- 2 Kasım 2013
- 7.797
- 37.043
- 748
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
-
- #241
Bence evliliginiz kurtarilabilir. Sadece destek almalisiniz uzmanlardan. Idaa, bebek, anne baba rolü,.. Cok sey yasadiniz aslinda. Yipranma denilen sey hemen olmuyor zaten, yillar sonra fark ediyorsun, acisi cikiyor. Esin ile uzaklastiniz, ve tekrar birbirini bulmak cidden zor.
Oglunun problemi oldugunu sanmiyorum acikcasi. Sen anneligi biraz fazla güclü yasadin, mantik ile degil, hisler ile davrandin.
Ben ve esimde bebekten sonra cok sorun yasadik. Bizde uzaklasmistik birbirimizden. Psikolog cok fayda etti. Umarim sizede fayda eder. Pes etme. Canin sikildiginda burda yaz.
Merhaba. Sizde ve oglunuzda ağır metal zehirlenmesi var mı, bir araştırmanızı tavsiye ederim. Ufaklığın durumu ağır metal detoksu ile hafifler gibi geliyor bana.
Su an eşine olan öfkenin nedenini daha iyi anlıyorum ...yaşadığın hayal kırıklığını..o gece yaşadığın caresizligin tüm geleceğine bakışını nasıl etkilediğini şu an hissedebiliyorum. Gecmiste zaten ailence kendini gerceklestirmen engellendi....sevilme ve koşulsuz kabulü bir şekilde hissedemedin....eşinin yaşattığı bu olaylar nedeniyle de geleceğe güvenle bakamiyorsun....peki şimdi neye siginacaksin? ben seni elli kusur yasina gelmiş ,oğlu evden ayrılmış ama eşine öfkeli ,hırçın ,kırgın , hala affedememis,sindirememis..ama hala evli ,yol almamış ,her sabah 30 sene öncesini düşünen bir kadın olmanı istemiyorum. Bu geçen zamanı lütfen boşa geçirme .Oğlun kresteyken kpss çalış,sertifika al vs. kendine iş hayatında artı sağlayacak birşeyler yap. Ama yerinde sayma lütfen.Haklısınız. Teoriler üreterek kendimi mutsuz ediyorum sadece. Olursa bırakır giderim, olmadan şüpheye düşmek beni bitiriyor.
Sadece yüzük olsa iyi, birikimim de az da olsa heba oldu. Oğlumun doğumunda gelen altınlar vs. Çok büyük bir rakam değil ama o dönem ihtiyacımız vardı ve çok büyük maddi sıkıntılar yaşadık. Ben ona defalarca dedim, ben giden paraya acımıyorum. Senin ben zor durumdayken bunu yapmış olmanı kaldıramıyorum. Ve yalan söylemeni...
Oynamayı bıraktığı günü bugün gibi hatırlıyorum mesela. Oynadığını öğrenmiştim ve bir günde çökmüştüm. Oğluma yeten hatta artan sütüm o gün kesildi. Gece oğlum açlıktan uyumuyor. Elim ayağım titriyor. Dolabı açtım bari ek gıda vereyim doysun çocuk diye. Hiçbir şey yok verebileceğim. Gece saat üç. Eşime "eğer oğlum bu geceyi yaşanmasaydı seni affedebilirdim ancak bu evlilik yarın bitecek" dedim. Sabaha kadar ağladı yalvardı. Allah beni kahretsin ki şu durumu yaşattım size dedi. O günden sonra düzeldi, baba oldu. Nasılsa annesi emzirirken oğlumun ekstra harcamaya ihtiyacı yok diye düşünüyordu ancak benim sütüm kesilince artık baba olması gerektiğini idrak etti lakin benden giden gitti o gece. Buz gibi soğudum adamdan.
Sonraki bir yıl boyunca peşimde pervane oldu hatalarını telafi etmeye çalıştı ama benim dilim zehir gibiydi. Çok net söylüyorum benim ona sarf ettiğim hakaretleri, söylediğim acı sözleri bir başkası duysa çoktan boşanırdı. Çok fazla kırdım onu. Yine de öfkem geçmedi. Burada bir konu açtım ve o günden sonra dilimin zehrini akıtmayı bıraktım. Birçok şey düzeldi aramızda ama kopukluk baki.
