Kamuyu Bırakıp Üniversite Hastanesine Gitmek Çok Aptalca mı Olur?

Ne aile ne akraba görürüm ama danışmanın söylediği gibi pek çok saçmalığın üzerine de atlamış olurum. Bilmiyorum, belki de akışa teslim olmak gerekiyor. Yukarıda bir yorumda da bahsettim. Kılavuz o hafta gelecekti. Deprem oldu tam o hafta. Kılavuz revize edildi. Deprem bölgesine kaydı alım. Ben "asla" yazmam dediğim bir ili bir şekilde yazdım. O il geldi. O da virgülden gidebilirdi, düşük kapatmadı çünkü. Ama geldi. Geçen alımda da ilk sıralara Hatay yazmıştım. Baya da yüksek kapatmıştı. O an üzülmüştüm yüksek kapattı gelemedi diye. Ama depremde yazdığım o hastane yıkıldı.
 
Evler inşa edilince ne diyeceğim? Akrabalar ona mutlaka kiralık bir daire bulurlar. Zaten geçici bir süre deprem nedeniyle buraya geldi illa ki kendi memleketine yakınlarının yanına dönmek ister.
Konteynerda rahatım iyi ,kira derdim yok eve geçmek istemiyorum diyeceksin. Onun dışında evler inşa edilecekte annene sıra gelecekte ohoo. Öyle 1 yılda toparlamaz oralar. Belki sizin tayin döneminiz geline kadsr bile toparlanmaz
 
Ayy öyle deyince de insan bir kötü hissediyor ya. Koca koca şehirler enkaza döndü. İnsanların tüm yaşanmışlıkları tuzla buz oldu.
 
Ayy öyle deyince de insan bir kötü hissediyor ya. Koca koca şehirler enkaza döndü. İnsanların tüm yaşanmışlıkları tuzla buz oldu.
Maalesef öyle oldu siz dediklerimi yaparsanız sorun olacağını sanmıyorum. Sağlıkçılara konteyner var/ev arkadaşım var vs..
 
Cidden bu kadar şeye karşılık memnuniyetsiz bir insan olduğumu mu düşünüyorsunuz?
Hayatınız evet zor geçmiş , belki çoğu insanın yaşayınca ayakta kalamayacağı şeyler. Ama bunca şeyin üstüne atanmissiniz bence mutlu olmanız gerekir. Ve sosyallik falan dusuneceginiz son sıralarda olmalı. Akrabaları çok takıyorsunuz. İsim var ,müsait değilim demekle görüşmemek elinizde. Fakültede çalışan hemşire arkadaşımın suyunu cikariyorlardi. Ve çok komik bir rakama çalışıyordu. İzin alması falan herşey problemdi.
 
Niyetim akrabalar ile görüşmek görüşmemek değil. Daha önce hiç küçük bir yerde yaşadınız mı bilmiyorum. Büyük şehir gibi değil. Çarşı bir tane var zaten onda da on tane akraba ile karşılaşıyorsunuz. Gerçi bilmiyorum artık bunları takmaya lüzum var mı... Maalesef ki şehir yıkıldı. Gezecek üç beş mekan vardı belki artık o da yok. Akraba dediğim kesim ile yaşayış, giyim, görüş... Her şeyim farklı. Kastettiğim görüşmek değil onların yapacakları baskılar, dedikodular, laflar... Ki özellikle şehir biraz toparlanınca ev bul annenler de gelsin baskısı çıkacak. Bunlar normal insanlar için kaldırılabilicek şeyler farkındayım. Sadece ben biraz fazla tükenmiş bir haldeyim belki o yüzden kaldıramayacağımı düşünüyorum. Evet, üniversite hastaneleri izin yönünden biraz daha sıkıntılı, daha yoğun hastaneler. Maaş daha fazla oluyor genelde. Hayırlısı deyip Malatya 'ya gitmek daha doğru olacak galiba.
 
