Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
işletme gibi bir düşük puanlı bölüm derken.?? işletme okuyup çok iyi yerlere gelen insanlar var. lütfen bilip bilmeden yorumlar yapmayın.İşletme gibi düşük puanlı bi bölüme girince ne bekliyordunuz ki? Tabii ki özel sektöre mahkum olacaksınız. Çok çalıştıracaklar.
Öğretmen olmak ise bu devirde artık çok ama çok zor. Atanma problemi malum.
İşinize dört elle sarılın. Bir kez daha pişman olmayın.
mesela boğaziçi işletmeye girmek için full yapıosun bi de üstüne böbreğini fln vermen gerekiyor:)işletme gibi bir düşük puanlı bölüm derken.?? işletme okuyup çok iyi yerlere gelen insanlar var. lütfen bilip bilmeden yorumlar yapmayın.
aynen öyle. tamam bende okudum işletme. boğaziçi olmasada :) ama düşük puanlı deyip küçümsemeye gerek yok yani. o insanın kendisini geliştirmesiyle alakalı bence.mesela boğaziçi işletmeye girmek için full yapıosun bi de üstüne böbreğini fln vermen gerekiyor:)
Benim çocuğuma nasıl 60 verirsin hoca diye elini kolunu sallayarak gelen veliyi görmüyorlarda ondan bu düşünceİşinden şikayetçi olan herkesin öğretmen olmak istemesi de yani...O kadar kek bir meslek mi görünüyor dışardan bakınca anlamıyorum ki.Sürekli çocuk gürültüsüne maruz kalıyorsunuz öğretmenlikte de.İnsanla uğraşmak evraklarla faturalarla uğraşmaktan daha zordur emin olun.İşinizin olumlu yönlerini düşünün ve başkalarıyla kendi hayatınızı kıyaslamayı bırakın derim.O kıyaslamalar sizi mutsuz ediyor çok.
Sağlık meslekte öğretmen arkadaşım tekrar hemşire olmak için resmen gün sayıyorTam da böyle birşey yazacaktım. İçi seni dışı beni yakıyor.
Ben meb de öğretmenken canımdan bezip kişisel ve mesleki gelişimin zorunlu olduğu bir kuruma geçtim. (üniversite)8-5 çalışıyorum, işim yoğun, rekabet zorlu, ast üst ilişkisi var, sürekli ders çalışıyorum, 20 gün iznim var yılda ama çok mutluyum.1 gün bile pişman olmadım ve eskiyi aramadım. Üstelik ben kurum değiştirdiğimde maaşım düşmüştü. Daha sonra iyi bir zam verdiler.
Öğretmenlik gerçekten çok zor bir meslek, ki hele şimdiki öğrenci profiliyle katmerli zor.
Yaz tatili ve ara tatil olmasa öğretmenler gerçekten tımarhanelik olur.
Bende geldimGeldim :) hep daha iyi de gözümüz. Bu imkânları bulamayan niceleri var.
Sizi çok iyi anlıyorum çünkü bende uniden işletme mezunuyum muhasebe departmanında çalıştım 7 yıl şuan evde çocuklarıma bakıyorum ve sevmediğim bı işi yapmıcam mesleğimi değiştiricem başka hedeflerim var bence yaşınız gencse sevdiğiniz bı ise yönelin böyle sevmeyerek nereye kadarKızlar biraz uzun ama lütfen beni motive edicek bişiler söyleyin çok kötüyüm, biliyorum çoğunuz beni taşlıcaksınız ama ben bir kadın olarak tam gün çalışmaktan nefret ediyorum. 3 yıldır çalışıyorum ve ruhum sömürülmüş gibi hissediyorum resmen. yıllarca ders çalıştım en iyi okullarda okumak iyi bir gelecek için ama bunu için mi çabaladım diyorum kendime hep. 18 yaşında cahilce verilmiş bi karardan dolayı sevmediğim bölümlerden olan işletme okudum, hem de o zamanın en iyi okullarından ankara mülkiye'de. öğretmenliği küçümsüyodum o yaşlarda halbuki çok rahat okuyabilirdim cahillik işte,şimdi eşim öğretmen işini o kadar severek yapıyor ki çok kıskanıyorum. herneyse üni bitti, kpssye hazırlanma sürecinde annem bi takım sağlık sorunları yaşadı ve çok iyi puan almama rağmen kurum sınavlarında başarılı olamadım, o şansım da öyle çöpe gitti. okuduğum bölüme hiçbi zaman ısınamamıştım zaten. iş aramaya başladım, şans eseri gene devlet