Spor ve Sağlık İçin Motivasyon Taktikleri

canim benim de sana sormak istediğim bir soru var.1.68 boyunda 65 kiloyum her yanim yumusak yag oranim fazla sanirim.

spor olarak günasiri 45 dakika yürüyus yapiyorum yaninda da pilates.

sormak istedigim yag oranimi azaltmak icin beslenmem nasil olmali daha dogrusu protein alimim nasil olmali her gün mutlaka 1 haşlanmış yumurta 10 badem yiyorum yeterli proteini alabilmem icin baska ne eklemem gerekir protein olarak beslenmeme ve miktari ne olmali simdiden cok tesekkurler :)
 
Şuan ben öyleyim şükür ama direncim Sağolsun engel oluyor
 
Tam iki haftadır bilgisayarımın servisten gelmesini bekliyorum, anakart gitti sanırım. Motivasyonları yazamadım bu sebeple. Şu an ilk bulduğum bilgisayardan bu metni giriyorum, takip edenlere haber vermek için. Bu gecikme için üzgünüm, şu sıkıntıyı çözer çözmez tekrar burada yazıyor olacağım.
 
Arkadaşlar ben gene takıldım kaldım. 20 gündür spor hakgetire. Tekrar başlıyorum ama androidde 30 gün fit isimli bir program var onu denemek istiyorum. Deneyen var mi ya da bir bakabilir misiniz işe yarar mı sizce benim için önemli. Teşekkürler
 

Eklentiler

  • Screenshot_2016-09-18-09-38-47.png
    73,5 KB · Görüntüleme: 61
GÜNÜN (SPOR KONULU) MOTİVASYONU

Tekrar merhaba, nihayet döndüm (diye umuyorum). İki hafta önce kapanan ve bir daha açılmayan bilgisayarım sebebiyle başlığa ara vermek zorunda kaldım. Bu arayı telafi etmeye çalışacağım.

Yeni motivasyonumla karşınızdayım. Bu seri önce spor hakkında motivasyon, sonra beslenme hakkında motivasyon, sonra fit yaşama dair ipuçları içerikli motivasyon şeklinde devam edecek. Bu hafta içinde her gün yazmaya çalışacağım, takipte kalın.


Aslında spor konusunda en sevdiğim mevsime girdik. Eylülün gelmesiyle havalar serinledi, o bunaltıcı ve terletici yaz havaları geride kaldı.

Neden eylül spor yapmaya başlamak için en iyi aydır?


Çünkü bu sıralarda spora başlayanların gerçek anlamda sonuca ulaşmaya daha istekli, daha kararlı ve daha disiplinli insanlar olduğunu söyleyebilirim.
Genelde spor salonları ya ocak ayında ya da nisan/mayıs aralığında çok kalabalıktır.


Spor salonları ocak ayında kalabalıklaşır çünkü yeni yıla giren çoğu kişi "2017 yılında muhteşem bir fiziğim olsun istiyorum" şeklinde yeni yıl kararları alırlar.

Oysa 2017 yılına bomba gibi girmek istiyorsanız,

spora başlamanız gereken tarih ocak değil, 2016 eylüldür.

Nisan/mayıs aralığını ise tahmin edebiliyorsunuzdur. Yaklaşan yaz ve hafifleyen kıyafetlerimiz sebebiyle vücuttaki sorunlu bölgeler ortaya çıkar, onları bir an önce şekillendirmek için şok diyetler ve zor sporlar yaparız.

Haftalardır, aylardır sınavına çalışmamış öğrencinin bir önceki gece sabaha kadar ders çalışarak sınavda yüksek puan alacağını umması gibidir bu.

Oysa başarının tek bir sırrı var. Yaklaşın, bu sırrı size veriyorum.


Sabır. Düzen. Devamlılık.


Günde 5 dakika, bakın sadece 5 dakika karın egzersizi yaptığınızı düşünün.
Eylülde başlayıp bunu hazirana dek sürdürün.
Hiç bozmadan, hiç pes etmeden devam ettiğinizi hayal edin.


Mayısta spora başlamış, günde 5 saat spor yapmaya çalışan ve hazirana fit girmeyi uman birinden daha şekilli vücuda sahip olursunuz.

Çünkü kayayı delen, suyun gücü değil, damlaların SÜREKLİLİĞİDİR.

İpucumuz şu:

Yavaş başla.
Kendini yorma.
Keyif al.


Yavaş başla, çünkü dayanıklılığı ve gücü kademeli arttırmalısın.

Kendini yorma; çünkü ilk günden 200 şınav çekmek hem vücudunu yıpratır, hem de senin keyif almanı engeller.

Keyif alma kısmına gelince, buraya dikkat! Keyif almadığınız bir sporu devam ettiremezsiniz.


Hangi egzersizi yapıyor olursanız olun, hangi spor programını takip ediyor olursanız olun.
Anahtar kelime: Eğlence.


Koşa koşa gitmelisiniz spora.
Saatleri heyecanla geri saymalı, sabırsızlıkla beklemelisiniz spor vaktini.
Bu kadar tutku ve heyecanla yaptığınız bir etkinlikten sıkılıp bırakmak mümkün müdür?


Ne yapıyorsanız, nasıl yapıyorsanız...
Eğer keyif almadığınızı fark ettiyseniz, değiştirin.


Eğer yürüyüş eğlenceli gelmiyorsa koşuya çıkmayı düşünün.
Pilates sıkıcı geliyorsa uzak doğu sporlarını deneyin.
Spor salonları boğucu geliyorsa, bir arkadaşınızı kandırıp beraber gidin.
Yaptığınız spor programını başlatmak için kendinizi ciddi anlamda ikna etmeniz gerekiyorsa, değiştirin.
Kardiyo sizi yoruyorsa, pilates gibi daha pasif bir başka program deneyin.


