kesinlikle katılıyorum. benim ilişki anlayışıma tamamen tersti. geçen gün 3-4 saat süren arka arkaya toplantılarım oldu. toplantı öncesi yazıştığımızda söyledim, toplantıda olucam dedim. tamam dedi. yemin ederim toplantılar boyunca 3-4 kez yazdı. cevap vermeyince de aradı. meşgule atıp toplantı devam ediyor sonra konuşuruz demek zorunda kaldım whatsapptan. bu kadar uzun toplantı mı olur diyor bi de hasta. ve dediğin gibi, eve gelmişim, üstümü değiştiricem duşa giricem, belki açım yemek yiyeceğim, belki dinlenicem hemen zır zır aramak ya da arayayım mı diye sormak nedir? hayır önemli bişey de yok tamamen boş muhabbet yapıyordu telefonda. içim şişiyordu. şunu yaptım bunu ettim yemek yedim, bilmem kimle konuştum bla bla bla yeter yani. bir de ben sürekli boş muhabbet çevrilmesini sevmiyorum. konuşmalarda bi derinlik ararım. bi olay yaşar, onu anlatır yorumlarız ya da bi yerde bişey okur, öğrenir onun üzerine konuşuruz. yok yani bomboş şeylerden bahsediyor bana. ben sohbeti kısır bir insan değilim, onunla konuşurken konuşacak bişey bulamıyordum artık. ben de onun gibi onu yaptım bunu attım şunu tuttum mu diyeyimKonuyu okurken aşırı darlandım. Günde 93849239 sms atan ergenler değiliz artık, koskoca insanlarız, işimiz var, gücümüz var. İlişki anlayışı garip geldi bana, ben kimseye böyle rapor vermedim; kocama bile vermiyorum. Gün sonu ne oldu ne bitti konuşulur. Arkadaşlarla mı görüşeceğim, zırt zırt titreyen telefona bakıp onunla mı ilgileneceğim? Akşam gelmişim çalışmışım, üstüm başım ter, yüzüm makyajlı duş alıp dinleneceğim, belki kahve içip KK’da takılacağım, hiçbir şey yapmadan telefonda onunla mı konuşayım? İstiyor ki yapışık ikiz gibi anlık durum bildirimi yapın. İnsan bıkar be. Hiç özlemez ki. Bence çok bunaltır bu insanı, ben olsam yol yakınken bitirirdim.
Herkesin yapısı farklı belliki karşındaki kişi fazla yakın olmayı seven biri sen bunu sevmiyosan yol yakından dön derim bu ilişkiden çünkü birbirinize uyum sağlıcak gibi durmuyosunuzselam hanımlar,
çok kısa süre önce biriyle tanıştım ve onun yoğun ilgisinin, benim de yalnızlıktan bunalmış olmamın getirdiği bir gazla sanırım kendimi bir flörtün içinde buldum. şu an birbirimizi çok yeni tanıma aşamasındayız ve en başından beri aşırı flörtöz bir durumdayız. o kadar çok üzerime düşüyor ki daha önce hiç böylesine alışkın olmadığım için açıkçası biraz garip geliyor. ben tabii ki biraz daha ağırdan ve temkinli giden tarafım. çünkü başta ilgili olup sonradan ilgisine karşılık verdikçe uzaklaşan, saçma sapan havalara giren bazı ilişki deneyimlerim olmuştu. sonrasında üzülen ben oluyorum. neyse, bu sabah kendisiyle bir tartışma yaşadık ve acaba hata bende mi ya da hatanın ne kadarı bende olabilir diye merak ettiğim için iç dökme, fikir alma amaçlı bu konuyu açma gereği duydum.
