş kaslar,
Sakin sinirler,
Yatışmış zihin,
Sağlıklı vücut,
Kararlı bir ruh,
Güçlü beyin,
Büyük bir gülümseme.
Mutlu bir insan.


İstiyor muyum?
Doğru yemeli,
Spor yapmalı,
Yeterli uyumalıyım.

Sadece bu kadarı bu amaca ulaşmaya yeter.
Sağlık, uğruna mücadele etmeye değer.

kE2qND.jpg

İçimde "Pes et" diye sesi, "Devam et" diye eğitmek benim görevim.
İrade bir kas gibidir ve eğitildikçe daha da güçlenir.
Bu yola girdiyseniz, geride bırakmanız gereken tek bir şey var: Bahaneleriniz.


DIŞARI ÇIK
KOŞ!
Koş çünkü;

1- En iyi kalori yakan egzersizdir.
2- Egzersiz sonrası bile yağ yakmaya devam edersiniz.
3- Pahalı gereçlere ihtiyacı yoktur. Rahat bir ayakkabı yeterli.
4- Sosyal hayatınızı iyileştirir, arkadaşlarınızla koşabilirsiniz.
5- Yalnız koşmak, düşüncelerinizle başbaşa kalmanızı sağlar, sizi iyileştirir.
6- Psikolojinizi iyileştirir, moralinizi düzeltir, ruh halinizi daha enerjik kılar.
7- Özgüveninizi tazeler, sıkıntılarınızı azaltır, stresle mücadele eder.
8- Yaratıcılığınızı arttırır, beyne taze kan pompalar, öğrenme yeteneğinizi geliştirir.
9- Daha çok günışığı görmenizi sağlar, temiz hava solumanıza yardımcı olur.
10- Doğayla daha çok iç içe olmanızı temin eder, bağışıklık sistemini güçlendirir.
11- Depresyon ve anksiyete sorunlarını çözer.
12- Enerji verir, ömrünüzü uzatır, hastalıklara karşı korur.
13- Seks hayatınıza olumlu etkileri vardır.
14- Daha fit bir beden amacınıza ulaşmanıza yardımcı olur, size hayat hedefi verir, uğruna mücadele edecek bir amaca sahip olursunuz.
15- Koştukça daha sağlıklı ve temiz besinlere yönelirsiniz.
16- Hayat kaliteniz artar.


Gelecekteki SEN, sana teşekkür edecek.


Spor yapmak, bedeninizin sınırlarını keşfetmek,
onu yapabildiklerini takdir etmektir.
Yediğiniz zararlı yiyecekler yüzünden kendinize verdiğiniz bir ceza değildir.
Vücudunu sevdiğin için spor yapıyorsun, ondan nefret ettiğin için değil.

pE7dZa.jpg

Şunu unutma,
Hep güzelsin, hep güzeldin.
Şu an sadece daha sağlıklı, daha fit, daha çevik, daha güçlü olmayı seçiyorsun.
 
merhaba :)
yazılarınızı okuyorum yavas yavas.
ben yeni diyete başladım spor için daha vaktim var sanırım. trambolin aldım 61 kiloyum 1,60 boyum, 55 e indiğim zaman onunla spora başlamayı düşünüyorum.
uygun mu sizce yani biraz ütopik olcak ama bende karın kaslarım olsun istiyorum.
su an ki uğraşım ekmekten vazgecmek sizin yazılarınızdan sonra tamamen karar verdim buna :)
 
merhaba :)
yazılarınızı okuyorum yavas yavas.
ben yeni diyete başladım spor için daha vaktim var sanırım. trambolin aldım 61 kiloyum 1,60 boyum, 55 e indiğim zaman onunla spora başlamayı düşünüyorum.
uygun mu sizce yani biraz ütopik olcak ama bende karın kaslarım olsun istiyorum.
su an ki uğraşım ekmekten vazgecmek sizin yazılarınızdan sonra tamamen karar verdim buna :)
Belki çoktan okumuşsunuzdur, bu başlığın sayfaları arasında bu konuda bilgi yazmıştım. Ben kilo verme hedefindeyken spor yapılmamasını doğru bulmuyorum, aksine spor yapmak kilo vermeyi hızlandırır. Kimisi kiloluyken yapılan spor yüzünden "yağların kasa dönüşeceğini" düşünüyor, bu teknik olarak mümkün değil. Evet, kilolu iken spor yaparsak tartıda kilomuz artacaktır ama bu sadece kısa bir süreliğine... Şöyle açıklayayım:

Kaslar, yağlardan daha çok kalori yakar. Eğer spor yapmaya başlarsanız, vücudunuzun kaslarını geliştirmeye başlarsınız. Kaslar büyüdükçe gün içerisinde daha çok kalori ihtiyacınız olur ancak siz eski düzeninizde dikkatli ve temiz yemeye devam ederseniz, vücudunuz o kasları korumak için yağlara saldırır ve kasların kullanması için yağları yakarak enerjiye çevirir. Uzun vadede kalıcı olarak kilo vermeye başlarsınız ve bu sefer gidenler yağ olur, kas ve su kaybı olmadan kilo vermiş olursunuz.

İşte o sporun ilk haftalarında tartıya ilk çıktığımızda kilo almış görünmemizin sebebi, yağları daha kaybetmeden kasların büyümeye başlamasından kaynaklanır. Oysa spora devam ederseniz, gelişen kaslar tam bir kalori canavarına dönüşürler ve çok hızlı kilo verilmeye başlanır. Hızlı ve kalıcı zayıflamak için tartıdaki sonuçtan ziyade aynadaki yansımanıza bakmalısınız. Sıkılaşıyorsanız yağlar eriyor ve kaslar şekilleniyor demektir. Tartıda kilonuz aynı görünse de, zamanla daha da incelirsiniz ve elinde sonunda kilo da vermeye başlarsınız.Tartıya güvenmemek, kilo azalmıyor diye korkmamak lazım. Sabır en önemli faktör.

Kilo verirken az yemek, aç kalmak yanlıştır. Bunlar vücudu strese sokan bir durum olduğu için, tartıdaki kaybımız ya eriyen kaslar ya da ödemle attığımız sudur. Kilo verdik sanarız ama az yemeyi bıraktığınız anda o kaybı yerine koyar vücudumuz, kaybedilen kilolar kat kat geri alınır çünkü spor yapmadığımız ve günlük kaloriyi azalttığımız için metabolizmamız da yavaşlamıştır.

