Ev kadınları neden küçümseniyor

Yazılımcıyım evden ofisimden tatilde çalışabiliyorum kısacası kendi işimin patronuyken bana git çalış köle dendi haha
Biz de isterdik gündüz kuşağı izleyip kısır yemeyi ama maddi özgürlük tatlı geldi
 
Benimde bıktığım bir durum yükseklisans mezunuyum ve çalışmak istemiyorum evde çok mutluyum. Dıdısının dıdısı bile iş buldun mu diye soruyor yahu sizi ne aşımı siz mi vereceksiniz? Bu eşim ve benim sorunum
 

Burada.
Kayınvalideniz 40 günlükken kaçmamış. Doğum izni ne yazık ki o kadarmış o zamanlar. Bu dramı yaşayan birçok kadın tanıyorum. Doktor öğretmen mühendis avukat. Yan komşum emekli hakim. 2 çocuğunu da 40 günlükken bırakıp işe gitmek zorunda kalmış.
Bırakıp kaçmış dediğinizde üslup çirkinleşiyor. Kayınvalideniz üzerinden bunu herkese söylüyorsunuz çünkü.

Ayrıca sürekli kıskanılmaktan bahsetmişsiniz.
Çalışan kadınlar işten çıktığında eşlerinden gördüğü sevgi saygı mı azalacak?

Değer görmenin çalışıp çalışmakla ne ilgisi var ki.

Hiçbir kadın değer görmediği evde durmamalı. İşten çıktığında değer görmeyecekse işten çıkmamalı zaten. Evden gitmeli. Ama maalesef ekonomik özgürlüğü olmadığı için bir çok kadın değer görmediği evde yaşamaya devam ediyor. Tam ters bir mantık var. İstediğimizde gidebilecek gücümüz olması için çalışmalıyız.
Eşimiz hayatımızda olmazsa bir gün çocuklarımıza bakabilmek için çalışmalıyız. Sizin pasif gelirleriniz vardır bu konu önemsizdir onu ben bilemem tabi.
 
Boyle konuşanlar istemedigi işlerde mecburen calisan insanlar. Hayatindan memnun biri böyle saldirmaz. :))))
kesinlikle
konu sahibi arkadaşım kıskanmış ya oda evde olmak istiyor ya da sizin rahatlığınızı kıskanmış

bende isterdim mesele canım isteyince evden çıkmak sonra iş bulmak ve yine çalışmak

şuanki işim garantili gibi görünen işlerden olduğu için öyle bir lüksüm yok :)
 
Çalışmayan bir kadına koca parası yemek zoruna gitmiyor mu demek kadar itici değildir diye düşünüyorum.
Koca parası mı yiyorsundan daha itici bir laf söyleyeyim çalışıyorsun ama evladın başkalarının elinde büyüyor yazık degil mi çocuğa. Çuvaldızı birazda kendinize batırın lütfen. Ki doğum izni bitip çalışmaya başlayan kadına 40 günlük bebeyi bakıcıya atmış diyende sizsiniz.
 
Kimse durduk yere ev hanımlarını küçümsemiyor ama öyle ev hanımları varki evlerden Irak saçma sapan konuşuyorlar neymiş çalışan kadın çocuğunu bırakıp işe gidiyormuş vicdansızmış neymiş ev kadınları kıskanılıyormuş neymiş herkes onların yerinde olmak istiyormuş ama olamıyormuş absürt absürt şeyler
 
Hayatımın 25 yıllık bölümünde çalışmadım birkaç aydır çalışıyorum. Çalışmayan kadın 1 yoruluyorsa çalışan 2 yoruluyor. Ve ev hanımı olmak çalışana göre 1 tık daha rahat. Bunca yıldır çalışan kadınlara öcü gibi bakıldı. Çocukları bakıcı veya aile büyüklerinin büyütmesi adeta memleket meselesi haline gelmişti. Çevreden çok baskı yediler haliyle çalışan kadın çoğalınca bu laflar tersine döndü onlarda çalışmayan kadına laf söylemeye başladılar. Bu bir etki tepki meselesi aslında.
Bu arada kimseyi de kıskanmıyorum. İstediğini özgürce alabilmenin, birikim yapabilmenin tadı bambaşka
 
Tek ev, insanı yutuyor. Bir şekilde, bir yerinden hayata karışmak lazım kesinlikle. Bu ister meslekle olsun, ister gönüllü olarak yardım kuruluşlarında çalışmakla olsun, ister bir becerinden kazanmakla olsun...

Benim tuzum kuru, otursam full evde oturabilirim ki otururuyorum da bazen. Ama mizacım full time ev hanımlığına uygun değil. Vaktinde çeşitli işlerde çalıştım, mesleğimi hiç sevmedim, bu yüzden farklı alanlarda kendimi denedim. Sağlık problemleri yaşadım vb. Nihayetinde tabiatıma uygun işi oluşturmayı başardım ki şanslıydım, sermayem vardı. Turizm sezonunda işlettiğim minik dükkanımla ticarete girdim. Elim çizime, resme yatkın, becerim vardı ve bunu mütevazı bir işe dönüştürdüm. Bunun tadı apayrı.

Annem ev hanımı; Allah razı olsun hakkını ödeyemem ömrünü bize adadı. Ama kendi tükendi, bunu görmemek için kör olmak lazım. Anneme "Boşsun, bomboş oturmuşsun" demem, diyemem; kardeşimle beraber benim için pek çok şey yaptı. Onun dünyaya kattığı değerler de biziz (Buradan da insan nüfusu fazla zaten öff eleştirisi gelsin mi? ehehe). İyi-faydalı insanlar olduğumuzu düşünüyorum, kardeşim psikiyatri hemşiresi, zor bir tempoda hastalarına şefkatle hizmet veren bir kadın. Onu yetiştiren de bir ev hanımı.

