Okurken eski nişanlım geldi gözümün önüne.
Hemen hemen aynı. Özellikle başkalarının yanında bağırması. Son zamanlarda ki mutsuzluğumu size tarif bile edemem. Düğün günü yaklaştıkça mutsuz oluyordum ama bir türlü cesaretimi toplayıp ayrılamıyordum. Sevdiğim için katlanıyordum, o özünde iyi biri geçecek diyordum. 7 senedir hayatımda olan birini silip atmak inanılmaz zor geliyordu. Çünkü sadece son bir yılda kavgalarımız inanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Ama sevgi, geçirilen yıllar bir yere kadar. Daha önümüzde çok uzun yıllar vardı. Düğüne iki hafta varken ayrıldım. Kendime yaptığım en büyük iyilik sanırım buydu. Tekrar nefes aldığımı, yaşadığımı hissettim.
Düzelir diye beklemeyin, düzelmez. Katlanırım demeyin, katlanamazsınız. Sizi mutsuz eden, değersiz hissettiren, yaşam enerjinizi yok eden biriyle mutlu, huzurlu yıllar geçiremezsiniz. Yapmanız gereken şey ortada siz de farkındasınız. Mutlu olduğunuz yıllar eski de kaldı ve üzgünüm bir daha geri gelmeyecek. Bunlar sizi durdurmasın.
O kadar haklısın ki. Aynı şeyler benim de başımdan geçti yaşam enerjimi emen birini düğüne 15 gün kala postaladım. Zorlamanın anlamı yok.Okurken eski nişanlım geldi gözümün önüne.
Hemen hemen aynı. Özellikle başkalarının yanında bağırması. Son zamanlarda ki mutsuzluğumu size tarif bile edemem. Düğün günü yaklaştıkça mutsuz oluyordum ama bir türlü cesaretimi toplayıp ayrılamıyordum. Sevdiğim için katlanıyordum, o özünde iyi biri geçecek diyordum. 7 senedir hayatımda olan birini silip atmak inanılmaz zor geliyordu. Çünkü sadece son bir yılda kavgalarımız inanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Ama sevgi, geçirilen yıllar bir yere kadar. Daha önümüzde çok uzun yıllar vardı. Düğüne iki hafta varken ayrıldım. Kendime yaptığım en büyük iyilik sanırım buydu. Tekrar nefes aldığımı, yaşadığımı hissettim.
Düzelir diye beklemeyin, düzelmez. Katlanırım demeyin, katlanamazsınız. Sizi mutsuz eden, değersiz hissettiren, yaşam enerjinizi yok eden biriyle mutlu, huzurlu yıllar geçiremezsiniz. Yapmanız gereken şey ortada siz de farkındasınız. Mutlu olduğunuz yıllar eski de kaldı ve üzgünüm bir daha geri gelmeyecek. Bunlar sizi durdurmasın.
Çok gençsiniz , zamanla oturacak bazı şeyler ama o zaman gelene kadar da bazı şeyler yıpranacak gıbı duruyor.Ben 22 Eşim 24
Anlıyorum sizi. Dediğim gibi benzerlerini yaşadım. Çevremde ki herkes, ailem, arkadaşlarım beni sevdiğine emindi. Hissettirirdi bunu hem bana, hem başkalarına. Ama zamanla değişti her şey. Gitmeyeceğimden emin olduğu an bana hayatı zehir eden birine dönüştü. O eski zamanlarda kalmayın lütfen. Gerektiği zaman çekip gitmeyi bilmeniz lazım. Kendinize saygı duyun en başta. Böyle bir hayatı kendinize reva görmeyin. Biliyorum zor ama asla imkansız değil.Tam da öyleyim. Sanki dünyanın en gereksiz en değer hak etmez insanıymışım gibi. Belki şimdi yazacağımdan sonra bu kız ne hali varsa görsün diyeceksiniz ama zamanında en değerli hissettiren insan şu an en değersizmişim gibi hissettiriyor.