Size vereceğim taktiğim, haftada 3 gün terleten bir spor yapmanızdır. Böylelikle hem metabolizmanız yavaşlamadan kilo verir, hem de yağların erimesini hızlandırırsınız. Karın kası içinse 1'er gün arayla karın egzersizlerine ağırlık verebilirsiniz. Mekikten ziyade en çok karın kası çalıştıran hareket planktır.
 
Belki çoktan okumuşsunuzdur, bu başlığın sayfaları arasında bu konuda bilgi yazmıştım. Ben kilo verme hedefindeyken spor yapılmamasını doğru bulmuyorum, aksine spor yapmak kilo vermeyi hızlandırır. Kimisi kiloluyken yapılan spor yüzünden "yağların kasa dönüşeceğini" düşünüyor, bu teknik olarak mümkün değil. Evet, kilolu iken spor yaparsak tartıda kilomuz artacaktır ama bu sadece kısa bir süreliğine... Şöyle açıklayayım:

Kaslar, yağlardan daha çok kalori yakar. Eğer spor yapmaya başlarsanız, vücudunuzun kaslarını geliştirmeye başlarsınız. Kaslar büyüdükçe gün içerisinde daha çok kalori ihtiyacınız olur ancak siz eski düzeninizde dikkatli ve temiz yemeye devam ederseniz, vücudunuz o kasları korumak için yağlara saldırır ve kasların kullanması için yağları yakarak enerjiye çevirir. Uzun vadede kalıcı olarak kilo vermeye başlarsınız ve bu sefer gidenler yağ olur, kas ve su kaybı olmadan kilo vermiş olursunuz.

İşte o sporun ilk haftalarında tartıya ilk çıktığımızda kilo almış görünmemizin sebebi, yağları daha kaybetmeden kasların büyümeye başlamasından kaynaklanır. Oysa spora devam ederseniz, gelişen kaslar tam bir kalori canavarına dönüşürler ve çok hızlı kilo verilmeye başlanır. Hızlı ve kalıcı zayıflamak için tartıdaki sonuçtan ziyade aynadaki yansımanıza bakmalısınız. Sıkılaşıyorsanız yağlar eriyor ve kaslar şekilleniyor demektir. Tartıda kilonuz aynı görünse de, zamanla daha da incelirsiniz ve elinde sonunda kilo da vermeye başlarsınız.Tartıya güvenmemek, kilo azalmıyor diye korkmamak lazım. Sabır en önemli faktör.

Kilo verirken az yemek, aç kalmak yanlıştır. Bunlar vücudu strese sokan bir durum olduğu için, tartıdaki kaybımız ya eriyen kaslar ya da ödemle attığımız sudur. Kilo verdik sanarız ama az yemeyi bıraktığınız anda o kaybı yerine koyar vücudumuz, kaybedilen kilolar kat kat geri alınır çünkü spor yapmadığımız ve günlük kaloriyi azalttığımız için metabolizmamız da yavaşlamıştır.

Size vereceğim taktiğim, haftada 3 gün terleten bir spor yapmanızdır. Böylelikle hem metabolizmanız yavaşlamadan kilo verir, hem de yağların erimesini hızlandırırsınız. Karın kası içinse 1'er gün arayla karın egzersizlerine ağırlık verebilirsiniz. Mekikten ziyade en çok karın kası çalıştıran hareket planktır.

cok teşekkürler açıklamanız için :)
tavsiyeleriizi dikkate alıcam plank hareketi hkkında bilgim yok öğrenip ona baslıcam ve spora da baslıyorum :)
 
Günün Motivasyonu: Amacım Neydi?
g2kMp2.jpg

Amacımız sadece güzel görünmek miydi?
9gVZAQ.jpg

Yazın bikinileri giyebilmek,
X9BRN6.jpg

Yaz düğününe giyeceğimiz abiyenin içinde sülün gibi görünmek,
bkl7pV.jpg

Alışveriş merkezinde bir küçük beden istemek miydi sadece?
d8ngDL.jpg

Aynaya bakıp iyi hissetmek,
5L86Xq.jpg

Görünüşümüzden memnun olabilmek miydi?
AnArNX.jpg

Hayır.
VPlWZP.jpg

Daha fazlasını istiyoruz.
njA0vR.jpg

Bu bir yolculuk ve asla bitmeyecek.
vXgW0p.jpg

Bu yüzden "1 ayda 10 kilo ver" içerikli diyetler işe yaramıyor.
Bu yüzden bu yoldan saptığımızda kilolarımızı kat kat geri alıyoruz.
Bu yüzden "zayıflayıncaya dek spor yapayım, sonra bırakırım" diye bir şey yok!
1VYO9G.jpg

Bu bitmeyen bir yolculuk.
Sağlıklı hayat yolculuğu.
LZp5Jb.jpg

İçinizde bir yerlerde, her kilo verişinizde ortaya çıkan bir beden var.
g2kMNb.jpg

Başından beri, etrafını çevirdiğiniz yağlarla sakladığınız,
Ve her sağlıklı seçim yaptığınızda, bir heykeltraş gibi yontarak ortaya çıkardığınız,
l3k6kk.jpg

Olmanız gereken,
Fit,
Çevik,
77orov.jpg

İncecik,
Kaslı,
Güçlü bir beden.
VPl1lV.jpg

9gVZ6r.jpg

Bu bedene yağlı yiyecekler, sağlıksız besinler, paketli gıdalar, kalorili içeceklerle ulaşamazsınız.
Bu yolculuğa hayatınızı adamanız gerekiyor.
njA3Ag.jpg

"Hemen zayıflayayım" diye değil,
"Artık vücuduma zehir sokmayacağım" diye düşünerek ilerlemeniz gerekiyor.
o0ARA2.jpg

O son 3-4 kilo nasıl gidiyor biliyor musunuz?
Pes etmeyerek.
İnatlaşarak.
vXgvgR.jpg

Belki aylar sürecek ama elinde sonunda vücudunuz bu fit ve sağlıklı hayatın izlerini yansıtacak dışarı.
g2kJkL.jpg

Burada fotoğrafları bulunan hiçbir kadın, tüm gün yatarak, abur cubur yiyerek bu fiziğe ulaşmıyor.
LZpWp1.jpg

Siz de bu görüntüyü istiyorsanız,
Bunun için emek vermek zorundasınız.
r6gogM.png

Arkanızdan konuşacaklar:
"Ve o sürekli acıkan kız, bir anda iştahını kaybetti..."