Bunlar daha buzdağının görünen kısmı. Ben çok sevdiğim iki insanı kanserden kaybettim bu süreçte bir de. Annem beyin kanaması geçirdi ailemin düzeni baştan aşağı değişti. Kayınvalidem ölümden döndü organ nakli oldu. Son dört yıla ölümler, hastalıklar da sığdı. Ciddi manada hepimiz yıprandık bu süreçte.
Inşallah dediğiniz gibi olur, düzelir bazı şeyler. Ben de istemem düzelebilir durumda ise bitirmeyi.
Su an eşine olan öfkenin nedenini daha iyi anlıyorum ...yaşadığın hayal kırıklığını..o gece yaşadığın caresizligin tüm geleceğine bakışını nasıl etkilediğini şu an hissedebiliyorum. Gecmiste zaten ailence kendini gerceklestirmen engellendi....sevilme ve koşulsuz kabulü bir şekilde hissedemedin....eşinin yaşattığı bu olaylar nedeniyle de geleceğe güvenle bakamiyorsun....peki şimdi neye siginacaksin? ben seni elli kusur yasina gelmiş ,oğlu evden ayrılmış ama eşine öfkeli ,hırçın ,kırgın , hala affedememis,sindirememis..ama hala evli ,yol almamış ,her sabah 30 sene öncesini düşünen bir kadın olmanı istemiyorum. Bu geçen zamanı lütfen boşa geçirme .Oğlun kresteyken kpss çalış,sertifika al vs. kendine iş hayatında artı sağlayacak birşeyler yap. Ama yerinde sayma lütfen.
Bakın bugün okula gitme maceramızı anlatayım size. Her gün yaşanıyor bu durum mesela. Sabah erkenden uyandı benim sıpa. Önce üstünü değiştirmemek için epey direndi. Sonra bir şekilde ikna ettim ve "süpürgeyi çıkar evi süpürücem" dedi. Çok Titiz kendisi. Yataklar yerdeyken süpürmeye başlar çünkü. En son "sarı arabam da okula gitsin" diye tutturunca benim sabır taşım aşınmaya başladı. Çünkü sarı arabası (yedekte beş tane daha sarı arabası var) babannesinde kaldı. Bunu biliyor ve gidip alırsak babannesine yapışıp okula gitmeyecek aklıyla.
Sırtımdan ter aka aka evden çıkmayı başardım. Okul ile ev arası beş dakikalık mesafe ama bi asla beş dakikada gidemiyoruz o yolu :)
-kediye mama verelim acıkmıştır.
-ooo kum tepesi girelim içine tepinelim o halde.
-aman da burada su birikintisi varmış zıplayıp içine girelim ki baştan aşağı su olalım. Niye olmayalım çünkü.
-acaba marketten ekmek mi alsak. Evin gıdasını takip etmesi lazım çünkü. Hazır markete girmişken kasaya tırmanmaya da çalışalım çünkü niye yapmayalım. Oh kasa altı sakızlar da deli dana gibi koşarken yığılsın hep yere. Annem özür diler benim adıma nasılsa.
-bak en güzeli burası. Annem gıdaları poşete koyarken ben çılgınca koşup marketten çıkmaya çalışayım ki annem ufak çaplı bir kalp krizi geçirsin. Caddeye fırlamalıyım evet.
-annem kırk kere arabaların tehlikeli olduğunu anlattı ama ben adeta bir psikopat gibi yolun ortasında durup "araba bana çarpsın" demeliyim. Hatta abartıp giden arabanın üzerine koşayım ki güzel çarpsın. Ağzım yüzüm falan hep dağılsın.
Öyle hızlı koşar ki en az iki kere düşmek garanti okula gidene dek. Çok fazla umursamaz da canının yanmasını. Beş dakikalık okul yolu survivor macerası bizim için. Okulun kapısından teslim ettiğimde tır çarpmış gibi oluyorum.
Bu benim günümün başlangıcı. Daha büyük maceralarla devam ediyor sonra. Ama mesela ben vazgeçtim çocuğa bakmaktan diyemem. Ama adam öğlen işten gelince "çocuğu biraz parka götür" dediğimde "yo omo bono çok yoroyor boşo çokomoyorom" diyor. Sizce de tam gırtlağını sıkmalık değil mi?
