Ne aile ne akraba görürüm ama danışmanın söylediği gibi pek çok saçmalığın üzerine de atlamış olurum. Bilmiyorum, belki de akışa teslim olmak gerekiyor. Yukarıda bir yorumda da bahsettim. Kılavuz o hafta gelecekti. Deprem oldu tam o hafta. Kılavuz revize edildi. Deprem bölgesine kaydı alım. Ben "asla" yazmam dediğim bir ili bir şekilde yazdım. O il geldi. O da virgülden gidebilirdi, düşük kapatmadı çünkü. Ama geldi. Geçen alımda da ilk sıralara Hatay yazmıştım. Baya da yüksek kapatmıştı. O an üzülmüştüm yüksek kapattı gelemedi diye. Ama depremde yazdığım o hastane yıkıldı.Bence siz Isparta’ya gidin çünkü 8 sayfa boyunca yazılan moral, destek yazılarına rağmen tüm olumlamalara kapalı ve mutsuzsunuz. Malatya’da işe başlayınca her gün iş arkadaşlarınızın modunu düşürmektense şimdiden Isparta yolunu tutmanız en mantıklısı. Isparta’da stüdyo ev tutarsınız böylelikle ne aileyle yaşarsınız ne de akraba görürsünüz.
Konteynerda rahatım iyi ,kira derdim yok eve geçmek istemiyorum diyeceksin. Onun dışında evler inşa edilecekte annene sıra gelecekte ohoo. Öyle 1 yılda toparlamaz oralar. Belki sizin tayin döneminiz geline kadsr bile toparlanmazEvler inşa edilince ne diyeceğim? Akrabalar ona mutlaka kiralık bir daire bulurlar. Zaten geçici bir süre deprem nedeniyle buraya geldi illa ki kendi memleketine yakınlarının yanına dönmek ister.
Ayy öyle deyince de insan bir kötü hissediyor ya. Koca koca şehirler enkaza döndü. İnsanların tüm yaşanmışlıkları tuzla buz oldu.Konteynerda rahatım iyi ,kira derdim yok eve geçmek istemiyorum diyeceksin. Onun dışında evler inşa edilecekte annene sıra gelecekte ohoo. Öyle 1 yılda toparlamaz oralar. Belki sizin tayin döneminiz geline kadsr bile toparlanmaz
Maalesef öyle oldu siz dediklerimi yaparsanız sorun olacağını sanmıyorum. Sağlıkçılara konteyner var/ev arkadaşım var vs..Ayy öyle deyince de insan bir kötü hissediyor ya. Koca koca şehirler enkaza döndü. İnsanların tüm yaşanmışlıkları tuzla buz oldu.
Haklısınız, teşekkür ediyorum.Maalesef öyle oldu siz dediklerimi yaparsanız sorun olacağını sanmıyorum. Sağlıkçılara konteyner var/ev arkadaşım var vs..
Hayatınız evet zor geçmiş , belki çoğu insanın yaşayınca ayakta kalamayacağı şeyler. Ama bunca şeyin üstüne atanmissiniz bence mutlu olmanız gerekir. Ve sosyallik falan dusuneceginiz son sıralarda olmalı. Akrabaları çok takıyorsunuz. İsim var ,müsait değilim demekle görüşmemek elinizde. Fakültede çalışan hemşire arkadaşımın suyunu cikariyorlardi. Ve çok komik bir rakama çalışıyordu. İzin alması falan herşey problemdi.Cidden bu kadar şeye karşılık memnuniyetsiz bir insan olduğumu mu düşünüyorsunuz?
