- 23 Haziran 2022
- 333
- 526
- 18
- 45
- Konu Sahibi benjaminder
-
- #161
Yazdıklarınızı gerçekten ilgiyle okudum.Tespitleriniz bakış açıma göre çok yerinde ve doğru.Bu ülkede baba evi ,koca evi diye bir tabir var var .E kadının evi? Her birey kendi ihtiyaçlarını giderebilecek kadar yemek ütü gibi işleri yapabilmeli.Ama bakıyorum kız çocuğundan kendinden yeri geliyor 1 yaş büyük abiye hizmet etmesi bekleniyor.Bu örnekler çoğaltılabilir sayfalarca yazılabilir.Bu sayfada gencecik kızların üç kuruşluk serseriler için üzülmesi, 20 li yaşlarda kadınların çoluk çocuğa karışması ve psikopat kocalarını okudukça çok üzülüyorum.Kadınlarımızın kendine saygısı olan bireyler olarak yetişebilmesi için önce mutlu bir kız çocuğu olarak hayata başlamaları lazım.Ekleme: Bazı mesajlara gerçekten bayıldım. Düşündüğüm şeyleri benden daha güzel ifade etmişsiniz. Hatta bazı konularda ufkumu genişlettiniz. Ben bu kadar derin düşünmemiştim. Çok teşekkür ediyorum.
“Rahat battı”cılara gelince mutsuz evliliğinizin ya da gördüğünüz psikolojik ya da fiziksel şiddetin sebebi ben değilim. Ama yazdığınız saldırgan üsluplu mesajlarla bir nebze olsun rahatlıyorsanız problem değil. Canınız sağolsun :)))
Bugün birden bire evlilikten sıkıldığımı fark ettim. 10 yıllık evliyim. Öyle çok büyük problemimiz de olmadı. İki çocuğum var. Eşim çocuklarla ilgilenir, benimle ilgilenir, çok merhametlidir, iyiyken iyidir.
Sinirlendiğinde ise saman alevi gibi parlar. Anlamsız şeylere sinirlenir. Yanlış park eden bir arabaya, sokağa çöp atan adama... tamam ben de sinirlenirim ama küfretmem.
Yıllardır bu sinirin beni yorduğunu fark ettim. Sinirlendiğinde bir daha sana yardım etmeyeceğim cümlesini kurduğunda deli oluyorum. Yaptığı işi aslında benim görevim olarak görüyor ve yardım ederek lütfettiğini düşünüyor. İkimiz de çalışıyoruz. Benim daha yorucu bir işim var. Sabah çocukların birini ben hazırlayıp götürüyorum diğerini o hazırlayıp götürüyor. Yemek bende. Bulaşık çoğunlukla bende. Aslında tüm sorumluluk bende. Ve devamlı yapmasını istediğim şeyleri söylemem gerekiyor. Ne desem yapıyor ama bunu yaparak bilinç altında hep lütfettiğini düşünüyor galiba.
Geleneksel ataerkil kültürle, görevlerin herhangi bir kişiye ait olmadığı birlikte yapmanın esas olduğu görüş arasında sıkışmış kalmış.
Babam bile eşini versen yerine daha iyisini dünyada bulamazsın diyor. Ailemle de arası iyi. Ama 10 yıldır içimi rahatsız eden bir şey var bulamıyorum. Çok severek evlendim o da mesele değil.
Bugün evliliğin bana uygun olmadığına karar verdim en son. Yalnız yaşamayı çok seviyorum. Ve iki kişinin özel alanının olmadığı, kendilerini ilgilendiren kararları bile tek başına alamadığı, bu kültürde yaşanan buram buram ataerkillik kokan bu evlilik anlayışından nefret ettiğimi anladım.
Burada her gün dehşet verici konular açılıyor. Erkekler adeta kadınlara eziyet ediyor ve kadın evliliğimi nasıl kurtarabilirim diye soruyor!
Bizi öldürmediği sürece evliliklerimizi kurtarmayı(!) neden kendimize görev edindik? Kendimize neden saygı duymayı öğrenemedik? Bu erkekleri de biz yetiştirdik. Biz nasıl bir kısır döngü içindeyiz? İki insanın birbirine saygı duyması, kompleks yapmadan olaylara yaklaşması, intikamdan, kinden uzak bir ilişki yaşaması neden bu kadar zor? İnsanların farklı görüşlerinin olabileciğini kabul etmek ve karşımızdakini olduğu gibi kabul etmek neden mümkün olmuyor? Kimse kimsenin hizmetçisi değil! Her insan önce kendisi için var. Neden benliklerimizi hiçe sayarak, kendimizi üzerek, görmezden gelerek yaşıyoruz? Aile olmak bu mudur?