kendisi dışarı çıkarken falan mutlaka haber veriyor, kiminle görüşecek nereye gidecek yani gereksiz detaylar dahil her şeyi söylüyor. bunları ben sormuyorum tamamen kendisi veriyor bilgileri. ben 29 yaşındayım o 32. ben bu kadar detay vermiyorum ona neler yaptığım ya da yapacağımla ilgili. hafta sonu aradığında hazırlanıp dışarı çıkacağımı söylemiştim laf arasında. akşam eve girdiğimde haber falan vermedim, o eve geçtin mi dediği zaman geçtim dedim. telefonda konuşmak istedi, duşa falan girecektim daha üzerimi değiştirmemişim eve girer girmez arayayım mı dedi. önce yarın konuşuruz dedim, bozuldu. sonra ben aradım, konuşmadı trip yaptı, kısa kısa cevaplar verdi hadi git gir duşuna iyi geceler dedi, iyi geceler dedim kapadık. dün akşam da arkadaşımla buluşacaktım, ben bunu yine laf arasında söyledim, işten çıktığını haber verdiği zaman. arkadaşımlayken de yazıp yazıp durdu. o da dışarı çıkıyormuş onu haber veriyor. tamam iyi eğlenceler, dedim arkadaşımla sohbetime devam ettim. 2 saat geçtikten sonra hiç sesin çıkmıyor, yazdı. mesajı açmadım. gece yarısına doğru yine sitem etti ona hiç yazmadığım için. ben de, sen de dışarıdasın, rahatsız etmek istemiyorum o yüzden yazmadım, dedim. yine bi trip yaptı. ve sabah tartıştı benimle bu yüzden.
ben çok umursamazmışım, onu merak etmiyormuşum, o nerde napıyormuş, eve ne zaman girmiş hiç sorduğum yokmuş. tee önceki günlerde olan haber verme konularını bile açtı. ben de, umursamazlık olmadığını, bunaltıp darlamak istemediğimi, birbirimizi çok yeni tanıdığımız için huyunu suyunu bilmediğimi ve bunun üzerinde bu kadar duracağını tahmin etmediğimi söyledim. tanımakla alakası yokmuş, bende öyle bir duygu yokmuş, bi soğuk bi sıcakmışım (ne alaka ben de anlamadım) sonra da lafı, benim kırmızı çizgilerim var, böyle şeyler olunca uzaklaşıyorum, ben böyle devam edemem bana göre değile falan getirdi. sen dedim bu lafı ciddi olarak mı söyledin kızgınla mı? eğer ciddi olarak söylüyorsan, madem uzaklaşıyorsun madem devam edemezsin ben de etmem, dedim. biraz lafı çevirdi saçmaladı. senin kırmızı çizgin varsa benim de var. bu cümle laf olsun diye kurulmaz, neden bu cümleyi kurduğunu düşün ondan sonra konuşalım ben de ona göre davranayım, dedim. buna sakin kafayla cevap vericem sonra dedi (işteydi o da benim gibi) aradan 1 saat sonra normal muhabbet etmeye çalıştı. bu haftanın her gününe bi arkadaş buluşması, plan koymuş ama planların hiçbirinde benimle buluşmak yoktu mesela. ben de fazla sıcak konuşmadım. akşama doğru yine yazdı, soğuk cevap verdim yine.
hanımlar bana gerçekten bu kadarı saçma geliyor. koca insanlarız, hayatımın merkezine alayım istiyor resmen. en ufak bişeyde de trip yiyorum. ve kendimi onunla rahat hissetmiyorum. yeni olduğu için midir bilmiyorum ama öyle. sanki her hareketime dikkat etmem lazımmış gibi bir enerji alıyorum. telefonda konuşurken bişey söylüyorum mesela, alttan alta aksini söylüyor bana. sanki ben ona uyum sağlamalıymışım gibi hissediyorum. buluştuğumuzda sohbet ediyoruz mesela e gülüyorum haliyle, ben neşeli, gülmeyi ve güldürmeyi seven bir insanım. soğuk, enerjisi düşük biri değilim. gülüyorum, ne gülüyorsun diyor bana. ortada gülünmeyecek bişey olsa anlarım, aptal değilim sonuçta bu yaşıma kadar neye gülünür neye gülünmez biliyorum. tam keyfimin ortasında ciddi bi ifade ile niye güldün denmesi rahatsız edici değil mi sizce de? ve bana o kadar çok yazıyor, o kadar çok arıyor ki onu özlemeye fırsatım kalmıyor. uzun zamandır yalnızım, ilişki işlerini unutmuşum. şimdi kendime bile zaman ayıramıyor gibi hissediyorum. yalnızlığı, bireyselliği seven biriyimdir.
uzun oldu farkındayım, iki tane sorum var size:
-sizce sabahki tartışma için ben mi hatalıyım? sahiden umursamaz mıyım?
