Evliliğimin bitmesi gerek sanki.


Bunlar daha buzdağının görünen kısmı. Ben çok sevdiğim iki insanı kanserden kaybettim bu süreçte bir de. Annem beyin kanaması geçirdi ailemin düzeni baştan aşağı değişti. Kayınvalidem ölümden döndü organ nakli oldu. Son dört yıla ölümler, hastalıklar da sığdı. Ciddi manada hepimiz yıprandık bu süreçte.

Inşallah dediğiniz gibi olur, düzelir bazı şeyler. Ben de istemem düzelebilir durumda ise bitirmeyi.
 
Merhaba. Sizde ve oglunuzda ağır metal zehirlenmesi var mı, bir araştırmanızı tavsiye ederim. Ufaklığın durumu ağır metal detoksu ile hafifler gibi geliyor bana.

Ağır metal zehirlenmesi var mı bilmiyorum ama ağır akıl tutulması var ikimizde de :) teşekkür ederim araştıracağım bu durumu.
 
Su an eşine olan öfkenin nedenini daha iyi anlıyorum ...yaşadığın hayal kırıklığını..o gece yaşadığın caresizligin tüm geleceğine bakışını nasıl etkilediğini şu an hissedebiliyorum. Gecmiste zaten ailence kendini gerceklestirmen engellendi....sevilme ve koşulsuz kabulü bir şekilde hissedemedin....eşinin yaşattığı bu olaylar nedeniyle de geleceğe güvenle bakamiyorsun....peki şimdi neye siginacaksin? ben seni elli kusur yasina gelmiş ,oğlu evden ayrılmış ama eşine öfkeli ,hırçın ,kırgın , hala affedememis,sindirememis..ama hala evli ,yol almamış ,her sabah 30 sene öncesini düşünen bir kadın olmanı istemiyorum. Bu geçen zamanı lütfen boşa geçirme .Oğlun kresteyken kpss çalış,sertifika al vs. kendine iş hayatında artı sağlayacak birşeyler yap. Ama yerinde sayma lütfen.
 

Ve sen hala normal bir evlilikmi bekliyorsun? Yani bu durumda sarsilmaniz cok cok normal. Bizde esim ile cok sey yasadik bebek dogumu ile beraber, maddi sorunlar, benim saglik sorunlarim, onun saglik sorunlari,..

Ve psikologumuz "ne cok sey atlatmisiniz, cok zor zamanlardan gectiniz" dediginde bile inanmiyordum. Hani olaylarin bu kadar cok etkisi olabildigini. Esime artik düsman kesilmistim. Cok sinirliydim ve öfkeleydim. Ancak o seanslar ile beraber, bi onun konusmasi, bi benim konusmam ile idrak edebildim baze seyleri. Aslinda ne kadar cok sey yasadigimizi, nasil etkilendigimizi.

Annen ve kv'denin bu arada durumlari nasil? Cok büyük gecmis olsun.
 

Teşekkür ederim anladığın için. Ben burada birçok detayı yazmıyorum. Birinci sebebi, yaşanıp geride kalmış konular hakkında yorum yapmak, eleştiri yapmak çözüm olmuyor halihazırda yaşanmaya devam etse evet fikir istemek için yazarım ki o durumda zaten ayrılmış olurum. Ayrılalım mı diye sormam. İkinci sebebi de çok fazla dramatikleştirmeyi sevmiyorum yaşadıklarımı. Aman de ne acılardan geçtim demek, pek haz ettiğim bir durum değil.

En nihayetinde geride kaldı o günler. Her ne kadar hislerim körelse de, eylemler devam etmiyor. Bu yıl kendim için birçok şeye adım attım esasında. Yeniden üniversite sınavına gireceğim. Mart sonunda spora başlıyorum. Geçmiş dönemde öylesine okuduğum bir üniversite bölümünün stajı vardı kalan, mezun olmak için onu halledeceğim. Zevk olsun diye okumuştum bir faydası olmayacak ama diplomayı alırım en azından. Girişimlerim var bu konularda ama mart sonu gibi olacak hemen hemen hepsi.

