• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kocamın banka macerası..

İpekçim, çok üzüldüm yaşadıklarına.
Malum çocuktan dolayı pek giremiyorum ben de artık ama senin konunu ve duygularını tek tek okudum ve hissettim geç olsa da.
Herşey yaşanmış varacağı yere varmış ama yine de yazmak istedim.
Eğer benim başıma gelseydi emin ol senden daha farklı bir tepki vermezdim, benden birşey gizlemesi en dayanamayacağım şeylerden biri benim de.
Kredi olmasa da eşimin ufak tefek sakladığı şeyleri oldu benden, bana dürüst davranmadığı içinde hayatı birbirimize zehir ettiğimiz zamanlarda oldu,
tabi onun değil benim zehir ettiğim zamanlar oldu. Erkekler malesef bizim gibi düşünmüyorlar, malesef çok aptalca düşünüyorlar, akıl ermiyor mantıklarına.
Bizse bunu niye yaptı niye mantıklı bir açıklama bekliyoruz ama onlara göre mantıklı bir açıklaması zaten yok, tuhaf varlıklar, bazen anlamak bile istemiyorum, yorulmak istemiyorum çünkü çok basit düşünüyorlar, bizim gibi ayrıntıcı ve derin düşünmüyorlar.
Eşin bence de hata yapmış ama iyi bir eş, her erkek kadar saf ve düşüncesiz.
Sizi o akşam kapıda beklemesine o kadar sevindim ki anlatamam.
Şunu da söylemek isterim ki, hala babana değer veriyorsun. Bilmiyorum belki ben yanlış düşünüyorum, ben de baba sevgisi görmemiş ve babamı kaybettiğimde zerre üzülmemiş biriyim malesef, o yüzden mi bu kadar katı bakıyorum bilmyorum ama hala babanla ayda 1 filan görüşürüm demeni yanlış buluyorum kendi adıma.
Önemli olan senin içindeki ve yuvandaki mutluluğun, ayda 1 gideceğim mutlu olduğumu onlara göstereceğim demenin bana göre hiç bir anlamı yok,
seni yıpratmaktan başka ve bu hala onlara değer verdiğini gösteriyor bence.
Ben olsam yüzlerini bile görmez, onlara mutluluğumu ya da mutsuzluğumu gösterecek kadar bile değer vermez, yok gibi davranırdım.
Çünkü varlıkları yaralar böyle insaların beni. He diyeceksin ki, görmesem de bu eksiklik benim içimde, içimden nereye kaçayım, ama göz görmeyince, uzaklaşınca gönül daha kolay katlanır gibime geliyor, bana zararı dokunan herkesi silecek psikolojide bir insanım artık ben, ne kadar uzak olursam psikolojimi o kadar sağlam tutuyorum.
Bana kalırsa sadece adı baba olan bu varlıkla hiç görüşme, kendi hayatına bak, mutluluğundan bile bir haber yaşasınlar, zaten umurlarında olduklarını da sanmıyorum, malesef
sadece senin umrunda yine, yorma kendini hiç.
İçindeki boşluğu çok iyi anladığımı ve bazen birine sarılıp saatlerce ağlamak istediğim zamanlar olduğu bir boşluk bu kimsenin dolduramadığı, en çokta ihtiyacın olduğu zamanlarda koyuyor bu boşluk ama yok saymak en doğrusu bence artık.
Allahım evlatlarınla ve eşinle güzel günler göstersin inş.
 
sevgili ipek,
eşin seni seviyor sen de eşini seviyorsun değil mi?
cevap bence "kesinlikle evet"!
görünüşe göre tatlıya da bağladınız artık öyle değil mi?
o zaman asıl soruna dönelim.
sana kendi hayatımdan bir kesiti anlatayım.
ben de rahmetli babamla sorunlar yaşadım
12 yaşında iş hayatına atıldım hem okudum hem çalıştım maaşımı ellerine saydım yıllarca.
babamla başka mevzular yüzünden de çok kavgalar ettik. ben de ne küfürler ne hakaretler duydum uzun zaman.
annemi aldattı hem de amcasının kızı yaptı o kadın ile aralarını. neredeyse bütün akrabaları babamın arkasındaydı annemle yapayalnız kaldık.
kronik ürtiker hastasıyım saatlerce ağlayıp sabah uyandığımda yüzümün sokağa çıkamaz halde olduğu zamanları çok bilirim.
işe gidemediğim zamanlarda bana inanmazlar deyip yüzümün fotoğrafını çekerdim inansınlar diye. neyse...
zaman geçti... ben anti-depresanlar ve anti-histaminiklerle "kanka(!)" oldum bu arada.
peki ya sonra?
bir gün görüşmediğim haysiyetsiz halamın oğlu aradı. "dayımı hastaneye kaldırdık gel" dedi.
en fazla 20 dakika sürmüştür oraya varmam. gittiğime "başın sağolsun" dediler.
hastaneyi inletmişim -ki acili birbirine kattığımı ben de hatırlıyorum-.
yılların acısını çıkardım babamın akrabalarından önüme gelene ya küfrettim ya da saldırdım tokat attım.
tutamadı güvenlikçiler her seferinde ellerinden kurtuldum yine atladım.
"biz çok güzeldik siz mahvettiniz bizi hep kıskandınız" diye çok bağırdım.
utanmadan o halime gülen VirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsler sonra yine utanmadan evimize geldiler cenaze için artık yüzsüzlüklerini sen düşün.