-diğer sorum ise, yol yakınken bitirsem mi? çünkü kurduğu cümleyi unutup devam etmek, ne bileyim ne kadar içime siner bilmiyorum. biraz daha gözlemlesem mi yoksa kesip atsam mı?
bitirdim dün akşam :)Herkesin yapısı farklı belliki karşındaki kişi fazla yakın olmayı seven biri sen bunu sevmiyosan yol yakından dön derim bu ilişkiden çünkü birbirinize uyum sağlıcak gibi durmuyosunuz
gözünüz aydın daha güzel bir ilişki sizi bulsun inşallah :)bitirdim dün akşam :)
Offf off off be, bu ne böyle. Hayatta tahammül edebileceğim şeyler değil.kesinlikle katılıyorum. benim ilişki anlayışıma tamamen tersti. geçen gün 3-4 saat süren arka arkaya toplantılarım oldu. toplantı öncesi yazıştığımızda söyledim, toplantıda olucam dedim. tamam dedi. yemin ederim toplantılar boyunca 3-4 kez yazdı. cevap vermeyince de aradı. meşgule atıp toplantı devam ediyor sonra konuşuruz demek zorunda kaldım whatsapptan. bu kadar uzun toplantı mı olur diyor bi de hasta. ve dediğin gibi, eve gelmişim, üstümü değiştiricem duşa giricem, belki açım yemek yiyeceğim, belki dinlenicem hemen zır zır aramak ya da arayayım mı diye sormak nedir? hayır önemli bişey de yok tamamen boş muhabbet yapıyordu telefonda. içim şişiyordu. şunu yaptım bunu ettim yemek yedim, bilmem kimle konuştum bla bla bla yeter yani. bir de ben sürekli boş muhabbet çevrilmesini sevmiyorum. konuşmalarda bi derinlik ararım. bi olay yaşar, onu anlatır yorumlarız ya da bi yerde bişey okur, öğrenir onun üzerine konuşuruz. yok yani bomboş şeylerden bahsediyor bana. ben sohbeti kısır bir insan değilim, onunla konuşurken konuşacak bişey bulamıyordum artık. ben de onun gibi onu yaptım bunu attım şunu tuttum mu diyeyimbi film önerdim geçenlerde, seyret sonra üzerine konuşalım beraber dedim. zamanım yok izlerim bi ara deyip kesip attı. mesajlarda da varsa yoksa napıyosun, napıyosun, napıyosun... bi baktım ben de şey demeye başladım, sigara almaya çıktım, aldım, geldim, çalışıyorum şimdi falan... beni de kendine benzetirdi yani. neyse dün akşam bitirdim zaten. yazmadım saatlerce. bak işte senin beni merak edip umursadığın yok dedi. merak edecek bişey bırakmadın, soğudum ben dedim. sonra biraz çirkinleşti tabii engellemek zorunda kaldım.
mesela geçenlerde buluşma sonrası taksiye bindi, ben de arkasındaki taksiye binecektim. o bindi taksi hareket etti ben de yolun karşısına geçtim. baktım zır zır arıyor. bana diyor ki niye karşıya geçtin. para çekicem atm'den dedim. benden niye istemedin diyor. ne münasebet dedim kapadım. be ruh hastası, belki çektiğim parayı tutup anneme vereceğim, sana ne bundaneve vardım, geldim dedim arıyor yine. o sırada da annemle konuşuyorum. açmadım. 1 sn sonra tekrar arıyor. tam 4 kez aradı, açmadım. 5 tane mesaj atmış. nerdesin, aklım sende kaldı, telefonu aç bilmem ne. dedim annemle sohbet ettim şimdi de uyuyacağım, evdeyim. iyi geceler. bu yani. ay, kurtuldum.