Tek sırrımız şu: Devam edin.

Spor yapmak, evlenmek gibidir.
Eşiniz olacak spor programı çekilmez biriyse, o evlilik yürümez ki?
Bir ömür devam etmek, aynı yastığa baş koymak için; doğru ruh eşinizi/doğru programı bulmaya çalışın.


Son bir ipucu daha: Bu sağlık yolu, dümdüz giden bir yoldur.
Arada kaytarmalarınız olur, insanız sonuçta.
Kusurlarımız olur, kaçamaklarımız olur, pes edip ara verdiğimiz günler olur.

Aklınıza şu sözü kazıyın:

"Bu olmadı, baştan başlıyorum. Bu kez hiç bozmadan devam edeceğim" demek YOK.
Asla baştan başlamayın.
Daima "Biraz ara verdim ama kaldığım yerden geri dönüyorum." şeklinde düşünün.

Bu iki düşünce biçimi arasındaki fark, ilkinde size başarısız olduğunu hissettirmesi ve hayal kırıklığına uğratmasıdır.
Baştan başladığınız her seferinde, ilk yaptığınız hatada "Bu da olmadı, yine olmadı" diye düşünüp moral bozarsınız.


İkinci düşünce biçiminde ise büyük resme bakar, şu birkaç günlük haftalık kaçamağı affeder ve fit yaşama geri dönersiniz.
Daima "Baştan başlıyorum." yerine "Devam ediyorum..." diye düşünün.

O zaman sporu asla bıraktığınızı düşünmez, ara verdiğinizi düşünür, iyi hissedersiniz.

Ufak bir not daha: Haftanın her günü spor yapmanıza gerek yok, düzenli bir şekilde haftanın 3-4 günü 30 dakika yapmamız vücudumuz için yeterli.


Şimdilik bu kadar, yarın yine yazmaya çalışacağım.

Motivasyon resmi yok mu diyenler, şu azimli arkadaşımızın albümüne bakabilirler.
https://www.facebook.com/tringtey/media_set?set=a.1125552867509229.1073741989.100001635797886&type=3





diz sorunu olanlar için dize yüklenmeden günlük yapılacak etkili hareketler önerebilir misiniz?
Aradığınız spor türleri low impact yani dize çok yüklenmeyen, az darbeli egzersizler. Yürüyüş bu konuda en etkililerinden biri, bunun yanı sıra suyun içinde olduğunuzdan ötürü dize yük bindirmeyen yüzme kursları da iyi bir alternatif. Dizleri zorlamayacak şekilde ayarlanmış (yani tekerleği hızlı çevirebildiğiniz) bisikleti sürmeyi ya da daha hızlı bir egzersiz için Zumba'yı önerebilirim. Pilates, Callanetics gibi fizik terapi ağırlıklı spor programları da dizlere yüklenmeden fiziğinizi şekillendirebilen başarılı örnekler. Spor aleti olarak Eliptik Bisiklet veya Air Walker denen havada yürüyüş yapmanızı sağlayan aletler de uygun. Plank, şınav, mekik gibi egzersiz hareketleri de dizlerinize çok yüklenmez.

Bu konuda en doğru cevabı diyetisyen verir ama size benim beslenme düzenimi söyleyeyim. Günde 2 yumurta veya 50 gram yağsız lor peyniri alıyorum sabahları. Öğle arası çiğ badem, ceviz ve çiğ fındık yiyorum bir avuç. Öğlen 2-3 köfte veya bir ızgara tavuk ile birlikte salata yiyorum. Akşam öncesi bir yarım muz veya bir elma yiyorum. Akşam yemeğini ise sebze seçiyorum, yanında yoğurt oluyor. Pilav, makarna, şeker yok. Basit karbonhidratı hayatınızdan çıkardığınız anda yağ yakmaya başlarsınız.

Şuan ben öyleyim şükür ama direncim Sağolsun engel oluyor
Bu konuda kesinlikle doktor desteği gerekiyor, direnci çözmek için özel beslenme düzeni gerekiyor.

Yukarıdaki motivasyonda da dediğim gibi, denediğiniz program ne olursa olsun, sonuç almak için onu devam ettirmeniz yeterli. Bu programı deneyin, keyif almadıysanız başka programa geçin, keyif aldığınızı ve sürdürdüğünüzü fark ettiyseniz muhakkak işe yarıyordur.
 
Aynı postu iki kez attığım için düzenliyorum.
 
Son düzenleme:
Aynı postu iki kez attığım için düzenliyorum.
 
Son düzenleme:
Merhaba, bugünkü motivasyonumuz yemek hakkında.

Neden sağlıklı yaşama geçmek istiyoruz, önce onu konuşalım.

İçimizdeki gücü dışımıza yansıtabilmek için.
Bahanelerimizden daha güçlü olduğumuzu gösterebilmek için.
İstediğimiz kıyafetleri vücudumuzdan rahatsız olmadan giyebilmek için.
Çuval bile giysek, üzerimizde güzel durması,
Etrafımızdaki o hayran bakışlar için.
İki basamak çıkınca nefes nefese kalan bir vücut yerine,
Herkesi geride bırakacak kadar dayanıklı, çevik, güçlü bir vücut için.


Bugün, geriye kalan hayatımızın en genç anı.
Bu en genç zamanları, en güçlü halimizle geçirmek istemez miyiz?