Karanlık kuyudan çıkmam gerektiğini fark ettim bir süre önce. Ben de 30 yıl sonra "ben kendime ne yaptım böyle" demek istemiyorum. Bu evlilik sürsün ya da sürmesin ben olduğum durumda kalmak istemiyorum.
 

Bu oglunun zor oldugunu göstermez, cocuk oldugunu gösterir. Evet herseyi deneyecektir o, yaramazliklar yapacak fakat sen anne olarak disiplinli korumak zorundasin (tabiki babada buna dahil). Sabah rutin gelistirip, o rutinden cikmamalisin, her istegine evet deme. Gerekirse ceza vereceksin, sevdigi birseyi elinden alarak. Mesela markette yaramazlikmi yapiyor? Onun sevdigi birseyi tekrar yerine koy ve alma. Gerekirse sesini yükselt.

Artik son dönemlerde böyle "evlatlarimizi pamuklara saralim, ses yükseltme ve ceza tüh kaka" fikri olustu baze annelerde, ki cok yanlis. Evet cocuk aglayacak, feryat figan aglar ama bir düzene ihtiyaci var. Bu düzen ile daha rahat olan bir anneye ihtiyaci var.

Bence uzmana sadece teshis icin degil, pedagojik destek icinde gitmelisin. Bu yasadiklarindan dolayi evladin icin cok hasas oldun bence. Onun üzerine fazla titriyorsun. Ha babada fazla vurdumduymaz. Ve bunun kaynagi, ikinizin arasindaki baglanti, babanin oglu ile iliskisidir. Yani tek bir suclu yada etken yok.
 

İşte ben de küçümsüyorum yaşadıklarımı. Belki de küçümsememek gerek.

Evlendikten üç ay sonra tam da hamile kaldığım dönemde annem beyin kanaması geçirdi. Ameliyat, yoğun bakım süreci vs. Her zaman bir risk var hayatında ama şu an normal hayatına devam ediyor çok şükür. Bu olayın üzerinden bir yıl geçince kayınvalidem yoğun bakımda ölümü bekliyordu. Acil organ nakli gerekti eşim verdi organı. O dönem de her anlamda çok zordu.

Üstünden kısa bir süre geçti canım dayım kanserin son evresinde olduğunu öğrendi. Çok gençti, çok severdim. Kaybettim onu. Sadece iki ay geçtikten sonra yeğenlerimin annesini, benim de canım arkadaşımı kaybettim daha 31 yaşında. Meme kanseri sonrası beyin metastazı ile.

Yeğenlerim ve abim ailenin evine yerleşti. O süreç de İnanılmaz zordu. Çok kısa bir süre sonra çok yakın olduğum, sevdiğim bir insanı daha kanserden kaybettim.

Araya sıkışan benim hastalıklarım, ameliyatım da var. Henüz ölmedim ama, yaşıyorum.

Kayınvalidem de annem de şu an için iyiler şükür.
 
Bak ben bunları üç çocukla yaşıyorum. Hergün istisnasız 3 çocukla okula gidip geliyorum.
Evden çıkarken mutlaka kavga çıkar çocuklar arasında. Bir oyuncak için hepsi ağlar (yaşları 2-4-6) saçlar taranacak, önce ben diye ağlarlar. Evden çıkarız asansöre binmicez merdivenle inicez diye tartışma çıkar. Asansörün tüm düğmelerine basılır ve her katta durur. En sinir olduğum. Sokak kapısından çıkınca biri kediye koşar, biri ağaca, biri duvara tırmanmaya çalışır. Yoldan taş toplarız neden bilmiyorum. Sonra cafeler var yol üzerinde. Hepsinin önünde illa 3-5 dk oyalanırız herkese el sallarız. Boylarına yakın bahçe duvarlarına tırmanmadan olmaz. Kaldırım da neymiş yol ortasında yürümek varken. Markete gidersek üç ayrı kola dağılır benimkiler, bi hayal et halimi :)
5 dk lık okul yolumuz 25-30 dk sürüyor. Eğer bir de çıldırırlarsa bağıra çağıra ağlamaları, yol ortasına oturup yürümemek için inat etmeleri, kucağa alsam indir diye cırlamaları.
Ama millete sorsan çocuklarım çok uslu.
Ah ah içi beni dışı onları yakar.

