- 6 Eylül 2010
- 307
- 151
- 123
"şu annemin sağlığına ben sevinirken onun içten içe öfke hissetmesi durumu ise inşallah olmuyordur, yoksa çok fena. sağlık bu. ben onun ailesiyle aram iyi olmadığı halde böyle bir duruma asla sevinemem. neden böyle bir yorum yaptınız ki ya içim acıdı."
Aslında siz annenizi arıyorken, onunla ilgileniyorken, onun iyi haberine sevinirken benim kendi annemle ilgilenememe kızardım demek istedim... Yoksa kimse kimsenin sağlığının bozulmasına sevinmez, kötülük anlamında demedim... Ama kendi durumuma bozulurdum, bir de bana bak der sinirlenirdim kendime ve dahil olan herkese.
Tekrar ailesine yaklaşıp eline yüzüne bulaştırmaktan korkuyordur, mantıklı olanın bu şekilde uzak kalmak olduğunu düşünüyordur, sizden de utanıyordur ama insan yüreği de özler ne kadar kızgın olsa da... Yeri geliyor hayatımızda bizi inciten insanları bile özleyebiliyoruz, "allah kahretmesin, yapmasaydı keşke" diye düşünüyoruz. (bu arada siz ben karışmıyorum diyorsunuz ama ailesiyle ilgili her şeyi de çok dikkatli takip ediyorsunuz, yani deyim yerindeyse eşiniz gözlem altında gibi hissettim... Tahminen o da hissediyor.) Ailesiyle arasını yeniden düzeltmek için umudu illa ki vardır, ama sizin arada annesiyle babanızla ilgili söyledikleriniz tam da bu sebepten ötürü canını sıkıyordur. Yani eşiniz bir "yukarı tükürse bıyık aşağı tükürse sakal" durumunda kalmış. Tam hikayeyi, ailenin pozisyonunu bilmiyoruz ama durumu kolay değil; bu durumda olsak bir çoğumuz mutsuz olurduk gibime geldi.
Her şey insanlar için, antidepresanlar bu durumlarda işe yarıyor; yanlış hatırlamıyorsam alacağını söylemiştiniz, bir süre sonra etki ederler diye düşünüyorum.
Eninde sonunda ailesiyle arasını düzeltecek, doğru olan da bu elbette. Belki kendine yol göstermeniz lazım. Ben hep görüş diyorum demişsiniz, ama eşiniz buna kızmayacağınıza inanmamış (aslında ben de inanmadım okuduğum 3-5 şey üzerinden.)
Mümkünse ailesine olan öfkenizi azaltın ve bunu ona biraz hissettirin ki o da ailesiyle görüşsün, hesaplaşsın, o da annesinin sağlık durumu için sevinsin, endişelensin vs...
Aslında siz annenizi arıyorken, onunla ilgileniyorken, onun iyi haberine sevinirken benim kendi annemle ilgilenememe kızardım demek istedim... Yoksa kimse kimsenin sağlığının bozulmasına sevinmez, kötülük anlamında demedim... Ama kendi durumuma bozulurdum, bir de bana bak der sinirlenirdim kendime ve dahil olan herkese.
Tekrar ailesine yaklaşıp eline yüzüne bulaştırmaktan korkuyordur, mantıklı olanın bu şekilde uzak kalmak olduğunu düşünüyordur, sizden de utanıyordur ama insan yüreği de özler ne kadar kızgın olsa da... Yeri geliyor hayatımızda bizi inciten insanları bile özleyebiliyoruz, "allah kahretmesin, yapmasaydı keşke" diye düşünüyoruz. (bu arada siz ben karışmıyorum diyorsunuz ama ailesiyle ilgili her şeyi de çok dikkatli takip ediyorsunuz, yani deyim yerindeyse eşiniz gözlem altında gibi hissettim... Tahminen o da hissediyor.) Ailesiyle arasını yeniden düzeltmek için umudu illa ki vardır, ama sizin arada annesiyle babanızla ilgili söyledikleriniz tam da bu sebepten ötürü canını sıkıyordur. Yani eşiniz bir "yukarı tükürse bıyık aşağı tükürse sakal" durumunda kalmış. Tam hikayeyi, ailenin pozisyonunu bilmiyoruz ama durumu kolay değil; bu durumda olsak bir çoğumuz mutsuz olurduk gibime geldi.
Her şey insanlar için, antidepresanlar bu durumlarda işe yarıyor; yanlış hatırlamıyorsam alacağını söylemiştiniz, bir süre sonra etki ederler diye düşünüyorum.
Eninde sonunda ailesiyle arasını düzeltecek, doğru olan da bu elbette. Belki kendine yol göstermeniz lazım. Ben hep görüş diyorum demişsiniz, ama eşiniz buna kızmayacağınıza inanmamış (aslında ben de inanmadım okuduğum 3-5 şey üzerinden.)
Mümkünse ailesine olan öfkenizi azaltın ve bunu ona biraz hissettirin ki o da ailesiyle görüşsün, hesaplaşsın, o da annesinin sağlık durumu için sevinsin, endişelensin vs...