- 3 Mart 2016
- 18.150
- 76.558
- 598
- Konu Sahibi Yokuspokus
-
- #41
Neden en ufak eleştiriyi yıkıcı eleştiri olarak algılarsınız gerçekten bilemiyorum. Biraz daha açık yazmalıyım diye yapıcı algılamak varken... Her neyse konu sahibi, sorun eşinizin dengesizliği sanırım. Eğer sizi bu tip davranışlar ile geriyorsa hastalığınızı ele almanıza gerek yok, bu tip şeylerden bipolar olmayanlar da rahatsız olur. Sıkıntı sizin hastalığınızda değil yani. Bipolar olarak değil karısı olarak konuşup incindiğinizi açıkça anlatabilirsiniz. Eğer sizi sevip önemsiyorsa "kırıcı davranmışım, o bipolar olduğuna göre daha da çok kırılmıştır" vb. iç muhasebe ile zaten davranış değişikliğine gidecektir. Bipolar olduğunuz için değil, kırıldığınız için çaba gösterirse kıymeti var zaten. Aksi takdirde bir ömür birşeyi yaptırmak için somut nedenler sunarak yaşamanız gerekir ki, yıpranırsınız.
İğne olayını söylememişsiniz, söylesem elime ne geçecek diyorsunuz, bu mantık bana göre feci yanlış mesela. Sadece "ah canım" dese bile güzeldir, bir şeydir. Sizi anlaması için bir adımdır. Şu an her şeyi doğru yapmıyordur ama hissettiklerinizi gördükçe belki bir sonrakinde bir şeyi farklı yapar. Önemli olan ne yaşadığınızı, hissettiğinizi bilmesi.
Fit olma savaşları konunuzu da biliyorum. Orada eşiniz hakkında daha çok bilgi vermişiniz, sadece şu konuya bakınca çok bir şey anlaşılmıyor gerçekten. Ama oradaki eş profiliyle şu konuyu birleştirince, benim anladığım, siz kendi kendime yeteceğim diye eşinizi psikolojik durumlarınızdan o kadar izole etmişsiniz ki, adam da bu konuda rehavete kapılmış, salmış. İhtiyacı olan şey sürekli bir hatırlatmaysa, gitsin dövme yaptırsın bir yerine.
En başından “gizleyerek” yanlış yapmışsınız zaten.
Beraber bir yola çıkmışsınız ikiniz de birbirinize destek olmalı. O sizin manik döneminizde hissettikleriniz karşısında tolere edici olmalı, belki de siz onun karakteri gereği olan mıymıylığına tolere edici olmalısınız. Bunun illa bir hastalığa da bağlanmasına gerek yok.
Ben sevgilime sorunlarımı açtığımda, düşüşler yaşadığımda başlarda güçlü durmaya çalışsam da bir süre sonra ondan destek almak için kendimi açıkça attım önüne. Ve bu bana iyi geldi. Bu ona ağır gelip sıkacaksa da kapı orada gidebilirdi.
İnsanlar sorunlarını karşı tarafa yıkmakla sorunları karşısında boğuşurken elinden tutulmasını karıştırmazsa hiçbir problem olmaz.
Ben güçlüyüm, hastalığımla ilgili her şeyi kendi başıma aşarım düşüncesi sezdim biraz. Süper kahraman olmaya gerek yok. Eşinizin sizi anlamasına ihtiyacınız varsa bunu paylaşacaksınız elbette. Bunun hastalığı kullanmak olduğunu sanmıyorum.
Bipolar bozukluk hastası biriyle evlenmek üzere olan biri olarak söylüyorum. Onu anlayamadığım oluyor ve bana açık olmayacağını düşündüğümde tedirginlik yaşıyorum. Eşinizden sizi her anlamda, koşulsuz şartsız anlamasını beklemeyin. Yıllar önce yapılmış bir doktor görüşmesi, sonrasında hastalığıyla ilgili herhangi bir sorun yaşamadığını düşündüren bir eşi anlamak için yeterli olmayacaktır. Arada dürtüklemek gerek bence. :)
Çok net söyleyeyim, yakınlarına hele ki eşine karşı duygularını, rahatsızlıklarını içinden yaşayan insanları ben anlamıyorum.
Bu adamlar bizim düşmanımız değil, rakibimiz değil.
Mutsuzsam mutsuzum derim, hastaysam hastayım derim.
Basit bir şey, menisküs yırtığım var, eşim varsa çömelmeli-sandalyeye çıkmalı şeyleri ona söylerim ilerlemesin diye.
Onun aklına gelmez, doktora gitsem noldu demeyi unutur.
Ama niye gurur yapayım ya hu kocam bu adam benim, elbette unuttukça hatırlatıcam kendi konforum için.
Bu kullanmak değil.
Kullanmaksa da kullanmak, benim mantığım bunu buyuruyor.
Niye bu kadar içinizde yaşadınız, iğne yaptırdığınızı bile neden söyleme gereği hissetmesiniz anlayamıyorum.
