- 24 Aralık 2015
- 4.404
- 6.189
Ay pardon konular karıştıBu nedir ya bu bana göre adam değil bildiğin ergen hayat amacı nedir bunun acaba ne çalışıyor ne evini geçindiriyor ne iyi eş ne iyi evlat olabilmiş serseri arkadaşlarıyla takılıyor arkadaşları size bağırabiliyor kendine reva gördüğün hayata bak eş işte vezirde eder rezilde seni rezil etmiş ama hala ısrarla rezil olmak istiyorsun yakandan at bir an önce hatta düş yakamdan de
Merhaba. Özet ve net anlatmaya çalışacağım. 1 ay sonra 1 yılı dolduracağım evliliğim ve eşim hakkında. 4 senemiz doldu ama toplamda. 2 sene nişanlı kaldık. Nişanlılığımız boyunca belki tartışmadan 1 yıl durmuşuzdur. Geri kalan 1 sene hep kavgayla geçti. Ama onu öyle seviyorum ki hep düzeleceğimize inandırdım kendimi de onu da. Beni hep gitmekle tehdit etti. Günlerce aramalarıma dönmedi. Buluştuğumuz zamanlarda da hep insanların içinde bağırıp çağırıp çekti gitti. Kendi suçumu da biliyorum, konuşup düzeltmeye çalışmak. Çok konuşurum ama anlatıcı yapıcı konuşurum, çenen yüzünden oluyor ne oluyorsa der. Ben hiçbir zaman ne kendi aileme ne kayın valideme ne de herhangi birine kavgalarımızı anlatmadım, belli de etmedim asla. Çünkü onun özünde iyi biri olduğunu biliyorum. Kimse onu kötü bilsin yanlış tanısın istemem.
Neyse biz kimseye belli etmeden kavgalarımı evlilik günümüze kadar dayandık. Evlendik. 2 ay geçti kavga ettik (zaten evlendikten sonra hep kırmalı dökmeleri kavgalar oldu) o kırıp dökdükçe ben daha çok konuştum bağırdım. Sonra evi terk ettik. Geldi. Haftasına annemlere gittik orda da olay çıkardı gece yarısı evi terk etti ve annemler görmüş oldu. Annesinin evine gitti. Annesi babası getirdi onu annemlere geldiler arabadan inmedi. Kayınperim ve kayınvalidem yalvardı. Sonra olay çözüldü derken eve geldik.. Anlayacağınız kadarıyla böyle birsürü olay yaşadım. Öyle neşeli öyle hayat dolu bir insanımdır ki benimleyken herkesi güldürürüm. Ne o enerjim ne o içtenliğim, ne konuşkanlığım, herşeyimi çekti aldı benden. Artık o kadar doldum ki ne olacak ne zaman patlarım bilmiyorum. Sevdiğim adamın sesini duymak istemiyorum. İş yerinde bunalıyorum eve geldiğimde ''oh evim'' demek istiyorum eve geliyorum eşimin ne sesini duymak istiyorum ne de yüzünü görmek istiyorum. Ki inanın allaha yalvarıyorum benimle barışmak konuşmak için adım atmasın, çünkü yine kanarım yine aynısını yapar. Lütfen bana akıl verin kimsem yok gibi hissediyorum...
Benim özetimBir insan içindeki çocugu öldurecek kadar bir baskasini sevmemeli...
Oldurmaya barışmaya çabalayan taraf hep sen olmuşsun bıkmam normal olmuyorsa zorlama bence birak biraz o adım atsın gozlemle baktın yanaşmıyor çekme bosunaMerhaba. Özet ve net anlatmaya çalışacağım. 1 ay sonra 1 yılı dolduracağım evliliğim ve eşim hakkında. 4 senemiz doldu ama toplamda. 2 sene nişanlı kaldık. Nişanlılığımız boyunca belki tartışmadan 1 yıl durmuşuzdur. Geri kalan 1 sene hep kavgayla geçti. Ama onu öyle seviyorum ki hep düzeleceğimize inandırdım kendimi de onu da. Beni hep gitmekle tehdit etti. Günlerce aramalarıma dönmedi. Buluştuğumuz zamanlarda da hep insanların içinde bağırıp çağırıp çekti gitti. Kendi suçumu da biliyorum, konuşup düzeltmeye çalışmak. Çok konuşurum ama anlatıcı yapıcı konuşurum, çenen yüzünden oluyor ne oluyorsa der. Ben hiçbir zaman ne kendi aileme ne kayın valideme ne de herhangi birine kavgalarımızı anlatmadım, belli de etmedim asla. Çünkü onun özünde iyi biri olduğunu biliyorum. Kimse onu kötü bilsin yanlış tanısın istemem.