sonra kabuğumuza çekildik.
ben babamı hep iyi anmaya çalıştım. bunları yazarken de ağlıyorum ve babamı özlüyorum.
sen de öyle yapacaksın.
gün gelecek babanla yaşadığın her kötü anıyı -her ne olursa- sileceksin. zaman geçtikçe daha da az hatırlayacaksın kötü günleri.
belki şu an benim yaptığım gibi, başka bir insanın kendini toplaması için "bak ben de acılar çektim yalnız değilsin" demek için anlatacaksın.
ben babamı özlüyorum evet; ama hayalimdeki mükemmel baba figürünü... babamın bütün kötü huylarını, yaşadığımız her kötü anıyı attım, ayıkladım.
geriye de sadece -minicik de olsa- güzel anılar kaldı. onları aldım, yaşattım... yaşattıkça büyüdüler hayalimdeki babamı kapladılar. babam işte böylece "babam" oldu.

sen de böyle yapacaksın...
gün gelecek babanın cenazesine katılacaksın belki.
herşeye rağmen gözyaşı dökeceksin.
sonra biraz daha zaman geçecek.
başlayacaksın anılarla hesaplaşmaya.
ve hep ama hep sen kazanacaksın.
huzurun yerinde, sağlıklısın, kendi kurduğun ailenle mutlusun...
zaman gelecek arkana bile bakmayacaksın.
ihtiyacın olan şeye zaten sahipsin bence.
huzur...

kocanın üstüne de artık çok gitme.
belli ki hatasını anlamış.
hayat bu, olur da bir gün başını alıp gitmek istersen yine de,
git bir otele. ama babanın evine dönüp de çocuklarını da kendini de üzme.
çünkü daha zamanı gelmedi.
çünkü zamanı gelene kadar baban, aslında "baban" değil.

sevgiler...
 
bundan altı ay kadar önce açtığım konumu belki hatırlarsınız kk olarak beraberce konuşmuştuk.benim eşim de bana 10 milyar kadarlık bir kredi borcu olduğunu ve her ay düzenli onu ödediğini söyleyerek kandırmıştı.ben kazancının az olduğunu düşünmeyeyim diye olmayan bir borç uydurmuş ve zaten her ay gelirinin bir kısmının oraya gittiğini düşünmemi sağlamıştı o dönem kredi kartımı da kullanarak evi bana geçindirtmiş oysaki ben tesadüf eseri öğrenene kadar kredi kart borçlarımı sorgulamamıştım bile.bu olayda bu yalanda çok kırılmış incinmiştim.halen kırgınım.güvenemiyorum tam olarak halen.şimdi ise işler değişti ben doğum sebebiyle izne ayrıldım ve şubat itibariyle ücretsiz izne çıkmayı düşünüyorum inş. eşimin ise artık yalanlara başvurmasına gerekmeyecek kadar kazancı arttı.ama geçmiyor benim içimin acısı yalanların acısı. affetsemde geçmiyor.ama biliyorum ki o pişman oldu.hem de çok.

ve yüzünüzü birazcık da olsa gülümsetmesi için size ilginç bişey anlatayım. geçen evde bebek kucağımda henüz bir aylık bile değil. sürekli kusuyor. onla uğraşıyorum.eşimin feryadı yükseldi banyodan aşkım nolur çabuk gel nolur hemen gel. bebeğimi hemen bıraktım banyoya koştum.eşim iki bacağını uzatmış iki ayak bileği kocaman şişmiş kıvrana kıvrana yatıyor banyonun zemininde.aşkım benim iki ayağım da kırıldı diye acıyla kıvranıyor.meğerse benim telimi alıp lavaboya girmiş.her sabah klozette gazeteleri okurdu netten.o arada telimde kk yı görmüş benim açtığım konuyu görmüş ve okumaya başlamış. 20 küsür sayfayı okurken epey vakit geçmiş ve ayaklarının uyuştuğunu bile farketmemiş o azimle. ve ayağa kalkmasıyla uyuşmuş bacaklarından dolayı dizlerine hakim olamayıp yere kapaklanması bir olmuş.meğer o düşüşle bileğinde bağlar kopmuş.işte böyle 30 cm lik klozetten kalkarken düşüp bağ koparan ve 2 hafta alçıyla gezen bir kocam var :)güldüğüme bakmayın çok üzüldüm hiç kıyamadım elbette ama benim özelimi karıştırdığı anda bu ilginç kazayı geçirmesi de halen aramızda espri konusu

Vay işte öyle olur bunların sonu dicem ama sonuçta eşin kıyamaman normal. Her özele burunlarını sokmasalar olmaz mı acep:))
 
sevgili ipek,
eşin seni seviyor sen de eşini seviyorsun değil mi?
cevap bence "kesinlikle evet"!
görünüşe göre tatlıya da bağladınız artık öyle değil mi?
o zaman asıl soruna dönelim.
sana kendi hayatımdan bir kesiti anlatayım.
ben de rahmetli babamla sorunlar yaşadım
12 yaşında iş hayatına atıldım hem okudum hem çalıştım maaşımı ellerine saydım yıllarca.
babamla başka mevzular yüzünden de çok kavgalar ettik. ben de ne küfürler ne hakaretler duydum uzun zaman.
annemi aldattı hem de amcasının kızı yaptı o kadın ile aralarını. neredeyse bütün akrabaları babamın arkasındaydı annemle yapayalnız kaldık.
kronik ürtiker hastasıyım saatlerce ağlayıp sabah uyandığımda yüzümün sokağa çıkamaz halde olduğu zamanları çok bilirim.
işe gidemediğim zamanlarda bana inanmazlar deyip yüzümün fotoğrafını çekerdim inansınlar diye. neyse...
zaman geçti... ben anti-depresanlar ve anti-histaminiklerle "kanka(!)" oldum bu arada.
peki ya sonra?
bir gün görüşmediğim haysiyetsiz halamın oğlu aradı. "dayımı hastaneye kaldırdık gel" dedi.
en fazla 20 dakika sürmüştür oraya varmam. gittiğime "başın sağolsun" dediler.
hastaneyi inletmişim -ki acili birbirine kattığımı ben de hatırlıyorum-.
yılların acısını çıkardım babamın akrabalarından önüme gelene ya küfrettim ya da saldırdım tokat attım.
tutamadı güvenlikçiler her seferinde ellerinden kurtuldum yine atladım.
"biz çok güzeldik siz mahvettiniz bizi hep kıskandınız" diye çok bağırdım.
utanmadan o halime gülen VirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsler sonra yine utanmadan evimize geldiler cenaze için artık yüzsüzlüklerini sen düşün.