Unutulur elbette. Siz göstermeyince anlaması gerçekten zor oluyor. Açık olmak iki tarafın da işini kolaylar bence. :)Teşekkür ederim yorumun için.
Arada atlamışım, 6 sene değil 3 sene olacak hamilelik sürecimde de konuşuldu bu konu elbette.
Ama üç sene de unutulmasına elbette yeter. Biraz da Onun davranışları beni bu yola itti diyebilirim Biyas ama bu kadar görünmez hale getirmemeliydim haklısın, arada dürtüklemek lazım yoksa aynı yolda birimiz sağa oturmuş birimiz sola oturmuş bakıştığımızla kalıyoruz.
Öncelikle hastalığınız hakkında pek bilgim olmamakla birlikte acil şifalar diliyorum.Bedeniniz,ruhunuz,kalbiniz için.
Yazdıklarınızdan hissettiğim sanki siz bu durum için kendinize fazlasıyla yükleniyor,tek başına üstesinden gelmeye çalışıyor,hatta bazen de suçluyorsunuz kendinizi.
Bence bunu yapmayın.Karşısında güçlü durmaya çalıştığınız insan sizin hayat arkadaşınız.Öyle ki baştan böyle söz veriyoruz yuva kurarken.İyi günde,kötü günde,hastalıkta, sağlıkta..
Yani misal;benim eşimin Allah korusun şeker hastalığı var diyelim,o günden sonra artık benim de şeker rahatsızlığım var demektir.Onun yediğine içtiğine,aç kalmamasına, ilaçlarını almasına onun kadar bende dikkat ederim.
Lakin insanız biz bazen hayat telaşında unutup,gözden kaçırabiliriz.
Ee böyle durumda da kocam bana 'ben iyi değilim' demezse farkedemeyebirim kötü olduğunu.
Velhasıl eşinize baştan anlatmış olsanızda ,arada doktorunuz anlatıyor olsada siz kötü hissettiğinizde ve sizin kötü hissetmenize sebep olduğu vakitlerde eşinize tekrar ve tekrar anlatın,durumunuzu ona yansıtın,bu hastalığı kullanmak değil arz-ı haldir.
Ben çok hassas bir insanım mesela,yani evlenince, özellikle doğum sonrası yaşadığım bazı zor günlerden kalma bir tahammülsüzlük ve kırgınlık taşıyorum.
Ve ben böyle bir ruh haline girince (ayda iki veya üç olur) önce biraz yalnız kalıp ağlarım,yazarım,bir cigara yakmak ister içim onu sakinleştirip kahvemi içtikten sonra yan odadaki hayat arkadaşıma anlatmaya giderim.Zaten o defalarca sormuş olur ama artık biliyor ki ben en son günün sonunda zihnimi,derdimi toplayıp ona gideceğim.
Anlatamadığım şeyler de var,kendime bile anlatamadığım şeyler var,ailemle ilgili anlatmam dediğim şeyler var ama mesela en azından ondan sonra gelen,bazı kısımlarında onun sessizliğinden üzerime yapışmış yaralar var.
'beni sizler delirttiniz sevgili kayın ailem' ile başlayan bir girizgah sonrası,nerede kırıldım,nerede güvenim eksildi,neden ikinci kez anne olmaktan korkar oldum, güvercinlerin gerdanlığı ne kadar da hüzün verici gibi gibi bütün geriye kalan ne varsa anlatırım :)
Eşim ketum biridir, hamdolsun kimseye anlatmadıklarını bilirim,hatta artık sussa da bilirim.
Fakat keşke o da susmasa.
Kırgın olarak,bizi anlamasını uzaktan bekleyerek yaşadığımız her sessizlik bence sadece hayal kırıklığı oluyor.
Bence biraz kendinizi açın,bu sıra iyi hissetmiyorum, geçen iğne olmak durumunda kaldım, sigarayı da bırakmak niyetindeyim,fakat senin de bazı tavırlarınla birlikte kendimi daha bir zorda hissediyorum, desteğine ihtiyacım var gibi.
Ne çocuğunuzun,ne kendinizin sorumluluğunu tek başına almayın.
Yuva kurmak bütün olmaktır bence, eşinize anlatın,unuttuysa hatırlatın ki o da sizin için elinden geleni yapabilsin.
Kolaylıklar diliyorum.
Unutulur elbette. Siz göstermeyince anlaması gerçekten zor oluyor. Açık olmak iki tarafın da işini kolaylar bence. :)
Ne gibi davranışları böyle davranmana sebep oldu?
Evet başak. :/
Burçları merak ettirip, baktıracak türden bir başak kendisi. Ama şunu da derim, uyumuna uyumlu, sorumlu bir adam.
İşte bazı konularda beni ekstra germeyi ve doldurmayı başarıyor. Aynen, o kadar kendine odaklı ki benim takım olmayı umduğum konularda, memnun ya, memnun olunmayacak yerde memnun. Ama bir yandan da memnun olduğuna takılıyor. Anlamadım gitti "İstediğin bu ise gel, istemiyorsan net söyle"
Bir oyalama hali...