Ve sen hala normal bir evlilikmi bekliyorsun? Yani bu durumda sarsilmaniz cok cok normal. Bizde esim ile cok sey yasadik bebek dogumu ile beraber, maddi sorunlar, benim saglik sorunlarim, onun saglik sorunlari,..
Ve psikologumuz "ne cok sey atlatmisiniz, cok zor zamanlardan gectiniz" dediginde bile inanmiyordum. Hani olaylarin bu kadar cok etkisi olabildigini. Esime artik düsman kesilmistim. Cok sinirliydim ve öfkeleydim. Ancak o seanslar ile beraber, bi onun konusmasi, bi benim konusmam ile idrak edebildim baze seyleri. Aslinda ne kadar cok sey yasadigimizi, nasil etkilendigimizi.
Annen ve kv'denin bu arada durumlari nasil? Cok büyük gecmis olsun.
Bak ben bunları üç çocukla yaşıyorum. Hergün istisnasız 3 çocukla okula gidip geliyorum.Bakın bugün okula gitme maceramızı anlatayım size. Her gün yaşanıyor bu durum mesela. Sabah erkenden uyandı benim sıpa. Önce üstünü değiştirmemek için epey direndi. Sonra bir şekilde ikna ettim ve "süpürgeyi çıkar evi süpürücem" dedi. Çok Titiz kendisi. Yataklar yerdeyken süpürmeye başlar çünkü. En son "sarı arabam da okula gitsin" diye tutturunca benim sabır taşım aşınmaya başladı. Çünkü sarı arabası (yedekte beş tane daha sarı arabası var) babannesinde kaldı. Bunu biliyor ve gidip alırsak babannesine yapışıp okula gitmeyecek aklıyla.
Sırtımdan ter aka aka evden çıkmayı başardım. Okul ile ev arası beş dakikalık mesafe ama bi asla beş dakikada gidemiyoruz o yolu :)
-kediye mama verelim acıkmıştır.
-ooo kum tepesi girelim içine tepinelim o halde.
-aman da burada su birikintisi varmış zıplayıp içine girelim ki baştan aşağı su olalım. Niye olmayalım çünkü.
-acaba marketten ekmek mi alsak. Evin gıdasını takip etmesi lazım çünkü. Hazır markete girmişken kasaya tırmanmaya da çalışalım çünkü niye yapmayalım. Oh kasa altı sakızlar da deli dana gibi koşarken yığılsın hep yere. Annem özür diler benim adıma nasılsa.
-bak en güzeli burası. Annem gıdaları poşete koyarken ben çılgınca koşup marketten çıkmaya çalışayım ki annem ufak çaplı bir kalp krizi geçirsin. Caddeye fırlamalıyım evet.
-annem kırk kere arabaların tehlikeli olduğunu anlattı ama ben adeta bir psikopat gibi yolun ortasında durup "araba bana çarpsın" demeliyim. Hatta abartıp giden arabanın üzerine koşayım ki güzel çarpsın. Ağzım yüzüm falan hep dağılsın.
Öyle hızlı koşar ki en az iki kere düşmek garanti okula gidene dek. Çok fazla umursamaz da canının yanmasını. Beş dakikalık okul yolu survivor macerası bizim için. Okulun kapısından teslim ettiğimde tır çarpmış gibi oluyorum.
Bu benim günümün başlangıcı. Daha büyük maceralarla devam ediyor sonra. Ama mesela ben vazgeçtim çocuğa bakmaktan diyemem. Ama adam öğlen işten gelince "çocuğu biraz parka götür" dediğimde "yo omo bono çok yoroyor boşo çokomoyorom" diyor. Sizce de tam gırtlağını sıkmalık değil mi?
İşte ben de küçümsüyorum yaşadıklarımı. Belki de küçümsememek gerek.
Evlendikten üç ay sonra tam da hamile kaldığım dönemde annem beyin kanaması geçirdi. Ameliyat, yoğun bakım süreci vs. Her zaman bir risk var hayatında ama şu an normal hayatına devam ediyor çok şükür. Bu olayın üzerinden bir yıl geçince kayınvalidem yoğun bakımda ölümü bekliyordu. Acil organ nakli gerekti eşim verdi organı. O dönem de her anlamda çok zordu.
Üstünden kısa bir süre geçti canım dayım kanserin son evresinde olduğunu öğrendi. Çok gençti, çok severdim. Kaybettim onu. Sadece iki ay geçtikten sonra yeğenlerimin annesini, benim de canım arkadaşımı kaybettim daha 31 yaşında. Meme kanseri sonrası beyin metastazı ile.