Pn5Z5Q.jpg
 
Günün Motivasyonu: Amacım Neydi?
g2kMp2.jpg

Amacımız sadece güzel görünmek miydi?
9gVZAQ.jpg

Yazın bikinileri giyebilmek,
X9BRN6.jpg

Yaz düğününe giyeceğimiz abiyenin içinde sülün gibi görünmek,
bkl7pV.jpg

Alışveriş merkezinde bir küçük beden istemek miydi sadece?
d8ngDL.jpg

Aynaya bakıp iyi hissetmek,
5L86Xq.jpg

Görünüşümüzden memnun olabilmek miydi?
AnArNX.jpg

Hayır.
VPlWZP.jpg

Daha fazlasını istiyoruz.
njA0vR.jpg

Bu bir yolculuk ve asla bitmeyecek.
vXgW0p.jpg

Bu yüzden "1 ayda 10 kilo ver" içerikli diyetler işe yaramıyor.
Bu yüzden bu yoldan saptığımızda kilolarımızı kat kat geri alıyoruz.
Bu yüzden "zayıflayıncaya dek spor yapayım, sonra bırakırım" diye bir şey yok!
1VYO9G.jpg

Bu bitmeyen bir yolculuk.
Sağlıklı hayat yolculuğu.
LZp5Jb.jpg

İçinizde bir yerlerde, her kilo verişinizde ortaya çıkan bir beden var.
g2kMNb.jpg

Başından beri, etrafını çevirdiğiniz yağlarla sakladığınız,
Ve her sağlıklı seçim yaptığınızda, bir heykeltraş gibi yontarak ortaya çıkardığınız,
l3k6kk.jpg

Olmanız gereken,
Fit,
Çevik,
77orov.jpg

İncecik,
Kaslı,
Güçlü bir beden.
VPl1lV.jpg

9gVZ6r.jpg

Bu bedene yağlı yiyecekler, sağlıksız besinler, paketli gıdalar, kalorili içeceklerle ulaşamazsınız.
Bu yolculuğa hayatınızı adamanız gerekiyor.
njA3Ag.jpg

"Hemen zayıflayayım" diye değil,
"Artık vücuduma zehir sokmayacağım" diye düşünerek ilerlemeniz gerekiyor.
o0ARA2.jpg

O son 3-4 kilo nasıl gidiyor biliyor musunuz?
Pes etmeyerek.
İnatlaşarak.
vXgvgR.jpg

Belki aylar sürecek ama elinde sonunda vücudunuz bu fit ve sağlıklı hayatın izlerini yansıtacak dışarı.
g2kJkL.jpg

Burada fotoğrafları bulunan hiçbir kadın, tüm gün yatarak, abur cubur yiyerek bu fiziğe ulaşmıyor.
LZpWp1.jpg

Siz de bu görüntüyü istiyorsanız,
Bunun için emek vermek zorundasınız.
r6gogM.png

Arkanızdan konuşacaklar:
"Ve o sürekli acıkan kız, bir anda iştahını kaybetti..."
Pn5Z5Q.jpg
Burdaki fizikler muhteşem.. Ozenmemek kiskanmamak elde değil..
 
Cok guzel spor cok onemli bende yeni basladim ama yorgunluk beni olduruyo nefes nefese kaliyorum basim cok donuyo enerji sifir peki bu konuda napmaliyiz enerji icin arti biseylrr kullanan var mi
 
Cok guzel spor cok onemli bende yeni basladim ama yorgunluk beni olduruyo nefes nefese kaliyorum basim cok donuyo enerji sifir peki bu konuda napmaliyiz enerji icin arti biseylrr kullanan var mi
Bu birkaç sebepten olabilir:
1- Yeterli beslenmiyor olabilirsiniz.
2- Tek tip beslenip almanız gereken diğer besin gruplarını almadığınız tehlikeli diyetlerden yapıyor olabilirsiniz.
3- Daha yolun başında olmanıza rağmen sizi çok zorlayan bir spor programı seçmiş olabilirsiniz.
4- Sporu aşırı yemek sonrası ya da aç karnına yapıyor olabilirsiniz.

Enerji için kullanmanızı önereceğim en sağlıklı besin, içeriğinde katkı maddesi olmayan fıstık ezmesinden 1 kaşık tüketmenizdir. Diğer türlü katkı maddelerine hiç bulaşmayın derim.

--------------------
Günün Motivasyonu


Bu bir yolculuk.
Sabır gerektiren, her gün damla damla üzerine emek koymanız gereken bir yolculuk.
İlk zorlukta, ilk sıkıntıda pes edip vazgeçmemeli, eski halinize geri dönmemelisiniz.
Yolunuza engel çıktığında, amacınıza farklı bir yoldan gitmeyi denersiniz; geri dönmezsiniz.

Koşmak sizi sıkıyor mu? Yüzmeyi deneyin.
Spor salonlarına gitmek bıktırıyor mu? Evde çalışmayı deneyin.
Kardiyo sizi yıpratıyor mu? Dışarı çıkıp yürümeyi deneyin.

Kural çok basit.
Yediklerinizden çöpleri çıkartıp, günde 1 saat sizi terletecek fiziksel bir etkinlik yaparsanız;
Gözlerinizi kapatıp açınca 6 ay geçecek ve bir bakmışsınız ki, bedeniniz bu olumlu değişimleri yansıtmaya başlamış.

Spor yapmak, bedeninize verebileceğiniz en iyi hediye.
Düşünün, bu öyle bir aktivite ki;
* Yaşam kalitenizi arttıracak.
* Size özgüven ve özsaygı kazandıracak.
* Size bedava mutluluk verecek.
* Süzekli iyi bir ruh halinde olmanızı sağlayacak.
* Stressiz bir yaşam sunacak.
* Sizi daha verimli, enerjik ve canlı biri yapacak.
* Ömrümüzün güzel yıllarını daha keyifle geçirmenize yardım edecek.
* Daha iyi görünmenizi sağlayacak; kıyafetlerle ya da kıyafetlerinizi çıkardığınızda.
* Ömrünüzü uzatacak.
* Hastalıklara karşı bağışıklık kazandıracak.
* Bedeninizin sınırlarını keşfetmenize destek olacak.
* Varolan sağlık sorunlarınızın büyük kısmını çözecek.

Uyku apnesinden karaciğer yağlanmasına,
eklem sorunlarından sırt ağrılarına,
nefes nefese kaldığınız yokuşlardan kalp ritim bozukluklarına,
stresli, bitkin, gergin bir hayat sürmekten tutun da baş ağrılarına ve migrene,
Aşırı terlemeden solgun bir cilde kadar
Daha pek çok sağlık sorununu çözmek sadece spor yapmaktan ve sağlıklı beslenmekten geçiyor.

Ama tatlısız yapamam!
Ama pilav yemeden olmuyor!
Ama makarnasız bir hayat düşünemiyorum!
Ama ekmek yemeden doyduğumu hissetmiyorum!