Canım sıkkın. Görünürde hiçbir problemim yok ama satır aralarına baktığımda, bu kültüre baktığımda moralim bozuluyor. Kimsenin kimseye saygısı yok. Nasıl bir ülkeyiz bilmiyorum.
Yanlış anlaşılmak istemem. Ben söylediğimde her şeyi yapıyor ama beni rahatsız eden bilinç altında “sana yardım ediyorum” düşüncesi. Ya da kızdığında sana artık yardım etmeyeceğim diyebilmesi. Yoksa çocuklar doğduğunda bile doğum izninde olmama rağmen gece sırayla kalkardık. Sadece bu toplumun kadına yüklediği ağır yüklere ve evliliklerde kadınların bu kadar eziliyor olmasına dertleniyorum ve ataerkil evlilik anlayışından nefret ediyorum.Sizi daha cocugum olmadan çok iyi anladım. Gerçekten toplumsal baskı çok zor . Tüm o çocuk sorumluluğu ,aniden sinirlenen eş ,yorucu çalışma hayatı sonra eve gel aynı sekilde koşturma ben çocuk yokken calisirken bile bazen ağlayasim geliyordu . Belki eşinizle bu durumu açık ve net konuşmalısınız tartismak değil de tüm duygularınızı ve hissettiklerinizi anlatın . Artık baş edemediginizj sorumlulugu paylaşması gerektiğini söyleyin. Aslında biz kadinlarda çok hata yapıyoruz . Her şeye kosturuyoruz bir süre sonra da bir bakıyoruz ki bu kadar debelenme içinde adım atmaya halimiz kalmamis
Sizin gibi kadınların yaptığı yorumları gerçekten hayranlıkla okuyorum. İyi ki güzel düşüncelerinizi paylaştınız. Teşekkürler...Yazdıklarınızı gerçekten ilgiyle okudum.Tespitleriniz bakış açıma göre çok yerinde ve doğru.Bu ülkede baba evi ,koca evi diye bir tabir var var .E kadının evi? Her birey kendi ihtiyaçlarını giderebilecek kadar yemek ütü gibi işleri yapabilmeli.Ama bakıyorum kız çocuğundan kendinden yeri geliyor 1 yaş büyük abiye hizmet etmesi bekleniyor.Bu örnekler çoğaltılabilir sayfalarca yazılabilir.Bu sayfada gencecik kızların üç kuruşluk serseriler için üzülmesi, 20 li yaşlarda kadınların çoluk çocuğa karışması ve psikopat kocalarını okudukça çok üzülüyorum.Kadınlarımızın kendine saygısı olan bireyler olarak yetişebilmesi için önce mutlu bir kız çocuğu olarak hayata başlamaları lazım.
Farkındalığı yüksek bir kadınsınız ve kendinizle ilgili en doğru kararı vereceğinizi düşünüyorum.Bazen ne istediğimi bilemediğim zamanlar olur ama ne istemediğimi hep bilmişimdir :))Mutlu olmanızı dilerim
Ben de erkek olsam doğama aşırı hem do çok aşırı uygun olurdu evlilik
Ben kk ya ne zaman girsem irkek olasım geliyo.
Herşey iş yapmak değil ki.onlar da kısıtlanıyor, hep aynı kişiyle birlikte.Ben de erkek olsam doğama aşırı hem do çok aşırı uygun olurdu evlilik
Evet benim eşim de yapıyor ama içten içe kendi kendime surekli sorumluluk alma isteği var. Bence yetistirilmekle alakalı . Çoğu zaman bir şeylere yetişemiyorum gibi hissediyordum hele çalışırken . Oysa benim eşimde beklemez ona yemek yapmamı temizliği yapmamı bu yüzden dedim acaba sizde kendiniz mi sorumluluk yüklüyorsunuz kendinize diyeYanlış anlaşılmak istemem. Ben söylediğimde her şeyi yapıyor ama beni rahatsız eden bilinç altında “sana yardım ediyorum” düşüncesi. Ya da kızdığında sana artık yardım etmeyeceğim diyebilmesi. Yoksa çocuklar doğduğunda bile doğum izninde olmama rağmen gece sırayla kalkardık. Sadece bu toplumun kadına yüklediği ağır yüklere ve evliliklerde kadınların bu kadar eziliyor olmasına dertleniyorum ve ataerkil evlilik anlayışından nefret ediyorum.