yani bana göre öyle biri olacak ki, ben onun hayatına girmek istemeliyim. ben merak etmeliyim, ben onun düşünceleri arasında kendime yer edinebilmeliyim. ilgi çekici biri olmalı. bazen ben leb demeden leblebiyi anlamalı. ben zeki seviyorum, zeki insanlar da hiç böyle davranışlar sergilemiyor. birkaç gün bi yeri ağrıdı, anlıyorum tamam canı yanıyor ama bana tek dediği şey, ağrıyor da ağrıyor. çok ağrıyor. ölücem sanıyorum çok ağrıyor. eee tamam ağrıyor da ben ne yapayım? acile git diyorum, doktora git diyorum ona da yanaşmıyor. bi kutu ağrı kesici içtim diyor. yahu belli ki o ağrı kesici işini görmedi, bir iki tane içersin baktın etkisi yok, başka bişey tercih edersin bi doktora danışırsın bi de bunun için. salak salak hareketler ya. gece 2de mesaj atıyor ağrıdan ölücem diye. doktor muyum ben napayım sana? aynı apartmandalar zaten bi üst katında ailesi var. ailesi dururken ben napayım daha 2 haftalık insana. hiçbir konuda çözüm üretmiyordu. bu kadar sızlanmak, bu kadar ezik olmak gerçekten soğuma nedenlerimden biriydi. hiç böyle biri olmamıştı daha önce. bunu da görmüş olduk.Offf off off be, bu ne böyle. Hayatta tahammül edebileceğim şeyler değil.
E be saygısız iş toplantısında olan kadını ne diye arıyorsun zırt zırt, bir de ithama bak, toplandı bu kadar sürer miymiş. Napıyorsun napıyorsun, napıyorsun başka da bir şey bildiği yok. Böyle insan sıkılır, merak, özlem hiçbir şey hissedemez; soğuma başlar. Yattım, kalktım, tuvalete gittimden başka paylaşacak bir şey de kalmamış. Film izlemek, birbirine önermek iyi oluyor; paylaşacak, tartışacak, konuşacak farklı ortak gündeminiz oluyor.
Herkesin ilişkiden beklentisi farklı olabilir, ya sevgi ve saygı varsa orta bulunur ya da beklentiler uymuyorsa ona göre ilişkiye yeni bir yön verilir; ama bu arkadaşınki hastalık boyutu. Bir kere insanın özel alanına saygı duymuyor, karşısındaki insanı çok bunaltıyor. İlişkiyi çok yavan ve çok sığ bir hâle getiriyor. Çok sıkıcı biri olduğu da belli. İleride daha büyük problemler yaşarsın, dolayısıyla bitirmen kendine yaptığın bir iyilik olmuş.
yani bana göre öyle biri olacak ki, ben onun hayatına girmek istemeliyim. ben merak etmeliyim, ben onun düşünceleri arasında kendime yer edinebilmeliyim. ilgi çekici biri olmalı. bazen ben leb demeden leblebiyi anlamalı. ben zeki seviyorum, zeki insanlar da hiç böyle davranışlar sergilemiyor. birkaç gün bi yeri ağrıdı, anlıyorum tamam canı yanıyor ama bana tek dediği şey, ağrıyor da ağrıyor. çok ağrıyor. ölücem sanıyorum çok ağrıyor. eee tamam ağrıyor da ben ne yapayım? acile git diyorum, doktora git diyorum ona da yanaşmıyor. bi kutu ağrı kesici içtim diyor. yahu belli ki o ağrı kesici işini görmedi, bir iki tane içersin baktın etkisi yok, başka bişey tercih edersin bi doktora danışırsın bi de bunun için. salak salak hareketler ya. gece 2de mesaj atıyor ağrıdan ölücem diye. doktor muyum ben napayım sana? aynı apartmandalar zaten bi üst katında ailesi var. ailesi dururken ben napayım daha 2 haftalık insana. hiçbir konuda çözüm üretmiyordu. bu kadar sızlanmak, bu kadar ezik olmak gerçekten soğuma nedenlerimden biriydi. hiç böyle biri olmamıştı daha önce. bunu da görmüş olduk.