Öyleyse başlıyoruz.

Resimlerde gördüğünüz kızların hiçbiri patates cipsi yiyerek,
tüm gün koltukta yayılarak o vücuda ulaşmadı.

Onlar yapabildiyse, siz niye yapamayasınız?
Devam ettiğiniz ve doğru beslendiğiniz müddetçe size mükemmel bir fizik vadediyorum.

Bundan 1 sene sonra "İyi ki 2016 Eylülde başlamışım spora" diyen, aynadaki fiziğiyle gurur duyan biri mi olmak istersiniz?

Yoksa "Zaten işe yaramıyor" diye pes edip,
bütün bir yılı olduğu yerde sayarak geçiren,
yaz gelince "Yine olmadı" diye düşünerek üzülecek biri mi olmak istersiniz?

Bu satırları okuduğunuza göre, siz pes etmeye niyetli olanlardan değilsiniz!

"Ama Leithia, spora başlayamıyorum çünkü kendimi çok halsiz hissediyorum."
"Ama Leithia, bir türlü iştahım kapanmıyor ve dayanamayıp yiyorum."
"Ama Leithia, bir türlü sağlıklı hayata devam edemiyorum, hem yarım kalıyor."
"Ama Leithia, çok sıkıntılıyım ve depresyondayım, canım hiçbir şey istemiyor."

Bu sorunların hepsinin cevabının sağlıksız beslenmeden kaynaklandığını söyleseydim, şaşırır mıydınız?

"Ama Leithia, spora başlayamıyorum çünkü kendimi çok halsiz hissediyorum."

Çünkü yeterli protein ve yağ almıyorsunuz. Çünkü kompleks karbonhidrat tüketmiyorsunuz.

Gerideki sayfalarda bir benzetmem vardı, onu yinelemek istiyorum:

Vücudumuz bir soba gibi.
Enerji ihtiyacı olduğunda da kömür(yağ) yakmalıyız ki ısınalım.
Ama o kömürün yanabilmesi için önce sobaya ateşi harlayacak bir parça odun(kompleks karbonhidrat) atmalı.
Eğer dengesiz besleniyorsanız, yeterli enerjiyi almıyorsanız vücut "Ne kömür var ne odun, o zaman ben de mobilyaları, sandalyeleri yakayım ki ısınayım" der.
Yağ ve karbonhidrat olmazsa, proteinleri tüketmeye başlar.
Kaslarınız erir.
Kaslar vücudumuzun bir numaralı kalori harcayıcıları.
Bu yüzden kas oranı arttırılmış bir vücut, bütün gün kanepe karşısında kitap okusa bile yağlı bir insanın vücudundan daha çok kalori harcar.
Düşünün, kas oranınızı arttırırsanız isterseniz dünyaları (sağlıklı olması kaydıyla) yiyin, kilo almayacaksınız!

Spor yapacak gücü kendisinde bulması için bir vücudun enerji bombası gibi hissetmesi gerek.
Hani "Bugün tüm evi bir uçtan diğer uca temizleyebilirim, çok enerjik hissediyorum." diye uyanırsınız ya bazı sabahlar.
İşte o enerji, doğru besinlerle geliyor.


"Ama Leithia, bir türlü iştahım kapanmıyor ve dayanamayıp yiyorum."


İki sorun var, ya psikolojik açlıktasınız ya da şeker tüketiyorsunuz.

İlk psikolojik açlık, içinizde doldurulamayan bir boşluk olduğu zaman gerçekleşiyor ve beyniniz iyileşmeden ne yazık ki bunu engelleyemezsiniz.
Bir doktor yardımı almanızı öneririm.

İkinci neden ise şeker.
Şeker, sobaya attığımızda bir anda harlayan, bir anda alev alıp ortalığı hızla ısıtan ve bir anda tükenip sobayı tüketen bir gıda.
Şekerli bir şey tükettiğinizde, bir anda vücudunuza sinyal yayılıyor.
Tokluk hissediyorsunuz ama şeker değerlerini dengelemek için insülin salgılanıyor.
Aniden ve tekrar acıkıyorsunuz.

Şeker peki nerede saklı?
Basit karbonhidratta.
Fabrika şekeri kullanılan yerlerde.
Pilav ve makarnada.

Önerim, beyaz ekmeği sertçe kesmeniz.
"İmkanı yok onsuz doyamıyorum" diyorsanız, beyniniz şeker uyuşturucusuna bağımlılık işaretleri gösteriyor demektir.
Şeker yiyen birinin beyni, uyuşturucu kullanan birinin beyninde sinyal verdiği yerlerle aynı şekilde uyarılıyor.
Bilim bize bunu kanıtlıyor: Şeker bağımlılıktır.

Karnınızı tıkayın.
Ekmek yemeden, şekersiz tüm 21 gün geçirin.
21 gün boyunca marul, salatalık, domates gibi yiyecekleri sınırsız yiyebilirsiniz.
Izgara et, süt, yumurta, yoğurt konusunda da sınırımız yok.
Pişirilmiş ya da çiğ sebzeler konusunda da serbestsiniz.
Midenizde yer kalmazsa, şeker koymak için yer olmaz.

Psikolojik bağımlılığınızı yendiğinizde, bir anda duyularınız şekersizliğe alışacak,
3 şekerli çay içerken, artık çaya attığınız yarım şeker bile sizi rahatsız eder hale gelecek.


"Ama Leithia, bir türlü sağlıklı hayata devam edemiyorum, hem yarım kalıyor."


Evet, bu da beslenme kaynaklı.