Oruç tutuyorsunuz gibi düşünün.
Dayanamıyorsanız evde bu yiyecekleri bulundurmayın.
Nefsinizle savaşırken sanki niyet etmişcesine sadık olun beslenme planınıza.
Kendinizi yiyecekle ödüllendirmeyin.
En büyük ödül, spordur.

Sporu sanki hayatınızdaki en önemli kişiye verilmiş bir randevu gibi düşünün.
Asla kaçırmamanız gereken bir iş toplantısı, bir arkadaş buluşması, bir okul günü gibi...
Spor, hayatınızdaki en önemli kişi içindir: SİZİN İÇİN.
Kendinize bu vakti ayırın.
Kendinizi ne kadar sevdiğinizi kanıtlayın.

Spora başlayanların %70'i sporu bırakır.
Hayır, siz değil.
Bu kez değil.

Kendinize inanın.
Kendinize bunu yapabileceğinizi kanıtlayın.
İnatlaşın.
Vücudunuz plato dönemine girip kilo vermeyi durdurmuş olabilir.
Sabredin.
Siz sağlıklı hayatı dayattıkça, o da pes edecek ve sonuçları görmeye başlayacaksınız.
Pes eden mi sonucu görür, 1000 kere deneyip sonuç alamasa da ısrar eden mi?

NlglEa.jpg


Günün Önerisi


Şekeri bırakmak isteyenler için en sağlam motivasyonu ise THAT SUGAR FILM adlı filmi izleyerek edinebilirsiniz. Google'a "That Sugar Film izle" yazmanız yeterli.

Filmde şekerin vücudumuza zararlarının yanı sıra, beynimize de ne kadar hasar verdiği anlatılıyor.

Bu belgeseli çeken kişi, 2 aylık süre boyunca vücuduna her gün 40 kaşık şeker alıyor.

Üstelik bu şekeri de kola, hamburger, şekerli yiyecekler, pasta, çikolata yiyerek almıyor.

Diyet ürün, sağlıklı gıda, meyveli yoğurt ya da meyve suyu gibi "zararsız sandığımız" yiyecekleri tüketiyor.

Üstelik günlük aldığı kaloriyi değiştirmiyor!
Günde 2300 kaloriyi sebze, protein, sağlıklı doymamış yağ ve kompleks karbonhidrat alarak tüketirken; yine 2300 kalorilik beslenmeye devam ediyor ama bu kez paketli gıdalar tüketiyor.

2 aylık sürenin sonucunda kalori saymanın ne kadar saçma olduğunu, doğru besinlerden alınan kalori ile yanlış gıdalardan alınan kalorilerin arasındaki farkı hayretler içinde göreceksiniz.

Filmi mutlaka izlemenizi öneririm, eğlenceli ve sürükleyici yapısıyla çabucak bitecek.
Üstelik çocuklarımıza "Onları sevindirmek için" yedirdiğimiz çikolata, şeker ve dondurma gibi gıdalarla aslında onları nasıl zehirlediğimize, onların beyin fonksiyonlarını öldürüp daha hiperaktif olmalarına neden olduğumuza da değiniyor.

"Şeker, tatlı krizim var" diyenler, kapitalist şirketlerin bizi nasıl şekere bağımlı yaptıklarını izledikten sonra bir daha şekere bakmak dahi istemeyecek.
 
Merhabalar..Bu sayfayı hevesle azimle takip ediyordum ta Ramazandan beri..Ve spor yaparak düzgün beslenerek bayağı sonuç aldım.Tam son 3 buçuk kilom kalmıştı ki hamile olduğumu öğrendim.Şu an sadece yürüyüş yapabiliyorum o da sıkıntılı halsiz bir günümde olmazsam..Hamile pilatesi düşünüyorum ve doğru beslenmeye devam etmeye uğraşıyorum..Ne yalan söyleyeyim burayı hala takipteyim çünkü deli gibi spor yapma hazzını özledim :) Bana tavsiyeleriniz varsa beklerim, sevgiler..
 
Cok güzel yazmissin. Harika goruntuler..
Ama bunlarin dogurduguna inanamam. Hic catlaklari yok ki :KK42:
 
Merhabalar..Bu sayfayı hevesle azimle takip ediyordum ta Ramazandan beri..Ve spor yaparak düzgün beslenerek bayağı sonuç aldım.Tam son 3 buçuk kilom kalmıştı ki hamile olduğumu öğrendim.Şu an sadece yürüyüş yapabiliyorum o da sıkıntılı halsiz bir günümde olmazsam..Hamile pilatesi düşünüyorum ve doğru beslenmeye devam etmeye uğraşıyorum..Ne yalan söyleyeyim burayı hala takipteyim çünkü deli gibi spor yapma hazzını özledim :) Bana tavsiyeleriniz varsa beklerim, sevgiler..
Tebrik ederim, inşallah bebeğinizi sağlıkla kucağınıza alırsınız :) Ancak hamilelere dair sporları araştırsam dahi, bu konuda uzman olmadığım için internetten bulduğum sonuçları burada paylaşmayı uygun bulmadım. Bu konuda en iyi bilgiyi doktorunuzdan öğrenebilirsiniz, yanlış bir bilgi yüzünden herhangi bir soruna sebep olmaktan korkarım. Yürüyüş en güzel seçim bence de.
Yine de başlığımı okumaya devam etmenizden çok mutlu olurum. Doğum sonrası tekrar aramıza bekleriz.

Cok güzel yazmissin. Harika goruntuler..
Ama bunlarin dogurduguna inanamam. Hic catlaklari yok ki :KK42:
Bu resmi sırf sizin için buldum internetten. Umarım motive edici olmuştur :)
Unutmayın, olay iyi görünmek kadar iyi yaşamakta saklı.

An7AQQ.jpg


--------------------------------------------------------------------------------------------------

GÜNÜN MOTİVASYONU (bugünkü motivasyon oldukça sarsıcı olacak)

Ben yaşlılığa inanmıyorum.
"Benim yaşım geçti" diye bir şey yok.
Sağlıklı hayat, geleceğe yatırımdır.
Bu, karşılığını kayıpsız alacağınız en iyi yatırım.
Bu, geleceğinize, bedeninize, sağlığınıza yatırımdır.