Haberdarım sözleşmenin her an yanma ihtimali var bunu asla unutma. Ama kadro senin kütüğün gibidir asla kimse senden alamaz
 
İleri yaşlarda edinedecğiniz bir tecrübeyi size şimdiden söyleyeyim. Etrafınızdaki insanları umursamayın. Bu bencil olmak değil. Sırf onlar yüzünden şu an ülkede gelebileceğiniz en garanti ve görece rahat işi bırakmayın. Sizin ciddiye aldığınız kadar başkaları konuşur, sizin dikkate aldığınız kadar başkaları vardır. O kadar. Bitti.
 
Haklısınız, teşekkürler.
 
Minimum 4 yıl değil mi 2 yılda nasıl geldiniz?
 
Ben tam ifade edemediğimi düşünüyorum kendimi. Annemin ailesinin bulunduğu ve boşanma davası açmak üzere taşındığı il Malatya. Deprem oldu. Onlar da geçici bir süreliğine çevre ile taşındılar. Deprem olmasaydı, onlar Malatya 'da kalsaydı muhtemelen alım deprem bölgesine değil tüm illere dağılacaktı. Ben de bambaşka bir ile gidecek ev tutacaktım. Sizi istemiyorum en baştan söylediğim bir şeydi. Onlar da Malatya' da kalırlardı yani benimle gelmezlerdi. Şimdi Malatya 'ya gittiğimde ev tutma olasılığım yok çünkü ev yok. Evlerin yapılması için verilen bir sene söylentisi var, olur mu olmaz mı bilmiyorum. Dolayısıyla evler yapılmaya başladığında onlar da dönmek isteyecekler. Farklı bir ile gitseydim "Benim atandığım yere gelme, memleketinde kal." mantıklı bir ifade olurdu. Şimdi "Ailen burada, memleketin burası ama ben buradayım diye gelme." tamamen mantıksız. Küçücük ilde ayrı ayrı yaşamakta çok tepki çeker. Hani İstanbul olsa biz orada Avrupa yakasında yaşıyorduk, ben Anadolu yakasına atansam aynı il ayrı ev mantıklı olurdu. Bunun yanında haberin yok muydu böyle olacağından diyeceksiniz. Tercih dönemi bambaşka telaşım vardı, atanmama ihtimalim gibi bilmiyorum çok üzerinde durmadım galiba. Yine de Allah büyük diyorum. Diğer üyelerin de dediği gibi evlerin yapılana kadar kim sağ kalır kim ölür yıllar alır. Dediğiniz gibi her şeyi çok düşünüp, çok hesap yapıp, çok plan kuruyorum ve bu hep ters tepki yaratıyor. Üstelik ekonomik özgürlük bambaşka bir şey. Sonuçta akraba da annem de beni beslemeyecek, beğenmeyene yol. Üniversite hastanelerinin çok sıkıntısı oluyor. Tercih danışmanı ile takrar konuştuğumda "Kendine gel." minvalinde konuştu.
Hayatımın aşkında çok emin değilim. Şehir hayalet şehir çünkü kimse kalmadı. Umarım benimle birlikte atanan kişiler ile iyi anlaşabilirim.
 
Ayni anda hem modern olayım hem bu kadar geleneksel olayım diye arada kalırsanız böyle kafanız karışır. İnsan ailesinden akrabasindan parası olmadiginda çekinir, para kazanıp kimseden harçlık almazsanız kimseyle merhabalasmaya bile ihtiyacınız olmaz. Annenize, ben ayrı evde kalmaya alıştım ayrı kalalım bir ihtiyacın olursa çekinme ara diyeceksiniz. Akrabalara da ben böyle akraba ilişkileri ile büyümedim alışkın değilim mesafe seviyorum diyeceksiniz ve görüşmeyeceksiniz. Bu kadar. Gerçekten zor değil.