sonra kabuğumuza çekildik.
ben babamı hep iyi anmaya çalıştım. bunları yazarken de ağlıyorum ve babamı özlüyorum.
sen de öyle yapacaksın.
gün gelecek babanla yaşadığın her kötü anıyı -her ne olursa- sileceksin. zaman geçtikçe daha da az hatırlayacaksın kötü günleri.
belki şu an benim yaptığım gibi, başka bir insanın kendini toplaması için "bak ben de acılar çektim yalnız değilsin" demek için anlatacaksın.
ben babamı özlüyorum evet; ama hayalimdeki mükemmel baba figürünü... babamın bütün kötü huylarını, yaşadığımız her kötü anıyı attım, ayıkladım.
geriye de sadece -minicik de olsa- güzel anılar kaldı. onları aldım, yaşattım... yaşattıkça büyüdüler hayalimdeki babamı kapladılar. babam işte böylece "babam" oldu.

sen de böyle yapacaksın...
gün gelecek babanın cenazesine katılacaksın belki.
herşeye rağmen gözyaşı dökeceksin.
sonra biraz daha zaman geçecek.
başlayacaksın anılarla hesaplaşmaya.
ve hep ama hep sen kazanacaksın.
huzurun yerinde, sağlıklısın, kendi kurduğun ailenle mutlusun...
zaman gelecek arkana bile bakmayacaksın.
ihtiyacın olan şeye zaten sahipsin bence.
huzur...

kocanın üstüne de artık çok gitme.
belli ki hatasını anlamış.
hayat bu, olur da bir gün başını alıp gitmek istersen yine de,
git bir otele. ama babanın evine dönüp de çocuklarını da kendini de üzme.
çünkü daha zamanı gelmedi.
çünkü zamanı gelene kadar baban, aslında "baban" değil.

sevgiler...

Keşke bu babalar zamanında sevdirseler di kendilerini bizlere bizimkide öyleydi şimdi bana kızım dese ağzıyla kuş tutsa inanasım gelmiyor ama baba işte Can parçası ve bizlerde onun bir parçasıyız
 
sevgili ipek,
eşin seni seviyor sen de eşini seviyorsun değil mi?
cevap bence "kesinlikle evet"!
görünüşe göre tatlıya da bağladınız artık öyle değil mi?
o zaman asıl soruna dönelim.
sana kendi hayatımdan bir kesiti anlatayım.
ben de rahmetli babamla sorunlar yaşadım
12 yaşında iş hayatına atıldım hem okudum hem çalıştım maaşımı ellerine saydım yıllarca.
babamla başka mevzular yüzünden de çok kavgalar ettik. ben de ne küfürler ne hakaretler duydum uzun zaman.
annemi aldattı hem de amcasının kızı yaptı o kadın ile aralarını. neredeyse bütün akrabaları babamın arkasındaydı annemle yapayalnız kaldık.
kronik ürtiker hastasıyım saatlerce ağlayıp sabah uyandığımda yüzümün sokağa çıkamaz halde olduğu zamanları çok bilirim.
işe gidemediğim zamanlarda bana inanmazlar deyip yüzümün fotoğrafını çekerdim inansınlar diye. neyse...
zaman geçti... ben anti-depresanlar ve anti-histaminiklerle "kanka(!)" oldum bu arada.
peki ya sonra?
bir gün görüşmediğim haysiyetsiz halamın oğlu aradı. "dayımı hastaneye kaldırdık gel" dedi.
en fazla 20 dakika sürmüştür oraya varmam. gittiğime "başın sağolsun" dediler.
hastaneyi inletmişim -ki acili birbirine kattığımı ben de hatırlıyorum-.
yılların acısını çıkardım babamın akrabalarından önüme gelene ya küfrettim ya da saldırdım tokat attım.
tutamadı güvenlikçiler her seferinde ellerinden kurtuldum yine atladım.
"biz çok güzeldik siz mahvettiniz bizi hep kıskandınız" diye çok bağırdım.
utanmadan o halime gülen VirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsVirüsler sonra yine utanmadan evimize geldiler cenaze için artık yüzsüzlüklerini sen düşün.

sonra kabuğumuza çekildik.
ben babamı hep iyi anmaya çalıştım. bunları yazarken de ağlıyorum ve babamı özlüyorum.
sen de öyle yapacaksın.
gün gelecek babanla yaşadığın her kötü anıyı -her ne olursa- sileceksin. zaman geçtikçe daha da az hatırlayacaksın kötü günleri.
belki şu an benim yaptığım gibi, başka bir insanın kendini toplaması için "bak ben de acılar çektim yalnız değilsin" demek için anlatacaksın.
ben babamı özlüyorum evet; ama hayalimdeki mükemmel baba figürünü... babamın bütün kötü huylarını, yaşadığımız her kötü anıyı attım, ayıkladım.
geriye de sadece -minicik de olsa- güzel anılar kaldı. onları aldım, yaşattım... yaşattıkça büyüdüler hayalimdeki babamı kapladılar. babam işte böylece "babam" oldu.