Kimseye böyle bir yorum yazmadım ilksiniz. Lütfençocuk yapmayinMerhaba. Özet ve net anlatmaya çalışacağım. 1 ay sonra 1 yılı dolduracağım evliliğim ve eşim hakkında. 4 senemiz doldu ama toplamda. 2 sene nişanlı kaldık. Nişanlılığımız boyunca belki tartışmadan 1 yıl durmuşuzdur. Geri kalan 1 sene hep kavgayla geçti. Ama onu öyle seviyorum ki hep düzeleceğimize inandırdım kendimi de onu da. Beni hep gitmekle tehdit etti. Günlerce aramalarıma dönmedi. Buluştuğumuz zamanlarda da hep insanların içinde bağırıp çağırıp çekti gitti. Kendi suçumu da biliyorum, konuşup düzeltmeye çalışmak. Çok konuşurum ama anlatıcı yapıcı konuşurum, çenen yüzünden oluyor ne oluyorsa der. Ben hiçbir zaman ne kendi aileme ne kayın valideme ne de herhangi birine kavgalarımızı anlatmadım, belli de etmedim asla. Çünkü onun özünde iyi biri olduğunu biliyorum. Kimse onu kötü bilsin yanlış tanısın istemem.
Neyse biz kimseye belli etmeden kavgalarımı evlilik günümüze kadar dayandık. Evlendik. 2 ay geçti kavga ettik (zaten evlendikten sonra hep kırmalı dökmeleri kavgalar oldu) o kırıp dökdükçe ben daha çok konuştum bağırdım. Sonra evi terk ettik. Geldi. Haftasına annemlere gittik orda da olay çıkardı gece yarısı evi terk etti ve annemler görmüş oldu. Annesinin evine gitti. Annesi babası getirdi onu annemlere geldiler arabadan inmedi. Kayınperim ve kayınvalidem yalvardı. Sonra olay çözüldü derken eve geldik.. Anlayacağınız kadarıyla böyle birsürü olay yaşadım. Öyle neşeli öyle hayat dolu bir insanımdır ki benimleyken herkesi güldürürüm. Ne o enerjim ne o içtenliğim, ne konuşkanlığım, herşeyimi çekti aldı benden. Artık o kadar doldum ki ne olacak ne zaman patlarım bilmiyorum. Sevdiğim adamın sesini duymak istemiyorum. İş yerinde bunalıyorum eve geldiğimde ''oh evim'' demek istiyorum eve geliyorum eşimin ne sesini duymak istiyorum ne de yüzünü görmek istiyorum. Ki inanın allaha yalvarıyorum benimle barışmak konuşmak için adım atmasın, çünkü yine kanarım yine aynısını yapar. Lütfen bana akıl verin kimsem yok gibi hissediyorum...
Şok oldum bu kısma. Sizin gururunuz olmalı, bu kadar yumuşak olmamalısınız hayır demeyi bilmelisiniz. Kendinize bunu mu reva görüyorsunuz? Bırakın gitsin Allah aşkına.annemlere geldiler arabadan inmedi. Kayınperim ve kayınvalidem yalvardı.
Merhaba. Özet ve net anlatmaya çalışacağım. 1 ay sonra 1 yılı dolduracağım evliliğim ve eşim hakkında. 4 senemiz doldu ama toplamda. 2 sene nişanlı kaldık. Nişanlılığımız boyunca belki tartışmadan 1 yıl durmuşuzdur. Geri kalan 1 sene hep kavgayla geçti. Ama onu öyle seviyorum ki hep düzeleceğimize inandırdım kendimi de onu da. Beni hep gitmekle tehdit etti. Günlerce aramalarıma dönmedi. Buluştuğumuz zamanlarda da hep insanların içinde bağırıp çağırıp çekti gitti. Kendi suçumu da biliyorum, konuşup düzeltmeye çalışmak. Çok konuşurum ama anlatıcı yapıcı konuşurum, çenen yüzünden oluyor ne oluyorsa der. Ben hiçbir zaman ne kendi aileme ne kayın valideme ne de herhangi birine kavgalarımızı anlatmadım, belli de etmedim asla. Çünkü onun özünde iyi biri olduğunu biliyorum. Kimse onu kötü bilsin yanlış tanısın istemem.