Konuyu ben mi açtım diye bir düşündüm.kesinlikle katılıyorum. benim ilişki anlayışıma tamamen tersti. geçen gün 3-4 saat süren arka arkaya toplantılarım oldu. toplantı öncesi yazıştığımızda söyledim, toplantıda olucam dedim. tamam dedi. yemin ederim toplantılar boyunca 3-4 kez yazdı. cevap vermeyince de aradı. meşgule atıp toplantı devam ediyor sonra konuşuruz demek zorunda kaldım whatsapptan. bu kadar uzun toplantı mı olur diyor bi de hasta. ve dediğin gibi, eve gelmişim, üstümü değiştiricem duşa giricem, belki açım yemek yiyeceğim, belki dinlenicem hemen zır zır aramak ya da arayayım mı diye sormak nedir? hayır önemli bişey de yok tamamen boş muhabbet yapıyordu telefonda. içim şişiyordu. şunu yaptım bunu ettim yemek yedim, bilmem kimle konuştum bla bla bla yeter yani. bir de ben sürekli boş muhabbet çevrilmesini sevmiyorum. konuşmalarda bi derinlik ararım. bi olay yaşar, onu anlatır yorumlarız ya da bi yerde bişey okur, öğrenir onun üzerine konuşuruz. yok yani bomboş şeylerden bahsediyor bana. ben sohbeti kısır bir insan değilim, onunla konuşurken konuşacak bişey bulamıyordum artık. ben de onun gibi onu yaptım bunu attım şunu tuttum mu diyeyimbi film önerdim geçenlerde, seyret sonra üzerine konuşalım beraber dedim. zamanım yok izlerim bi ara deyip kesip attı. mesajlarda da varsa yoksa napıyosun, napıyosun, napıyosun... bi baktım ben de şey demeye başladım, sigara almaya çıktım, aldım, geldim, çalışıyorum şimdi falan... beni de kendine benzetirdi yani. neyse dün akşam bitirdim zaten. yazmadım saatlerce. bak işte senin beni merak edip umursadığın yok dedi. merak edecek bişey bırakmadın, soğudum ben dedim. sonra biraz çirkinleşti tabii engellemek zorunda kaldım.
mesela geçenlerde buluşma sonrası taksiye bindi, ben de arkasındaki taksiye binecektim. o bindi taksi hareket etti ben de yolun karşısına geçtim. baktım zır zır arıyor. bana diyor ki niye karşıya geçtin. para çekicem atm'den dedim. benden niye istemedin diyor. ne münasebet dedim kapadım. be ruh hastası, belki çektiğim parayı tutup anneme vereceğim, sana ne bundaneve vardım, geldim dedim arıyor yine. o sırada da annemle konuşuyorum. açmadım. 1 sn sonra tekrar arıyor. tam 4 kez aradı, açmadım. 5 tane mesaj atmış. nerdesin, aklım sende kaldı, telefonu aç bilmem ne. dedim annemle sohbet ettim şimdi de uyuyacağım, evdeyim. iyi geceler. bu yani. ay, kurtuldum.
Gerim gerim gerildim, karnım kasıldı..selam hanımlar,
çok kısa süre önce biriyle tanıştım ve onun yoğun ilgisinin, benim de yalnızlıktan bunalmış olmamın getirdiği bir gazla sanırım kendimi bir flörtün içinde buldum. şu an birbirimizi çok yeni tanıma aşamasındayız ve en başından beri aşırı flörtöz bir durumdayız. o kadar çok üzerime düşüyor ki daha önce hiç böylesine alışkın olmadığım için açıkçası biraz garip geliyor. ben tabii ki biraz daha ağırdan ve temkinli giden tarafım. çünkü başta ilgili olup sonradan ilgisine karşılık verdikçe uzaklaşan, saçma sapan havalara giren bazı ilişki deneyimlerim olmuştu. sonrasında üzülen ben oluyorum. neyse, bu sabah kendisiyle bir tartışma yaşadık ve acaba hata bende mi ya da hatanın ne kadarı bende olabilir diye merak ettiğim için iç dökme, fikir alma amaçlı bu konuyu açma gereği duydum.