Vücudunuz günde 2000 kalori tüketiyor diyelim.
Spor yapmaya başladığınızda 2500 kaloriye ihtiyacı oluyor.
Çabuk zayıflamak için siz günde 1500 kalori altında beslenmeye başladığınızda,
Mucizevi vücudumuz "Ben kolay yemek bulamadığım bir yerdeyim" diye düşünüyor.
Ve metabolizma hızını düşürüyor.
Eskisinden daha yorgun, daha uykulu gezmeye başlıyorsunuz.
Spor yapmak içinizden gelmiyor.

Üstelik metabolizma hızınızı düşürdüğünüz için,
vücudunuz artık 1500 kalori ile hayatta kalmayı öğrendi.
Eski beslenme şeklinize döndüğünüz anda, o fazla kaloriler yağ olarak depolanıyor.

O yüzden şok diyetler önce hızlı kilo verdirir,
ancak diyeti bıraktığınızda hızla ve daha fazla kilo alırsınız.

Bir ömür sürdüremeyeceğiniz zararlı diyetler yerine,
Size bir ömür sürdürebileceğiniz,
dilediğiniz gibi yemenize izin veren
sağlıklı yaşam için sağlıklı beslenmeyi öneriyorum.

İstediğinizi yiyin ama zehirler hariç.
Doğanın bize sunduğu her doğal ürünü yiyin
ama insanoğlunun para kazanmak için ürettiği işlenmiş gıdalar hariç.

Vücudunuzdaki değişime inanamayacaksınız.


"Ama Leithia, çok sıkıntılıyım ve depresyondayım, canım hiçbir şey istemiyor."


Şekerin depresyon ile ilişkisi olduğu kanıtlandı, ancak şunu da eklemeliyim.

Serotonin insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir nörotransmitterdir.
Bu mutluluk hormonunu doğal yollardan salgılamak çok kolay.

Düşünün, "Size bedava bir mutluluk hapı vereceğim; üstelik her yuttuğunuzda daha enerjik ve güçlü olmanızı sağlayacak, üstelik sizi zayıflatacak" desem, para ödemeye hazır olursunuz. İşin güzel kısmı, üstelik BEDAVA!


İşte bu mutluluk hapı: Sağlıklı yaşam ve Spor!

1. Triptofan Açısından Zengin Yiyeceklerle Beslenin

Temel aminoasitlerden biri olan triptofan serotonin yapımında kullanılan tek besin maddesidir. Triptofan açısından zengin gıdalar şunlar: hindi eti, süt, peynir, yoğurt, kırmızı et, yumurta, soya fasülyesi, badem gibi kuru yemişler. (Üstelik zayıflatmaya da yardımcılar)

2. B6, B9 ve B12 Vitaminlerini Almaya Dikkat Edin

B6 vitamini serotonin üretiminde ve diğer aminoasit nörotransmitterlerin üretiminde kullanılmaktadır. B6 vitamini açısından zengin yiyecekler tam tahıl ürünleri, ay çiçek çekirdeği, ceviz, bezelye, patates, brüksel lahanası, kahverengi pirinç, muz ve avokadodur. (Kompleks karbonhidratlar ve faydalı doymamış yağlar)

B12 vitamini ve B9 vitamini (folik asit) serotonin üretiminde birlikte çalışmaktadır. B12 açısından en zengin yiyecekler karaciğer ve kırmızı ettir. Bunlar dışında yumurta, peynir ve keten tohumunda da bulunmaktadır. Folik asit açısından zengin besinler ise şunlardır: yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıl ürünleri,bezelye, brokoli ve lahanadır.


3. Egzersiz Yapın

Günlük egzersiz serotonin miktarını artırır, stresi azaltır ve sindirime yardımcı olur. Birçok araştırmayla egzersizin serotonin üretimini ve salgılanmasını yükselttiği tespit edilmiştir. Özellikle koşmak ve bisiklet sürmek gibi aerobik egzersizler serotoninde artış sağlayacaktır.

Düşünün, spor yaptıktan sonra "Keşke yapmasaydım" diye pişmanlık hissettiğiniz bir gün oldu mu?
Aksine gününüzü daha aydınlık, daha neşeli sürmenize yardımcıdır spor.


Egzersizi günlük rutininizin temel bir parçası yapın. En büyük problem, insanlar egzersiz yapmak istemediklerinde, yapmamaları. Oysa ki, bazen egzersiz yapmak istememenizin nedeni serotonin düzeyinin düşük olması olabilir. Böyle olunca, çoğu kişi televizyon başında çerez yemeyi tercih ediyor. Bu yüzden, o andaki hissinize rağmen spora gitmeniz önemli. Kendinize neyin önemli olduğunu hatırlatın.


4. Güneş Işığında Bol Zaman Geçirin

İnsanlar birkaç yüzyıl öncesine kadar zamanlarının çoğunu dışarıda geçirmekteydi. Günümüz insanı ise ofislerin içine hapsolmuş durumda. Güneş ışığının D vitamini üretimini artırdığı herkesçe bilinmekte. Ama bilinmeyen D vitamininin serotonin üretiminde rol alması. Bu açıdan düşünülünce, depresyonun modern zaman hastalığı olması mantıklı görünüyor.

Öyleyse geçirin ayağınıza rahat bir spor ayakkabı, doğruca koşuya!


Değişim, bugün hemen şimdi!
1 Ocak'ta başlayanlardan olmak yerine, 1 Ocak'ta istediğiniz vücuda ulaşmak elinizde.
Başlayın ve vazgeçmeyin!