sen de böyle yapacaksın...
gün gelecek babanın cenazesine katılacaksın belki.
herşeye rağmen gözyaşı dökeceksin.
sonra biraz daha zaman geçecek.
başlayacaksın anılarla hesaplaşmaya.
ve hep ama hep sen kazanacaksın.
huzurun yerinde, sağlıklısın, kendi kurduğun ailenle mutlusun...
zaman gelecek arkana bile bakmayacaksın.
ihtiyacın olan şeye zaten sahipsin bence.
huzur...

kocanın üstüne de artık çok gitme.
belli ki hatasını anlamış.
hayat bu, olur da bir gün başını alıp gitmek istersen yine de,
git bir otele. ama babanın evine dönüp de çocuklarını da kendini de üzme.
çünkü daha zamanı gelmedi.
çünkü zamanı gelene kadar baban, aslında "baban" değil.

sevgiler...

İçten paylaşımın için çok teşekkür ederim arkadaşım..
Babam yaşarken hiç babam olamadı, ama belki dediğin gibi öldükten sonra olur. Gerçi ne malum kim daha önce gidecek, geriye hangimiz kalacak.
Basit hesapların insanı olduğumu düşünme ne olur, ama babam hayattayken öyle önlemler aldı ki kendince.. Sanırım ölümündne sonra da gerçekten "babam" olamayacak bir süre. Annemden kalan ne varsa ve benden koparabildiği ne varsa sattı sıvadı, karısının üstüne gayri menkul aldı. Şimdi karısı onu el üstünde tutuyor. Ve bu mutlu aile hayatıyla övünüp duruyor babam!.. Satın aldığı mutluluğuyla..
 
İpekçim, çok üzüldüm yaşadıklarına.
Malum çocuktan dolayı pek giremiyorum ben de artık ama senin konunu ve duygularını tek tek okudum ve hissettim geç olsa da.
Herşey yaşanmış varacağı yere varmış ama yine de yazmak istedim.
Eğer benim başıma gelseydi emin ol senden daha farklı bir tepki vermezdim, benden birşey gizlemesi en dayanamayacağım şeylerden biri benim de.
Kredi olmasa da eşimin ufak tefek sakladığı şeyleri oldu benden, bana dürüst davranmadığı içinde hayatı birbirimize zehir ettiğimiz zamanlarda oldu,
tabi onun değil benim zehir ettiğim zamanlar oldu. Erkekler malesef bizim gibi düşünmüyorlar, malesef çok aptalca düşünüyorlar, akıl ermiyor mantıklarına.
Bizse bunu niye yaptı niye mantıklı bir açıklama bekliyoruz ama onlara göre mantıklı bir açıklaması zaten yok, tuhaf varlıklar, bazen anlamak bile istemiyorum, yorulmak istemiyorum çünkü çok basit düşünüyorlar, bizim gibi ayrıntıcı ve derin düşünmüyorlar.
Eşin bence de hata yapmış ama iyi bir eş, her erkek kadar saf ve düşüncesiz.
Sizi o akşam kapıda beklemesine o kadar sevindim ki anlatamam.
Şunu da söylemek isterim ki, hala babana değer veriyorsun. Bilmiyorum belki ben yanlış düşünüyorum, ben de baba sevgisi görmemiş ve babamı kaybettiğimde zerre üzülmemiş biriyim malesef, o yüzden mi bu kadar katı bakıyorum bilmyorum ama hala babanla ayda 1 filan görüşürüm demeni yanlış buluyorum kendi adıma.
Önemli olan senin içindeki ve yuvandaki mutluluğun, ayda 1 gideceğim mutlu olduğumu onlara göstereceğim demenin bana göre hiç bir anlamı yok,
seni yıpratmaktan başka ve bu hala onlara değer verdiğini gösteriyor bence.
Ben olsam yüzlerini bile görmez, onlara mutluluğumu ya da mutsuzluğumu gösterecek kadar bile değer vermez, yok gibi davranırdım.
Çünkü varlıkları yaralar böyle insaların beni. He diyeceksin ki, görmesem de bu eksiklik benim içimde, içimden nereye kaçayım, ama göz görmeyince, uzaklaşınca gönül daha kolay katlanır gibime geliyor, bana zararı dokunan herkesi silecek psikolojide bir insanım artık ben, ne kadar uzak olursam psikolojimi o kadar sağlam tutuyorum.
Bana kalırsa sadece adı baba olan bu varlıkla hiç görüşme, kendi hayatına bak, mutluluğundan bile bir haber yaşasınlar, zaten umurlarında olduklarını da sanmıyorum, malesef
sadece senin umrunda yine, yorma kendini hiç.
İçindeki boşluğu çok iyi anladığımı ve bazen birine sarılıp saatlerce ağlamak istediğim zamanlar olduğu bir boşluk bu kimsenin dolduramadığı, en çokta ihtiyacın olduğu zamanlarda koyuyor bu boşluk ama yok saymak en doğrusu bence artık.
Allahım evlatlarınla ve eşinle güzel günler göstersin inş.

