- 6 Aralık 2009
- 6.153
- 2.766
- 723
- Konu Sahibi ipektuncer
-
- #141
bundan altı ay kadar önce açtığım konumu belki hatırlarsınız kk olarak beraberce konuşmuştuk.benim eşim de bana 10 milyar kadarlık bir kredi borcu olduğunu ve her ay düzenli onu ödediğini söyleyerek kandırmıştı.ben kazancının az olduğunu düşünmeyeyim diye olmayan bir borç uydurmuş ve zaten her ay gelirinin bir kısmının oraya gittiğini düşünmemi sağlamıştı o dönem kredi kartımı da kullanarak evi bana geçindirtmiş oysaki ben tesadüf eseri öğrenene kadar kredi kart borçlarımı sorgulamamıştım bile.bu olayda bu yalanda çok kırılmış incinmiştim.halen kırgınım.güvenemiyorum tam olarak halen.şimdi ise işler değişti ben doğum sebebiyle izne ayrıldım ve şubat itibariyle ücretsiz izne çıkmayı düşünüyorum inş. eşimin ise artık yalanlara başvurmasına gerekmeyecek kadar kazancı arttı.ama geçmiyor benim içimin acısı yalanların acısı. affetsemde geçmiyor.ama biliyorum ki o pişman oldu.hem de çok.
ve yüzünüzü birazcık da olsa gülümsetmesi için size ilginç bişey anlatayım. geçen evde bebek kucağımda henüz bir aylık bile değil. sürekli kusuyor. onla uğraşıyorum.eşimin feryadı yükseldi banyodan aşkım nolur çabuk gel nolur hemen gel. bebeğimi hemen bıraktım banyoya koştum.eşim iki bacağını uzatmış iki ayak bileği kocaman şişmiş kıvrana kıvrana yatıyor banyonun zemininde.aşkım benim iki ayağım da kırıldı diye acıyla kıvranıyor.meğerse benim telimi alıp lavaboya girmiş.her sabah klozette gazeteleri okurdu netten.o arada telimde kk yı görmüş benim açtığım konuyu görmüş ve okumaya başlamış. 20 küsür sayfayı okurken epey vakit geçmiş ve ayaklarının uyuştuğunu bile farketmemiş o azimle. ve ayağa kalkmasıyla uyuşmuş bacaklarından dolayı dizlerine hakim olamayıp yere kapaklanması bir olmuş.meğer o düşüşle bileğinde bağlar kopmuş.işte böyle 30 cm lik klozetten kalkarken düşüp bağ koparan ve 2 hafta alçıyla gezen bir kocam var :)güldüğüme bakmayın çok üzüldüm hiç kıyamadım elbette ama benim özelimi karıştırdığı anda bu ilginç kazayı geçirmesi de halen aramızda espri konusu
sevgili ipek,
eşin seni seviyor sen de eşini seviyorsun değil mi?
cevap bence "kesinlikle evet"!
görünüşe göre tatlıya da bağladınız artık öyle değil mi?
o zaman asıl soruna dönelim.
sana kendi hayatımdan bir kesiti anlatayım.
ben de rahmetli babamla sorunlar yaşadım
12 yaşında iş hayatına atıldım hem okudum hem çalıştım maaşımı ellerine saydım yıllarca.
babamla başka mevzular yüzünden de çok kavgalar ettik. ben de ne küfürler ne hakaretler duydum uzun zaman.
annemi aldattı hem de amcasının kızı yaptı o kadın ile aralarını. neredeyse bütün akrabaları babamın arkasındaydı annemle yapayalnız kaldık.
kronik ürtiker hastasıyım saatlerce ağlayıp sabah uyandığımda yüzümün sokağa çıkamaz halde olduğu zamanları çok bilirim.
işe gidemediğim zamanlarda bana inanmazlar deyip yüzümün fotoğrafını çekerdim inansınlar diye. neyse...
zaman geçti... ben anti-depresanlar ve anti-histaminiklerle "kanka(!)" oldum bu arada.
peki ya sonra?
bir gün görüşmediğim haysiyetsiz halamın oğlu aradı. "dayımı hastaneye kaldırdık gel" dedi.
en fazla 20 dakika sürmüştür oraya varmam. gittiğime "başın sağolsun" dediler.
hastaneyi inletmişim -ki acili birbirine kattığımı ben de hatırlıyorum-.
yılların acısını çıkardım babamın akrabalarından önüme gelene ya küfrettim ya da saldırdım tokat attım.
tutamadı güvenlikçiler her seferinde ellerinden kurtuldum yine atladım.