Spor yapmaz ve kötü beslenirseniz;

  • Yıllar geçtikçe daha gevşek olursunuz,
  • daha uyuşuk, bitkin ve yorgun, stresli ve sıkkın.
  • Mutsuz suratınıza bakanların "gel otur teyze" diye otobüste yer verdiği,
  • Nefes darlığı çekerek, azıcık hareket edince bile kalp çarpıntısı yaşayarak,
  • En ufak mesafelerde bile nefes nefese oturacak yer arayarak,
  • Hastane sıralarında tansiyon, şeker, kolestrol ölçümlerinde bekleyerek,
  • Doktorun "Kilo verin, lütfen yediklerinize dikkat edin" diye uyardığı,
  • En ufak esintide hasta olup yataklara düştüğünüz,
  • Torununuzu parka götürmenin bile işkence olduğu,
  • Eklem ağrılarınız yüzünden koltuktan kalkamadığınız,
  • Kanepede tüm gün uyuduğunuz ya da televizyon izlediğiniz,
  • Kilo sorunlarınız yüzünden nefes alamadığınız için geceleri iyi uyuyamadığınız,
  • Horladığınız için kimsenin sizinle aynı odada uyumak istemediği,
  • Televizyonda çıkan sizinle aynı yaştaki ünlünün en fazla 30 gösterdiğini görüp "zaten estetik ameliyat oluyorlar" diye kıskançlıkla düşündüğünüz,
  • Şeker gibi ilaç yutup vücudunuzun artık bu kadar kimyasalı karaciğerde çözmesini beklediğiniz,
  • Arkanızdan "Bu ülkenin kadınları yaşlanınca ne biçim oluyor" diye fısıldaşan ergenleri duyup üzüldüğünüz,
  • Giyecek bir kıyafet bulmak zor olduğu için alışverişten bile keyif almadığınız,
bir gelecek...

Evet, belki biraz karamsar bir gelecek çizdim size.
Ama bunu değiştirmek elimizde.
Ben böyle bir yaşlılık istemiyorum.

Ben fit bir yaşlı olmak istiyorum.

X9kBY6.jpg

Sağlıklı bir yaşlılık için temiz beslenmek ve hareket etmek yeterli;
bkDl4V.jpg

  • İnsanlara yaşınızı gururla söylediğinizde "İnanmıyorum, gencecik görünüyorsun, genetik olarak ne kadar şanslısın" demelerini,
  • d83nqL.jpg
  • Torununuzla oynarken onun "anneanne biraz dinlenelim, ne enerjiksin, ben yoruldum" demesini;
  • 5L78Rq.jpg
    An7AYX.jpg
  • Doktora gittiğinizde "turp gibisiniz, sanki organlarınız genç birine ait gibi" demesini;
  • 0ln72W.jpg
  • Daha tıkanmadan koca yokuşu çıkabilmişken, arkanızdan gençlerin "eski toprak bunlar, ne güçlüler" diye mızmızlanmalarını,
  • 41rLRQ.jpg
    OVARd5.jpg
  • kocanızın "şarap gibisin, yıllandıkça daha da güzelleşiyorsun" diye size sokulmasını,
  • za5mED.jpg
  • Televizyonda gösterilen çoğu ünlüden daha parlak bir cilde, daha gergin bir tene, daha sıkı vücuda, daha fit bir görüntüye sahip olduğunuz için sizi çekemeyenlerin çatır çatır çatlamasını;
  • o03AY2.jpg
  • Evladınızın sizinle "Ben annemle aynı beden giyiyorum, kıyafetleri paylaşıyoruz" diye okulda sizinle övünmesini,
  • njMA5g.jpg
  • Hayattan daha çok keyif almayı ve yaşamın tadını doya doya çıkarmayı, gönlünüzce gezmeyi, dolu dolu nefes almayı, mutlu uzun ve sağlıklı bir ömrü,
  • vX5gQR.jpg
  • "Senin gibi 5 genci bile cebimden çıkarırım ben" diyebilecek kadar güçlü olmayı,
  • 1VvY2D.jpg
    l3jk0k.jpg
istemez misiniz?
77goVv.jpg

Bu yaz herkesin sizin vücudunuza bakıp aynı fizikte olmayı dilediğini hayal edin.
Ama siz tüm kış boyunca azimle çalışırken, onlar bu zahmeti çekmedi.


Dilemek yetmez,
Kimse dilediğine oturarak kavuşamaz.
Dilediğinizi değil, uğruna ter döktüğünüzü elde edersiniz.

Pnk5YQ.jpg

Kendinizi seviyor gibi yemek yiyin.
Kendinizi seviyor gibi hareket edin.
Kendinizi ne kadar sevdiğinizi kendinize gösterin.
r6MgmM.jpg

3 ay içinde, "iyi ki devam etmişim" deyip kendinizle gurur duyacaksınız.

Hiçbir tatlı, pizza, abur cubur, şeker, çikolata;
Sağlıklı yaşamın tadı kadar lezzetli değil.

za5m2D.jpg

Yiyecekler daha da stres yaratır, stresi çözmez.
Stresi en iyi çözecek araç, iyi beslenme ve spordur.
Ter atarak dünyadaki tüm dertleri beyninizden atabilirsiniz.


Bu iş, bir gecede olmayacak.
Bir haftada da...
21 gün, bir alışkanlığı hayata yerleştirme süresidir.
21 günde hayatınıza katılan alışkanlığı 90 gün devam ettirirseniz...
90 günde ise, artık hayatınızdan çıkaramadığınız bir prensibinize dönüşür.
Sizin kimliğiniz olur.

VPalgV.jpg

Küçük damlalar göle dönüşür,
Her gün azıcık çaba bile 90 günde derya olacak.
Kolay değil, bu yüzden daha tatmin edici.
Yoksa herkes yapardı.
Dilediğiniz fit vücuda ulaşıncaya dek pes etmeyip,
Bunu başaranlar arasına girince insanlar o yüzden size imrenerek bakacak.

LZApY1.jpg

Kolay değil, ama kolay.
Sabahları kalkıp yarım saat spor yapmak,
Mideye yağlı, zararlı, şekerli, tuzlu, unlu gıda sokmamak;

Her gün aynaya bakıp aynadaki yansımanıza üzüldüğünüz
bir hayata göre
"daha kolay."


Bakış açınızı değiştirin.
Size uzatılan tatlı, hamur işi, abur cubura bakıp
"O yiyeceği yiyemem, diyetteyim" demek yerine
Kararlı ve sert bir ses tonuyla
"Ben artık öyle yiyecekler yemiyorum." demeyi seçin.

Sağlıklı beslenmeyi seçin.
Çöp gibi beslenirseniz, çöp gibi hissedersiniz.

OVAR35.jpg

Unutmayın, bunun kısa yolu yok.
Yanlış şok diyetler, vücudunuzu hapisteymiş gibi hissettiren kısıtlamalar,
Kısa yoldan zayıflayayım diye aç kalmalar, kötü beslenmeler yok.
Kendinizi yıpratacak kadar sakatlayacak kadar spor yapmaya da gerek yok.