Canım, babamı kendi şahsında sevmiyorum aslında. Ama senin de gayet doğru tespit ettiğin gibi bir boşluğu doldurma ihtiyacı bu sanırım.
Eşimle,çocuklarımla kabuğuma çekilmeyi beceremiyorum. Bir babam, bir limanım olduğunu hissetmek istiyorum. Ama yok işte.
Bunu kabullenmek gerek ve olur da eşimden daha büyük kazıklar yersem birgün, sığınacak bir babaya ihtiyaç duymamak, gerekirse yalnız kalabilmek, sağ elimi sol elimle teselli edebilmek.
Bunları yapabilmek bir zaruret benim için.
Evet, yormamalıyım kendimi. En azından henüz başıma gelmemiş şeylerin hesabını yapmamalıyım şimdiden.
Sana da evladın ve eşinle güzel günler diliyorum canım benim.
 
Belkide hata sevgi dilenmek.Ben bıraktım artık sevgi dilenmeyi.Eşten dosttan ,arkadaştan , oğlumdan herkim varsa ... Biliyorumki çabalasalar bile anne yada babanın boş bıraktığı yeri hiç kimse dolduramaz.


anne ve baba hakkı Allahtan sonra gelir hep bu anlatılır.Öyle içim burkulurdu ki benim hiç hakkım yok mu diye.Geçen bir hadis öğrendim.En büyük kul hakkı çocuk hakkıymış.Korumasız omuzları elleri küçücük , muhtaç çocukların hakkı en büyük kul hakkıymış ama bunu kimse dile getirmiyor.


Şunu da öğrendim.Kadın aile geçimi için çalışmak zorunda değil.eşi babası abisi bakmakla sorumlu.Kaldıki ne babaya ne eşe ne başkasına çalışıp para yetiştirmek zorunda değil kadın.Gönlüyle evine anne babasına harcarsa sadaka yerine geçiyor.Ama rızası yoksa anne baba çalışan kız çocuğunun parasını alamaz.


Şunu da yeni öğrendim:Allah ihmal etmez ertelermiş.o kadar kötülük eden insan varki Allah ım mutlu mesut yaşıyorlar benim de göz yaşım durmuyor.Niye böyle diye düşünürdüm.Allah sonsuz sabır sahibi herşeyin cezasını anında vermiyor ki yapabildikleri kadar kötülük yapsınlar.

Emin ol o her duyduğun kötü kelimenin hakkını alıcaksın.

O canının istediği yemekleri sen kendin yap çocuklarınla ye emin ol o bile yeter sana.Ben her çocuğuma yemek yapıp karnımı doyurduğumda içim huzur buluyor.Annemin zıkkım ye yavaş ye dediği günleri senin yazdıklarını okuyunca hatırladım.


Bazen anneleriyle babalarıyla mutlu mesut düğün dernek hazırlığı yapan , bir sürü insanın yardımına koştuğu kızları görünce , mutlu sürdürdükleri hayatları görünce hep içim burkulurdu.Her işimi kendim yapmak zorundaydım .Hep öyleydi durum .Ama şimdi diyorum belki benim tek başıma yaptıklarımın mükafatı daha fazla olacak.


akşam akşam ağlattın beni de ya.


ama hepsi geçicek İpek.

Eğer bu dünyanın bukadar yalan olduğunu göremeseydik emin ol içizde vicdan kalmaz onlar gibi kötü olurduk.

Şu an bana kötü söz söyleyen birine acıyorum.birincisi nekadar kötü ki kötü cümleleri düşünebiliyor.Ben düşenemiyorum öyle cümleler ne mutlu bana.Bir de üstüne söylüyor.Dahası kötülüğünün sonucunda karşısına çıkacakların farkında değil.


Biraz düşünsen vicdanları olmayan o insanlara acıyacaksın.Ne halde olacaklar....


Bu dünya da elimizden geleni yapıp karşılığını Allah tan beklemek durumundayız.


Eşin senin ve çocuklarınızın her türlü ihtiyacını kazanmakla dinen yükümlü.Herşeyi çok dikkatli yapmak zorunda.Sen ister çocuğuna harcarsın ister somalideki çocuklara sana ne hesap sorabilir ne çalışmaya zorunlu bırakabılir.Çalışsan da çalışmasanda aile reisi o.Bu reislik de asmak kesmek değil sorumlu olmayı getiriyor.Bu bilinçle hareket etmesi için senin hamilelik , çocukların bakımı eğitimi gibi konularda yorulabileceğini , çalışmayabileceğini , hesap kitap yaparken ona göre düşünmesi gerektiğini evin reisi olduğunu söylemen lazım.Sana çok kıymet vermese o gece beklemezdi.


Bir de işsiz kalırsam ne olur , patronuma destek olmalıyım diye baskı altında hissetmiş de olabilir.


Bence tüm yaralarını çocukların için çalışırken saracaksın.Emin ol onlardan da hak ettiğin sevgi gelmeyecek .Ahireti kazanma amacıyla yaşarsak kimsenin vermediğine , aldığına , kırdığına üzülmeyiz.

Canım yazdıklarını çok duygulanarak okudum inan..
Evet fani şeylere çok üzülüyoruz zaman zaman, ben gerçekten para pul konularını önemsemeden yaşadım bunca yıl. Ama bu yönümle hep sömürüldüm. Malesef.
İyi kim, kötü kim artık ayırt edemiyorum. Bu yüzden etrafıma sokulan her insan beni korkutuyor.
Belki de doğrusu bu.
Sevgilerimle canım.
 
