Koyu renkle işaretlediğim kısımda yanlış, giyinmeyi makyaj yapmayı seven bir kadın bu alışkanlığını eşi için değiştirmemeli, bu eşimin bana mune ben sarı saç seviyorum, saçlarını sarıya boya demesi gibi birşey, ben esmerim kaşlar gözler kara, ten buğday, sarıya boyasam maskaraya dönerim.
Sende belki eşini fit ve bakımlı seviyorsun, şöyle üçgen vücut falan olsun istiyorsun belki, eşin üçgen vücut mu?
Sevmek böyle kalıplara sokulmaz, insan karşı cinsi olduğu gibi sevmelidir, ben kırışabilirim, saçlarımda beyazlar çıkabilir, gençliğimdeki gibi zayıf kalamayabilirim, erkeğin saçları dökülebilir, göbeği fırlayabilir.
Sevmeyi görselliğe bağladık toplumca.
O yüzden geçmişteki örnekleri verdim zaten, insanlar birbirini olduğu gibi severdi, sorunları yok muydu vardı tabii ki ama en azından birbirlerine bir saygıları vardı, kadının ve erkeğin ailesine büyük oldukları için bir hürmet vardı, şimdilerde adamın ailesi paşazade soyu, kadının ailesi ağaç kavuğu muamelesi görüyor, artık sevgilerde bile bir doyumsuzluk var, taviz verdikçe aman evine bağlı olsun, aman benle ilgilensin, aman yemeği aşı eksik olmasın, gömleği ütüsüz kalmasın, peki gülüm dedikçe doyumsuzlukları artıyor, saygı deseniz attaya gitti, sevgisiz saygısız evlilikler çoğaldı, genelleme gibi olmasın ama artık 10 evlilikten 8'i mutsuz evlilikler olmaya başladı.
Kadınların hiç mi suçu yok? Elbette var, kadınların da doyumsuzları var, en sabırlı insanı bile çileden çıkaran tutumları var ama geneline bakınca nedense çoğunlukla erkeklerin şımarıklıkları ağır basıyor.