gibi herşeyi düzenli olan bi kurum başvuruma geri döndü, sabah 8buçuk akşam 6, haftasonları tatil ve yeni mezuna göre çok iyi bi maaşla işe başladım. maddi yönden memnunum ama inanın çok mutsuzum. muhasebe departmanındayım işler çok sıkıcı. yıllarca sabah 9 akşam 6 çalışmak tüm enerjimi bitirdi bu rutin. nefret ediyorum artık işyerindeyken her an orda olmak istemediğimi düşünüyorum. bi de bu sene evlendim, eve gelmem 7yi buluyor, eşim öğretmen benden erken geliyor evin çoğu işi onda olmasına rağmen ben yoruluyorum ya. evimin hiç tadını çıkaramadım evlendiğimden beri. sürekli her şeyi koştur koştur yaşıyorum hele pazar geceleri nefretlik. evimi aşırı özlüyorum. geçen raporluydum 3 gün, hiç evden çıkmadım yemekler yaptım tatlılar yaptım oturdum rahat rahat tv izledim inanın o kadar mutlu oluyorum ki evimde. en azından 4-5 gibi çıksam her şey daha güzel olacak ama bıktım ya. bazı günler izin alıp erken çıkıyorum haftaiçi boş boş dolaşmak market gezmek bile o kadar zevkli geliyor ki. bazı günler rutin kırılsa mesela 2-3 saat haftaiçi boş vaktim bile olsa çok mutlu olucam ama yok bu rutin beni bitirdi. ee çık o zaman diyeceksiniz, yeni evlendim eşimin maaşı çok iyi değil mecburen çalışmak zorundayım ve herkes yıllarca beni okudu etti çalışmak istemiyor diye baskılıyor,yok boşuna mı üniversite okudun bilmem ne, işten çıksam tüm arkadaşlarım dalga geçer ailem tarafından boşuna mı okuttuk diye taşlanırım. yanlış bölüm okumuşum napabilirim? çalışmayı sevmiyo değilim ama tam gün olmuyor ya, yarım gün vs çalışmak biraz daha erken çıkmak istiyorum sadece. eşim öğretmen şu an sömestr tatilinde mesela kendimi çok suçluyorum öğretmenlik okumadım diye, 2 haftalık tatil başka hangi işte var ya? ve yazın 2 ay daha tatil, insan tamamen yenilenir enerji depolar ama benim sadece 14 gün tatilim var. işim kurum ve maaş olarak çok çok iyi yerinde olmak isteyen binlerce insan var diyolar kime derdimi anlatsam. ama nefret ediyorum her an her saniye, işyerim açık ofis benim masamda tam ayak altında,sürekli bi gürültü sürekli birileri geçiyor yanımdan, ekranım herkese açık, arkamda müdür oturuyor zaten dorudürüst internete bile bakamıyorum çok bunalıyorum çok saniyeleri sayıyorum, iş arkadaşlarımla kafa yapımız çok farklı, iyi anlaşıyoruz ama sadece iş arkadaşlığı yani, kendimi oraya ait hissedemiyorum olmuyor. devlete girsem gene aynı çalışma saatleri hem de kpssyi kaldıracak enerjim yok , tekrar bi üniversite okucak ne maddi ne manevi gücüm de yok, napayım ben kızlar depresyonun dibine doğru sürükleniyorum ya? tek istediğim biraz daha az çalışma saatleri ve mutlu hissedeceğim bi ortam ya:/ bakıyorum mesela benden düşük puanla hasbelkader bi yer tutturan laborant, okul öncesi vs öğretmen arkadaşlarım vs inanılmaz rahatlar 3-4'te işleri bitiyor. Haftaiçi koşturmaca olmadan evde rahat rahat uyuyup kahvaltı edip takılmayı, market dolanmayı bile özlüyorum, 27 yaşındayım sanki hayatım işe girdiğimde yani 24 yaşımda bitmiş gibi hissediyorum, çok özlüyorum o zamanlarımı ..onca okumaya karşılığı bu mu , benim hayatım böyle mi geçecek ?lütfen bana akıl verin
ben de hep evlenip çalışmayacağımı düşünmüştüm. işte insan neyi çok istiyorsa onunla sınanır ya, 35 yaşıma geldim hala çalışıyorum.evlilik fln da yok tabi. bi de onu bunu beğenmezdim, yapılan evlilikleri kendim için yeterli bulmazdım fln, şimdi o evliliklerini beğenmediğim arkadaşlarım herşeylerini kocalarının kartıyla ödüyor böylee bakıp kalıyorum.