Yeğenlerim ve abim ailenin evine yerleşti. O süreç de İnanılmaz zordu. Çok kısa bir süre sonra çok yakın olduğum, sevdiğim bir insanı daha kanserden kaybettim.
Araya sıkışan benim hastalıklarım, ameliyatım da var. Henüz ölmedim ama, yaşıyorum.
Kayınvalidem de annem de şu an için iyiler şükür.
İddia dışında sevdiklerinin kaybı, hastalığı sırasında eşin neredeydi?Teşekkür ederim anladığın için. Ben burada birçok detayı yazmıyorum. Birinci sebebi, yaşanıp geride kalmış konular hakkında yorum yapmak, eleştiri yapmak çözüm olmuyor halihazırda yaşanmaya devam etse evet fikir istemek için yazarım ki o durumda zaten ayrılmış olurum. Ayrılalım mı diye sormam. İkinci sebebi de çok fazla dramatikleştirmeyi sevmiyorum yaşadıklarımı. Aman de ne acılardan geçtim demek, pek haz ettiğim bir durum değil.
En nihayetinde geride kaldı o günler. Her ne kadar hislerim körelse de, eylemler devam etmiyor. Bu yıl kendim için birçok şeye adım attım esasında. Yeniden üniversite sınavına gireceğim. Mart sonunda spora başlıyorum. Geçmiş dönemde öylesine okuduğum bir üniversite bölümünün stajı vardı kalan, mezun olmak için onu halledeceğim. Zevk olsun diye okumuştum bir faydası olmayacak ama diplomayı alırım en azından. Girişimlerim var bu konularda ama mart sonu gibi olacak hemen hemen hepsi.
Karanlık kuyudan çıkmam gerektiğini fark ettim bir süre önce. Ben de 30 yıl sonra "ben kendime ne yaptım böyle" demek istemiyorum. Bu evlilik sürsün ya da sürmesin ben olduğum durumda kalmak istemiyorum.
Bakın bugün okula gitme maceramızı anlatayım size. Her gün yaşanıyor bu durum mesela. Sabah erkenden uyandı benim sıpa. Önce üstünü değiştirmemek için epey direndi. Sonra bir şekilde ikna ettim ve "süpürgeyi çıkar evi süpürücem" dedi. Çok Titiz kendisi. Yataklar yerdeyken süpürmeye başlar çünkü. En son "sarı arabam da okula gitsin" diye tutturunca benim sabır taşım aşınmaya başladı. Çünkü sarı arabası (yedekte beş tane daha sarı arabası var) babannesinde kaldı. Bunu biliyor ve gidip alırsak babannesine yapışıp okula gitmeyecek aklıyla.
Sırtımdan ter aka aka evden çıkmayı başardım. Okul ile ev arası beş dakikalık mesafe ama bi asla beş dakikada gidemiyoruz o yolu :)
-kediye mama verelim acıkmıştır.
-ooo kum tepesi girelim içine tepinelim o halde.
-aman da burada su birikintisi varmış zıplayıp içine girelim ki baştan aşağı su olalım. Niye olmayalım çünkü.
-acaba marketten ekmek mi alsak. Evin gıdasını takip etmesi lazım çünkü. Hazır markete girmişken kasaya tırmanmaya da çalışalım çünkü niye yapmayalım. Oh kasa altı sakızlar da deli dana gibi koşarken yığılsın hep yere. Annem özür diler benim adıma nasılsa.
-bak en güzeli burası. Annem gıdaları poşete koyarken ben çılgınca koşup marketten çıkmaya çalışayım ki annem ufak çaplı bir kalp krizi geçirsin. Caddeye fırlamalıyım evet.
-annem kırk kere arabaların tehlikeli olduğunu anlattı ama ben adeta bir psikopat gibi yolun ortasında durup "araba bana çarpsın" demeliyim. Hatta abartıp giden arabanın üzerine koşayım ki güzel çarpsın. Ağzım yüzüm falan hep dağılsın.
Öyle hızlı koşar ki en az iki kere düşmek garanti okula gidene dek. Çok fazla umursamaz da canının yanmasını. Beş dakikalık okul yolu survivor macerası bizim için. Okulun kapısından teslim ettiğimde tır çarpmış gibi oluyorum.
