Yahu burada konu açanlar sürekli kendisi ile çelişmek zorunda mı? Konunuzda boşanmak istediğinizi ve eşinizinde git dava aç dediğini ve boşanma anlaşması yaptığınızı yazmadınız mı? Şimdi de sadece düşünüyorum diyorsunuz.Ben acaba doğru ifade edemedim mi kendimi? Boşanacağım diyip durmuyorum boşanmayı bile düşünüyorum dedim. Ve em kötü durumda hak talep edebiliyor muyum bunu öğrendim. Boşanacaksam bile çocuğumun hakkını son kuruşuna kadar almak için elimden geleni yaparım. Ama şu an nasıl bir yol izlemeliyim önce eşimle aram mı düzelmeli düzgünce kardeşiyle konuşmaya mı ikna etmeliyim ya da dediğiniz gibi zaten eşim mal mı kaçırıyor hiçbir şey bilmiyorum. Biraz fikir almak amaçlıyla konu açtım. Ama gidip kasaya oturup hesap yapmak şu an için düşüneceğim bir şey değil. Onu yapmam için boşanmaya karar vermem lazım. Boşanmayacaksam eşim bu hesabı yapmalı diye düşünüyorum.
Eşinizin ailesi boşanacağınızı biliyor mu?Yada onların yüzünden boşanacağınızı biliyor mu?Ben olsam söylerdim;"sayenizde oğlunuzun(kardeşinizin)yuvası yıkılıyor,zil takıp oynayın"diye...Eşiniz düzelmez haberiniz olsun.
Tamam ama şirket adamın üzerine siz gerçekten boşanmayı düşünüyor musunuz ? Eğer düşünüyorsanız şu an bu durum mal kacirma oluyor konu sahibi . Eşiniz bile sizi dolandiriyor olabilir ondan bahsediyorumMaaşı ve sigortası yatmalı zaten çünkü orada çalışıyor. Sabah açıyor gece kapatıyor hale gidip sebze alıyor işçilerle ilgileniyor. Maaşı hakkı zaten. Sorun başka işte krediyi fazla ödetiyor. Anne babası da oğlumuz patron oldu havasında abi kimin umrunda. Gerçi babası bu kadar detay bilse eminim ki eşimden yana olur da annesi tam bir şark kurnazı.
Şöyle bir durum var eşiniz orada çalışmıyor kendi işine devam ediyor ama kardeşi mesaisini markette harcıyor. Eğer şuan kardeş marketten mesaisine karşılık bir para almıyorsa aslında sizden fazla para çıkmış olmuyor. En kötü ihtimalle ayda 6 7 bin tl maaş alacağını var sayarsanız kardeşi de ortaya emeğini ve mesaini koyuyor.
Gelecek kârdan kardeşin mesaisi çıktıktan sonra kalan paya ortak olabilirsiniz ama zaten sizde başta 25000 tl eksik vermişsiniz.
Bu sebepler, ortada birde çocuk varken boşanmak için yeterli mi bilmem ama sizde başta duruma yaklaşırken ortak kafasıyla değil az para ile kâr ettim düşüncesi ile yaklaşmışsınız bu da hoş değil.
Marketin aylık kârı nedir ve ne kadar kredi ödeniyor bunları oturup kardeşi ile konuşmanız ve öyle hesap yapmanız lazım.
Ama her ne okursa olsun kardeşin gelen kârdan önce kendi mesaini alması ve kalan parayı bölüşmeniz lazım.
Biraz sakin olun ve bu konuda sürekli eşinizi ezmeyin. Kardeşini bir akşam yemeğe davet edip güzelce konuşun ve durumları netleştirin. Siz marketin 1/5 ine ortak olacak kadar para vermişsiniz eğer konuşmadan sonra durum içinize sinmiyorsa borç bittikten sonra yine marketin ederinin 1/5 ine denk gelecek şekilde paranızı ister çekilirsiniz.
Birde askerlik borcu konusunda biraz üstten yaklaşıyor gibisiniz. Nihayetinde evlenmeden önce sizin bir borcunuz olsaydı ve eşiniz size bu borçta yardımcı oluyor olsaydı bunun üzerine de lütfediyor gibi davransaydı hoş olur muydu bunu da biraz düşünün derim..
150 bin çekti ama ne kadar ödenecek toplamda belki 25 binin faiziyle bitmesini
Bekliyodur kaynin ayrıca marketle ilgilenmek çok zor siz saatiniz gelince işinizi bırakabilirsiniz ama market öyle degil
Yahu burada konu açanlar sürekli kendisi ile çelişmek zorunda mı? Konunuzda boşanmak istediğinizi ve eşinizinde git dava aç dediğini ve boşanma anlaşması yaptığınızı yazmadınız mı? Şimdi de sadece düşünüyorum diyorsunuz.
Konuyu gereksiz uzun yazmışsınız ben mi yanlış okudum yoksa?