Niyetim akrabalar ile görüşmek görüşmemek değil. Daha önce hiç küçük bir yerde yaşadınız mı bilmiyorum. Büyük şehir gibi değil. Çarşı bir tane var zaten onda da on tane akraba ile karşılaşıyorsunuz. Gerçi bilmiyorum artık bunları takmaya lüzum var mı... Maalesef ki şehir yıkıldı. Gezecek üç beş mekan vardı belki artık o da yok. Akraba dediğim kesim ile yaşayış, giyim, görüş... Her şeyim farklı. Kastettiğim görüşmek değil onların yapacakları baskılar, dedikodular, laflar... Ki özellikle şehir biraz toparlanınca ev bul annenler de gelsin baskısı çıkacak. Bunlar normal insanlar için kaldırılabilicek şeyler farkındayım. Sadece ben biraz fazla tükenmiş bir haldeyim belki o yüzden kaldıramayacağımı düşünüyorum. Evet, üniversite hastaneleri izin yönünden biraz daha sıkıntılı, daha yoğun hastaneler. Maaş daha fazla oluyor genelde. Hayırlısı deyip Malatya 'ya gitmek daha doğru olacak galiba.Hayatınız evet zor geçmiş , belki çoğu insanın yaşayınca ayakta kalamayacağı şeyler. Ama bunca şeyin üstüne atanmissiniz bence mutlu olmanız gerekir. Ve sosyallik falan dusuneceginiz son sıralarda olmalı. Akrabaları çok takıyorsunuz. İsim var ,müsait değilim demekle görüşmemek elinizde. Fakültede çalışan hemşire arkadaşımın suyunu cikariyorlardi. Ve çok komik bir rakama çalışıyordu. İzin alması falan herşey problemdi.
Haberdarım sözleşmenin her an yanma ihtimali var bunu asla unutma. Ama kadro senin kütüğün gibidir asla kimse senden alamazÜniversite hastanelerinden çok haberdar mısınız? Yani hakim misiniz çok bilginiz var mı?
Yukarıda da söyledim. Malatya insanı çok kötüdür, diye bir ifade kullanmadım. Her bölgede çok iyi insan da var çok kötü insan da var mutlaka. Benim akraba grubu şeytan toplama kampı gibi ama bunun il ile bir ilgisi yok. Sadece gördüğüm diğer illere göre bence daha "muhafazakar" bir yapısı var.
İleri yaşlarda edinedecğiniz bir tecrübeyi size şimdiden söyleyeyim. Etrafınızdaki insanları umursamayın. Bu bencil olmak değil. Sırf onlar yüzünden şu an ülkede gelebileceğiniz en garanti ve görece rahat işi bırakmayın. Sizin ciddiye aldığınız kadar başkaları konuşur, sizin dikkate aldığınız kadar başkaları vardır. O kadar. Bitti.Evet, bu çok acı ki birçoğu vefat etti. Biz nasıl sağ çıktık gerçekten bilmiyorum. En son depremden yirmi küsür gün sonra ilk defa eve girdim çantamı bari alayım diye. Altıya yakın büyüklükte deprem oldu girer girmez artık bina yana doğru eğilmişti. O an mesela öleceğime emindim. Önceki konuda bahsetmiştim. Şu an farklı bir ildeyim ama eski binalara bile giremiyorum, nefesim kesiliyor. Az önce yine bir artçı oldu şu an elim ayağım tamamen boşalmış durumda, başım bile sızlıyor.
İstanbul'da yaşadığım zamanda da özel hastaneler atanacak puanın var deyip almamıştı. Bu alımda İstanbul hastanelerinin %95'i geliyordu ben beklenen depremden ve pahalılıktan dolayı kendim yazmadım. Yani kafamı İstanbul - İzmir gibi büyük Batı illerine takmış durumda değilim. Tam tersi, kendim istemedim. İmkan olsa elbette ki yaşamak isterim ama memur maaşı da belli elbette. Sadece aklımda belli iller vardı. Tercih danışmanı sıralaman iyi deprem bölgesi dışı da yüksek ihtimal gelir, diyordu. Hani açıkta kalmayayım diye yazdım Malatya 'yı ama gelmeyeceğini düşünüyordum, geldi. İlk gördüğümde çok mutlu olmasam da yine de şükrettim atanmamak daha kötü bir ihtimaldi çünkü. Ama şehre atanınca da sivri dilli akrabalarımın bana laf göndermeleri daha da çok arttı. Bir noktada "Allah' ım ben bunların içinde kalmayı kendi rızamla nasıl kabul ettim?" pişmanlığı başladı.