kendisi dışarı çıkarken falan mutlaka haber veriyor, kiminle görüşecek nereye gidecek yani gereksiz detaylar dahil her şeyi söylüyor. bunları ben sormuyorum tamamen kendisi veriyor bilgileri. ben 29 yaşındayım o 32. ben bu kadar detay vermiyorum ona neler yaptığım ya da yapacağımla ilgili. hafta sonu aradığında hazırlanıp dışarı çıkacağımı söylemiştim laf arasında. akşam eve girdiğimde haber falan vermedim, o eve geçtin mi dediği zaman geçtim dedim. telefonda konuşmak istedi, duşa falan girecektim daha üzerimi değiştirmemişim eve girer girmez arayayım mı dedi. önce yarın konuşuruz dedim, bozuldu. sonra ben aradım, konuşmadı trip yaptı, kısa kısa cevaplar verdi hadi git gir duşuna iyi geceler dedi, iyi geceler dedim kapadık. dün akşam da arkadaşımla buluşacaktım, ben bunu yine laf arasında söyledim, işten çıktığını haber verdiği zaman. arkadaşımlayken de yazıp yazıp durdu. o da dışarı çıkıyormuş onu haber veriyor. tamam iyi eğlenceler, dedim arkadaşımla sohbetime devam ettim. 2 saat geçtikten sonra hiç sesin çıkmıyor, yazdı. mesajı açmadım. gece yarısına doğru yine sitem etti ona hiç yazmadığım için. ben de, sen de dışarıdasın, rahatsız etmek istemiyorum o yüzden yazmadım, dedim. yine bi trip yaptı. ve sabah tartıştı benimle bu yüzden.
ben çok umursamazmışım, onu merak etmiyormuşum, o nerde napıyormuş, eve ne zaman girmiş hiç sorduğum yokmuş. tee önceki günlerde olan haber verme konularını bile açtı. ben de, umursamazlık olmadığını, bunaltıp darlamak istemediğimi, birbirimizi çok yeni tanıdığımız için huyunu suyunu bilmediğimi ve bunun üzerinde bu kadar duracağını tahmin etmediğimi söyledim. tanımakla alakası yokmuş, bende öyle bir duygu yokmuş, bi soğuk bi sıcakmışım (ne alaka ben de anlamadım) sonra da lafı, benim kırmızı çizgilerim var, böyle şeyler olunca uzaklaşıyorum, ben böyle devam edemem bana göre değile falan getirdi. sen dedim bu lafı ciddi olarak mı söyledin kızgınla mı? eğer ciddi olarak söylüyorsan, madem uzaklaşıyorsun madem devam edemezsin ben de etmem, dedim. biraz lafı çevirdi saçmaladı. senin kırmızı çizgin varsa benim de var. bu cümle laf olsun diye kurulmaz, neden bu cümleyi kurduğunu düşün ondan sonra konuşalım ben de ona göre davranayım, dedim. buna sakin kafayla cevap vericem sonra dedi (işteydi o da benim gibi) aradan 1 saat sonra normal muhabbet etmeye çalıştı. bu haftanın her gününe bi arkadaş buluşması, plan koymuş ama planların hiçbirinde benimle buluşmak yoktu mesela. ben de fazla sıcak konuşmadım. akşama doğru yine yazdı, soğuk cevap verdim yine.
hanımlar bana gerçekten bu kadarı saçma geliyor. koca insanlarız, hayatımın merkezine alayım istiyor resmen. en ufak bişeyde de trip yiyorum. ve kendimi onunla rahat hissetmiyorum. yeni olduğu için midir bilmiyorum ama öyle. sanki her hareketime dikkat etmem lazımmış gibi bir enerji alıyorum. telefonda konuşurken bişey söylüyorum mesela, alttan alta aksini söylüyor bana. sanki ben ona uyum sağlamalıymışım gibi hissediyorum. buluştuğumuzda sohbet ediyoruz mesela e gülüyorum haliyle, ben neşeli, gülmeyi ve güldürmeyi seven bir insanım. soğuk, enerjisi düşük biri değilim. gülüyorum, ne gülüyorsun diyor bana. ortada gülünmeyecek bişey olsa anlarım, aptal değilim sonuçta bu yaşıma kadar neye gülünür neye gülünmez biliyorum. tam keyfimin ortasında ciddi bi ifade ile niye güldün denmesi rahatsız edici değil mi sizce de? ve bana o kadar çok yazıyor, o kadar çok arıyor ki onu özlemeye fırsatım kalmıyor. uzun zamandır yalnızım, ilişki işlerini unutmuşum. şimdi kendime bile zaman ayıramıyor gibi hissediyorum. yalnızlığı, bireyselliği seven biriyimdir.
uzun oldu farkındayım, iki tane sorum var size:
-sizce sabahki tartışma için ben mi hatalıyım? sahiden umursamaz mıyım?
