Dünyada iki tip insan var bence, sorgulayanlar ve kabul edenler. Ve kabul edenlerin sayısı sorgulayanların sayısından daima fazla. O yüzden düzen kabul edenlerin düzeni, o yüzden o düzene baktıkça, o düzenin bi parçası olma oranınız arttıkça can sıkıntınız artıyo.
"Türk aile yapısında evin iç işlerinin çekip çevrilmesi kadının üzerindedir. Erkek bu düzende maksimum yardımcı ve katılımcı rolündedir, sorumluluğu yüklenen bi paydaş değildir." diye bi cümle atıyosunuz mesela ortaya. Tabi bu kadar zahmet etmiyosunuz aslında, kadın dediğin... diye başlayıp bol keseden saçmalıyosunuz da neyse.
Neyse bu cümleyi atıyosunuz ortaya, sonra geçip karşısına bakıyosunuz ve görüyosunuz ki çoğunluk bu cümleyi olduğu gibi kabul etmiş. Hatta bu cümleyi en iyi uygulayan olmak için yarışa girişmiş. Hani bi ara yeni gelinlerin sunum telaşı goygoyu vardı, abiler totolarını devirmiş uyurken ablalar sabahın köründe kendilerini paralıyolardı sucuktan kalp yapmak için.
İşte bilin bakalım nereden türüyodu bu "tatlı gelin telaşı"
Neyse çoğunluk bunu yapadursun, bi de bi azınlık var ki onlarda da "tamam da neden böyle bu aile yapısı?" diye soruyo.
"Evlenmedik de şirketleştik sanki, personel müdürü müyüm ben? Evdeki bütün is ve ihtiyacları kendi başına öngör, sonra iş bölümünü yap, işin çoğunu kendine al, eşin kendisine düşen az buçuk işi de lütuf ederek yapsın, sonra kazık kadar adamı aldığı bulaşık yıkama talimatını uygulayabildiğini için takdir et. Wow gerçekten. Bi de ikramiye vereyim lazımsa!" diyo.
Henüz bu kadar sinirlenmemişse "e benim sevgili kocacım bi gün de bu evin buna ihtiyacı var deyip ben söylemeden o ihtiyacı gidersen mi, bi gün de ben bunu bunu hallettim sen şunu yapsan yeter diye beni düsünme zahmetinden kurtarsan mı?" diyo kibar kibar.
Ya da yeni bi cümle atalım ortaya " Türk aile yapısında bireyler birbirinin hayatını kuşatır, eşlerin hayatı ortaktır, sevginin bağlılığın olduğu yerde özel ve izole hayat/alan olmaz, olamaz."
Sonra çogunluk sevgilimi/kocamı nasıl hayatımın merkezine 848584 katlı plaza gibi diktim de bana nefes alacak bi avuc yesil alan kalmadı diye sıraya girsin, bi de bundan mutlu olsun günümüz inşaatçıları gibi.
Siz de "Ben bugün koca, çocuk da dahil olmak üzere insan görmek istemiyorum. Bi sey de yapmak istemiyorum. Umarsızca pizza yiyip bilmem ne dizisini izleyecegim." dediginiz için sıgamadıgınız kalıplarla taşlanın mesela.
O yüzden kabul edenlerle kabul edenleri, sorgulayanlarla sorgulayanları, araftakilerle de kendileri gibileri eşledikçe mutluluk oranı artıyo.