Bu arada Malatya insanı içinde muhakkak iyi insanlar vardır. Şehrin genel kimliği "bence" çok rahat insanlardan oluşmuyor. Ama her şehirde olduğu gibi iyisi de vardır kötüsü de. Deprem dönemi melek gibi iyi insanlar da gördüm. Sadece benim akraba grubum şeytan toplama kampı gibi. Bunun şehir ile bir alakası yok yani. Hani bu da benim şansım. Bilmiyorum belki onlar olmasaydı şehrin olumsuz taraflarının yanında olumlu taraflarını daha çok görebilirdim.
Haklısınız, teşekkürler.İleri yaşlarda edinedecğiniz bir tecrübeyi size şimdiden söyleyeyim. Etrafınızdaki insanları umursamayın. Bu bencil olmak değil. Sırf onlar yüzünden şu an ülkede gelebileceğiniz en garanti ve görece rahat işi bırakmayın. Sizin ciddiye aldığınız kadar başkaları konuşur, sizin dikkate aldığınız kadar başkaları vardır. O kadar. Bitti.
Minimum 4 yıl değil mi 2 yılda nasıl geldiniz?2-3 sene malatyada yaşa sonra tayin iste neyin derdindesin ki?
ben de 21 yaşında diyarbakırın terör tehlikesi olan merkeze 2 saat uzak ilçesine atandım. hiç düşünmedim gittim 2 sene sonra memleketime yakın bir ile geldim.
Ben tam ifade edemediğimi düşünüyorum kendimi. Annemin ailesinin bulunduğu ve boşanma davası açmak üzere taşındığı il Malatya. Deprem oldu. Onlar da geçici bir süreliğine çevre ile taşındılar. Deprem olmasaydı, onlar Malatya 'da kalsaydı muhtemelen alım deprem bölgesine değil tüm illere dağılacaktı. Ben de bambaşka bir ile gidecek ev tutacaktım. Sizi istemiyorum en baştan söylediğim bir şeydi. Onlar da Malatya' da kalırlardı yani benimle gelmezlerdi. Şimdi Malatya 'ya gittiğimde ev tutma olasılığım yok çünkü ev yok. Evlerin yapılması için verilen bir sene söylentisi var, olur mu olmaz mı bilmiyorum. Dolayısıyla evler yapılmaya başladığında onlar da dönmek isteyecekler. Farklı bir ile gitseydim "Benim atandığım yere gelme, memleketinde kal." mantıklı bir ifade olurdu. Şimdi "Ailen burada, memleketin burası ama ben buradayım diye gelme." tamamen mantıksız. Küçücük ilde ayrı ayrı yaşamakta çok tepki çeker. Hani İstanbul olsa biz orada Avrupa yakasında yaşıyorduk, ben Anadolu yakasına atansam aynı il ayrı ev mantıklı olurdu. Bunun yanında haberin yok muydu böyle olacağından diyeceksiniz. Tercih dönemi bambaşka telaşım vardı, atanmama ihtimalim gibi bilmiyorum çok üzerinde durmadım galiba. Yine de Allah büyük diyorum. Diğer üyelerin de dediği gibi evlerin yapılana kadar kim sağ kalır kim ölür yıllar alır. Dediğiniz gibi her şeyi çok düşünüp, çok hesap yapıp, çok plan kuruyorum ve bu hep ters tepki yaratıyor. Üstelik ekonomik özgürlük bambaşka bir şey. Sonuçta akraba da annem de beni beslemeyecek, beğenmeyene yol. Üniversite hastanelerinin çok sıkıntısı oluyor. Tercih danışmanı ile takrar konuştuğumda "Kendine gel." minvalinde konuştu.