- Konu Sahibi Reyhan_98_
-
- #41
Okumak ile kalmayıp birde okuduğunuzu anlasanız keşkeHerkese merhaba. Ben 23 yaşındayım lise mezunuyum. Kitap okuyorum, tarih tartışmayı çok severim. Sosyal medya kullanmayı bıraktım,sadece kitap okumaya verdim kendimi. Olabildiğince okumaya çalışıyorum. Cahil kalmamak için. Dil kursuna yazılıcam almanca öğrenmek istiyorum veya fransızca. Üniversiteye maddi sebeplerden ötürü gidemedim. Şuan fabrikada çalışıyorum, kendi paramı kazanıyorum. Kimsenin eline bakmıyorum ama fabrikada çalıştığımı söyleyemiyorum kimseye. Böyle alt sınıfmışım muamelesi görmekten korkuyorum. Cahil biri olduğumu düşünmüyorum inanın üniversite okuyan ama sadece sevgili yapmak için giden arkadaşlarım dolu var. Nedense bu konuda çok çekingenim.
Açık konuşayım, istisnalar var ama bir erkek bana fabrika işçisiyim dese anında engeli basarım.gerçi daha diyemeden engeli basarım.paçalarından kalitesizlik akıyor çünkü.bu durumun fabrika işçisi olmakla doğrudan bir alakası yok aslında, evet bu devirde ünıversiteye bile gitmeyen bir erkek aşırı kalitesiz oluyor.okumayı yazmayı bile bilmeyen bir sürü erkek denk geldi bana.eğitimlide doğru dürüst kaliteli adam anca çıkıyor.okumamışlarım bildiğin okuma yazması bile yok.o derece uçurum var arada.üniversite okumak birşey katmıyor falan diyenlere zerre katılmıyorum.eğitim seviyesi tartışılır geliştirilir ama arada resmen uçurumlar oluyor.bir mesajından adamın üniversite okuyup okumadığı anlaşılıyor.selam verişinden bile.ee hiç de dedikleri kadar kalitesiz değil demek ki üniversitelerimiz.bu arada siz kendinize diyorsunuz ya alt kademe miyim diye ? Yargılanmamak istiyorsunuz, ama siz de kendi üniversiteye giden arkadaşlarınızı yargılıyorsunuz.hani derler ya o... olacaksa bari okumuş o.... olsun. O derece önemli.üniversite havası diye birşey var.ne amaçla gidilirse gidilsin.ben hâlâ üniversiteye giden kişilere saygı duyuyuorum.bir işe yaramıyor, eğitim kalitesi çok düşük diyenlere de katılmıyorum.haa tabi siz istisnalardan olabilirsiniz, her konuda istisnalar vardı.ama çok da kaliteli birinin de fabrika işçisi olduğunu duymadım hiç.aman hepimiz insanı, aman hepimiz eşitiz, aman önemli olan kendini gekiştirmek tarzı saçma klişelere katılmıyorum.kaliteli ve kalitesiz insan ayrımı vardır ve olması gerekir.kendinize yakıştıramakta haklısınız yani.Herkese merhaba. Ben 23 yaşındayım lise mezunuyum. Kitap okuyorum, tarih tartışmayı çok severim. Sosyal medya kullanmayı bıraktım,sadece kitap okumaya verdim kendimi. Olabildiğince okumaya çalışıyorum. Cahil kalmamak için. Dil kursuna yazılıcam almanca öğrenmek istiyorum veya fransızca. Üniversiteye maddi sebeplerden ötürü gidemedim. Şuan fabrikada çalışıyorum, kendi paramı kazanıyorum. Kimsenin eline bakmıyorum ama fabrikada çalıştığımı söyleyemiyorum kimseye. Böyle alt sınıfmışım muamelesi görmekten korkuyorum. Cahil biri olduğumu düşünmüyorum inanın üniversite okuyan ama sadece sevgili yapmak için giden arkadaşlarım dolu var. Nedense bu konuda çok çekingenim.
