- 31 Ekim 2014
- 3.782
- 9.370
Konu Özeti: Ben az aşağıda kendi kendime cıvıtıyor olacağım, dileyen oradan devam edebilir ve fekat özet geç diyen arkadaşlar oldu. Aşağıdaki hikaye universiteden yeni mezun sayılabilecek genc bi kızın acıklı öyküsü olup... şaka şaka özet geçmek benim kanımda yok sanırım.
Neyse ne diyoduk; yeni mezunlara göre son derece iyi maaş aldıgım ama eve 2 saatten biraz daha fazla uzak bi işim var. Bazen yeterince öğrenemedigimi hissediyorum burada. Bırakmak istiyorum ama yeni iş bulmanın zorlukları ve ekonomik kaygılar sebebiyle bırakamıyorum. İşe yakın bi yere taşınmaksa zor görünüyor.
Yüksek lisans yapmak, egitim ve seminerlere katılmak istiyorum ama bunun icin zamanım yok. Zaman yaratsam işi bırakıp e bu sefer de param yok. Ayrıca eskisi gibi değilim, odaklanmak, azim ve irade gostermek konusunda sorun yaşıyorum.
Kilo vermem gerek ama veremiyorum. Kısıtlı zamana maksimum verim alınacak spor onerilerine acıgım. Diyet ve irade ile ilgili de olur.
Ha bi de üniversitenin bitip herkesin bi köseye dağılmasıyla kendimi yalnız hissediyorum. Fakültede çok sosyaldim, şu an değilim. Çevrem çok sınırlanmıs oldu. Ha bi de geçen sene aldatılmamla beraber aşk hayatım ayvayı yemiş durumda.
Özetimiz burada sona ermiştir. Dinlediginiz icin tesekkur ederim
Bu sene iyi geçmedi söylemem lazım
Kader beni seçmedi ama görmemem lazım
Belki birden bire yeniden başlamam gerek
Eskiden taptığımı bugün taşlamam gerek
Yeni bir aşk yeni bir iş
Yine gülecek bir neden lazım
Yeni bir haber yeni bir kader
Bunlar için bana şans lazım
Yeni bir duruş yeni dokunuş
Tek tek keşfetmem lazım
Yeni bir hayat gerisi bayat
Kendime yeni bir ben lazım
Günler güzel geçmedi unutmam lazım
Asıp yüzümü kalmışım azcık kırtmam lazım
Hep içime atmışım anlatmam gerek
Hepsini bir kazana atıp toptan kaynatmam gerek
Daha konunun başından dağıttım di mi?
Neyse klasik bi girişle yeniden başlayalım o zaman. Merhabalar KK sakinleri. Nasılsınız, iyi misiniz? Keyifler yerindedir umarım.
Bana gelince, başlıktan da anlayacağınız üzere kendimi değişime açmaya çalıştığım bi dönemdeyim. Bi şeylerin yolunda gitmediğini, kendime yeni bi yol çizmem ve bu yolda irade göstermem gerektiğini aksi halde hedeflerimin gerçekleşmeyecek hayallere dönüşmek üzere olduğumu hissediyorum.
Gel gelelim son zamanlarda ne nereden başlayacağım hakkında bi fikrim var, ne de süreklilik gösterebilecek bi iradem. Hayatımın en çok çalıştığım dönemindeyim ama hic bu kadar tembel olmamıştım.
Sanki beni bi kafese kapatmışlar da uçmayı unutmuşum gibi, ben artık ben değilmişim gibi hissediyorum. Azmimi kaybettim, irademi kaybettim, hırsım köreldi, başarmaktan kazanmaktan utanır oldum.
Dert mi okuyoruz kişisel gelişim kitabı mı, bu nedir arkadaş diyebilirsiniz, demeyin. Zira üniversiteden yeni mezun bi insanım ve bu yaşlarda yapacağım bir iki hamle 30, 40, 50 ve hatta kısmet olursa 80 yaşında nasıl yaşacağımı belirleyecek. Hayatımı şekillendirmeye çalışıyorum ve bu konuda biraz el vermenizi rica ediyorum. (Not:
Mune
konumu kimsenin göz ucuyla bakmadığı başlıklara kovalama lütfen, bu da bi dert. Onun yerine bi el at, bi tavsiye ver olmaz mı ki )
Buradan sonrasını daha somut ve madde madde yazıyorum ki okuması ve çözüm üretmesi kolay olsun. İsteyen istediği maddeden başlayabilir. Canı sıkılan sadece maddeleri okuyabilir.