Gerçeklere döndüğümüzde ise, annemin yerinde olmayı istemezdim-istemedim. O ev tarafından yutuldu. Temizlik hastası oldu kendini oyalamak için. İsterdim harçlığımı annem de versin mesela, babamdan alırdık sadece, annemle para üzerine hiç konuşmamız olmadı büyürken ki neden olmasındı? Oğluma harçlığını ben veriyorum bu da çok tatlı bir şey bence. Böyle daha çok detay var...
Neyse; işin özü hayata karışmak işte.
 
Tam kaos çıkarmalık konu
İsteyen çalışsın istemeyen çalışmasın. Yalnız kadınlar çalışmayınca tamam diyenler erkekler çalışmayınca neden ağlıyor onu anlamadım. Bir biz mi insanız onların da mola vermeye ihtiyacı olamaz mı mesela ?
 
Ben kimsenin hayatına burnunu sokup çocuğunu kimin yetiştirdiğine karışmıyorum. Fark bu! Kendim kariyerime ara verdim, tercih meselesi.
Evet atıp kaçmış diyorum çünkü çocuğunu ağlaya ağlaya bırakan, çalışmak zorunda olan bir çok anne olduğu gibi; off 6 ay evde durdum sıkıldım, çalışmam lazım diyen maddi olarak ihtiyacı olmasa da çalışan da çok kadın var. Yine kendi tercihidir beni ilgilendirmez ama çocuğunu bakıcıya bırakıp kaçmıştır (literally) (bu 2. Grup). Ben çevremde bu 2 gruptan da çokça kadın görüyorum ve ilk grup için gerçekten çok üzülüyorum. Çünkü çocuğunu o yaşta bırakmak en çok anne için zor. Bunu tercih etmeyen kadını küçük göreni de mazur göremiyorum kusura bakmayın.
 

Araya ingilizce yazınca havalı olmuyor.
 
15 senedir çalışıyorum, 10 senedir de aynı şirkette iyi de bir pozisyonum var ama doğumdan sonra bıraksam mı diye kara kara düşünüyorum. Çocuğu bakıcıya emanet etmek istemiyorum, kendim bakmak istiyorum ama bunca zaman ekonomik anlamda özgür olup kimseye hesap vermeden istediğim gibi paramı harcarken kocaya bağımlı hale gelmek de beni korkutuyor. İmkan var mı var ama çekiniyorum. O yüzden çalışmayan kadınlar bana hep benim kadar rahat olamıyorlar gibi geliyor. Belki de rahatlardır, bilmiyorum. Denemeden ben de bilemem

Şu an hamilelik iznine ayrıldım, evdeyim. Aşırı sıkılıyorum; çocuk doğunca tabi sıkılmam ama bu hayat da beni çok sıktı. Uzun yıllar çalışan insan için alışması biraz zor sadece. Sosyal ortamımdan ayrıldım aslında, en çok buna üzülüyorum.

Bunlar benim düşüncelerim yani bilmiyorum çocuk doğduktan sonra bu hayata alışıp belki de geri dönmek istemem. Karar bana ait tabi kimseye laf düşmez yani kimin ne dediği umurumda olmaz bu konuda.
 
Benim halam da o kadınlardan biri. Biliyorum yasal düzenlemeyi. O da annemi aynı şekilde zorbalarmış. Hatta asalak bile demiş yüzüne. Kendisi çalıştı çalıştı 50 yaşında öldü gitti emekli ikramiyesini bile vasıfsız, bencil kocası yedi. Aferin mi diyelim rahmetli canım halama? Kuzenlerime sorsan keşke annem çalışmasaydı da daha çok vakit geçirseydik diyorlar. Annelerine doyamadan kaybettiler. Yazık değil mi?

Çocuğunu zorla bırakmak ile atıp kaçmak arasında fark var. Çocuğunu atıp kaçmayan bir kadın, analık iznindeki başka bir kadına "koca parası yemek zoruna gitmiyor mu?" de-mez. Çünkü bilir çocuğunu bırakmanın ne kadar zor olduğunu. Ve evet, bunu yaşadığı halde aklınca küçük görmeye çalışıyorsa kıskanıyordur.

Eşten değer görmek eş kişisi ile ilgilidir. Önemli olan bizim kendimize nereden değer biçtiğimiz. Kendini sadece meslegin üzerinden değerlendirirken, başkalarını da öyle değerlendirirsin ve insanları mesleğine göre aşağılar yada yüceltirsin. Sonra hiçbir mesleği (yani bu kadınlara göre hiçbir değeri) olamayan kadın normal hayatını yaşayınca, bu kadınlar öfkelenir. Ben meslek sahibiyim o nasıl benimle aynı değeri görür? Iste bu kıskançlıktır.
 
Kuruma bir bayan başladı, 34 yaş civarında ev kızından gelme. Ama müh. Keşke siz gibi baksa olaya. Birşey istiyorsunuz bilmiyorum diyor. Artık yapay zeka var. Sorunca cevap alıyorsunuz. Baktım emek yok , ilerleme yok kendisini farklı birime vermelerini istedim. Orada tıkırdıyor. Ama müh maaşı almaya devam ediyor. Böyleleri de var. Evde otursaydı daha mantıklıydı. Onun yerinde olmak isteyen bir sürü genç var.

Şuan herkes üniversite mezunu. Ama boş.. içi boş resmen. Oğlum için endişe ediyorum. Öylesine okuyacaksa okumasın daha iyi.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…