Ama ben onlar yaramaz demeyi bıraktım. Huyu bu dedim; ben sanki çok mükemmel bir yetişkin miyim ki onlara sorunlu muamelesi yapıyorum vs.

Geçecek bu günler; evden ayrılıp gidecekler. Çok özleyeceğim bu günleri deyip avutuyorum.

Özetle; kabullenmekten başka çare yok. Ev yansa sen otur kahveni iç. Yoksa delirmek işten değil.
 

Yani su an ayakta olup,bunlari düzgünce yazman bile benim nezdimde basari. Yani cok kisa sürede cok, cok agir seyler yasamissiniz. Kücümseme bu yasadiklarini, hepsi birer travma. Hepsinin ayri ayri zamana ihtiyaci var, beyin ve kalbinde yer etmesi icin, acinin dinmesi icin.

Sen denizde cirpiniyorsun su an, bogalmadigini, yüzdügünü saniyorsun. Ancak degil, cirpiniyorsun ve bogulmak üzerisin. Esinde ayni durumda ve ikiniz birbirinize yardim edemiyorsunuz, göremiyorsunuz birbirinizi. Ikinizde aslinda ayri ayri mücadele ediyorsunuz.

Gercekten iyi bir psikolog ve bir tatile ihtiyaciniz var. Cocugu annenlere birak ve esin ile bir tatile git. Tekrar uykunu al, dinlen. Bu gecmis dönem sadece manevi olarak degil, fiziksel olarakta yordu seni.

Ah canim bunlari okuduktan sonra, senin annelik duygularinida anliyorum, esine öfkenide anliyorum. Cok güclü bir kadinmissin ama. Bunca seyden sonra halen ayaktasin ve üniversite plani bile yapiyorsun. Sen kendi gücünün farkinda degilsin. Bu denizden yüzerek cikacaksiniz, sende, esinde. Buna inaniyorum.
 
Genel duruma baktığınızda bitecek bir evlilik göremiyorum ben.

Yorulmuş bir anne, mücadele etmeyi bırakmış sadece evin genel gecim derdine odaklanmış bir baba var karşımda.

İsterseniz toparlarsınız. Cünkü hersey bitmemiş görünüyor.

Nacizane tavsiyem asla bu durumun üzerine 2. cocuk yapmayın. Cok ama cok yıpranırsınız. Olan yine size olur.
 
İddia dışında sevdiklerinin kaybı, hastalığı sırasında eşin neredeydi?

Eğer o süreçte seni yalnız bıraktıysa boşanmakta çok haklısın. Tek hatası iddia ise ve şans verdiysen gerçekten geçmişi unutup yeniden başlamalısınız.
 

ya simdi kizma ama, bunlarin hepsi bana normal geldi,
ki ben ogullarima uslu derim.
bu okula gitmesi bir saat suruyor diye scooter almistim hatta, yarisarak gitmek fikrini sevmisti,
butun kis yanimda yagmur botlari tasidim, beyefendi suya girip cikmak istediginde aman ha eksik kalmasin diye
kac kez istedigi oyuncagi arayacagiz diye okula gec kaldik bilemiyorum, imkan dahilinde ise izin veriyorum bu tarz isteklerine.

bir tek bu araclardan korkmama durumunu yasamadik ama onda da sizin iki ebeveyn olarak biraz fazla mudahaleci olmanizin neticesi mi acaba diye dusundum.

cok negatif yonunden bakiyorsun,
mesajlarinin cogunu okudum,
ve sanirim ben bosardim boyle kocayi,
kahve meselesi beni benden aldi mesela, laf sokup gitmissin ya, sabirliymis dedim icimden.

sizin ayriliginiz belki faydali olabilir, ikiniz acisindan da, kendinizi dinleme ve hatalarinizi degerlendirme sansinizi bulursunuz. Sen onu belki ayriyken affedersin, o belki ayriyken kendi sorumluluklarinin farkina varir.