1. İş - Bırakayım mı?
Hali hazırda bi işim ve yeni mezunlara kıyasla ortalamanın oldukça üstünde bi maaşım var. Ve ben sanki belamı arıyormuşum gibi burada olmaktan hiç mutlu değilim, işi bırakmak istiyorum.
Bu durumun en önemli sebebi mesafe. Günün 2 saat gidiş 2 saat dönüs olmak üzere 4 saatini ve hatta bazen daha fazlasını trafikte geçiriyorum. Anadolu Yakası-Avrupa Yakasi arasında mekik dokudugumu, bunu ayakta ve balık istifi toplu taşımada yaptıgımı söylemeden de geçemicem.
Kiralar sebebiyle yakın zamanda taşınmam da mümkün değil, aldığım maaşın hicbir anlamı kalmayacak çünkü o zaman da.
İkinci sebebi ise uzmanlaşmış bölümler halinde çalışıyoruz ve bu beni inanılmaz köreltiyor. Sürekli aynı işi yapmaktan mezun olurken bildiklerimin yarısını unuttum sanki. Daha butik bi yerde çalışıp daha çok bilgi edinmeliydim, daha çeşitli durumlarla yüzleşmeliydim diye düşünüyorum.
Ama işi bırakmaya da çok korkuyorum. Ekonomi ortada, yeni bi iş bulabilir miyim, bulsam ne zaman bulurum bilmiyorum.
Ailemin bu konuya yaklaşımı ise pek olumlu değil. Zira iş kariyer noktasına geldiğinde son derece kaygılı insanlara dönüşüyolar, kafalarında daima bi eylem planı var ve o eylem planına uygun olmayan her şey onlara göre hatalı. Bu baskı görecegim ya da maddi olarak desteklenmeyecegim anlamına gelmiyor. Ama kimse sırtımı sıvazlayamayacak ve evebeyn dırdırı (annecim babacım affedin, size bayılıyorum ama bazen insanı gerçekten çoooook yoruyosunuz ) bi süre eksik olmayacak isi bırakırsam. Nasıl direnecegim bilmiyorum, ailemle pasif agresif bi iliski yürütmek gercekten yorucu oluyor.
2. Kilo Vermek - Ama Nasıl?
Standart armut tipi bi vücudum var.
Ve bu vücudu şekle sokmanın yolunun sabah 5 buçukta kalkıp akşam 8 buçukta eve girmek olmadığı aşikar. İş hayatımın öyle büyük bi kısmını kaplıyor ki kalan zamanlarda yiyip içip yatıyorum resmen.
Evde spor yapayım dedim ama bi gün yapsam iki gün ara veriyorum. İrade ve kararlılık konusunda ciddi sıkıntılarım var.
Her türlü spor, diyet, motivasyon önerisine açığım bu noktada.
3. Yüksek Lisans, Eğitim, Seminerler ve Dil
Hepsi için zaman, azim, kararlılık ve paraya ihtiyacım var. Zaten şu dördü ağaçta yetişse hepimiz daha mutlu insanlar olurduk sanıyorum.
Acaba işi bırakıp ve bi süre iş aramayıp bunlara mı odaklansam, yoksa işle beraber mi yürütmeye çalışsam? Ki isi bıraktığım durumda bunların maddi yükü de ailemin üstüne kalacak demektir. İş arama halinde bunlarla uğraşması ise ekstra zor, her an is bulabilirim, düzenim degisebilir düsüncesiyle hicbi seye odaklanamıyorum ki. Böyle olmamasi gerekiyordu yahu.
4. Sosyal Çevre ve Aşk
Geldik en civcivli bölüme. Özellikle bu başlık son bi senede o kadar çok değişikliğe uğradı ki.
Romantik, neşeli, flörtöz bi insandım ben. Ağır, kaprisli ve arabesk değil, eğlenceli, umursamaz, paylaşımcı, cesur bi aşk anlayışım vardı. Duygusal anlamda dışa dönük ve mutluydum. Sevgilim olmadığı dönemlerde bile daima ihtimaller olurdu.
Sonra ne mi oldu? Sarsıcı ve aldatmayla sonuçlanan bi ilişkim oldu. Ve ben sanıyorum negatif enerjiden duvarlar örüyorum artık insanlara. Aşka, ilişkiye, ufak tefek flörte kapalı olduğum o kadar belli ki, hayatımda bu yönde bi gelişme olmamasına şaşırmıyorum artık.