İlk atamam Anadolu'nun çok küçük bir ilçesine çıkmıştı. Bim açılınca bim gezeriz diye sevindik yani öyle düşünün. Sonra mecburi hizmet için İstanbula gittim. İlçedeki sosyalliği çok aradım. Çünkü sıkıcı olan yerde herkes sizin gibi sıkılıyor. Bu nedenle arkadaşlık ilişkileri daha iyi oluyor ve boş günlerinizde çevre büyük illere gidip eğleniyorsunuz. 17 yıldır görevdeyim 4 şehir değiştirdim ama o ilçedeki kadar hiç bir yerde mutlu olmadım. Siz sanki fazla düşünüyor kafaya takıyorsunuz. Gidip çalışmadan asla bilemezsiniz. Belki düşündüğünüzden kötü belki beklemediğiniz kadar iyi olacak. Ailenizin gelmesinden korkuyorsanız anlaştığınız biri olursa ev arkadaşı olursunuz. Onlarda rahatça gelemez. Hayatın kontrolü sadece bizim elimizde değil akışına bırakın bence. Belki gitmek istemediğiniz yerde hayatinizin aşkı sizi bekliyor. Ya da çok seveceğiniz arkadaşlarınız olacak. Sözleşmeli olmak kamuda her alanda kadrolu olmak kadar rahat olmaz. Sizin yerinizde olsa kadro fırsatını kacirmam
Geleneksel olduğum sonucunu neyden kaynaklı yani hangi detaydan kaynaklı çıkarttınız? Sadece merak ettiğim için soruyorum.Ayni anda hem modern olayım hem bu kadar geleneksel olayım diye arada kalırsanız böyle kafanız karışır. İnsan ailesinden akrabasindan parası olmadiginda çekinir, para kazanıp kimseden harçlık almazsanız kimseyle merhabalasmaya bile ihtiyacınız olmaz. Annenize, ben ayrı evde kalmaya alıştım ayrı kalalım bir ihtiyacın olursa çekinme ara diyeceksiniz. Akrabalara da ben böyle akraba ilişkileri ile büyümedim alışkın değilim mesafe seviyorum diyeceksiniz ve görüşmeyeceksiniz. Bu kadar. Gerçekten zor değil.
Kadro ve isparta konusuna gelince, ya akıl var mantık var isparta new york değil sonuçta çok da bir farkı yokken malatyadan kadro yakmaya değmez tabi ki. Bir süre para biriktirir, sizin gibi mecburiyetten atanan bir sürü gencle güzel seneler geçirirsiniz. Sadece sağlık alanında değil bir çok alanda sizin gibi gençlerle dolup taşacak şehir, gençler geldikçe halk muhafazakar olsa da para kazanmak için size yönelik mekanlar da açılacak. Bu hep böyledir. Bir yere üniversite açılınca da böyle olur. Sosyalleşmek için böyle yerler daha iyidir her zaman.
Ben çok sosyal bir hayattan Almanya'daki küçücük bir köye taşındım. Malatya kadar imkan yoktur diyebilirim. Ama insan kendi çevresini oluşturup sosyalleşme imkanı yaratıyor bir şekilde. Mini etek konusuna gelince, Türkiyede giydiğim kadar giyemedim soğuktanbir kere giydim bir daha giyemedim. İş hayatına girince giyim de yavaştan değişiyor zaten. Ya hatta ilk bir iki sene vücut çalışmaya alışana kadar sosyallige bile hali kalmıyor insanın, eve gideyim de dizi izleyeyim istiyordum ben hep
Geleneksel olduğum sonucunu neyden kaynaklı yani hangi detaydan kaynaklı çıkarttınız? Sadece merak ettiğim için soruyorum.
Sonuçlar açıklandığında ben ağlıyordum teyzemler aradı. "Malatya ile bir derdim yok. İçimde akrabalar var. Ben akraba sevmiyorum, alışkın değilim." diye ağlıyordum. Onlar da "Tamam tamam korkma, biz gelmeyiz ki." diye beni teselli etmeye çalışılıyordı.