Son ekleme: Dün eklediğim motivasyon fotoğrafları Facebook uzantılıydı ancak Kadınlar Kulübü'nde Facebook adresleri veremiyoruz sanırım.
Linkte yer alan "kadinlarkulubu" yazan yeri Facebook ile değiştirerek ve bunu adres çubuğuna yapıştırarak resimlere ulaşabilirsiniz.
kadinlarkulubu.com/tringtey/media_set?set=a.1125552867509229.1073741989.100001635797886&type=3
 
Muhteşem
 
ZAYIFLAMA TAKTİKLERİ

Canınız gidip ıvır zıvır yemek, atıştırma kaçamağı yapmak istiyor olabilir.
Bu aşermelerle başedebilmek için öncelikle nedenini bulmamız lazım.

Tatlı aşermeleri genellikle hormonal dengesizliklerden kaynaklanır.
Tuzlu aşermeleri ise genelde vücudumuzda eksik olan bir mineralden kaynaklanıyor olabilir.

Canınız cips, kola, hamburger gibi zehirler; hamurişleri gibi zararlı gıdalar çekiyorsa bunları engellemek için uygulayabileceğiniz bazı taktikler var.

1- Alışverişe çıkmadan önce mutlaka bir elma yiyin. O küçük elmanın, alışveriş alışkanlıklarınızı değiştirmedeki mucizevi etkisine inanamayacaksınız.

2- Canınız ıvır zıvır çekiyorsa, önce aç olup olmadığınızı kontrol edin. Gidip mutlaka düzgün sağlıklı bir yemek yiyin.
Yemek yediğiniz halde ıvır zıvır çekiyorsa, beyninizin "susadım" sinyalini açlıkla karıştırıyor olabilirsiniz. Gidip en az 2-3 bardak su için.
Hala canınız bir şeyler istiyorsa, kendinize sağlıklı atıştırmalıklar hazırlayın. Dilim salatalık, kıtır havuç, yağsız marul salatası gibi yiyeceklerle midenizi şişirin.
Eğer mideniz tıka basa dolu olduğu halde hala canınız bir şeyler çekiyorsa, bu noktada şeker bağımlısı beyniniz size oyun etmeye çalışıyor demektir.
Kendinizi oyalayacak bir şeyler bulun. Oje sürün, kitap okuyun, dışarı çıkın, internette oyun oynayın, evi temizleyin, spor yapın.
Asla şekere boyun eğmeyin, 21 günlük ayrılıktan sonra "Ne kadar gereksizmiş o yediklerim" diye düşüneceksiniz.


3- Spor konusunda şevke gelmek için Youtube'da spor videoları aratın. Açın ve sadece izleyin. Bir süre sonra dayanamayıp yapmaya başlayacaksınız.

4- Spor konusunda gaza getiren bir diğer husus, spor eşyası almaktır. Alışverişe çıkıp dar spor taytları, rahat spor ayakkabılar, bir spor aleti alın.
Bir atlama ipi almak bile spor konusunda daha heyecanlı olmanızı sağlar.


5- Sağlıklı hayat bir yoldur, bu yolda elbet tökezleyecek, bazen de yoldan çıkacaksınız. Her hatanızda kendinize küsmek yerine kendinizi affedin. Tek dikkat etmeniz gereken, daima sadık bir sevgili gibi o yola geri dönmek...


Düşünün, çiçek bakıyorsunuz ve 1 haftalık tatile çıktınız, çiçeğinizi de sulamadınız. "1 haftadır sulamıyorum, bu saatten sonra sulasam da kurtulmaz deyip onu ölüme mi terk edersiniz;
Yoksa hemen mutfağa koşup 1 bardak bile olsa çiçeğinize su verir misiniz?


Spor da bunun gibidir. "1 haftadır uzak kaldım, artık yapsam da anlamı yok" deyip tamamen boşlamak yerine;
"Tamam, bari sadece 5 dakikacık yapayım, yarın daha fazlasını yaparım" deyip 5 dakikalık bile spor yapmanız gerek.
Bir gün içinde ne yaptıysanız kâr.


Hiçbir şey yapamadınız mı, şunları deneyin:

* Asansörü kullanmak yerine merdiven çıkın.
* Bol su için.
* Bir durak önce inip gideceğiniz yere yürüyün.
* Öğle yemeğinde ızgara et yiyin, ekmeği bir dilim azaltın.
* Çaya kahveye şeker atmayın.
* Yatmadan önce durabildiğiniz kadar plank pozisyonunda durun.


Hiçbir şey yapmadığınız bir gün geçirmek yerine oldukça verimli bir gün geçirdiniz bile.
Her gün deli gibi spor yapmanıza gerek yok. Vücudunuzun dinlenmeye de ihtiyacı var.
Bu yukarıda saydığım maddeler, bedeninizde büyük değişiklik yapabilecek kadar büyük adımlardır.
Yeter ki sabırlı olun, devam edin, inancınız sarsılmasın.


Devam edecek...




 
Leithia merhaba,

Ben genelde evde Jillian Michaels ın programlarını yapıyorum. Daha önce de yazmıştım, 36 bedenim ama bacaklarım ve kollarım yumuşak ayva göbeğim de var. Bazı zamanlar diyetime ve sporuma sadık kalıyorum bazı zamanlar iş seyahati vs tam uygulayamıyorum, 2 haftalık 1 aylık aralar girebiliyor, fakat normal düzenime girince spora ve diyete devam ediyorum.