Ama bu mumkun degilse muhakkak yardim almayi deneyin, cift terapisi veya bireysel. Ama senden cok esinin almasi gerekir, ya da ne bileyim dinledigi aile buyugu/ arkadasi vs varsa onun uyarmasi ise yarayabilir.
Ben bu tarz meselelerde ozlu soz gonderirim esime, hani millet kaynanasina sosyal medyadan laf carpiyor ya ayni taktikle, ozelden tabi. Cocukla ilgili konularda bir suru makale gonderirim, oku bunlari uzerine konusucaz diye. Tuvalet egitimi ile ilgili onerilen yontemleri gondermistim mesela, sana bir hafta sure bunlari oku sonra karar vericez yonteme demistim, okumamisti, sonra da hic tuvalet egitimi konusunda konusmasina izin vermemistim.
 

Annemle babam birbirleriyle tartışırlar sürekli(bazen tatlı bazen sert.). Genel halleri böyledir hep. Bir gün yine bu şekilde atışarak konuşurlarken ortaya öylesine bir laf attım 'Nedir alıp veremediğiniz anlamıyorum.' dedim. Babam da 'Sen bize karışma bu bizim anlaşma şeklimiz.' dedi, annem de gülümsüyordu :)

Nedense birden o an canlandı gözümde ve sizin boşanma meselenize karışmamak gerektiğini anladım :)
 
Az evvel tartıştık ve ben anahtarı alıp çıktım. Parkta oturuyorum. Eşim telefonla bir şeye bakıyordu. Ben de ekrana baktım napıyosun bakalım diyerek. Tam o anda bir bankadan mesaj geldi. "bugün yaptığınız işlem ödeme bilmem ne" gibi şeyler yazıyordu. "hayırdır ne ödemesi bu bir mesaja bakabilir miyim" dedim. Asla göstermedi. Ajan gibi beni takip etme söylemek zorunda mıyım her şeyi gibi bir şeyler söyledi. Ben de "evet ben kendime zerre harcama yapmazken, bu kadar kısıtlı yaşarken, tüm maddiyatı oğlum için yönetmeye çalışırken söylemek zorundasın. Geçmişi de düşününce evet söylemek zorundasın" dedim. Söylemiyorum yeter beni darlayıp hesap sormandan bıktım diye üste çıktı. Çıktım evden. Beni aradı. Gizli saklı ya da kötü bir şey yok bilmem ne diye saçmaladı. Ben de temmuz ayında boşanıyoruz. Benim için evlilikte esas olan güven. Ve bu bizim evliliğimizde maalesef yok ve sen de itina ile tüy dikiyorsun. Haziranda oğlanın okulu bitiyor. Ben bu süreçte neler yapabilirim nasıl hayat kurabilirim diye düşüneceğim. Sen de bir zahmet babası olarak maddi manevi destekte bulunursun. Şahsım adına hiçbir talebim yok senden. Ancak oğluna sahip çıkacaksın. Dedim.

Nasıl istiyorsan öyle yap dedi telefonu kapattı. Eğer aileler beynimizi yemezse, vazgeçirmek için diller dökülmezse temmuzda bitecek bu iş. İnşallah iyi olur her şey. Karışık yazmış olabilirim inanılmaz gerginim ve oğlumu alana dek sakinleşmem gerek. Yazamayabilirim o yüzden.

Devri hareket ediyorsun diyenler olacaktır. Doğrudur. Ancak ben hissediyorum. Iyi ya da kötü bir şeyler gizliyor en nihayetinde. Basit bir ödeme olsa neden söylemesin. Aldatma vs şüphem yok o konuda. Adamın kendine hayrı yok başka kadına mı olacak allasen. Açık açık beni aptal yerine koyuyor. Neymiş benim sorgulamama sinirlenmiş de ondan göstermmemiş mesajı. Bir de işsizlik sigortası ödedim bilmem ne diye sığır gibi yalan söylüyor. Başlarım senin sigortana.

Yok ben bu yükü kaldıramıyorum. 32 yaşından sonra da bir çocukla birlikte bir de adam büyütmek istemiyorum. Mecalim yok buna. Yalnız daha iyi olacağım. Yani umarım.
 
Hakkınızda hayırlısı olsun.
 

Keşke hemen evi terk etmeseydin. Yine iyi niyetimden, acaba sana sürprizmi yapti diye düşünüyorum.

Ve boşanmak istiyorsan hemen avukat tutup boşanmalisin. Aksi takdirde ciddiye alinmazsin. Temmuza kadar kim öle, kim kala.

