ΛŁŁ -SТΛЯ'La Kilo Verme Farkı, 2019 Yazında Hedef Beden 36 :)


Zerdeçalın kendisi mi hapı mı?


  • Doğal yoldan yemeklerle alınan zerdeçal ile besin desteği olarak yutulan zerdeçal haplarından faydalanma oranı arasında dağlar kadar fark var. İşte bu nedenle biri size zerdeçal hapı tavsiye ettiğinde biraz düşünün ve onu doğal haliyle tüketmenin daha akılcı olduğunu unutmayın.

    Bir kenara not edin: 2017’nin “yıldızı parlayan baharatlar” listesinin en tepesinde zerdeçal var ve o “üstün yetenekleri” sayesinde bunu kesinlikle hak ediyor. Düzenli tüketimi sizi kanserden, kronik iltihaptan, bellek zayıflamasından, eklem yaşlanmasından, hatta damar sertliğinden koruyabiliyor. Bağışıklığı güçlendirmek gibi yeni marifetleri ortaya çıktıkça da besin desteği üreticilerinin iştahını kabartıyor ve onlar piyasaya her ay yeni bir zerdeçal hapı sürüyor!
    Ne var ki zerdeçalı doğal yolla besinlerle birlikte tüketmekle hap haline getirip yutmak aynı yararı sağlayamayabiliyor. Çünkü zerdeçal, daha doğrusu zerdeçalın içindeki “kurkumoid” adı verilen doğal mucize maddeler bağırsaktan kolay kolay emilmiyor.
    Gıdalarla birlikte (doğal yolla) alınan zerdeçal, haplarla alınanlara oranla bedene daha kolay giriyor. Kısacası doğal yoldan yemeklerle alınan zerdeçal ile besin desteği olarak yutulan zerdeçal haplarından faydalanma oranı arasında dağlar kadar fark var.
    İşte bu nedenle biri size zerdeçal hapı tavsiye ettiğinde biraz düşünün ve onu doğal haliyle tüketmenin daha akılcı olduğunu unutmayın. “Bana hapını kullanmak daha kolay” diyorsanız da o hapın içeriğini, dozajını, etkinliğini, üreticisini ve içindeki aktif maddenin güvenliğini dikkatle araştırın.

    Ev işi zerdeçal çözümü

    Zerdeçalın aktif/etken maddesi kurkumindir ve toz zerdeçalın kuru ağırlığının küçücük bir kısmını (maksimum yüzde 5’ini) kurkumin oluşturur.
    Diğer taraftan zerdeçalın sindirim sisteminden emilimi çok sınırlıdır. Emilimi çoğaltabilmek için bazı gıda eklemelerine ihtiyaç vardır. İlk eklenen besin karabiber olmalıdır. Karabiberde bulunan piperidin/piperine etken maddesi, zerdeçalın emilimini 20-30 kat artırabiliyor.
    Emilimi biraz daha artırmak istiyorsanız üzerine zeytinyağı ekleyebilirsiniz. Basit bir ölçü şu olabilir: 1 tatlı kaşığı toz zerdeçala yarım çay kaşığı karabiber ve bir çay kaşığı kadar sızma zeytinyağı ekleyiniz. Bu karışımı çorba, salata veya cacıklarınızda kullanmayı deneyiniz.

    Zerdeçalın işe yaradığı sağlık sorunları

    - Romatizmal hastalıklar, özellikle kronik iltihapla seyreden artritler
    - Başta bellek bozukluğu olmak üzere depresyon dâhil nörolojik ve ruhsal bazı sorunlar
    - Kalp ve damar hastalıkları
    - Obezite ve metabolik sendrom
    - Kanserler, özellikle meme ve kalınbağırsak kanseri

    Probiyotik bakteriler nasıl beslenecek?

    Bağırsaklarımızdaki dost probiyotik bakterilerin beslenmemizi düzene soktuğu, bizi kollayıp koruduğu kesin. Tamam ama bu probiyotik canlıların da bir şeyler yemeye içmeye ihtiyaçları var. Onların ihtiyaç duyduğu besinlere “prebiyotikler” adı veriliyor.
    Prebiyotiklerin yani PROBİYOTİK BAKTERİ BESİNLERİNİN en önemlileri olarak da şunlar öneriliyor: Tam olgunlaşmamış muz, kuşkonmaz, bamya, pırasa, soğan, sarımsak, kepekli tahıllar (özellikle beyaz fasulye), kök bitkiler (pancar, havuç, şalgam, lahana, karnabahar), elma, armut, avokado ve kivi.