1/5 ortaklığı dükkanın tamamı üzerinden söyledim. Şöyle ki dükkan siz aldığınızda 500000 tl imiş varsayalım ki bu gün 1000000 tl değerinde sizin hakkınız 1/5 yani 200000 tl olmalı onu kastettim. Kredi kaç yıllık çekildi ve dükkanın aylık net kârı nedir bunları bilip ondan sonra ilerlemek lazım ama sizin yerinizde ben olsaydım eşime destek olurdum bu konuda. Yani kardeşinden yediği bir kazık varsa ortada bir de ben üstüne gitmezdim. Bu işe girerken birlikte karar vermişsiniz ve şuan ki sonuçlarından da birlikte mesulsünüz. Zaten eşiniz ezilmeye müsait biri imiş anlattıklarınızdan bu çıkıyor ortaya ki ailesi de eziyor şahsen ben olsam arkasında durur kimsenin bir daha ezmesine müsaade etmezdim.Ben sanırım eksik anlattım düzenleyeceğim tekrar. Çünkü kardeşi maaşını alıyor. Ve ne kadar maaş aldığını bile bilmiyoruz o derece kendi kafasına göre at koşturuyor. Ya da diğer ortağa belki her şeyin hesabını veriyordur ama eşim ses çıkarmadığı için bizim hiçbir şeyden haberimiz olmuyor. Maaşı artı primleri ödeniyor çünkü dükkan onun üzerine.
Aslında bunu daha önce de anlattım ama anlaşılmadı sanırım. Biz 1/5 ortak değiliz. Çünkü diğer ortak zaten dükkanın yarı payına sahip. Yani o 250 ödedi ve dükkanın yarısı onun.
Kalan 250 için biz 100 kardeşi 150 ödediğinde yanlış hesaplamadıysam kardeşle aramızda yüzde 40 a yüzde 60 bir ortaklık olmalıydı ben böyle sanmıştım. Sonra kardeşi krediyi ortak ödeyeceğiz diyince de sevindim. Çünkü böylece yarı yarıya ortak olacağız diye düşündüm. Yani kredi ödemeden ortaklık payına sevinmedim. Yanlış anlaşılmış orası. Kaldı ki 25 bini faiziyle birlikte hesaplasak bile Aralık ayından bu yana yine kendi payımızı Ödemiş kar almaya başlamış olmamız gerekirdi diye düşünüyorum.
Kardeşi bizi ne zaman görse sürekli para derdinde. Bize geldiğinde evet dükkan konusu oluyor ama diyor ki bi yüz bin daha olsa işimizi görürdü. Ne anlatırsa anlatsın inandırıcı bulmam artık herhalde. Gelir gidere bakılması lazım bu da yemekte olcak şey değil diye düşünüyorum.
Askerlik konusunda haklısınız. Bazen kendime engel olamıyorum ve gereksiz çıkışlarım oluyor. Eminim ki benim borcum olsaydı eşim lafını etmezdi. Her şey üst üste geldi ve ben sanırım eşimin de beni enayi yerine koyduğunu ve aslında kardeşiyle iş birliği içinde olduğunu düşünmeye başladım. Buradaki birkaç yorumda da şu an aynı şeyleri okudum. Umarım aklıma gelen başıma gelmemiştir.
Ortaklık olayında sizin de en başta kardeşe karşı iyi niyetli olmadığınızı düşünüyorum.Merhaba hanımlar
Yıllardır burayı takip ederdim ama kendi konumu açmak için yeni üye oldum. Aslında iki konu var ama ortak noktası eş ailesi olduğu için ikisini birlikte anlatacağım. Biraz uzun olacak şimdiden okuyacak arkadaşlara teşekkür ederim.
Eşimle 2 yıl birliktelikten sonra evlendik. Bir ay sonra evliliğimizin de 2.yılı dolacak. Nişanlandık ailesiyle ilgili sorun yaşamaya başladım yanımda olmadı. takıntı yaptığımı söyledi zamanla ben de buna inandım. Bir daha ailemle ilgili bir şey anlatma dedi bazı şeyleri tek başıma yaşadım. Evlendikten sonra da sorunlar devam etti kendisi de görmeye başladı. Ya da ben sorun çıkarmayayım diye mi yanımda gibi göründü bilmiyorum artık her şeyi sorgular hale geldim. Ben de biraz drama queen bir insanım kabul. Basit bir şeyi abartıp hayatı kendime zehir edip saatlerce ağlayabilen bir insanım. Başlarda eşim ağladığım zamanlarda yanımda olurdu ama artık salonda tv izlemeyi tercih ediyor. Bıktı muhtemelen. Bıkarsa bıksın kendi kendime de ağlayıp rahatlıyorum kimsenin tesellisine ihtiyacım yok. Yapı gereği kolay ağlayan ama ağladıkça rahatlayıp kendimi daha iyi hisseden bir insanım normal mi bilmiyorum.
Ailesi nedeniyle hep kavga ettik ve kime anlatsam herkes bu durumu eşimin çözmesi gerektiğini söylüyordu ama o hiçbir şey yapmadı. Ben konu açtığımda sustu tartışmadan kaçtı. Hatta bazen susup anlamasını beklediğim zamanlarda bile çok iyi anladığı halde yine de tek kelime etmedi konuşmadı hep sustu hep pasif kaldı. Bu halleri beni hep daha fazla üzdü.