Zaman ile boşanma kelimesinin bile anlami yitirilir. Ilişki iyicen laçkalaşir ve kurtarmak istesen bile zor olur, hatta imkansiz. Kendink kisir döngü, mutsuz bir evlilikte bulursun.

Bence en iyisi annenlere gitmen. Bu kadar ağir laftan sonra tekrar eve gidersin hiç bir ciddiyet ortada kalmaz. Annenlerde kafani topla ve plan yap. Sen ne istiyorsun ve hedefine nasil ulaşacaksin? Ve bir yandanda psikologa git.

Bu şekilde ne kendine, ne etrafa hayrin var. Bir durup, nefes alman lazim.
 

Yeni gördüm alıntını.

Biz, 2 buçuk senedir yaşıyoruz, ilk 1 buçuk senesi aşırı götürdü ama git gide iyileşme gösterdi, toparladık.
Siz bunu 3 buçuk senedir yaşıyorsunuz ve git gide iyileşmiyor, aynı yıpratma gücünde sürüyor. Süreç, bizde de sizdeki gibi ilerleseydi, kuvvetle muhtemel aynı durumda olurduk. Bu yüzden sizin bir miktar daha zamana ihtiyacınız olduğunu düşünüyorum ister istemez, her şeyin biraz daha dingin bir hale geldiği, daha birbirinize kalabileceğiniz bir zamana. O zaman durumunuz ak mı kara mı net ortaya çıkacak.

Ve söylemeden edemeyeceğim sen kendine eziyetli birisin İdrak, konularını okuyorum, benim konularımdaki yorumlarını görüyorum; çok benziyoruz birbirimize; affetmekte zorlanan, sarsılan güveni geri gelmeyen... "Hiçbir zaman eskisi gibi olmaz" Bu söz beni özetleyen bir söz ve sana da çok yakın bir söz bence.

Bu yüzden, elinde olanlara bakıp eğer istiyorsan (Ki bu noktada senin neyi istediğin devreye giriyor) yeni bir şey inşaa etmen gerekecek. Çünkü eskinin üzerine çıkamazsın, o olmaz.
Şöyle bir baktım; eşinin iddia oynaması ve bebeğinle mağdur bir durumda kalman... Bu oldukça ağır. Ama İdrak, o an boşanmadınsa, artık bunu taşımanın da bir manası yok. Devam etmen "Seni affetmeye çalışacağım" demek gibi bir şey. Bu konuyu bir daha konuştunuz mu?

Bence o günü bir daha konuşmalısınız bugün. Sana yardım etmediği, kendi rahatına baktığı her an o günü hatırladığını eşine söylemelisin.
 


Seni rahatlatmak adına, elindeki her ne ise sana açıkça gösterebilmeliydi.
Bunu yapamadıysa, kötüyü düşünmek istemiyorum ama, durum hoş değil.
Hakkında hayırlısı olsun.
 

Ama soylemezsen sadece yine heyheylendi diye dusunuyorlar.
Sence ince dusunemediginden mi yapmiyor yoksa anlayip da mi yapmiyor?
Anlayip da yapmiyor diyorsan objektif bir sekilde, sorumluluklarini onun ustune yikmayi ogrenmelisin.
Nasilsa idrak yapar rahatligi olmasin.

Ayrica bana yardimci ol dediginde "greşe verdig ya daha napak" tavrina gicik oldum.
Ama sen olma:)
 

Bunu sonraddan okudum.
Neden gosteremesin ki odemeyi?
Bak sinir oldum ama daha once de sanki telefonunu vermek istememisti di mi?
Yani genel tavri mi bu?
Genel tavri buysa hadi bir nebze anlasilir, beklenendir diyecegim ama yine de cekilecek gibi degil; cunku karsisinda suphelenebilecek bir kadin var normal olarak tabii ki, bir gecmis var, bir vukuat var, senin icini rahatlatmaya calisacagina.. anlam veremedim.
Cok sinirlendim.
Eger hissettigin sey dogru cikarsa, tahmin ettigin gibiyse hakkinizda hayirlisini, senin icin en kolayini en guzelini dilerim.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…