- 29 Ağustos 2011
- 2.272
- 9.712
-
- Konu Sahibi Bana Diyor Nau Nau
- #61
Bence o sebeple işte. Fark etmiyor ama özellikle açken dozu artıyor. Genel bir huy yani. Beraberinde yaşayanlar için gerçekten zor.Valla yeni piknikten kalkmıştık.
Tıka basa toktuk. Genellikle böyle.
Hem şeker hem tiroid hastası.
Bizler de psikolojik hastayız.
Arkadaşım depresifti, kaygısı da tetiklenmişti. Psikolog terapiye başladı, kaygıyı tetikleyenin eşi olduğunu tespit etmiş. Şu anda eşi de kaygısı için tedavi görüyor. Arkadaşımın tek başına tedavi görmesi anlamlı değildi, sonuçta eşinden dolayı yine maruz kalacaktı.
Babanızın kontrollerinde de belki dahiliye doktoruna çıtlatabilirsiniz. Randevu alırlar not düşülüyor.
Büyük diye terör estirme hakkı yok.
Gelmezse gelmesin.
yoo hiçbirşeyleri yokBabanız şeker ya da tiroid hastası falan mı? Bu kadar sinirlenmesi, bağırması hiç normal değil. Arabanın bozulmasına canı sıkılmış olabilir ama bu size bağırma hakkını vermez. Siz de insansınız, o bağırınca bağırmışsınız. Hele de çocuğun yanında hiç hoş olmamış. Baba işte atılmıyor da. Yalnız mümkünse uzak oturun, bu kadar dip dibe olmayın. Eşinize de üzüldüm.
Bak ne güzel piknik diyorsun, pikniğe neden gidilir? Hem kafa dağıtmak hem keyif yapmak için, piknik keyiflendiğin bir aktivitedir ama daha pikniğe giderken hepinizin eli ayağı birbirine giriyor babanın eleştirilerine maruz kalacaksınız diye.O zaman bu durumda alttan almıyorum.
Bunu özellikle oğlum için yapacağım.
O da çünkü dede böyle yapma dedi.
Oğlum açısından bu kadar detaylı düşünmemiştim.
Kesinlikle bunun için terapi alacağım.
Bu sarmaldan kurtulmam lazım.
Mesela pikniğe giderken annemler önden gidiyordu.
Evde bir şey unutmuşlar, geri döndüler.
Kardeşim aradı dedi ki siz masa tutun geliyoruz.
Elim ayağım buz kesildi ya.
Alt tarafı masa seçeceğiz. Beğenmezse, eleştirirse, laf ederse diye... Ki kesin ederdi.
Bu laf etmeler bağırış çağırış değil bu arada. Basit cümleler. Mesela "Daha gölge bir yeri seçseydiniz ya kızım." gibi.
Ben içten içe gerildim. Meğer eşim de gerilmiş.
Ormanda dolandık. Masa beğenemedik. Babanlar gelseydi onlar seçseydi dedi eşim.
Sonra babamlar geldi ve biz o kadar rahatladık ki masa seçmeyeceğimiz için.
Uzman desteği almıyorum.Bak ne güzel piknik diyorsun, pikniğe neden gidilir? Hem kafa dağıtmak hem keyif yapmak için, piknik keyiflendiğin bir aktivedir ama daha pikniğe giderken hepinizin eli ayağı birbirine giriyor babanın eleştirilerine maruz kalacaksınız diye.
Annen kızar bağırır diye eşine çok basit bir soruyu dahi soramıyor, sen babanla haklı olarak ters düştün diye annen seni tenkit ediyor, ki annen de sana alttan alta aman idare edin’i öğretmiş muhtemelen çocukluğundan beri maruz kalmışsın buna, ürkek de bir yapın varsa bu sende endişeli kaygılı ve hemen strese giren bir karakter oluşmasına sebep olmuş senin kaygıların eşini de etkilemiş, sanırım o da baskın bir karakter değil baskın olsaydı kayınpederle çok çatışırdı ve yan yana oturmak yerine evi farklı bir yere taşırdı.
Kendin de yazmışsın hepimiz psikolojik hastayız diye, ki açtığın bazı konuları da biliyorum hep bir panik hali, yetersizlik hissine sıkışıp kalmışlık var sende, bu da bence annenin babana karşı pasif ve sinmişliğini sana da yansıtması, babanın hep ben haklıyım ve mükemmeliyetçi tavrının seni yetersiz hissettirmesiyle alakalı.