Hep aynı pilav yenmez dimi bacım. Haklısın çok eşlilik olmalı evlilikteHerşey iş yapmak değil ki.onlar da kısıtlanıyor, hep aynı kişiyle birlikte.
Zihnim bu kadar erkek egemen aşığı birini kabullenemiyor.Herşey iş yapmak değil ki.onlar da kısıtlanıyor, hep aynı kişiyle birlikte.
3 gün dayanamam sürekli mutfakta kalmaya hemde yabancı bir mutfakta3 hafta sonunda bileklerimi kesebilirim
Sizi tebrik ediyorum güçlüsünüz
Eşimin ailesinde hiç iki üç günden fazla kalmadım. Ama bir gece bile kalsam tam olarak bunları hissediyorum. Sizi o kadar iyi anladım ki.Şu an üç haftadır eşimin ailesinin evindeyim. Geleneksel evlilik anlayışının yaşandığı ağır bir kültür komasına girmiş olabilirim.İyi insanlar ama benim özgür ruhumu gelin adı altında yaptıkları bir kafese hapsetmişler gibi geliyor. İnsanlar birbirini neden böyle yoruyor anlamıyorum.
Herşey iş yapmak değil ki.onlar da kısıtlanıyor, hep aynı kişiyle birlikte.
Sizi anladığımı düşünüyorum, aynı yollardan geçerek ve hemen hemen aynı sebeplerden evliliğimi bitirmiştim. İnsanların bilinç ve insanlık seviyesine göre hayata dair dertlerinin yönü değişir. Derdiniz kesinlikle anlamsız değil çünkü 'Bir insan kendisi olamazsa hiçbir şey olamazmış' diye bir söz vardır. Siz o durumun sonucuna ulaşmadan şuan farkındalık halindesiniz. Kendinize değer veriyorsunuz. Sadece duruma ve genel şartlara uygun bir evliliği yaşamanız 'mutlu olma şartını' taşımaz. Geçici veya kalıcı bir sorun olması seçimlerinize bağlı. Eşinizin iyi bir insan olması, hayatınızın çok iyi olma sebebi olsaydı şuan bu platformda yazıyor olmazdınız. Kendinize dair farkındalığınızın bencillik veya şımarıklık olduğunu düşünmüyorum. Hangi seçeneği tercih ederseniz edin, umarım mutlu ve kendiniz olmayı sürdürebildiğiniz bir hayatınız olsun, sevgiler...Fiziksel ya da psikolojik olarak şiddet yaşamadım hiç. Şiddete meyilli bir yapısı yok zaten. Olsa eşim olmazdı. Boşandığım insan olurdu. Benim derdim birçok kişiye göre anlamsız bana göre çözümsüz.
E kadın da hep aynı kişiyle birlikteHerşey iş yapmak değil ki.onlar da kısıtlanıyor, hep aynı kişiyle birlikte.
Bu yaziyi ben yazsam böyle güzel anlatamazdim. Biz de fazla yük alıyoruz ilk evlendigimizde öyle kodlanmışiz çünkü. Paşalari böylece rahata alistirmisiz. Gittiğim psikolog bana benim işimi yapan birisi olsa bende yapmam dedi. Dişinizi sıkın çorapları, tabaklari kalsın günlerce dedi. Öyle yapıyorum artık h.sonu mutfağı komple temizledi, eskiden olsa yoruldu diye üzülürdüm artık gram üzülmüyorum.O kadar haklı bir isyan ki. Ben de koca olmak istiyorum ya diye bağırmak istiyorum bazen. Ne güzel şey koca olmak. İki vileda yapıyorsun, gerim gerim geriliyorsun ev işlerine yardım (!) ettim diye. Çorabını kirli sepetine atınca bi havalar bi havalar. Ödül bekliyorsun iki dk çocuk pışpışladın diye. Gece üst düzey bir performansı hak ettim diye aval aval sırıtıyorsun falan..... Biz kadınları asıl yoran zihinsel yük. Hani demişsiniz ya gece yatmadan yemeği dolaba koymayı akıl etse... Ne bileyim biraz da o düşünse, ama yok. Sinirlenince yap dedin de yapmadık mı deniyor. Hayır efendim, yap dedirtme, beni şu zihnimde saniyede yüzlerce şey düşünme durumundan kurtar, zihinsel yükümü al... Hangi gün temizlik yapılacağına, hangi gün çiçeklerin sulanacağına, hangi gün perdelerin yıkanacağına hep ben karar vermek zorunda kalıyorum. Elimi çektiğim an olmuyor, kendiliğinden kalkıp yapmıyor. Anneme göre dırdırcıyım. Eşime göre nankörüm. Ama bana kalırsa haklıyız..