Neyse biz kimseye belli etmeden kavgalarımı evlilik günümüze kadar dayandık. Evlendik. 2 ay geçti kavga ettik (zaten evlendikten sonra hep kırmalı dökmeleri kavgalar oldu) o kırıp dökdükçe ben daha çok konuştum bağırdım. Sonra evi terk ettik. Geldi. Haftasına annemlere gittik orda da olay çıkardı gece yarısı evi terk etti ve annemler görmüş oldu. Annesinin evine gitti. Annesi babası getirdi onu annemlere geldiler arabadan inmedi. Kayınperim ve kayınvalidem yalvardı. Sonra olay çözüldü derken eve geldik.. Anlayacağınız kadarıyla böyle birsürü olay yaşadım. Öyle neşeli öyle hayat dolu bir insanımdır ki benimleyken herkesi güldürürüm. Ne o enerjim ne o içtenliğim, ne konuşkanlığım, herşeyimi çekti aldı benden. Artık o kadar doldum ki ne olacak ne zaman patlarım bilmiyorum. Sevdiğim adamın sesini duymak istemiyorum. İş yerinde bunalıyorum eve geldiğimde ''oh evim'' demek istiyorum eve geliyorum eşimin ne sesini duymak istiyorum ne de yüzünü görmek istiyorum. Ki inanın allaha yalvarıyorum benimle barışmak konuşmak için adım atmasın, çünkü yine kanarım yine aynısını yapar. Lütfen bana akıl verin kimsem yok gibi hissediyorum...
Konuyu eşim gördü okudu... ''Eğer ben burda yazdığın gibiysem insanlar haklı, senin yerinde olsam boşardım beni. Demek haberlerde bir şeyler gördüğümüzde yargısız infaz yapmayacağız, olayın iç yüzü farklı'' diyor. Dışarda bağırdığı olaya ''ondan önce sen beni hırpaladın insanlara onu anlatsana'' dedi. Annesi babası olayınıda '' telefonlarımı açmadın, geldim kapıyı üstüme kapattın. kapının önünde seni bekledim'' diyor. Yani bu olayı tek taraflı anlattığımı söylüyor.
Haberlerde gördüğümüz şeylere yargısız infaz yapmayacağız lafı beni inanılmaz rahatsız etti. Kadın cinayetlerinin ve kadına şiddetin bir ‘nedeni’ olduğunu mu ima ediyor? Lütfen ben yanlış anlamış olayım.
Bu kadar sürtüşme yaşamaya değmez ben olsam çoktan boşanırdım. Zorlamayın bence. Bu yaşta yapılan evlilik bana doğru gelmiyor zaten. Birbirinizi yıpratmaktan başka bir şey yapmayacaksınız. Özünde iyi olan biri de şiddeti hiçbir şekilde meşru görmez bu arada.
Kavga etmek umursamak manasına mı geliyor ne alaka? Tartışma olabilir ama kavga değil.Ki onun bile bir adabı vardır. Kendi annemle babamın hiç kavgalarını görmedim.Usulünce tartisirlardi.Birbirlerini de hala umursuyorlar.Hayır tabikide, kadın erkek fark etmeden, kimsenin canını allahtan başkası alamaz. Eşim kadın tarafındadır her zaman, hatta ben pozitif ayrımcılık yapıldığı zaman kızar. Kadınların savunulduğu kadar erkeklerinde savunulması gerektiğini söylerim. Öyle bir durumdaan bahsetmedi....
Şimdi burada eşimi savundum diye de laf yiyebilirim.
Ben evliliği bu yaşta olduğum için değil, eşimi bu yaşta bulduğum için yaptım.
Kendimden hiç ödün vermedim, okulumu bitirdim, işimi elime aldım. aynı şekilde eşimde.
Çoğu bizden yaşça büyük olan insanlardan daha olgun olduğumuzu düşünüyorum.
Kimseye muhtaç olmadan geçinebiliyorsam ne mutlu bana. Sonuçta kendi isteğimle evlendim.
Öyle ergenlik aşkı da değil, öyle olsa haklısınız.
Her neyse, ben inanmıyorum ki kimse yıpranmadan evliliğini sürdürsün.
Burda eşiyle ilgili konu açanlara eskiden hep BOŞAN derdim taki bu konuyu açana kadar.
Boşan demek ne kadar kolaymış dedim kendi kendime.
Ben burda kimseye güzel zamanlarımı anlatmadım ki, eşimin bana nasıl baktığını da anlatmadım. Beraber aç kaldığımız zmanları, kavgalarımızın çoğunun sebebi 10lira ile benim ona birşey almak istemem, onunda bana birşey almak istemesi olduğunu anlatmadım. Annesine babasına bu zamana kadar sesini yükseltmemiş bir çocuğa burda ailesine saygısı yok dendi.
Benim hatam ama, burada sadece kendi gördüğümü anlattım.
Dolmuşluğumun sonucu diilime geleni anlattım.
Anladım ki insanlar teselli etmektense daha çok yerin dibine vurmaya çalışıyor..
Adım gibi eminim ki bir allahın kulu ben eşimle hiç kavga etmiyorum diyemez. Kavga etmeyenlerde gerçekten de birbirlerini umursamıyordur. Bu kadar...