"biz çok güzeldik siz mahvettiniz bizi hep kıskandınız" diye çok bağırdım.
utanmadan o halime gülen VirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsler sonra yine utanmadan evimize geldiler cenaze için artık yüzsüzlüklerini sen düşün.
sonra kabuğumuza çekildik.
ben babamı hep iyi anmaya çalıştım. bunları yazarken de ağlıyorum ve babamı özlüyorum.
sen de öyle yapacaksın.
gün gelecek babanla yaşadığın her kötü anıyı -her ne olursa- sileceksin. zaman geçtikçe daha da az hatırlayacaksın kötü günleri.
belki şu an benim yaptığım gibi, başka bir insanın kendini toplaması için "bak ben de acılar çektim yalnız değilsin" demek için anlatacaksın.
ben babamı özlüyorum evet; ama hayalimdeki mükemmel baba figürünü... babamın bütün kötü huylarını, yaşadığımız her kötü anıyı attım, ayıkladım.
geriye de sadece -minicik de olsa- güzel anılar kaldı. onları aldım, yaşattım... yaşattıkça büyüdüler hayalimdeki babamı kapladılar. babam işte böylece "babam" oldu.
sen de böyle yapacaksın...
gün gelecek babanın cenazesine katılacaksın belki.
herşeye rağmen gözyaşı dökeceksin.
sonra biraz daha zaman geçecek.
başlayacaksın anılarla hesaplaşmaya.
ve hep ama hep sen kazanacaksın.
huzurun yerinde, sağlıklısın, kendi kurduğun ailenle mutlusun...
zaman gelecek arkana bile bakmayacaksın.
ihtiyacın olan şeye zaten sahipsin bence.
huzur...
kocanın üstüne de artık çok gitme.
belli ki hatasını anlamış.
hayat bu, olur da bir gün başını alıp gitmek istersen yine de,
git bir otele. ama babanın evine dönüp de çocuklarını da kendini de üzme.
çünkü daha zamanı gelmedi.
çünkü zamanı gelene kadar baban, aslında "baban" değil.
sevgiler...
sevgili ipek,
eşin seni seviyor sen de eşini seviyorsun değil mi?
cevap bence "kesinlikle evet"!
görünüşe göre tatlıya da bağladınız artık öyle değil mi?
o zaman asıl soruna dönelim.
sana kendi hayatımdan bir kesiti anlatayım.
ben de rahmetli babamla sorunlar yaşadım
12 yaşında iş hayatına atıldım hem okudum hem çalıştım maaşımı ellerine saydım yıllarca.
babamla başka mevzular yüzünden de çok kavgalar ettik. ben de ne küfürler ne hakaretler duydum uzun zaman.
annemi aldattı hem de amcasının kızı yaptı o kadın ile aralarını. neredeyse bütün akrabaları babamın arkasındaydı annemle yapayalnız kaldık.
kronik ürtiker hastasıyım saatlerce ağlayıp sabah uyandığımda yüzümün sokağa çıkamaz halde olduğu zamanları çok bilirim.
işe gidemediğim zamanlarda bana inanmazlar deyip yüzümün fotoğrafını çekerdim inansınlar diye. neyse...
zaman geçti... ben anti-depresanlar ve anti-histaminiklerle "kanka(!)" oldum bu arada.
peki ya sonra?
bir gün görüşmediğim haysiyetsiz halamın oğlu aradı. "dayımı hastaneye kaldırdık gel" dedi.
en fazla 20 dakika sürmüştür oraya varmam. gittiğime "başın sağolsun" dediler.
hastaneyi inletmişim -ki acili birbirine kattığımı ben de hatırlıyorum-.
yılların acısını çıkardım babamın akrabalarından önüme gelene ya küfrettim ya da saldırdım tokat attım.
tutamadı güvenlikçiler her seferinde ellerinden kurtuldum yine atladım.
"biz çok güzeldik siz mahvettiniz bizi hep kıskandınız" diye çok bağırdım.
utanmadan o halime gülen VirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsler sonra yine utanmadan evimize geldiler cenaze için artık yüzsüzlüklerini sen düşün.
sonra kabuğumuza çekildik.
ben babamı hep iyi anmaya çalıştım. bunları yazarken de ağlıyorum ve babamı özlüyorum.
sen de öyle yapacaksın.
gün gelecek babanla yaşadığın her kötü anıyı -her ne olursa- sileceksin. zaman geçtikçe daha da az hatırlayacaksın kötü günleri.
belki şu an benim yaptığım gibi, başka bir insanın kendini toplaması için "bak ben de acılar çektim yalnız değilsin" demek için anlatacaksın.