Açıkcası ben de okumadım ama kendimi okadar geliştirdimki kaç okumuşa bin basarım diye kendini övenlerin kompleksli ve yetersiz hissetiklerini düşünüyorum ve hiç de anlatıkları kadar aydın olduklarına şahit olmadım. Varsa da öyle insanlar sayıları azımsanacak kadar az olduğundan istisnalar kaideyi yine de bozmaz. Başka toplumda da duymadım zaten okumadım ama kendimi çok geliştirdim diyen birini.Açık konuşayım, istisnalar var ama bir erkek bana fabrika işçisiyim dese anında engeli basarım.gerçi daha diyemeden engeli basarım.paçalarından kalitesizlik akıyor çünkü.bu durumun fabrika işçisi olmakla doğrudan bir alakası yok aslında, evet bu devirde ünıversiteye bile gitmeyen bir erkek aşırı kalitesiz oluyor.okumayı yazmayı bile bilmeyen bir sürü erkek denk geldi bana.eğitimlide doğru dürüst kaliteli adam anca çıkıyor.okumamışlarım bildiğin okuma yazması bile yok.o derece uçurum var arada.üniversite okumak birşey katmıyor falan diyenlere zerre katılmıyorum.eğitim seviyesi tartışılır geliştirilir ama arada resmen uçurumlar oluyor.bir mesajından adamın üniversite okuyup okumadığı anlaşılıyor.selam verişinden bile.ee hiç de dedikleri kadar kalitesiz değil demek ki üniversitelerimiz.bu arada siz kendinize diyorsunuz ya alt kademe miyim diye ? Yargılanmamak istiyorsunuz, ama siz de kendi üniversiteye giden arkadaşlarınızı yargılıyorsunuz.hani derler ya o... olacaksa bari okumuş o.... olsun. O derece önemli.üniversite havası diye birşey var.ne amaçla gidilirse gidilsin.ben hâlâ üniversiteye giden kişilere saygı duyuyuorum.bir işe yaramıyor, eğitim kalitesi çok düşük diyenlere de katılmıyorum.haa tabi siz istisnalardan olabilirsiniz, her konuda istisnalar vardı.ama çok da kaliteli birinin de fabrika işçisi olduğunu duymadım hiç.aman hepimiz insanı, aman hepimiz eşitiz, aman önemli olan kendini gekiştirmek tarzı saçma klişelere katılmıyorum.kaliteli ve kalitesiz insan ayrımı vardır ve olması gerekir.kendinize yakıştıramakta haklısınız yani.
O sınava girip, tarihleri takip edip, kayıt yaptırmak bile fark ediyor.hiç mi üniversiteden daha düşük eğitim seviyesinde insanlara denk gelmediniz.okumayı yazmayı bile bilmiyorlar. Kafa o kadar boş ki konuşacak konu bile bulamıyorlar.Üniversite okumak eğitim hayatında kendini geliştiren, gerçekten çalışan için fark yaratır. Yoksa afedersiniz ama en gerizekalı insan bile üniversite bitiriyor, toplama çıkarmayı bilmeyen, barajı geçememiş insanlar üniversite mezunuyken '' ben şu bölümü okudum, lisans bitirdim '' demenin çokta bir önemi yok. O yüzden sınıf farkı olarak düşünmeyin bunu. Kendinizi geliştirip, kitaplara yakın olmanız değerli.
Mesajın başını okudum, tam cevabı yapıştıracaktım ki devamı geldiAçıkcası ben de okumadım ama kendimi okadar geliştirdimki kaç okumuşa bin basarım diye kendini övenlerin kompleksli ve yetersiz hissetiklerini düşünüyorum ve hiç de anlatıkları kadar aydın olduklarına şahit olmadım. Varsa da öyle insanlar sayıları azımsanacak kadar az olduğundan istisnalar kaideyi yine de bozmaz. Başka toplumda da duymadım zaten okumadım ama kendimi çok geliştirdim diyen birini.
Elbette üniversite okumak fark ettiriyor. Özellikle ben bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum profesör, doçent ünvanı almış gerçekten bilgili hocalardan ders aldık. Onları dinlerken bile '' bilmediğimiz ne çok şey varmış '' diyorduk. Yalnız benim bahsettiğim şey bu değil. Ayrıca '' kayıt yaptırmak bile fark ediyor '' ifadesi çok anlamsız. Niye fark etsin? Barajı geçememiş, iki kelimeyi bir araya getiremeyen, dersle alakası olmayıp okula sadece aileden kaçmak için gelen birini ne okul eğitebilir, ne başka kurum. İstemedikten sonra, kafa başka yerlerde ise boş. Sınıfta okey oynamaya giden zibidiler, sürekli devamsızlık yapan öğrencilere profesörde hiçbir şey katamaz.O sınava girip, tarihleri takip edip, kayıt yaptırmak bile fark ediyor.hiç mi üniversiteden daha düşük eğitim seviyesinde insanlara denk gelmediniz.okumayı yazmayı bile bilmiyorlar. Kafa o kadar boş ki konuşacak konu bile bulamıyorlar.