Bu benim günümün başlangıcı. Daha büyük maceralarla devam ediyor sonra. Ama mesela ben vazgeçtim çocuğa bakmaktan diyemem. Ama adam öğlen işten gelince "çocuğu biraz parka götür" dediğimde "yo omo bono çok yoroyor boşo çokomoyorom" diyor. Sizce de tam gırtlağını sıkmalık değil mi?
Komik zaten eşimle bazen geyik konusu oluyor aramızda hatta. En son tartıştık ve zamanı gelince boşanacağız dedik. Ertesi gün "ya boşanmaya daha çok var bir sevişelim şimdi" dedi adam. Komik oluyor evet böyle düşününce.
Hakkınızda hayırlısı olsun.Az evvel tartıştık ve ben anahtarı alıp çıktım. Parkta oturuyorum. Eşim telefonla bir şeye bakıyordu. Ben de ekrana baktım napıyosun bakalım diyerek. Tam o anda bir bankadan mesaj geldi. "bugün yaptığınız işlem ödeme bilmem ne" gibi şeyler yazıyordu. "hayırdır ne ödemesi bu bir mesaja bakabilir miyim" dedim. Asla göstermedi. Ajan gibi beni takip etme söylemek zorunda mıyım her şeyi gibi bir şeyler söyledi. Ben de "evet ben kendime zerre harcama yapmazken, bu kadar kısıtlı yaşarken, tüm maddiyatı oğlum için yönetmeye çalışırken söylemek zorundasın. Geçmişi de düşününce evet söylemek zorundasın" dedim. Söylemiyorum yeter beni darlayıp hesap sormandan bıktım diye üste çıktı. Çıktım evden. Beni aradı. Gizli saklı ya da kötü bir şey yok bilmem ne diye saçmaladı. Ben de temmuz ayında boşanıyoruz. Benim için evlilikte esas olan güven. Ve bu bizim evliliğimizde maalesef yok ve sen de itina ile tüy dikiyorsun. Haziranda oğlanın okulu bitiyor. Ben bu süreçte neler yapabilirim nasıl hayat kurabilirim diye düşüneceğim. Sen de bir zahmet babası olarak maddi manevi destekte bulunursun. Şahsım adına hiçbir talebim yok senden. Ancak oğluna sahip çıkacaksın. Dedim.
Nasıl istiyorsan öyle yap dedi telefonu kapattı. Eğer aileler beynimizi yemezse, vazgeçirmek için diller dökülmezse temmuzda bitecek bu iş. İnşallah iyi olur her şey. Karışık yazmış olabilirim inanılmaz gerginim ve oğlumu alana dek sakinleşmem gerek. Yazamayabilirim o yüzden.
Az evvel tartıştık ve ben anahtarı alıp çıktım. Parkta oturuyorum. Eşim telefonla bir şeye bakıyordu. Ben de ekrana baktım napıyosun bakalım diyerek. Tam o anda bir bankadan mesaj geldi. "bugün yaptığınız işlem ödeme bilmem ne" gibi şeyler yazıyordu. "hayırdır ne ödemesi bu bir mesaja bakabilir miyim" dedim. Asla göstermedi. Ajan gibi beni takip etme söylemek zorunda mıyım her şeyi gibi bir şeyler söyledi. Ben de "evet ben kendime zerre harcama yapmazken, bu kadar kısıtlı yaşarken, tüm maddiyatı oğlum için yönetmeye çalışırken söylemek zorundasın. Geçmişi de düşününce evet söylemek zorundasın" dedim. Söylemiyorum yeter beni darlayıp hesap sormandan bıktım diye üste çıktı. Çıktım evden. Beni aradı. Gizli saklı ya da kötü bir şey yok bilmem ne diye saçmaladı. Ben de temmuz ayında boşanıyoruz. Benim için evlilikte esas olan güven. Ve bu bizim evliliğimizde maalesef yok ve sen de itina ile tüy dikiyorsun. Haziranda oğlanın okulu bitiyor. Ben bu süreçte neler yapabilirim nasıl hayat kurabilirim diye düşüneceğim. Sen de bir zahmet babası olarak maddi manevi destekte bulunursun. Şahsım adına hiçbir talebim yok senden. Ancak oğluna sahip çıkacaksın. Dedim.