-diğer sorum ise, yol yakınken bitirsem mi? çünkü kurduğu cümleyi unutup devam etmek, ne bileyim ne kadar içime siner bilmiyorum. biraz daha gözlemlesem mi yoksa kesip atsam mı?
Bence asiri kontrolcu ebeveyn tutumuyla buyumus. Seninle ilgileniyoruz ayagina her adiminu takip etmisler. Ilgiyi sevgiyi bu saniyor. Birkac kere reddedilip noluyor ya demesi lazim ki garipligi fark etsinbenim aklıma ilk gelen lovebombing oldu, evet artniyetliyim sanırım ama öylekarşıdaki insanı çok yoğun ilgiye boğup kendine hızla bağlamak sonra terk etmek ya da uzaklaşmak, bu durumda bağlanan taraf aynı ilgiyi tekrar görebilmek için sürekli manipüle edilebilir kıvama geliyor falan. ama o psikolojik işkencede sürekli ilgi gösteren taraf aynı zamanda ilgi gösterdiği kişiyi böyle prensesler gibi falan özel hissettirmek için uğraşır. bunda öyle bişey yoktu. güvenmenin de her yaptığını rapor etmekle alakası olmadığının farkındayım zaten.
var öyle adamlar ama bana ilk kez denk geldi.Gerim gerim gerildim, karnım kasıldı..ne sen hatalisin ne de o... Birbirinize göre değilsiniz,ikiniz de ileride çok üzülürsünüz. Nihai karar sizin..
Erkeğin, bana sürekli nereye gittiğimi kiminle olduğumu sor, bana daha fazla ilgi alaka göster, diyenini ilk kez duydum
yani bana göre öyle biri olacak ki, ben onun hayatına girmek istemeliyim. ben merak etmeliyim, ben onun düşünceleri arasında kendime yer edinebilmeliyim. ilgi çekici biri olmalı. bazen ben leb demeden leblebiyi anlamalı. ben zeki seviyorum, zeki insanlar da hiç böyle davranışlar sergilemiyor. birkaç gün bi yeri ağrıdı, anlıyorum tamam canı yanıyor ama bana tek dediği şey, ağrıyor da ağrıyor. çok ağrıyor. ölücem sanıyorum çok ağrıyor. eee tamam ağrıyor da ben ne yapayım? acile git diyorum, doktora git diyorum ona da yanaşmıyor. bi kutu ağrı kesici içtim diyor. yahu belli ki o ağrı kesici işini görmedi, bir iki tane içersin baktın etkisi yok, başka bişey tercih edersin bi doktora danışırsın bi de bunun için. salak salak hareketler ya. gece 2de mesaj atıyor ağrıdan ölücem diye. doktor muyum ben napayım sana? aynı apartmandalar zaten bi üst katında ailesi var. ailesi dururken ben napayım daha 2 haftalık insana. hiçbir konuda çözüm üretmiyordu. bu kadar sızlanmak, bu kadar ezik olmak gerçekten soğuma nedenlerimden biriydi. hiç böyle biri olmamıştı daha önce. bunu da görmüş olduk.
sendeki yalnızlık hastalığına ben de yakalandım bu arada :) gerçekten artık hiç kimse ile tanışasım, konuşasım yok. pandemiyle zaten bireyselci olmuştuk toplumca, şimdi ben o bireyselci kafadan asla çıkamıyorum. sadece bu konularda değil her konuda yalnız olmaya evrildim iyice. evde iki kişiyiz, akşam annem geldiğinde annemle bile oturup iki sohbet etmiyorum. ya dizi izliyorum ya da kitap okuyorum. işin kötü tarafı halimden memnunum. flört işlerini bilemem, yeni arkadaşlar edinmek de aşırı zor ama en azından havalar düzelince kendi başıma çıkıp gezmeye zorlayacağım kendimi.Ay o kadar haklısın ki. Hic tanımadığım adama kinlendim resmen. İyi olmuş.
