Esim fabrikada calısıyor vardıya amırı,adam 38 yasında her ay egitimi sınavı bıtmıyr
Almanca ve Fransızca dünyaya genelinde genel geçer bir dil değildir. Dış işleri bakanları Fransa’ya ya da Almanya’ya ya da dünyanın herhangi başka ülkesine gittiğinde o dilde konuşmaz. İngilizce konuşur. Dünyada genel geçer dil İngilizce’dir. Varsa İngilizcen İngilizce konuşmanı beklerler. Sadece İngilizce bilerek pek çok ülkede başını kurtarırsın. Onun dışında bildiğin diller tercümanlık ya da turist rehberliği düzeyinde olmadığı müddetçe sana para kazandırmaz. Extra bir dil konuşacaksan da İspanyolca daha iyi bir seçenek. Daha fazla insan konuşuyor.
İngilizceyide çok seviyorum. İlkokuldan bu yana her zaman ilgi odağım olan bi dersti. Ondan ilerlerim belki. Hem aşinayım. Çağrı merkezleri var onlarda iyi maaş veriyor bazen home office çalışıyorlar. Yani güzel bence,gidilebilir bir yol. Ama herşeyin başı para malesef. Devletin kursuna yazıldım fakat hoca kalitesi inanılmaz kötüydü. Bıraktım. Özel daha iyi galiba ama oda para işte. Ya bu memlekettw parasız birşey dönmüyor amann.
Babam beni maddi durumları sebebiyle ünive göndermek istemedi. İki yıl çalıştım bir kuruş biriktiremedim. Sonra kimseye sormadan üniversite sınavına giriş paramı arkadaşımdan borç alarak sınava girdim. Kazandım ben gidiyorum dedim. Babam ısrarla hayır derken ben çözüm bulup yalvardım ve sonunda gittim. Bütün okul dönemim boyunca harçlığımı çıkartmak için çalıştım. Zor oldu benim için. Eksik oldu ama oldu. Yeterki yol bul. Kimse elindeki imkanlara hoop diye ulaşmıyor kimseye zembille inmiyor. Herkes kendince çaba gösteriyor. Ama dersen ki ben istemedim yeterince onu da anlayabilirim. Ozaman tavsiyem meslek öğrenmenden yana olur. Çünkü çekirdekten yetişme ustalık gerektiren meslekler yok olmaya yüz tutmuş durumda. Herkes işsiz üniversiteli olma yolunda. Ustalık zor ama çok kıymetli
Almanca ve Fransızca ile vakit kaybetme. İngilizceni ilerlet. İngilizce için illa dil kursuna gitmen gerekmiyor, yazışma yapmayacaksan. Pratikle de geliştirirsin. Turizmde iş bulursan İngilizceni de geliştirirsin. Antalya’ya daha çok Rus turist geliyor. Bodrum’a İngilizler. Ama Bodrum’un sezonu kısa. Sosyal medya hepyekün kötü değildir. Nasıl kullandığına bağlı. Kendine rol model seç. Nasıl ki karanlık gecelerde kutup yıldızı insana yön bulmasına yardım ediyorsa, senin rol modelinde olmak istediğin insan olma yolunda sana yardım eder. Seni geliştirmeyen, bir şey katmayan kimseye vaktini harcama. Bulduğun herşeyi oku ama romanları değil. Ne kadar çok bir şeyleri bilirsen o kadar çabuk fark edilirsin.
Ben düzenli eğitimini alıp üni bitirip de daha iki lafı bir araya getiremeyen, her şeyden bir haber yaşayan çok insan gördüm. Her şey okul diploma değil. Arkadaş çok takıntı yaptıysa okusun sırf ben de okudum diyebilmek için. Ama kültür, kendini geliştirmek sadece diplomayla olmuyor.O sınava girip, tarihleri takip edip, kayıt yaptırmak bile fark ediyor.hiç mi üniversiteden daha düşük eğitim seviyesinde insanlara denk gelmediniz.okumayı yazmayı bile bilmiyorlar. Kafa o kadar boş ki konuşacak konu bile bulamıyorlar.
Mesajın başını okudum, tam cevabı yapıştıracaktım ki devamı geldi. Olmuyor bacım nerede gezersen gez, hangi kitabı okursa oku, hangi kursa, hocaya gidersen git, hiçbir zaman düzenli eğitim hayatı gibi olmuyor.olmuyor yani. ne varsa bu okullarda öyle sihirli bir etkisi var.başka hiçbir şey yerini dolduramıyor.
bazı üni mezunları görüyorum ben, lütfen yanlış anlamayın kötülemek için falan söylemeyeceğim ama cidden böyle bi malımsı oluyolar ya.Ben de ozellikle bu sitede cok goruyorum kendisi lisans/yuksek lisans mezunu kadinlar ortaokul/lise mezunu erkeklerle evlenmisler ve eslerini kendilerince ovmek icin kendi egitim ve bilgi birikimlerini hice sayarak 'Esim ortaokul mezunu ama benden daha kulturlu, bilgili' vs diyorlar. Gercekten boyleyse zaten sen sadece okula gidip zaman oldurmussundur, kotu durumda olan sensindir.
Esimi ovecegim diye kendimi bu duruma da dusurmem yani