Kurallar belli:
1- Haftada 3-4 gün, en az yarım saat spor yap.
2- Sakın pazartesi gününü sporsuz geçirme.
3- Temiz beslen, doğalı ye, paketli ürünleri (diyet, fit olsa dahi) yeme.


Bunu bir ömür devam ettirmeye, benimle birlikte var mısınız?

Kalan ömrümüzü fit, sağlıklı ve enerjik geçirmeye var mısınız?
 
fazla kilolarınızı, aldığınız hızda vereceksiniz. (bkz: yokuşu, çıkılan vitesle inmek). böylelikle, yerleştire yerleştire aldığınız kiloları, yerleştire yerleştire vereceğiniz için, cozutup ipin ucunu kaçırmadığınız müddetçe, yeniden şişmanlamaya başlamazsınız. <br>
<br>
2. hedefleriniz gerçekçi olacak ve kendinizi kandırmayacaksınız. ayda beş-on kilo vermeye calışmak ne gerçekçi, ne de sağlıklıdır. <br>
<br>
3. her şeyi yemek serbest olacak. sadece porsiyonları biraz küçülteceksiniz. azaltacağınız miktarı siz belirleyin ve kendinize karşı acımasız olmayın. çayınızı iki şekerle içiyorsanız, bir ay süreyle bir buçuk şekere, sonraki ay bir şekere düşürün. porsiyon tatlının önce üçte birini, sonraki ay yarısını yemeyip tabağınızda bırakmak gibi... bu faaliyeti, aldığınız bütün gıdalara, zararlı alışkanlıklarınıza, zaman içerisinde tedricen uygulayabilirsiniz. yaprakli sebzelere herhangi bir sınır getirmenizin gerekmediğini biliyorsunuzdur zaten. meyveyi abartmayin. gunde bir kilo elma yemeyin mesela. bir portakal, bir muz iyidir mesela. bir elma, bir mandalin iyidir. yumrulu sebzeleri abartmayin. patates, havuc gibi. <br>
<br>
4. kendinize zalim yasaklar koyarsanız, bir süre sonra gözünüz döner, rejimi mejimi sittir eder ve kıtlıktan çıkmış gibi yemeye başlarsınız. efendi olun, akıllı olun. <br>
<br>
5. kola, gazoz, ice tea yerine, tercihen evde yapılmış limonata veya ayran için. (bkz: high fructose corn syrup). taze olsa bile meyve suyundan da uzak durun. (bkz: taze sıkılmış portakal suyu/@compadrito)<br>
<br>
6. sabırlı olun. ikide bir basküle tırmanmayın, hatta baskülü kaldırın ortadan. sadece şunu iyi bilin ki, bu rejim garantilidir ve sizi sağlığınıza kavuşturacaktır. yeterince süre geçtiğinde, kemerinizin rahatladığını zaten göreceksiniz, bundan emin olun. <br>
<br>
7. geldik en önemli kurala! bu kuralı seveceksiniz (tıpkı 3 no&apos;lu kuralı sevdiğiniz gibi). ayda bir defa, en çok ne seviyorsanız, canınız o gün neler çekiyorsa, patlayana kadar, kusana kadar yiyin. sucuksa sucuk, börekse börek, şambabaysa şambaba. o gün her şey, her miktarda serbest olacak. bir süredir azalan kalori alımınız nedeniyle, metabolizmaniz değişen duruma uyum sağlamış ve kalori yakmayı ekonomize etmiş haldedir. böylelikle, hem metabolizmanızı kandırmış ve ona, &quot;nooluyo yaaaa? hani &quot;idare etme durumu&quot;na geçmiştik? kaynak bu kadar bolsa, ben de bol bol yakarım anasını satıyim!&quot; dedirtmiş olacak ve hem de nefsinizi tatmin etmiş, rüyanıza iskenderlerin girmesini engellemiş olacaksınız. (evet iyi bildiniz. iki aydır rejim yaptığınız halde, kilonuzda milim kımıldama gözlemeyişinizin sebebi, bu kuralı bilmiyor olmanızdı!) <br>
<br>
8. şartlarınız elveriyorsa, günde onbeş dakkacık, yarım saatçik yürüyebilirseniz ideal olur. <br>
<br>
geçin efenim o tempolu yürüyüşleri, eşofmanları filan! günlük kıyafetinizle, geze geze, kasmadan, terlemeden... &quot;zamanım yok&quot; filan diyip çamura yatmayın, kırmayın kalbimi. ama gerçekten zamanınız yoksa, çıktığınız merdiven sayısını biraz arttırın. <br>
<br>
bütün bunları kaytarmadan yaptınız; altı ay sonra sizi görenler &quot;a aaaa!!! tığ gibi olmuşsun ayol! süzülmüşsün, gıdın kalmamış&quot; filan demezlerse, paranızı iade ederim. <br>
<br>
haa, bi de, zinhar aç karnına market alışverişine çıkmayın.<br>
<br>
edit: 14 kasim 2005 tarihli hürriyet gazetesinde, osman müftüoğlu hoca bakın ne demiş:<br>
<br>
yediklerinizi azaltmalısınız<br>
<br>
bilimsel bir beslenme planı, sizin tükettiğiniz günlük enerji toplamınızdan genelde 500 kalori kadar bir kısıtlama yapar. çok özel durumlarda bu kısıtlamayı 1000 kaloriye kadar çıkarabilir. 500 kalorilik kısıtlamadan ne çıkar demeyin! böyle bir kısıtlama size ortalama olarak her 10-12 gün için bir kilogram civarında kilo kaybını garanti eder. bu, ayda 2.5-3, yılda 20-30kg?lık bir kilo kaybı demektir. 500 kalorilik bir kısıtlama yapmanız için 2 dilim ekmek, 3 yemek kaşığı pilav, 4 yemek kaşığı kuru fasulye, 2 yemek kaşığı yağ ve 1 iri muzu eksik yemeniz yetecektir. eğer bu kadarcık bir kısıtlamayı bile göze alamıyorsanız, bizim önerimiz böyle bir çabanın içine hiç girmemenizdir
fazla kilolarınızı, aldığınız hızda vereceksiniz. (bkz: yokuşu, çıkılan vitesle inmek). böylelikle, yerleştire yerleştire aldığınız kiloları, yerleştire yerleştire vereceğiniz için, cozutup ipin ucunu kaçırmadığınız müddetçe, yeniden şişmanlamaya başlamazsınız. <br>
<br>
2. hedefleriniz gerçekçi olacak ve kendinizi kandırmayacaksınız. ayda beş-on kilo vermeye calışmak ne gerçekçi, ne de sağlıklıdır. <br>