ben babamı özlüyorum evet; ama hayalimdeki mükemmel baba figürünü... babamın bütün kötü huylarını, yaşadığımız her kötü anıyı attım, ayıkladım.
geriye de sadece -minicik de olsa- güzel anılar kaldı. onları aldım, yaşattım... yaşattıkça büyüdüler hayalimdeki babamı kapladılar. babam işte böylece "babam" oldu.
sen de böyle yapacaksın...
gün gelecek babanın cenazesine katılacaksın belki.
herşeye rağmen gözyaşı dökeceksin.
sonra biraz daha zaman geçecek.
başlayacaksın anılarla hesaplaşmaya.
ve hep ama hep sen kazanacaksın.
huzurun yerinde, sağlıklısın, kendi kurduğun ailenle mutlusun...
zaman gelecek arkana bile bakmayacaksın.
ihtiyacın olan şeye zaten sahipsin bence.
huzur...
kocanın üstüne de artık çok gitme.
belli ki hatasını anlamış.
hayat bu, olur da bir gün başını alıp gitmek istersen yine de,
git bir otele. ama babanın evine dönüp de çocuklarını da kendini de üzme.
çünkü daha zamanı gelmedi.
çünkü zamanı gelene kadar baban, aslında "baban" değil.
sevgiler...
İpekçim, çok üzüldüm yaşadıklarına.
Malum çocuktan dolayı pek giremiyorum ben de artık ama senin konunu ve duygularını tek tek okudum ve hissettim geç olsa da.
Herşey yaşanmış varacağı yere varmış ama yine de yazmak istedim.
Eğer benim başıma gelseydi emin ol senden daha farklı bir tepki vermezdim, benden birşey gizlemesi en dayanamayacağım şeylerden biri benim de.
Kredi olmasa da eşimin ufak tefek sakladığı şeyleri oldu benden, bana dürüst davranmadığı içinde hayatı birbirimize zehir ettiğimiz zamanlarda oldu,
tabi onun değil benim zehir ettiğim zamanlar oldu. Erkekler malesef bizim gibi düşünmüyorlar, malesef çok aptalca düşünüyorlar, akıl ermiyor mantıklarına.
Bizse bunu niye yaptı niye mantıklı bir açıklama bekliyoruz ama onlara göre mantıklı bir açıklaması zaten yok, tuhaf varlıklar, bazen anlamak bile istemiyorum, yorulmak istemiyorum çünkü çok basit düşünüyorlar, bizim gibi ayrıntıcı ve derin düşünmüyorlar.
Eşin bence de hata yapmış ama iyi bir eş, her erkek kadar saf ve düşüncesiz.
Sizi o akşam kapıda beklemesine o kadar sevindim ki anlatamam.
Şunu da söylemek isterim ki, hala babana değer veriyorsun. Bilmiyorum belki ben yanlış düşünüyorum, ben de baba sevgisi görmemiş ve babamı kaybettiğimde zerre üzülmemiş biriyim malesef, o yüzden mi bu kadar katı bakıyorum bilmyorum ama hala babanla ayda 1 filan görüşürüm demeni yanlış buluyorum kendi adıma.
Önemli olan senin içindeki ve yuvandaki mutluluğun, ayda 1 gideceğim mutlu olduğumu onlara göstereceğim demenin bana göre hiç bir anlamı yok,
seni yıpratmaktan başka ve bu hala onlara değer verdiğini gösteriyor bence.
Ben olsam yüzlerini bile görmez, onlara mutluluğumu ya da mutsuzluğumu gösterecek kadar bile değer vermez, yok gibi davranırdım.
Çünkü varlıkları yaralar böyle insaların beni. He diyeceksin ki, görmesem de bu eksiklik benim içimde, içimden nereye kaçayım, ama göz görmeyince, uzaklaşınca gönül daha kolay katlanır gibime geliyor, bana zararı dokunan herkesi silecek psikolojide bir insanım artık ben, ne kadar uzak olursam psikolojimi o kadar sağlam tutuyorum.
Bana kalırsa sadece adı baba olan bu varlıkla hiç görüşme, kendi hayatına bak, mutluluğundan bile bir haber yaşasınlar, zaten umurlarında olduklarını da sanmıyorum, malesef
sadece senin umrunda yine, yorma kendini hiç.
İçindeki boşluğu çok iyi anladığımı ve bazen birine sarılıp saatlerce ağlamak istediğim zamanlar olduğu bir boşluk bu kimsenin dolduramadığı, en çokta ihtiyacın olduğu zamanlarda koyuyor bu boşluk ama yok saymak en doğrusu bence artık.
Allahım evlatlarınla ve eşinle güzel günler göstersin inş.