Zamanla farkettim ki benim sorunum ailesiyle değil eşimle. O bu kadar pasif davrandığı için ve bana karşı bu kadar duyarsız olduğu için ben ailesinden daha fazla nefret ettim. Biraz tavır koysa ailesine beni önemsediğini gösterse onlar da beni sevmeseler bile oğlumuzun eşi diyip saygı duyabilirlerdi. Karşımda duvar gibi bir insan var resmen. Hem duyarsız hem pasif. Bu pasifliği nedeniyle kendisinden de soğuduğumu farkettim. Bir de işten gelip yemek yiyip tv başına geçiyor. Ne bir sohbet ne bir iletişim. Ne güzel bir söz. Emekli dedeler gibi yaşıyor. Ben konu açarsam konuşuyoruz yoksa yok.
önemli ya da önemsiz onun ailesi yüzünden problemler yaşıyorum. Hiç alışık olmadığım şeyler yaşıyorum. Biraz da maddi sorunlar yaşıyoruz ki bu da eşimin askerlik borcu yüzünden. Çünkü dolar borç alıp bedelli askerlik yapmış ve doların yükseldiği dönemde borç veren kişi geri istedi kredi çekmek zorunda kaldık. Benimle hiç alakası olmayan benden önce alınmış bir borç ama hiç lafını etmedim birlikte bu yükün altına girdik. Hatta eşim başka bir kredi ödediği için ona çıkmadı ve krediyi ben çektim. Çünkü akrabası beklemediğimiz bir anda parasını isteyince eşim çok bunaldı ve başka çaremiz yoktu.
Tüm bunlara katlandığım halde duyarsızlığı ve pasifliği tak etti ve yeter artık dediğim anda beni nankörlükle itham etti. Bir aydır kendisiyle iletişim kurmuyordum. Duvara anlatsam dile gelirdi artık susmaya karar vermiştim. Kendisi de işten gelip yemeğini yiyor uykusu gelene kadar tv izleyip yatıyordu. Ben susunca iletişimimiz tamamen bitti.
İkinci meseleye gelecek olursak bizim bir arabamız vardı. Düğün takılarıyla almıştık. Modeli düşük eski bir arabaydı. Sonrasında eşim de üzerine ekledi model yükselttik. Amacımız elimiz düzeldikçe arabayı yükseltmekti. En son satıp bir iş yaparız hem dolar borcunu öderiz diyorduk. Borç veren kişiyle de konuşmuştuk canınızı sıkmayın bana lazım değil işinizi kurun o zaman ödersiniz diyordu. Sonra eşimin kardeşi bir işle geldi. Markete ortak olacakmış siz de olur musunuz dedi. Bana çok cazip geldi. Çünkü eşim işten çıkmamış olacak kardeşi marketle ilgilenecek. Bir ortak daha var ama o da sadece eşimin kardeşini istiyormuş başka ortak istemiyormuş. Şöyle anlaştılar 500 bin nakit verilecek market için. Bunun 250 binini diğer ortak verecek. 250 bin eşimle kardeşi. Biz arabayı sattık 100 bin ediyor. Kardeşinin de nakiti yok bankadan 150 bin çekti. Buraya kadar her şey normal görünüyor. O süreçte ben erken doğum yaptım hiçbir şeyi düşünmüyorum zaten sadece bebeğime odaklanmışım ama bir taraftan da inanılmaz seviniyorum çünkü oğlum kısmetiyle geldi marketimiz oldu falan. Tabi hiçbir detayı hesaplamıyorum ne de olsa eşimin kardeşi ilgileniyor. Ama burada eşim hesap yaptı mı o da benim gibi kardeşinden kazık mı yedi onu hala anlayamadım. Marketten bize ilk ay bir para geldi bir daha para gelmedi. Sadece tüm ortakların aylık ücretsiz alışveriş hakkı var ama nakit para gelmiyor. Eşime soruyorum diyor ki böyle karar verildi borçlar ödenene kadar kimse nakit almayacak. İyi diyorum ne güzel bizim paramız eksikti kardeşi bankadan daha çok çekti ama birlikte ödersek yine de kardeşiyle yarı yarıya ortağız diye seviniyorum bir de. Basit bir hesap yapsam anlayacağım ama gözüm kapalı resmen. Ta ki geçtiğimiz hafta abim bana işler nasıl diye sorana kadar kör gibi yaşadım. Şimdilik bir şey kazanmıyoruz kredi ödüyoruz diyince şaşırdı siz zaten nakit vermiştiniz kredi mi çektiniz dedi. Kardeşi çekti ama kardeşiyle yarı yarıya ortak olmak için biz de birlikte ödüyoruz dedim. Ama siz daha fazla Ödemiş olacaksınız diyince farkettim ki kredi borcu bitişinde biz 175 bin (100 bin nakit, 150 bin kredinin de yarısını biz ödeyince 75 de ordan) Ödemiş oluyoruz kardeşi ise sadece 75 bin. Yani cebinden bir kuruş çıkmamış oluyor. Ve kendisi bekar, ailesiyle yaşıyor kirası yok ev geçindirme derdi yok. Biz arabayı satıp bu