Sizin adınıza çok üzgünüm çünkü zincirlerini seven bi köle buradan kurulacak sınırlı iletişimle nasıl azad edilir bilmiyorum. Ne kadar iyi niyetle çırpınırlarsa çırpınsınlar buradaki insanların bildiğini de sanmıyorum.
Sizinki çıkıştan ümidini kesmek değil, zinciri nasıl koparırım diye sormuyorsunuz, arzunuz bu olsa tavsiye vermek bi nebze daha kolay olurdu.
Sizinki kafesini, düştüğünü çukuru, kendine acımayı dedim ya zincirlerini sevmek. Böyle bi kölenin kendine ettiği eziyeti onun efendisi olmaya çalışan kimse edemez ona. Anneniz, babanız, ilkokuldaki zorbalar, hayatınıza birbiri ardına girip çıkan itler... Hiçbiri sizin kadar zalim değil. Hiçbiri sizin kendinizden ettiğiniz kadar nefret etmiyor sizden. Biz ne yazarsak yazalım da etkisi saman alevinden hallice olacak; bilgisayarın/telefonun başından kalkana kadar bile idare etmeyecek sizi.
Zayıflık da insan doğasına ait, güçten düsmek de insanlar için. Hayatı boyunca sevecek başka bi şeyi olmamış bi insanı suçlayamam şu haliniz için. İlkokul öğretmeniniz, yurt dışından gelen akrabalar... size bi anlıgına da olsa güven, sevgi aşılamış önem atfetmiş herkesin gidişine şahit olmuşsunuz. Size de köleliğinizden başka sevecek bi şey kalmamış. Bi noktadan sonra da onları hak etmediginiz sonucuna varmıssınız zaten, şu anda da yokuş aşagı gitme arzusundasınız. Bi noktada bitsin istiyosunuz muhtemelen, yorulmuşsunuz.
İlk bakışta sevgiyi seksle satın almaya çalıştığınız söylenebilir mesela ama bence durum bu değil. Sevmekten-sevilmekten umudu keseli çok olmuş. Ama seksi elde edebileceğinizi biliyosunuz, onun pesinden gidiyosunuz. Ten hafızasıyla bağlantılı oldugunu düsünüyorum biraz da.
Biz her zaman buradayız, seve seve de destek oluruz ama sizin elle tutulur bi yardıma ihtiyacınız var. Düzenli uzman yardımı olmadan şu aşamada yapabilecek çok da fazla bi şey yok. Günlük hayatta fiziksel temasınız oldugu birileri ya da en azından. Hani kızın yerden yere vurun demissiniz ya inanın bu seviyede ne sevsek ne dövsek işe yarayacak malesef.