Benim sorum okuduğum bazı yazılarda, 1 gün ağırlık çalıştıktan sonra 1 ya da 2 gün çalışmamak ve kasların dinlendirilmesi. Çünkü kaslar kendini sadece dinlenirken yapılandırıyormuş. Benim hiç ara vermeden 1 hafta boyunca çalıştığım zamanlar oluyor, çünkü alışkanlık haline geliyor ve spor yapmak istiyorum. Bu durumda mutlaka 1 2 gün ara vermeli miyiz yoksa istediğimiz zamanlarda full çalışsak ta kas gelişimimiz devam eder mi?

Diğer bir sorumda daha önceki sayfalarda spor yapanlara uygun bir diyet paylaşmıştın. Programda sporu sabah saatlerinde yer almaktaydı. Uygun bir diyeti akşam yemeğinden önce ya da akşam yemeğinden sonra spor yapanlar için de paylaşabilir misin? Yine okuduğum bazı yazılardan özellikle ağırlık çalıştıktan sonra 1 saat içinde protein ağırlıklı beslenilmesi gerektiği yazmakta. Bazı yazılarda ise alınan protein , karbonhidrat, yağ vs dengesinin günlük olarak baz alınması gerektiği, spordan önce ya da sonra olmasının fark etmeyeceği yazmakta. Hatta intermittent fasting diye bir yöntem varmış. Buna göre tüm gündeki ihtiyaçlarını 4 saat içinde 1 öğünde ya da 2 öğünde alıyorsun. Sonrasın 20 saat boyunca gıda almıyorsun, böylelikle vücut yağ yakıp ihtiyacı olan besini de aldığı için güç ve kas kazanmaya devam edebiliyormuş. Senin fikrin nedir bu konuda?

Genellikle günün hangi saatlerinde spor yapıyorsun ve öncesinde sonrasında ne yiyorsun bizimle paylaşabilir misin?
 
Leithia merhaba,
Merhaba, sorularınız harika! Hemen cevaplamaya geçiyorum, uzun ve ayrıntılı yanıtları hak ediyorlar; elimden geldiğince cevaplamaya çalışacağım.

Öncelikle bir spor programını takip etmekle iyi bir seçim yapmışsınız ve JM'nin programları gerçekten çok başarılıdır. Ancak ne kadar süredir bu programlara devam ettiğinizi yazmamışsınız. 1 aydan uzun sürdüğünü tahmin ediyorum. Jillian Michaels'in programları genelde kısa paket programlardır, mesela 30 Day Shred 30 günlük süre talep eder. Ancak etkili yaptıysanız 2.tur 20 Day Shred yerine başka bir programa başlamanızı tavsiye ederim. Bu No More Trouble Zones da olabilir, Body Revolution gibi 12 haftalık bir başka program da.

Kas şaşırtması yapmak vücudumuzun daha hızlı şekle girmesine yardımcı olur. Bunun için en uygun seçenek, bir spor programının bizden talep ettiği süre bittikten sonra ya onu daha zor versiyonunda yapmak ya da program değiştirmektir. Mesela eğer 30 Day Shred yapıyorsanız, 30 günlük süre bittikten sonra onu Anita'nın kolay versiyonu yerine Natalie'nin zorlaştırılmış hareketlerini takip ederek bir 30 günlük tur daha yapabilir ya da Jillian'ın başka bir programını ya da farklı bir antrenörün spor programını denemeyi seçebilirsiniz. Shaun ve Tony Horton bu konuda tavsiye edebileceğim alternatifler.

Evet ama bu programa göre değişiyor. Mesela JM tüm haftada 1 günlük tatiller verirken, ağırlık çalıştıran programlar mutlaka çalışmanın ertesi gün 1 gün dinlenme istiyor. P90X gibi ağırlık çalıştıran programlarda ise kol çalıştığınız günün arkasından gelen gün kardiyo yapıyorsunuz; bu sayede hem kollarınız dinlenmiş, hem de spora ara vermemiş oluyorsunuz.

Ama benim tavsiyemi soracak olursanız, eğer takip ettiğiniz program sizden tüm haftayı talep eden bir program değilse dinlenin. Dinlenmeye izin vermeyen (JM'ninkiler gibi) tüm haftayı alan programlarda ise, gün içinde sporu yaptıktan sonra o günün ilerleyen vakitlerinde ikinci bir spor aktivitesi yapmamaya çalışın ve mutlaka iyi bir uyku çekin. Kaslar yine de gelişecektir. Fazla sporun zararı şu, eğer bünye alışık değilse ve fazla sporu destekleyecek doyurucu bir beslenme düzenine sahip değilseniz; mutlaka bir süre sonra sürantrenman denen, sporcuların başına da çok sık gelen durum oluşuyor. Vücut tükeniyor, ya hasta olup yataklara düşüyor ya da spora bıkkınlık duyuyorsunuz. Bedenimiz yeterli dinlenemediğini düşünüp tatil istiyor ve sizi spordan uzak tutmak için bu tür bir savunma mekanizması geliştiriyor kısacası.

Kasları geliştiren en önemli olay, dinlenmekle beraber beslenme. O sorunun yanıtını da aşağıda vereceğim.

Benim takip ettiğim yazılara göre, yapılan spordan yaklaşık 1 saat sonra tüketilen protein iyi bir verim sağlıyor. Ama bir sporcu kadar titizlik göstermeye de gerek yok. Gün içinde yeterli miktar proteini aldığınız takdirde, vücut onu mutlaka onarıma ve kaslara harcıyor. Yani yenilen öğünün ya da sporu hangi saatte yaptığımızın pek bir farkı yok, yeter ki düzeni devam ettirelim ve bahsettiğim kas şaşırtmasını uygulayalım. Başarılı bir beslenme planı arıyorsanız, P90X'inki oldukça iyidir. Hatta P90X'i bu kadar başarılı kılanın, egzersiz planından ziyade (ki o da başarılıdır), beslenme planı olduğu söylenir. Beslenme bu işin %70'ini oluşturuyor.