Mesajın başını okudum, tam cevabı yapıştıracaktım ki devamı geldi. Olmuyor bacım nerede gezersen gez, hangi kitabı okursa oku, hangi kursa, hocaya gidersen git, hiçbir zaman düzenli eğitim hayatı gibi olmuyor.olmuyor yani. ne varsa bu okullarda öyle sihirli bir etkisi var.başka hiçbir şey yerini dolduramıyor.
Onu bile yapmayan o anlattıklarından da beter oluyor işte.nerde o eski disiplinli üniversiter. Daha eski zamanlarin üniversite mezunlarını çok merak ediyorum.Elbette üniversite okumak fark ettiriyor. Özellikle ben bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum profesör, doçent ünvanı almış gerçekten bilgili hocalardan ders aldık. Onları dinlerken bile '' bilmediğimiz ne çok şey varmış '' diyorduk. Yalnız benim bahsettiğim şey bu değil. Ayrıca '' kayıt yaptırmak bile fark ediyor '' ifadesi çok anlamsız. Niye fark etsin? Barajı geçememiş, iki kelimeyi bir araya getiremeyen, dersle alakası olmayıp okula sadece aileden kaçmak için gelen birini ne okul eğitebilir, ne başka kurum. İstemedikten sonra, kafa başka yerlerde ise boş. Sınıfta okey oynamaya giden zibidiler, sürekli devamsızlık yapan öğrencilere profesörde hiçbir şey katamaz.
Disiplin her şeydir. Ne yazık ki eski ciddiyet, disiplin yok. Bizde asla hocaya karşı saygısızlık yapamazdın, kopya çekmen imkansızdı mesela. Çünkü asla acımazlar direk disipline gönderirlerdi ki oda 6 ay uzaklaştırma demek. Bu riski tek bi öğrenci dahi alamadı. Ben yumuşak ve merhametin öğretmenlikte olmaması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle de üniversitede.Onu bile yapmayan o anlattıklarından da beter oluyor işte.nerde o eski disiplinli üniversiter. Daha eski zamanlarin üniversite mezunlarını çok merak ediyorum.
insan kendi kendine fark edemez ki neyi ne kadar katıp, katmadığını.İnsanlar alt sınıf, üst sınıf diye ayrılmaz. Ayıran da görgüsüzdür. Ama sosyolojik olarak alt gelirli, orta gelirli ve üst gelirli olarak ayrılır. Gerçi bizim ülkemizde son senelerde orta gelirli diye bir grup kalmadı. Bir kısım gittikçe zenginleşti. Çoğunluk yoksul hale geldi.
Ülkemizde üniversite çöplüğü var. Yığınla üniversite var, işe yaramayan diploma sahibi oluyorsun.
Benim kardeşim Bilkent İşletme mezunu. Genel olarak kızlar üniversitede koca bulduk bulduk. Sonrası zor düşüncesindeydi.
Ben eğitimci bir ana-babanın çocuğuydum. Üniversite okumayacaktım. Babam zorladı. Neye yaradı dersen genel kültürüm biraz artmıştır. Kampüs ortamı soludum. Üniversite de evliydim. Sosyalleşmek açısından çokta faydalanmadım.
Kimsenin seni küçük görmesine izin verme. Sen saygı duyulası bir şey yapıyorsun. Rızkını kazanıyorsun. Hayata bu kadar erken yaşta atılmanın ileri de çok faydasını göreceksin.