Belkide hata sevgi dilenmek.Ben bıraktım artık sevgi dilenmeyi.Eşten dosttan ,arkadaştan , oğlumdan herkim varsa ... Biliyorumki çabalasalar bile anne yada babanın boş bıraktığı yeri hiç kimse dolduramaz.
anne ve baba hakkı Allahtan sonra gelir hep bu anlatılır.Öyle içim burkulurdu ki benim hiç hakkım yok mu diye.Geçen bir hadis öğrendim.En büyük kul hakkı çocuk hakkıymış.Korumasız omuzları elleri küçücük , muhtaç çocukların hakkı en büyük kul hakkıymış ama bunu kimse dile getirmiyor.
Şunu da öğrendim.Kadın aile geçimi için çalışmak zorunda değil.eşi babası abisi bakmakla sorumlu.Kaldıki ne babaya ne eşe ne başkasına çalışıp para yetiştirmek zorunda değil kadın.Gönlüyle evine anne babasına harcarsa sadaka yerine geçiyor.Ama rızası yoksa anne baba çalışan kız çocuğunun parasını alamaz.
Şunu da yeni öğrendim:Allah ihmal etmez ertelermiş.o kadar kötülük eden insan varki Allah ım mutlu mesut yaşıyorlar benim de göz yaşım durmuyor.Niye böyle diye düşünürdüm.Allah sonsuz sabır sahibi herşeyin cezasını anında vermiyor ki yapabildikleri kadar kötülük yapsınlar.
Emin ol o her duyduğun kötü kelimenin hakkını alıcaksın.
O canının istediği yemekleri sen kendin yap çocuklarınla ye emin ol o bile yeter sana.Ben her çocuğuma yemek yapıp karnımı doyurduğumda içim huzur buluyor.Annemin zıkkım ye yavaş ye dediği günleri senin yazdıklarını okuyunca hatırladım.
Bazen anneleriyle babalarıyla mutlu mesut düğün dernek hazırlığı yapan , bir sürü insanın yardımına koştuğu kızları görünce , mutlu sürdürdükleri hayatları görünce hep içim burkulurdu.Her işimi kendim yapmak zorundaydım .Hep öyleydi durum .Ama şimdi diyorum belki benim tek başıma yaptıklarımın mükafatı daha fazla olacak.
akşam akşam ağlattın beni de ya.
ama hepsi geçicek İpek.
Eğer bu dünyanın bukadar yalan olduğunu göremeseydik emin ol içizde vicdan kalmaz onlar gibi kötü olurduk.
Şu an bana kötü söz söyleyen birine acıyorum.birincisi nekadar kötü ki kötü cümleleri düşünebiliyor.Ben düşenemiyorum öyle cümleler ne mutlu bana.Bir de üstüne söylüyor.Dahası kötülüğünün sonucunda karşısına çıkacakların farkında değil.
Biraz düşünsen vicdanları olmayan o insanlara acıyacaksın.Ne halde olacaklar....
Bu dünya da elimizden geleni yapıp karşılığını Allah tan beklemek durumundayız.
Eşin senin ve çocuklarınızın her türlü ihtiyacını kazanmakla dinen yükümlü.Herşeyi çok dikkatli yapmak zorunda.Sen ister çocuğuna harcarsın ister somalideki çocuklara sana ne hesap sorabilir ne çalışmaya zorunlu bırakabılir.Çalışsan da çalışmasanda aile reisi o.Bu reislik de asmak kesmek değil sorumlu olmayı getiriyor.Bu bilinçle hareket etmesi için senin hamilelik , çocukların bakımı eğitimi gibi konularda yorulabileceğini , çalışmayabileceğini , hesap kitap yaparken ona göre düşünmesi gerektiğini evin reisi olduğunu söylemen lazım.Sana çok kıymet vermese o gece beklemezdi.
Bir de işsiz kalırsam ne olur , patronuma destek olmalıyım diye baskı altında hissetmiş de olabilir.
Bence tüm yaralarını çocukların için çalışırken saracaksın.Emin ol onlardan da hak ettiğin sevgi gelmeyecek .Ahireti kazanma amacıyla yaşarsak kimsenin vermediğine , aldığına , kırdığına üzülmeyiz.
Canım yazdıklarını çok duygulanarak okudum inan..
Evet fani şeylere çok üzülüyoruz zaman zaman, ben gerçekten para pul konularını önemsemeden yaşadım bunca yıl. Ama bu yönümle hep sömürüldüm. Malesef.
İyi kim, kötü kim artık ayırt edemiyorum. Bu yüzden etrafıma sokulan her insan beni korkutuyor.
Belki de doğrusu bu.
Sevgilerimle canım.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?