Intermittent Fasting'i dile getirmenizden oldukça memnun oldum, önceki sayfalarda bu oruç diyetini incelemiş ve hatta denemiştim. Şunu dile getirebilirim, kesinlikle işe yarıyor! Oldukça başarılı ancak uyku düzenimin bozulduğu dönemlerde bu sistemi devam ettiremedim. Şimdi kendime göre bir beslenme düzenim var, kuralları biraz daha gevşek.

IF'nin bir sürü alt dalı var, günde tek öğünle beslendiğiniz Savaşçı (Warrior) versiyonundan tutun, 8/16 ya da 10/14 şeklinde tutulanı, hatta zigzag şeklinde 1 gün aç kalınıp bür gün aşırı yenileni ve haftalık ortalamaya bakılanları var. 8/16'nın başlangıç için iyi olduğunu düşünüyorum.

Ayrıca zigzag da hızlı kilo verişler için ideal. Zigzag (Fermuar) yönteminde tüm hafta ortalamasının günlük ihtiyaç duyulan kalori çıkacak şekilde beslenmeye çalışıyorsunuz.
Mesela ihtiyacınız olan günlük kalori 2000 ise; pazartesi 1500, salı 2500, çarşamba 1300, perşembe 2700, cuma 1600, cumartesi 2400 kalori alacak şekilde bir fazla bir az yöntemini kullanıyorsunuz. Ortalaması haftada 2000 kalori çıkıyor.

Gelelim bir sonraki sorunuza;
Genellikle günün hangi saatlerinde spor yapıyorsun ve öncesinde sonrasında ne yiyorsun bizimle paylaşabilir misin?
Ben bir ömür düzenli beslenme ve spor kuralı uyguluyorum kendimde. Kendimi sıkmıyorum, sürantrenmana girecek şekilde yıpratmıyorum. Gün içinde (P90X Classic takip ediyorum) sporumu kaçırdığım zamanlarda ya da o gün yapamayacak durumdaysam, başka egzersizler yaparak telafi etmeye çalışıyorum. Bisiklete binmek, yürüyüş yapmak gibi... Genelde sporumu sabah çok erken saatlerde (saat 4-5) kalkıp yapıyorum, eğer uyanamadıysam iş çıkışı eve dönünce yemek öncesi açken yapıyorum. Karnım tam aç olmuyor, ama tok da olmuyor. Midemin kazınmasını engelleyecek yarım muz ya da 1 kase yoğurt yiyerek sporumu yapıyorum.

Ne yiyorum, bu konuda sınırlı bir sınırsızlığım var. Sınır şu, asla market ürünü paketli gıda yok. Asla markette satılan meyve suyu yok. Kola, gazlı tatlandırılmış gazozlar yok. Fast food yok, yemek zorundaysam alışveriş merkezi katındaki en sağlıklı atıştırmalığa yöneliyorum. Bu da genelde ev yemekleri yapan bir lokanta oluyor ya da salata ile geçiştiriyorum. Çikolata yok, şeker yok hayatımda. Regl döneminde 1 paket çikolata iznim var. Zaten çikolata ile fazla aram yok. Pilav makarna yok, evde bir şekilde piştiyse de çok az yemeye çalışıyorum. Ekmek ise sadece 1 dilim, beyaz ekmek yasak.

Sabah iş öncesi spor sonrası 2 yumurta, salatalık, domates, 50 gr lor peyniri ve yeşillik ile kahvaltı yapıyorum. Üzerine koyu kahve içiyorum. Öğle yemeği öncesi atıştırmam mutlaka çiğ badem oluyor. Öğlen genelde et tüketmeye çalışıyorum. Akşama doğru bir elma yiyorum. Akşam yemeğinde ailecek sebze ve salata yiyoruz. Yatmadan 2 saat önce de 1 kase yoğurdum oluyor.

Ama güzel yanı, bu beslenme planımın mutlaka düzenli olma şartı olmaması. Canım sıkıldıysa ve başka bir şey yemek istiyorsam yiyorum. Başka bir şey derken, yukarıdaki kurallara uymak kaydıyla istediğimi yerim. Bugün yoğurt yerine avokado yedim örneğin. Ama avokadoyu sürekli bulmak zor. Ya da canım çorba istiyorsa çorba pişiriyorum, öğlen onu yiyorum. Eğer günlük protein miktarına ulaşamadığımı hissedersem (her gün olmamak kaydıyla) protein tozu ile hazırlanmış içeceğimi içiyorum.

Bir de severek uyguladığım bir sırrım var, haftada 2 gün sebze suyu sıkıyorum. Sebze suyuna ne isterseniz katmak serbest. Ispanak, kereviz ve brokoli ile havuç elmayı karıştırmak favorim.

Sonuç: İnce fit bir fiziğim var. Çok kaslı değilim, hala karın kasları için uğraşıyorum :) Ama genel olarak sağlığımdan memnunum. Sebze suyunun hastalıklara karşı muhteşem bir kalkan olduğunun garantisini de veririm.