İşletme gibi düşük puanlı bi bölüme girince ne bekliyordunuz ki? Tabii ki özel sektöre mahkum olacaksınız. Çok çalıştıracaklar.
Öğretmen olmak ise bu devirde artık çok ama çok zor. Atanma problemi malum.
İşinize dört elle sarılın. Bir kez daha pişman olmayın.
o değilde öğretmenliği sadece yarım gün çalışmaktan ibaret görmen beni benden aldıKızlar biraz uzun ama lütfen beni motive edicek bişiler söyleyin çok kötüyüm, biliyorum çoğunuz beni taşlıcaksınız ama ben bir kadın olarak tam gün çalışmaktan nefret ediyorum. 3 yıldır çalışıyorum ve ruhum sömürülmüş gibi hissediyorum resmen. yıllarca ders çalıştım en iyi okullarda okumak iyi bir gelecek için ama bunu için mi çabaladım diyorum kendime hep. 18 yaşında cahilce verilmiş bi karardan dolayı sevmediğim bölümlerden olan işletme okudum, hem de o zamanın en iyi okullarından ankara mülkiye'de. öğretmenliği küçümsüyodum o yaşlarda halbuki çok rahat okuyabilirdim cahillik işte,şimdi eşim öğretmen işini o kadar severek yapıyor ki çok kıskanıyorum. herneyse üni bitti, kpssye hazırlanma sürecinde annem bi takım sağlık sorunları yaşadı ve çok iyi puan almama rağmen kurum sınavlarında başarılı olamadım, o şansım da öyle çöpe gitti. okuduğum bölüme hiçbi zaman ısınamamıştım zaten. iş aramaya başladım, şans eseri gene devlet gibi herşeyi düzenli olan bi kurum başvuruma geri döndü, sabah 8buçuk akşam 6, haftasonları tatil ve yeni mezuna göre çok iyi bi maaşla işe başladım. maddi yönden memnunum ama inanın çok mutsuzum. muhasebe departmanındayım işler çok sıkıcı. yıllarca sabah 9 akşam 6 çalışmak tüm enerjimi bitirdi bu rutin. nefret ediyorum artık işyerindeyken her an orda olmak istemediğimi düşünüyorum. bi de bu sene evlendim, eve gelmem 7yi buluyor, eşim öğretmen benden erken geliyor evin çoğu işi onda olmasına rağmen ben yoruluyorum ya. evimin hiç tadını çıkaramadım evlendiğimden beri. sürekli her şeyi koştur koştur yaşıyorum hele pazar geceleri nefretlik. evimi aşırı özlüyorum. geçen raporluydum 3 gün, hiç evden çıkmadım yemekler yaptım tatlılar yaptım oturdum rahat rahat tv izledim inanın o kadar mutlu oluyorum ki evimde. en azından 4-5 gibi çıksam her şey daha güzel olacak ama bıktım ya. bazı günler izin alıp erken çıkıyorum haftaiçi boş boş dolaşmak market gezmek bile o kadar zevkli geliyor ki. bazı günler rutin kırılsa mesela 2-3 saat haftaiçi boş vaktim bile olsa çok mutlu olucam ama yok bu rutin beni bitirdi. ee çık o zaman diyeceksiniz, yeni evlendim eşimin maaşı çok iyi değil mecburen çalışmak zorundayım ve herkes yıllarca beni okudu etti çalışmak istemiyor diye baskılıyor,yok boşuna mı üniversite okudun bilmem ne, işten çıksam tüm arkadaşlarım dalga geçer ailem tarafından boşuna mı okuttuk diye taşlanırım. yanlış bölüm okumuşum napabilirim? çalışmayı sevmiyo değilim ama tam gün olmuyor ya, yarım gün vs çalışmak biraz daha erken çıkmak istiyorum sadece. eşim öğretmen şu an sömestr tatilinde mesela kendimi çok suçluyorum öğretmenlik okumadım diye, 2 haftalık tatil başka hangi işte var ya? ve yazın 2 ay daha tatil, insan tamamen yenilenir enerji depolar ama benim sadece 14 gün tatilim var. işim kurum ve maaş olarak çok çok iyi yerinde olmak isteyen binlerce insan var diyolar kime derdimi anlatsam. ama nefret ediyorum her an her saniye, işyerim açık ofis benim masamda tam ayak altında,sürekli bi gürültü sürekli birileri geçiyor yanımdan, ekranım herkese açık, arkamda müdür oturuyor