Nasıl istiyorsan öyle yap dedi telefonu kapattı. Eğer aileler beynimizi yemezse, vazgeçirmek için diller dökülmezse temmuzda bitecek bu iş. İnşallah iyi olur her şey. Karışık yazmış olabilirim inanılmaz gerginim ve oğlumu alana dek sakinleşmem gerek. Yazamayabilirim o yüzden.
Devri hareket ediyorsun diyenler olacaktır. Doğrudur. Ancak ben hissediyorum. Iyi ya da kötü bir şeyler gizliyor en nihayetinde. Basit bir ödeme olsa neden söylemesin. Aldatma vs şüphem yok o konuda. Adamın kendine hayrı yok başka kadına mı olacak allasen. Açık açık beni aptal yerine koyuyor. Neymiş benim sorgulamama sinirlenmiş de ondan göstermmemiş mesajı. Bir de işsizlik sigortası ödedim bilmem ne diye sığır gibi yalan söylüyor. Başlarım senin sigortana.
Yok ben bu yükü kaldıramıyorum. 32 yaşından sonra da bir çocukla birlikte bir de adam büyütmek istemiyorum. Mecalim yok buna. Yalnız daha iyi olacağım. Yani umarım.
Ah gangsta, içim daralıyor benim o zamanları düşündükçe. Hatırlamak istemiyorum bile. Şu x ile başlayan Antidepresanı şeker niyetine tükettiğim o dönemlerde eşimin yaptıklarını asla affedemiyorum.
Ben o zamanlar çok çabaladım bu evlilik için. Ancak öfkemi öylesine bastırmışım ki, adam düzelip af dilemeye başladığında dağıldım ben de. Hem zor bir bebeğe yalnız başıma annelik yapmak, hem eşimin o dönem yaptığı hataları kimseye anlatmadan örtbas etmeye çalışmak kolay olmadı. Benim yemek yapanım da yoktu :) sabah sekizden akşam dokuz buçuğa kadar evde yoktu adam. Ailem uzakta. Eşimin ailesi uzakta. Komşum bile yoktu doğru düzgün. Üst komşum sabah akşam kavga eden karakolluk olan bir çiftti. Diğerleri de benzer vakalar. Bir ara delirdiğimi düşündüm. İntihara hiç o kadar yaklaşmamıştım.
Bana o günleri yaşatan ve destek olmayan adam sonraki yıl adım atsa ne olur, af dilese ne olur. Ben onu affetmeye başladığımda da o adım atmaktan vazgeçti.
Az evvel tartıştık ve ben anahtarı alıp çıktım. Parkta oturuyorum. Eşim telefonla bir şeye bakıyordu. Ben de ekrana baktım napıyosun bakalım diyerek. Tam o anda bir bankadan mesaj geldi. "bugün yaptığınız işlem ödeme bilmem ne" gibi şeyler yazıyordu. "hayırdır ne ödemesi bu bir mesaja bakabilir miyim" dedim. Asla göstermedi. Ajan gibi beni takip etme söylemek zorunda mıyım her şeyi gibi bir şeyler söyledi. Ben de "evet ben kendime zerre harcama yapmazken, bu kadar kısıtlı yaşarken, tüm maddiyatı oğlum için yönetmeye çalışırken söylemek zorundasın. Geçmişi de düşününce evet söylemek zorundasın" dedim. Söylemiyorum yeter beni darlayıp hesap sormandan bıktım diye üste çıktı. Çıktım evden. Beni aradı. Gizli saklı ya da kötü bir şey yok bilmem ne diye saçmaladı. Ben de temmuz ayında boşanıyoruz. Benim için evlilikte esas olan güven. Ve bu bizim evliliğimizde maalesef yok ve sen de itina ile tüy dikiyorsun. Haziranda oğlanın okulu bitiyor. Ben bu süreçte neler yapabilirim nasıl hayat kurabilirim diye düşüneceğim. Sen de bir zahmet babası olarak maddi manevi destekte bulunursun. Şahsım adına hiçbir talebim yok senden. Ancak oğluna sahip çıkacaksın. Dedim.
Nasıl istiyorsan öyle yap dedi telefonu kapattı. Eğer aileler beynimizi yemezse, vazgeçirmek için diller dökülmezse temmuzda bitecek bu iş. İnşallah iyi olur her şey. Karışık yazmış olabilirim inanılmaz gerginim ve oğlumu alana dek sakinleşmem gerek. Yazamayabilirim o yüzden.