Umarım sorularınızı yeterince cevaplayabilmişimdir. Beslenme konusunda öğrendiğim şu: herkes kendi bedenini dinlemeli. O yüzden "şöyle beslenmelisiniz" gibi öneriler versem de en doğru çözümün kişiye özel beslenme planı yazan bir diyetisyenden geçtiğinin de altını çizmeliyim.

son bir ekleme: Arada vücudu şaşırtmak için haftada 1 gün pilates gibi JM'nin programının zıttı sporlar serpiştirebilirsiniz. JM kasları çalıştırıyor ama fazla kas esnetmesi uygulamıyor genelde, o yüzden bir dinlenme gününü esneme hareketlerine ayırsanız vücudunuz oldukça rahatlayacak ve daha hızlı sıkılaşacaktır.
 
Son düzenleme:
Açıklayıcı ve uzun mesajın için çok teşekkür ederim Leithia.

Yazdıklarını tekrar tekrar okuduktan sonra özellikle IF e olan ilgim arttı.
İlk uygun fırsatta 8/16 yı deneyeceğim.

Jillian Michaels a başlayalı 6 - 7 ay oldu. Bir kere shredi bitirdim, 3 kere de "ripped in 30" u araya iş seyahatleri vs girdiğinden dolayı level 4 te bırakmak zorunda kaldım. Jillian a başlamadan önce 1,5 yıl callanetics ve ballet beatiful videolarına devam etmiştim. Rest günlerinde onları çalışabilirim.

Bu topiğe harcadığın zaman, sorularımızı yanıtlarken gösterdiğin ilgi ve titizlik, bildiklerini bizimle paylaşman hayranlık uyandıran cinsten. Çoğu zaman sırf senin topiğini okumak için giriyorum ve çıkıyorum. Tavsiyelerin için tekrar çok teşekkür ederim:)
 
masallah baya spor yapmissin canim ozellikle jilliani baya uzun yapmissin etkileri nasil oldu
 
Şu başlıkta tüm JM programlarını incelemiştim, işinize yarayabilir.
http://www.kadinlarkulubu.com/forum...syon-taktikleri.849527/page-100#post-47060468

Çok teşekkürler tekrar! Ben de hemen günün motivasyonunu ekliyorum.


Kırılgan olma, savaşçı ol!

Spor yapmak istemiyorsun,
Değil spor yapmak, yerinden kalkasın bile yok.

HAYIR, AYAĞA KALK!

Yorgun ve bitkin hissediyorsun,
"Sonra yaparım" diye düşünüyorsun.

HAYIR, HEMEN ŞU ANDA!

Hem bir kerecik ertelemekten ne çıkar,
"Yarın yaparım, söz" diye geçiyor aklından.

HAYIR, BUGÜN ŞİMDİ!

Tembelliğine, üşengeçliğine HAYIR deme vakti.
Hedeflerine ulaşmana engel olan tüm engellere HAYIR!


Regl mi oldun?
Bir iki damla kan seni durduramaz!


1 saat yapacak enerjin yok mu?
O zaman 55 dakika yap.

Tüm gün boyunca 10 dakika bile boş vaktin yok mu?
Öyleyse 5 dakika yap.

Unutma, o küçümsediğin 5 dakikalık sporu yaptığın anda
Koltuğunda tembel patates gibi yayılan herkesten 5 dakika öndesin.

"Sadece 3 kilometrecik yürüdüm" diye üzülüyor musun?
Sen bugün yürüyüş yapmayan herkesten 3 kilometre öndesin.

Bugün spora başlarsan eğer,

Sen spora baharda başlayan herkesten 8 ay öndesin!

5 tane şınav yetti mi?
Hayır, 6 için zorla kendini.

15 dakika koştun, yetti mi?
Hayır, 16. dakika için zorla bedenini.

Bugün programını bitiremeden yığılıp kaldın mı?
Yarın bir daha dene.
Tekrar dene.

VAZGEÇME.

Sen bedeninin sınırlarını zorlamazsan,
Potansiyelini keşfedemezsin.

Unutma,
Ter, yağlarının gözyaşıdır!
Terlemek, yağların cenazesidir!

Motivasyonumuz olduğu müddetçe spor yapmayız.
SPOR YAPTIKÇA MOTİVASYONUMUZ YÜKSELİR.

Öyleyse kendini zorla bugün.
Başla.
İsterse 2 dakika olsun.
Harekete geç.
Değişimi kucakla.

Sen kırılgan bir peri değilsin,
Tuttuğunu koparan bir savaşçısın.
İradeli, güçlü ve kararlı birisin.

Öyleyse göster!
Kanıtla!
Başaracağını kendine kanıtla!
Sonra da tüm çevrene!

Sana fiziğin yüzünden laf eden herkese göster!

Spor yapmak zor geliyor olabilir belki şimdi.
Ama birkaç hafta sonra,
Şu an zorlandığın her hareket, senin ısınma turun olacak.

Kanepeden kalkıp "BUNU BAŞARACAĞIM" dediğin ve ilk adımını attığın anda
Bu yola başkoydun.

VAZGEÇMEK,
PES ETMEK
DİYE BİR SEÇENEĞİN YOK!


NE VERİRSEN ONU ALIRSIN!

HAYAT,
%10 başımıza gelen olaylardan,
%90 ise o olaylara verdiğimiz tepkilerden oluşur.

Mızmızlanacak mısın?
Yoksa hayat sana limon sunduysa,
Yumruğunla sıkıp limonun suyunu çıkaracak mısın?

İSTİYOR MUSUN?
GİT AL O ZAMAN.
BAŞLA!



HAYAT, VAZGEÇMEYENLERE DAİMA ÖDÜLÜNÜ VERİR.
Bedeniniz bir tarla,
Ona iyi bakarsanız, size mutlaka %100 verimle karşılık verir.
Spor yaptıkça daima emeğinizin ödülünü aynada görürsünüz.

DAİMA...


 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…