Eskiden içimi ısıtan hikayelere şimdi kaşımı çatarken buluyorum bazen kendimi. Sevmeye sevilmeye ne enerjim, ne zamanım ne de uygun bi duygu durumum var.
Kendimi eskisi kadar beğenmiyo ya da sevmiyo muyum ki acaba? Ya da güven problemim mi devam ediyo? Sadece kendimi kapatmamak, eskisi gibi başını sonunu düsünmeden anın icinde ve mutlu olmak istiyorum çok mu zor
Ha bi de yukarıda anlattıklarıma mezuniyet sonrası herkesin bi köşeye dağılmasını, eskiden her hafta yeni birileriyle tanışırken (arkadaş anlamında söylüyorum) ve 7/24 faal bi insanken sınırlı çevrelere sıkışmayı ekleyin.
Sonra da bu problemi çözün. Böyle işte.
Neyse ne diyoduk; yeni mezunlara göre son derece iyi maaş aldıgım ama eve 2 saatten biraz daha fazla uzak bi işim var. Bazen yeterince öğrenemedigimi hissediyorum burada. Bırakmak istiyorum ama yeni iş bulmanın zorlukları ve ekonomik kaygılar sebebiyle bırakamıyorum. İşe yakın bi yere taşınmaksa zor görünüyor.
Yüksek lisans yapmak, egitim ve seminerlere katılmak istiyorum ama bunun icin zamanım yok. Zaman yaratsam işi bırakıp e bu sefer de param yok. Ayrıca eskisi gibi değilim, odaklanmak, azim ve irade gostermek konusunda sorun yaşıyorum.
Kilo vermem gerek ama veremiyorum. Kısıtlı zamana maksimum verim alınacak spor onerilerine acıgım. Diyet ve irade ile ilgili de olur.
Ha bi de üniversitenin bitip herkesin bi köseye dağılmasıyla kendimi yalnız hissediyorum. Fakültede çok sosyaldim, şu an değilim. Çevrem çok sınırlanmıs oldu. Ha bi de geçen sene aldatılmamla beraber aşk hayatım ayvayı yemiş durumda.
Özetimiz burada sona ermiştir. Dinlediginiz icin tesekkur ederim
Bu sene iyi geçmedi söylemem lazım
Kader beni seçmedi ama görmemem lazım
Belki birden bire yeniden başlamam gerek
Eskiden taptığımı bugün taşlamam gerek
Yeni bir aşk yeni bir iş
Yine gülecek bir neden lazım
Yeni bir haber yeni bir kader
Bunlar için bana şans lazım
Yeni bir duruş yeni dokunuş
Tek tek keşfetmem lazım
Yeni bir hayat gerisi bayat
Kendime yeni bir ben lazım
Günler güzel geçmedi unutmam lazım
Asıp yüzümü kalmışım azcık kırtmam lazım
Hep içime atmışım anlatmam gerek
Hepsini bir kazana atıp toptan kaynatmam gerek
Daha konunun başından dağıttım di mi?
Neyse klasik bi girişle yeniden başlayalım o zaman. Merhabalar KK sakinleri. Nasılsınız, iyi misiniz? Keyifler yerindedir umarım.
Bana gelince, başlıktan da anlayacağınız üzere kendimi değişime açmaya çalıştığım bi dönemdeyim. Bi şeylerin yolunda gitmediğini, kendime yeni bi yol çizmem ve bu yolda irade göstermem gerektiğini aksi halde hedeflerimin gerçekleşmeyecek hayallere dönüşmek üzere olduğumu hissediyorum.
Gel gelelim son zamanlarda ne nereden başlayacağım hakkında bi fikrim var, ne de süreklilik gösterebilecek bi iradem. Hayatımın en çok çalıştığım dönemindeyim ama hic bu kadar tembel olmamıştım.
Sanki beni bi kafese kapatmışlar da uçmayı unutmuşum gibi, ben artık ben değilmişim gibi hissediyorum. Azmimi kaybettim, irademi kaybettim, hırsım köreldi, başarmaktan kazanmaktan utanır oldum.
Dert mi okuyoruz kişisel gelişim kitabı mı, bu nedir arkadaş diyebilirsiniz, demeyin.
Buradan sonrasını daha somut ve madde madde yazıyorum ki okuması ve çözüm üretmesi kolay olsun. İsteyen istediği maddeden başlayabilir. Canı sıkılan sadece maddeleri okuyabilir.