zaten dorudürüst internete bile bakamıyorum çok bunalıyorum çok saniyeleri sayıyorum, iş arkadaşlarımla kafa yapımız çok farklı, iyi anlaşıyoruz ama sadece iş arkadaşlığı yani, kendimi oraya ait hissedemiyorum olmuyor. devlete girsem gene aynı çalışma saatleri hem de kpssyi kaldıracak enerjim yok , tekrar bi üniversite okucak ne maddi ne manevi gücüm de yok, napayım ben kızlar depresyonun dibine doğru sürükleniyorum ya? tek istediğim biraz daha az çalışma saatleri ve mutlu hissedeceğim bi ortam ya:/ bakıyorum mesela benden düşük puanla hasbelkader bi yer tutturan laborant, okul öncesi vs öğretmen arkadaşlarım vs inanılmaz rahatlar 3-4'te işleri bitiyor. Haftaiçi koşturmaca olmadan evde rahat rahat uyuyup kahvaltı edip takılmayı, market dolanmayı bile özlüyorum, 27 yaşındayım sanki hayatım işe girdiğimde yani 24 yaşımda bitmiş gibi hissediyorum, çok özlüyorum o zamanlarımı ..onca okumaya karşılığı bu mu , benim hayatım böyle mi geçecek ?lütfen bana akıl verin
Ayyynii ben..senelerce öğretmenlik yaptım.. Başka işler de yaptim..Allahim muhtaç etmesin ben çalışma insanı değilim, para karşılığı özgürlüğümü satmışım gibi hissediyordum. 5 yıldır çalışmıyorum asssla pişman olmadım asla sıkılmadım. Kim nasıl mutluysa öyle yaşayacak imkanı olsun dilerim. Konu sahibi o bahsettigin baskılar bize de yapıldı , o kadar umrumda değil ki... Yasadigin mutluluk karşısında o kadar boş geliyor ki o konuşmalar..Sana tecrübeme dayanarak en iyi cevabı vereceğime inanıyorum.
Ben öğretmenim. Fakat atanamadım. Özelde çalıştım 3 sene. Ama nasıl bir çalışmak. Çılgınlar gibi çalışıyordum. Pazartesi hariç tatilim yoktu . Ögrenciler sınava hazırlanıyor. Ailelerin beklentisi Evereste tırmanmış durumda.
Ben ise feci şekilde yoruluyorum. Hiç dinlenemiyorum. Sürekli işte, öğretmenler odasında olmantan,sürekli derste olmaktan,sürekli "hocam" hitabından bana fenaliklar gelmiş...
Akşam 6da çıkıyorum normalde. Ama 6yı 1 dakika geçerken çıkarsam o 1 dakika bana büyük kayıp geliyor. Ya da 6 ya 5 kala çıksam 5 dakika geçmesin bitmesin istiyordum. Ev bana ulaşılması güç bi yer gibi geliyordu. Evde olmak bana büyük mutluluk veriyordu. Bi arkadaşım watsap durumuna "evde" yazmisti. O beni o kadar etkilemiştiki.. Sürekli kızın profilini acip "evde"yazisina bakıyordum.
Iş arkadaslarim iyiydi. Benim derdimi biliyorlardi. "Evde sıkılırsın ,sakın istifa etme" diyorlardı.
3 sebe çalıştıktan sonra istifa ettim.
Sırtımdan bir galaksi ağırlık kalkmıştı. Ailemin evine döndüm. Ilk 1 sene çılgınlar gibiydim. Param vardı. Çıkıp geziyordum, yiyordum içiyordum. Annem babam evim her şeyim mükemmel. Geceleri annemler yatınca açıyordum hint filmleri. Kendime mükellef sofralar kuruyordum. sabahlara kadar roman okuyordum. Keyfime diyecek yoktu.
Sonra ben iyice dinlendikten sonra iş aradım. Ama maalesef iç yoktu. Ve tam 4 senedir işsizim. Ama çok mu sıkıldım. Hayır... iyiyim bir derdim yok. O sekilde çalışmaktansa calismamayi tercih ediyorum(ekonomik olarak bir derdim yok)
Kendinizi iyi dinleyin. Bir hevesle karar vermeyin.
Ben kararımdan hiç pisman olmadim. Tek pişmanlığım 3 sene o tempoda calismak oldu. Insan olduğumu unutmuştum resmen.
Şu an 4 senedir işsizim. Ama o iş ayağıma gelse (maaş her ne olursa olsun) yüzüne bakmam.
Işsizlik evet var. Sizin yerinizde olmak isteyen de var. Ama sizin de bu zulme dayanma zorunluluğunuz yoksa kendinizi dinleyin.
Hiç-bir sey icin bu kadar zorlamaya degmez.