Akrabaları bu kadar dert etmenizden çıkardım. Benim aklıma akraba gelmez bile. Ailenizle yaşamak istemiyorsanız da yaşamazsınız. Ama arkamdan şunu bunu derler demek elalem ne derciliktir. Elalem istediğini diyebilir ne olacak ki? Bir sürü şey yazmışım çok ilginç bir yere takilmissiniz. Obsesyonunuz var mı? Ben mezun olmadan önce aşırı anksiyetem olmuştu, iş bulma çalışma gelecek kaygısı ile ilgili, destek almıştım, tavsiye ederim.Geleneksel olduğum sonucunu neyden kaynaklı yani hangi detaydan kaynaklı çıkarttınız? Sadece merak ettiğim için soruyorum.
Sonuçlar açıklandığında ben ağlıyordum teyzemler aradı. "Malatya ile bir derdim yok. İçimde akrabalar var. Ben akraba sevmiyorum, alışkın değilim." diye ağlıyordum. Onlar da "Tamam tamam korkma, biz gelmeyiz ki." diye beni teselli etmeye çalışılıyordı.
Evet, dert ediyorum haklısınız. Benim akrabalarım da normal akraba değil, şeytan toplama kampı gibi. Belki ne dercilikten ziyade önüme çıkıp sözleri, bakışları ile beni rahatsız edecekler. Bana bulaşacaklar. Bu yüzden kimsenin beni tanımadığı şehir daha çekici geliyordu. Oraya takıldım bu arada çünkü diğer söyledikleriniz mantıklı bulduğum için ekstra bir şey söylemedim. Obsesyonum var bu arada.Akrabaları bu kadar dert etmenizden çıkardım. Benim aklıma akraba gelmez bile. Ailenizle yaşamak istemiyorsanız da yaşamazsınız. Ama arkamdan şunu bunu derler demek elalem ne derciliktir. Elalem istediğini diyebilir ne olacak ki? Bir sürü şey yazmışım çok ilginç bir yere takilmissiniz. Obsesyonunuz var mı? Ben mezun olmadan önce aşırı anksiyetem olmuştu, iş bulma çalışma gelecek kaygısı ile ilgili, destek almıştım, tavsiye ederim.
Ya evet obsesyon çok çabuk beslenen bir şey önünü almanız lazım. Hastane ortamı içindesiniz destek almanız kolay olur. Bende de anksiyete vardı çoğu turk genci gibi. Ama şimdi dönüp bakıyorum su akıp yolunu buluyor bir şekilde, üzülmüş olmama üzülüyorum.Evet, dert ediyorum haklısınız. Benim akrabalarım da normal akraba değil, şeytan toplama kampı gibi. Belki ne dercilikten ziyade önüme çıkıp sözleri, bakışları ile beni rahatsız edecekler. Bana bulaşacaklar. Bu yüzden kimsenin beni tanımadığı şehir daha çekici geliyordu. Oraya takıldım bu arada çünkü diğer söyledikleriniz mantıklı bulduğum için ekstra bir şey söylemedim. Obsesyonum var bu arada.
Ben üniversitede okurken destek alıyordum çünkü o dönem çalışıyordum. KPSS çalışmaya başlayınca işe gitmediğim için onu da bıraktım. İşe başlayınca terapiye yine başlayacağım.Ya evet obsesyon çok çabuk beslenen bir şey önünü almanız lazım. Hastane ortamı içindesiniz destek almanız kolay olur. Bende de anksiyete vardı çoğu turk genci gibi. Ama şimdi dönüp bakıyorum su akıp yolunu buluyor bir şekilde, üzülmüş olmama üzülüyorum.
Ya açıkçası akrabalar şeytan olsa ne olmasa ne, görürüm bakmam geçerim bundan kolay ne varsonra onlar kudursun o kadar beni önemsiyorlarsa