Kayınvalidem daha kötüsünü anlatmıştı. Adamlar 7 ya da 8 çocuklarını çocuk esirgemeye vermiş. Her sene bir tane daha getiriyorlarmis. Üzgünüm ama direkt kısırlaştırma yapılsın böylelerine. O masumlara yazık, sevişip üremeyi bilen bir zahmet totosunu sıkıp kimseye de muhtaç etmesin.Ben onu bir velim 7. hamileliğini duyduğumda düşünmüştüm. Koca işsiz , aile yardımlarla ayakta kalıyor , çocuklara bir kalem dahi almazlar , geziye gidildiğinde sınıf anneleri onların paralarını da sınıf bütçesinden öderler derken çileden çıkmıştım .
Hani şu 3 aylık korunma aşıları var ya , işte onları geliştirip erkeğe de kadına da yapacak devlet . 6 ayda bir mesela . Sonrasında isterlerse sevişsinleraşıdan kaçıp çocuk yapma cahilliğini yaparlarsa ne olmalı kısmını henüz düşünmedim . Ama anne veya babanın emeklilik yaşları +10 olabilir . bir de bebek için BES yapmak zorunda kalsınlar . Bizi maddi konularla tehdit etmek lazım diye düşünüyorum.
Hihihihi 23 yaşındayım 5 senelik sevgilim var burada ne yazsam ona da okutuyorum. Sevgilimi de seviyorum yani sana karşı bir şey yazmak için illa hayatımızdaki insanlardan nefret etmek mi gerekAllah'ım burası tam sevgisiz evlilik yapan evlilik kötüleyen,burada kotuleyip eşine gidince yüzü e gulen ikiyüzlü teyzelerle dolmuş... İki olumsuz yorum yapınca hemen beğenmedim ikonuna yuklenmisler.tam bir klasik türk kadini davranışı
.herkes için demiyorum beni anlayan beğendim emojisi de koyuyor mesajlarıma.hey Allah'ım begenmemeye devam küfür hakaret yok gerçekleri söylemeye devam edicem her zaman
Öğretilmiş hayat ve genlerle aktarıldığına inanıyorum ben artık. Eğitimli eğitimsiz, çalışan, ev kadını fark etmiyor, pek çok kadının ortak sorunu bu. Sadece bazı kadınlar bu durumun farkında bazı kadınlar ise olması gereken bu zaten fikrinde. Bilmiyorum belki de ben alınganlık yapıyorum, eşimin yardım ettiği durumlarda suratını buruşturdu, ofladı pufladı, lütufta bulunur gibi hareket etti diyorum. Ama bir tek ben değilim işte, bu kadar kadın birbirimizi gazlamıyoruz da. Ortak bir sorun bu. Yaşadığımız topraklar, örf adetler, öğretilmiş hayat, genetik aktarımlar gibi nedenlerle bunları yaşıyoruz ve farkındalık arttıkça bu durum huzursuzluk veriyor. Bazen keşke tek derdim hangi krem kırışıklığa iyi gelir, çamaşır suyu ne de güzel temizliyor mutluluğu yaşayabilecek kafada olsam diyorum.Evet benim eşim de yapıyor ama içten içe kendi kendime surekli sorumluluk alma isteği var. Bence yetistirilmekle alakalı . Çoğu zaman bir şeylere yetişemiyorum gibi hissediyordum hele çalışırken . Oysa benim eşimde beklemez ona yemek yapmamı temizliği yapmamı bu yüzden dedim acaba sizde kendiniz mi sorumluluk yüklüyorsunuz kendinize diye
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?