İpek daha önce ki konularını da çok iyi biliyorum,
bu konunda da okuyabildiğim kadarını okudum ve baban için ilk hissettiklerim
katlanarak arttı.Ama babandan önce bize anlattığın kadarı ile eşine değinmek istiyorum.
İpek senin kocan,çocuklarının babası,hayat arkadaşın gerçekten iyi bir insan!
Ne yaşarsanız yaşayın sizin birbirinizden başka sığınacak limanınız yok işte!
Baba namzetinin evinde geçirdiğin o kabus gecesinin finali ile eşinin seni ne kadar iyi tanıdığı,
nasıl değer verdiği öyle açık,öylesine net ki!
İnan o yaptığı hata gibi daha niceleri yok sayılabilir,bu insan duruşunun yanında.
Evet kocan bir hata yapmış ama babanın yaşattıklarının yanında affedilemeyecek bir hatamıydı ki bu?
Sen aslında doğru olanın,yapman gerekenin ne olduğunu çok iyi biliyorsun,
ve o gece o evde kalmanın yapabileceğin en mantıksız,en yanlış hareket olduğunuda.
Eşinin senden gizli yaptığı gereksiz kahramanlığı panikle ancak bu kadar büyüyebilirdi.
Evet panikledin ve kelimenin tam anlamıyla denize düşüp yılana sarıldın.
Ama her şerde bir hayır olmalı ya bu yaşadığından mutlaka hayırlı bir ders çıkarıp,
yıllardır alman gereken kararı almalısın artık!
O insanların evinden,hayatından,kötülüklerinden lütfen ama lütfen uzak tut kendini.
Ya ben okudukça hırslanıyorum sen nasıl dayanıyorsun?
Neden dayanıyorsun?
Bu son yaşadığın olaydan sonra bile''2 ayda bir evine gidicem,mutluluğumu görsün,beni bitiremediğini anlasın''diyorsun
Neden İpek???
Neden bunu kendine yapıyorsun ya?
Ne için,kim için bu hırs?
Senin hayatında ki başarıyı gösterme ve onu utandırma mücadelen,
hiç bir işe yaramaz ve bu senin için öyle yorucu olur ki;
enerjini yok edersin.
Değer mi o tiğnette insanlar için çocuklarına vereceğin enerjinden,zamanından çalmaya?
Ben artık senden ''beni mutsuz eden herşeyi hayatımdan çıkardım,en başta da babamı''demeni bekliyorum.
Bırak artık,vazgeç!İnan vazgeçmek bazen en güzel,en hayırlı çözüm.senin durumunda ise tek çıkış!
Tabi ki de o insanlara muhtaç olmamak adına eşinin her hatasını göz ardı et durumu değil bu,
ama eşin bu hatasının tolere edilmesi şansını da hakediyor bence.
İnan o gece ki tavrı,o baba,o eş,o insan duruşu için bile yaşanmamış sayılabilir bu kredi krizi.
Yerinde olsam;o kötülükle beslenen baba müsveddesinin o gece ettiği küfrü çok geçerli bir neden sayar,
görüşmeyi keserdim.İnan çok daha mutlu,çok daha huzurlu bir İpek'le tanışıcaksın bunu başardığında.
 

esim 7 aylik kizimi her sevip doyasiya optugunde
icim isiniyor
sanki ailem beni seviyor opuyor simsicak oluyor icim
boslugum doluyor
ozlemim geciyor
bu duyguya yogunlas iyi gelecektir

kizin ve oglunun en sevdigi yemekleri yap ye
kendini cocuklarinin yerine koy
icindeki o urkmus ezilmis boynu bukuk cocugu simart
icindeki cocuk yavrularinla arkadas olsun!
buna gercekten ihtiyacin var

zalim merhametsiz ne garezi oldugu belli olmayan o adami unut
evet senin ailen iki cocugun ve esin
esinde bir insan dusuncesizlik yapabilir, hata yapabilir
sen onun hayat arkadasi olarak hazmedebilecegin sekilde
yanlisini anlamasini sagladiktan sonra affet

adina "sahipsizlik" koydugun duygulari kendince inkar etmek icin
hatta yanildigini ve "benimde bir baba evim var" diye
kendini kandirarak gittigin o evde sana yer yok!
cunku o evdeki insanlarin yuregi o kadar dar ve merhametsizki
senin gibi yuregi dolu dolu bir insani sigdiramaz !

insanlarin merhametsizligi seni uzmesin
seni yalnizlastirmasin sahipsiz hissettirmesin ne olur
ya senin yerinde okumamis ayaklarinin uzerinde duramayan bir insan olsaydi?
artilarini dusun mutlu ol
onlarada sadece aci

esen kal
 
Babanla ilgili yazdıklarını okurken ağladım...
O kadar üzüldüm ki sanki çok yakın bir arkadaşımın başına gelmişte benim elim kolum bağlı kalmışım gibi hissettim...
İpek ben hayatımda kimseye beddua etmedim inan ama baban inş. sana yaptıklarını hem bu tarafta hem diğer tarafta layıkı ile çeker. İnsan yabancı birinin başına bir şey geldiğinde elinden geldiğince yardım etmeye çalışırken nasıl bir babaki kızı okadar zor durumda iken ona küfürler eder durduk yere kovmaktan beter eder anlamıyorum ben.
Seninki baba değil ama korkum odur ki Allah onu İnş çok sevdiği, çok övdüğü oğlu ile sınamaz.
Canım eşin için yorum yapamıyacağım.İyiliğinide kötülüğünüde en iyi sen bilirsin.Sevmişsin,İyi olduğuna inanmışsın ki evlenmişsin.İlerde bir gün herhangi bir sebebten bu düşüncelerinden biri dahi değişirse kendi yoluna bakmak için lütfen bir aileye ihtiyaç duyma.Ben öyle bir aile ile yaşadığın ve hala böyle dimdik durabildiğin için zaten çok güçlü bir kadın olduğunu düşünüyorum senin.
İnş aranızdaki bu kırgınlığı bir an önce atlatırsınız:26:
 