    Probiyotiklerin 10 mühim marifeti

    ◊ Gaz, şişkinlik, karın ağrısı gibi hazım şikayetlerini azaltırlar.
    ◊ İshal, kabızlık gibi sindirim problemlerinin çözümüne destek olurlar.
    ◊ Kilo dengesini korurlar, kilo almayı engelleyip karın içi ve bel yağlarını azaltırlar.
    ◊ Bağışıklık sistemini güçlendirirler.
    ◊ Alerjik tepkileri frenlerler. Özellikle besin alerjilerini ciddi ölçüde engelleyebilirler.
    ◊ Egzamaların etkilerini azaltabilirler.
    -◊ Ruhsal sağlığa destek olurlar. Depresyondan korurlar.
    ◊ Kolesterol, kan şekeri ve tansiyon dengesine yardımcı olurlar.
    ◊ Kansere fren görevi üstlenirler.
    ◊ İltihabi bağırsak hastalıklarında yardımcı ilaç gibi görev yaparlar.

    Suyu oturarak içmek daha doğru

    Ayakta içilen su midede beklemeden doğrudan oniki parmak bağırsağına geçer. Otururken içilen su ise önce bir süre midede bekler. Bu süreçte de mide asidi sayesinde suyun içine karışabilecek bazı mikroplar bertaraf olabilir.
    Bu nedenle suyu ayakta değil de oturarak içmek daha güvenli sayılıyor.

    Veganları bekleyen eksiklikler

    Sadece meyve, sebze, bakliyat, tahıl ile beslenip her türlü hayvansal besini yiyip içmekten vazgeçenleri bekleyen bazı “mühim” noksanlıklar var. İlk akla gelenler şunlar...
    - B12 vitamini
    - Omega-3 yağ asitleri
    - Koenzim Q10
    - Demir
    - Elzem aminoasitler

    Krom desteği ne zaman faydalı

    Krom insülinin etkisini güçlendirebilen, neticede kan şekeri dengesini düzenlemede etkili olabilen bir mineral.
    Eğer insülin direnci sorununuz varsa doktorunuzla konuşarak günde 200-400 mikrogram kadar kromiyum pikolinat desteği kullanmayı düşünebilirsiniz. Net olmayan bulgulara göre krom desteği;
    - İnsülin direnci ile mücadeleyi destekler
    - Diyabete karşı korur
    - HDL kolesterolü yükseltir
    - Kan şekerini dengeleyebilir.
KAYNAK : http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/osman-muftuoglu/zerdecalin-kendisi-mi-hapi-mi-40502645
 
Ara öğün şart mı?
30 Ocak 2019

  • Bu sorunun yanıtı kişiye özeldir. Eğer insülin direnciniz varsa ara öğün almayın. Eğer hipoglisemikseniz protein ve posa zengini ara öğünler alın.

    Başlıktaki soru günümüzün en popüler beslenme sorularından biridir, net ve kısa yanıtı ise, en doğru kararın “kişiye bağlı” yani “kişiye özel” olduğudur. Açılımı şudur: Eğer insülin direnciniz varsa yani kanınız adeta insülin hormonu kaynıyorsa sakın “ara öğün” filan almayın. Tersine, üç öğünden birini ıskalayıp mümkünse günde sadece iki öğün ile yetinmeye çalışın. Yani, “aralıklı oruç kürlerinden” veya “aralıklı beslenme yöntemlerinden” faydalanmaya bakın.

    İnsülin direnciniz olmasına rağmen ara öğün almak zorunda kalırsanız protein ve posa zengini, şeker, un, nişasta fakiri bir şeyler atıştırın. Eğer hipoglisemikseniz, tansiyonu düşük, yaşlı, yorgun ama insülini normal biriyseniz asla öğün atlamayın,
    üç öğün beslenin.

    Gerektiğinde açlık ataklarınızı yatıştırmak için de yine protein ve posa zengini ara öğünler alın. Kısacası herkesin bedeni farklı, metabolik yapılanmaları değişik. Her modelin herkeste çalışmadığı kesin bir bilgi. Fabrikasyon, herkese, her bedene uygun bir çözüm yok. Kişiye özel stratejiler lazım.

    UNUTMAYIN

    Hangi alfa lipolik asit daha etkili?