Uzman desteği alıyorsundur lakin çocukluk dönemini de irdelemenizi tavsiye ederim, kilit nokta baban gibi görünüyor.
Annenize, size ama en çok da eşinize üzüldüm. Hadi sizler alıştınız huyuna, suyuna diyelim, eşinize yazık değil mi? Adamın eli ayağına dolanıyor, sinir, stres oluyormuş. Babanızın (yada sizin) ne hakkınız var eşinize bunları yaşatmaya? Babanız bu hakkı/haddi nerden buluyor? Yada ben sırf eşimin babası diye neden bu hallere düşüyorum???Dün sadece ama sadece iş yerinde çok yorulduğu için eve dehşet sinirli gelmiş.
Annem yarın pikniğe gidecek miyiz diye soramamış bile.
Bana sordurdu. Mesaj attı sen sorar mısın diye.
Düşünün.
Annenize, size ama en çok da eşinize üzüldüm. Hadi sizler alıştınız huyuna, suyuna diyelim, eşinize yazık değil mi? Adamın eli ayağına dolanıyor, sinir, stres oluyormuş. Babanızın (yada sizin) ne hakkınız var eşinize bunları yaşatmaya? Babanız bu hakkı/haddi nerden buluyor? Yada ben sırf eşimin babası diye neden bu hallere düşüyorum???
Benim tek tavsiyem babanıza stres topu olmayı, kum torbası olmayı biran önce bırakmanız yönünde. Belli ki sesiniz çıkmadıkça daha da beter olmuş babanız.
Bence de bir an önce başla, kırdım mı, kötü evlat mıyım, haklılığını sorgulama gibi duygulardan kurtulursun, ayrıca senin terapi alman çocuğuna da olumlu yansır, ben bile şurada birkaç konunda yazı dilinden dahi stresini, panik hallerini hissediyorsam oğlun haydi haydi hissediyordur ki hissetmeseydi 2,5 yaşındaki el kadar çocuk kaygı terapisi almazdı Nau.Uzman desteği almıyorum.
Ama başlayacağım.
Tespitlerin o kadar doğru ki Mune abla
Şu haklı olduğum konuda bile onu kırdım mı vs korkusu vR
Eşimle en büyük korkumuz buydu. Bu olay cidden iyi oldu. Her önlemi alacağım oğlum içinsen ister misin evladının ömür boyu kaygılı endişeli ürkek bir çocuk olmasını?
Bu kadar geriliyor eşinizi ve sizi de geriyor ise biraz mesafe iyidir babanız bile olsaSelam,
bugün ailecek pikniğe gittik. Eşim, oğlum, annem, kardeşim, ben ve babam.
Dönüşte bizim araba çalıştı ama babamın arabası çalışmadı.
Babam ve ben bizim arabaya bindik, evden çekme halatı almak için.
Ben kullanıyordum, babam yanımdaydı.
Yol boyunca kızdı.
Arabası bozuldu ya. Onun gerginliğini benden çıkardı.
yol 10 dk.
Dur, git, hızlı git, yavaşlasana, sağa dönsene...
Yani araba mı kullandım dayak mı yedim bilmiyorum.
"Sen istersen gözlerini kapat uyu eve varınca söylerim" dedim.
En son sağa dönmeden önce araba var mı diye aynaya baktım.
3 saniye mi ne sürdü yani.
Köpürdü. Neden solda kalmışım, neden sağa dönmüyormuşum, ne biçim araba kullanıyormuşum.
Ben de patladım artık.
"Senin arabanı ben bozmadım. Ona gerildin ama acısını benden çıkarma dedim."
Arkada 2.5 yaşında oğlum oturuyor. O bile "Dede böyle yapma." dedi.
Ben çok iyi araba sürüyorum en son 13 saat şehirlerarası sürdüm dedim.
Sürmüyorsun dedi.
En son "Senle araba sürerken yanyana olmayı hiç sevmiyorum, keşke sen kullansaydın veya arkaya otursaydın dedim."
Hala bana diyor ki "İzah et bana, neden sağa dönmüyorsun." diye bağıyor.
Aynaya bakmadan nasıl döneyim dedim.
Neyse sesler biraz yükseldi. En son evin orada küstü indi arabadan gitti.
Buraya kadar kendimi yüzde yüz haklı görüyordum ki annem son bombayı attı "Haklısın ama senin de sesin yükseldi."
Yarın yemeğe alacaktım annemleri, kesin babam gelmeyecek küstüğü için. Küsünce yemeğe asla gelmez.