ipek daha önceki konularını da biliyorum.
neden kendine işkence ediyorsun.
devamlı kendini bu adama çarpa çarpa yaralıyorsun.
bu adam diyorum kusura bakma çünkü "baba" lık vasfını haketmiyor.
ne kadar çok şans verdin bu adama sen.
hiç birinden de bir karşılık alamadın.
hep kazık attı sana.
sende her olayda artık sileceğim görüşmeyeceğim desende yinede ona sığınmaya çalışıyorsun.
ama sığınılacak bir liman değil ki.
babanı gayet iyi tanıyorsun artık nedir bu kendini ispat etme kendini sevdirme çaban.
hangi normal baba kızını gecenin bir vakti 2 çocuğuyla küfürler eşliğinde yalnız bırakır.
boşver yahu gölge etmesin başka ihsan istemez.
sil çıkar bu adamı hayatından.
yararı olmamış zararı zaten var. daha fazla zararı dokunmasın bari.
hiç yokmuş farzet.
2 tane aslan gibi çocuğun var Allah bağışlasın.
bir destek istediğinde onlar sana yeter de artar bile.
sen kendi kurmuş olduğun aileye sarıl.

eşin kötü bir insan değil. iyi bir koca iyi bir baba bence.
belliki anlık birşey olmuş detaylıca düşünemeden karar vermiş.
zaten pişman olmuş adam.
eşinin seni ne kadar tanıdığı da zaten arabasında bekleyip sizi almasından belli oluyor.
burada ne garip eşler gördük kadının ailesi arka çıkmıyor destek olmuyor diye karısına türlü kötü muamelede bulunan.
kadının nede olsa gidecek yeri yok diye ben böyleyim böyle kabul et diyen.
senin eşin öyle değil.
ipeğin babası zaten onu kabul etmez ipek nede olsa eve gelecek diyip gidip evde yan gelip yatmamış.
beklemiş seni almış evinize götürmüş.
sözler vermiş.
sende eşine çok sert olma ki adam gelip anlatabilsin çekinmesin senden.
ve tekrar söylüyorum o adamı çıkar hayatından.
gereksiz yere hayatımızda taşıdığımız herkes sırtımıza bir yük.
sende at sırtından yükünü.

sağlıcakla kal inşallah.
 
Son düzenleme:
Canım yazdıklarını çok duygulanarak okudum inan..
Evet fani şeylere çok üzülüyoruz zaman zaman, ben gerçekten para pul konularını önemsemeden yaşadım bunca yıl. Ama bu yönümle hep sömürüldüm. Malesef.
İyi kim, kötü kim artık ayırt edemiyorum. Bu yüzden etrafıma sokulan her insan beni korkutuyor.
Belki de doğrusu bu.
Sevgilerimle canım.

Galiba gerçekten şefkat ve merhamet göstermesi gereken insanlar ( anne babalar ) bunu yapmayınca bu güvensizlik ortaya çıkıyor.Çoğu zaman ben de kimden kötülük gelecek diye tedirgin buluyorum kendimi.

Bu duygu psikolojik olarak nasıl aşılır bilemiyorum ama çocuğum konusunda çok dikkatli olmam gerektiği konusunda eminim.Tüm şefkatimi görmeli.Birşey yapamıyorsam acizliğimden ya da herne sebeptense neden yapamadığımı bilmeli.Anne olunca anlarsın derler ya ben bana nekadar yazık olmuş onu anladım.,


İnsanlar hayatta bir sürü sıkıntı yaşamış , bir sürü haksızlığa uğramış olabilirler.Çaresiz olabilirler.Umutsuz olabilirler.Ama hiçbir neden korumasız çocuklara psikolojik yada bedensel şiddet uygulama hakkı vermez.Öyle cümleler kuruyorlar ki o cümleler insanı kalbinden , sırtından vuruyor umurlarında olmuyor.Kendi çocuklarına , aynı anda tüm topluma zarar veriyorlar.Çocukluğumda çektiğim sıkıntıları düşününce Allah böyle kadın ve adamlara çocuk vermesin.

Ben de annemin bu cümleleriyle içimi acıtma kabiliyetinden dolayı başabaşa kalacağım ortamlardan uzak durma kararı aldım.Görevlerimi yapıcam tabki.Özellikle babamın hakkı ödenmez.Ama bana kırıcı cümleler söyleyeceği ikili ortmlardan uzak durucam.Kalabalıklarda görüşürüz artık.


ODTÜ makina çok zor bölümlerden.Ben de ODTÜ mimarlıktan mezunum.Eğitim dili ingilizce olan zor bir bölümden mezun olmuşsun.Zekanın yanında çok çaba göstermişsin belli.Allah bir kapıyı kapatmış ama azim , zeka , çalışmayla sana başka kapılar açmış.İki tane cennet vermiş eline.Sevgiyle büyütülen çocuklar öyle bir sevgi sunar ki insanın dünyadaki cenneti başka ne olabilir.Kalbini de kırmasına izin verme artık.o kalple sen çocuklarına bakıp , eşinle ilgilenip yuvanda huzur bulacaksın.Unut artık baban olduğunu.Ona bir fanusun içinden bakmayı öğren.Duyma , anlama ,kırılma ,bekleme.Onların şefkat gösterme gibi bir kabiliyetleri yok.Sen sana yakışanı yaşa .Yarışa girme.Böyle insanlar karşısındakinin kazanmasını istemez hep üzmek için bir yol bulurlar.
 