böyle yaptığı için hoşlanamadım.Cok hoslanmis olsaydiniz adamin yaptigi hersey hosunuza giderdi, ama sizin duygunuz yok bence
teşekkürler aslında çok sosyal biri sayılmam ama arada ben de arkadaşlarımla zaman geçiriyorum. iş günümün büyük bir kısmını kaplıyor herkes gibi. iş bittikten sonra da kendi derdime düşüyorum. tabii ki benim de bir ilişkiye ayıracak zamanım var ama bu kadar boğulmaya gelemiyorum. konuşmama gerek kalmadı dün akşam bitirdim zaten. ben öyle git gelli hareket etmem kimseye, hem bu davranışları hem de saniye saniye rapor vermedim, haber vermedim diye umursamazlıkla suçlaması, ben böyle şeylere gelemem demesine verdiğim "bu cümleyi ciddi ciddi duyduğum an soğuyorum ben, her şey bitiyor, emin misin iyi düşün" cevabımdan sonra kemküm etmesi, bir tartışma dönmesine, kafasına göre itham etmesine rağmen ona hemen eskisi gibi sıcacık davranmamı beklemesi ve beklentisini karşılamadığımda da "al işte aynı sen!" demesinin üzerine bitirdim valla. belli ki beni denemek için saçma sapan konuşmuş. en sevmediğim şeydir.işte aradığım kız tipi. şuralarda ağlayan kızlarımızın ne yapması gerektiği konusu. sosyal insanların ağlamaya üzülmeye vakti yok. şunu diyeceğim sosyallik bittiği anda sende sarabilirsin. çocuk kendini çekerse bu sefer sen başlarsın adımlara burası tehlikeli. kendinden emin ol ve ona göre adım at. ayarında olsun. yapacağın her şeyi peşin peşin söyle. eve geçince duş alıp şu işimi halledince konuşalım mı desen yok hayır demez zaten.
Kontrol manyağı. Kendi rapor veriyor, ona güven sen de ver diye. Sana hiçbir zaman inanmayacak zaten, çünkü kendi de dürüst olmayacak.istiyor zaten ve ben gerçekten hiç alışık değilim, normal de gelmiyor. annemin sormadığı şeyleri sorması falan. bayağı bekliyor yani, hafta sonu çıkarken haber vermemişim, eve gelince vermemişim bilmem ne.
Benzer kekolar ile arkadaşlarım sevgili oldu. Israr inat sürdürmeye devam edersen, işin sonunda muhakkak aldatılıyorsun zaten, gram şaştığını görmedim.Böyle bir toksik sevgilim oldu zamanında. Ayrılamam seviyorum sanıyordum cahillikle. Meğer sadece sindirilmişim. En son pat diye bir bıraktım ortada, kendini şaşırdı. Af dilemeler özürler aile bireylerini işin içine sokmaya çalışmalar biz evlenecektik beni bıraktın gittinler... Oysaki daha önceki gün beni terk etmekle tehdit ediyordu. Herşey önce neden dışarı çıkınca veya gelince haber vermiyorsunlarla başlamıştı. Koşarak uzaklaşman lazım.
benim eskiden böyle her yaptığını gittiğini falan haber veren bi flörtüm oldu. ben ona bu konuda uyum sağlamadım, baktı ben yapmıyorum o da yapmayı bıraktı. ben de hiç dert etmedim. o da ısrar etmedi, sen de yapm demedi. bu manyağın verdiği tepkileri vermedi. koskoca insan sonuçta, işinde gücünde. keza ben de öyleyim.Kontrol manyağı. Kendi rapor veriyor, ona güven sen de ver diye. Sana hiçbir zaman inanmayacak zaten, çünkü kendi de dürüst olmayacak.