Bu beni tembelliğe iten etkenlerden birisi oldu. Burada salt eşime incindim diye de düşünülmemeli, ben kendime de öfkeliyim "Seni bu kadar etkileyip, olumsuz değiştirmesine izin vermemeliydin" diye ama nasıl anlatabilirim bilmiyorum dengesizliğime dengesizlik katıyor bıktırıyor ve cidden bunu bana yapmaması, net olması gerektiğini biliyor arkadaşım. Bir insan arada kendini sevebilir mutlu, enerjisi yüksek zamanindadir, ya da modu düşüktür o gün kendini beğenmeyebilir bunu anlamayacak, karşımda tek tip insan görmeyi umacak kadar gerizekalı da değilim, sorun şu ki "Bana tutunma o zaman"... "Bana spora başlasam mı, gelirim ya sen bi başla, yok hemen değil, haftaya, öbür aya, yarına" deme abi, sonra "Gerek yok ya, aslında senin de hiç ihtiyacın yok biliyor musun?" deme, sonrasında "Devam et tabi sağlıklı yaşam, ben de gelirim, tamam söz haftaya" deme, onun ardından "Amaaan ben iyiyim, öylesine gelirsem gelirim" deme, sonra da ben bırakınca üzerimde hiçbir etkin yokmuş gibi "Sen bıraktın kaçtın" deyip çekilme...
Ya tam çık alanımdan, ya tam gir. Böyle olunca planından sapınca ifrit oluyorum. Bir sürü ayrıntı verdim konuda, konunun ilk hali basit bir diyalogdan ibaret gibi geliyor da, bu hayat tarzı olmaya doğru giden bir şey ve sinirleniyorum da birikince, anlatma,üzerine motive edici muhabbet ve üzerimden atma ihtiyacı hissediyorum.
Arkadaşlarıma anlatsam bana bir faydaları olmayacak, taraflı davranacaklar, objektif görmeyecekler.
Anneme anlatsam öyle muhabbet arasında, Allah korusun annem "Zaten" lafı ile bir başlar ne ergenliğimi koyar ne bir şeyimi, babama anlatsam etkisiz eleman, kardeşimle öyle dertleşelim desem laf arasında kızın işi gücü var niye vaktinden çalayım? Buraya basitçe açıyorum sonra bir de burada geriliyorum
Anlıyorsun değil mi? Yani Anladım diyen birini görünce çok sevinir oldum vallahi sarılasım geldi sana.Teşekkür ederim yorumun için, koltukta görüyorum gömülü, e bu adam bana böyle demedi mi daha bu sabah...
Falan filan...
Aynen öyle yapmanız gerekiyor. Ilk cocugumda herseye yetisiyordum ikinci de de saglik sorunlarım olsa da her şeye yetişemeye çalışıyordum ama bir yerde tıkandı fibromiyalji karpal tünel ve zor bi doğumdan kalan panik atak. Eşime tabiri caizse tek tek gözüne soka soka halimi anlattım fizyolojim hala berbat ama en azından üzerimdeki yük hafifledi ve tepkileri azaldı tavsiye ederim yoksa bi iğneyle halledemediginiz bi zaman gelmez umarım ama gelirse de keşkeleriniz olmaz. Bir de esiniz bu durumu en bastan beri biliyormus kullanmak değil sizin yapmayı düşündüğünüz kendi dev gururumuza yedirip halimizi arz etmekYük paylaşmak, olduğu gibi aktarmak konularında biraz da ümidi kesiyorum eşimden, bazı davranışları ve sohbetlerimizden, onun da etkisi oluyor; illa içinde "Hastalık" kelimesi mi geçirmem gerekiyor, incili leoparlı hunimle oturup "Al buyur bak" mı demem gerekiyor diyorum. :)
Doğru diyorsunuz, ne diyeyim, ne desem fazla gelecek gibi.
Yorumlarınız için teşekkür ederim.
Yani bilemedim,eş dediğin hayat arkadaşı değilmidir? Neden kendini bu denli zora sokuyorsun,gizli gidiyorsun doktora.
Aynı evi paylaştığın insan bu durumu bilmeli,zayıf yanını göstermek istemiyorsun ama o senin düşmanın değil ki.
Bence oturup konuşmalısın,"bak 6 sene önce doktorumla konuşmuştun,şu an kendimi iyi hissetmiyorum,bana destek ol "minvalinde,eşin de ona göre davranır. Sen güçlü,iyi görünmek için bu kadar mücadele etmek zorunda kalmazsın.
Hayatını zorlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor emin ol şu an sergilediğin duruş.
Her zaman güçlü,dirayetli olamazsın,arada yardıma ihtiyacın olabilir,gözardı etme bunu.
Ama erkekler bizim gibi değil,inan bana değil.Zayıf yanımı göstermemek değil, için için küsmek denir benimkine Choccy.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?