Çocuklardan fırsat bulamadığım için konuma ancak gelebiliyorum, kusura bakmayın arkadaşlar.
Ben girmeyeli ne güzel yorumlar yapılmış, her satırınız benim için bir destek, bir manevi kuvvet..
Ben bu son gidişimde farklı bişey fark ettim. Babam sadece bana değil, kızıma da zarar veriyor. Babamla ben yalnız kalsak kızım resmen korkuyor. Zaten babam o derece tiksiniyor ki benden, yalnız kaldığımızda kalkıp odayı terk ediyor.
Ben yıllarca neye katlanmışım, şimdi anlıyorum biliyor musunuz...!!
Bu adam bana ne yapmış ve ben eyvellah demişim..!
Ben evine gittiğimde beni yok saymış, odaya girsem kalkıp gitmiş, yüzüme bakmamış, hatrımı yalandan bile olsa sormamış ve tüm bunları oğluna "oğluşum, arabanı yıkattın mı" yalakalığı yaparken eş zamanlı olarak yapmış.
Ve ben buna katlanmışım, çünkü buna layık olan bir aşağılık olduğumu kanıksatmış bana..!!

O günden beridir gitmiyorum, sevgili eşi arayıp "durum nasıl" diye soruyor. Laf arıyor, malzeme toplayacak aklınca. Sevinecek belki, mutsuzluğumdan keyif alacak, bilemiyorum. Soğuk konuştum, geçiştirdim. Artık sızlanan İpek yok.
Ailem ebedi olarak hzuurlu olacak diye bir kabulüm yok, her an herşey olabilir. Ama o zaman radikal bir karar almak için arkamda olması gereken insanlar bunlar değil. Faydaları olmaz, zararları olur.

Gerçekten psikolojim bozuldu herhalde, asla arkadaş edinemiyorum. Her an biri bana kötülük planlıyor, fark etmiyorum gibi geliyor. Bir sizler varsınız paylaştığım, bir de çocukluktan beri tanıdığım sayılı arkadaşlarım ki onları pek göremiyorum.

Çok teşekkür ederim desteğiniz için, konum açık kalırsa sadece bayramdan bayrama ziyarete gittiğimi okuyacaksınız buradan. O da 10 dakikalık bir mecburi ziyaret olacak.
 
biliyomusunuz böyle anne babalar elden ayaktan düşünce çevresinde kimseyi bulamayınca o yüzlerine bile bakmadıkları evlatları birden bire evlat oluyo ve bir sürü duygu sömürüsü şu bu..senin baban gibi bir babam olsaydı bnde bayramdan bayrama 10 dakikalık giderdim..allah o babanızı ıslah etsin .sizin elinize düşürsün..ve eminol allahın adaleti geç gelir ama adaletli gelir.eminim çevresinde kimseyi bulamayınca siz kıymetli kızı olacaksınız..
 
eşiniz oldukça onurlu bir davranış yapmış neden ona fit verip kötü kötü şeyleri hayatınıza çağırıyorsunuz anlamadım.Bırakın özgür kalsın vefalı biriymiş ki böyle bir iyilik yapmış
 
pek çok sorunlu eş ile yaşanan sıkıntının ardından buradaki arkadaşların yorumlarına ve yaşadıklarına üzülüyor, kimi zaman gözlerim doluyor....ama seninkinde ayrı bir doldu ipek:5: her şeye rağmen eşinin yanında olması,çıkarlarınıza kimi zaman zarar verecek derecede yanlışlar yapmış olsa da senin düşüncelerine sana ve evine değer verip yanlışlarının üzerine gitmesi...babanla yaşadığın olaylara değinmek bile istemiyorum...ben sadece çerçeveye iyi ve güzel olanı koymak istiyorum:nazar::nazar::nazar:

tekrar yaşamamanız dileğiyle,Allah ım hzuurunuzu,mutluluğunuzu eksik etmesin....:17::16:
 
Evet abartmışsınız. Belki başka biri bu olayı yaşasaydı abartmıyor, haklıdır diyebilirdim. Ama siz abartmışsınız. Çünkü çok baskın bir karaktersiniz. Belki de yaşadıklarınızın etkisiyle... Ama Allah'ın yaşadığınız kötülüklere karşılık size verdiği mutluluğu mahvedeceksiniz diye üzülüyorum. Hiç kendinizde suç aradınız mı? Bence siz mecbur ettiniz eşinizi sizden kredi çektiğini saklamaya. Çünkü çok katısınız. Eşiniz saf bir adam belki de... Olabir. Aslında biraz saf olmak da güzel... Aptal değil kesinlikle. 5 bin tl insanı ne batır ne de zengin eder. Hele ki sizin durumunuzdaki bir aile (çalıştığınız şirketten, eğitiminizden az çok tahmin ediyorum gelirinizi) için nedir ki ayda 150 tl... Eşiniz de böyle düşünmüş ki çekmiş krediyi. Ama size nasıl söylesin? Ne saflığı kalacak, ne düşüncesizliği, hemen eleştirmeye başlayacaksınız. Yaşadıklarınız çok ağır, sizi hayata karşı sert bir tavır sergilemeye mecbur etmiş. Ama sert olan ya çabuk kırılır ya da kırar. Bence suçun bir kısmını da kendinizde arayın. Hayatta sizi gerçekten seven insanlara karşı biraz daha toleranslı olmayı deneyin. Bu şüpheci tavrınızı bir kenara bırakın. Eğer eşiniz size değer veriyor, size ciddi yalanlar söylemiyor, sizi aldatmıyorsa sizin tavizsiz, affetmeyen tavrınızdan, o güçlü duruşunuzdan dolayı değil sizi sevdiği için. Bu olayın üstünü kapatırsanız "Bak susturdum İpek'i, artık ne istersem yaparım" diye düşünmez. Mutluluklar dilerim...
 
Back