işe girdik ve şu an iki tane kredi ödüyoruz bir de uyanık kardeşin kredisine ortağız. Sonra gelip eşime sordum neden böyle diye. Baştan öyle anlaştık kabul ettik dedi. Ben böyle anlamamıştım sen de mi anlamadın dedim. Anladım ama başka türlü diğer ortak kimseyi kabul etmiyorum demiş biz kardeşime kar ortağı olduğumuz için böyle dedi. Çünkü kardeşi girmese biz de bu işe giremezmişiz kardeşi sayesinde ortak olmuşuz onun parası olmasa Bile yine bir yerden bulur olurmuş da biz o kabul etmese olamazmışız. Yani kardeşi bizim sırtımızdan market sahibi oluyor benim anladığıma göre. Sizce yanlış mı düşünüyorum? Ama onun kredisine neden ortağız o zaman biz verdiğimiz para kadar ortak olalım krediyi ödemeyelim bize verdiğimiz nakit kadar aylık pay verilsin dedim. Ya da madem biz daha fazla ödüyorsak ortaklık payımız da dava fazla olmalı dedim. Öyle olmaz çünkü şu an dükkan kendini döndürüyor aylık bir kazanç yok günlük kazandıklarından kredi ödüyorlar falan filan dedi. Biraz üzerine gidince benim de sen söylemeden önce canım sıkkındı dedi. Çünkü şu an annesi babası sürekli dükkan sadece küçük kardeşinmiş gibi konuşuyor. Ramazan’da imsakiye bastırmış altına kendi ismini yazdırmıştı. Bir kere oraya gittiğimizde oğlumu severken sen amcanın dükkanına mı geldin falan dedi. Eşimin de bunlar kafasına takılmış. Ve bilin bakalım dükkan kimin üzerine? TABİKİ KARDEŞİN.
Başta anlattığım durumdan dolayı zaten gel gitler yaşıyordum. Şu olayı da görünce iyice çıldırdım. Bir şeyler yapması gerektiğini söyledim. Ne yapabilirim baştan kabul ettik diyip duruyor. Ya kardeşine artistlik yapmak için en başında bu durumu farketti ama sesini çıkarmadı. hadi benden nakit para git ortak ol havalarına girdi kardeşine karşı. Ya da başta o da benim gibi hesaplamadı sonradan farketti ama ben olay çıkarırım diye hiç dile getirmedi. nasıl olsa ben de farketmedim böyle devam edecekti. Bir aydır iletişim kurmuyordum ama son bir haftadır daha kötü durumdayız. Boşanmayı bile aklımdan geçiriyorum çünkü bu pasifliğine tahammül edemiyorum artık. Yaşadığım hiçbir sorunda bir duruşu tavrı olmadı. Benimle karşılıklı tartışmayı bile beceremedi hep sustu. Duvardan farksızdı. Ne yaşadıysam onun ve ailesinin yüzünden yaşadım. Şimdi de bu duruma sessiz kalıyor deliriyorum. Birkaç defa konuşmaya gitti kardeşi orada değilmiş. İstese arar geliyorum nerdesin der. Beni oyalıyor aklı sıra. Kardeşine ne diyeceğini bilmiyor.
Boşanma konusuna gelince artık soğudum pasifliğinden bıktım dedim. Bir sürü şey saydım. Senden kurtulmak mutlu olmak istiyorum ama öyle bir hale getirdin ki parasızlıktan boşanma davası bile açamıyorum dedim. Çok ağır konuştum. Nefret ettiğimi düşündü ama nefret etmiyorum işin kötüsü. Üzülüyorum bu haline. İnanılmaz içine kapanık bir insan. Ailesi hep kardeşini övdüğü için hep gölgede kalmış. Herkese karşı çok iyi niyetli bana karşı da hep iyiydi hakkını yemek istemiyorum. Öte yandan da o kadar enayi gibi hissediyorum ki kendimi. Acaba beni hep böyle iyi davranarak mı kandırdı diyorum.
Tanıdık avukatı var ben ayarlayacağım sen dava açma dedi. Sana iyi bir koca olamadım ama sen çocuğuma çok iyi bir anne oldun o yüzden asla onu senden koparmayı hiçbir zaman düşünmem dedi. Bildiğiniz boşanma anlaşması yaptık. Kredileri konuştuk falan. Bana biraz zaman ver yeni iş yeri olduğu için hemen izin almak istemiyorum bir gün izin alıp gider avukatla görüşür başvuru yaparım dedi. Ağladı. Sustu.
Bana zaman kazanmaya çalışıyor gibi geliyor. Kardeşiyle de hala gidip konuşmuyor. Evde süt dökmüş kedi gibi. Zaten bana hep yardım ederdi şimdi daha da fazla ediyor. Sürekli YouTube’da izlediği saçma dizilere söylenirdim şimdi tam tersi sürekli tv de tartışma programları açıp gündem takip ediyor. Bana sürekli bir şeyler söyleyip sohbet etmeye çalışıyor. Ben de beni oyalama artık dedim. Oyalamıyorum ama şu süreci evde düşman gibi geçirmek istemiyorum diyor.
O kadar karışığım ki. Bu zamana kadar bana olan duyarsızlığından sonra şimdi bir de beni enayi yerine koyduğunu düşünüyorum. Eğer öyle değilse de kardeşi bizi kazıklıyor şu an. Her türlü yine ben zarardayım yani. Ve ne yapacağımı bilmiyorum.
Bana bir yol gösterir misiniz ne yapayım? Gerçekten kafam o kadar dolu ki birinin şöyle hareket et demesine o kadar ihtiyacım var ki. Sorgusuz sualsiz söyleneni yapacak duruma geldim. Ailem henüz olayı bu kadar detaylı bilmiyor kimseye de anlatmak istemiyorum şu an. Önce bir kendim hazmetmek anlamak istiyorum.
Ortaklık olayında sizin de en başta kardeşe karşı iyi niyetli olmadığınızı düşünüyorum.
Bir de basit hesap yapsam anlarım demişsiniz ama bence basit değil detaylı bir hesap gerektiriyor bu durum. Ben market vs. konusunda tecrübeli değilim ama akla gelenler şunlar; bir market açılırken belli bir sermaye koyulur ve yine belli bir süre kar beklentisi olmaz. Kendini çevirise yeter yani.
Şimdi 250.000 için siz 100.000 koymuşsunuz ve bu yer açılmış kardeş ise 150.000 kredi çekmiş ki aylık ödemesi yaklaşık 9.000 olmalı. Bu durumda kârın 5/10'i diğer ortağın, 2/10'i sizin, 3/10'i ise kardeşin olmalı.
Size diyorlar ki kar kalmıyor yani tüm para ancak marketi ve krediyi çeviriyor. Yani bu durumda kardeş kişisi aylık kredisini marketten ödemek için 9.000 alıyor. Az önceki ortaklık paylarını düşünürsek bu paranın 4.500 ünü diğer ortak 1.800 unu siz ve 2700 ünü kardeş ödüyor aslında.
Peki markette kardeş yerine bir eleman çalıştırsanız yani tedarik zincirini kuran, malları sayan, satış yapan düzenleyen vs. zaten aylık 7-8.000 vermelisiniz. Yani hesapta çok da bir hata görünmüyor. Ve evet sizin payınız kardeşten daha az ve ne yazık ki sizin kardeşiniz çakallık yapıyor.
Siz mevcut düzeni bozmadan, işlerinizde devam edip kazanç elde etmeye devam ederken pastaninda en büyük dilimini istiyorsunuz. Peki kardeş de dışarıya çalışsa sizin gibi ve eleman tutsaniz farklı mı olacak? bu defa kar alamadığınız gibi cebinizden de her ay 1800lira eleman parası çıkacak, kardeşte başka bir işde çalışarak kazanç elde edecek ve kazancından 2700 elamana verecek. Değişen bir şey yok yani. Siz eleman olarak kardeşe para vermeyi hazmadememis görünüyorsunuz.
1/5 ortaklığı dükkanın tamamı üzerinden söyledim. Şöyle ki dükkan siz aldığınızda 500000 tl imiş varsayalım ki bu gün 1000000 tl değerinde sizin hakkınız 1/5 yani 200000 tl olmalı onu kastettim. Kredi kaç yıllık çekildi ve dükkanın aylık net kârı nedir bunları bilip ondan sonra ilerlemek lazım ama sizin yerinizde ben olsaydım eşime destek olurdum bu konuda. Yani kardeşinden yediği bir kazık varsa ortada bir de ben üstüne gitmezdim. Bu işe girerken birlikte karar vermişsiniz ve şuan ki sonuçlarından da birlikte mesulsünüz. Zaten eşiniz ezilmeye müsait biri imiş anlattıklarınızdan bu çıkıyor ortaya ki ailesi de eziyor şahsen ben olsam arkasında durur kimsenin bir daha ezmesine müsaade etmezdim.
Çok uzun olmasına rağmen hepsini okudum. Öncelikle bu devirde babana bile güvenme diye bir laf vardır ve çok doğru. Aile, akraba vs. bunlarla iş yapılmaz çünkü yabancıdan çok akrabalar bizi kazıklama derdine düşer. Ortaklığı feshedebiliyorsanız edin. Edemiyorsanız ve eşiniz konuşmuyorsa hala ailesine siz diş gösterebilirsiniz. Şuan eşinizle son noktaya gelmişsiniz zaten. İkiniz de ailenizin yıkılmaması için çaba gösterebilirsiniz tabi eğer yıkılmasını istemiyorsanız. Eşiniz ailede kardeşin daha çok övülmesinden kaynaklı bu derece pasif kalmış. Huy ve karakter o kadar çabuk değişmiyor. Eşinizle konuşup en azından sizi onaylamasını isteseniz ve siz bu aileye gereken sözleri söyleseniz olmaz mı acaba?Merhaba hanımlar
Yıllardır burayı takip ederdim ama kendi konumu açmak için yeni üye oldum. Aslında iki konu var ama ortak noktası eş ailesi olduğu için ikisini birlikte anlatacağım. Biraz uzun olacak şimdiden okuyacak arkadaşlara teşekkür ederim.
Eşimle 2 yıl birliktelikten sonra evlendik. Bir ay sonra evliliğimizin de 2.yılı dolacak. Nişanlandık ailesiyle ilgili sorun yaşamaya başladım yanımda olmadı. takıntı yaptığımı söyledi zamanla ben de buna inandım. Bir daha ailemle ilgili bir şey anlatma dedi bazı şeyleri tek başıma yaşadım. Evlendikten sonra da sorunlar devam etti kendisi de görmeye başladı. Ya da ben sorun çıkarmayayım diye mi yanımda gibi göründü bilmiyorum artık her şeyi sorgular hale geldim. Ben de biraz drama queen bir insanım kabul. Basit bir şeyi abartıp hayatı kendime zehir edip saatlerce ağlayabilen bir insanım. Başlarda eşim ağladığım zamanlarda yanımda olurdu ama artık salonda tv izlemeyi tercih ediyor. Bıktı muhtemelen. Bıkarsa bıksın kendi kendime de ağlayıp rahatlıyorum kimsenin tesellisine ihtiyacım yok. Yapı gereği kolay ağlayan ama ağladıkça rahatlayıp kendimi daha iyi hisseden bir insanım normal mi bilmiyorum.
Ailesi nedeniyle hep kavga ettik ve kime anlatsam herkes bu durumu eşimin çözmesi gerektiğini söylüyordu ama o hiçbir şey yapmadı. Ben konu açtığımda sustu tartışmadan kaçtı. Hatta bazen susup anlamasını beklediğim zamanlarda bile çok iyi anladığı halde yine de tek kelime etmedi konuşmadı hep sustu hep pasif kaldı. Bu halleri beni hep daha fazla üzdü.
Zamanla farkettim ki benim sorunum ailesiyle değil eşimle. O bu kadar pasif davrandığı için ve bana karşı bu kadar duyarsız olduğu için ben ailesinden daha fazla nefret ettim. Biraz tavır koysa ailesine beni önemsediğini gösterse onlar da beni sevmeseler bile oğlumuzun eşi diyip saygı duyabilirlerdi. Karşımda duvar gibi bir insan var resmen. Hem duyarsız hem pasif. Bu pasifliği nedeniyle kendisinden de soğuduğumu farkettim. Bir de işten gelip yemek yiyip tv başına geçiyor. Ne bir sohbet ne bir iletişim. Ne güzel bir söz. Emekli dedeler gibi yaşıyor. Ben konu açarsam konuşuyoruz yoksa yok.
önemli ya da önemsiz onun ailesi yüzünden problemler yaşıyorum. Hiç alışık olmadığım şeyler yaşıyorum. Biraz da maddi sorunlar yaşıyoruz ki bu da eşimin askerlik borcu yüzünden. Çünkü dolar borç alıp bedelli askerlik yapmış ve doların yükseldiği dönemde borç veren kişi geri istedi kredi çekmek zorunda kaldık. Benimle hiç alakası olmayan benden önce alınmış bir borç ama hiç lafını etmedim birlikte bu yükün altına girdik. Hatta eşim başka bir kredi ödediği için ona çıkmadı ve krediyi ben çektim. Çünkü akrabası beklemediğimiz bir anda parasını isteyince eşim çok bunaldı ve başka çaremiz yoktu.
Tüm bunlara katlandığım halde duyarsızlığı ve pasifliği tak etti ve yeter artık dediğim anda beni nankörlükle itham etti. Bir aydır kendisiyle iletişim kurmuyordum. Duvara anlatsam dile gelirdi artık susmaya karar vermiştim. Kendisi de işten gelip yemeğini yiyor uykusu gelene kadar tv izleyip yatıyordu. Ben susunca iletişimimiz tamamen bitti.
İkinci meseleye gelecek olursak bizim bir arabamız vardı. Düğün takılarıyla almıştık. Modeli düşük eski bir arabaydı. Sonrasında eşim de üzerine ekledi model yükselttik. Amacımız elimiz düzeldikçe arabayı yükseltmekti. En son satıp bir iş yaparız hem dolar borcunu öderiz diyorduk. Borç veren kişiyle de konuşmuştuk canınızı sıkmayın bana lazım değil işinizi kurun o zaman ödersiniz diyordu. Sonra eşimin kardeşi bir işle geldi. Markete ortak olacakmış siz de olur musunuz dedi. Bana çok cazip geldi. Çünkü eşim işten çıkmamış olacak kardeşi marketle ilgilenecek. Bir ortak daha var ama o da sadece eşimin kardeşini istiyormuş başka ortak istemiyormuş. Şöyle anlaştılar 500 bin nakit verilecek market için. Bunun 250 binini diğer ortak verecek. 250 bin eşimle kardeşi. Biz arabayı sattık 100 bin ediyor. Kardeşinin de nakiti yok bankadan 150 bin çekti. Buraya kadar her şey normal görünüyor. O süreçte ben erken doğum yaptım hiçbir şeyi düşünmüyorum zaten sadece bebeğime odaklanmışım ama bir taraftan da inanılmaz seviniyorum çünkü oğlum kısmetiyle geldi marketimiz oldu falan. Tabi hiçbir detayı hesaplamıyorum ne de olsa eşimin kardeşi ilgileniyor. Ama burada eşim hesap yaptı mı o da benim gibi kardeşinden kazık mı yedi onu hala anlayamadım. Marketten bize ilk ay bir para geldi bir daha para gelmedi. Sadece tüm ortakların aylık ücretsiz alışveriş hakkı var ama nakit para gelmiyor. Eşime soruyorum diyor ki böyle karar verildi borçlar ödenene kadar kimse nakit almayacak. İyi diyorum ne güzel bizim paramız eksikti kardeşi bankadan daha çok çekti ama birlikte ödersek yine de kardeşiyle yarı yarıya ortağız diye seviniyorum bir de. Basit bir hesap yapsam anlayacağım ama gözüm kapalı resmen. Ta ki geçtiğimiz hafta abim bana işler nasıl diye sorana kadar kör gibi yaşadım. Şimdilik bir şey kazanmıyoruz kredi ödüyoruz diyince şaşırdı siz zaten nakit vermiştiniz kredi mi çektiniz dedi. Kardeşi çekti ama kardeşiyle yarı yarıya ortak olmak için biz de birlikte ödüyoruz dedim. Ama siz daha fazla Ödemiş olacaksınız diyince farkettim ki kredi borcu bitişinde biz 175 bin (100 bin nakit, 150 bin kredinin de yarısını biz ödeyince 75 de ordan) Ödemiş oluyoruz kardeşi ise sadece 75 bin. Yani cebinden bir kuruş çıkmamış oluyor. Ve kendisi bekar, ailesiyle yaşıyor kirası yok ev geçindirme derdi yok. Biz arabayı satıp bu işe girdik ve şu an iki tane kredi ödüyoruz bir de uyanık kardeşin kredisine ortağız. Sonra gelip eşime sordum neden böyle diye. Baştan öyle anlaştık kabul ettik dedi. Ben böyle anlamamıştım sen de mi anlamadın dedim. Anladım ama başka türlü diğer ortak kimseyi kabul etmiyorum demiş biz kardeşime kar ortağı olduğumuz için böyle dedi. Çünkü kardeşi girmese biz de bu işe giremezmişiz kardeşi sayesinde ortak olmuşuz onun parası olmasa Bile yine bir yerden bulur olurmuş da biz o kabul etmese olamazmışız. Yani kardeşi bizim sırtımızdan market sahibi oluyor benim anladığıma göre. Sizce yanlış mı düşünüyorum? Ama onun kredisine neden ortağız o zaman biz verdiğimiz para kadar ortak olalım krediyi ödemeyelim bize verdiğimiz nakit kadar aylık pay verilsin dedim. Ya da madem biz daha fazla ödüyorsak ortaklık payımız da dava fazla olmalı dedim. Öyle olmaz çünkü şu an dükkan kendini döndürüyor aylık bir kazanç yok günlük kazandıklarından kredi ödüyorlar falan filan dedi. Biraz üzerine gidince benim de sen söylemeden önce canım sıkkındı dedi. Çünkü şu an annesi babası sürekli dükkan sadece küçük kardeşinmiş gibi konuşuyor. Ramazan’da imsakiye bastırmış altına kendi ismini yazdırmıştı. Bir kere oraya gittiğimizde oğlumu severken sen amcanın dükkanına mı geldin falan dedi. Eşimin de bunlar kafasına takılmış. Ve bilin bakalım dükkan kimin üzerine? TABİKİ KARDEŞİN.
Başta anlattığım durumdan dolayı zaten gel gitler yaşıyordum. Şu olayı da görünce iyice çıldırdım. Bir şeyler yapması gerektiğini söyledim. Ne yapabilirim baştan kabul ettik diyip duruyor. Ya kardeşine artistlik yapmak için en başında bu durumu farketti ama sesini çıkarmadı. hadi benden nakit para git ortak ol havalarına girdi kardeşine karşı. Ya da başta o da benim gibi hesaplamadı sonradan farketti ama ben olay çıkarırım diye hiç dile getirmedi. nasıl olsa ben de farketmedim böyle devam edecekti. Bir aydır iletişim kurmuyordum ama son bir haftadır daha kötü durumdayız. Boşanmayı bile aklımdan geçiriyorum çünkü bu pasifliğine tahammül edemiyorum artık. Yaşadığım hiçbir sorunda bir duruşu tavrı olmadı. Benimle karşılıklı tartışmayı bile beceremedi hep sustu. Duvardan farksızdı. Ne yaşadıysam onun ve ailesinin yüzünden yaşadım. Şimdi de bu duruma sessiz kalıyor deliriyorum. Birkaç defa konuşmaya gitti kardeşi orada değilmiş. İstese arar geliyorum nerdesin der. Beni oyalıyor aklı sıra. Kardeşine ne diyeceğini bilmiyor.
Boşanma konusuna gelince artık soğudum pasifliğinden bıktım dedim. Bir sürü şey saydım. Senden kurtulmak mutlu olmak istiyorum ama öyle bir hale getirdin ki parasızlıktan boşanma davası bile açamıyorum dedim. Çok ağır konuştum. Nefret ettiğimi düşündü ama nefret etmiyorum işin kötüsü. Üzülüyorum bu haline. İnanılmaz içine kapanık bir insan. Ailesi hep kardeşini övdüğü için hep gölgede kalmış. Herkese karşı çok iyi niyetli bana karşı da hep iyiydi hakkını yemek istemiyorum. Öte yandan da o kadar enayi gibi hissediyorum ki kendimi. Acaba beni hep böyle iyi davranarak mı kandırdı diyorum.
Tanıdık avukatı var ben ayarlayacağım sen dava açma dedi. Sana iyi bir koca olamadım ama sen çocuğuma çok iyi bir anne oldun o yüzden asla onu senden koparmayı hiçbir zaman düşünmem dedi. Bildiğiniz boşanma anlaşması yaptık. Kredileri konuştuk falan. Bana biraz zaman ver yeni iş yeri olduğu için hemen izin almak istemiyorum bir gün izin alıp gider avukatla görüşür başvuru yaparım dedi. Ağladı. Sustu.
Bana zaman kazanmaya çalışıyor gibi geliyor. Kardeşiyle de hala gidip konuşmuyor. Evde süt dökmüş kedi gibi. Zaten bana hep yardım ederdi şimdi daha da fazla ediyor. Sürekli YouTube’da izlediği saçma dizilere söylenirdim şimdi tam tersi sürekli tv de tartışma programları açıp gündem takip ediyor. Bana sürekli bir şeyler söyleyip sohbet etmeye çalışıyor. Ben de beni oyalama artık dedim. Oyalamıyorum ama şu süreci evde düşman gibi geçirmek istemiyorum diyor.
O kadar karışığım ki. Bu zamana kadar bana olan duyarsızlığından sonra şimdi bir de beni enayi yerine koyduğunu düşünüyorum. Eğer öyle değilse de kardeşi bizi kazıklıyor şu an. Her türlü yine ben zarardayım yani. Ve ne yapacağımı bilmiyorum.
Bana bir yol gösterir misiniz ne yapayım? Gerçekten kafam o kadar dolu ki birinin şöyle hareket et demesine o kadar ihtiyacım var ki. Sorgusuz sualsiz söyleneni yapacak duruma geldim. Ailem henüz olayı bu kadar detaylı bilmiyor kimseye de anlatmak istemiyorum şu an. Önce bir kendim hazmetmek anlamak istiyorum.
Canım benim öncelikle böyle bişey için yuvanı yıkma ayrıca sürekli maddi kaygı gütmüşsünüzz. Biz şu kadar verdik kardeşi bu kadar ama ortak olcaz diye esasında fazla pay almanız gerektiğini düşünüyosunuz fakat bu marketi kim işletiyor kakardeşi, yani gecesini gündüzüne katıp biyer işletmeye çalışıyor siz ve eşiniz ise normal hayatınıza devam ederken para kazancaksınız üçün beşin hesabını yapmayın bu noktada bence
Çok uzun olmasına rağmen hepsini okudum. Öncelikle bu devirde babana bile güvenme diye bir laf vardır ve çok doğru. Aile, akraba vs. bunlarla iş yapılmaz çünkü yabancıdan çok akrabalar bizi kazıklama derdine düşer. Ortaklığı feshedebiliyorsanız edin. Edemiyorsanız ve eşiniz konuşmuyorsa hala ailesine siz diş gösterebilirsiniz. Şuan eşinizle son noktaya gelmişsiniz zaten. İkiniz de ailenizin yıkılmaması için çaba gösterebilirsiniz tabi eğer yıkılmasını istemiyorsanız. Eşiniz ailede kardeşin daha çok övülmesinden kaynaklı bu derece pasif kalmış. Huy ve karakter o kadar çabuk değişmiyor. Eşinizle konuşup en azından sizi onaylamasını isteseniz ve siz bu aileye gereken sözleri söyleseniz olmaz mı acaba?
canım benim birazcık sabret yeni annesin duyguların değişti hayatın değişti bebeğine odaklan biraz akışa bırak yuva kurmak zor kolay olan o yuvayı yıkmak borç bitene kadar sabret derim o zaman ak koyun karakoyun ortaya çıkar böyle şeyler zihninizi çok yoruyorsa bi psikoloğa gidin hafif ilaçlar var onlarla destek alın bieşyler yapın ama yuvanızı yıkmayınKardeşi mesaisinin karşılığını alıyor ama ayrıca. Yani hem ortaklık payı hem de maaşını haklarını alıyor.
Boşanma meselesi ayrı bir konu. Bu market meselesi çıkmadan önce de zaten son bir aydır kötü gidiyordu her şey. İletişim problemimiz var. Eşimin hiç konuşmaması her şeye sessiz kalması, pasifliği beni çok bunalttı. Duyarsızlığına tahammül edemiyorum artık. Bunları yaşarken bir de market olayı üzerine gelince daha kötü oldu her şey.