Neyse biz kimseye belli etmeden kavgalarımı evlilik günümüze kadar dayandık. Evlendik. 2 ay geçti kavga ettik (zaten evlendikten sonra hep kırmalı dökmeleri kavgalar oldu) o kırıp dökdükçe ben daha çok konuştum bağırdım. Sonra evi terk ettik. Geldi. Haftasına annemlere gittik orda da olay çıkardı gece yarısı evi terk etti ve annemler görmüş oldu. Annesinin evine gitti. Annesi babası getirdi onu annemlere geldiler arabadan inmedi. Kayınperim ve kayınvalidem yalvardı. Sonra olay çözüldü derken eve geldik.. Anlayacağınız kadarıyla böyle birsürü olay yaşadım. Öyle neşeli öyle hayat dolu bir insanımdır ki benimleyken herkesi güldürürüm. Ne o enerjim ne o içtenliğim, ne konuşkanlığım, herşeyimi çekti aldı benden. Artık o kadar doldum ki ne olacak ne zaman patlarım bilmiyorum. Sevdiğim adamın sesini duymak istemiyorum. İş yerinde bunalıyorum eve geldiğimde ''oh evim'' demek istiyorum eve geliyorum eşimin ne sesini duymak istiyorum ne de yüzünü görmek istiyorum. Ki inanın allaha yalvarıyorum benimle barışmak konuşmak için adım atmasın, çünkü yine kanarım yine aynısını yapar. Lütfen bana akıl verin kimsem yok gibi hissediyorum...
Bu kadar dramatize etmeyin. Kendini kabak gibi ortaya koyduğu halde evlenmişsiniz. Bakın hala aynı. Boşanmaktan başka yolu yok. İnsan evinde de huzur bulamayacaksa niye evli kalsın ki?Merhaba. Özet ve net anlatmaya çalışacağım. 1 ay sonra 1 yılı dolduracağım evliliğim ve eşim hakkında. 4 senemiz doldu ama toplamda. 2 sene nişanlı kaldık. Nişanlılığımız boyunca belki tartışmadan 1 yıl durmuşuzdur. Geri kalan 1 sene hep kavgayla geçti. Ama onu öyle seviyorum ki hep düzeleceğimize inandırdım kendimi de onu da. Beni hep gitmekle tehdit etti. Günlerce aramalarıma dönmedi. Buluştuğumuz zamanlarda da hep insanların içinde bağırıp çağırıp çekti gitti. Kendi suçumu da biliyorum, konuşup düzeltmeye çalışmak. Çok konuşurum ama anlatıcı yapıcı konuşurum, çenen yüzünden oluyor ne oluyorsa der. Ben hiçbir zaman ne kendi aileme ne kayın valideme ne de herhangi birine kavgalarımızı anlatmadım, belli de etmedim asla. Çünkü onun özünde iyi biri olduğunu biliyorum. Kimse onu kötü bilsin yanlış tanısın istemem.
Neyse biz kimseye belli etmeden kavgalarımı evlilik günümüze kadar dayandık. Evlendik. 2 ay geçti kavga ettik (zaten evlendikten sonra hep kırmalı dökmeleri kavgalar oldu) o kırıp dökdükçe ben daha çok konuştum bağırdım. Sonra evi terk ettik. Geldi. Haftasına annemlere gittik orda da olay çıkardı gece yarısı evi terk etti ve annemler görmüş oldu. Annesinin evine gitti. Annesi babası getirdi onu annemlere geldiler arabadan inmedi. Kayınperim ve kayınvalidem yalvardı. Sonra olay çözüldü derken eve geldik.. Anlayacağınız kadarıyla böyle birsürü olay yaşadım. Öyle neşeli öyle hayat dolu bir insanımdır ki benimleyken herkesi güldürürüm. Ne o enerjim ne o içtenliğim, ne konuşkanlığım, herşeyimi çekti aldı benden. Artık o kadar doldum ki ne olacak ne zaman patlarım bilmiyorum. Sevdiğim adamın sesini duymak istemiyorum. İş yerinde bunalıyorum eve geldiğimde ''oh evim'' demek istiyorum eve geliyorum eşimin ne sesini duymak istiyorum ne de yüzünü görmek istiyorum. Ki inanın allaha yalvarıyorum benimle barışmak konuşmak için adım atmasın, çünkü yine kanarım yine aynısını yapar. Lütfen bana akıl verin kimsem yok gibi hissediyorum...