1. İş - Bırakayım mı?
Hali hazırda bi işim ve yeni mezunlara kıyasla ortalamanın oldukça üstünde bi maaşım var. Ve ben sanki belamı arıyormuşum gibi burada olmaktan hiç mutlu değilim, işi bırakmak istiyorum.
Bu durumun en önemli sebebi mesafe. Günün 2 saat gidiş 2 saat dönüs olmak üzere 4 saatini ve hatta bazen daha fazlasını trafikte geçiriyorum. Anadolu Yakası-Avrupa Yakasi arasında mekik dokudugumu, bunu ayakta ve balık istifi toplu taşımada yaptıgımı söylemeden de geçemicem.
Kiralar sebebiyle yakın zamanda taşınmam da mümkün değil, aldığım maaşın hicbir anlamı kalmayacak çünkü o zaman da.
İkinci sebebi ise uzmanlaşmış bölümler halinde çalışıyoruz ve bu beni inanılmaz köreltiyor. Sürekli aynı işi yapmaktan mezun olurken bildiklerimin yarısını unuttum sanki. Daha butik bi yerde çalışıp daha çok bilgi edinmeliydim, daha çeşitli durumlarla yüzleşmeliydim diye düşünüyorum.
Ama işi bırakmaya da çok korkuyorum. Ekonomi ortada, yeni bi iş bulabilir miyim, bulsam ne zaman bulurum bilmiyorum.
Ailemin bu konuya yaklaşımı ise pek olumlu değil. Zira iş kariyer noktasına geldiğinde son derece kaygılı insanlara dönüşüyolar, kafalarında daima bi eylem planı var ve o eylem planına uygun olmayan her şey onlara göre hatalı. Bu baskı görecegim ya da maddi olarak desteklenmeyecegim anlamına gelmiyor. Ama kimse sırtımı sıvazlayamayacak ve evebeyn dırdırı (annecim babacım affedin, size bayılıyorum ama bazen insanı gerçekten çoooook yoruyosunuz
2. Kilo Vermek - Ama Nasıl?
Standart armut tipi bi vücudum var.
Ve bu vücudu şekle sokmanın yolunun sabah 5 buçukta kalkıp akşam 8 buçukta eve girmek olmadığı aşikar. İş hayatımın öyle büyük bi kısmını kaplıyor ki kalan zamanlarda yiyip içip yatıyorum resmen.
Evde spor yapayım dedim ama bi gün yapsam iki gün ara veriyorum. İrade ve kararlılık konusunda ciddi sıkıntılarım var.
Her türlü spor, diyet, motivasyon önerisine açığım bu noktada.
3. Yüksek Lisans, Eğitim, Seminerler ve Dil
Hepsi için zaman, azim, kararlılık ve paraya ihtiyacım var. Zaten şu dördü ağaçta yetişse hepimiz daha mutlu insanlar olurduk sanıyorum.
Acaba işi bırakıp ve bi süre iş aramayıp bunlara mı odaklansam, yoksa işle beraber mi yürütmeye çalışsam? Ki isi bıraktığım durumda bunların maddi yükü de ailemin üstüne kalacak demektir.
4. Sosyal Çevre ve Aşk
Geldik en civcivli bölüme.
Romantik, neşeli, flörtöz bi insandım ben. Ağır, kaprisli ve arabesk değil, eğlenceli, umursamaz, paylaşımcı, cesur bi aşk anlayışım vardı. Duygusal anlamda dışa dönük ve mutluydum. Sevgilim olmadığı dönemlerde bile daima ihtimaller olurdu.
Sonra ne mi oldu? Sarsıcı ve aldatmayla sonuçlanan bi ilişkim oldu.
Eskiden içimi ısıtan hikayelere şimdi kaşımı çatarken buluyorum bazen kendimi. Sevmeye sevilmeye ne enerjim, ne zamanım ne de uygun bi duygu durumum var.
Kendimi eskisi kadar beğenmiyo ya da sevmiyo muyum ki acaba? Ya da güven problemim mi devam ediyo?
Ha bi de yukarıda anlattıklarıma mezuniyet sonrası herkesin bi köşeye dağılmasını, eskiden her hafta yeni birileriyle tanışırken (arkadaş anlamında söylüyorum) ve 7/24 faal bi insanken sınırlı çevrelere sıkışmayı ekleyin.
Sonra da bu problemi çözün. Böyle işte.
Son düzenleme: