çok uzunca iç dökme, her şeyden biraz

Sizin gibi çok kişi var bu hayatta çünkü öğretmenlik mezunları ciddi anlamda iş sorunu yaşıyor. Moralsizliginizin ve bıkkınlıgınızın sebebi tamamen ekonomik bence . Bir yerden bir noktadan başlayamamak sizi mahvetti ancak kesinlikle ablamıza hak veriyorum çünkü şu durumda evlenmek hata olur
yorumunuz için teşekkür ederim. evlenip aynı zamanda kpss sürecine devam eden insanlar da var, eşleri destek oluyor. ben de biraz bunları görünce ve karşımdaki insandan da bu tavrı görüp söz aldığım için güvendim. en azından üzerimdeki baskıyı eşimle paylaşırım, hayatın yükünden ferahlayacağım mutlu bir alan oluşur diye düşündüm yani benim için bu sürecin bir sonu olacak diye düşünmedim, hemen de çocuk düşünmüyoruz zaten. en başından karşımdaki insanla bunları konuşarak kendisiyle bir ilişkiye ikna oldum.

ama bir yanımda olumsuz örnekleri gördüğü için yanlış mı düşünüyorum kaygısını yaşıyorum haliyle ve bu kararsızlık içinde de yoruluyorum.
 
yorumunuz için teşekkür ederim. evlenip aynı zamanda kpss sürecine devam eden insanlar da var, eşleri destek oluyor. ben de biraz bunları görünce ve karşımdaki insandan da bu tavrı görüp söz aldığım için güvendim. en azından üzerimdeki baskıyı eşimle paylaşırım, hayatın yükünden ferahlayacağım mutlu bir alan oluşur diye düşündüm yani benim için bu sürecin bir sonu olacak diye düşünmedim, hemen de çocuk düşünmüyoruz zaten. en başından karşımdaki insanla bunları konuşarak kendisiyle bir ilişkiye ikna oldum.

ama bir yanımda olumsuz örnekleri gördüğü için yanlış mı düşünüyorum kaygısını yaşıyorum haliyle ve bu kararsızlık içinde de yoruluyorum.
Malesef evlilik ve ev sorumluluğu almanızı önermiyorum sizin durumunuzda. Kimler Kimler ne sözler alıyor ama acaba o sözlerin kaci tutuluyor üstelik düğün ceyiz hazirliklari normal bir süreç bile olsa evlilige eşe yeni aileye alışma dönemi olacak bence enerjinizi bunlara suan için harcamayın çünkü siz anladığım kadarı ile evliliği bulunduğunuz hayat standardını yükseltmesi size alan tanıması ekonomik olarak ayakta tutması için istiyorsunuz tabi bunlar hakkınız ama pişman olma ihtimaliniz var evlilik çocuk taşınma iş değiştirme vs kararlar bence ne çok mutlu ne çok mutsuz zamanlarda yapılmamalı kritik kararlar için fikirlerin olgunlasmasini beklemeliyiz. Yaşınız genç hiçbir şey bitmiş değil
 
Malesef evlilik ve ev sorumluluğu almanızı önermiyorum sizin durumunuzda. Kimler Kimler ne sözler alıyor ama acaba o sözlerin kaci tutuluyor üstelik düğün ceyiz hazirliklari normal bir süreç bile olsa evlilige eşe yeni aileye alışma dönemi olacak bence enerjinizi bunlara suan için harcamayın çünkü siz anladığım kadarı ile evliliği bulunduğunuz hayat standardını yükseltmesi size alan tanıması ekonomik olarak ayakta tutması için istiyorsunuz tabi bunlar hakkınız ama pişman olma ihtimaliniz var evlilik çocuk taşınma iş değiştirme vs kararlar bence ne çok mutlu ne çok mutsuz zamanlarda yapılmamalı kritik kararlar için fikirlerin olgunlasmasini beklemeliyiz. Yaşınız genç hiçbir şey bitmiş değil
Matilda evlilik kolay değil yeni evlendigimde kocam isden eve gelince koşup boynuna sariladim gelirdi şimdi hiç biseyde hevesim kalmadı şeker hastalığıyla uğraşıp duruyorum bazen iç perdeleri bile açmak içimden gelmiyor
 
Ben kayıtlı üyeyim kadınlar kulübü diverkilit yazınca yazdıklarımı görürsün bana yazmanı rica ederim yaşadığım çoğu şeyi yazarak rahatlıyorum iyi günler sana
 
2022 yılında öğretmenlikten mezun oldum ilk sene sınava neredeyse hiç çalışmadım bahanelerim vardı pandemiden çıkmıştım, bunalmıştım, üni hayatının tadına varamamıştım şimdi tadına varmalıydım sonraki yıl nasıl olsa çalışır kazanırdım.. öyle olmadı sonraki yıl kısmi part işe girmiş olmama rağmen bir türlü ders çalışamadım mental olarak boşluktaydım ve kafamı bir türlü toparlayamıyordum öyle büyük dertlerimde yoktu halbuki kendi içimde savruluyordum hep her şeye bahanem vardı, hayata karşı korku, kaygı, isteksizlik ve umutsuzluk doluydum. ne kadar çalışırsam çalışayım atanamayacak hissi vardı içimde zaten gerçekten de istiyor muydum atanmayı onu da bilemez durumdaydım çünkü saçma sapan kaygılarım başlamıştı bu mesleği hakkıyla yapabilecek biri miydim, ömür boyu çalışmak isteyecek biri miydim..bir süre sonra işten dolayı çalışamıyorum diye bahane üretip tamamen sınava odaklanmak için sınava son 3-4 ay kala çıktım bu sefer iyice kötü bir mentale evrildim. hayatımın hiçbir döneminde sürekli dışarı çıkan, arkadaşları olan biri olmadım ama o yıl tamamen her şeyden kopmuştum ve artık dışarı çıkmak korkutucuydu buna ne zaman mecbur kalsam öfkeyle, gerginlikle doluyor söverek dışarı çıkıyor bazen de ağlıyordum. yeni bir ortama girmek benim için dünyanın sonu gibiydi. bu dönem kişisel ihtiyaçlarım bile yük geliyordu kendimi dünyanın en çirkin insanı hissediyordum ve ne yaparsam yapayım bu değişmeyeceği için tüm her şeye ne gerek vardı diyordum. ölmek istiyordum çünkü hayatta hiçbir işe yaramayan parazit birine dönmüştüm. ailemin de beklentilerini karşılayamıyor ve karşılayamacak olmaktan utanç duyuyordum bu nedenle onlardan maddi bir şey istemek zoruma gidiyordu. sonra bu böyle gitmeyecek diye düşünüp belediyenin psikologundan randevu almaya karar verdim (özel bir terapi almaya maddi durumum el vermiyordu), defalarca alıp iptal ettim ona bile isteğim yoktu ne işe yarayacak diye düşünüyordum ama bir gün artık canıma tak etti ve terapiye gittim. hüngür hüngür ağladığım bir seans sonrası 4-5 seans daha terapiye devam ettim. faydasını görmüştüm ve bunu görmek şevkimi arttırmıştı. son seansım öabt dönemine denk geldi sınavın ilk ayağı beklentimden iyi gelince belki bir umut diye tamamen kendimi derse vermek istedim ve seansımı sınav sonrasına ertelemek istedim. bana terapistimin geri dönüş yapacağı söylenmişti ama yapmadı ve ben de o dönem bir süre bunu bekledim sonra aramadı, aramayışına gereksiz bir içerledim ve terapiye gitmeyi bıraktım zaten en fazla 9 seans gidebiliyormuşum benim gidecek 3-4 aralıklı seansım kalmıştı. her neyse, daha sonra terapi sürecinde farkındalık kazandığım bazı şeyleri kendim halletmeye karar verdim ve işe de yaradı. eskiye göre kendimi daha iyi hissediyor, toparlıyordum. bu bir fırsat dedim 2024 yılı benim yılım olacaktı çok iyi bir alt yapım olmadığı için Eylülden itibaren kpss çalışmaya başladım ancak benim ciddi dikkat dağınıklığım vardı yani bana terapistim bunun teşhisinin psikiyatri yapabileceğini oraya gitmem gerektiğini söylemişti yüksek bir ihtimal şüphemin doğru çıkabileceğini söylemişti ama ben ilaç kullanmaya mesafeliydim kendim halledebilirim diye düşünüp gitmedim yani dikkat dağınıklığı profesyonel bir teşhis değil ama şöyle söyleyeyim ilk ders çalışmaya başladığımda 15dk masada oturmak bile çok zordu ve ağlaya ağlaya oturuyordum. zaten tuhaftır ki ders çalışmaktan midem bulanıyordu. o aşırı ders çalışmadığım dönemlerde dahi düzenli olmasa da sürekli ders çalışmaya çalıştığım ve başarı gösteremediğim icin tiksinmiştim. her neyse bu süre zamanla arttı. kendim için iyi bir yol katetmiştim. o dönem ne yazık ki gönül işleriyle alakalı bazı şeylerle kafamı kurcaladığım oldu cok ciddi şeyler değildi ama inanın ki eskiden olsa bu durumlar beni her şeyden alıkoyardı ama eskiye nazaran bana etki etmesini ciddi miktarda azaltmıştım ve derslerime çalışıyordum sonra zaten bu defterleri kapattım. ramazana kadar kendime göre cok iyi bir dönem geçirdim 4-6 nadiren de 8 saatleri buluyordum. ama ramazanda dağıldım, düzenim alt üst oldu ve o dönem şimdiki sevgilimle tanıştım tanışmamızda kpss vesilesiyle oldu ve ondan derslerimden dolayı kaçmaya çalışıyordum şimdi zamanı değildi. ama gönül işte söz dinletmek kolay değil en azından kendi adıma çünkü size uymayabilir fakat iyi bir aile kurmak benim bu hayatta en çok umduğum şeylerden biri o yüzden aradığım insanı bulma ihtimalim varsa orada bir dururum. öyle de oldu, bu defterleri kapattığımı düşündüğüm dönemde sevgilimle tanıştım ve ne kadar kaçmak istesem de benim için doğru insanı bulduğuma inandım. derslerime etki etmemesi için uğraş gösterdim ama uzaktaydık, ramazandı ve ben kendimi leyla hissetmeye başladığım bir döneme girdim ve irademin kontrolünü ilk döneme nazaran kaybettim. hiçbir zaman tamamen çalışmayı bırakmadım ama ilk dönem kadarda sıkı çalışamadığım bir dönem geçirdim. sonuç ise bu yılda atanamadım. üstelik aldığım puandan da memnun değilim. ilk yıl 13 ikinci yıl 7 bu yıl da 5bin küsürlerde sıralama yaptım. atanmamın garanti olması içinse ilk 500e girmem şart. bu durum beni baya bir sarstı haliyle, bir yıl boyunca kendimce emek ettim bilemiyorum belki daha iyisi olabilirdi çünkü her zaman daha iyisi olabilir muhakkak ama bundan daha iyi bir sonucu hak ettiğime inanıyorum çünkü elimden geldiğince eski halime göre kendimi toparlamıştım:KK43: en azından mülakata girebilmeliydim. zaten ben sınavdan çıkınca kendi kontrol ettiğim yanıtlarla optiğim arasında çok fark görüp inanamadım ilk 2 sene motamot kontrolüm doğru çıkardı en fazla 1-2 soruyu yanlış hatırlıyor olurdum ama bu yıl gkgy için 3 soru öabt için 4 sorumun optikteki görünümünden şüpheliyim açıkçası çünkü insan hangi soruyu boş bıraktı bilmez mi?? boş bıraktığım doğru/yanlış işaretli boş bırakmadığımı düşündüğüm soru boş bırakılmış görünüyordu. fakat ösymye herhangi bir itirazda bulunmayı düşünmedim çünkü bulunsam da zaten atanmam için yeterli olmayacaktı. her neyse şimdi bulunduğum noktada işsizim, mutsuzum, kendimi yük ve işe yaramaz hissediyorum. başladığım noktaya dönmüş gibiyim, yine eve kapandım, yeni bir şeylere başlamak gözümde korkunçlaşmaya başladı, cesaretsizleştim. birilerine yük olarak, hayata atılmaya çalışıp birilerini parazitliğimle, mutsuzluğumla mağdur edeceğim bir ihtimalle yaşamaktansa yaşamamayı yeğliyor, bunu diliyorum her gün. git çalış bir yerde diyeceksiniz haklısınız ama sınav açıklandığından beridir işkurdan, eleman ve kariyernetten başvurmadığım yer kalmadı, ücretliden de dönüş olmadı. sadece 3 yerden dönüş aldım 2si evime çok uzak kaldı gidip gelmeme değmeyecekti asgari ücretle, birini kabul ettim abiyecide satış yapacaktım ilk hafta deneme dediler sigorta yapmayız para vermeyiz dendi kabul ettim yine de yeter ki çalışayım dedim aileminde haklı olarak baskıları vardı çünkü insanlar boş durmadığımı görsün istedim, ben de en azından ihtiyaçlarıma para çıkarayım dedim çünkü bu durumda inanın ailemden bir kıyafet parası istemek bile zor geliyor zaten isteyince de dışarı çıkmıyorsun ki ne gerek var oluyor, haklılar hiçbir sey diyemiyorum.. neyse 3 gün her şey iyiydi çalıştım ama sorduğum hiçbir konuda da kimseden yanıt alamıyordum yani misal prim var dendi prim ortalama ne kadar diyorum patrona çalışanlar bilgilendirir diyor onlara soruyorum maaş sorulmaz deniyor daha başka şeyler de böyle bu sadece örnekti her şey belirsizdi anlayacağınız ve gün sonunda bana tuvalet temizliği yapılacağı söylendi belki beni kınarsınız ama zoruma gitti o an onca yıl bunun için mi okudum diye düşündüm okumasaydım da bu noktada hatta belki daha iyi yerlede olurdum dedim zaten başlangıçta da bana böyle bir şey denmemişti ben kendi aile evimde bile mecbur kalmadıkça banyo temizliğini yapmıyorken dışarıda yapacak olmak zor geldi ve çıktım 3 günüm 0 lira ile öylesine gitti. sonra geçenlerde ücretli için arandım o kadar mutlu oldum ki anlatamam ama yine de içime tonla kaygı, korku girdi ya beceremezsem, şikayet alırsam, nasıl ders anlatacağım, çocuklara yetebilecek miyim diye kendimi yedim görüşme öncesi krize girdim desem yeridir gözlerim doluyor, ayaklarım titriyordu. ama kendine gel dedim ne olursa olsun gideceksin, deneyeceksin nereye kadar kaçabilirdim. öyle yaptım gittim görüştüm bana yarın haber veririz size çok insanla görüştük vs dendi. yarın oldu haber gelmedi. ertesi gün oldu gelmedi. sonraki gün (okulun ilk günü) kahvaltıda bir mesaj "ücretli için gereken evraklar..." diye başlayan sevindim kahvaltımı yapıp hemen evrakları ayarladım okula gittim. ne mi oldu dersiniz? bana mesaj atanlar beni tanımadı, mesaj atacakları kişi ben değilmişim, yanlışlık olmuş gitmeden evvel keşke arasaymışım ve tavrı görmeliydiniz bana salakmışım gibi davranıldı yanımda kuzenim vardı hani ben mi abartıyorum diye düşünüyordum ama o da aynı fikirdeydi çok utandım, yerin dibine girdim o tavır karşısında. siz yanıt vermediniz mi demeyin elbette cevap verdim, haber veririz dediğiniz için haber verdiniz sandım direkt yüzyüze görüşürüz diye düşündüğüm için aramadım dedim. zaten kendilerinin araması gerekmez miydi böylece yanlışlık olduğunu da ben oraya gitmeden önce anlamış olurlardı. her neyse eline şeker verilmişte geri alınmış çocuk gibi kaldım ortada. annemi görmeliydiniz sanki atanmışım gibi sevinmişti böyle olunca içim gitti. iyice şevkim kırıldı her şeye karşı nasibim yoktur belki diye düşünmeye başladım. bazı insanlar çok şanslı bunu kıskandığım için değil imrendiğim için söylüyorum gıpta ile bakıyorum. bir arkadaşım var misal hemen atanamadı evet ama işleri hep istediği gibi gitti bu yıl ise 1360lı sıralamadan mülakata girip 732ye mi ne yükselip atandı, üni son sınıfta o mekan bu mekan gezdiğini instada gördüğüm kişiler ilk yıl atandı, eski oda arkadaşım üni okumak istemiyordu babası zorla okutuyordu ilk yılında derece yapıp atandı üstelik bana dediği sadece son 3 ay bir iki kitaptan ve konu seçerek çalıştığıydı zaten zeki bir kızdı okuduğunu hemen kavrardı ama Allahın gücüne gitmesin bazen haksızlıkmıs gibi geliyor benim hayalimdi öğretmenlik bu yıl da en az o arkadaş kadar çalıştım ama şimdi geldiğim noktada her şeyden iğrenmiş vaziyette ve atanmanın imkansızlaştığına inandığım, okuduğunu 9494 kere okuyunca anca anladığım bir noktadayım. şimdi sınav sistemi de değişti iyice her şey belirsiz ve tekrar hazırlanmaya gücüm yeter mi bilmiyorum, tekrar kitap masrafı vs gerek ailemden isteyecek yüzüm yok, zaten bir iş yerine kabul edilsem sınavı birlikte yürütebilir miyim bilmiyorum çünkü tezgâhtarlık vs gibi işlerin şartlarını biliyorsunuz tüm günüm gidecektir başka yerlerde almıyor veya tecrübe arıyor, simdi katiplik sınavını bekliyorum ama oradan da umudum yok onca insan giriyor bana mı sıra gelir diye düşünüyorum, torpilim de yok çünkü. yani baya bir sıkışmış haldeyim. sevgilim evlenelim istiyor, evlenince bu konuda benim için bir son olmayacağını ben istediğim sürece kpss konusunda destek çıkacağını söylüyor istemezsem de bunun baskısını şimdiki gibi üzerimde hissettirmeyeceğini çalışıp çalışmamamın onun için önemi olmadığını söylüyor. ablam elime işimi almadan asla böyle bir adım atmamamı pişman olacağımı söylüyor ve beni daha çocuk görüyor evliliği kaldırabileceğimi düşünmüyor (ev işlerindeki hamaratsızlığımdan ve cok el bebek gül bebek büyümüş olmamdan dolayı bunların hepsinden sevgilime bahsetmiş durumdayım). açıkçası ben de evlenmek istiyorum (24 yaşındayım sevgilim 30), hayatımın güzel zamanlarını atanmayı bekleyerek, iş bulmayı bekleyerek ertelemek istemiyorum ama bir yanım da mağdur kadınları görünce korkuyor ve ablama hak veriyorum. sakın beni evliliği kaçış gören biri olarak düşünmeyin, ben aile evimde maddi değil fakat harici oldukça rahat yaşıyorum evlenince sorumluluklarımın artacağını şimdiki kadar rahat olamayacağımı farkındayım ama bazen diyorum ki benim artık sorumluluk almam gerek belki de tüm bu sıkıntılarımın, kendimi ot gibi hissetmemin sebebi bu kadar rahat olmamdır hatta belki kendimi yırtarak ders çalışamıyor oluşumun nedeni de budur bilmiyorum ki. sevgilimi seviyorum, onun doğru insan olduğuna inanıyorum birlikte çıkabilecek tüm sorunların üstesinden gelebilirmişiz gibi hissediyorum bu yüzden neden bu durumu erteleyeyim ki diyorum nisanda 1 seneyi dolduracağız. ama çok kararsızım, hangi yolu seçersem seçeyim içimdeki huzursuzluk, korku geçmeyecek gibi geliyor. bugün öğretmenler günü, öğretmen bile olmayanların ücretli ile öğrencileriyle buluştuğu bugünde ben evimde ağlayarak bunları yazıp o insanları şanslı görüyor, gıpta ile bakıyorum, evlenip yuvasını düzenini kurmuş insan görünce özeniyorum kolay değil biliyorum ama en azından bir hayat yaşıyorlar diyorum, ben artık hayat yaşadığıma inanmıyorum, ecelimin geleceği gün için gün dolduruyorum resmen. hobi edineyim onu bunu yapayım diyorum ya maddi ya da mental olarak kendime ket vuruyorum. bu dönemden nasıl kurtulabilirim kafayı yiyecek gibi hissediyorum, neyi yanlış yapıp düşünüyorum?
Kendini güzel ifade etmişsin üzülme sabret herşey geçecek. Ben terapiye hiç gitmedim ama on senedir fulsak diye bı hap kullaniyorum zaman zaman herkes boşluğa düşebilir sağlık diliyorum sana
 
Bu yaziyi okuyabilenler alkisliyorum :KK9:

Yanlis anlamayinda universitede hic virgul, paragraf, falan ogrenmedinizmi ya
Gercekten cok yorucu

Yazarken hic yorulmadinizmi
 
Okuyamadım. Nasıl öğretmensiniz yahu, nokta, virgül, paragraf gibi ögelerden bi habersiniz. İnsaf bu kadar karman çorman şeyi nasıl okuyalım.
size katılıyorum

bence de atanmadığı iyi olmuş, ben yurtdışına İngilizce e-mail gönderirken bile, büyük küçük harf, noktalama işaretleri, parağraf yapıyorum yahu. kaldı ki, kendi özdilim değil.

yakın arkadaşımın çocuğunun İngilizce ödevlerini kontrol ediyorum, çocuğun Türkçesi de , yazı becerisi de o kadar kötü ki, yemin ederim başka bir dili öğrenemiyor resmen, öğrendiğini de siz, Çin alfabesi gibi çözmeye okumaya çalışıyorsun. işte bir nesil böyle helak oldu valla
 
mesleği h
2022 yılında öğretmenlikten mezun oldum ilk sene sınava neredeyse hiç çalışmadım bahanelerim vardı pandemiden çıkmıştım, bunalmıştım, üni hayatının tadına varamamıştım şimdi tadına varmalıydım sonraki yıl nasıl olsa çalışır kazanırdım.. öyle olmadı sonraki yıl kısmi part işe girmiş olmama rağmen bir türlü ders çalışamadım mental olarak boşluktaydım ve kafamı bir türlü toparlayamıyordum öyle büyük dertlerimde yoktu halbuki kendi içimde savruluyordum hep her şeye bahanem vardı, hayata karşı korku, kaygı, isteksizlik ve umutsuzluk doluydum. ne kadar çalışırsam çalışayım atanamayacak hissi vardı içimde zaten gerçekten de istiyor muydum atanmayı onu da bilemez durumdaydım çünkü saçma sapan kaygılarım başlamıştı bu mesleği hakkıyla yapabilecek biri miydim, ömür boyu çalışmak isteyecek biri miydim..bir süre sonra işten dolayı çalışamıyorum diye bahane üretip tamamen sınava odaklanmak için sınava son 3-4 ay kala çıktım bu sefer iyice kötü bir mentale evrildim. hayatımın hiçbir döneminde sürekli dışarı çıkan, arkadaşları olan biri olmadım ama o yıl tamamen her şeyden kopmuştum ve artık dışarı çıkmak korkutucuydu buna ne zaman mecbur kalsam öfkeyle, gerginlikle doluyor söverek dışarı çıkıyor bazen de ağlıyordum. yeni bir ortama girmek benim için dünyanın sonu gibiydi. bu dönem kişisel ihtiyaçlarım bile yük geliyordu kendimi dünyanın en çirkin insanı hissediyordum ve ne yaparsam yapayım bu değişmeyeceği için tüm her şeye ne gerek vardı diyordum. ölmek istiyordum çünkü hayatta hiçbir işe yaramayan parazit birine dönmüştüm. ailemin de beklentilerini karşılayamıyor ve karşılayamacak olmaktan utanç duyuyordum bu nedenle onlardan maddi bir şey istemek zoruma gidiyordu. sonra bu böyle gitmeyecek diye düşünüp belediyenin psikologundan randevu almaya karar verdim (özel bir terapi almaya maddi durumum el vermiyordu), defalarca alıp iptal ettim ona bile isteğim yoktu ne işe yarayacak diye düşünüyordum ama bir gün artık canıma tak etti ve terapiye gittim. hüngür hüngür ağladığım bir seans sonrası 4-5 seans daha terapiye devam ettim. faydasını görmüştüm ve bunu görmek şevkimi arttırmıştı. son seansım öabt dönemine denk geldi sınavın ilk ayağı beklentimden iyi gelince belki bir umut diye tamamen kendimi derse vermek istedim ve seansımı sınav sonrasına ertelemek istedim. bana terapistimin geri dönüş yapacağı söylenmişti ama yapmadı ve ben de o dönem bir süre bunu bekledim sonra aramadı, aramayışına gereksiz bir içerledim ve terapiye gitmeyi bıraktım zaten en fazla 9 seans gidebiliyormuşum benim gidecek 3-4 aralıklı seansım kalmıştı. her neyse, daha sonra terapi sürecinde farkındalık kazandığım bazı şeyleri kendim halletmeye karar verdim ve işe de yaradı. eskiye göre kendimi daha iyi hissediyor, toparlıyordum. bu bir fırsat dedim 2024 yılı benim yılım olacaktı çok iyi bir alt yapım olmadığı için Eylülden itibaren kpss çalışmaya başladım ancak benim ciddi dikkat dağınıklığım vardı yani bana terapistim bunun teşhisinin psikiyatri yapabileceğini oraya gitmem gerektiğini söylemişti yüksek bir ihtimal şüphemin doğru çıkabileceğini söylemişti ama ben ilaç kullanmaya mesafeliydim kendim halledebilirim diye düşünüp gitmedim yani dikkat dağınıklığı profesyonel bir teşhis değil ama şöyle söyleyeyim ilk ders çalışmaya başladığımda 15dk masada oturmak bile çok zordu ve ağlaya ağlaya oturuyordum. zaten tuhaftır ki ders çalışmaktan midem bulanıyordu. o aşırı ders çalışmadığım dönemlerde dahi düzenli olmasa da sürekli ders çalışmaya çalıştığım ve başarı gösteremediğim icin tiksinmiştim. her neyse bu süre zamanla arttı. kendim için iyi bir yol katetmiştim. o dönem ne yazık ki gönül işleriyle alakalı bazı şeylerle kafamı kurcaladığım oldu cok ciddi şeyler değildi ama inanın ki eskiden olsa bu durumlar beni her şeyden alıkoyardı ama eskiye nazaran bana etki etmesini ciddi miktarda azaltmıştım ve derslerime çalışıyordum sonra zaten bu defterleri kapattım. ramazana kadar kendime göre cok iyi bir dönem geçirdim 4-6 nadiren de 8 saatleri buluyordum. ama ramazanda dağıldım, düzenim alt üst oldu ve o dönem şimdiki sevgilimle tanıştım tanışmamızda kpss vesilesiyle oldu ve ondan derslerimden dolayı kaçmaya çalışıyordum şimdi zamanı değildi. ama gönül işte söz dinletmek kolay değil en azından kendi adıma çünkü size uymayabilir fakat iyi bir aile kurmak benim bu hayatta en çok umduğum şeylerden biri o yüzden aradığım insanı bulma ihtimalim varsa orada bir dururum. öyle de oldu, bu defterleri kapattığımı düşündüğüm dönemde sevgilimle tanıştım ve ne kadar kaçmak istesem de benim için doğru insanı bulduğuma inandım. derslerime etki etmemesi için uğraş gösterdim ama uzaktaydık, ramazandı ve ben kendimi leyla hissetmeye başladığım bir döneme girdim ve irademin kontrolünü ilk döneme nazaran kaybettim. hiçbir zaman tamamen çalışmayı bırakmadım ama ilk dönem kadarda sıkı çalışamadığım bir dönem geçirdim. sonuç ise bu yılda atanamadım. üstelik aldığım puandan da memnun değilim. ilk yıl 13 ikinci yıl 7 bu yıl da 5bin küsürlerde sıralama yaptım. atanmamın garanti olması içinse ilk 500e girmem şart. bu durum beni baya bir sarstı haliyle, bir yıl boyunca kendimce emek ettim bilemiyorum belki daha iyisi olabilirdi çünkü her zaman daha iyisi olabilir muhakkak ama bundan daha iyi bir sonucu hak ettiğime inanıyorum çünkü elimden geldiğince eski halime göre kendimi toparlamıştım:KK43: en azından mülakata girebilmeliydim. zaten ben sınavdan çıkınca kendi kontrol ettiğim yanıtlarla optiğim arasında çok fark görüp inanamadım ilk 2 sene motamot kontrolüm doğru çıkardı en fazla 1-2 soruyu yanlış hatırlıyor olurdum ama bu yıl gkgy için 3 soru öabt için 4 sorumun optikteki görünümünden şüpheliyim açıkçası çünkü insan hangi soruyu boş bıraktı bilmez mi?? boş bıraktığım doğru/yanlış işaretli boş bırakmadığımı düşündüğüm soru boş bırakılmış görünüyordu. fakat ösymye herhangi bir itirazda bulunmayı düşünmedim çünkü bulunsam da zaten atanmam için yeterli olmayacaktı. her neyse şimdi bulunduğum noktada işsizim, mutsuzum, kendimi yük ve işe yaramaz hissediyorum. başladığım noktaya dönmüş gibiyim, yine eve kapandım, yeni bir şeylere başlamak gözümde korkunçlaşmaya başladı, cesaretsizleştim. birilerine yük olarak, hayata atılmaya çalışıp birilerini parazitliğimle, mutsuzluğumla mağdur edeceğim bir ihtimalle yaşamaktansa yaşamamayı yeğliyor, bunu diliyorum her gün. git çalış bir yerde diyeceksiniz haklısınız ama sınav açıklandığından beridir işkurdan, eleman ve kariyernetten başvurmadığım yer kalmadı, ücretliden de dönüş olmadı. sadece 3 yerden dönüş aldım 2si evime çok uzak kaldı gidip gelmeme değmeyecekti asgari ücretle, birini kabul ettim abiyecide satış yapacaktım ilk hafta deneme dediler sigorta yapmayız para vermeyiz dendi kabul ettim yine de yeter ki çalışayım dedim aileminde haklı olarak baskıları vardı çünkü insanlar boş durmadığımı görsün istedim, ben de en azından ihtiyaçlarıma para çıkarayım dedim çünkü bu durumda inanın ailemden bir kıyafet parası istemek bile zor geliyor zaten isteyince de dışarı çıkmıyorsun ki ne gerek var oluyor, haklılar hiçbir sey diyemiyorum.. neyse 3 gün her şey iyiydi çalıştım ama sorduğum hiçbir konuda da kimseden yanıt alamıyordum yani misal prim var dendi prim ortalama ne kadar diyorum patrona çalışanlar bilgilendirir diyor onlara soruyorum maaş sorulmaz deniyor daha başka şeyler de böyle bu sadece örnekti her şey belirsizdi anlayacağınız ve gün sonunda bana tuvalet temizliği yapılacağı söylendi belki beni kınarsınız ama zoruma gitti o an onca yıl bunun için mi okudum diye düşündüm okumasaydım da bu noktada hatta belki daha iyi yerlede olurdum dedim zaten başlangıçta da bana böyle bir şey denmemişti ben kendi aile evimde bile mecbur kalmadıkça banyo temizliğini yapmıyorken dışarıda yapacak olmak zor geldi ve çıktım 3 günüm 0 lira ile öylesine gitti. sonra geçenlerde ücretli için arandım o kadar mutlu oldum ki anlatamam ama yine de içime tonla kaygı, korku girdi ya beceremezsem, şikayet alırsam, nasıl ders anlatacağım, çocuklara yetebilecek miyim diye kendimi yedim görüşme öncesi krize girdim desem yeridir gözlerim doluyor, ayaklarım titriyordu. ama kendine gel dedim ne olursa olsun gideceksin, deneyeceksin nereye kadar kaçabilirdim. öyle yaptım gittim görüştüm bana yarın haber veririz size çok insanla görüştük vs dendi. yarın oldu haber gelmedi. ertesi gün oldu gelmedi. sonraki gün (okulun ilk günü) kahvaltıda bir mesaj "ücretli için gereken evraklar..." diye başlayan sevindim kahvaltımı yapıp hemen evrakları ayarladım okula gittim. ne mi oldu dersiniz? bana mesaj atanlar beni tanımadı, mesaj atacakları kişi ben değilmişim, yanlışlık olmuş gitmeden evvel keşke arasaymışım ve tavrı görmeliydiniz bana salakmışım gibi davranıldı yanımda kuzenim vardı hani ben mi abartıyorum diye düşünüyordum ama o da aynı fikirdeydi çok utandım, yerin dibine girdim o tavır karşısında. siz yanıt vermediniz mi demeyin elbette cevap verdim, haber veririz dediğiniz için haber verdiniz sandım direkt yüzyüze görüşürüz diye düşündüğüm için aramadım dedim. zaten kendilerinin araması gerekmez miydi böylece yanlışlık olduğunu da ben oraya gitmeden önce anlamış olurlardı. her neyse eline şeker verilmişte geri alınmış çocuk gibi kaldım ortada. annemi görmeliydiniz sanki atanmışım gibi sevinmişti böyle olunca içim gitti. iyice şevkim kırıldı her şeye karşı nasibim yoktur belki diye düşünmeye başladım. bazı insanlar çok şanslı bunu kıskandığım için değil imrendiğim için söylüyorum gıpta ile bakıyorum. bir arkadaşım var misal hemen atanamadı evet ama işleri hep istediği gibi gitti bu yıl ise 1360lı sıralamadan mülakata girip 732ye mi ne yükselip atandı, üni son sınıfta o mekan bu mekan gezdiğini instada gördüğüm kişiler ilk yıl atandı, eski oda arkadaşım üni okumak istemiyordu babası zorla okutuyordu ilk yılında derece yapıp atandı üstelik bana dediği sadece son 3 ay bir iki kitaptan ve konu seçerek çalıştığıydı zaten zeki bir kızdı okuduğunu hemen kavrardı ama Allahın gücüne gitmesin bazen haksızlıkmıs gibi geliyor benim hayalimdi öğretmenlik bu yıl da en az o arkadaş kadar çalıştım ama şimdi geldiğim noktada her şeyden iğrenmiş vaziyette ve atanmanın imkansızlaştığına inandığım, okuduğunu 9494 kere okuyunca anca anladığım bir noktadayım. şimdi sınav sistemi de değişti iyice her şey belirsiz ve tekrar hazırlanmaya gücüm yeter mi bilmiyorum, tekrar kitap masrafı vs gerek ailemden isteyecek yüzüm yok, zaten bir iş yerine kabul edilsem sınavı birlikte yürütebilir miyim bilmiyorum çünkü tezgâhtarlık vs gibi işlerin şartlarını biliyorsunuz tüm günüm gidecektir başka yerlerde almıyor veya tecrübe arıyor, simdi katiplik sınavını bekliyorum ama oradan da umudum yok onca insan giriyor bana mı sıra gelir diye düşünüyorum, torpilim de yok çünkü. yani baya bir sıkışmış haldeyim. sevgilim evlenelim istiyor, evlenince bu konuda benim için bir son olmayacağını ben istediğim sürece kpss konusunda destek çıkacağını söylüyor istemezsem de bunun baskısını şimdiki gibi üzerimde hissettirmeyeceğini çalışıp çalışmamamın onun için önemi olmadığını söylüyor. ablam elime işimi almadan asla böyle bir adım atmamamı pişman olacağımı söylüyor ve beni daha çocuk görüyor evliliği kaldırabileceğimi düşünmüyor (ev işlerindeki hamaratsızlığımdan ve cok el bebek gül bebek büyümüş olmamdan dolayı bunların hepsinden sevgilime bahsetmiş durumdayım). açıkçası ben de evlenmek istiyorum (24 yaşındayım sevgilim 30), hayatımın güzel zamanlarını atanmayı bekleyerek, iş bulmayı bekleyerek ertelemek istemiyorum ama bir yanım da mağdur kadınları görünce korkuyor ve ablama hak veriyorum. sakın beni evliliği kaçış gören biri olarak düşünmeyin, ben aile evimde maddi değil fakat harici oldukça rahat yaşıyorum evlenince sorumluluklarımın artacağını şimdiki kadar rahat olamayacağımı farkındayım ama bazen diyorum ki benim artık sorumluluk almam gerek belki de tüm bu sıkıntılarımın, kendimi ot gibi hissetmemin sebebi bu kadar rahat olmamdır hatta belki kendimi yırtarak ders çalışamıyor oluşumun nedeni de budur bilmiyorum ki. sevgilimi seviyorum, onun doğru insan olduğuna inanıyorum birlikte çıkabilecek tüm sorunların üstesinden gelebilirmişiz gibi hissediyorum bu yüzden neden bu durumu erteleyeyim ki diyorum nisanda 1 seneyi dolduracağız. ama çok kararsızım, hangi yolu seçersem seçeyim içimdeki huzursuzluk, korku geçmeyecek gibi geliyor. bugün öğretmenler günü, öğretmen bile olmayanların ücretli ile öğrencileriyle buluştuğu bugünde ben evimde ağlayarak bunları yazıp o insanları şanslı görüyor, gıpta ile bakıyorum, evlenip yuvasını düzenini kurmuş insan görünce özeniyorum kolay değil biliyorum ama en azından bir hayat yaşıyorlar diyorum, ben artık hayat yaşadığıma inanmıyorum, ecelimin geleceği gün için gün dolduruyorum resmen. hobi edineyim onu bunu yapayım diyorum ya maddi ya da mental olarak kendime ket vuruyorum. bu dönemden nasıl kurtulabilirim kafayı yiyecek gibi hissediyorum, neyi yanlış yapıp düşünüyorum?
mesleği hakkıyla yapabilme endişesi
hatta mesleği sonradan istemediğini bile düşünebilirsin , herşeyi anlarım da, ömür boyu çalışmayı isteyecek miyim diye kendini sorgulamana şaşırdım , muhtemelen 22-23 yaşında bir gençsin ama hayatın gerçeklerinden bu kadar mı uzaksın, ya da ailen çok zengin ve sen öylesine okudun diyeceğim, ya da çok zengin koca hayalin mi vardı da okul bittikten sonra bunlar en büyük derdin oldu resmen..
 
2022 yılında öğretmenlikten mezun oldum ilk sene sınava neredeyse hiç çalışmadım bahanelerim vardı pandemiden çıkmıştım, bunalmıştım, üni hayatının tadına varamamıştım şimdi tadına varmalıydım sonraki yıl nasıl olsa çalışır kazanırdım.. öyle olmadı sonraki yıl kısmi part işe girmiş olmama rağmen bir türlü ders çalışamadım mental olarak boşluktaydım ve kafamı bir türlü toparlayamıyordum öyle büyük dertlerimde yoktu halbuki kendi içimde savruluyordum hep her şeye bahanem vardı, hayata karşı korku, kaygı, isteksizlik ve umutsuzluk doluydum. ne kadar çalışırsam çalışayım atanamayacak hissi vardı içimde zaten gerçekten de istiyor muydum atanmayı onu da bilemez durumdaydım çünkü saçma sapan kaygılarım başlamıştı bu mesleği hakkıyla yapabilecek biri miydim, ömür boyu çalışmak isteyecek biri miydim..bir süre sonra işten dolayı çalışamıyorum diye bahane üretip tamamen sınava odaklanmak için sınava son 3-4 ay kala çıktım bu sefer iyice kötü bir mentale evrildim. hayatımın hiçbir döneminde sürekli dışarı çıkan, arkadaşları olan biri olmadım ama o yıl tamamen her şeyden kopmuştum ve artık dışarı çıkmak korkutucuydu buna ne zaman mecbur kalsam öfkeyle, gerginlikle doluyor söverek dışarı çıkıyor bazen de ağlıyordum. yeni bir ortama girmek benim için dünyanın sonu gibiydi. bu dönem kişisel ihtiyaçlarım bile yük geliyordu kendimi dünyanın en çirkin insanı hissediyordum ve ne yaparsam yapayım bu değişmeyeceği için tüm her şeye ne gerek vardı diyordum. ölmek istiyordum çünkü hayatta hiçbir işe yaramayan parazit birine dönmüştüm. ailemin de beklentilerini karşılayamıyor ve karşılayamacak olmaktan utanç duyuyordum bu nedenle onlardan maddi bir şey istemek zoruma gidiyordu. sonra bu böyle gitmeyecek diye düşünüp belediyenin psikologundan randevu almaya karar verdim (özel bir terapi almaya maddi durumum el vermiyordu), defalarca alıp iptal ettim ona bile isteğim yoktu ne işe yarayacak diye düşünüyordum ama bir gün artık canıma tak etti ve terapiye gittim. hüngür hüngür ağladığım bir seans sonrası 4-5 seans daha terapiye devam ettim. faydasını görmüştüm ve bunu görmek şevkimi arttırmıştı. son seansım öabt dönemine denk geldi sınavın ilk ayağı beklentimden iyi gelince belki bir umut diye tamamen kendimi derse vermek istedim ve seansımı sınav sonrasına ertelemek istedim. bana terapistimin geri dönüş yapacağı söylenmişti ama yapmadı ve ben de o dönem bir süre bunu bekledim sonra aramadı, aramayışına gereksiz bir içerledim ve terapiye gitmeyi bıraktım zaten en fazla 9 seans gidebiliyormuşum benim gidecek 3-4 aralıklı seansım kalmıştı. her neyse, daha sonra terapi sürecinde farkındalık kazandığım bazı şeyleri kendim halletmeye karar verdim ve işe de yaradı. eskiye göre kendimi daha iyi hissediyor, toparlıyordum. bu bir fırsat dedim 2024 yılı benim yılım olacaktı çok iyi bir alt yapım olmadığı için Eylülden itibaren kpss çalışmaya başladım ancak benim ciddi dikkat dağınıklığım vardı yani bana terapistim bunun teşhisinin psikiyatri yapabileceğini oraya gitmem gerektiğini söylemişti yüksek bir ihtimal şüphemin doğru çıkabileceğini söylemişti ama ben ilaç kullanmaya mesafeliydim kendim halledebilirim diye düşünüp gitmedim yani dikkat dağınıklığı profesyonel bir teşhis değil ama şöyle söyleyeyim ilk ders çalışmaya başladığımda 15dk masada oturmak bile çok zordu ve ağlaya ağlaya oturuyordum. zaten tuhaftır ki ders çalışmaktan midem bulanıyordu. o aşırı ders çalışmadığım dönemlerde dahi düzenli olmasa da sürekli ders çalışmaya çalıştığım ve başarı gösteremediğim icin tiksinmiştim. her neyse bu süre zamanla arttı. kendim için iyi bir yol katetmiştim. o dönem ne yazık ki gönül işleriyle alakalı bazı şeylerle kafamı kurcaladığım oldu cok ciddi şeyler değildi ama inanın ki eskiden olsa bu durumlar beni her şeyden alıkoyardı ama eskiye nazaran bana etki etmesini ciddi miktarda azaltmıştım ve derslerime çalışıyordum sonra zaten bu defterleri kapattım. ramazana kadar kendime göre cok iyi bir dönem geçirdim 4-6 nadiren de 8 saatleri buluyordum. ama ramazanda dağıldım, düzenim alt üst oldu ve o dönem şimdiki sevgilimle tanıştım tanışmamızda kpss vesilesiyle oldu ve ondan derslerimden dolayı kaçmaya çalışıyordum şimdi zamanı değildi. ama gönül işte söz dinletmek kolay değil en azından kendi adıma çünkü size uymayabilir fakat iyi bir aile kurmak benim bu hayatta en çok umduğum şeylerden biri o yüzden aradığım insanı bulma ihtimalim varsa orada bir dururum. öyle de oldu, bu defterleri kapattığımı düşündüğüm dönemde sevgilimle tanıştım ve ne kadar kaçmak istesem de benim için doğru insanı bulduğuma inandım. derslerime etki etmemesi için uğraş gösterdim ama uzaktaydık, ramazandı ve ben kendimi leyla hissetmeye başladığım bir döneme girdim ve irademin kontrolünü ilk döneme nazaran kaybettim. hiçbir zaman tamamen çalışmayı bırakmadım ama ilk dönem kadarda sıkı çalışamadığım bir dönem geçirdim. sonuç ise bu yılda atanamadım. üstelik aldığım puandan da memnun değilim. ilk yıl 13 ikinci yıl 7 bu yıl da 5bin küsürlerde sıralama yaptım. atanmamın garanti olması içinse ilk 500e girmem şart. bu durum beni baya bir sarstı haliyle, bir yıl boyunca kendimce emek ettim bilemiyorum belki daha iyisi olabilirdi çünkü her zaman daha iyisi olabilir muhakkak ama bundan daha iyi bir sonucu hak ettiğime inanıyorum çünkü elimden geldiğince eski halime göre kendimi toparlamıştım:KK43: en azından mülakata girebilmeliydim. zaten ben sınavdan çıkınca kendi kontrol ettiğim yanıtlarla optiğim arasında çok fark görüp inanamadım ilk 2 sene motamot kontrolüm doğru çıkardı en fazla 1-2 soruyu yanlış hatırlıyor olurdum ama bu yıl gkgy için 3 soru öabt için 4 sorumun optikteki görünümünden şüpheliyim açıkçası çünkü insan hangi soruyu boş bıraktı bilmez mi?? boş bıraktığım doğru/yanlış işaretli boş bırakmadığımı düşündüğüm soru boş bırakılmış görünüyordu. fakat ösymye herhangi bir itirazda bulunmayı düşünmedim çünkü bulunsam da zaten atanmam için yeterli olmayacaktı. her neyse şimdi bulunduğum noktada işsizim, mutsuzum, kendimi yük ve işe yaramaz hissediyorum. başladığım noktaya dönmüş gibiyim, yine eve kapandım, yeni bir şeylere başlamak gözümde korkunçlaşmaya başladı, cesaretsizleştim. birilerine yük olarak, hayata atılmaya çalışıp birilerini parazitliğimle, mutsuzluğumla mağdur edeceğim bir ihtimalle yaşamaktansa yaşamamayı yeğliyor, bunu diliyorum her gün. git çalış bir yerde diyeceksiniz haklısınız ama sınav açıklandığından beridir işkurdan, eleman ve kariyernetten başvurmadığım yer kalmadı, ücretliden de dönüş olmadı. sadece 3 yerden dönüş aldım 2si evime çok uzak kaldı gidip gelmeme değmeyecekti asgari ücretle, birini kabul ettim abiyecide satış yapacaktım ilk hafta deneme dediler sigorta yapmayız para vermeyiz dendi kabul ettim yine de yeter ki çalışayım dedim aileminde haklı olarak baskıları vardı çünkü insanlar boş durmadığımı görsün istedim, ben de en azından ihtiyaçlarıma para çıkarayım dedim çünkü bu durumda inanın ailemden bir kıyafet parası istemek bile zor geliyor zaten isteyince de dışarı çıkmıyorsun ki ne gerek var oluyor, haklılar hiçbir sey diyemiyorum.. neyse 3 gün her şey iyiydi çalıştım ama sorduğum hiçbir konuda da kimseden yanıt alamıyordum yani misal prim var dendi prim ortalama ne kadar diyorum patrona çalışanlar bilgilendirir diyor onlara soruyorum maaş sorulmaz deniyor daha başka şeyler de böyle bu sadece örnekti her şey belirsizdi anlayacağınız ve gün sonunda bana tuvalet temizliği yapılacağı söylendi belki beni kınarsınız ama zoruma gitti o an onca yıl bunun için mi okudum diye düşündüm okumasaydım da bu noktada hatta belki daha iyi yerlede olurdum dedim zaten başlangıçta da bana böyle bir şey denmemişti ben kendi aile evimde bile mecbur kalmadıkça banyo temizliğini yapmıyorken dışarıda yapacak olmak zor geldi ve çıktım 3 günüm 0 lira ile öylesine gitti. sonra geçenlerde ücretli için arandım o kadar mutlu oldum ki anlatamam ama yine de içime tonla kaygı, korku girdi ya beceremezsem, şikayet alırsam, nasıl ders anlatacağım, çocuklara yetebilecek miyim diye kendimi yedim görüşme öncesi krize girdim desem yeridir gözlerim doluyor, ayaklarım titriyordu. ama kendine gel dedim ne olursa olsun gideceksin, deneyeceksin nereye kadar kaçabilirdim. öyle yaptım gittim görüştüm bana yarın haber veririz size çok insanla görüştük vs dendi. yarın oldu haber gelmedi. ertesi gün oldu gelmedi. sonraki gün (okulun ilk günü) kahvaltıda bir mesaj "ücretli için gereken evraklar..." diye başlayan sevindim kahvaltımı yapıp hemen evrakları ayarladım okula gittim. ne mi oldu dersiniz? bana mesaj atanlar beni tanımadı, mesaj atacakları kişi ben değilmişim, yanlışlık olmuş gitmeden evvel keşke arasaymışım ve tavrı görmeliydiniz bana salakmışım gibi davranıldı yanımda kuzenim vardı hani ben mi abartıyorum diye düşünüyordum ama o da aynı fikirdeydi çok utandım, yerin dibine girdim o tavır karşısında. siz yanıt vermediniz mi demeyin elbette cevap verdim, haber veririz dediğiniz için haber verdiniz sandım direkt yüzyüze görüşürüz diye düşündüğüm için aramadım dedim. zaten kendilerinin araması gerekmez miydi böylece yanlışlık olduğunu da ben oraya gitmeden önce anlamış olurlardı. her neyse eline şeker verilmişte geri alınmış çocuk gibi kaldım ortada. annemi görmeliydiniz sanki atanmışım gibi sevinmişti böyle olunca içim gitti. iyice şevkim kırıldı her şeye karşı nasibim yoktur belki diye düşünmeye başladım. bazı insanlar çok şanslı bunu kıskandığım için değil imrendiğim için söylüyorum gıpta ile bakıyorum. bir arkadaşım var misal hemen atanamadı evet ama işleri hep istediği gibi gitti bu yıl ise 1360lı sıralamadan mülakata girip 732ye mi ne yükselip atandı, üni son sınıfta o mekan bu mekan gezdiğini instada gördüğüm kişiler ilk yıl atandı, eski oda arkadaşım üni okumak istemiyordu babası zorla okutuyordu ilk yılında derece yapıp atandı üstelik bana dediği sadece son 3 ay bir iki kitaptan ve konu seçerek çalıştığıydı zaten zeki bir kızdı okuduğunu hemen kavrardı ama Allahın gücüne gitmesin bazen haksızlıkmıs gibi geliyor benim hayalimdi öğretmenlik bu yıl da en az o arkadaş kadar çalıştım ama şimdi geldiğim noktada her şeyden iğrenmiş vaziyette ve atanmanın imkansızlaştığına inandığım, okuduğunu 9494 kere okuyunca anca anladığım bir noktadayım. şimdi sınav sistemi de değişti iyice her şey belirsiz ve tekrar hazırlanmaya gücüm yeter mi bilmiyorum, tekrar kitap masrafı vs gerek ailemden isteyecek yüzüm yok, zaten bir iş yerine kabul edilsem sınavı birlikte yürütebilir miyim bilmiyorum çünkü tezgâhtarlık vs gibi işlerin şartlarını biliyorsunuz tüm günüm gidecektir başka yerlerde almıyor veya tecrübe arıyor, simdi katiplik sınavını bekliyorum ama oradan da umudum yok onca insan giriyor bana mı sıra gelir diye düşünüyorum, torpilim de yok çünkü. yani baya bir sıkışmış haldeyim. sevgilim evlenelim istiyor, evlenince bu konuda benim için bir son olmayacağını ben istediğim sürece kpss konusunda destek çıkacağını söylüyor istemezsem de bunun baskısını şimdiki gibi üzerimde hissettirmeyeceğini çalışıp çalışmamamın onun için önemi olmadığını söylüyor. ablam elime işimi almadan asla böyle bir adım atmamamı pişman olacağımı söylüyor ve beni daha çocuk görüyor evliliği kaldırabileceğimi düşünmüyor (ev işlerindeki hamaratsızlığımdan ve cok el bebek gül bebek büyümüş olmamdan dolayı bunların hepsinden sevgilime bahsetmiş durumdayım). açıkçası ben de evlenmek istiyorum (24 yaşındayım sevgilim 30), hayatımın güzel zamanlarını atanmayı bekleyerek, iş bulmayı bekleyerek ertelemek istemiyorum ama bir yanım da mağdur kadınları görünce korkuyor ve ablama hak veriyorum. sakın beni evliliği kaçış gören biri olarak düşünmeyin, ben aile evimde maddi değil fakat harici oldukça rahat yaşıyorum evlenince sorumluluklarımın artacağını şimdiki kadar rahat olamayacağımı farkındayım ama bazen diyorum ki benim artık sorumluluk almam gerek belki de tüm bu sıkıntılarımın, kendimi ot gibi hissetmemin sebebi bu kadar rahat olmamdır hatta belki kendimi yırtarak ders çalışamıyor oluşumun nedeni de budur bilmiyorum ki. sevgilimi seviyorum, onun doğru insan olduğuna inanıyorum birlikte çıkabilecek tüm sorunların üstesinden gelebilirmişiz gibi hissediyorum bu yüzden neden bu durumu erteleyeyim ki diyorum nisanda 1 seneyi dolduracağız. ama çok kararsızım, hangi yolu seçersem seçeyim içimdeki huzursuzluk, korku geçmeyecek gibi geliyor. bugün öğretmenler günü, öğretmen bile olmayanların ücretli ile öğrencileriyle buluştuğu bugünde ben evimde ağlayarak bunları yazıp o insanları şanslı görüyor, gıpta ile bakıyorum, evlenip yuvasını düzenini kurmuş insan görünce özeniyorum kolay değil biliyorum ama en azından bir hayat yaşıyorlar diyorum, ben artık hayat yaşadığıma inanmıyorum, ecelimin geleceği gün için gün dolduruyorum resmen. hobi edineyim onu bunu yapayım diyorum ya maddi ya da mental olarak kendime ket vuruyorum. bu dönemden nasıl kurtulabilirim kafayı yiyecek gibi hissediyorum, neyi yanlış yapıp düşünü
ekonomik durumda çok, kız çocuğu dışarda okumasın zihniyeti ile üniversiteye gidemeyen
19 yaşında komşu çocuğu ile aşk sanıp, evlenmek
2 sene geçmeden boşanmak ve karşı tarafın terörist çıkması
İzmir'e gelin gidip, Erzurum'un ilçesinde mağazada çalışıp hem 40 kilo vermek , hem baba evinin kirasını ödemek için çalışmak için mağazada çalışmak
Güç bela tehlikeli bir adamdan boşanmak
Dışardan üniversite okumak, hatta yüksek lisans yapmak, hatta KPSSS'de derece yapmak
Anne-babanın tüm geçimini sağlamak
Toplumda dul olmak
Özel dersanede asgari ücretten az almak....

2012 'den önce olanları da anlattım, sonrasını da. Atandığı okula bakmaya gitmeyen, en yakın dostumun hikayesi. O da, bir öğretmen... Senin yaşında ve senden farklı başladığı bir hikayede... şu an 36 yaşında...

bence sorun ettiğin şeyleri, yeniden düşün derim...
 
X