Devri hareket ediyorsun diyenler olacaktır. Doğrudur. Ancak ben hissediyorum. Iyi ya da kötü bir şeyler gizliyor en nihayetinde. Basit bir ödeme olsa neden söylemesin. Aldatma vs şüphem yok o konuda. Adamın kendine hayrı yok başka kadına mı olacak allasen. Açık açık beni aptal yerine koyuyor. Neymiş benim sorgulamama sinirlenmiş de ondan göstermmemiş mesajı. Bir de işsizlik sigortası ödedim bilmem ne diye sığır gibi yalan söylüyor. Başlarım senin sigortana.
Yok ben bu yükü kaldıramıyorum. 32 yaşından sonra da bir çocukla birlikte bir de adam büyütmek istemiyorum. Mecalim yok buna. Yalnız daha iyi olacağım. Yani umarım.
Evet merhameti hak etmiyor düşüncesi ile uzun bir süre bu evliliğin içine ettim doğru :) ancak şimdi insan gibi davranıyorum sadece sevgiyi hak etmiyor kısmını atlatamadım :)
Ben söylemiyorum işte. Kahve yapması gerektiğini de söylemedim. Geri zekalı değilse düşünür dedim. Ama geri zekalı imiş.
Dürtmeden anlamıyor, yapmıyor. Söyleyince yapar ama ben de söylemekten bezdim bacım :)
Az evvel tartıştık ve ben anahtarı alıp çıktım. Parkta oturuyorum. Eşim telefonla bir şeye bakıyordu. Ben de ekrana baktım napıyosun bakalım diyerek. Tam o anda bir bankadan mesaj geldi. "bugün yaptığınız işlem ödeme bilmem ne" gibi şeyler yazıyordu. "hayırdır ne ödemesi bu bir mesaja bakabilir miyim" dedim. Asla göstermedi. Ajan gibi beni takip etme söylemek zorunda mıyım her şeyi gibi bir şeyler söyledi. Ben de "evet ben kendime zerre harcama yapmazken, bu kadar kısıtlı yaşarken, tüm maddiyatı oğlum için yönetmeye çalışırken söylemek zorundasın. Geçmişi de düşününce evet söylemek zorundasın" dedim. Söylemiyorum yeter beni darlayıp hesap sormandan bıktım diye üste çıktı. Çıktım evden. Beni aradı. Gizli saklı ya da kötü bir şey yok bilmem ne diye saçmaladı. Ben de temmuz ayında boşanıyoruz. Benim için evlilikte esas olan güven. Ve bu bizim evliliğimizde maalesef yok ve sen de itina ile tüy dikiyorsun. Haziranda oğlanın okulu bitiyor. Ben bu süreçte neler yapabilirim nasıl hayat kurabilirim diye düşüneceğim. Sen de bir zahmet babası olarak maddi manevi destekte bulunursun. Şahsım adına hiçbir talebim yok senden. Ancak oğluna sahip çıkacaksın. Dedim.
Nasıl istiyorsan öyle yap dedi telefonu kapattı. Eğer aileler beynimizi yemezse, vazgeçirmek için diller dökülmezse temmuzda bitecek bu iş. İnşallah iyi olur her şey. Karışık yazmış olabilirim inanılmaz gerginim ve oğlumu alana dek sakinleşmem gerek. Yazamayabilirim o yüzden.
Devri hareket ediyorsun diyenler olacaktır. Doğrudur. Ancak ben hissediyorum. Iyi ya da kötü bir şeyler gizliyor en nihayetinde. Basit bir ödeme olsa neden söylemesin. Aldatma vs şüphem yok o konuda. Adamın kendine hayrı yok başka kadına mı olacak allasen. Açık açık beni aptal yerine koyuyor. Neymiş benim sorgulamama sinirlenmiş de ondan göstermmemiş mesajı. Bir de işsizlik sigortası ödedim bilmem ne diye sığır gibi yalan söylüyor. Başlarım senin sigortana.
Yok ben bu yükü kaldıramıyorum. 32 yaşından sonra da bir çocukla birlikte bir de adam büyütmek istemiyorum. Mecalim yok buna. Yalnız daha iyi olacağım. Yani umarım.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?