Evet çok eski zaman değil ama( 8 sene önce) bizim dönemde bile devamsızlıklara dikkat edilirdi.kotayı dolduranı acımadan bırakırlardı.şimdi bakıyorum daha hocayı tanımadan ders geçen kişiler var.biz hocalarla sohbet ettik, kaynaştık.zaten üniversitenin en büyük numarası o sıradışı ve elit kişilerle tanışmaktı.hepsi sıradışı değildi belki ama çoğu üniversitede ezberleri bozan, hayata farklı bir pencereden bakan, hafif çılgın, elit bir hoca çıkıyor.ufkunu açan, ufacık dünyandan çıkmanı sağlayan da bu kişiler oluyor.hâlâ hatırlarım bimem kim hoca da ne adamdı, ne kadındı, böylesini hayatım boyunca göremem diye.biz daha yanıbaşımızdaki insanlarla içten ve sağlam ilişkiler kuramazken, bazı hocalar koca sınıfta kiminle göz göze gelse ne düşündüğünü, ne hissettiğini anlıyordu.ne de olsa kaliteli insanlardı.sınıf ortamı diye birşey vardı yabi.insanlar bu tarz manevi şeyleri düşünemiyor maalesef.varsa yoksa para, işe yarayacak mı(!)Disiplin her şeydir. Ne yazık ki eski ciddiyet, disiplin yok. Bizde asla hocaya karşı saygısızlık yapamazdın, kopya çekmen imkansızdı mesela. Çünkü asla acımazlar direk disipline gönderirlerdi ki oda 6 ay uzaklaştırma demek. Bu riski tek bi öğrenci dahi alamadı. Ben yumuşak ve merhametin öğretmenlikte olmaması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle de üniversitede.
Altına imzamı atarım. Acı ama gerçek hepsi. Üniversite havasını koklamak bile çok şeydir. Aöf mezunları bile çok daha farklıdır örgün eğitim mezunundan.Açık konuşayım, istisnalar var ama bir erkek bana fabrika işçisiyim dese anında engeli basarım.gerçi daha diyemeden engeli basarım.paçalarından kalitesizlik akıyor çünkü.bu durumun fabrika işçisi olmakla doğrudan bir alakası yok aslında, evet bu devirde ünıversiteye bile gitmeyen bir erkek aşırı kalitesiz oluyor.okumayı yazmayı bile bilmeyen bir sürü erkek denk geldi bana.eğitimlide doğru dürüst kaliteli adam anca çıkıyor.okumamışlarım bildiğin okuma yazması bile yok.o derece uçurum var arada.üniversite okumak birşey katmıyor falan diyenlere zerre katılmıyorum.eğitim seviyesi tartışılır geliştirilir ama arada resmen uçurumlar oluyor.bir mesajından adamın üniversite okuyup okumadığı anlaşılıyor.selam verişinden bile.ee hiç de dedikleri kadar kalitesiz değil demek ki üniversitelerimiz.bu arada siz kendinize diyorsunuz ya alt kademe miyim diye ? Yargılanmamak istiyorsunuz, ama siz de kendi üniversiteye giden arkadaşlarınızı yargılıyorsunuz.hani derler ya o... olacaksa bari okumuş o.... olsun. O derece önemli.üniversite havası diye birşey var.ne amaçla gidilirse gidilsin.ben hâlâ üniversiteye giden kişilere saygı duyuyuorum.bir işe yaramıyor, eğitim kalitesi çok düşük diyenlere de katılmıyorum.haa tabi siz istisnalardan olabilirsiniz, her konuda istisnalar vardı.ama çok da kaliteli birinin de fabrika işçisi olduğunu duymadım hiç.aman hepimiz insanı, aman hepimiz eşitiz, aman önemli olan kendini gekiştirmek tarzı saçma klişelere katılmıyorum.kaliteli ve kalitesiz insan ayrımı vardır ve olması gerekir.kendinize yakıştıramakta haklısınız yani.
Açıkcası ben de okumadım ama kendimi okadar geliştirdimki kaç okumuşa bin basarım diye kendini övenlerin kompleksli ve yetersiz hissetiklerini düşünüyorum ve hiç de anlatıkları kadar aydın olduklarına şahit olmadım. Varsa da öyle insanlar sayıları azımsanacak kadar az olduğundan istisnalar kaideyi yine de bozmaz. Başka toplumda da duymadım zaten okumadım ama kendimi çok geliştirdim diyen birini.