<br>
3. her şeyi yemek serbest olacak. sadece porsiyonları biraz küçülteceksiniz. azaltacağınız miktarı siz belirleyin ve kendinize karşı acımasız olmayın. çayınızı iki şekerle içiyorsanız, bir ay süreyle bir buçuk şekere, sonraki ay bir şekere düşürün. porsiyon tatlının önce üçte birini, sonraki ay yarısını yemeyip tabağınızda bırakmak gibi... bu faaliyeti, aldığınız bütün gıdalara, zararlı alışkanlıklarınıza, zaman içerisinde tedricen uygulayabilirsiniz. yaprakli sebzelere herhangi bir sınır getirmenizin gerekmediğini biliyorsunuzdur zaten. meyveyi abartmayin. gunde bir kilo elma yemeyin mesela. bir portakal, bir muz iyidir mesela. bir elma, bir mandalin iyidir. yumrulu sebzeleri abartmayin. patates, havuc gibi. <br>
<br>
4. kendinize zalim yasaklar koyarsanız, bir süre sonra gözünüz döner, rejimi mejimi sittir eder ve kıtlıktan çıkmış gibi yemeye başlarsınız. efendi olun, akıllı olun. <br>
<br>
5. kola, gazoz, ice tea yerine, tercihen evde yapılmış limonata veya ayran için. (bkz: high fructose corn syrup). taze olsa bile meyve suyundan da uzak durun. (bkz: taze sıkılmış portakal suyu/@compadrito)<br>
<br>
6. sabırlı olun. ikide bir basküle tırmanmayın, hatta baskülü kaldırın ortadan. sadece şunu iyi bilin ki, bu rejim garantilidir ve sizi sağlığınıza kavuşturacaktır. yeterince süre geçtiğinde, kemerinizin rahatladığını zaten göreceksiniz, bundan emin olun. <br>
<br>
7. geldik en önemli kurala! bu kuralı seveceksiniz (tıpkı 3 no&apos;lu kuralı sevdiğiniz gibi). ayda bir defa, en çok ne seviyorsanız, canınız o gün neler çekiyorsa, patlayana kadar, kusana kadar yiyin. sucuksa sucuk, börekse börek, şambabaysa şambaba. o gün her şey, her miktarda serbest olacak. bir süredir azalan kalori alımınız nedeniyle, metabolizmaniz değişen duruma uyum sağlamış ve kalori yakmayı ekonomize etmiş haldedir. böylelikle, hem metabolizmanızı kandırmış ve ona, &quot;nooluyo yaaaa? hani &quot;idare etme durumu&quot;na geçmiştik? kaynak bu kadar bolsa, ben de bol bol yakarım anasını satıyim!&quot; dedirtmiş olacak ve hem de nefsinizi tatmin etmiş, rüyanıza iskenderlerin girmesini engellemiş olacaksınız. (evet iyi bildiniz. iki aydır rejim yaptığınız halde, kilonuzda milim kımıldama gözlemeyişinizin sebebi, bu kuralı bilmiyor olmanızdı!) <br>
<br>
8. şartlarınız elveriyorsa, günde onbeş dakkacık, yarım saatçik yürüyebilirseniz ideal olur. <br>
<br>
geçin efenim o tempolu yürüyüşleri, eşofmanları filan! günlük kıyafetinizle, geze geze, kasmadan, terlemeden... &quot;zamanım yok&quot; filan diyip çamura yatmayın, kırmayın kalbimi. ama gerçekten zamanınız yoksa, çıktığınız merdiven sayısını biraz arttırın. <br>
<br>
bütün bunları kaytarmadan yaptınız; altı ay sonra sizi görenler &quot;a aaaa!!! tığ gibi olmuşsun ayol! süzülmüşsün, gıdın kalmamış&quot; filan demezlerse, paranızı iade ederim. <br>
<br>
haa, bi de, zinhar aç karnına market alışverişine çıkmayın.<br>
<br>
edit: 14 kasim 2005 tarihli hürriyet gazetesinde, osman müftüoğlu hoca bakın ne demiş:<br>
<br>
yediklerinizi azaltmalısınız<br>
<br>
bilimsel bir beslenme planı, sizin tükettiğiniz günlük enerji toplamınızdan genelde 500 kalori kadar bir kısıtlama yapar. çok özel durumlarda bu kısıtlamayı 1000 kaloriye kadar çıkarabilir. 500 kalorilik kısıtlamadan ne çıkar demeyin! böyle bir kısıtlama size ortalama olarak her 10-12 gün için bir kilogram civarında kilo kaybını garanti eder. bu, ayda 2.5-3, yılda 20-30kg?lık bir kilo kaybı demektir. 500 kalorilik bir kısıtlama yapmanız için 2 dilim ekmek, 3 yemek kaşığı pilav, 4 yemek kaşığı kuru fasulye, 2 yemek kaşığı yağ ve 1 iri muzu eksik yemeniz yetecektir. eğer bu kadarcık bir kısıtlamayı bile göze alamıyorsanız, bizim önerimiz böyle bir çabanın içine hiç girmemenizdir
bi başka soru: kilom oturdu biraz, aldığımdan daha yavaş veriyorum, bir de boyum kısa, bir hafta içinde ödemdi şuydu buydu kilom çok volatil seyirde. <br>
<br>
acaba sabredemiyor muyum? aylardır düzgün beslenmeye çalışıyorum 5 ayda 3 kilo verememişimdir. <br>
<br>
cevap:<br>
<br>
evet sabredemiyosunuz.<br>
1. altı ayda bir tartılın. ciddiyim, şaka yapmıyorum. kilonuzun volatilitesini görmeyeceksiniz bu yöntemle.<br>
<br>
2. en büyük yanılgınız ise şu: &apos;&apos;ben kilo veremiyorum.&apos;&apos; bu külliyen yanlış. bunu ben söylemiyorum. amerikalı metabolizma uzmanı bir hekimin podcast&apos;inde dinledim. daha önce de obezite klinik araştırması yönettiğim için, benzeri teknikleri biz de uyguluyorduk yani, söyledikleri çok mantıklı geldi. hatta size yaptığımız klinik araştırmadan bir kesit de sunayım: (bkz:şişmanların havayı daha fazla kirletmesi). <br>
<br>