    Alfa lipoik asit müthiş bir antioksidan. C vitamini gibi sadece suda, E vitamini gibi sadece yağda fonksiyon görmüyor, onun için sulu ya da yağlı ortamlar fark etmiyor, antioksidan gücünü her yerde her an gösterebiliyor. Bu nedenle “antioksidan güç” bakımından E ve C vitaminine açık ara fark atıyor.

    Kısacası paslandırıcı serbest radikallerle her alanda aslanlar gibi savaşıyor. Bu sayede hücrenin duvarını da, çekirdek DNA’sını da, mitokondrisini de korumaya alıyor. Bu doğal mucize, elektronunu kaybetmiş yani oksitlenmiş glutatyona yeniden kendi elektronunu verip onu aktive etmekte de pek marifetli.

    Sinir kılıfını koruyarak nöropatiyi iyileştirmekte de yetenekli mi yetenekli. Antioksidan kapasitesini artırmak isteyen herkesin ondan daha sık ve bol faydalanması lazım. Et, karaciğer, dalak, böbrek, ıspanak ve lahanagiller en güçlü ALA kaynakları. Takviye olarak da R formu en güvenli olanı. L formu yeteri kadar biyolojik yarar sağlamıyor. Daha güçlü fayda için R formu ALA ürünlerini tercih etmek gerekiyor.

    OKUR SORUSU

    Hangi salça?

    Konu salça olunca domatesinkini de biberinkini de öneriyorum. İkisinin de en lezzetlisi bu toprakların domates ve biberinden üretiliyor. Ama ille de bir mukayese lazımsa birinciliği meme ve prostat kanseri kalkanı, kalp ve beyin dostu, likopen zenginliği nedeniyle domates salçasına veriyorum.
    Mümkünse her salçaya sızma zeytinyağı, karabiber eklemenizi öneriyorum.

    BİLGİ

    Kronobiyolojik beslenme de neyin nesi?

    Kronobiyolojinize uygun yaşıyor musunuz? Çoğunuzun sorumu “kronobiyoloji” de neyin nesi hocam?” diye yanıtlayacağınızı biliyorum. Açılımı şu: Bedenimizin, fizyolojik fonksiyonlarımızın yani yememizin içmemizin metabolik süreçlerimizin bir “zaman uyumu” var. Çünkü söz konusu bu süreçler gündüzleri geceden, sabahları akşamdan, yazları kıştan farklı işleyebiliyor. Yeme içmemizde de bu ayrıntı çok önemli. Ne yediğimiz önemli. Neyi neyle yediğimiz önemli. Ne kadar yediğimiz mühim. Ama en az bunlar kadar dikkat etmemiz gereken bir ayrıntı da ne zaman ne kadar yediğimiz.

    Eğer yeme içme düzenimizi biyolojik ritmimize yani kronobiyolojimize uydurmak istiyorsak sabah kahvaltılarını güçlendirip, akşam sofralarını hafifletmek ve akşam yemeğini sekizden önce tamamlayıp bitirmek zorundayız.

    UNUTMAYIN

    Balık aklın sütüdür

    Daha önce de yazdım, bir daha tekrarlayayım: B12 beynin sütüdür. Beyin ve belleğin her türlü süreci B12’siz yapamaz. Balığa gelince balık daha üstün bir şeyin, aklın da sütüdür. Nedeni de içindeki B12 vitamin zenginliğine eklenen omega-3 gücüdür.
    Düzenli balık tüketimi çocuklarda beyni geliştiriyor, gençlerde zekayı keskinleştiriyor, yaşlılarda belleğe destek veriyor. Zaten bu nedenle de balık için “fakir değil fikir gıdası” deniyor. Aklınızda olsun: Sadece belleğe güç, hayata akıl eklemek için değil; depresyondan korunmak, eklemlerinizi yağlamak, damarlarınızı genç tutmak için de balığa ihtiyacınız var.
KAYNAK : http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/osman-muftuoglu/ara-ogun-sart-mi-41099147
 
Evet okudum arayı kapatmak için bütün sayfaları da okumaya niyetliyim
Vay o kadar kararlisin demek. Bu gece gel basla o zaman .

Kendini tanitmakla baslayabilirsin, kilo alma seruvenin burcun vs vs...

Pazar ve Carsamba gunleri tarti resmi yukleme gunumuz. Tarti resimlerini zamaninda ve gununde yukleyenleri ayri bir severim.
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…