Eğitime çok önem veriyorum, eğitimciyim zaten lakin insanları alt sınıf falan görmem fabrikada çalıştıkları için. AMA "ben lise mezunuyum kendimi yetiştirdim " ya da "biz hayat üniversitesinden mezunuz" gibi söylemleri çok basit buluyorum. O başka bir şey diğeri başka bir şey ; ifadesi güç aslında.. Şöyle diyeyim Lisede, orta oyununu öğrendiğin ya da açı problemi öğrendiğin için ilkokul mezununundan daha aydın olmuyorsun ya da o bunları bilmiyor dıye o senden daha cahil olmuyor.Lise hayat vizyonunu değiştiriyor ,tıpkı üniversite gibi. Fırsat ve imkan yaratabilirsen tabi ki tavsiyem Üniversiteye gitmen olur.Herkese merhaba. Ben 23 yaşındayım lise mezunuyum. Kitap okuyorum, tarih tartışmayı çok severim. Sosyal medya kullanmayı bıraktım,sadece kitap okumaya verdim kendimi. Olabildiğince okumaya çalışıyorum. Cahil kalmamak için. Dil kursuna yazılıcam almanca öğrenmek istiyorum veya fransızca. Üniversiteye maddi sebeplerden ötürü gidemedim. Şuan fabrikada çalışıyorum, kendi paramı kazanıyorum. Kimsenin eline bakmıyorum ama fabrikada çalıştığımı söyleyemiyorum kimseye. Böyle alt sınıfmışım muamelesi görmekten korkuyorum. Cahil biri olduğumu düşünmüyorum inanın üniversite okuyan ama sadece sevgili yapmak için giden arkadaşlarım dolu var. Nedense bu konuda çok çekingenim.
Eğitime çok önem veriyorum, eğitimciyim zaten lakin insanları alt sınıf falan görmem fabrikada çalıştıkları için. AMA "ben lise mezunuyum kendimi yetiştirdim " ya da "biz hayat üniversitesinden mezunuz" gibi söylemleri çok basit buluyorum. O başka bir şey diğeri başka bir şey ; ifadesi güç aslında.. Şöyle diyeyim Lisede, orta oyununu öğrendiğin ya da açı problemi öğrendiğin için ilkokul mezununundan daha aydın olmuyorsun ya da o bunları bilmiyor dıye o senden daha cahil olmuyor.Lise hayat vizyonunu değiştiriyor ,tıpkı üniversite gibi. Fırsat ve imkan yaratabilirsen tabi ki tavsiyem Üniversiteye gitmen olur.
Öte yandan ne iş yaparsan yap ,ne okursan oku, maddi durumun ne olursa olsun sen değerlisin.Seni değerli kılan mizacın ve karakterin hatta yeryüzünde biricik olman. Özsaygını yükselt,bu çekingenlikler ,kabul görmeyeceğim duyguları hep ondan. Sen kendini değersiz hissettiğin için onların da öyle düşüneceğini vesvese ediyorsun kendine , aksi halde aklına bile gelmezdi ya velev ki cidden seni horluyorlar onlar değersizleşirdi gözünde ne basit insanlarmış bu yönlerini iyi ki gördüm der geçerdin.
Yanlış mı kesinlikle yanlış ama böyle bir durum var mı derseniz yok diyen çıkmaz bence. Bir tanıdığımız var fabrika işçisi ev araba vs herşeyi var ama üni mezunu bir kız arkadaş hiç istemedi mesela. Halbuki onun maaşı yarısı kadar ama ezik kalırım yanında o üni mezunu büro işi yapıyor dedi. Sırf bu düşüncelerinden dolayı istemedi kızı beğendiği halde denk değiliz demisti..
Altına imzamı atarım. Acı ama gerçek hepsi. Üniversite havasını koklamak bile çok şeydir. Aöf mezunları bile çok daha farklıdır örgün eğitim mezunundan.
İnsanlar alt sınıf, üst sınıf diye ayrılmaz. Ayıran da görgüsüzdür. Ama sosyolojik olarak alt gelirli, orta gelirli ve üst gelirli olarak ayrılır. Gerçi bizim ülkemizde son senelerde orta gelirli diye bir grup kalmadı. Bir kısım gittikçe zenginleşti. Çoğunluk yoksul hale geldi.
Ülkemizde üniversite çöplüğü var. Yığınla üniversite var, işe yaramayan diploma sahibi oluyorsun.
Benim kardeşim Bilkent İşletme mezunu. Genel olarak kızlar üniversitede koca bulduk bulduk. Sonrası zor düşüncesindeydi.
Ben eğitimci bir ana-babanın çocuğuydum. Üniversite okumayacaktım. Babam zorladı. Neye yaradı dersen genel kültürüm biraz artmıştır. Kampüs ortamı soludum. Üniversite de evliydim. Sosyalleşmek açısından çokta faydalanmadım.