bu hekimin söylediği şey özetle şu: &apos;&apos;yürüyüş yapan kadın kilo veremediğini zannediyor. halbuki burada amacımız vücut ağırlığının azalması değil, yağ dokusunun azalması. yürüyüş yapan kişinin kas kütlesi artar. (çok önemli not: vücuttaki toplam kas kütlesinin %80&apos;i belden aşağıda. yani popo, bacaklar ve baldırlarda. çünkü popoyu bombe gösteren kaslarla, bacak yani kalça ile diz arası ve baldır yani dizle ayak bileği arası kaslarının toplamı, vücuttaki diğer kasların toplamından 4 kat fazla. peki yürüyüş ne yapıyor? popoyu bombe gösteren kasları, bacak kaslarını, baldır kaslarını çalıştırdığı yetmiyomuş gibi, üstüne üstlük, karın ve bel kaslarınızı da aktif olarak çalıştırıyor. bana inanmazsanız, yürürken, elinizi iyice karnınıza bastırın ve karın kaslarınızın her adımda nasıl çalıştığını kendiniz gözleyin. aynı şeyi belinize de yapın. yürürken bel kaslarınıza dokunun. parantezi kapattık). bu hekim, kemik dansitometre cihazıyla, kadının yürüyüşe başlamadan önceki kas ve yağ kütlesini ölçüyor. kadın 1 ay süreyle yürüyor. diyelim 4 kilo yağ yakıyorsa, 2.5 kilo da kas kütlesi artışı sağlıyor. (rakamlar biraz abartılı olabilir, çok takılmayın. önemli olan işin mantığını kavramanız.) sonra basküle bir çıkıyor ki, &apos;&apos;oh my god! sadece 1.5 kilo vermişim. pöfffff! ben zayıflayamıycam galiba :KK43:((((&apos;&apos; diyor. demotive oluyor, şevki kırılıyor. <br>
<br>
o moral bozukluğuyla, çikolata, tatlı yapıyor da olabilir. halbuki gördüğünüz gibi gerçek sonnn derece farklı. bu bir şehir efsanesi değil. bunu (bkz:bence nesli)nin söylediği gibi, bence böyle oluyordur filan gibi söylemiyorum. bu, klinikte doğrudan ölçülmüş, kaydedilmiş bir gözlem, bir &apos;fact&apos;.<br>
<br>
haftada 4 içki içen kadını bekleyen en büyük tehlike, meme kanseri. ayrıca alkol, direkt bir serebrotoksik. yani beyin hücrelerini dolaylı molaylı değil, direkt olarak öldürüyor. <br>
<br>
günde 90 dakika yürüyüş, benim bile imrendiğim bir süre. keşke ben de yapabilsem. <br>
ama günde 4 içki ile, o yürüyüş, biraz patinaja dönüşüyor. alkolün kendisiyle, boş ve gereksiz kalori de almış oluyorsunuz, hepatotoksik ve serebrotoksik etkilerine maruz kalmaktan başka. hepatotoksik karaciğer harabiyetine neden olan demek biliyosunuzdur belki de.<br>
<br>
ben kadınlarının güzelliğiyle meşhur bir ülkede 1 sene yaşadım. en sıkı uyguladıkları şey neydi biliyo musunuz? saat 18&apos;den sonra ağızlarına bir lokma yiyecek koymuyorlardı. ülke kadınlarının genelinin kültürü buydu. istisnalar tabii ki vardır.<br>
<br>
tatlı yerine elma çok başarılı. elmanın kabuğunu soyarak yiyin. ekmeği en kepekli olanından günde iki dilim filan yiyebilirsiniz. yürüyüş benim bile imrendiğim bir süre. keşke ben de yapabilsem. <br>
ama günde 4 içki ile, o yürüyüş, biraz patinaja dönüşüyor. alkolün kendisiyle, boş ve gereksiz kalori de almış oluyorsunuz, hepatotoksik ve serebrotoksik etkilerine maruz kalmaktan başka. hepatotoksik karaciğer harabiyetine neden olan demek biliyosunuzdur belki de.<br>
<br>
<br>
ben sizin yerinizde olsam koşmazdım.<br>
<br>
sebepleri şunlar:<br>
<br>
1. insan koşmak için değil, yürümek için tasarlanmış bir canlıdır.<br>
2. yürürken diz ekleminize diyelim 1 birim travma oluyorsa, koşarken 8 birim travma oluyor. bi zamanlar, ortopedik-biyomekanik bir power point sunumu bulmuştum gene amerika&apos;dan orada açıklanıyordu bunun detayları. şehir efsanesi değil, bilimsel gerçek. vücudunuzdaki ennnn önemli eklem diz ekleminiz. neden? çünkü nine olduğunuzda, sizi hâlâ hareketli kılacak olan eklem o. diz eklemlerinize bebek ihtimamıyla bakmalısınız.<br>
3. kadınların en büyük düşmanları: sigara, güneş, susuzluk ve yerçekimi. bunu böyle yazdığımda, duyurudaki bir kadın doktor bana, &apos;&apos;sıkı sütyenler var&apos;&apos; gibi bir cevap yazmıştı. ben de ona &apos;&apos;ben meme demedim, ben yerçekimi dedim&apos;&apos; diye cevap verdim. koşan bir kadının videosunu ağır çekim izleseniz, ne dediğimi çok daha iyi anlarsınız. sadece memelerine travma olmuyo ki, her yeri, yanakları da dahil olmak üzere, lömbür lömbür sallanıyo, bi aşşağı, bi yukarı. sizce bu mantıklıysa, koşmaya devam edin.
4. bir insan 3 saat yürüyebilir ama 3 saat koşamaz. halbuki bize ennn lâzım olan şey, &apos;repetitif&apos; yani tekrarlayan egzersiz. bize ağırlık kaldırmak, şınav yapmak lâzım değil. vücudu, doğal bir şekilde çalıştırmak. vücudu en doğal olarak çalıştıran hareket de yürüyüş. 45 dakika koşan bir kişinin 5 bin adım attığını varsayalım. 3 saat yürüyen kişi 15 bin adım atar. hadi koşarken zıplayarak daha uzun mesafe alıyoruz bir adımda diyelim. gene de 3 saat yürüyen bir kişi 12 bin adımdan daha azını atmaz. en az iki misli bir repetisyon farkı bu.
size başka bir sır vereyim haftada içtiğiniz 4 içkiye 1 senede ne kadar para ödeyeceğinizi bir hesaplar mısınız lütfen? o içkiyi içmeyip parasını biriktirin. iki yönlü kazanın. ninelik zamanınız için şimdiden para biriktirmeye başlayın. bu alışkanlığı bir kazanırsanız, 37 yaşınıza filan geldiğinizde ev alırsınız.
 
X