Kadro ve isparta konusuna gelince, ya akıl var mantık var isparta new york değil sonuçta çok da bir farkı yokken malatyadan kadro yakmaya değmez tabi ki. Bir süre para biriktirir, sizin gibi mecburiyetten atanan bir sürü gencle güzel seneler geçirirsiniz. Sadece sağlık alanında değil bir çok alanda sizin gibi gençlerle dolup taşacak şehir, gençler geldikçe halk muhafazakar olsa da para kazanmak için size yönelik mekanlar da açılacak. Bu hep böyledir. Bir yere üniversite açılınca da böyle olur. Sosyalleşmek için böyle yerler daha iyidir her zaman.

Ben çok sosyal bir hayattan Almanya'daki küçücük bir köye taşındım. Malatya kadar imkan yoktur diyebilirim. Ama insan kendi çevresini oluşturup sosyalleşme imkanı yaratıyor bir şekilde. Mini etek konusuna gelince, Türkiyede giydiğim kadar giyemedim soğuktan bir kere giydim bir daha giyemedim. İş hayatına girince giyim de yavaştan değişiyor zaten. Ya hatta ilk bir iki sene vücut çalışmaya alışana kadar sosyallige bile hali kalmıyor insanın, eve gideyim de dizi izleyeyim istiyordum ben hep
 
Geleneksel olduğum sonucunu neyden kaynaklı yani hangi detaydan kaynaklı çıkarttınız? Sadece merak ettiğim için soruyorum.
Sonuçlar açıklandığında ben ağlıyordum teyzemler aradı. "Malatya ile bir derdim yok. İçimde akrabalar var. Ben akraba sevmiyorum, alışkın değilim." diye ağlıyordum. Onlar da "Tamam tamam korkma, biz gelmeyiz ki." diye beni teselli etmeye çalışılıyordı.
 

Aile ve akrabalardan korkmanizi çok iyi anlıyorum ama bence korktugunuz kadar başınıza bela olmayacaklar kkdaki kadinlar dediydi dersiniz hakkınızda hayırlısı olsun.
 
Akrabaları bu kadar dert etmenizden çıkardım. Benim aklıma akraba gelmez bile. Ailenizle yaşamak istemiyorsanız da yaşamazsınız. Ama arkamdan şunu bunu derler demek elalem ne derciliktir. Elalem istediğini diyebilir ne olacak ki? Bir sürü şey yazmışım çok ilginç bir yere takilmissiniz. Obsesyonunuz var mı? Ben mezun olmadan önce aşırı anksiyetem olmuştu, iş bulma çalışma gelecek kaygısı ile ilgili, destek almıştım, tavsiye ederim.
 
Evet, dert ediyorum haklısınız. Benim akrabalarım da normal akraba değil, şeytan toplama kampı gibi. Belki ne dercilikten ziyade önüme çıkıp sözleri, bakışları ile beni rahatsız edecekler. Bana bulaşacaklar. Bu yüzden kimsenin beni tanımadığı şehir daha çekici geliyordu. Oraya takıldım bu arada çünkü diğer söyledikleriniz mantıklı bulduğum için ekstra bir şey söylemedim. Obsesyonum var bu arada.
 
Ya evet obsesyon çok çabuk beslenen bir şey önünü almanız lazım. Hastane ortamı içindesiniz destek almanız kolay olur. Bende de anksiyete vardı çoğu turk genci gibi. Ama şimdi dönüp bakıyorum su akıp yolunu buluyor bir şekilde, üzülmüş olmama üzülüyorum.
Ya açıkçası akrabalar şeytan olsa ne olmasa ne, görürüm bakmam geçerim bundan kolay ne var sonra onlar kudursun o kadar beni önemsiyorlarsa
 
Ben üniversitede okurken destek alıyordum çünkü o dönem çalışıyordum. KPSS çalışmaya başlayınca işe gitmediğim için onu da bıraktım. İşe başlayınca terapiye yine başlayacağım.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…