Kimsenin seni küçük görmesine izin verme. Sen saygı duyulası bir şey yapıyorsun. Rızkını kazanıyorsun. Hayata bu kadar erken yaşta atılmanın ileri de çok faydasını göreceksin.
Hepinize teşekkür ederim yazdıklarınız için. Okurken bazılarınız beni üzse de haklı olduğunuz yönleriniz var. Zaten asla okumucam veya gereksiz demedim. Sadece asgari aileme yetmediği için bende çalışmak zorunda kaldım. Yoksa açıktan da olsa bitirmek istiyorum. Yani güzel okuyan arkadaşlarım var. Okul bittiği zaman iş bulamayan o kadar çok arkadaşım varki. Ben çok üzülüyorum çünkü çok emek verdiler. Ülkemizin üniversitelerin değersizleştirilmesine istihdamsızlıklara bende üzülüyorum. Okumayı istiyorum yine de. Çünkü bilgi bilgiyi doğurur. Ama yine de bu kadar linçlenmemek isterdim. Ben gencim ve gelecek sizlere emanet diyorlar ya. Bu kadar linçlenmemek isterdim. Teşekkür ederim.Açık konuşayım, istisnalar var ama bir erkek bana fabrika işçisiyim dese anında engeli basarım.gerçi daha diyemeden engeli basarım.paçalarından kalitesizlik akıyor çünkü.bu durumun fabrika işçisi olmakla doğrudan bir alakası yok aslında, evet bu devirde ünıversiteye bile gitmeyen bir erkek aşırı kalitesiz oluyor.okumayı yazmayı bile bilmeyen bir sürü erkek denk geldi bana.eğitimlide doğru dürüst kaliteli adam anca çıkıyor.okumamışlarım bildiğin okuma yazması bile yok.o derece uçurum var arada.üniversite okumak birşey katmıyor falan diyenlere zerre katılmıyorum.eğitim seviyesi tartışılır geliştirilir ama arada resmen uçurumlar oluyor.bir mesajından adamın üniversite okuyup okumadığı anlaşılıyor.selam verişinden bile.ee hiç de dedikleri kadar kalitesiz değil demek ki üniversitelerimiz.bu arada siz kendinize diyorsunuz ya alt kademe miyim diye ? Yargılanmamak istiyorsunuz, ama siz de kendi üniversiteye giden arkadaşlarınızı yargılıyorsunuz.hani derler ya o... olacaksa bari okumuş o.... olsun. O derece önemli.üniversite havası diye birşey var.ne amaçla gidilirse gidilsin.ben hâlâ üniversiteye giden kişilere saygı duyuyuorum.bir işe yaramıyor, eğitim kalitesi çok düşük diyenlere de katılmıyorum.haa tabi siz istisnalardan olabilirsiniz, her konuda istisnalar vardı.ama çok da kaliteli birinin de fabrika işçisi olduğunu duymadım hiç.aman hepimiz insanı, aman hepimiz eşitiz, aman önemli olan kendini gekiştirmek tarzı saçma klişelere katılmıyorum.kaliteli ve kalitesiz insan ayrımı vardır ve olması gerekir.kendinize yakıştıramakta haklısınız yani.
Sizi linçleyenleri görmezden gelin. Sadece kendinize odaklanın. Daha yaşınız çok genç ben sizin üniversite bitirip iyi yerlere gelebileceğinize inanıyorum. Sadece biraz çabalamanız gerekHepinize teşekkür ederim yazdıklarınız için. Okurken bazılarınız beni üzse de haklı olduğunuz yönleriniz var. Zaten asla okumucam veya gereksiz demedim. Sadece asgari aileme yetmediği için bende çalışmak zorunda kaldım. Yoksa açıktan da olsa bitirmek istiyorum. Yani güzel okuyan arkadaşlarım var. Okul bittiği zaman iş bulamayan o kadar çok arkadaşım varki. Ben çok üzülüyorum çünkü çok emek verdiler. Ülkemizin üniversitelerin değersizleştirilmesine istihdamsızlıklara bende üzülüyorum. Okumayı istiyorum yine de. Çünkü bilgi bilgiyi doğurur. Ama yine de bu kadar linçlenmemek isterdim. Ben gencim ve gelecek sizlere emanet diyorlar ya. Bu kadar linçlenmemek isterdim. Teşekkür ederim.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?