Sabah pikniğe giderken de anneme bağırmış çağırmış.
Genelde yorgun olunca, trafik sıkışıksa vs. işten eve sinir küpü olarak gelir.
Durduk yere bağırır.
Bazen durur düşünürüz bizim suçumuz ne, ne yaptık da acaba bağırdı diye.
Bazen de sorarız ne oldu neden bağırıyorsun diye.
Yoruldum işte der.
Eee? Bizlik durum ne?
Kısacası kendimi b.k çuvalı gibi hissediyorum annem sağolsun.
O son lafı demeseydi içim rahattı.
Sizce haksız mıyım?
Bir örnek vermek istiyorum.
Bir örnek
Pikniğe biz eşimle önden gittik.
Eşim dedi ki Gelip masayı onlar seçsin. Çünkü gerildi.
Ben de gerildim. Yolda yavaş sürdüm belki önce onlar gider diye.
Çünkü masayı beğenmez, laf ederler diye gerildik.
Genelde böyle geriliyoruz.
Bir an önce harekete geçmelisin, olayda babanın seninle tartışıp yermesinden daha fazla oğlunun dedesine gösterdiği tepki etkiledi beni, çocuk çok etkileniyor biz 2,5 yaşındaki bebeleri dikkate almıyoruz belki ama şu an o kuzucuğun karakteri oluşuyor, bu yaşlarda anne-baba, dede, anneanne, babaanne vb yakın ilişkide olduğu herkesten aldıkları karakterine yansıyacak bu gelişimi en fazla 7 yaşına kadar, sonrasında çocuğunun kişiliğine yerleşmiş şeyleri istesen de değiştiremezsin, birikimlerin patlamasını da ergenlik dönemine girdiğinde yaşarsınız, hele de erkek çocuğu ergenliğinin çoğunlukla kızlarınkinden daha şiddetli olduğunu düşünürsek, babanla dün ondan öncesi yaşananlar ve bundan sonrası yaşanacakları anlık düşünme çünkü çocuğun için anlık değil.Eşimle en büyük korkumuz buydu. Bu olay cidden iyi oldu. Her önlemi alacağım oğlum için
Babamda da şeker var. Tarif ettiğin gibi delirtir o da. Ben de cevabını veriyorum. Bir kere şey demişti eskiden, ben şeker hastasıyım istediğim kadar sinirlenirim bağrırım çağırırım susacaksınız. Yok yaaa dedim cevabını veriyorum kusura bakmasın. Hastalığa vurup vurup delirticekler karşılarındakiniValla yeni piknikten kalkmıştık.
Tıka basa toktuk. Genellikle böyle.
Hem şeker hem tiroid hastası.
Bizler de psikolojik hastayız.
Bir an önce harekete geçmelisin, olayda babanın seninle tartışıp yermesinden daha fazla oğlunun dedesine gösterdiği tepki etkiledi beni, çocuk çok etkileniyor biz 2,5 yaşındaki bebeleri dikkate almıyoruz belki ama şu an o kuzucuğun karakteri oluşuyor, bu yaşlarda anne-baba, dede, anneanne, babaanne vb yakın ilişkide olduğu herkesten aldıkları karakterine yansıyacak bu gelişimi en fazla 7 yaşına kadar, sonrasında çocuğunun kişiliğine yerleşmiş şeyleri istesen de değiştiremezsin, birikimlerin patlamasını da ergenlik dönemine girdiğinde yaşarsınız, hele de erkek çocuğu ergenliğinin çoğunlukla kızlarınkinden daha şiddetli olduğunu düşünürsek, babanla dün ondan öncesi yaşananlar ve bundan sonrası yaşanacakları anlık düşünme çünkü çocuğun için anlık değil.
hamilelik dönemindeki kaygılı hallerini, paniklemelerini bildiğim, yıllardır burada vakit geçirmelerimiz sebebiyle sanki 40 yıldır tanışıyormuşuz gibi hissettiğim sevdiğim hatunlardan birisin, yazarken kırıyor muyum oğlun üzerinden konuşup üzüyor muyum diye de düşüne düşüne yazıyorum lakin içimde de tutamıyorum, babana çok kızdım, senin çocukluğunu ve yetişkinliğini öfkesiyle talan ettiği için, yaptıkları torununu da etkilediği için, anneni belki 40 yıldır aynı yastığa baş koyduğu kocasına basit bir soruyu sormayacak hale getirdiği için.O kadar haklısın ki
İleride pişman olmamak için yapmam lazım